Etiket: örnek

  • ” Ajda Pekkan’ı örnek alıyorum”

    ” Ajda Pekkan’ı örnek alıyorum”

    Bir süredir tartışmalı bir şekilde eşinden boşanmaya çalışan Sultan Bozkurt “Yekte” isimli cover şarkısıyla büyük beğeni toplamaya devam ediyor.

    Müzik prodüktörlüğünü ve yönetmenliğini Onur Betin’in üstlendiği 7’den 70’e herkesin kulaklarına aşina olan cover şarkının klibinde şarkıcı, canlı renkteki kıyafetleri ve performansıyla dinleyicilerden tam not aldı.

    Eşinden tartışmalı bir şekilde boşanmaya çalışan ve zor günler geçiren Sultan Bozkurt kendisine Ajda Pekkan’ı örnek aldığını söyledi. Yekte isimli hareketli parçaya yaptığı cover ile beğeni toplayan başarılı şarkıcı parçaya çektiği klibin çalışmaları Seferihisar, Alaçatı ve Urla’da tamamlandı.

     

  • Örnek işletme belgesini başkanlar verdi

    Örnek işletme belgesini başkanlar verdi

    Nilüfer’de 2003 yılından bu yana sürdürülen ‘Örnek İş Yeri’ uygulamasına yeni bir işletme daha eklendi. Proje çerçevesinde, Nilüfer Belediyesi Ruhsat ve Denetim Müdürlüğü Denetim Bürosu; üretim, personel ve işletme hijyeni, ürün muhafaza şartları, hizmet kalitesi ve personel sağlığı gibi kriterleri inceledi. Denetimlerin ardından bir işletme daha, ‘Örnek İş Yeri’ belgesi almaya hak kazandı.


    Konuyla ilgili açıklama yapan Nilüfer Belediye Başkanı Turgay Erdem, uygulamanın çeşitli kriterleri barındırdığına dikkat çekerek, bunları üst üste koyunca en iyi hizmeti veren iş yerinin öne çıktığını kaydetti. Kriterleri yerine getiren işletmeleri ödüllendirdiklerini belirten Başkan Erdem, “Bunu birçok alanda yaygınlaştırıyoruz. Nilüferliler, seçici. Özellikle sıhhi, hijyenik şartlarda hizmet veren iş yerleri, çok fazla ilgi görüyor. Biz de bunu teşvik ediyoruz” dedi.


    ‘Örnek İş Yeri’ belgesini, programa katılan Bozcaada Belediye Başkanı Dr. Hakan Can Yılmaz ile birlikte işletmeci Özcan Dilekyiğit’e veren Başkan Erdem, firma çalışanlarını da kutladı.

  • 105 yaşında gençlere örnek oluyor

    105 yaşında gençlere örnek oluyor

    Aydın’ın Efeler ilçesi Şahnalı Mahallesi’nde yaşayan 1918 doğumlu 105 yaşındaki Mehmet Solak, yaşantısıyla gençlere örnek oluyor. İlerleyen yaşına rağmen gördüğü kimseyi unutmayan Mehmet Amca, bir asırlık ömrüne sığdırdığı hatıralarını da tüm detaylarıyla hatırlıyor. Babasının Osmanlı Dönemi’nde Eğridere Medresesi’nde okuduğunu ve 1910’lu yıllarda geldiği Şahnalı Mahallesi’nde 57 sene imamlık yaptığını ifade eden Mehmet Amca, babasının izinden giderek her gün sabah 03.30’da kalkıp 5 vakit namazını kaçırmıyor. İlerleyen yaşına rağmen ibadetini kaçırmayan ve her gün Kur’an okumayı da ihmal etmeyen Mehmet Amca, yaşantısıyla da gençlere örnek oluyor.

