Etiket: otizm

  • Otizmde Türkiye’de bir ilk Bursa’dan

    Otizmde Türkiye’de bir ilk Bursa’dan

    Otizmli bireylerden İzmir’de kurulmuş bir koro olduğunu ifade eden koro şefi Gürel”Otizmli bireylerden koro var.Ancak annelerinden kurulmuş bir koro yok.Böyle bir koroyu ilk kez Bursa’da kurmuş olmanın mutluluğunu yaşıyoruz.

    Şarkı söylemenin insanları rehabilite ettiği bir gerçek.Bu koro ile sıkıntılı hayatları olan anneler ,şarkı söyleyerek psikolojik olarak rahatlıyorlar.Beraberlerinde getirebildikleri çocukları için de müzik rahatlatıcı bir etki yaratıyor.Amacımız ;hem anne ve çocukların müzikle rehabilitasyonunu sağlamak, hem de toplumda otizm konusunda duyarlılık ve farkındalık yaratmak.Umuyoruz ki;örnek alınarak tüm şehirlerimizde böyle korolar kurulur”dedi.

    Bu koronun kuruluşunun bir tesadüf eseri olduğunu ifade eden Gürel”Ben,aynı zamanda Bursa Nilüfer Kadın Korosu’nun gönüllü şefliğini de yapıyorum.Geçtiğimiz yıllarda koro olarak otizmli çocuk ve anneleri için yılbaşı eğlencesi düzenlemiş ,birlikte şarkılar söylemiştik.O gün bir annenin söylediği bir söz beni çok etkilemişti.O annenin keşke bizim de koromuz olabilseydi,biz de şarkılar söyleyebilseydik şeklindeki sözleri beni çok etkiledi.Neden olmasın diyerek çalışmalara başladık 8 ve bu dilek gerçekleşti.İlk konserimizi dün akşam verdik”dedi.

    Tolamda 22 şarkının seslendirildiği konserde ilk defa sahneye çıkan ve ilk kez şarkı söyleyen 13 annenin solo performansları büyük alkış aldı.
    Konser sonunda Bursa Büyükşehir Belediyesi Başkan Vekili Fethi Yıldız ve Nilüfer Belediyesi Başkan Vekili Sibel Özer tarafından koro şefine plaket ve çiçek takdim edildi.
    STK başkan ve üyeleri,daire müdürleri,otizm derneklerinin de katılım sağladığı ve izleyenlerin güçlükle yer bulabildiği geniş katılımlı konserde koro büyük alkış aldı…
    Konser sonunda koro şefinin daveti ile protokol katılımcıları, otizmli çocuklar ve aileleri sahneye davet edildi.Hep birlikte söylenen “Mavi Boncuk”şarkısındaki “Bu dünyada sevgi büyük ihtiyaç,herkes sevmeye ve sevilmeye muhtaç”sözleri ile otizmli cocukların özellikle sevgiye duydukları ihtiyaç vurgulandı..

    Duygu dolu anların yaşandığı konser izleyenlerin coşku dolu alkışlarıyla son buldu.

     

  • Otizmli çocuk ses yapıyor diye sopayla kapıya dayandı

    Otizmli çocuk ses yapıyor diye sopayla kapıya dayandı

    Almanya’da yaşayan Tuğçe ve Abdülhamit Al çifti, çocuklarına otizm teşhisi konulunca hemen harekete geçti. Aile çocuklarının eğitimi için Türkiye’ye gelerek Kocaeli’de eğitim almaya başladı. Sosyal beceriler, tekrarlayan davranışlar, konuşma gibi sözel veya sözel olmayan iletişimde zorluk yaşanması, nörolojik ve gelişimsel bir bozukluk olan otizmden kurtulmak isteyen aile, daha sık bir eğitim için Başiskele ilçesinde ev aldı. Otizmli çocuklarda görülen klasik davranışları sergileyen Malik’in sesinden rahatsız olan komşuları Z.E. iddiaya göre aileyi sürekli rahatsız etmeye başladı. Geçtiğimiz hafta ise Z.E. komşularının kapısına beyzbol sopayı ile dayandı.

    Eli sopalı komşudan şok sözler

    Baba Abdülhamit Al, komşusunun kapısına dayanarak bağırdığı anları cep telefonu ile kaydetti. Z.E, Abdülhamit Al’a; “Dışarı çık dışarı, sen insan olmayı öğreneceksin. Kaç gündür hastayım. Ben kendimi savunuyorum. Bana küfür ederken kameraya alsaydın. Sen bana küfür, hakaret edemezsin. Ben 60 yaşındayım, benimle böyle konuşamazsın. Bana ne senin çocuğunun rahatsızlığından. Senin çocuğunun rahatsızlığını çekmek zorunda değilim. Çocuğunu kontrol edeceksin. Bana, ‘Git şikayet et, hodri meydan pislik’ diyorsun ya, gelsene, ne oldu yemedi mi?” diye konuştu.

