Etiket: Orman

  • Devrek’teki orman yangınında soğutma çalışmaları tamamlandı

    Devrek’teki orman yangınında soğutma çalışmaları tamamlandı

    Devrek ilçesine bağlı Halilbeyoğlu köyü mevkisinde dün öğlen saatlerinde çıkan yangına çok sayıda arazöz, itfaiye aracı, su tankeri, sağlık ekibi, AFAD, jandarma ve iş makinesi sevk edildi. Ankara ve Bursa’dan jandarmaya ait iki helikopter de yangına havadan müdahale etti. Yaklaşık dört saat süren çalışmaların ardından yangın kontrol altına alındı. 22 dönüm arazide etkili olan yangında dünden bu yana soğutma çalışmaları devam etti.

    Jandarma ekipleri, jandarma helikopterlerinin yanı sıra arazözler, Orman Bölge Müdürlüğü’ne bağlı ekipler yangının kısa sürede kontrol altına alınıp soğutma çalışmalarının tamamlanması için büyük çaba sarf etti. Soğutma çalışmaları da öğlen itibariyle tamamlandı. Yetkililer, özellikle sıcak havalarda anız yangını yakılmaması, orman yangınlarının çıkabilme ihtimaline karşı dikkatli ve tedbirli olunmasını istedi.

  • Samsun’da ormanlık alanda yangın

    Samsun’da ormanlık alanda yangın

    Yangın, ilçeye bağlı Karadoruk Mahallesi’nde ormanlık alanda meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, yangını gören vatandaşlar 112 Acil Çağrı Merkezi’ne ihbarda bulundu. İhbar üzerine olay yerine itfaiye ekipleri, orman itfaiyesi ve SASKİ ekipleri sevk edildi. Vatandaşların da destek verdiği yangın, yapılan çalışmaların ardından söndürülerek kontrol altına alındı.

    50 dönüm alan zarar gördü

    Vezirköprü Kaymakamı Özgür Kaya, yangın bölgesine gelerek yetkililerden bilgi aldı, olay yerinde incelemelerde bulundu. Ekipler yangını söndürerek kontrol altına alırken, bölgede soğutma çalışması başlattı. yangın nedeniyle yaklaşık 50 dönümlük bir alanın zarar gördüğü öğrenildi.
    Yangınla ilgili inceleme başlatıldı.

  • Yatağan’da orman yangını

    Yatağan’da orman yangını

    Yangın ihbarının ardından bölgeye çok sayıda ekip sevk edilirken, rüzgarın etkisiyle alevlerin hızla yayıldığı bildirildi. Orman yangınına karşı mücadele, helikopter ve uçaklarla havadan, arazözler ve itfaiye ekipleriyle karadan sürdürülüyor.
    Ekiplerin yoğun çabasıyla yangının kontrol altına alınması hedeflenirken, yerleşim yerlerine herhangi bir tehdit oluşturmadığı öğrenildi. Yangının çıkış nedeni ise henüz belirlenemedi.

  • Keçi sürüsü ve çoban azaldı, orman yangınları arttı

    Keçi sürüsü ve çoban azaldı, orman yangınları arttı

    Aydın’ın Germencik ilçesine bağlı kırsal Dağyeni Mahallesi’nde yaşayan 47 yaşındaki İbrahim Kundak, yaklaşık 32 yıldır keçi çobanlığı yapıyor. Keçilere adeta aşık olduğunu söyleyen ve işini ilk günkü heyecanla yapan Kundak, dağlarda otlayan keçilerin doğal yangın savar vazifesi gördüğüne dikkat çekti. Orman yangını açısından riskli illerden olan Aydın’ın dağlarında otlattığı keçilerinin kuru otları temizlediğini ve yangın riskini en aza indirdiğini ifade eden Kundak, doğal yangın savar görevi gören keçilerin sayılarının artırılması gerektiğini belirtti. Keçi çobanlığının kolay iş olmadığını, artık bu işi yapan kişi sayısının yok denecek kadar az olduğunu vurgulayan Kundak, orman yangınlarının önlenmesi için devlet desteğiyle keçi sürülerinin sayılarının artırılması gerektiğini savundu.