    Celeplik yapan dedesinin Şahnalı’daki dostlarını ziyaret ettiği zamanlarda babasının da camide sürekli Kur’an okuduğunu ve daha sonra babasını köyden evlendirerek camiye imam yaptıklarını anlatan Mehmet Amca; “Babam 15-20 sene boyunca Eğridere Medresesi’nde okumuş. Dedem celeplik yaparmış. O sıralarda dedem Şahnalı’daki dostlarını ziyarete gelirmiş. Babam daha 20 yaşlarında talebeymiş daha. Dedem sık sık buraya gelir giderken babam da geldiğinde camide kuran okurmuş. daha sonra dedemin buradaki dostları ‘senin oğlana bizim kızı verelim köyümüze de hoca yapalım’ demişler. Dedem de ‘peki demiş’ ve babam nişanlanmış. Daha sonra düğün yapıyorlar. Sonra babam burada hocalık yapıyor. İmam oluyor. 57 sene burada imamlık yapıyor. Derken 1967’ye kadar babam imamlık yapmış” dedi.

    Kendisinin 3 yıl askerlik yaptığını ve daha sonra çiftçilikle yaşamına devam ettiğini söyleyen Solak; “1941’de asker oldum. 3 sene askerlik yaptım. Askerlikten sonra döndüm ve 1944’de nişanlandım, 45’de evlendim. Ondan sonra çiftçilik yapmaya, hayvan alışverişi yapmaya başladım. Kendi tarlalarımızı ekip biçmeye başladım. 1980’e kadar çalıştım. Öyle yaşamaya devam ettik” şeklinde konuştu.
    Mustafa Kemal Atatürk’ü yüz yüze görmediğini ifade eden Mehmet Amca; “Atatürk’ü yüz yüze hiç göremedim. 1938’de öldü. Atatürk öldükten sonra gelen İsmet Paşa’yı gördüm askerdeyken ama Atatürk’ü göremedim” dedi.

    “Yoğurtsuz yemek yemez”

    Köyde, Mehmet Amca’nın yaşında kimsenin olmadığını ifade eden gelini Gülsüm Solak ise “Aynı avluda beraber yaşıyoruz. Yaşlandığından beri biz bakıyoruz. Bahçede ektiğimiz sebze meyveleri getiriyoruz. Nereye gitsem babamın yemeğini suyunu hazırlar öyle giderim. Gittiğim yerde de oyalanmam hemen geri dönerim. Üç dört günde 1,5 kilo süt alıp geliyorum. Sütü pişirip dolaba koyuyoruz her gün sabah bir cezve kadar kahvaltısında süt içer. Süt ile ekmek yer. Öğlen ve akşam yemeklerini de asla yoğurtsuz yemez. Her hafta 1 kilo kese yoğurdu alırım. Her yemeği yoğurtla yer. Sabah ezandan önce kalkar, abdestini alır ezanı bekler. Namazını kılar, Kur’an okur. 5 vakit namazını geçirmez. Öğle namazından sonra biraz uyur dinlenir. İkindi namazından sonra mutlaka her gün Kur’an’ını okur. Köyde onun yaşında hiç kimse yok. Yaşına göre de maşallah çok iyi. Kendisini idare ediyor” dedi.

    “Bir gördüğünü bir daha unutmaz”

    Mehmet Amca’nın ilerleyen yaşına rağmen bir gördüğünü bir daha unutmadığını ifade eden gelini Gülsüm Solak; “Tuvaletimiz dışarıda bahçede oraya kadar kendisi çok rahat gidip geliyor. Ama akşamları yalnız çıkartmıyoruz. Kulakları az duyuyor ama bir şekilde anlaşıyoruz. Anlatamadığım zaman kağıda yazıyorum. Hatta yazıp kağıdı verdiğimde ‘bravo sen okumuşsun baya’ diyor, seviniyor. Kendisi her şeyi anlıyor. Ne söylemek isterse rahat rahat söyleyebiliyor. Yalnız duymadığı zaman biz yazarak cevap veriyoruz bazen. Çok şükür yazıları gözlüksüz okuyabiliyor. Bu aralar gözleri biraz görmemeye başladı. Eve her ziyarete geleni de mutlaka bilir tanır. Yıllardır görmediği birisini görse dahi hemen tanır. Gelen misafiri de mutlaka kapıdan çıkana kadar arkasından gider uğurlar ve okur arkasından. Şimdilerde göndermiyoruz artık düşer diye korkuyoruz” dedi.