    “Beyzbol sopasını size kaldırdım mı, kaldırmadım”

    Abdülhamit Al’ı dışarı çağıran Z.E., “Ben seni dışarıya çağırıyorum. Duvarın arkasında bana bağırıp, küfür edemezsin. Her sabah senin çocuğunla uyanmak zorunda değilim. Çocuğun ağzına tabi ki bant yapıştırmayacaksın. Çocuk ayrı bağırıyor, sen ayrı bağırıyorsun. Ben niye sizi sesinizi dinliyeyim? Size kaç gündür hasta olduğumu söyledim. Ben sizi kaç defa uyardım. Her seferinde ben sizi dürtmeyeceğim, algılama sıkıntın mı var? Ne oldu korktun mu? Mahkemeye, polise git diyordun ne oldu? Duvar arkasından küfür etmekle olmuyor bu iş. Sizin gürültünüzden uyuyamıyorum. Beyzbol sopasını size kaldırdım mı? Kaldırmadım. Siz iki kişisiniz ben tek. Sen erkeksin, ben tek başımayım, tabi ki kendimi savunacağım. Siz normal insanlar değilsiniz” şeklinde konuştu.

    Aile yaşanan olayın ardından karakola giderek şikayetçi oldu. Z.E.’nin elinde beyzbol sopası ile kendisini dışarı çağırdığını söyleyen Al, sürekli aynı durumla karşılaştığını dile getirdi. Belirli zamanlarda yurt dışından oğlunun eğitimi için Kocaeli’deki evine gelen Abdülhamit Al, komşusu Z.E. yüzünden çocuklarının korktuğu anları anlattı.

    “Kadın beyzbol sopası ile kapıma dayandı”

    Yaşananları aktaran Abdülhamit Al, “Saat 08.00 gibi çocukların uyanması ile birlikte yan komşumuz sopayla duvara vurdu, sesten dolayı şikayette bulundu. Sabah çocukların ses yapması normaldir. Daha sonra evden eve sözlü tartışmamız oldu. Bunun üzerine kadın beyzbol sopası ile kapıma dayandı. Bana, ‘Erkeksen gel’ şeklinde provoke edici sözler sarf ettiği için çok rahatsızlık duyduk. Kendisine çocuğumun otizmli olduğunu dile getirdim. Kadın, ‘Bana ne çocuğunuzun otizmli ve rahatsız olmasından’ dedi. ‘Ağzına bant mı yapıştırayım, çocuk bu, engel olamıyorum’ dedim. Kadın tamamen saygısızca çocuğumun rahatsızlığına karşı sözler sarf etti” dedi.

    “Kadının geçmişte eğitimci olduğunu biliyorum”

    Daha önce de komşusu ile tartışmaların yaşandığını söyleyen Al, “Daha önce de kadınla yaşanmış olaylarımız vardı fakat bu son olay sabrımızın taştığı yere geldi. Kadının geçmişte eğitimci olduğunu da biliyorum. Kadının bu durumu daha da katlanılmaz hale getiriyor. Z.E. yetişkin biri, dış görünüşü olarak rahatsızlığı görünmüyor. Otizm dünyasına karşı saygısı olması gerekiyor. Kendisi de aynı şekilde rahatsızsa saygı gösteririm” ifadelerini kullandı.

    “Bize karşı söylemleri ve tartışmasına sürekli saygı gösteremeyiz”

    Oğlunun tedavisi için yurt dışından geldiğini dile getiren baba Al, “Eşim dostum evime gelince her defasında aynı olay çıkıyor. Evin duvarları fazla kalın olmayabilir ama bize karşı söylemleri ve tartışmasına sürekli saygı gösteremeyiz. Sadece biz değil, komşularımız da kendisine karşı rahatsızlıklarını dile getiriyor. Bir erkek olarak kapıya çıksam ve kendisine müdahalede bulunsam suçlu durumuna düşeceğim, bunu istemiyorum. Şiddetin buna çözüm getireceğini düşünmüyorum” ifadelerini kullandı.

    “Oğlum, komşumun yaptıkları yüzünden travma yaşadı”

    Normalde yurt dışında yaşadıklarını söyleyen Al, “Her çocuklu aile evden biraz gürültü ile çıkar. Benim çocuğum otizmli, bunun da saygıyla karşılanmasını bekliyorum. Komşu olarak sadece kendisinden çocuğumun rahatsızlığına karşı saygı göstermesini bekliyoruz. Çocuğumu tedavi ettirmeye çalışıyorum. Komşum Z.E. yüzünden oğlumun tedavisinin boşa gitmesini istemiyorum. Oğlum, komşumun yaptıkları yüzünden travma yaşadı. Z.E.’ye karşı sözümün tükendiği yerdeyim. Bu tamamen profesyonelce. Beni dışarı çekip kendisine müdahalede bulunmamı istiyor. Bu durum da kendisini haklı çıkaracağından çok emin. Ancak ben kontrollü biriyim, ailem, çocuklarım var. Kesinlikle art niyetim yok. Z.E., medeni şekilde kapımı tıklatmış olsaydı ve rahatsızlığını dile getirmiş olsaydı, öper başıma koyar, ‘Haklısınız’ derdim. Ama elinde sopayla haneme tecavüz etmeye kalkışıyorsa ben bunu tehdit olarak algılarım. Otizm ülkemizin parçası haline geldi. Toplum olarak buna alışık olmamız gerekiyor. Bilakis eğitimci geçmişim varsa bunu daha bilinçli karşılamam gerekir. Komşumun evime beyzbol sopası ile kapıya vurarak, terörize davranışlar sergilemesi yüzünden çocuklarım sabah uykudan ağlayarak kalktı. Çocuklarım bu şokla uyanmak zorunda mı?” şeklinde konuştu.

