Etiket: otomotiv

  • Bakan Pekcan: Otomotiv sektörümüze olan inancımız ve güvenimiz tamdır

    Bakan Pekcan: Otomotiv sektörümüze olan inancımız ve güvenimiz tamdır

    Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan, Türkiye’nin yoluna daha fazla katma değerli, daha yenilikçi ihracatla devam edeceğini belirterek, “Bu serüvende otomotiv sektörümüze olan inancımız ve güvenimiz tamdır.” dedi.

    Pekcan, Ticaret Bakanlığı ve Türkiye İhracatçılar Meclisinin (TİM) koordinasyonunda, Uludağ Otomotiv Endüstrisi İhracatçıları Birliğinin organizasyonuyla düzenlenen Türkiye’nin ilk 3 boyutlu sanal otomotiv fuarı olan “Auto Expo Türkiye 2020 Fuarı”nın açılış programına katıldı.

    Auto Expo fuarının, mayıs ayından bu yana Bakanlığın desteği ile gerçekleştirilecek 8. Sanal İhracat Fuarı olma özelliğini taşıdığını belirten Pekcan, fuara 60’ın üzerinde ülkeden katılım sağlanacak olmasının hem ülke olarak sanal fuarlardaki başarıyı hem de Türk otomotiv sektörünün küresel ölçekteki dinamizm ve etkinliğini gözler önüne serdiğini vurguladı.

    Pekcan, sanal heyetler ve sanal fuarların, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını karşısında ihracatçıya destek olmak üzere hızla devreye aldıkları bir uygulama olduğuna dikkati çekerek, bu etkinliklerin farklı sektörlerden büyük bir ilgi ile karşılandığını, bundan önce 7 farklı sanal fuarda 54 binin üzerinde katılımcı sayısına ulaşıldığını bildirdi.

    Bugüne kadar, 48 farklı ülkeye yönelik 39 sanal ticaret heyeti faaliyeti gerçekleştirildiğini ve firmaların yaklaşık 6 bin ikili iş görüşmesi yapmasının sağlandığını aktaran Pekcan, sanal ticaret heyetleri ve sanal fuarların, adeta yeni normalin bir parçası olduğunu, ihracatçıların pazara giriş olanaklarının ve yurt dışı tanıtım imkanlarının salgın sürecinde de devam etmesi için önemli bir kolaylık sağladığını belirtti.

    Pekcan, bu tür sanal faaliyetlerin aynı zamanda, sektörlerin dijitalleşmeye olan yatkınlığını da gözler önüne serdiğini, Türkiye açısından bir prestij kaynağı olduğunu söyledi.

    “Sektörümüzü en doğru ve stratejik biçimde desteklemeye devam edeceğiz”

    Bakan Pekcan, ihracatçılara sağladıkları farklı nitelikteki desteklerle ilgili şunları kaydetti:

    “Tasarım Desteği kapsamında bu güne kadar 32 firmamızın projesini Bakanlığımızca desteklenen projeler arasına aldık. Bu çerçevede, 3 yıl boyunca firmalarımızın istihdam, alet-teçhizat ve yazılım giderlerini destekliyoruz. Küresel Tedarik Zinciri Desteği’mizle özellikle otomotiv, savunma ve havacılık ile makine sektörlerinde faaliyet gösteren firmalarımızı desteklemeyi amaçlıyoruz. Küresel ölçekte ürün imalatçısı şirketlerin tedarik havuzlarında yer almalarını hızlandırmaya yönelik olarak, firmalarımızın ihtiyaç duyduğu makine-ekipman, donanım ve yazılım ile kalite ve sertifika belgelerini proje bazında desteklemeye devam edeceğiz. Bugüne kadar, KTZ desteği kapsamında onaylanan 84 projeden 40’ı otomotiv sektöründe yer almaktadır.”

    Uluslararası Rekabetçiliğin Geliştirilmesi programı kapsamında ise 2010’dan bugüne kadar otomotiv sektörüne yönelik olarak 399 firmanın yer aldığı 21 projenin onaylandığına dikkati çeken Pekcan, “Projelerden 12’si tamamlanmış olup 9 proje aktif olarak devam etmektedir. Otomotiv sektörümüz, ihracatımızın öncü sektörlerinden olmaya devam edecek olup, biz de sektörümüzü en doğru ve en stratejik biçimde desteklemeye devam edeceğiz.” ifadelerini kullandı.

