Etiket: oturma eylemi

  • Oturma eylemi düzenlediler

    Oturma eylemi düzenlediler

    Erzurum TEİAŞ (Türkiye Elektrik İletim A.Ş.) 15. Bölge Müdürlüğü’nde TES-İŞ üyeleri, geçim şartları başta olmak üzere, iş barışını bozan ücret ve vergi adaletsizliği, kamuda ücret dengesizliği, devam eden taşeron uygulamaları gibi çalışma yaşamında karşılaşılan sorunların çözüme kavuşturulması amacıyla oturma eylemi düzenledi.
    Yapılan basın açıklamasında şu ifadelere yerv erildi; “Hayat pahalılığı, satın alma gücümüzdeki gerileme, adaletsiz vergi sistemi, kamu işyerlerinde ücret dengesizliği, işsizlik, güvencesiz çalıştırma ve kayıt dışı ve mülteci istihdamı gibi sorunlar başta işçiler olmak üzere, toplumun büyük bir bölümünün yaşama şartlarını ağırlaştırmaktadır. Yani mutlu bir azınlık dışında halkımız geçim sıkıntısıyla mücadele etmektedir.
    Sesimizi duyurmak istedik. Sağduyulu davranmaya gayret ettik. Diyalog kapılarını açık tuttuk. Ancak bir sonuç alamadık. Sürekli sabırlı olmamız istendi. Ama bıçak kemiğe dayandı. Bundan sonra sözümüzü meydanlarda yüzbinler ile söyleyeceğiz. Ekonomik krizin bedelini işçiler olarak biz ödemeyeceğiz.

    “İşçiler enflasyonun sebebi değildir”

    Markete, pazara, temel tüketim ürünlerine, tepeden tırnağa her şeye her gün zam geliyor. Dün aldığımızı aynı fiyatla bugün alamaz olduk. Büyükşehirlerde ev kiraları ortalamada asgari ücretin üzerine çıktı. Okullar açıldı, eğitim masrafları altından kalkılamaz bir hale geldi. Analar, babalar “çocuğumuzu okula nasıl göndereceğiz” diyor. Elektriğe ve doğalgaza geçtiğimiz aylarda yüzde 38 zam geldi. Önümüz kış İşçisi, emeklisi kışı nasıl geçireceğiz diye kara kara düşünüyor. Kişi başına düşen gelir artıyor ama işçinin ve emeklisinin geliri değil sefaleti artıyor. Ülkemizde gelir adaleti hızla bozuldu. İşçilerin milli gelirden aldığı pay azalırken işverenlerin payı her geçen gün artmaktadır. Buradan tekrar söylüyoruz: Asgari ücretin açlık sınırının altında olduğu, en düşük emekli maaşının asgari ücretten de düşük olduğu bir toplumda huzuru tesis etmek mümkün değildir. Sosyal barış olmaz.
    Geçmiş yıllarda da ekonomik krizler yaşandı. Geçim şartları ağırlaştı. Ancak bu dönemde olduğu kadar yoksulluk görülmedi. İşçiler mağdur olmadı. Enflasyon kadar ücret zammı yoksulluğun sürmesidir. Kaldı ki açıklanan enflasyon yaşadığımızı gerçeğin çok uzağındadır. Bizi yansıtmıyor. Açıklanan resmi enflasyona göre belirlenen ücret zammı bizi daha da yoksullaştırıyor. Gerçek enflasyon oranları açıklanmazsa bu kayıp daha da artacaktır. Enflasyonun bir an önce gerçek seviyesinde açıklanması için gerekli adımlar atılmalıdır. İşçiler enflasyonun sebebi değildir. Enflasyonu düşürmek için fedakârlığı kazancını ve servetini artıranlar yapmalıdır.