    Olayın odağındaki Z.E., evine giden İHA muhabirlerine kapıyı açmayarak bağırdı. Kapıyı açmadan konuşan Z.E., “Kanuni yollardan şikayetimi yaptım, hala neyin röportajını yapıyorsunuz. Burası rehabilitasyon merkezi değil. Binanın içi çöp içinde, gürültüden evin içinde durulmuyor. Kulaktan dolma bilgiler ile kapıma gelmediyseniz beybzol sopası ve çocuğun otizmli olduğunu nerden biliyorsunuz. Sizi kim gönderdi buraya? Bir sürü sıkıntısı olan insan var, gidin onları haber yapın. Bu haber değil, bunun haber özelliği yok. Buraya taşındığımdan beri, şikayet etmediğim, dilekçe vermediğim yer kalmadı. Bu benim için haber değil, kayıt etmeye devam ederseniz sizi de şikayet edeceğim” dedi.

  • “Otizmi yok etmek gerçekçi değil”

    “Otizmi yok etmek gerçekçi değil”

    Körfez Belediyesinin “Otizme Tıbbi Bütüncül Bakış” konulu semineri Tütünçiftlik Kültür Merkezi’nde düzenlendi. Seminere Belediye Başkan Yardımcısı Osman Yurt, Gençlik ve Spor Hizmetleri Müdürü Ali Osman Baş ve özel çocukların aileleri katılım sağladı.

    Seminerde önemli bilgiler aktaran Prof. Dr. Recep Keşli, “Otizm uzun soluklu bir süreçtir. Otizmi yok etmeyi amaçlamak gerçekçi değildir. Otizmde görülen davranış bozukluklarının hafifletilmesi ve azaltılması konusunda atılması gereken bilimsel literatürlere dayalı olan uygulamalarda temel hedef olarak otizme galip gelmeyi veya otizmi yok etmeyi amaçlamak gerçekçi değildir. Yaşıtları ve akranları gibi öz bakım becerilerin kazanabilmesi, kendini ifade edebilmesi, sosyal etkileşim başlatabilmesi ve sürdürebilmesi, eğitimini kendine uygun şartlarda sürdürebilmesi belki daha makul ve yeterli olarak yorumlanabilir. Gerçek dışı hedeflerin sonunda yaşanabilecek hayal kırıklıları; uzun soluklu olan süreç için gerekli olan sabır, enerji ve ilgi de eksilmelere sebebiyet verebilir” dedi.

    “Tıbbi bütüncül yaklaşımlar son derece kıymetlidir”

    Erkan yaşta doğru müdahalenin önemine dikkat çeken Keşli, “Erken yaşta doğru müdahale ve bütüncül yaklaşım; bilimsel dayanaklara bağlı olan eğitsel, nöro-psikiyatrik ve tıbbi bütüncül yaklaşımlar son derece kıymetlidir. Bu kapsamın dışında olan ve bilimsel dayanakları olmayan yaklaşımlar ve bilimsel gerçekler ile çelişen gerçek dışı uygulamalar vakit kaybına sebebiyet vermekte ve çok kıymetli olan erken yaşta doğru müdahaleleri geciktirmektedir. Bu konuda erken yaş ve zaman çok kıymetlidir. Bu konuda çok daha titiz ve dikkatli olmak kuşkusuz daha faydalıdır” diye konuştu.

    Seminerin ardından, Başkan Yardımcısı Osman Yurt konuk Prof. Dr. Recep Keşli’ye hediye takdiminde bulundu.

  • Biorezonans, otizm spektrum bozukluğunu etkiliyor

    Biorezonans, otizm spektrum bozukluğunu etkiliyor

    Çocuk Gelişim Uzmanı ve Aile Danışmanı Burcu Yavuz Biorezonansın Otizm Spektrum Bozukluğuna Etkileri hakkında bilgiler verdi. Konuşmasına Biorezonans tanımıyla başlayan Çocuk ve Aile Danışmanı Burcu Yavuz “Bio insan vücudu, Rezonansda titreşim yani frekans demektir. Biorezonans insan vücudunun frekansı anlamına gelmektedir. En özet tanımıyla frekans tedavisidir. Vücudumuzdaki bozulmuş olan hastalıklı dokuların ters frekansını vererek bir nötrleme sağlıyoruz” dedi.