    Türkiye’nin yoluna daha fazla katma değerli, daha yenilikçi ihracatla devam edeceğinin altını çizen Pekcan, “Bu serüvende otomotiv sektörümüze olan inancımız ve güvenimiz tamdır.” dedi.

    Pekcan, yerli otomobil üretim sürecine ilave olarak tüm firmalardan yeni nesil teknolojilerle ilgili güzel haberler almaya devam edeceklerine inandıklarını bildirdi.

     “Arzu ettiğimiz ihracat seviyelerine en kısa sürede ulaşacağız”

    Salgın ile mücadelenin sağlık alanında olduğu kadar, ekonomi ve dış ticaret alanında da sürdüğüne işaret eden Pekcan, Bakanlık olarak devreye aldıkları uygulamaları anlattı.

    Pekcan, salgının başında uyguladıkları “temassız ticaretten” e-ticaretin artırılmasına yönelik çalışmalara, ağustosta devreye aldıkları Kolay İhracat Platformu’ndan ihracatta devlet destekleri ve Eximbank desteklerine kadar birçok çalışma ve destek ile ihracatçının yanında olduklarını, olmaya devam edeceklerini kaydetti.

    Tüm bu desteklerin katkısı ve iş insanlarının özverili çalışmaları sayesinde, salgın karşısında üretim ve ihracat ile büyük bir direnç gösterdiklerini belirten Pekcan, şöyle konuştu:

    “Başta AB olmak üzere, önemli pazarlarımızda ciddi daralma ve talep düşüşü hepimizin malumlarıdır. AB sonbahar tahminlerinde, 2020 yılının son çeyreğinde AB ekonomisinin yüzde 6,6 oranında daralacağını öngörmektedir. Bu olumsuzluğa rağmen ülkemiz ihracatı ekim ve kasım aylarında yüzde 2,3 artış göstermiştir. Keza, ihracatımız yılın üçüncü çeyreğinde bir önceki çeyreğe kıyasla yüzde 33,8 oranında arttı. Altın hariç ihracatın ithalatı karşılama oranının yüzde 85,7 gibi önemli bir seviyede olduğunu da ayrıca vurgulamak gerekir.”

    Bakan Pekcan, otomotiv sektörünün, dış pazarlardaki olumsuz tabloya rağmen, DTÖ sektör sınıflamasına göre, eylül ayında ilk kez aylık ihracat artışı yakaladığını, ekimde de yüzde 3,6 artış kaydettiğini belirtti. Kasım ayında da 2,3 milyar dolarlık ihracat ile geçen sene kasım ayı ihracatı ile hemen hemen aynı düzeyde bir ihracat kaydedildiğini ifade eden Pekcan, “Umuyorum, dış pazarlarımızda sağlanacak rahatlamalar ve sizlerin yoğun gayretleri sayesinde, arzu ettiğimiz ve hak ettiğimiz ihracat seviyelerine en kısa sürede ulaşacağız.” değerlendirmelerinde bulundu.

  • BTSO’nun Otomotiv Yan Sanayi Ur-Ge’sinde çalışmalar başladı

    BTSO’nun Otomotiv Yan Sanayi Ur-Ge’sinde çalışmalar başladı

    Bursa Ticaret ve Sanayi Odası (BTSO) öncülüğünde Ticaret Bakanlığı destekleriyle hayata geçen Otomotiv Yan Sanayi Ur-Ge Projesi’nde çalışmalar hızla devam ediyor.
    Bursa Ticaret ve Sanayi Odası (BTSO) öncülüğünde Ticaret Bakanlığı destekleriyle hayata geçen Otomotiv Yan Sanayi Ur-Ge Projesi’nde çalışmalar hızla devam ediyor.