    “Toplu iş sözleşmelerindeki ücret zammı oranı arasındaki fark ortadan kaldırılmalı

    Ülkemizde gelir adaletini sağlamak için vergide adaletin sağlanması gerekir. Az kazanandan az çok kazanandan çok vergi alınmalıdır. Bu ülkenin sağladığı kaynakları kullanarak servet elde edenler var. Ama işçinin ödediği kadar vergi vermiyorlar. İşçiler 12 ay çalışmakta ve fakat 2,5 aylığını vergi olarak ödemek zorunda kalmaktadır. Yaptıkları her harcamada KDV’si, ÖTV’si olmak üzere ödediği dolaylı vergi var. Vergi sisteminde acil olarak düzenleme yapılmalıdır. Gelir vergisi tarife basamakları ve oranları kabul edilebilir düzeyde güncellenmelidir. İşçi ücretlerinin üzerindeki vergi yükü azaltılmalıdır. Gelir vergisi tarifesi ilk basamağı, geçmiş yıllarda olduğu gibi, brüt asgari ücretin 12 katından az olmamalıdır. Gelir vergisi oranı bütün işçiler için yüzde 15’de sabitlenmelidir. İşçilere yapılan sosyal amaçlı ödemelerden vergi kesilmemelidir. Kamu kesimi toplu iş sözleşmelerinde yaşanan sıkıntıyı biliyorsunuz. 2023 yılında Çerçeve Anlaşma Protokolü kapsamında imzalanan toplu iş sözleşmelerinin yürürlük başlangıç tarihleri farklıdır. Enflasyonun yüksek olması sebebiyle, sözleşme başlangıç tarihleri arasındaki bir aylık zaman farkı bile ücret zammı açısından soruna yol açmıştır. Kamuda bir ücret dengesizliği ortaya çıkmıştır. Bu sorun, işyerlerinde huzursuzluğa yol açmaktadır. Ücretlerde ortaya çıkan farklılık, çalışma barışını ve üretimi olumsuz noktaya taşıyabilecek noktaya gelmiştir. Acilen, ek çerçeve anlaşma protokolü yapılması talebimizi yaptık. Yürürlük başlangıç süresi Ocak ayı olanlarla, 1 Şubat ve ilerleyen aylarda olan toplu iş sözleşmelerindeki ücret zammı oranı arasındaki fark ortadan kaldırılmalıdır.

    “İşçinin hak kaybına uğramasının önüne geçilmelidir

    Sosyal güvenlik sistemimizde birçok sorun çözüm beklemektedir. Ancak bu sorunlara yenileri de eklenmektedir. Emekli aylığı bağlanmasında geçmişte yapılan düzenlemelerin ne anlama geldiği bugün daha iyi anlaşılmaktadır. Aynı işyerinde aynı dönemde çalışan iki işçiye emekli aylığı başvuru tarihleri farklı olduğu için farklı aylık bağlanabilmektedir. Uygulanan sosyal güvenlik sistemi nedeniyle, enflasyon farkının yüksek olduğu bu dönemde, 2024 yılı içerisinde emekli aylığı talebinde bulunanların emekli aylıkları, 2025 yılında başvuracaklara göre daha fazla olacaktır. Bu durum birçok işçinin emeklilik başvurusu yapmasına sebep olmaktadır. Nitelikli çalışanlar oluşacak fark sebebiyle emekli olmayı tercih etmektedir. Bu mağduriyetin yaşanmaması için gerekli yasal düzenlemeler yapılmalıdır. İşçinin hak kaybına uğramasının önüne geçilmelidir.

    “Kıdem tazminatı tavan miktarının brüt asgari ücretin 7,5 katı olmalı”

    Geçimini emeği ile sağlayan işçilerin emeklilik döneminde önemli bir güvencesi alacağı kıdem tazminatıdır. İşçiler geçmiş yıllarda kıdem tazminatları ile iyi kötü bir ev alabilmekte, çocuklarını evlendirmekteydi. Bu sebeple yıllarca kıdem tazminatına her el uzatıldığında, meydanlarda “kızımın çeyizi oğlumun düğün parası” dedik, ortadan kaldırılmasına karşı durduk. TÜRK-İŞ olarak verdiğimiz mücadeleyle bu güne kadar kıdem tazminatına dokundurtmadık. Ancak kıdem tazminatı da zaman içinde eridi. Kıdem tazminatı tavanı uygulaması işçilerin mağduriyetini her geçen gün arttırdı. Bu mağduriyetin ortadan kaldırılması için kıdem tazminatı tavan miktarının brüt asgari ücretin 7,5 katı olması gerekmektedir.”