    “Hayvanın olduğu yerde yangın zor olur”

    Germencik’in dağlarında otlattığı yaklaşık 400 adet keçisinin ormanlık alanlardaki kuru otlarının temizlenmesine yetmediğini, en az dağlarda 2-3 sürünün olması gerektiğini belirten Kundak, “Çobanlığı başka yapan kalmadı. Bir ben varım. Bir de benim bir dünür var. Onlar da azalttılar zaten. Aslında bu hayvanın devlet desteği ile çoğaltılması lazım. Çünkü yangın olayları arttı. Keçiyi eskiden ormana katmıyorlardı, ormana zarar veriyor diye. Halbuki çok yanlış. Keçinin, ormana devamlı faydası vardır. Mesela hayvanın gittiği yer ile gitmediği yere bakın. Keçi devamlı yol yapar. Oradaki otu kırar. Ama keçinin olmadığı yerde yangın riski daha yüksektir. Yangınların hızla yayılmasının nedenlerinden biri de artık dağlarda keçi sürüsünün olmamasıdır. Bende 400 hayvan var, az yani bu dağa. Aslında daha çok olması lazım.

    Bin keçi olması lazım, 2-3 sürü olması lazım dağda. Bu dağın her tarafı çamlık. Allah korusun burada bir yangın çıksa önlemek mümkün değil yani. Keçinin indiği yer sadece toprak olur ama girmediği yerde her taraf kuru ot olur ve yangın hızla yayılır. Ekonomik getirisini bir tarafa bırakalım, orman yangınlarının önlenmesi için dağlarda keçi olması lazım. Hayvanın olmadığı yerde yangın riski çok fazla olur. Keçiler doğal olarak yangını önler. O yüzden devletimizin bu hayvancılığı desteklemesi lazım” diye konuştu.

     

  • Elazığ’da orman ekipleri, denetimlerini sürdürüyor

    Elazığ’da orman ekipleri, denetimlerini sürdürüyor

    Ülke genelinde son günlerde yaşanan orman yangınlarına karşı teyakkuza geçen Elazığ Orman Bölge Müdürlüğü ekipleri, ormanlık alanlarda hem havadan hem de karadan denetim gerçekleştiriyor. Orman yollarında görev alan jandarma trafik ve asayiş ekipleri araç ve yayaları denetlerken, Orman Bölge Müdürlüğü ekipleri, dron ile havadan ve karadan denetim yapıyor. Şehir genelinde ormanlık alanlarda denetim yapan ekipler, hemen her gün çalışmalarını aralıksız olarak sürdürüyor. Hafta içi ve hafta sonları gece gündüz demeden orman yangınlarına karşı teyakkuzda olan ekipler, ormanlık alanda piknik yapan veya gezen vatandaşları da yangınlara karşı alınması gereken önlemler hakkında uyarıyor.

    ”Vatandaşlardan hassas davranmalarını istiyoruz”
    Ülke genelinde yangınların devam ettiğini belirten Harput Mahalle muhtarı Mehmet Demir, “Bunun için biz de dikkat ediyoruz. Şu anda Orman Bölge Müdürlüğü ekiplerimiz ve jandarma timlerimizle birlikte sahadayız. Orman Bölge Müdürlüğü ekiplerimizin burada gözetleme kuleleri var. ayrıca yangına müdahale araçlarıyla birlikte ormanlık alanlarımızda 24 saat nöbet tutuyorlar. Vatandaşlarımızdan ricamız, özellikle ateşle ormana girmemeleridir. Yollardan geçerken izmarit atmasınlar. Çünkü ormanlar bizim akciğerimizdir. Ormanlara zaten bir giriş yasağı var. Genelde her taraf tel örgü ile çekilmiş ama bazı vatandaşlarımız tel örgülerden geçerek ormanlık alanlara giriyorlar. Vatandaşlarımızın tel örgüyle çekilen yere girmemelerini öneriyoruz. Buraya gelen vatandaşlarımız şüpheli birisini görürse hemen 112 ekiplerini arasınlar. En az bizim kadar vatandaşlarımızın da bu konuya hassasiyet göstermelerini istiyoruz. Ormanlarımız koruyarak çoğaltmak istiyoruz. Ekiplerimiz burada 24 saat vardiyalı bir şekilde nöbet tutuyorlar. Dron ile havadan ve karadan denetimlerini sürdürüyorlar. Jandarma ekiplerimizle iş birliği içerisindeler ama vatandaşlarımızın da hassasiyet göstermelerini istiyoruz” dedi.