    Tüm dünyayı etkisi altına alan yeni tip korona virüs salgını sebebiyle ilk toplantının online olarak gerçekleştiği Otomotiv Yan Sanayi Ur-Ge Projesi’nde ihtiyaç analizi tamamlandı. Projede hal-i hazırda 45 firmanın yer aldığı ve sektörün ihracat kapasitesini artırmanın yanı sıra firmaların kurumsal yapısını da güçlendirmeyi hedefleyen Ur-Ge Projesi’nin ilk toplantısına BTSO Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Cüneyt Şener ile proje üyesi firmalar katıldı.

    Çin’de başlayan ve hızla bütün dünyaya yayılan salgının etkisiyle küresel ticaretin durma noktasına geldiğini dile getiren Başkan Yardımcısı Şener, otomotiv sektörünün toparlanma eğiliminin hızla devam ettiğini vurguladı. Türkiye’nin Otomobili Girişim Grubu’nun (TOGG) hayata geçireceği yerli otomobilin 2 yıl sonra yollarda olacağını hatırlatan Şener, Bursa’nın otomotiv yan sanayi sektöründeki engin bilgi ve birikimi ile yerli otomobil projesinde de en üst düzeyde katkı sağlayacağını kaydetti.

    Otomotiv sektörünün kalbinin attığı Bursa’nın, sahip olduğu potansiyel ve bugüne kadarki başarıları ile sektöre yön vermeye devam ettiğini kaydeden Şener, “Şehrimiz gelişmiş alt yapısı, kalifiye işgücü, rekabetçi ve güçlü tedarik zinciri ile sektörümüzün üretim üslerinden birisidir. Bizler de BTSO olarak firmalarımızın rekabetçiliğini artırmak adına Ticaret Bakanlığı ile birlikte Ur-Ge ve HİSER Projelerimizi sürdürüyoruz. 30 Ur-Ge ve HİSER Projesi ile Türkiye’de bu alanda öncü kurumlardan birisiyiz. Otomotiv Yan Sanayi Ur-Ge Projesi 45 firmamız 6 bin kişi istihdam ederken 50 ülkeye de ihracat gerçekleştiriyor. Bu yıl çalışmalarına başlayan Otomotiv Yan Sanayi Ur-Ge Projemiz de sektörümüzün büyümesine katkı sağlayacaktır.” ifadelerini kullandı.

    Online olarak gerçekleşen toplantıda proje danışmanlarından Bahri Aydın, Ur-Ge projesinin tamamlanan ihtiyaç analizinin yanı sıra projenin sunduğu avantajlar, eğitim ve danışmanlıklarla ilgili sunum gerçekleştirdi. Ayrıca Bursa Model Fabrika Danışmanı Doğan Hasan ile Yalın Dönüşüm Uzmanı Elif Aydoğan ise Yetkinlik Dönüşüm Merkezi Bursa Model Fabrika’nın çalışmaları ve yalın dönüşüm noktasında Ur-Ge üyelerine bilgi verdi.

  • Eğitim ve otomotivde vergi düzenlemesi

    Eğitim ve otomotivde vergi düzenlemesi

    Cumhurbaşkanı kararıyla, ‘cari açığa olumsuz etki eden otomobil ithalatının azaltılması, yerli üreticinin desteklenmesi için’ lüks ithal otomobillerde ÖTV oranı artırılırken, eğitim ve öğretim hizmetindeki KDV oranı yüzde 8’den yüzde 1’e indirilerek bu farkın velilere olumlu yansıması amaçlandı.

    Resmi Gazete’de yayımlanan Cumhurbaşkanı kararı ile Hazine ve Maliye Bakanlığınca cari açık üzerinde yüksek düzeyli olumsuz etkiye sahip olan otomobil ithalatının azaltılması amacıyla motor silindir hacmi aralıkları ve özel tüketim vergisi matrahları esas alınarak düzenlemeye gidildi.

    Türkiye’de 1600 cc altı yüzde 60 ÖTV oranına tabi olan otomobillerin neredeyse tamamı (yüzde 99,3’ü), 1600 cc üzeri otomobillerin ise tamamı ithal ediliyor. Bu grup otomobillere uygulanan ÖTV oranlarında artışa gidilirken, 1600 cc altında olup yerli imalatın yoğunlaştığı alanda da vergisiz satış bedeli 70 bin liradan 85 bin liraya artırılarak yerli üreticiye ve yerli sanayiye destek verilmesi amaçlandı.

