Etiket: özel okul

  • Özel okullarda zam tartışması

    Özel okullarda zam tartışması

    Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, Ankara’daki Şehit Ahmet Gözütok İlkokulunda yarıyıl karne dağıtım törenine katıldı. Karne dağıtımı sonrasında açıklamalarda bulunan Bakan Tekin, yaklaşık 20 milyon öğrencinin 76 bin eğitim kurumunda karne aldığını belirterek, “İnşallah birinci yarı yılı başarılı, sağlıklı, huzurlu bir şekilde bitirmişizdir. Eğitim öğretim sürecinin mümkün olduğunca sağlıklı bir şekilde yürüdüğü bir dönemi tamamlamış olduk. Eğitim öğretim yılının son haftasını etkinlik haftası olarak ilan etmiştik. Bu haftadan beklentimiz şuydu; çocuklarımızın yarı yıl boyunca aldıkları eğitimin gündelik hayatta, toplumsal yaşamda karşılıkları, onlardan, o tür bilgilerden nasıl faydalanacaklarını arkadaşlarıyla, toplumla paylaştıkları bir etkinlik haftası olsun istemiştik. Hem temel eğitimde hem ortaöğretimde çocuklarımızın, gençlerimizin bu tür sosyal etkinliklere yönelmesini, mutlaka toplumsal yaşamın içerisinde olmasını arzu ettiğimiz için yönetmeliklerimizde de değişiklik yaparak çocuklarımızın ve gençlerimizin sosyal etkinlik yapmasını arzu etmiştik” diye konuştu.
    Öğrencilerin yarıyıl tatilinde dinlenerek vakit geçirmeleri gerektiğini söyleyen Bakan Tekin, “Dinlenirken de okuyarak vakit geçirmelerini arzu ediyoruz. En büyük arzumuz çocuklarımızın okuma becerilerinin gelişmesi. Çocuklarımızın okumalarının nitelikli bir şekilde devam etmesini istiyoruz. Çocuklarımız bu iki haftalık tatili mümkün olduğunca okuyarak geçirsinler” dedi.

    Özel okullardaki zamlar

    Bakan Tekin, basın mensuplarının özel okul ücretleriyle ilgili soruları üzerine, “Halihazırda mevcut yönetmeliğimize göre başlangıç sınıfları için değil ama ara sınıflar için özel okulların fiyatlarını belirleme yetkisi Milli Eğitim Bakanlığında. Özel Eğitim Kurumları Yönetmeliği’mizde bununla ilgili tanımlama yapılmış durumda. Yani özel okulların ara sınıflar için TEFE, TÜFE bölü 2 artı yüzde 5’e kadar zam yapma hakları var. Özel okul birlikleriyle, derneklerle ve özel okul temsilcileriyle bu konuları sık sık görüşüyoruz. Aslında kamuoyunu rahatsız eden kısım oradaki ücretler. Onları da biz özel okul temsilcileriyle oturup geçtiğimiz hafta konuştuk. Dün yine özel okul temsilcileri ve Hazine ve Maliye Bakanımız görüştü, biz de kendileriyle görüştük. Bu konuda kendileriyle fikir alışverişine devam edeceğiz. Kendilerini uyarıyoruz biz de bu konularda. Ama dediğim gibi yani ara sınıflarla ilgili yönetmelik hükümlerine tabiler. Ama başlangıç sınıflarıyla ilgili fiyat belirleme yetkileri özel okullarda. Ben özel okulları başından beri Milli Eğitim Bakanlığı’nın bir paydaşı olarak görüyorum. Onlardan talebim, beklentim de paydaş olmanın bilinciyle toplumda rahatsızlık oluşturmayacak bir eğitim öğretim süreci oluştururlarsa mutlu oluruz. Şu ana kadar onlarla ilişkilerimiz de çok sağlıklı gidiyor. Ben onlara da teşekkür ediyorum. Hep bu sorumluluğun bilincinde hareket ettiler. Bahsi geçen konuları da kendileriyle konuşacağız. Bugünlerde gündeme gelmesinin sebebi özel okullarımız biliyorsunuz erken kayıt ve benzeri süreçlerle her yıl ocak ayında bu kayıt sürecini başlatıyorlar. Bunun da yakın bir zamanda bizim onlarla yapacağımız görüşmeler neticesinde sağlıklı bir zemine oturacağına inanıyorum” diye konuştu.