  • Konuşmak için ormana götürdüğü ortağını öldüren şahsın yargılanmasına başlandı

    Konuşmak için ormana götürdüğü ortağını öldüren şahsın yargılanmasına başlandı

    Olay, Samsun’un Canik ilçesi Hasköy Mahallesi’ndeki ormanlık alanda meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, 16 Nisan Salı saat 23.00’ten itibaren Muhammet Tuncel’den (26) haber alamayan yakınları polise kayıp başvurusunda bulundu. Samsun Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Müdürlüğü ve Canik İlçe Emniyet Müdürlüğü ekiplerince yapılan araştırmada, kayıp şahsın iş ortağı Harun Sipahi (27) ile en son beraber olduğu ve akabinde kaybolduğu tespit edildi. Polis tarafından gözaltına alınan Harun Sipahi, birlikte cam balkon işi yaptıkları ortağı Muhammet Tuncel ile konuşmak için Hasköy Mahallesi’nde ormanlık alana gittiklerini, kavga etmeleri neticesinde silahla ateş etmek suretiyle onu öldürdüğünü itiraf etti.

    Harun Sipahi’nin olay yerini göstermesi üzerine kayıp gencin cansız bedeni ormanlık alanda bulundu ve otopsi için Adli Tıp Kurumu Samsun Grup Başkanlığına gönderildi. Gözaltına alınan Harun Sipahi çıkarıldığı mahkemece tutuklandı ve hakkında adam öldürmek suçundan dava açıldı. Samsun 1. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen davanın ilk duruşması yapıldı. Kendini savunan Harun Sipahi, “Ben maktulü lise zamanından beri tanırım. Kendisi ile yaklaşık 10 yıllık bir arkadaşlığımızı vardır. Babasından dükkanı devraldık. Maktul ile ortak olarak çalıştık. Bu süreçte kendisinin uyuşturucu madde kullanıyordu. Aynı zamanda dükkanda ikamet ediyordu. Evli bir bayanla sohbet ettiğini biliyordum. Bu kişi gece vakti beni bile arayıp rahatsız ediyordu. Bu nedenle aile huzurum bozuldu. Ortaklığımızı sürecinde bir büfeye yaklaşık 70 bin TL’lik iş yapmıştık. Ancak maktul benden habersiz olarak şirketimizin alacağını tahsil etti. Olaydan sonra haberim oldu. Şirketin mali durumuna zarar verme maksatlı birçok eylemi vardır. Yine benim üzerime kayıtlı araç ile birçok kez trafik ihlali nedeniyle ceza geliyordu. Olay gününden bir gün önce bana ‘Paranı vereceğim, ortaklığı bitireceğiz’ dedi. Olay günü akşam şirket arabasını bana getirecekti. Getirmemesi üzerine kendisini aradım. Daha sonra buluştuk. Arabada bir süre sohbet ettik. Kendisi bana ‘Para Hasköy’de paranı vereceğim, ortaklığı bitiriyoruz’ dedi. Onun tarifi üzerine Hasköy’e gittik. ‘Dur’ dediği yerde aracımı durdurdum. Önce o indi, daha sonra bana küfür ederek benim de inmemi istedi. Birlikte ormanlık alana girdik. O önden gidiyordu. Telefonun ışığını yakarak yürüdük. Bu esnada yere eğildi ve bana doğru dönüp ‘Sana para falan yok’ diyerek doğmamış çocuğuma küfür etti. Bana silah doğrulttu. Silahı görünce eline tekme attım. Bir süre aramızda arbede yaşandı. Daha sonra yerde silahı gördüm. Bana doğru geldiği için bir el ateş ettim. Ancak dizine yara aldığı için üzerime gelmeye devam etti. O anlık korkuyla birkaç kez daha hedef gözetmeksizin ateş ettim. Daha sonra olay yerinden ayrıldım. İlk defa başıma böyle bir olay geldiği için ne yapacağımı bilmiyordum. O anlık korkuyla tabancayı bir yere attım. Delil karartma amacıyla bunu yapmadım. Devamında sanığın telefonunu da çöp konteynerine attım. Kendime geldiğimde teslim olmayı düşündüm” diye konuştu.

