Etiket: pandemi

  • BAKSM’DE “Yeni Pandemi” iddiaları tartışıldı

    BAKSM’DE “Yeni Pandemi” iddiaları tartışıldı

    Maymun Çiçeği virüsüyle gündeme gelen salgın tartışması; Beylikdüzü Atatürk Kültür ve Sanat Merkezi’nde alanında uzman hekimlerin ağırlandığı bir panelde ele alındı. Beylikdüzü Belediye Meclis Üyesi Op. Dr. Ahmet Atilla Yılmaz’ın moderatörlüğünde gerçekleşen, enfeksiyon ve iç hastalıkları uzmanı Prof. Dr. Reşat Özaras’ın konuk olduğu panelde, salgınların sebepleri ve hastalıklardan korunma yolları anlatıldı.
    Nedir bu mikroplardan çektiğimiz, nasıl barış sağlayacağız sorusuna yanıt veren Prof. Özaras, şunları söyledi: “Mekan onların mekanıydı, biz onların habitatına girdik ve mikroplar da buna reaksiyon gösterdiler. Bundan 20 sene önceki verem vb. enfeksiyonlar farklıydı. Her 10 yılda yenisi yayılıyor. Koronavirüs de aslında tanıdığımız bir ailenin, tanışmadığımız bir üyesiydi. Kendimizi koruyup, onları savaştan vazgeçirmeliyiz. Vücut direncimizi düşürmemeliyiz.”

    Gündemdeki Maymun Çiçeği virüsü salgını hakkında da konuşan Özaras, salgının Covid-19 düzeyine ulaşmayacağını açıkladı: “En kötüsü solunum yoluyla bulaşan hastalıklardır. Yakın temasla bulaşan hastalıklarla mücadele nispeten kolaydır. İşte bundan dolayı Maymun Çiçeği, koronavirüs düzeyine ulaşamıyor. Öte yandan koronavirüs tamamen bitmedi. Hayatın bir kuralı var, denge ve hareket. Bunu bozduğumuz zaman hasta oluyoruz. Bünyemize giren, harekete geçmek için uygun zamanı kollayan virüslere fırsat vermemeliyiz, tedbirli olmalıyız”

    Panelin sonunda çiçek takdim etmek üzere sahneye çıkan Beylikdüzü Belediye Başkan Yardımcısı Emel Turan konuşmacılara hitaben şunları söyledi: “Mikroplarla savaşmaktan değil, onlarla barışmaktan bahsettiniz. Bize mikropları sevdirdiniz diyebilirim. Çok teşekkür ederiz.”

  • Pandemi sonrası huzuru yaylada buldu

    Pandemi sonrası huzuru yaylada buldu

    Düzce Safari Off-Road Kulübü Başkanı Mehmet Albayrak, 2019 yılında iş yerini kapatarak Sinekli Yaylası’nda ev aldı. 5 yıldır yaylada tek başına yaşayan Albayrak, misafirlerini ağırlamanın mutluluğunu yaşıyor.
    Özellikle koronavirüs döneminde huzuru doğada bulduğunu ifade eden Albayrak, “2019 yılında hafta sonları buraya geliyordum. Pandemi döneminde tamamen burada kalmaya başladım. Koronavirüs sonrasında hayatımda yaşadığım bazı sorunlar nedeniyle biraz daha kendime çekilmek istememden dolayı buraya yerleştim. 5 yıldır yaz kış burada yaşıyorum. Artık alıştım. Daha kalabalık ortamlarda bulunmak bana tat vermiyor. Kış aylarında yaylada kimse kalmıyor. Tek başıma ben kalıyorum. Ormanda tek başına kalabiliyor, herhangi bir şey yokken çıkıp gezebiliyorum” dedi.

    Doğadan korkmadığını söyleyen Albayrak, “Doğa aşkı bende hep vardı. Çocukluk dönemimizden beri doğanın içindeyiz. Yaşadığım ev olduğu için zamanla toparladım. Evin her tarafında tadilat çalışması yaptım. Misafirlerim geldiğinde rahat kalabilecekleri odalar oluşturdum. Son 2-3 yıldır vatandaşların buraya ilgisi yoğun. Şelalelerimizi görmeye gelenler Abant’a ulaşmak için bu rotayı kullanabiliyorlar” diye konuştu.