  • İsrail’in Gazze’ye saldırılarını oturma eylemiyle protesto ettiler

    İsrail’in Gazze’ye saldırılarını oturma eylemiyle protesto ettiler

    Zafer Meydanı‘ndaki stantta bir araya gelen platform üyeleri, Filistin‘deki katliamın derhal durdurulmasını istedi. KÜSİDAP adını basın açıklamasını Kütahya Uluslararası Öğrenci Derneği Başkanı Sebahattin Ceyhun, “7 Ekim’den beri, 7 aydır Gazze‘de bir katliam yaşanıyor. Bu katliama ilişkin KÜSİDAP olarak, sivil toplum kuruluşları olarak 7 aydır hemen hemen her gün bir eylem yapmaya çalışıyoruz. En azından bilinçlendirme, halkımızda farkındalık oluşturma anlamında faaliyetlerimize devam ediyoruz. Bu manada yürüyüşler yaptık, burada stantlar kurduk, imza kampanyaları düzenleyip Cumhurbaşkanlığımıza kadar imzaları ilettik. Destek veren herkese çok teşekkür ediyoruz. Şu andan itibaren neler yapabiliriz diye düşündük. 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nden itibaren burada stant kurduk. Stantta bir Gazze görüntüsü vermeye çalıştık” diye konuştu.

    İsrail'in Gazze'ye saldırılarını oturma eylemiyle protesto ettiler

    Oturma eylemine vatandaşların da destek vermesini isteyen Ceyhun, “KÜSİDAP’la yaptığımız toplantı sonrasında, burada her gün bir oturma eylemi planladık. Bu eylemde her gün başka bir sivil toplum kuruluşu burada oturma eylemi düzenleyeceğiz. Biz tüm halkımızı bu eyleme destek vermeye çağırıyoruz. Sonuçta ‘ne yapılıyor ?’ diye düşünmesin kimse. Şu anda Amerika’da, Kolombiya Üniversitesi’nde ve diğer üniversitede yaşanan faaliyetleri biliyorsunuz, planlı faaliyetler değil. Birkaç öğrenciyle başladı fakat şu anda tüm Amerika’yı Avrupa’yı sarmış durumda ve İsrail bundan son derece rahatsız. Kütahya’mızda bir faaliyet olsun, burada insanlar bilinçlendirilsin diye şehrin göbeğinde böyle bir oturma eylemi planladık. Herkesi bu oturma eylemine desteğe çağırıyoruz. Tabi daha farklı eylemlerimizle bu işgal devam ettiği sürece, katliam devam ettiği sürece sivil toplum kuruluşları olarak bunu gündeme taşımaya devam edeceğiz. Rabbim inşallah en kısa zamanda Filistin’deki katliamı durdursun, oradaki kardeşlerimize Filistinli kardeşlerimize zafer ihsan etsin” ifadelerini kullandı.

  • Hakemin kararını beğenmeyen futbolcular oturma eylemi yaptı

    Hakemin kararını beğenmeyen futbolcular oturma eylemi yaptı

    Bölgesel Amatör Lig (BAL) 10. Grup 5. hafta karşılaşmasında Rize Özel İdarespor ile Çayelispor, Şenol Birol Futbol Tesisleri’nde karşı karşıya geldi. Golsüz devam eden maçın 80. dakikasında Çayelispor’un yaptığı atakta Emre Yanık fileleri havalandırdı. Golden önce ceza sahasının içerisinde yerde kalan Rize Özel İdaresporlu futbolcu, faul bekledi ancak maçı yöneten Trabzon Bölgesi hakemi Göktan Demeli golü verdi.