    “Sanık bu olayı tasarlayarak hareket etmiştir”
    Ölen Muhammet Tuncel’in babası Alaettin Tuncel, “Biz sanık ile olay gününden bir gün sonraki sabah olay yerine gittik. Beraber baktık. Bu süreçte bize hiçbir şey anlatmadı. Kamera kayıtlarına göre 22.06’da sanayiden ayrılıyor, 22.45’te maktulün telefonunun konumunu kapatıyor. Olay anlık gelişen bir olay değildir. Sanık bu olayı tasarlayarak hareket etmiştir. Telefonu 23.06’da çöpe atmıştır. Taraflar arasında maddi bir husumet olmadığını düşünüyorum. Zira ben her ikisine de maddi olarak destekte bulunmuştum. Olayın altında başka bir neden vardır. Sanık huzurunuzda yalan söylemektedir. Olaydan bir gün sonra olay yerine yaklaşık 500 metre mesafede story atarak iş yaptığını göstermiştir. Bu durum beni ve ailemi yaralamıştır. Ben sanıktan şikayetçiyim” şeklinde konuştu.

    Anne Şengül Pala ise, “Sanık ile oğlum arasında herhangi bir husumete şahit olmadım. Kısa zaman öncesine kadar da birlikte hareket ederlerdi. Aramızda hiçbir husumet yoktur. Ben sanıktan şikayetçiyim” şeklinde konuştu.
    Duruşma tanıkların dinlenilmesi için ileri bir tarihe ertelendi.

  • Afyonkarahisar’da orman yangını sürüyor

    Afyonkarahisar’da orman yangını sürüyor

    Yaklaşık 30 hektarlık alanda süren yangına hem karadan hem de havadan müdahale ediliyor. Kırka beldesinde ormanlık arazideki yangın itfaiye ekiplerinin hummalı çalışmasına rağmen henüz kontrol altına alınamadı. Çok sayıda itfaiye aracının ve vatandaşların yangın ile mücadelesi sürüyor.
    Öte yandan, yangında hasar gören alan havadan görüntülendi.

  • Ateş savaşçısı o anları anlattı

    Ateş savaşçısı o anları anlattı

    Bolu’nun Göynük ilçesinde 72 saat sonra söndürülen orman yangınında soğutma çalışmaları devam ediyor. Yangına müdahalenin 2’ncü gününde Mengen Orman İşletme personellerinden 4 kişi, rüzgarın tersten esmesiyle çevrelerini saran alevlerin arasında kaldı. Alevler ile aralarında 5 metre olan personeller alandan uzaklaşmaya başladı. Dik yamaçtan daha fazla kaçamayan işletme şefi, ‘Beni bırakın, siz devam edin’ demesine rağmen ateş savaşçılarından Mustafa Nazlı, geriye dönerek şefini yalnız bırakmadı. O anları İHA’ya anlatan orman personeli Mustafa Nazlı, “Ömrümde öyle bir şey görmedim, Allah bir daha göstermesin” dedi.

    “Saniyeler içinde yangın metrelerce ilerledi”

    Yaşananları anlatan orman personeli Mustafa Nazlı, “Yangının ortasında kaldığımız alan çok dik araziydi. Arazinin yapısı kayaydı. Bastığımız yer kayıyordu. Şefimizle beraber yangını söndüre söndüre 500-600 metre aşağıya indik. Az daha ilerlediğimizde alevler harlanmaya başladı. Hortum istedik ancak gelmedi. Şefimiz telsizden helikopterden bulunduğumuz yere sorti yapmasını istedi. Sorti de gelmedi. Bu sefer ateş harlandı. Saniyeler içinde yangın metrelerce ilerledi. 50 metre yukarımızda olan müdür yardımcımız, ‘Kaçın’ diye bağırmaya başladı. Herkesin koştuğunu gördüm, hemen depar attım herkesi geçtim” diye konuştu.