  • Bursa’da örnek projede sertifika heyecanı

    Bursa’da örnek projede sertifika heyecanı

    Yeşim Grup’un girişimiyle şekillenen ve Şükrü Şankaya Anadolu Lisesi iş birliğinin yanı sıra, Lacoste Vakfı’ndan aldığı uluslararası destekle SosyalBen Akademi danışmanlığında yürütülen “Önce İnsan – Gönülden yapılan işleri nesillerdir destekliyoruz” projesinin 2022-2023 eğitim öğretim dönemi sona erdi. Böylece bu yıl toplam 174 gönüllü öğrenci sayısına ulaşan projenin dördüncü adımı da tamamlanmış oldu.

    Türkiye’deki gönüllülük bilincini arttırmayı ve hayat boyu sürdürülebilir bir sorumluluk kazandırmayı hedefleyen proje çerçevesinde son saha çalışması da 12 Haziran’da Şükrü Şankaya İlkokulu’nda gerçekleştirildi. Saha çalışması sonrası 14 Haziran’da Bursa Şükrü Şankaya Anadolu Lisesi’nde organize edilen projenin kapanış etkinliği ve sertifika töreninde konuşan Yeşim Grup Kurumsal İletişim Direktörü Dilek Cesur, geldikleri nokta itibarı ile Yeşim Grup olarak hedeflerini gerçekleştirdiklerini ifade ederek “Bildiğiniz gibi Yeşim’in ‘Önce insan’ şeklinde özetlenen çok değerli bir felsefesi var. Projemiz, Yeşim’in kurucusu merhum Şükrü Şankaya’nın bizlere bıraktığı en büyük miras olan bu felsefenin geldiği son boyutu temsil ediyor. Onun hayırseverlik bakış açısıyla yıllardır yaptığı çalışmaları kurumsal bir düzeye getirerek geleceğin yöneticileri olan sizleri gönüllülük, sosyal girişimcilik ve sürdürülebilirlik konularında bilinçlendirmek ve bu konulardaki farkındalığınızı arttırmak en büyük amacımız oldu. Sizlerle gurur duyuyor, başarılarınızın devamını diliyorum.” şeklinde konuştu.

    Önce İnsan projesiyle sene boyunca aldıkları eğitimleri ve deneyimlerini, fotoğraflar ve videolar eşliğinde etkinlikte paylaşan gönüllü öğrencilere sertifikaları okul müdürleri, öğretmenleri ve Yeşim Grup Kurumsal İletişim Direktörü Dilek Cesur tarafından takdim edildi.

    Projeyle birlikte gönüllülüğü, teorik ve uygulamalı eğitimlerle deneyimleyerek dönemi başarıyla tamamlayan öğrenciler, aynı zamanda liderlik, iletişim, organizasyon, empati, ekip çalışması, problem çözme alanlarında da beceri ve sosyal sorumluluk bilinci kazandı.

    “Önce İnsan-Gönülden yapılan işleri nesillerdir destekliyoruz” projesi hakkında:

    Yeşim Grup, SosyalBen Akademi ve Şükrü Şankaya Anadolu Lisesi’nin örnek iş birliğiyle 2019 yılında yola çıkan ve 30 öğrenci ile hayata geçirilen “Önce İnsan – Gönülden yapılan işleri nesillerdir destekliyoruz” projesi, lise sıralarındaki gençlere hayat boyu sürdürülebilir bir sorumluluk kazandırmayı hedefliyor. Proje, kurumlar arasındaki öğrenmeyi, birbirini güçlendirmeyi desteklediği gibi akranlar arası bir deneyim paylaşımına da zemin hazırlıyor. Özel okullarda ücrete tabi olan bu deneyimlere devlet okullarındaki çocuklar erişemiyor. Proje bu anlamda deneyimsel eşitliği sağlamak adına büyük önem taşıyor.