    Otizmli çocuklarda Biorezonansı destek tedavi olarak nasıl kullandıklarını anlatan Yavuz “Otizm, çoğunlukla 3 yaş civarında ortaya çıkan, gelişimde yetersizlik, göz kontağı kuramama, tekrarlayıcı davranışlar sergileme, sese ve ışığa karşı hassasiyet ile seyreden, sosyal etkileşim ve iletişim becerilerini sınırlayan nörogelişimsel bir bozukluktur ve otizme neden olan sebepler tam olarak bilinememektedir. Genetik kökenli olabileceği gibi son zamanlarda yapılan araştırmalarda gebelik esnasında annenin maruz kaldığı toksik yükün de sebep olabileceği düşünülmektedir. Aynı zamanda “Leaky gut” yani “Geçirgen Bağırsak Sendromu” da aslında otizmin temel problemleri arasında gösterilmektedir. Bağırsak-beyin bariyerinde bozulmaya neden olan geçirgen bağırsak sendromu otizm tablosunu daha da ağırlaştırırken sınırda otizm olgularını da daha belirgin hale getirir.

    Çünkü beyin ve bağırsak arasında iki yönlü bir iletişim vardır. Beyin bağırsağı etkilediği gibi bağırsaktaki metabolik ürünler ve mikroorganizmalar da beyni etkiler. Sağlıklı bir bireyin beyin fonksiyonlarının mental sağlığa kavuşabilmesi için mutlaka sağlıklı bir bağırsak mikrobiyotasına sahip olması gerekir. Biorezonans sistemi ile bağırsaklardaki aşırı geçirgenlik normal hale getirilmekte ve ağır metal yükleri azaltılmaktadır. Aynı zamanda bireyin alerjenlerini de belirleyip beslenmesinin buna göre düzenlenmesini öneriyoruz. Çoğunlukla karşılaştığımız tablolarda otizmli çocukların gluten, süt ve süt ürünleri intoleransına sahip olduklarını görüyoruz. Bu noktada biorezonans metodunun otizmde tek başına yeterli olup olmadığı sorusu aklımıza gelebilir. Otizm tabi ki multidisipliner bir tedavi planlaması gerektirdiği için biorezonansın yanı sıra psikolog ve diyetisyen desteği ile birlikte bütüncül bir tedavi planlanmalıdır. Bu bütüncül tedavi yaklaşımından sonra otizmli çocukların özgüvenlerinin arttığını, duygularını ifade yeteneklerinin geliştiğini, göz kontağı kurabildiklerini ve beyin yapılarının düzelmeye başlamasıyla birlikte kullandıkları kelime sayılarında da artış olduğunu gözlemliyoruz. Tedaviye başlama yaşı ne kadar erken olursa bahsettiğim özelliklerde gelişme de o kadar erken açığa çıkıyor” ifadelerini kullandı.

    Tedavinin yan etkileri var mı sorusana cevap veren Yavuz “Tabii ki hayır. Rezonans metodunda hiçbir şekilde radyasyona maruziyet söz konusu değildir. Seanslarımızda bireyler günlük hayatlarını olumsuz etkileyebilecek bir etki yaşamamakta hatta seans sonrasında seratonin-dopamin seviyesindeki pozitif değişiklikler sonucunda hem daha rahatlamış hem de dikkat ve odaklanma sürelerinde artış yaşayarak günlük rutinlerine devam edebilmektedirler. Tedavi sürecimiz hakkında da bilgi vermem gerekirse süreç; bireyin yaşı, intoleranslarını belirlediğimiz beslenme programına bağlı kalma durumu, otizmin seyir süreci gibi pek çok faktöre göre bireyden bireye farklılık göstermektedir” dedi.

    Sözlerinde otizmde tedavi kelimesinin artık daha yaygın kullanıldığını belirten Çocuk ve Aile Danışmanı Burcu Yavuz, “Son birkaç yıla kadar otizmde tedavi kelimesi bile kullanılamıyorken şu an bu gelişmelerden bahsedebilmek gerçekten mutluluk verici. Belli bir noktada hayattan soyutlanmak durumunda kalan bireylerin ve ailelerinin süreç sonunda hayat konforlarının çok daha yükselmiş olduğunu söyleyebiliriz” sözleriyle konuşmasını tamamladı.

  • Özel çocukların rafting keyfi

    Özel çocukların rafting keyfi

    Erzincan’da Milli İrade Özel Eğitim Uygulama Okulu’nda eğitim gören hafif zihinsel engeli bulunan, down sendromlu ve otizmli çocuklar, rafting heyecanı yaşayarak doyasıya eğlendi. Gençlik ve Spor Bakanlığının ‘Mutlu Çarşamba Projesi’ çerçevesinde her hafta özel çocuklara farklı sportif etkinliklerin gerçekleştirilecek olan projede bu hafta, rafting ile devam etti. Erdoğa ve Duman Rafting spor kulüpleri antrenörleri, minik dostlarına sürpriz yaparak Erzincan Ekşisu Mesire alanına götürdü. Eğitmenler özel çocuklara önce kısa bir bot eğitimi verdi. Daha sonra gerekli güvenlik önlemlerini aldırarak çocuklara yelek ve kask giydirildi. Ekşisu Mesire alanında bulunan gölde, durgun suda hayatlarında ilk defa rafting heyecanını yaşayan özel çocukların mutlulukları ise gözlerinden okundu.

    Rafting turu yaptıktan sonra konuşan çocuklar yapılan etkinlikten dolayı çok mutlu olduklarını söyleyerek öğretmenlerine ve rafting antrenörü hocalarına teşekkür ettiler.