    Hibrit otomobiller için mevcut korelasyon korunarak bu araçlardaki ÖTV oranları da eşgüdümlü bir şekilde artırıldı.

    Örneğin özel tüketim vergisi matrahı 70 bin liraya kadar olan araçlarda matrah 85 bin liraya çıktı. ÖTV oranı yüzde 45 olarak korundu.

    ÖTV matrahı 70 bin TL ile 120 bin TL olan araçlarda matrah 85 bin ile 130 bin TL arasında çıktı. ÖTV oranı yüzde 50 olarak korundu.

    Ancak motor silindir hacmi 1600 ile 2000 arasında olan araçlarda yüzde 60 olan ÖTV oranı yüzde 80’e çıktı.

    2000 motor üstü araçlarda yüzde 100 ile yüzde 160 arasında olan ÖTV oranı yüzde 130 ile yüzde 220’ye çıkarıldı.

    Anadolu Ajansı’nın haberine göre, maliye politikası değişikliğiyle, ‘yüksek fiyatlı ithal otomobillere olan talebin düşük ÖTV oranına tabi otomobillere yönelmesi, bu kapsamda daha az yüksek fiyatlı otomobil ithal edilmesi, yerli otomobil satışının artması, buna bağlı ithalatın miktarının azalması ve kompozisyonunun değişmesi suretiyle daha az ithalat bedeli ödemesi yoluyla cari açığın azalmasına olumlu katkı vermesi’ hedeflendi.

    Eğitim ve öğretimde KDV oranında indirim

    Öte yandan, Resmi Gazete’de yer alan diğer bir düzenlemeyle halihazırda yüzde 8 KDV oranına tabi eğitim ve öğretim hizmetindeki KDV oranı yüzde 1’e indirildi.

    Böylece salgın döneminde genel anlamda özel sektöre verilen desteklerin devamı mahiyetinde üniversiteler de dahil olmak üzere eğitim-öğretim dönemi başlamadan önce bu alanda faaliyette bulunan mükelleflerin KDV oranları indirilerek, aradaki farkın velilere olumlu yansıması amaçlandı.

  • Bursa’daki okullarda otomotive yönelik eğitim verilecek

    Bursa’daki okullarda otomotive yönelik eğitim verilecek

    Bursa’da otomotiv endüstrisinin ihtiyaç duyduğu teknik bilgi ve beceriye sahip nitelikli iş gücünü yetiştirmek, mesleki ve teknik eğitimin kalitesini artırmaya katkıda bulunmak amacıyla hayata geçirilen “JUNI’OR” adlı projeye, iki okul daha dahil edildi.

    İl Milli Eğitim Müdürlüğünden yapılan açıklamaya göre, Milli Eğitim Bakanlığı, Oyak Renault ve PERYÖN arasında 2019’da imzalanan işbirliği protokolü çerçevesinde, Otomotiv Endüstrisi İhracatçıları Birliği Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’nde başlatılan projenin kapsamı genişletildi.

    Projeye, Şehit Ömer Halisdemir Mesleki Teknik Anadolu Lisesi ile Tophane Mesleki Teknik Anadolu Lisesi de dahil edildi. Projenin uygulandığı okullardan mezun olan öğrencilerin istihdamına öncelik tanınacak.

    Açıklamada değerlendirmelerine yer verilen İl Milli Eğitim Şube Müdürü Bülent Altıntaş, projeyle öğretmenlerin ve öğrencilerin gelişen teknolojiyi bizzat yerinde öğrendiğini belirtti.

    Projenin söz konusu okullarda eğitim gören öğrencilerin istihdamlarına katkı sağlayacağını aktaran Altıntaş, şunları kaydetti:

    “Öğrenciler, Oyak Renault için daha kalifiye ve yetişmiş, nitelikli iş gücüne sahip olabilme noktasında ciddi bir kazanım sağlayacak. Kazanan Bursa ekonomisi ve beraberinde gelişen Türkiye olacak.”