  • Özel okul öğretmenlerine kötü haber

    Özel okul öğretmenlerine kötü haber

    Özel bir okulda Almanca öğretmeni olarak çalışan K.L., ücret alacaklarının ödenmemesi sebebiyle istifa etti. İş Mahkemesi’nin kapısını çalan davacı öğretmen, kıdem tazminatı ile fazla mesai ücreti, hafta sonu çalışma ücreti, zümre başkanlığı ücret farkı, eğitim öğretim ödeneği ve yabancı dil tazminatı alacaklarının davalıdan tahsiline hükmedilmesini talep etti. Davalı kurum avukatı, davanın reddini istedi. Mahkeme, davanın kısmen kabulüne hükmetti. Kararı davalı kurum avukatı temyiz edince devreye Yargıtay 9. Hukuk Dairesi girdi.

    Emsal nitelikteki kararda, özel eğitim kurumlarında öğretmenlerin, kurumda geçirdikleri süreye göre değil girdikleri ders süresine göre fazla mesai alabilecekleri hatırlatıldı. Kararda şöyle denildi;
    “Uyuşmazlıkta, mahkemece hükme dayanak alınan raporda davacının haftalık 45 saati geçen çalışması olmadığı değerlendirilerek bu alacak talebinin yerinde olmadığı belirlenmiştir. Davalı özel okulda Almanca öğretmenliği yapan davacının ücretlendirilmesi ders saati üzerinden gerçekleşmektedir. Davacı, sözleşmesinde belirlenen haftalık ders saatinden daha fazla sayıda derse girdiğini iddia etmemiş, okulda kaldığı sürenin haftalık 45 saati aştığı iddiasıyla fazla mesai ücretine hak kazandığını iddia etmiştir. Hatta 5 sene branşında zümre başkanı olarak görevlendirilmesi sebebiyle ders sayısının azaltıldığını ancak okulda bulunma süresinin arttığını ileri sürmüştür.

    Davacının iddiasının aksine şehirde bulunan özel okullarda eğitimin tam gün sürmesi sebebiyle öğlen 1 saat yemek arası verilmesi yerleşik bir uygulama olup, davalı okulda aksi yönde uygulama olduğuna dair bir delil de bulunmamaktadır. Dosya çerçevesine göre davacının fazla mesai ücret talebinin reddi gerektiği anlaşılmakla, yazılı şekilde kabule dair verilen karar hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir. Davacının Almanca zümre başkanı olarak ek ücret talebine dayanak bir sözleşme ya da işyeri uygulaması bulunmadığının anlaşılmasına göre, davacının davalı işyerinden ayrıldıktan sonra çalışmaya başladığı farklı bir okul tarafından kendisine ek ücret ödendiğine dair sunduğu ücret bordrosuna dayanılarak hesaplama yapılan rapor çerçevesinde alacağa hüküm olunması da isabetli değildir. Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden bozulmasına oy birliği ile karar verildi.”

  • Başörtülü öğrenciyi okula almayan müdüre ceza

    Başörtülü öğrenciyi okula almayan müdüre ceza

    Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen’in kurucusu olduğu ve halen başkanlığını yaptığı Eğitim Sağlık ve Bilimsel Araştırma Çalışmaları Vakfı’na (ESBAV) bağlı bir özel okulun müdürü tarafından depremzede bir öğrencinin başörtülü olduğu gerekçesiyle okula kaydedilmediği iddia edildi.

    İddiaların ardından konuya Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu müdahil olarak, inceleme başlattı. Deprem nedeniyle naklini Eskişehir’de bir okula aldırmak isteyen öğrencinin başörtülü olması sebebiyle okula kabul edilmemesinin din ve inanç ile cinsiyet temellerine ayrımcılık yasağına aykırılık teşkil ettiği iddialarına ilişkin yapılan incelemede karar açıklandı.