    Rafting öncesi konuşan Duman Rafting Spor Kulübü Başkanı Adem Duman, “Mutlu Çarşamba etkinlikleri var dediler. Mutsuz çocuk kalmasın, rafting yaptıralım dediler Gençlik ve Spor İl Müdürlüğünden gelen arkadaşlar. Biz de bunun için buraya geldik. Burada çocuklara güzel bir eğitim vererek, güvenlik önlemlerini alarak burada ki çocukların bir tebessüm etmesi, bir gülmesini ilke edinerek çocuklara rafting yaptıracağız. Daha suya girmeden çok sevinçliler. İnşallah suya girdikten sonra da bu sevinçleri kat kat artar” dedi.

    Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü bünyesinde antrenör olan Canser Atila ise tek gayelerinin çocukları mutlu etmek olduğunu belirterek, “Gençlik ve Spor Bakanlığının 81 ilde düzenlemiş olduğu ‘Mutlu Çarşamba Projesi’ çerçevesinde her hafta belirli günlerde engelli çocuklarımıza yönelik çeşitli sportif etkinlikler yapıyoruz. Bu hafta da rafting organizasyonun seçtik. Sağ olsunlar arkadaşları çağırdık, geldiler. Burada da çocukları mutlu etmeye çalıştık. Rafting genelde akarsuda yapılır ama biz ciddi güvenlik önlemi alarak durgun suda yapmayı planladık. Burada ki tek maksadımız da çocukları mutlu etmekti” diye konuştu.

  • Otizm kafe için imzalar atıldı

    Otizm kafe için imzalar atıldı

    BEBKA 2023 yılı Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Kalkınma Ajansları Genel Müdürlüğü tarafından yürütülen Sosyal Gelişmeyi Destekleme Programı (SOGEP) kapsamında hibe almaya hak kazanan Mustafakemalpaşa Belediyesi, ‘’Mustafakemalpaşa’da Sosyalleşip Gelişiyoruz, Engelleri Birlikte Aşıyoruz’ ’adlı projesi düzenlenen tören ile imzalandı.

    Mustafakemalpaşa Belediyesi tarafından hayata geçirilecek olan Otizm Kafe, ilçenin en uğrak yerleri arasında yer alan Çağlayan Park’ı içerisi kar amacı güdülmeden, otizmli bireyleri topluma kazandırıp, sosyalleşmelerini sağlamak amacıyla kurulacak.

    OTİZM KÖYÜ İÇİN HAZIRLANIYORUZ

    BEBKA Genel Sekreteri Prof. Dr. Muhammed Zeki Durak ile projenin imzasını atan Başkan Kanar toplantı sonrasında ‘’ Otizm Kafe’nin temellerini atmak için BEBKA’dayız. Çağlayan Parkının bulunduğu bölgeye otizmli bireylerimizin sosyalleşebileceği bir alan kurmak için ilk adımlarımızı attık. Hedefimiz Otizm Köyü oluşturmak, bu projemizin ilk adımı. Çağlayan Parkı’nı yeniden canlandırıyoruz. İlçemize hayırlı uğurlu olsun, nice projelerle ilçemizi kalkındırmaya devam edeceğiz. Rabbim ilçemize milletimize devletimize zeval vermesin.’’ Açıklamalarında bulundu.

  • Otizmli gençlerin üretkenliği destekleniyor

    Otizmli gençlerin üretkenliği destekleniyor

    Bursa Çalışma ve İş Kurumu İl Müdürlüğü tarafından yürütülen “Otizmli Gençlerin Üretkenliğinin Arttırılması ve İşgücü Piyasasına Geçişlerinin Desteklenmesi (OTİGED)” projesi, Avrupa Birliği Erasmus+ Programı çerçevesinde Türkiye Ulusal Ajansı tarafından finanse ediliyor. Engelli vatandaşların üretkenliğinin artırılması ve istihdama geçişlerinin desteklenmesi için özellikle otizm spektrum bozukluğu olan bireylere yönelik destekli istihdam modelinin geliştirilmesi çerçevesinde proje ortakları bir araya getirildi. Otizm konusunda kendi çalışma alanlarında faaliyetler yürüten ulusal ve uluslararası proje ortakları bir araya geldi. Sadece Türkiye için değil, aynı zamanda tüm dünya ülkelerinde var olan temel sorun üzerine proje oluşturuldu.