  • Türk otomotiv firmaları Meksika pazarında fırsatları arıyor

    Türk otomotiv firmaları Meksika pazarında fırsatları arıyor

    Uludağ Otomotiv Endüstrisi İhracatçıları Birliği (OİB) tarafından, pandemi sürecinde yavaşlayan ihracatı canlandırmak için yılda 50 milyar dolarlık otomotiv ithalatı yapan Meksika’ya yönelik başlatılan dijital sektörel ticaret heyeti programı kapsamında 21 Türk firması, Meksikalı otomotiv firmalarıyla ikili iş görüşmeleri gerçekleştiriyor.

    OİB’den yapılan açıklamaya göre, Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) ve Ticaret Bakanlığının desteğiyle düzenlenen programda, Meksikalı aftermarket, ithalat, tedarik sanayi, toptancı ve distribütör firmalarıyla ikili iş görüşmeleri yürütülüyor.

    Video konferans yöntemiyle gerçekleştirilen ve 2 Temmuz’a kadar sürmesi planlanan programın açılışına, OİB Yönetim Kurulu Başkanı Baran Çelik, Türkiye Cumhuriyeti Meksika Büyükelçisi Tahsin Timur Söylemez, Meksika Ticaret Müşaviri İnci Selin Bal Salkım, Meksika Aftermarket, Yedek Parça ve Aksesuar İthalatçıları, Temsilcileri ve Distribütörleri Birliği (ARIDRA) Yönetim Kurulu Başkanı Antonio Lopez, Meksika Otobüs, Ağır Vasıta ve Traktör Üreticileri Birliği (ANPACT) Yönetim Kurulu Başkanı Miguel Heberto Elizalde Lizarraga ile çok sayıda sektör temsilcisi katıldı.

    Çelik, burada yaptığı konuşmada, mayıs ayında kısmen de olsa normalleşmenin başladığını ancak pandemi öncesi sürece dönmenin zaman alacağını belirtti.

    Küresel ticaretin büyük yara aldığı, tedarik zincirlerinin yeniden şekillendirildiği bu dönemde Türkiye’nin güvenilir tedarikçi konumunu güçlendirmek için çalışmalara devam edildiğini bildiren Çelik, “Bu kapsamda düzenlediğimiz Meksika Dijital Sektörel Ticaret Heyeti programı, otomotiv endüstrisinde bir ilk oluyor. Uluslararası ticaretin dijitalleştiği, yeni iş modellerinin giderek yaygınlaştığı bu dönemde yeni nesil faaliyetlerle üyelerin bu zorlu dönemi atlatmaları ve dünya ticaretinde hak ettiği konuma ulaşmaları için çaba gösteriyoruz. Her şey yolunda gittiği takdirde 2021’den itibaren hedefimiz, tekrar pandemi öncesindeki rakamlara ulaşmak.” ifadelerini kullandı.

    “Rekabetçi bir şekilde pazara girmemiz gerekiyor”

    Alternatif pazarların değerinin kriz dönemlerinde daha fazla anlaşıldığını vurgulayan Çelik, şunları kaydetti:

    “Meksika, otomotiv endüstrisi açısından başlıca alternatif pazarlar arasında yer alan önemli bir ülke. Önceki yıllarda Meksika’ya yönelik hem milli katılım fuar organizasyonları hem de sektörel ticaret heyeti programları düzenledik. Özellikle otomotiv tedarik sanayisindeki yüksek ithalatına bakıldığında, Meksika, Türkiye için önemli bir pazar potansiyeli barındırıyor. Meksika, tedarik sanayisinde de pek çok üründe gümrük vergisiz ithalat yapıyor. Önümüzdeki dönemde iki ülke sektör temsilcileri arasındaki iş birliğinin daha da güçleneceğine ve karşılıklı ticaretin de giderek artacağına inanıyoruz.”

    Söylemez de doğru bağlantılar kurulduğu takdirde Meksika pazarından ciddi bir pay almanın mümkün olduğunu ifade etti.