    Kararda, ayrımcılık yasağı ihlali yapıldığı belirtilerek, okul müdürü İ.S.’ye oy birliği ile 89 bin 571 TL idari para cezası uygulanması kararlaştırıldı.

  • Özel okul öğretmenlerine de görev

    Özel okul öğretmenlerine de görev

    Milli Eğitim Bakanlığına (MEB) bağlı resmi ve özel eğitim kurumlarında öğrenim gören 8, 11 ve 12. sınıf öğrencileri ile örgün ve açık öğretim kurumlarından mezun olanlara yönelik destekleme ve yetiştirme kurslarında, özel okul öğretmenleri de görev alabilecek.

    MEB’den alınan bilgiye göre, 2023-2024 eğitim ve öğretim yılı destekleme ve yetiştirme kurslarına ilişkin kılavuz hazırlandı.

    Buna göre, Bakanlığa bağlı resmi ve özel eğitim kurumlarında öğrenim gören 8, 11 ve 12. sınıf öğrencileri ile örgün ve açık öğretim kurumlarından mezun olanlara yönelik destekleme ve yetiştirme kursları açılacak.

    Uluslararası Anadolu imam hatip liseleri ve uluslararası mesleki ve teknik Anadolu liselerinin 9’uncu sınıfında öğrenim gören yabancı uyruklu öğrenciler de ihtiyaç doğrultusunda Türkçe dersinden başvuru yapabilecek.

    Kadrolu ve sözleşmeli öğretmenler gibi özel okullarda çalışan öğretmenler de destekleme ve yetiştirme kurslarında görev alabilecek.

    Özel okul öğretmenleri, “https://e-kurs.meb.gov.tr” internet adresindeki e-Kurs modülü üzerinden başvuru yapabilecek. Kurs başvurularını zamanında yapma sorumluluğu öğretmenlere ait olacak.

    Kurslarla ilgili ölçme ve değerlendirme süreçlerinin takibi, öğrenci merkezli bireysel gelişim süreçlerinin izlenmesi, rehberlik ve yönlendirme işlemlerinin takibi açısından 10 sınıfa kadar bir rehber öğretmen/psikolojik danışman; oluşturulan sınıfların 10’u geçmesi durumunda ikinci bir rehber öğretmen/psikolojik danışman il/ilçe merkez komisyonlarınca kurs merkezlerine görevlendirilecek.

    Rehber öğretmen/psikolojik danışman, yönerge hükümlerinde belirlenen görevleri yerine getirecek.

    İl ve ilçe milli eğitim müdürlüklerinde oluşturulacak komisyonlarca açılacak kurs merkezleri belirlenerek 19-22 Ağustos’ta e-Kurs modülüne işlenecek, kurs merkezi müdürlüklerince ders ve sınıf düzeyi tanımlamalarının yapılması ve onaylanması 22-24 Ağustos’ta gerçekleştirilecek.

    Öğretmen ve öğrenci başvurularının alınması 24-28 Ağustos’ta, kurs merkezi müdürlüklerince öğretmen ihtiyaçlarının e-Kurs modülüne girilmesi ile il ve ilçe merkez komisyonunca öğretmenlerin görevlendirilmesi 28-31 Ağustos’ta, kurs sınıflarının oluşturulması 31 Ağustos-3 Eylül’de, kurslar ise 4 Eylül 2023-7 Haziran 2024 tarihlerinde yapılacak.

    Kurslara katılmak isteyenler, “https://e-kurs.meb.gov.tr” internet adresindeki e-Kurs modülü üzerinden başvurabilecek.

    Destekleme ve yetiştirme kursları kapsamında 8 ve 11’inci sınıf öğrencileri en fazla 6 ders, 12’nci sınıf, örgün ve açık ortaöğretim kurumları mezunları ise en fazla 8 ders seçebilecek.