    Yeşim’in kurucusu Şükrü Şankaya’nın hayırseverlik anlayışını sosyal sorumluluk ve gönüllülük bilinci ile birleştirerek, lise sıralarındaki gençlere hayat boyu sürdürülebilir bir sorumluluk kazandırmaya imkan sağlayan proje, Eylül 2021’de Lacoste Vakfı’ndan aldığı uluslararası destekle hız kazanarak yeni dönemde Bursa Anadolu Lisesi ve Bursa Erkek Lisesi’nin katılımıyla daha da büyüdü. Şu anda yaklaşık 180 gönüllü öğrencinin yer aldığı projede nihai hedef, gönüllüğün önce Bursa’da, sonra da Türkiye’deki diğer okullarda yaygınlaştırılması ve bu konuda bir bilinç oluşturulması. 2022-2023 Eğitim-Öğretim döneminde SosyalBen Akademi Danışmanlığı’nda Şükrü Şankaya Anadolu Lisesi, Bursa Erkek Lisesi ve Bursa Anadolu Lisesi öğrencileri ile gönüllülük, sosyal girişimcilik ve sosyal sorumluluk temalarında eğitimler, etkinlikler ve uygulamalı saha çalışmaları gerçekleştirilerek öğrencilerin gönüllülük bilinci ve hayat boyu sürdürülebilir bir sorumluluk kazanmaları için çalışmalar devam ediyor. Dönem içinde teori ile desteklenen proje uygulamaları ile öğrenciler, sosyal sorumluluk çalışmalarını yaşayarak öğrenme fırsatı yakalıyor. Projenin danışmanlığını yürüten SosyalBen Akademi 2015 yılında Ece Çiftçi tarafından kurulmuş SosyalBen Vakfı’nın ikinci iktisadi işletmesi olarak faaliyetlerine devam ediyor. Sosyal girişimci bir kuruluş olan SosyalBen Akademi, Türkiye’deki gönüllülük oranını artırabilmek ve daha yaşanılabilir bir dünya yaşatmak için kurumsal firmalara, eğitim kurumlarına ve yurt dışı üniversitelerine hazırlanan bireysel öğrencilere sosyal sorumluluk proje danışmanlığı hizmeti veriyor.

  • 3 dakikada alınan beton örneğinden, deniz kumu çıktı

    3 dakikada alınan beton örneğinden, deniz kumu çıktı

    6 Şubat Kahramanmaraş merkezli depremler 11 il içinde en büyük yıkımı Hatay’da yaptı. Kentte ağır hasarlı binaların yıkım ve hafriyatı dönüştürme çalışmaları son hızla devam ediyor. Yıkılan binaların yerleri dümdüz bir arazi olarak bırakılırken, ölüm olaylarının yaşandığı bölgelerde karot ve demir örneği alma işlemleri de sürüyor. Özellikle kentsel dönüşüm olaylarıyla gündeme gelen Antakya ilçesi Emek Mahallesi Cumhuriyet Caddesi üzerinde yıkılan ve ağır hasarlı binaların enkazı kaldırıldı. Bu noktada da hayatını kaybedenlerin yaşadığı binaların zeminleri yaklaşık bir metre kazılarak taşıyıcı sistemlerden karot makinesiyle 3 beton numunesi alındı. Normalde sağlam bir zeminde ortalama 15 dakika süren beton numunesi alma işleminin, mevcut zeminde 3 dakika gibi kısa sürede alındığı görüldü. Hemen ikiye bölünen numunenin içinde yoğun şekilde deniz kumunun olduğu görüldü.

    “Ortalama bir binadan 3 karot ve 9 demir örneği alıyoruz”

    Karot alma işlemlerini yürüten firma görevlisi Özgür Altan, “Normalde binalardan da alıyorduk karotu. Şu an kepçe önümüzden temeli açıyor oradan alıyoruz. Diğer ekibimiz binalardan alıyor. Biz buradayız, dosya numarasına göre gidiyoruz. Bize gün içerisinde dosya numaraları veriliyor. Savcılık öncülüğünde kepçeyle yerler işaretleniyor. Biz de aynı şekil gelip karot ve demir örneği alıyoruz. Ortalama bir binadan 3 karot ve 9 demir örneği alıyoruz. Sağlam zeminde her aldığımız örnek için yarım saat, 45 dakika süre harcıyoruz” dedi.