    Meksika ile Türkiye arasındaki ticaret hacminin 1-1,5 milyar dolar bandında olduğuna işaret eden Söylemez, “Rekabetçi bir şekilde pazara girmemiz gerekiyor. Doğru bağlantıları kurabilmek de çok önemli. Bize karşı çok açık ve çok sıcak olduklarını da belirtmek isterim. Bu yüzden iş yapma hususunda çok önemli avantajımız var.” değerlendirmesinde bulundu.

    Söylemez, Meksika’nın pandemi döneminde zorlayıcı bir tedbir almadığını, ticaret ve uçuşların şu an serbest olduğunu da sözlerine ekledi.

  • En çok sipariş iptali otomotiv sektöründe yaşandı

    En çok sipariş iptali otomotiv sektöründe yaşandı

    Takım Tezgahları Sanayici ve İş İnsanları Derneği’nin (TİAD) sektörel etki analiz araştırması, sipariş iptallerinin en çok sipariş iptali yaşanan otomotivde iptallerin yüzde 73’lere çıktığını gösterdi.
    TİAD, sanayide ana imalat malı olarak kullanılan ve “makineleri yapan makineler” olarak tanımlanan takım tezgahları sektörünün Kovid-19 salgınından etkilenme düzeyinin belirlenmesi için bir araştırma yaptı.

    Üyelerinin katılımı ile gerçekleşen sektörel etki araştırma verilerine göre; en çok sipariş iptalleri, “ana müşteri” durumunda bulunan ve aynı zamanda en önemli daralmayı yaşayan otomotiv, kalıpçılık, beyaz eşya, havacılık, medikal alanlarında gerçekleşti.

    İptallerde yüzde 73 ile otomotiv sektörü başı çekerken, sırasıyla yüzde 28 ile kalıpçılık, yüzde 22 ile beyaz eşya, yüzde 15 ile havacılık, yüzde 13 ile makine, yüzde 7 ile medikal iptallerin en yoğun yaşandığı iş kolları oldu.

    TİAD Başkanı Fatih Varlık, sipariş iptallerine bağlı daralmaya ve krize rağmen işten çıkarma yapılmadığını, sektör olarak zor koşullara dayanırken de Kovid-19 ile gelen yeni normalde Türkiye’nin yeni bir hikaye yazması için çaba harcadıklarını söyledi.

    Araştırma kapsamında üyelere krizin Türkiye ekonomisine etkisini sorduklarını aktaran Varlık, şunları söyledi:

    “Üyelerimizin yüzde 39’u 50 milyar doların üzerinde bir negatif etki beklerken, yüzde 30’u bu etkinin 26 ile 50 milyar dolar bandında gerçekleşmesini öngörüyor. Yüzde 31’i ise negatif etkinin daha sınırlı kalacağını ve 11 ile 25 milyar dolar arasında olacağını öngörüyor. Hangisi olursa olsun, bu senaryoların hiç biri kabul edilemez. Ancak bütün bunların içinden iyi bir hikaye çıkarmak mümkün.”
    Varlık, Türkiye takım tezgahları sektörü ihracatının yüzde 80’ini oluşturan sac şekillendirme makineleri, presler, lazer ve plazma sac işleme makineleri üretimi konusunda oldukça iyi bir noktada olduğunu vurguladı ve ekledi:

    “Ancak CNC işleme merkezi, torna tezgahları ve taşlama gibi hassas işleme makineleri tarafında hala ithalatçı durumunda bulunmaktayız. Çin’den sonra Avrupa, Amerika ve bizde kontrollü bir şekilde yeni normale geçiş süreci başladı. Dış ticaret ve fiyat bazlı rekabet yeni normal nedeniyle eskisi gibi olmayacak. Eskiden fiyattan ötürü tercih edilmezken, bugün pek çok pazara jeopolitik olarak çok daha yakın bir noktada bulunmamız, hastalığı kontrol altında tutmamız, yeni normale geçiş sürecini sağlık öncelikli olarak yürütmemiz gibi nedenler, daha çok tercih edilmemizi sağlayabilir. Dolayısıyla bizim makine tarafındaki becerilerimizi diğer avantajlarımızla birleştirerek süreci çok doğru yönetmemiz gerekmekte. Bunu yapmamız halinde lider pazarlarımız olan ABD, Rusya, Polonya, Almanya ve Kanada başta olmak üzere 173 ülkedeki Türk makinesinin kullanım oranını artırabiliriz.”