    Haftalık ders süresi 8 ve 11’inci sınıflar için en fazla 18 saat, 12’nci sınıf ve mezunlar için 24 saat olabilecek.

  • Özel okul zammı yüzde 65 oldu

    Özel okul zammı yüzde 65 oldu

    Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer, Milli Eğitim Bakanlığında özel öğretim kurumları yöneticileri ile yaptığı 2 saatlik ‘2023 Yılı Başlangıç Değerlendirme Toplantısı’ sonrası 2023 yılında özel okullarda yapılacak ücret artışıyla ilgili açıklamalarda bulundu. Toplantıda sadece yapılacak ücret artışını konuşmadıklarını söyleyen Özer, “Aynı zamanda özel öğretim kurumlarının kalitesinin artması, hizmetiyle ilgili ihtiyaç duydukları desteklerle ilgili bakanlık olarak neler yapabiliriz, onları da kapsamlı bir şekilde değerlendirdik” dedi.

    Bakan Özer, uzun yıllardır Milli Eğitim Bakanlığıyla ilgili öğrencilere eğitim hizmeti sunup, insan kaynağının niteliğini artırmada büyük bir sorumluluk yüklendikleri için özel öğretim kurumları yöneticilerine teşekkür etti.

    Zam belirlemede değişikliğe gidildi

    Bir değişikliğe giderek Üretici Fiyat Endeksi’nden (ÜFE) ziyade Tüketici Fiyat Endeksi’ni (TÜFE) baz alacak şekilde ücret artışını belirlediklerini belirten Özer, “Milli Eğitim Bakanlığı, ocak ayında açıklanan ÜFE ve TÜFE oranlarını dikkate alarak bir sonraki eğitim öğretim yılındaki özel öğretim kurumları ücretini belirliyor. Milli Eğitim Bakanlığı olarak bu sene bir değişikliğe gidiyoruz. ÜFE’den ziyade TÜFE’yi baz alacak şekilde 2023 yılı fiyatını belirleme kararı aldık” diye konuştu.

    Yeni yılda zam oranı yüzde 65

    Bakan Özer, yeni yıl için belirlenen zam oranına ilişkin şunları söyledi:
    “Hem 2023 yılı enflasyon beklentisinin düşük olması hem de velilerimizin bu süreçlerde desteklenmesi bağlamında Milli Eğitim Bakanlığı olarak 2023 fiyatlarının yüzde 65 olarak belirlenmesi kararını aldık.”

    “Buradaki arkadaşların tamamı bu fiyatın yetersiz olduğuyla ilgili kanaatlerini bize ifade ettiler”

    Özel öğretim kurumları yöneticilerinin yüzde 65 oranını yetersiz bulduğunu kaydeden Bakan Özer, “Özel öğretim kurumları yöneticileriyle de bu oranı konuştuk, tartıştık. Buradaki arkadaşların tamamı bu fiyatın yetersiz olduğuyla ilgili kanaatlerini bize ifade ettiler. Ben özgür bir şekilde görüşlerini bizlerle paylaştıkları için kendilerine müteşekkirim. Ama biz hem hükümet olarak hem de Milli Eğitim Bakanlığı olarak 2023 yılındaki enflasyon beklentilerini ve TÜFE’yi dikkate alarak hem de velilerimizi destekleme anlamında böyle bir karar aldık. Bu kararı yarından itibaren uygulamaya sokmuş olacağız” ifadelerini kullandı.

    “Zorlukları birbirimize destek olarak birlikte aşacağız”

    Özer, sözlerini şöyle sonlandırdı:
    “Yeni almış olduğumuz kararın öğrencilerimize, özel öğretim kurumlarındaki velilerimize hayırlı olmasını diliyorum. Sektör temsilcilerine teşekkür ediyorum. Her ne kadar sektör temsilcileri bu artış oranını kabul etmeseler de yeni uygulamanın getirmiş olduğu zorlukları da hem bakanlık hem de özel öğretim kurumları birbirine destek olarak birlikte aşacağız. Yeni fiyatın hayırlı uğurlu olmasını diliyorum.”