  • Sağlıkkent Konutları’nda daireler teslim ediliyor

    Sağlıkkent Konutları’nda daireler teslim ediliyor

    Kocaeli Büyükşehir Belediyesi, Kent Konut aracılığıyla Sağlıkkent Konutları projesini tamamladı. Pandemi döneminde büyük özveriyle çalışan sağlık personeli için hayata geçirilen projede yarın saat 14.00’te teslim töreni yapılacak. 502 daireden oluşan Sağlıkkent Konutları’nın teslim programına Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Büyükakın, Kocaeli İl Sağlık Müdürü Yüksel Pehlevan ve sağlık çalışanları katılacak.
    Büyükşehir iştiraklerinden Kent Konut tarafından tamamlanan proje, pandemi döneminde Başkan Tahir Büyükakın’ın talimatıyla gündeme gelmişti. Pandemi sürecinin ardından 14 Mart Tıp Bayramında Büyükşehir tarafından İzmit Sepetçi’de Sağlık Çalışanları Hatıra Ormanı kurulmuştu. Ormanlık alanda düzenlenen programda konuşan Başkan Büyükakın, Kocaeli’de sağlık çalışanları için konut müjdesini vermişti. Sağlık çalışanları arasında sevinçle karşılanan bu haberin ardından Kent Konut harekete geçmişti.

    Toplam 36 bin 93 metrekare alan üzerinde inşa edilen, her ihtiyaca yönelik farklı konut tiplerinin bulunduğu projede, ticari alanlar, açık otoparklar ve çocuk oyun alanları bulunuyor. Ayrıca geniş yeşil alana yer verilerek ekolojik düzeni sağlayacak yağmur suyu toplanıp tekrar kullanılacak, bu geri kazanım sayesinde site sakinleri aidattan tasarruf sağlayacak.

  • Tiny House’lara rağbet arttı

    Tiny House’lara rağbet arttı

    Gayrimenkul sektöründe son yıllarda fahiş fiyat artışına gidildi. Tabi bununla beraber yaşam alanları da değişkenliğe uğramaya başladı.

    Tüm dünyayı kasıp kavuran Covid-19 salgınından sonra ve 6 Şubat deprem felaketinin ardından insanlar doğayla iç içe olmaya metropolden, kalabalıktan ve olası bir deprem durumunda daha güvenli alanlarda yaşamayı tercih ettiler. Alternatif seçenekler açığa çıktı. Vatandanşların Tiny House’lara rağbeti arttı.

    Ancak Tiny House, karavan ve bungalov gibi küçük evler sorunları da ortaya çıkardı. Örneğin verimli tarım arazileri tahrip ediliyor, kooperatif yönetimleri ile hisselere tekabül eden alanların tel çit, tahta çit, vs. İle bölünerek oluşturulan hayali parseller arasına yollar yapılarak, su ve elektrik hattı döşenerek imar parseli gibi pazarlandığı, dolayısıyla tarım arazilerinin kullanım bütünlüğü bozuluyor.

    Tiny House’ların birden fazla çeşitleri var. Aynı zamanda genellikle 10 metrekare ile 30 metrekare arasında, olması gerekiyor. Evlerin iç ve dış dizaynlarını tasarlayabiliyorsunuz üstelik kullanılan malzemeler eğer kaliteliyse kullanım süresi de artıyor.

    Kestel Ziraat Odası Başkanı konuyla ilgili şöyle konuştu.

    “Tarımın yarını için çok sıkıntılı bir süreç. Bir grup türedi, kooperatif kuruluyor. Tarım arazileri 5-10 parçaya bölüyor. Yazışmalarını yaptık, cezalar kesilmeye başladı. Bununla ilgili çalışmalar devam ediyor. Çok dikkat etmemiz lazım. Tarım bizim yaşam kaynağımızdır, tarım olmazsa olmazdır. Biz tarımı bitirirsek, hayvancılığı da bititiriz. Tarım arazilerine sahip çıkmamız lazım. Toprak tahrip oluyor, bu işi bilen kişilerin yapması lazım. Tarımla şaka olmaz, emektir. 3 dönüm yeri abluka altına alınamaz. Sonuna karşıyız, her zaman karşı geldik. Tüm yetkililere sesleniyorum. Derhal önlem alınması lazım.