    Projenin koordinatörlüğünü Bursa Çalışma ve İş Kurumu İl Müdürlüğü üstlenirken, ortaklar ise Eker Süt Ürünleri, Maltepe Üniversitesi, Pandora X Yazılım, Amsterdam Autisme Academie (Hollanda), Aspire-Igen Group Limited (Birleşik Krallık), Vivre et Travailler Autrement (Fransa) oldu. Projenin iki temel hedef kitleye hitap etmesi planlandı. İlk hedef kitle otizmli bireyler, ebeveynleri ve diğer vatandaşlar, ikinci hedef kitle ise otizmli bireylerin istihdamı için çalışan iş koçları ve diğer profesyoneller. Tüm süreçler bu hedef kitleler özelinde detaylandırılacak ve ihtiyaçlar doğrultusunda çıktılar üretilecek.
    OTİGED projesinin kapanış programı Bursa’da gerçekleştirildi. Programa Bursa Vali Yardımcısı Halil Serdar Cevheroğlu, Bursa Belediye Başkan Vekili Fethi Yıldız, İŞKUR Bursa İl Müdürü Eren Türkmen, Maltepe Üniversitesi’nden Prof. Dr. Atilla Cavkaytar, Amsterdam Autisme Academie kurucusu Yavuz Kütük, Eker Süt Ürünleri Genel Müdür Yardımcısı Nevra Eker, Kuzey Marmara Otoyolu Genel Müdür Yardımcısı Yılmaz Koyuncu, Netlog İnsan Kaynakları Müdürü Gülşen Baş, Eker Süt Ürünleri İnsan Kaynakları Direktörü Emin Okan Ermetin, İŞKUR Proje ekibinden Merve Başkurt’un yanı sıra davetliler katıldı.

    “12 otizmli genç istihdam ediyoruz”

    Basın mensuplarının sorularını cevaplayan Eker Süt Ürünleri Genel Müdür Yardımcısı Nevra Eker, “2018 yılında Eker Süt Ürünleri olarak otizmli gençlerin istihdamı ile ilgili bir proje yaptık. Bugün itibari ile fabrikamızda 12 otizmli genç istihdam ediyoruz. Bu süreci yaparken birçok farklı kurumdan ve dernekten istek aldık. Özellikle eş zamanlı başlayan İŞKUR’un çalışmasıyla OTİGED projesiyle çalışan otizmli gençlerimize eşlik eden iş koçlarının gelişim süreci üzerinde bir çalışma başlatıldı. OTİGED projesinde yurt dışından İngiltere, Hollanda, Fransa ve Türkiye İŞKUR önderliğinde böyle bir proje gerçekleştirildi. Bu sürecin sonunda bugün kapanış toplantısını yapıyoruz. Bu çalışmaların çıktıları üzerinden geçiyoruz. Çünkü iş koçları olmadan otizmli gençlerin iş hayatında çalışmaları oldukça zor. Ancak bu iş koçlarının çok iyi altyapı ile desteklenmesi gerekiyor. Toplumumuzda nöroçeşitlilik kapsayıcılık çerçevesinde bizlerden farklı, tüm bireyleri içinde barındıracak istihdam ortamları sağlamamız lazım. OTİGED projesi ile iş koçlarının eğitimlerini sağlayarak bu istihdam ortamının daha sağlıklı ve güvenli bir şekilde olmasını sağlıyoruz. Bu projenin sonunda temel amacımız fabrikamızda yapmış olduğumuz otizmli gençlere iş istihdamı projesini çoklayarak Türkiye’de birçok kuruluşta da örneklenmesi için doğru bir modeli oluşturmak. OTİGED projesi de bu modelin sağlam ayaklara basarak genişlemesi ve yaygınlaşması için çok önemli çıktılar ve veriler sağlıyor” dedi.
    İŞKUR proje ekibinden Merve Başkurt, proje ortakları ile güzel bir çalışma yaptıklarını ve otizmli gençlerin istihdamlarına katkı sunmaya çalıştıklarını ifade etti.

    “Gidilmesi gereken yollar var”

    Amsterdam Autisme Academie kurucusu Yavuz Kütük ise, dezavantajlı grupların istihdam sürecinin büyük önem arz ettiğini anlatarak, “Türkiye’nin bu anlamda alması gereken birçok yol bulunuyor. Yıllardır Hollanda’da yaptığımız çalışmalar ve uygulamalar bize gösteriyor ki doğru yöntem, metot ve doğru konularda yapılan her çalışma hedefine ulaşıyor” dedi.

    “Destekler sonucu otizmli gençler çalışabilir duruma gelecek”

    Maltepe Üniversitesi’nden Prof. Dr. Atilla Cavkaytar, hiçbir gencin geride kalmaması gerektiğini dikkat çekerek, “Bu gençlere bağımsız yaşam alanları hazırlamamız gerekiyor. Bireyi ele alarak toplum yaşamına kadar onları götürmemiz gerekiyor. Bunun da şartları bizim sunacağımız desteklerdir. Hafif destek sunacak gençlerin yanı sıra, yoğun desteğe ihtiyacı olan gençlerimiz de olacak. Ama bu destekler alındıktan sonra otizmli gençler çalışabilir durumuna gelecektir” diye konuştu.

    “Türkiye’de 2 buçuk milyon otizmli olduğu tahmin ediliyor”

    Eker Süt Ürünleri İnsan Kaynakları Direktörü Emin Okan Ermetin de kısa bir sunum yaptı. Ermetin, otizmlilerin iş konusunda genelde göz ardı edildiğini söyleyerek, “Türkiye’de 2 buçuk milyon otizmli olduğu tahmin ediliyor. İstihdamda ise gidilecek çok yolumuz var. Bu sadece kişi olarak değil, toplumumuz için de dramatik bir durum” ifadelerini kullandı.
    İŞKUR Bursa İl Müdürü Eren Türkmen, otizmli gençlerin iş dünyasında birçok zorlukla karşılaştıklarını belirterek, “Bunun en başında yanlış anlamalar ve önyargılar geliyor. Bu yanlış anlamalar otizmli gençlerin yeteneklerini göz ardı etmemize ve onların potansiyellerini tam olarak keşfetme fırsatını kaçırmamıza neden oluyor” şeklinde konuştu.
    Bursa Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Fethi Yıldız da, engelliler için yoğun olarak çalıştıklarını dile getirdi. Yıldız, engellilerin topluma kazandırılması için yaptıkları etkinliklerde hem ailelerin hem de kişilerin moral ve motivasyonlarını yükseltmeyi hedeflediklerini söyledi.