    “Sağlam zeminde 15 dakika sürüyor örneği almak, burada 3 dakika falan sürüyor”

    Aldıkları numunelerin çoğunun içinden kum çıktığını dile getiren Altan, “Karot makinesi çok rahat giriyor. Örnek aldığımız yerler çok kötü durumda. Hep deniz kumuyla yapılmış. Çok sağlıklı bir yer değil. Normal, sağlam bir zeminde 15 dakika sürüyor örneği almak, burada 3 dakika falan sürüyor. Çürük ve deniz kumu olmasından dolayı makine rahat gidiyor” diye konuştu.

  • Savunma sanayi için Türkiye örnek gösterildi

    Savunma sanayi için Türkiye örnek gösterildi

    Yunanistan, 21 Mayıs’ta genel seçime gidiyor. Yunanistan Başbakanı ve iktidar partisi Yeni Demokrasi lideri Kyriakos Miçotakis, ana muhalefet partisi SYRIZA lideri Alexis Çipras, PASOK lideri Nikos Androulakis, Yunanistan Komünist Partisi (KKE) lideri Dimitris Koutsubas, Yunanistan Çözümü lideri Kyriakos Velopoulos ve Avrupa Gerçekçi İtaatsizlik Cephesi MeRA25 Partisi lideri Yanis Varoufakis, seçime 10 gün kala Yunan Devlet Televizyonu ERT’te canlı yayına katılarak dış politika, savunma sanayii, ekonomi, sağlık, eğitim, göç krizi gibi önemli konularda vaatlerini sıralayıp değerlendirmede bulundu. Oturma düzeninin parlamentodaki koltuk sayısına göre belirlendiği canlı yayın yaklaşık 3 saat sürdü. Moderatörlüğünü gazeteci Giorgos Kouvaras’ın yaptığı programda liderlere 6 başlık altında toplam 36 soru soruldu.

    “Türk halkı kimi seçerse onunla konuşmaya hazırım”

    Başbakan Miçotakis, hükümetinin silahlanma programlarının çok iyi planlandığını ve mali kurallardan sapmadığını ifade etti. Türkiye’de pazar günü yapılacak seçime değinen Miçotakis, “Türk halkının seçimine saygı duyacağız ve kimi seçerlerse onunla konuşmaya hazırım” dedi.

    Çipras savunma sanayi programını eleştirdi, Türkiye’yi örnek gösterdi

    Ana muhalefet lideri Alexis Çipras ise iktidara gelmesi durumunda Miçotakis hükümetinin imzaladığı savunma anlaşmalarını uygulayacağını, ancak Yunan savunma sanayisini üretime daha fazla dahil edeceğini söyledi. Hükümetin yaklaşık 15 milyar euro tutarındaki silahlanma programının Yunan savunma sanayisine katkı sağlamadığını vurgulayan Çipras, savunma sanayii için Türkiye’yi örnek gösterdi. Çipras, “Türkiye’nin savunma programının yüzde 60’ı kendi milli sanayisinde geliştirilirken, Miçotakis hükümetinin 15 milyar euro değerindeki silahlanma programının Yunan savunma sanayisine tek bir euro kazandırmaması kabul edilemez” ifadelerini kullandı.

    Çipras, sınırların korunması gerektiğinin apaçık ortada olduğunu, iktidara gelmesi durumunda Miçotakis hükümetinin sınırlara ördüğü çitleri yıkmayacağını belirtirken, göç ve mülteci sorunlarının çitlerle değil, ancak Avrupa düzeyinde müzakerelerle çözülebileceğini vurguladı.

    Androulakis: “Türkiye’de seçimi kim kazanırsa kazansın üç yol izleyeceğiz”
    PASOK lideri Nikos Androulakis ise Türkiye ile ilişkilere değinerek, seçimleri kim kazanırsa kazansın partisinin politikasının üç ana yol izleyeceğini ifade etti. Androulakis, Türkiye’ye yönelik bir Avrupa politikası oluşturmak için AB’deki vetoyu kaldıracaklarını, Yunanistan sınırları aynı zamanda Avrupa sınırları olduğu için sınırları korumak ve sınır duvarını güçlendirmek için Avrupa fonlarını kullanacaklarını ve silahlanma programları ile Yunan savunma sanayisini güçlendireceklerini aktardı.