    Bursa’da Tiny House üreticisi olan Erdi Demir ise evlerin 4 metreden başlayıp, 12 metre uzunluğuna kadar yapıldığını ifade etti. Aynı zamanda 12 metrelik modelle birlikte 8 kişinin konaklayabileceğini vurguladı. Demir, konuşmasına şöyle devam etti. Tiny House, 750 binden başlıyor 1 milyon 500 bine kadar çıkıyor. Anlaşmamızı yapıyoruz ardından evin modelini belirliyoruz. Üretime alınca 10-15 gün gibi bir sürede tamamlıyoruz. Deprem ve faiz arttırımından dolayı Tiny House’lara rağbet arttıç dünya da şuan minimalist yaşama dönüş var” dedi.

  • Pandemide istifaya zorlanan işçiye müjde

    Pandemide istifaya zorlanan işçiye müjde

    Dünyayı sarsan Covid-19 döneminde patronunun ‘istifa et’ baskısına dayanamayan işçi, istifasını imzalamak zorunda kaldı. İş Mahkemesi’nin kapısını çalan mağdur işçi, 2007-17/03/2020 tarihleri arasında çalıştığını, Covid-19 salgını gerekçe gösterilerek işçilerinin bir kısmının ücretsiz izne zorlandığını, kabul etmeyen işçilerin istifaya zorlandığını öne sürdü. 13 yıl gibi uzun süre çalışan davacının bütün haklarından feragat ederek istifa etmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu beyan ederek, feshin geçersiz olduğunun tespiti ile işe iadesine karar verilmesini talep etti. Mahkemede savunma yapan davalı patron; davacının 17/03/2020 tarihli dilekçe ile istifa ettiğini, işveren feshi olmadığını, pandemi ilanı sonrasında kısa çalışma ödeneğine başvuru yapıldığını, zorla istifa dilekçesi alındığı iddiasının doğru olmadığını beyan ederek, davanın reddini talep etti. Mahkeme, davanın reddine hükmetti.

    Davacı işçi, kararı Bölge Adliye Mahkemesi’ne taşıdı. İstinaf müracaatını değerlendiren BAM 3. Hukuk Dairesi, emsal nitelikte bir karara imza attı. İstifanın işçinin gerçek iradesini yansıtması gerektiğinin vurgulandığı kararda; 13 sene çalıştığı iş yerinden tüm haklarından feragat edip ayrılmanın hayatın olağan akışına ters olduğu hatırlatıldı.

    Kararda şu ifadelere yer verildi:

    “İş Mahkemesi’nce istifa dilekçesinin davacıdan iradesi sakatlanarak alındığı, gerçek iradesinin istifa olmadığı davacı tarafça ispat edilemediğinden davanın reddi yönünde hüküm kurulmuştur. Ancak; dosyadaki delil durumu, dosyaya sunulan deliller ile aynı gün diğer işçilerden de dilekçe alınması, bu dilekçeler ve davaya ilişkin dilekçe içeriği, genel ifade kullanılması, kendisini bağlayıcı mahiyette fesih sebebi gösterilip bildirilmediği anlaşılmaktadır. Davacının uzun yıllar çalışma süresi, hayatın olağan akışı, taraflara yönelik ve dosyaya sunulan tarihsiz olduğu belirtilen senede ilişkin verilen yazının dilekçenin hemen akabindeki tarihi içerdiği anlaşılmaktadır. İlk Derece Mahkemesi kararı yerinde görülmemekle, açıklanan tüm bu hususlar, dosya kapsamı, kanuni gerektirici sebepler, delil durumu ile davacı işçinin işe iade talebinin kabulü gerekmiş, deliller, denetime açık bilirkişi raporu ile bu davaya konu edilen çalışma dönemi, süresi (yaklaşık 13 yıl) ile 5 aylık işe başlatmama tazminatı ve 4 aya kadar boşta geçen süre ücretinin hüküm altına alınması gerekmiştir. Davacının istinaf başvurusunun kabulü ile 11. İş Mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasına oy birliği ile hükmedilmiştir.”