    “Zenginlik bunlara sahip çıkabilmektir”

    Bursa Vali Yardımcısı Halil Serdar Cevheroğlu, “Dünya çok ciddi değişiyor. 10 bin yıllık insanlık tarihinin 50 yılını yaşadık ama belki insanlık tarihinin en seçkin grubuyuz. Bilgi, üretim ve yaşam standartları bakımından şanslı durumdayız. Kadınınıza, çocuğunuza, engellinize, yaşlınıza değer vermiyorsanız, sahip olduğunuz doğal kaynakların hatta paranın bile önemi kalmıyor. Zenginlik bunlara sahip çıkabilmektir” dedi.
    Otizmli Bireyler İş Gücünde (OBİG) müzik grubu mini bir konser verdi. Konserde bilinen türküler hep bir ağızdan söylenirken, dinleyicilerden tam not aldı. Mini konserin ardından sunucu Yekta Kopan moderatörlüğünde panele geçildi. Panelin konuşmacıları Eker Süt Ürünleri Genel Müdür Yardımcısı Nevra Eker, Kuzey Marmara Otoyolu Genel Müdür Yardımcısı Yılmaz Koyuncu, Netlog İnsan Kaynakları Müdürü Gülşen Baş. engellerin sorunlarını ve istihdama nasıl kazandırılması gerektiğini anlattı.
    Ulusal Gençlik Senfoni Orkestrası’yla konserler veren otizmli başarılı müzisyen Cem Vardarcı da keman ve piyano dinletisi sundu.

  • Kusursuz kulak: ‘Zeyd’

    Kusursuz kulak: ‘Zeyd’

    Duyulan bir notayı referans almadan, başka bir notayla karşılaştırmadan tanıyabilme yeteneğine sahip 26 yaşındaki Zeyd Tokaki’nin müziğe ilgisini henüz 6 yaşındayken ilkokul öğretmeni fark etti.

    Ailesinin desteğiyle ilköğretim ve lise öğrenimini tamamlayan Tokaki, kendini müzik alanında geliştirmeye devam etti. Bursa Büyükşehir Belediyesinin konservatuvar sınavını kazanan Tokaki, Türk Halk Müziği Bölümünden mezun oldu.

    Konservatuvar eğitiminin sırasında piyano ve ney çalmayı öğrenen Tokaki, Bursa Büyükşehir Belediyesi Engelliler Şube Müdürlüğü korosunda yer alıyor.

    Zeyd Tokaki,  17 Eylül 1997’de Bursa’da doğduğunu, ilköğretim eğitimini Yıldırım İlköğretim Okulunda tamamladığını söyledi.

    Daha sonra Mehmet Torun Özel Eğitim Meslek Okulu’nda eğitim gördüğünü belirten Tokaki, “Bursa Büyükşehir Belediyesi Orkestra Şube Müdürlüğünde Türk Halk Müziği eğitimimi tamamladım. Absolut kulağım iyidir. Piyano ve ney çalıyorum. 2019’dan beri otizmli arkadaşlarımla Müziğin Rengi Mavi Korosu’nda çalışmalara devam ediyorum.” dedi.

    “Zeyd, kendini geliştirdi”

    Anne Süreyya Tokaki de çocuğunu eğitim hayatı boyunca hiç yalnız bırakmadıklarını ifade etti.

    Oğlunun müziğe olan ilgisinin küçük yaşlarda fark edildiğini anlatan Tokaki, “İlköğretime devam ettiği sıralarda müzik öğretmenimiz Gönül Hanım, Zeyd’in müziğe olan ilgisini ve yeteneğini fark etti. Zeyd’in kulağının çok özel olduğunu, notaları çıkarabildiğini, onunla özel olarak ilgilenmemiz gerektiğini söyledi. O zamanlar Zeyd 6 yaşındaydı.” dedi.

    Tokaki, yaklaşık 20 yıl önce otizmin çok fazla bilinmediğini vurgulayarak, “O zamanlar otizmle ilgili özel olarak müzik öğretebilecek veya müzik alanında geliştirebilecek birini bulmamız pek mümkün değildi ama Zeyd, kendini geliştirdi. Seyrettiği dizilerden jenerik müzikleri çıkarıyordu. Sınıfta sevilen bir çocuktu. Zamanla kendi kendine ritim yakalamaya çalıştı. Evimizde benim çocukluğumdan kalma bir orgum vardı. Onda bir şeyler çalmaya çalışıyordu. İlkokulu bitirdikten sonra Mehmet Torun Özel Eğitim Meslek Okulu​​​​​​​nda müzik öğretmenimiz, Zeyd’le ilgilendi, beraber çalışmalar yaptılar.” diye konuştu.