  • Özel okullara ödenen ücretler geri alınabilecek

    Özel okullara ödenen ücretler geri alınabilecek

    Bursa Tüketici Derneği Genel Başkanı Sıtkı Yılmaz, 2019-2020 döneminde pandemi sebebiyle özel okullara ödenen 3 aylık ücretleri velilerin geri alabileceklerini, bunun mahkeme kararıyla sabit olduğunu açıkladı.

    Özel okullar, özel ana okulları ve özel dershaneler ile öğrenci velileri arasında yaşanan sorunlar şu an tüm hakem heyetlerinin gündemini oluşturmuş durumda. 2019-2020 eğitim ve öğretim yılında Covid-19’un meydana getirdiği pandemi sürecinde okullar bakanlık tarafından yüz yüze eğitim ve öğretime kapatıldı. Oysa taraflar arasında yapılan sözleşmelerin temeli yüz yüze eğitim ve öğretim üzerine kurulmuştu.

    Özel okullar yeni dönem ile ilgili öğrencilerin ihtiyaç duyduğu araç gereçleri sağlamadan uzaktan eğitim ve öğretimi devam ettirmeye çalıştı. Fakat sözleşmelerde pandemi gibi “mücbir sebep” yer almadığından uzaktan eğitim ve öğretime geçilmesi öğrencilere beklenen faydayı sağlamadı.

    Öğrenciler bu süreçte mağdur oldu. Bu uygulama yüz yüze eğitim ve öğretimde öngörülen sonuçları doğurmadığından veliler 16 Mart 2020 ‘den sonraki üç aylık ödemelerini yapmadılar, yapanlar ise ödediği ücreti geri isteseler de ücretlerin iadesi ile ilgili binlerce şikayet dosyası hakem heyetlerinde karar aşamasında kaldı.

    Bursa Tüketici Dernekleri Genel Başkanı Sıtkı Yılmaz, ”Pandemi süreci, yüz yüze yapılmasını öngören sözleşmeleri temelden sarsmıştır. Bu durumda öğrencilere uzaktan öğretim verilmesi sözleşme yer almayan farklı bir uygulama olduğundan yüz yüze eğitim/öğretimle aynı sonuçlara ulaşmak mümkün değildir. Öğrenciler, uzaktan öğretimle yüz yüze gördüğü eğitim/öğretimden beklediği faydaları alamaz. Bu nedenle 16 Marttan sonra alınan ücretlerin iadesi talep edilmektedir. Nitekim Borçlar Kanunu ve 5580 Sayılı Özel Eğitim Kurumları Kanunu ve Yönetmeliği sözleşme kapsamında yüz yüze verilmeyen derslerin ücretinin iadesine cevaz vermektedir. Yargıtay 6. Hukuk Dairesi söz konusu uyuşmazlıkla ilgili gerekçeli kararında, “Yapılan uzaktan eğitim işlemi, başka bir sözleşmenin konusu olup, şikayet konusu sözleşmedeki edim olarak kabul edilemez. Ayrıca sözleşmenin tarafı olan tüketiciye uzaktan eğitim için gerekli araç ve gereçler sağlanmamış olup, bu haliyle birebir eğitim ile uzaktan eğitimin aynı verimi ve karşılığı sağlayacağı konusunda netlik bulunmamaktadır. Taraflar arasındaki sözleşmede olağanüstü durumlarda sözleşmenin uyarlanması konusunda bir hüküm bulunmamaktadır. COVID-19 hastalığı nedeniyle ülkemiz genelinde oluşan pandemi nedeniyle örgün eğitim 16.03.2020-19.06.2020 tarihleri arasında yapılamamıştır. Bu nedenle 5580 sayılı Özel Eğitim Kurumları Kanunu ve ilgili yönetmelik gereğince tüketicinin örgün eğitim almadığı döneme ait ücretinin iadesi gerekmektedir.”demektedir.” Üç aylık süreçle ilgili yüz yüze eğitim/öğretim hizmeti alamayan öğrencilerin velileri hakem heyetlerine başvurarak ücret iadesi talebinde bulunabilirler. Derneğimize başvuran velilere her türlü hukuki destek verilmektedir. Aracılığınızla bu talebimizi kamuoyu ile de paylaşmak istiyoruz” dedi.