    “Şefim, ‘Kendi canını kurtar’ dedi, kabul etmedim”

    Şefinin geride kaldığını söyleyen Nazlı, “Zaten ondan önceki günden dolayı yorgunduk. Alevler L şeklinde etrafımızı sardı, kaçacağımız taraf kapandı. Şefim, ‘Ben gelemiyorum. Gelemeyeceğim, beni bırak git. Kendi canını kurtar’ dedi. Kabul etmedim ve arkadaşlara seslendim ancak herkes kendi derdine düşmüştü, duymadılar. Şefimin koluna girerek dik yamaçta koşmaya başladık ancak çok yorulduk, ciğerimiz şişti. Her yer duman altı oldu. Her taraf yandı, kaçacak bir taraf kalmadı. Şefime, ‘Herhalde biz burada yanacağız. Biz öldük’ dedim. Çünkü kaçma şansımız yok. Dereye insek, dere yanıyor. Yukarı çıksan ateş önümüze geçti. ‘Bittik’ dedim. Çünkü alevler çok yüksekti” şeklinde konuştu.

    “Şefimi orada bırakamazdım, bıraksam ömür boyu vicdan azabı çekecektim”

    Rüzgarın tersten esmesiyle yolun biraz açıldığını söyleyen Nazlı, “25 dakikada yukarı çıkabildik. Çaprazdan alevlerin etrafından dolanarak çıktık. Gözlerimiz doldu, şefim; “Sen olmasan orada kalmıştım” dedi. Şefimi orada bırakamazdım, bıraksam ömür boyu vicdan azabı çekecektim. Oradaki alevleri ve yaşadığımız durumu anlatmam tarifsiz bir durum. Şu an bile olayı anlatırken o anı yaşıyormuşum gibi hissettim. Titriyorum, kalbim atışı yükseldi. Binlerce hayvan telef oldu. Bir tane tavşan kurtarmak bana nasip oldu. İnsanlar orman yanınca sadece ağaçların ve örtülerin yandığını zannediyor ama binlerce hayvan telef oluyor. Hepsinin yuvaları yanıyor. Bolu tarihinin en büyük yangınıydı, çok büyüktü. Ömrümüzde öyle bir şey görmedik. Allah da bir daha göstermesin” ifadelerini kullandı.

  • Çankırı’da orman yangını hızla büyüyor

    Çankırı’da orman yangını hızla büyüyor

    Çankırı’nın Ilgaz ilçesine bağlı Meydan köyü mevkiinde ormanlık alanda çıkan yangın, rüzgarın da etkisiyle hızla büyümeye devam ediyor. Yangına havadan ve karadan müdahale sürerken, yangının bulunduğu bölgedeki Yukarımeydan ve Dere köyleri tahliye edildi.

    Tahliye edilen köylerdeki vatandaşlar, değerli eşyalarını yanlarına alarak uzaklaştı. Hızla yayılan yangın diğer yerleşim yerlerini de tehdit ederken, tedbir amaçlı tahliye edilen köyler dron ile havadan görüntülendi.

  • Aydın’daki Bozdoğan orman yangını kontrol altına alındı

    Aydın’daki Bozdoğan orman yangını kontrol altına alındı

    Yangın, 16 Ağustos Cuma günü saat 16.45 sıralarında Alhisar Mahallesi’ndeki kırsal alanda başladı. Ormanlık alandan alevlerin yükseldiğini gören vatandaşlar, durumu 112 Acil Çağrı Merkezi’ne bildirdi. İhbar üzerine bölgeye Aydın Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Daire Başkanlığı ve Muğla Orman Bölge Müdürlüğü ekipleri sevk edildi. Kısa sürede olay yerine gelen ekipler karadan müdahaleye başlarken, yangın söndürme helikopterleri ve uçakları da havadan sortileri ile destek verdi.

    Rüzgarın da etkisi ile çevre mahallelere yayılan ve 4 gündür süren yangınla ilgili güzel haber, Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı’dan geldi. Bakan Yumaklı sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımla, Bozdoğan’daki yangının kontrol altına alındığını duyurdu.