    Dünya tedarik zincirinde meydana gelecek olan kırılmalarla ortaya çıkacak fırsatların yerli üretime ağırlık verilmesi halinde çok daha pozitif tablolar doğurabileceğini söyleyen Varlık, şu konuların altını çizdi:

    “Sektörümüzü daha da güçlendirecek adımları hızla hayata geçirmemiz gerekiyor. Takım tezgahları üretimini artırmak için Almanya, Tayvan, Japonya, İspanya, İtalya’da başarıyla uygulanan kümelenme modelini Kocaeli, Bursa, İzmir, Konya’da hayata geçirebiliriz. Teknik üniversitelerin mühendislik fakültelerinde ‘Takım Tezgahı Mühendisliği’ bölümü açabilir, gelişim ve üretim sürecinin hızlı olabilmesi için sadece bu sektöre yönelik ‘Ar-Ge ve Mükemmeliyet Merkezi’ kurabilir, yatırım finansman destekleri oluşturulabilir, üretilebilecek Yüksek Teknolojili Metal İşleme Takım Tezgahları ile birlikte metalürji (malzeme) alanında da çalışmalar yapabiliriz. Bunların yapılması yüzde 15 olan yerli ve millilik oranını ilk etapta yüzde 25’e çıkarabilir.”

    Ciddi fırsatlar barındıran sektörün, yaşanan krizle getirdiği sorun ve sıkıntılarla tek başına başa çıkamayacağına da vurgu yapan TİAD Başkanı Varlık, bu noktada destek beklediklerini hatırlatarak şöyle devam etti:

    “Dünyanın en gelişmiş teknolojik alt yapı ve üretimine sahip ülkeleri olan Çin, Japonya, Almanya, Güney Kore ve ABD dünyanın aynı zamanda en güçlü takım tezgahı sektörüne sahip durumda bulunmaktadır. Takım tezgahları sektörü diğer sektörlerde oluşturduğu çarpan etkisiyle ciddi bir ekonomik değer oluşumuna katkıda bulunmaktadır. Sadece havacılık, savunma, otomotiv, beyaz eşya ve kalıpçılık gibi Türkiye ihracatının lokomotif sektörlerine takım tezgahları sektörünün değer bazındaki katkısı 2019 yılında 21 milyar dolar olarak gerçekleşti. Geleceğe yön veren politikaları oluştururken kesinlikle dışarıda bırakılmaması gereken bir sektördür.”

    TİAD sektörel etki araştırması cevaplarına göre, Türkiye’de eski iktisadi duruma dönülmesi yüzde 22 ile üçüncü çeyrekte, yüzde 3.0 ile dördüncü çeyrekte, yüzde 72 ile de 2021 yılında gerçekleşecek. Bu soruyu yanıtlayanların yüzde 3.0’ü de “2022” dedi.

  • 6 otomotiv devi üretime yeniden başlıyor

    6 otomotiv devi üretime yeniden başlıyor

    Koronavirüs nedeniyle otomotiv sektöründe mart sonundan itibaren çoğu fabrikada üretim araları verilirken, bu aralar bazı fabrikalarda Avrupa’da olduğu gibi 11 Mayıs’a kadar uzamış durumda.

    Ama yine Avrupa’ya paralel bazı fabrikalarda üretim başlarken bazıları ise bugünden itibaren yeniden faaliyete geçmeye hazırlanıyor.

    Geçen hafta tedarik ve teslimat süreçlerindeki aksama nedeniyle Tofaş üretime verdiği arayı 4 Mayıs, Toyota ise 11 Mayıs‘a uzatırken, Mercedes-Benz, Honda, Hyundai Assan, Otokar, Karsan ve Türk Traktör ise üretim aralarını bitirerek bugünden itibaren gerekli tedbirleri alarak kademeli olarak yeniden faaliyete geçiyor.

    Anadolu Isuzu ise 13 Nisan’dan yeniden üretime başlamıştı.