    Bunun üzerine Rize Özel İdareli futbolcular ve teknik heyet, maçın hakemi Göktan Demeli’ye itiraz ettiler. Yaklaşık 5 dakika duran maçta hakem Demeli, Rize Özel İdarespor Sportif Direktörü Süleyman Baş’ı ve Çayelispor Yardımcı Antrenörü İsmail Hakkı Yılmaz’ı kırmızı kart göstererek saha dışına gönderirken, Özel İdarespor futbolcusu Emirhan Şen’i de kırmızı kartla cezalandırdı.

    Yapılan oyuncu değişikliklerinin ardından santra vuruşu ile başlayan oyunda Özel İdaresporlu futbolcular, hakem kararını saha içinde oturarak protesto ettiler. Çayelisporlu futbolcular da fair-play örneği sergileyerek yaklaşık bir dakika süren protestoda rakip kaleye hücum etmeyerek kendi aralarında paslaştılar. Taraftarların da ‘Futbolun katili Türk hakemleri’ tezahüratları yaptığı müsabaka, Çayelispor’un 1-0 üstünlüğüyle sona erdi.

  • Kayseri’de Filistin için oturma eylemi

    Kayseri’de Filistin için oturma eylemi

    İsrail’in Filistin’de başlattığı saldırılar sonucunda yaşanan olayları protesto etmek için Kayseri Filistinle Dayanışma Platformu üyesi kadınlar tarafından Kayseri Cumhuriyet Meydanı’nda oturma eylemi başlatıldı.

    Oturma eylemi öncesinde İnönü Bulvarı Hatıroğlu Camii etrafında toplanan kadınlar, ellerinde pankart ve dövizlerle Cumhuriyet Meydanı’na gelerek basın açıklaması yaptı.

    Basın açıklaması sonrası oturma eylemi başlatan kadınlara erkekler tarafından da destek verildi.

  • Diyarbakır HDP il binası önünde gerginlik

    Diyarbakır HDP il binası önünde gerginlik

    Diyarbakır’da terör örgütü PKK tarafından kaçırılan çocuklarının bulunması için HDP il binası önünde oturma eylemi yapan ailelerle, HDP’liler arasında gerginlik yaşandı.

    Diyarbakır’da çocuklarının terör örgütü PKK’ya, HDP aracılığıyla kaçırıldığını iddia eden 178 ailenin HDP il binası önünde eylemi 472’nci güne girdi.

    HDP il binasında Kayapınar ilçe kongresinin yapılacağı bilgisi üzerine polis, sabah saatlerinden itibaren geniş güvenlik önlemi aldı.

    Oturma eylemindeki ailelerin bulunduğu çadır ile HDP il binası girişi arasına demir bariyerler yerleştirildi.

    Partililerin binaya girmeye başlamasıyla aileler, çadırdan çıkarak ‘Kahrolsun HDP’ sloganları attı.

    Bu sırada partililerle aileler arasında gerginlik çıktı. İl binasına girmek isteyen aileleri polis engellerken, yaşanan gerginlik devam ediyor.

  • Gülistan Doku’nun annesi ve ablası emniyete götürüldü

    Gülistan Doku’nun annesi ve ablası emniyete götürüldü

    Tunceli’de 5 Ocak’ta kaybolan ve 247 gündür haber alınamayan üniversite öğrencisi Gülistan Doku’nun ailesi basın açıklaması yaptı.

    Seyit Rıza Meydanında konuşan Gülistan Doku’nun annesi Bedriye Doku, kızının 5 Ocak’tan bu yana kayıp olduğunu ve bulunamadığını söyledi.

    Kızının bir an önce bulunması isteyen anne Doku, “Benim kızım buhar olup uçtu mu? Benim kızım nerede? Bir kemiğini bana verin. Sizin evladınız yok mu? Kardeşiniz yok mu? Anneniz yok mu? Babanız yok mu? Ben başka bir şey istemiyorum, kızımı istiyorum. Bir kemik çok mu zor? Size zor değil.” dedi.

    Abla Aygül Doku da 5 Ocak’ta kaybolan kız kardeşinin akıbetini merak ettiklerini ve bir an önce açığa çıkarılması gerektiğini belirterek, “Gülistan Doku, herkesin vicdanında cevabı merak edilen bir sorudur. Ben kardeşimin kemiklerini istiyorum. Biz, 247 gündür kızımızın kemiklerine ulaşamıyoruz. Bizim bu kentte başımızı vurmadığımız duvar, kapısını çalmadığımız kapı kalmadı.” diye konuştu.