    KKE lideri Koutsoubas: “Ukrayna’ya silah göndermek Yunanistan’ın hava sahasını, sınırlarını ve egemenlik haklarını koruma ihtiyacına hizmet etmiyor”

    Yunanistan Komünist Partisi lideri Dimitris Koutsoubas da Fransa, ABD ve diğer ülkelerle imzalanan tüm silahlanma anlaşmalarının NATO’nun çıkarlarına hizmet ettiğini, Yunanistan’ı misilleme hedefi haline getirecek saldırgan eylemlere katılmaya yol açtığını söyledi. Koutsoubas, “Ukrayna’ya silah göndermek, Balkanlar üzerindeki Yunan Hava Kuvvetleri jetlerine, Basra Körfezi ve Karadeniz’de seyreden savaş gemilerine sahip olmak, Yunanistan’ın hava sahasını, sınırlarını ve egemenlik haklarını koruma ihtiyacına hizmet etmiyor” şeklinde konuştu.
    Yunanistan Çözümü lideri Kyriakos Velopoulos ise çok kutuplu bir dünyada Yunanistan’ın kutuplardan biriyle ittifak yapmaması gerektiğini, ülkenin Batı yanlısı duruşunun kendisini dış politika felaketlerinden koruyamadığını vurguladı.

    Türkiye ile anlaşmazlıkları çözmek için bölgesel konferans çağrısı

    MeRA25 Partisi lideri Yanis Varoufakis de toprakları savunmanın her hükümetin görevi olduğunu söyledi. Türkiye ile yaşanabilecek gerginlikte Yunanistan’ın cephaneliğindeki silahları kullanmadan önce müttefiklerinden izin istemeyeceğini, ancak diyalog yürüteceğini vurgulayan Varoufakis, önceliğinin Yunanistan’ın Türkiye ile deniz yetki alanı konusundaki anlaşmazlıklarını çözmek için bölgesel bir konferans çağrısı yapmak olacağını kaydetti.

  • GES Projesi öğrencilere örnek oldu

    GES Projesi öğrencilere örnek oldu

    Sakarya Büyükşehir Belediyesi Su ve Kanalizasyon İdaresi (SASKİ), yaptığı su ve enerji yatırımlarıyla gelecek nesillere örnek olmaya devam ediyor.

    Sakarya’da öğretim gören öğrencilerin sıklıkla ziyaret ettiği içme suyu ve atıksu tesislerinin yanı sıra 55 bin metrekare alanda bulunan Karaman Güneş Enerji Santrali Projesi de öğrencilerin gelecek vizyonunun oluşmasında katkısı olmaya devam ediyor. 14 bin güneş paneli ile şehrin enerji üretimine katkı sağlayacak proje öğrencilerin ilgisini çekti.

    Alanında uzman personelin eşlik ettiği öğrenciler merak ettikleri soruların cevaplarını yerinde inceleme fırsatı buldu. Elektrik üretiminin aşamaları ve enerjinin elde edilmesi gibi bilgilerin verildiği öğrencilere aynı zamanda yenilenebilir enerji kaynaklarının önemi de anlatıldı.

  • Yatay mimarisi ile örnek gösterilen şehir

    Yatay mimarisi ile örnek gösterilen şehir

    Başkan gürün, “Depreme Bilimsel veriler ışığında Hazırlanmalı, Yatay Mimariye Önem Vermeliyiz”

    Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Osman Gürün, depremin bilimsel bir gerçek olduğunu, depremi önlemeyeceğine göre afete hazır, güvenli ve dirençli kentler oluşturmak zorunda olduklarını söyledi. AKOM’da yapılan basın buluşmasında önemli açıklamalar yapan Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Osman Gürün sözlerine Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün “Felaket başa gelmeden evvel önleyici ve koruyucu tedbirleri düşünmek lazımdır, geldikten sonra dövünmenin yararı yoktur” sözü ile başlarken, Muğla’da afetler için yaptıkları çalışmaları anlattı.