  • Malatya’da özel okuldan velilere ücret iadesi

    Malatya’da özel okuldan velilere ücret iadesi

    MALATYA’da özel bir eğitim kurumu, koronavirüs tedbirleri nedeniyle uzaktan sürdürülen eğitim sürecinde kayıt ücretinin 3’te 2’lik kısmının velilere geri ödeneceğini duyurdu.

    Milli Eğitim Bakanlığı’nın pandemi nedeniyle eğitimin online devam etmesi kararınının ardından kentte özel bir ilköğretim okulu, bu süreçte öğrencilerin okula gelemedikleri için kayıt ücretinin 3’te 2’lik kısmının ödeneceğinin duyurusunu yaptı.

    ‘KAYIT ÜCRETLERİNİN ÜÇTE İKİSİNİ İADE EDECEĞİZ’

    Aynı okulda öğretmenlerin de tam maaşının verileceğinin belirtildiği duyuruda, “Malatya’nın başarılı özverili ve en disiplinli kurumlarından biri olmak üzere yola çıkan Çamlıca Koleji Okulları olarak eğitime online olarak ara verildiği bu süreçte aldığımız iki kararı sizinle paylaşmak istedik. Birincisi online eğitim devam ettiği süreçte velilerimize o sürece karşılık gelen kayıt ücretlerinin üçte ikisini iade edeceğiz. İkincisi bu süreçte hiçbir öğretmen ve personelimize asla mağdur etmeden yine tam maaş ödemesi yapmaya devam edeceğiz” denildi.

    Okuldaki öğrenci velilerinden Cem Parlak, çocuğunun uzaktan eğitim gördüğü okulun böyle bir karar almasının Türkiye’de diğer okullar için örnek davranış teşkil ettiğini söyledi.

    ‘TÜRKİYE’YE ÖRNEK BİR DAVRANIŞ SERGİLEMİŞ OLDU’

    Avukat Fatih Taşpınar ise Mart ayında Kayseri İl Tüketici Hakem Heyeti’nin, geçen eğitim öğretim döneminde koronavirüs sürecindeki özel okul ücretinin iadesini isteyen bir velinin talebini kısmen kabul ettiğini kaydederek, şunları söyledi:

    “Bu kararda özetle; 3 aylık okula gidilmeyen döneme ait eğitim parası ücret iadesi talepli başvuruda bulunulmuştu. Bununla birlikte yemek ve servis parası zaten hizmet alınmadığı için tüketiciye ücret iadesi düşünülmeli. Konuyla alakalı tartışmalar yaşandı ancak uzaktan eğitim ile yüz yüze eğitim aynı değildir. Özel okullarla yapılan sözleşmede temel unsur yüz yüze eğitimdir. Eğer yüz yüze eğitim yapılmamışsa sözleşmedeki özel okulların yükümlülüğünü yerine getirmemiş olduğu kabul edilecek olduğundan özel okullar bağlamında sebepsiz zenginleşmeye kadar gidebilen bir durum söz konusu olacaktır. Okullar faaliyete girmedi, elektrik veya diğer masraflar söz konusu olmayacağından özel okullar lehine haksız bir kazanç temin edilmiş olmuştur. Eğitim verilmediğinden dolayı o ücret iadesi gerektiğinden Kayseri İl Tüketici Hakem Heyeti tarafından tüketici lehine ücret idesi kararı çıkmış oldu. Malatya’da da özel bir okul bu konuda bu karara ilişkin kendi karar vererek, ne öğretmenlerin maaşını kesti ve ayrıca velilere kayıt ücreti olan 3’te 2’lik ödemesini gerçekleştirerek tüm Türkiye’ye örnek bir davranış sergilemiş oldu.”