  • Gülistan Doku’nun ailesi oturma eylemi başlattı

    Gülistan Doku’nun ailesi oturma eylemi başlattı

    Tunceli’de, 5 Ocak’tan bu yana kendisinden haber alınamayan üniversite öğrencisi Gülistan Doku’nun (21), annesi ile ablası, talepleri yerine gelinceye kadar oturma eylemine başladıklarını duyurdu.

    Munzur Üniversitesi Çocuk Gelişimi Bölümü 2’nci sınıf öğrencisi Gülistan Doku’dan, 5 Ocak sabahı kaldığı yurttan ayrıldıktan sonra haber alınamadı. Diyarbakır’da yaşayan ailesi, kaybolduğu gün Tunceli’ye gelerek, güvenlik güçlerine ihbarda bulundu. Ailenin ihbarı üzerine arama çalışmaları başlatıldı. 226 gün süren arama çalışmalarında sonuç alınamayınca, Tunceli Valiliği’nce arama çalışmaları sonlandırıldı.

    247 gündür haber alınamayan Gülistan Doku’nun annesi Bedriye Doku ve ablası Aygül Doku, bugün Tunceli kent merkezindeki Seyit Rıza Meydanı’nda yaptıkları basın açıklamasıyla oturma eylemine başladıklarını duyurdu. Açıklamada Bedriye Doku, “Ben kızımın okuması için üniversiteye yolladım. İstedim ki kızım okusun, ayakları üzerinde dursun, iyi yerlere gelsin. Burası küçük bir kent. Burası İstanbul, Ankara değil. Avuç içi kadar bir yer, her yerde kamera var. Benim kızım kuş olup, uçtu mu? Nereye gitti, neden bulunmuyor? Ben artık sizden bir şey istemiyorum. Kızımın kemikleri nerde onları bana verin biz de artık teselli olalım. Ben kızımı istiyorum herkesin evladı var, benim de evladım Gülistan’dı. Biz sayın Cumhurbaşkanı’mızla görüşmek istiyoruz. Cumhurbaşkanı’mızın eşi Emine Erdoğan bir annedir, beni anlayacağından eminim. Bize yardım etsin, kızımın bulunması için lütfen bizlere yardımcı olsun. Kızımın erkek arkadaşı Z.A’nın gözaltına alınarak, sorgulanması için bize yardım etsin” dedi.

  • Antalya Barosu’ndan oturma eylemi

    Antalya Barosu’ndan oturma eylemi

    Antalya Barosu avukatları, TBMM Genel Kurulu’na sevk edilen, avukatlık yasasında değişiklik öngören yasa teklifini, Antalya Adliyesi önünde oturma eylemiyle protesto etti.

    TBMM Genel Kurulu gündemine alınan, baroların yapısı ve seçim sistemini değiştirmeyi öngören teklif, Antalya Barosu avukatlarınca protesto edildi. Antalya Adliyesi önünde toplanan 50 avukat, basın açıklaması yaptı. Çevik kuvvet polislerinin önlem aldığı eylemde konuşan Baro Genel Sekreteri Avukat Özhan Karazeybek, yasa teklifinin 80 baronun itirazına rağmen Adalet Komisyonu’nda kabul edilip, TBMM Genel Kurulu’na sevk edilmesine karşı olduklarını söyledi. Karazeybek, “Bu sistem değişikliği, barolarda etnik, mezhepsel, siyasal ayrışmalara ve bölünmelere neden olacaktır. İdeolojik bölünmenin, etnik parçalanmanın, tarikat ve cemaatlere göre örgütlenmenin kaldırım taşları döşenecektir. Paralel Baro Yapılanması (PBY) ceza dosyaları artacak. Bu da yargının yükünü artıracaktır” dedi.

    Avukatlar, 20 dakikalık oturma eyleminden sonra dağıldı.