    Başkan Gürün; “Muğla’da her zaman imarla ilgili belli bir disiplin vardı. Ancak önceki dönemlere baktığımızda şehrin nüfusu bu kadar fazla değildi. 1999 yılında göreve geldiğimde 30 bin olan nüfus şuan 100 bini aştı. Ancak biz hiçbir zaman nüfus artışına göre kat sayısını arttıralım diye düşünmedik. Gerekli zemin etütlerini yaptık ve sağlam olan bölgeleri imara açarak kat sınırlaması uyguladık ve yatay mimariyi teşvik ettik. Bu çerçevede hazırladığımız imar planlarını da 4 ve 2 katlı olarak organize ettik. Türkiye verilerine göre Muğla’da ortalama bina kat sayısı iki buçuk. Bu özelliğimiz ile Türkiye’de en düşük kat sıralamasında 3.sıradayız. Birinci sıra Ardahan, 2.sıra ise Ağrı. Bu bölgelerin nüfuslarına ve turizm ile artan sirkülasyona baktığımızda Muğla ile kıyaslanamayacağını göreceksiniz. Biz hem nüfusu en yüksek hem de kat sınırlaması en düşük kentiz diyebiliriz. Bunun en önemli nedeni şehrin belli bir disiplin içinde depreme hazırlanması ve çevrenin korunmasına yönelik attığımız adımlar istikametinde yapılmaktadır” dedi.

  • EYT’liler için Bursa’da örnek uygulama

    EYT’liler için Bursa’da örnek uygulama

    EYT’nin Resmi Gazete’de yayımlanmasının ardından başvuru süreci de başladı. İlk etapta 2 milyon 250 bin kişinin emekli olacağı düzenlemede yaş sınırı bulunmazken, e-devlet üzerinden de başvuru yapılabilecek.

    Emeklilik hakkı bulunan vatandaşlar işyerlerinden çıkışlarını alarak başvuru için Bursa SGK’nın yolunu tuttu. SGK açılmadan oluşan kuyruk, mesai saatinin başlamasının ardından kısa sürede bitti.

    Kurumun bahçesine kurulan masalarda ilk evraklarını doldurarak, memurlara teslim eden vatandaşlar işlerini çok kısa sürede tamamladıklarını ve hiçbir zorluk çekmediklerini anlattı.


    EYT ile emekli olan vatandaşlar çok uzun süredir beklediklerin kanunun çıktığını dile getirerek mutlu olduklarının altını çizdi. Bursa SGK’da işlerin çok hızlı yürüdüğünün altını çizen emekli adayları, 10 dakikada işlerinin bittiğini sözlerine ekledi.

  • DSÖ: “Türkiye önlemlerle dünyaya örnek oluyor”

    DSÖ: “Türkiye önlemlerle dünyaya örnek oluyor”

    Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı yetkilileri ile Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) yetkilileri arasında huzurevleri ve bakım evlerinde alınan Covid-19 önlemlerine ilişkin bir video konferans gerçekleştirildi.

    Toplantıya Engelli ve Yaşlı Hizmetleri Genel Müdürü Uzman Dr. Orhan Koç ve genel müdürlük çalışanları ile Dünya Sağlık Örgütü “Türkiye Sağlık Güvenliği Projesi Koordinatörü” Dr. Irshad Ali Shaikh’ın da aralarında bulunduğu DSÖ yetkilileri katıldı.

    Engelli ve Yaşlı Hizmetleri Genel Müdürü Orhan Koç, toplantıda yaptığı sunumda huzurevleri ve bakımevlerinde alınan önlemleri paylaştı.

    Bakanlığın engelli ve yaşlı hizmet merkezleriyle ilgili bilgi veren Koç, Bakanlığa bağlı 426 huzurevi ve yaşlı rehabilitasyon merkezinde toplam 27 bin 500 yaşlının bakım ve sağlık hizmeti aldığını söyledi.

    Covid-19 salgın sürecinde diğer ülkelerle karşılaştırıldığında, Türkiye’de yaşlı hastalara tahsis edilen yatak ve ventilatör (suni solunum cihazı) sayısının ortalamanın üstünde bulunduğunu belirten Koç, ülke olarak başarılarının entegre olmuş sağlık ve bakım hizmeti uygulamasından kaynaklandığını ifade etti.