  • Anayasa Mahkemesin’nden özel okul kararı

    Anayasa Mahkemesin’nden özel okul kararı

    Anayasa Mahkemesi (AYM), özel okulların taşınır ve taşınmaz mallarının eğitim yılı sonuna kadar haczedilemeyeceğini öngören kuralı Anayasa’ya aykırı olduğu gerekçesiyle iptal etti.

    AYM, İcra ve İflas Kanunu’ndaki özel okullar ile ilgili taşınır ve taşınmaz mallarının eğitim yılı sonuna kadar haczedilemeyeceğini öngören kuralın iptali için İstanbul 3’üncü İcra Hukuk Mahkemesi tarafından yapılan başvuruyu görüşerek karara bağladı. 22 Ekim tarihli kararında AYM, kuralın Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline oybirliğiyle karar verdi. Mahkeme ayrıca iptal hükmünün, kararın Resmi Gazete’de yayımlanmasından başlayarak 1 yıl sonra yürürlüğe girmesine de hükmetti. Resmi Gazete’nin bugünkü sayısında yayımlanan gerekçeli kararda AYM, alacağın ödenmemesi nedeniyle başlatılan icra takibinde alacaklı ve borçlunun mülkiyet hakkının çatıştığına dikkat çekti. Kararda, “Bu bağlamda her iki tarafın menfaatlerinin mümkün olduğunca dengelenmesi ve sürecin taraflardan biri aleyhine ölçüsüz bir netice doğuracak şekilde sonuçlandırılmaması gerekir. Menfaat dengesinin adil bir şekilde kurulup kurulmadığının değerlendirilmesinde ise taraflara tanınan tüm imkânların göz önünde bulundurulması zorunludur” denildi.

    AYM kararında itiraz konusu kuralın, Anayasa’da da güvence altına alınan eğitim ve öğretim hakkı kapsamında okullardaki eğitim ve öğretim sürecinin devamlılığının ve aksamadan sürdürülmesinin sağlanmasını amaçladığı, bu bakımdan haciz işlemlerine birtakım sınırlamaların getirilmesinin mümkün olabileceği tespitinde bulunuldu.

    ‘KURAL MENFAAT DENGESİNİ ALACAKLI ALEYHİNE BOZUYOR’

    İtiraz konusu kuralın Anayasa’nın 5 ve 35’inci maddelerine aykırı olduğunun kaydedildiği kararda özetle şu değerlendirmelere yer verildi:

    “Ancak itiraz konusu kuralda, içinde bulunulan eğitim ve öğretim yılı içinde haczedilemeyecek taşınır ve taşınmaz mallar yönünden hiçbir ayrım yapılmamıştır. Yine Kanun kapsamında faaliyet göstermekle birlikte başka alanlarda da faaliyet gösteren kişilerin eğitim ve öğretim faaliyetleriyle ilgili bulunmayan diğer faaliyet alanlarıyla ilgili taşınır ve taşınmaz malları da haczedilemeyecektir. Her ne kadar borçlunun haciz yasağı öngörülen süre içinde mal varlığı üzerinde gerçekleştirebileceği tasarruf işlemlerine karşı alacaklının 2004 sayılı Kanun hükümleri uyarınca cezai hükümlerin uygulanmasını isteme veya iptal davası açabilme şeklinde hukuki imkânlara sahip olduğu düşünülebilir ise de anılan hükümlerin uygulanabilmesi alacağın tahsil edilememiş olması şartına bağlanmıştır. Bu bakımdan itiraz konusu kural sebebiyle haczedilme imkânı ortadan kalkan bir mal için doğrudan dava yoluna başvurulması mümkün olmadığı gibi alacağın tahsilinde ciddi anlamda zorlanılmış olması durumunda da dava açılamayacaktır. Kural genel anlamda alacaklı ve borçlu arasında gözetilmesi gereken menfaat dengesini alacaklı aleyhine bozarak alacaklıya aşırı bir külfet yüklenmesine sebebiyet vermekte olup, mülkiyet hakkı bağlamında tarafların çatışan menfaatlerini dengelemekten uzaktır.”