    Oğlunun lise eğitimini tamamladıktan sonra Bursa Büyükşehir Belediyesinin konservatuvar sınavını kazandığını belirten Tokaki, şunları kaydetti:

    “Konservatuvar 1. sınıftayken Hamit hocamızdan ‘absolut’ kelimesini duyduk. Hocası piyanoda nota çaldığı zaman, Zeyd hangi nota olduğunu hemen söylemeye başladı. Özel bir yetenek olduğunu böylece anlamış olduk. Daha sonra konservatuvarda 4 seneyi de bu şekilde tamamladık. Zeyd, 2019’dan beri de Engelliler Şube Müdürlüğünde gönüllü öğretmenlerimizle Müziğin Rengi Mavi Koromuzda severek çalışmalarına devam ediyor.”

    “Bu koroyu kurmamızın en büyük ilham kaynağı Zeyd”

    Müziğin Rengi Mavi Korosu’nun şefliğini yürüten Yasemin Köksal ise Zeyd ile konservatuvar öğrenimi sırasında tanışınca ondan aldıkları ilhamla koro kurmaya karar verdiklerini anlattı.

    Köksal, “Bu koroyu kurmamızın en büyük ilham kaynağı Zeyd. Özel kulak olduğu için bütün notaları, doğadaki bütün sesleri zihninde ayırt edebiliyor. Çok yetenekli. Piyano çalabiliyor, ney üfleyebiliyor. Çok da güzel türkü söylüyor. Zeyd ile beraber otizmle de tanıştık. Müziğin şifa gücünden yararlanarak bu koroyu kurmaya karar verdik. 2019’dan beri burada beraber çok güzel şarkılar söylüyoruz.” diye konuştu.

  • Enerjimiz otizmli çocuklar için

    Enerjimiz otizmli çocuklar için

    Şirket, Nilüfer Özel Eğitim Meslek Okulu ile birlikte gerçekleştirilen solar roket modeli atölyesiyle otizm spektrum bozukluğu tanılı öğrencilerin, yenilenebilir enerji kaynakları hakkında bilgi sahibi olmalarını sağladı. Düzenlenen atölyede güneş enerjisiyle çalışan roketler üreten çocuklar, öğretmenlerinin de yardımlarıyla ürünlerini ortaya çıkarırken güneş enerjisinin elektriğe dönüşüm yolculuğunu da gözlemleme fırsatı buldular. Etkinlikte öğrencilere yenilenebilir enerji temalı kitaplar da hediye edildi.

    Her yıl düzenlenen bilim atölyeleri için otizmli bireylerle de bir çalışma başlatmak istediklerini vurgulayan Uludağ Elektrik Genel Müdürü Ali Erman Aytac, “Bilimin toplumda yaygınlaştırılmasının yanı sıra dezavantajlı grupların da bilimle tanıştırılması amacıyla atölye çalışmalarımızı her kesime ulaştırmaya çalışıyoruz. Düzenlediğimiz solar roket modeli atölyemizde bu sefer otizmli çocuklarımızla birlikte güneş panelli roketlerimizi ürettik. Biz istiyoruz ki, çocuklarımız ülkemizin zengin enerji kaynakları olan rüzgar, güneş ve hidroelektrik enerji kaynaklarını yakından tanısın. Kendilerinin yaptıkları bu ürünlerle konuya yönelik farkındalıkları artsın. Bu etkinlikle birlikte otizme yönelik farkındalık ışığı yakarken, aslında çocuklarımızın da gerekli destek sunulduğunda neler üretebileceğini görmüş olduk. Otizm için toplumsal farkındalığın ve duyarlılığın artırılmasını da amaçladık” dedi.

    Uludağ Elektrik, bugüne kadar gerçekleştirdiği atölyelerin yanı sıra yenilenebilir enerji kaynakları temalı kitaplarıyla da çocuklara dokunuyor. Çocukların temiz enerji kaynaklarıyla çalışan teknolojileri görebilmeleri ve gelecek için bu kaynakların ne kadar önemli olduğunun bilincine varmaları sağlanıyor.

  • Otizmli çocuklar, doyasıya eğlendi

    Otizmli çocuklar, doyasıya eğlendi

    Kırşehir’de, Beyazay Derneği tarafından yapılan organizasyonda Vahide Hüseyin Karahan Özel Uygulama Okulunda bulunan otizmli çocuklar, 2 Nisan Dünya Otizm Farkındalık Günü dolayısıyla pasta kesip oyunlar oynadı. Beyazay Dernek Başkanı Adnan Göçmen, otizmin eksiklik değil farklılık olduğunu söyledi. Göçmen; “Otizmli çocuklarımızın topluma katılması ve sorunlarının çözülmesi için çaba harcamaktayız. Onlar farklı görünüyor olsalar da bizler gibi düşünüyorlar. Engellerin çözüm merkezi bizleriz. Toplumu özellikle otizm ve engelleri kaldırma konusunda duyarlı olmaya çağırıyorum” dedi.
    Programda pasta kesen çocuklar, palyaço ile oynayarak güzel vakit geçirdi.