    Covid-19 salgını sırasında huzurevi sakinlerinin ve personelin sağlığını korumak için kuruluşların alması gereken önlemler ve prosedürler hakkında bilgilendirmeyi “Kuruluşlarımıza Yönelik Koronavirüs Bilgilendirme Rehberi 1 ve 2” olarak iki ayrı rehberde topladıklarını da belirten Koç, Türkiye’de daha ilk vaka açıklanmadan önce; 7 Ocak 2020 tarihinde korona virüs ile ilgili ilk resmi yazıyı tüm İl Müdürlüklerine gönderdiklerini söyledi.

    Türkiye’de ilk vakanın resmi olarak açıklanmasından sonra da tüm il müdürlüklerinde, süreçle hızlı ve etkin bir şekilde mücadele etmek için Takip İzleme Birimi oluşturduklarını da belirten Koç, “İzleme ve Takip Birimlerimiz periyodik toplantılarla süreci çok yakından izledi. Ayrıca, tüm kuruluşlarımızda kişisel koruyucu donanımların ve dezenfekte ürünlerinin anlık takiplerini yaptık. Aile Bilgi Sistemi üzerinden, kuruluşların tüm ihtiyaçlarını ve stoklarını takip eden bir modül oluşturduk” diye konuştu.

    Kuruluşlarda gıda ve malzeme tedarik zinciri ile ilgili tedbirlerden, 14 gün vardiya sistemine, sosyal izolasyon kuruluşlarından, vardiya değişiminde personele uygulanan testlere kadar geniş bir çerçevede tedbir aldıklarını anımsatan Koç sözlerine şöyle devam etti:

    “Bulaş yolunu, kuruluşa yeni kabulleri ve kuruluş dışına çıkışları yasaklayarak önlemiş olduk. Olası riskleri göz önüne alarak tüm kuruluşlarımızda ‘izolasyon odaları ve katları’ ve huzurevlerinden bağımsız alanlarda ‘izolasyon kuruluşları’ oluşturduk. Hastalanan kimseyi yeniden huzurevlerimize almadık, kendilerine izolasyon kuruluşlarında hizmet verdik. Bütün kuruluşlarımızda yaşlı ve engellilerimizden şüpheli ve semptomları olanları tedavisi için hastaneye sevk ediyoruz ve 14 gün hastanede kalıyorlar ve taburcu olduklarında sosyal izolasyon kuruluşlarında hizmet alıyorlar. Sakinlerimizin tedavi süreçlerinin erken başlamış olması ve tedavilerinin hastanelerde yapılıyor olması önemli. Diğer ülkelerde yaşlıların hasta olsalar da huzurevlerinde kalma anlayışı var, bizde ise tam tersi; hastanede tedavi olmaları gerektiği anlayışı var.”

    26 Mart itibariyle sabit vardiya sistemine geçtiklerini, bunu da yeterli görmeyerek, vardiyaya giren tüm personele PSR yöntemi ile tarama testi uyguladıklarını da belirten Koç, “Tüm kuruluşlarımıza girecek personeli de tarama testlerine tabi tutuyoruz. Vardiya öncesi mutlaka testlerin yayılmasını zorunlu hale getirdik ve riskleri minimuma indirdik” açıklamasında bulundu.

    “Türkiye tarafından kuruluşlarda alınan tedbirler bir yayın haline getirilerek DSÖ içinde yayımlanacak”

    Engelli ve Yaşlı Hizmetleri Genel Müdürü Orhan Koç’un sunumunun ardından söz alan Dünya Sağlık Örgütü Türkiye Temsilcisi Dr. Irshad Ali Shaikh, alınan tedbirlerin ve izlenen politikanın çok etkileyici olduğunu söyledi.

    Türkiye’nin dünyaya örnek olduğunu vurgulayan Dünya Sağlık Örgütü Türkiye Temsilcisi Shaıkh, Türkiye tarafından kuruluşlarda alınan tedbirlerin bir yayın haline getirilerek DSÖ içinde yayımlanması kararı aldıklarını da vurguladı. Konuyla ilgili, gelecek hafta Avrupa Delegasyonunun da katılımıyla bir toplantı daha gerçekleştirilecek.

    Shaikh, alınan önlemler ve testlerin sık kullanımı ve yaygınlığı konusundaki duyarlılık nedeniyle Türk yetkililere teşekkür etti