  • Pandemide kesilen cezalar iade edilecek

    Pandemide kesilen cezalar iade edilecek

    Resmi Gazete’nin bugünkü sayısında yer alan karara göre, İzmir 4. İdare Mahkemesi, Covid-19 tedbirleri kapsamında bir kişiye uygulanan idari para cezasının ödeme emrinin iptali ve ödenmiş olan para cezasının iadesi istemine ilişkin davada, ödenmiş cezaların iade edilmeyeceğine ilişkin hükmün Anayasa’ya aykırı olduğu kanısına vararak, iptali için AYM’ye başvurdu.

    İptal başvurusunda, 3 Kasım 2022 tarihli Gelir Vergisi Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un geçici 4’üncü maddesinde, Covid-19 tedbirleri kapsamında kesilen idari para cezalarının ilgililere tebliğ edilmemesinin, tebliğ edilenlerin tahsilinden vazgeçilmesinin öngörüldüğü, ilgilisi tarafından ödenenlerin ise iade edilmeyeceğinin hüküm altına alındığı, bunun Anayasa’ya aykırı olduğu ileri sürüldü.

    Başvuruyu inceleyen Yüksek Mahkeme, belirtilen kanunda yer alan “tahsil edilmiş olan idari para cezaları iade edilmez” hükmünü iptal etti.

    Böylece, pandemide ödenen maske takma zorunluluğu ve diğer yasaklara ilişkin idari para cezalarını ödeyenlerin ödedikleri tutar geri iade edilecek.

    AYM’nin kararında, Covid-19 salgınının bütün dünyayı etkileyen bir salgın hastalık olduğu, kişiden kişiye bulaşmasını önlemek amacıyla da bazı tedbirlerin alındığı ifade edildi.

    Salgın döneminde alınan tedbirlere uymayanlara, Kabahatler Kanunu ve Umumi Hıfzısıhha Kanunu gereği idari para cezalarının uygulandığı aktarılan kararda, Gelir Vergisi Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un yürürlüğe girmesinin ardından geçici 4’üncü madde kapsamında henüz ödenmemiş cezalardan vazgeçildiği, ödenmiş olanların ise geri ödenmeyeceğinin hüküm altına alındığı ifade edildi.

    Anayasa’da eşitlik ilkesinin güvence altına alındığına işaret edilen kararda, benzer durumda olanlara uygulanan farklı düzenlemelerin nesnel ve makul bir temele dayanması gerektiği vurgulandı.

    Kanunun yürürlüğe girmesi sonrası cezalardan vazgeçilmişken, önceden ödenmiş olan cezaların geri ödenmemesinin mülkiyet hakkı bağlamında eşitlik ilkesine aykırılık teşkil ettiği ifade edilen kararda, şunlar kaydedildi:

    “Bu itibarla kuralla Covid-19 salgın hastalığının ülkemizde yayılmasını önlemek amacıyla 11 Mart 2020 tarihinden itibaren bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihe kadar verilen idari para cezalarının tahsilinden vazgeçileceği ve bu maddenin yürürlük tarihinden önce işlenen söz konusu kabahatler için idari para cezası verilemeyeceği öngörülmüşken tahsil edilmiş olan idari para cezalarının ise iade edilmeyeceğinin öngörülmesi suretiyle idari para cezalarının muhatapları arasında oluşturulan farklı muamelenin nesnel, makul bir temel dayanmadığı sonucuna varılmıştır. Dolayısıyla kuralın mülkiyet hakkı bağlamında eşitlik ilkesine aykırılık oluşturduğu sonucuna ulaşılmıştır. Açıklanan nedenlerle kural, Anayasa’nın 10 ve 35’inci maddelerine aykırıdır, iptali gerekir.”

    CEZALAR İPTAL EDİLMİŞTİ

    Geçtiğimiz yılın sonlarında Hazine ve Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığı tarafından hazırlanan tahsilat genel tebliğleri, Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmişti.

    Tahsilat tebliğine göre, maske başta olmak üzere salgının yayılmasını önlemek amacıyla alınan tedbirlere uyulmaması nedeniyle 11 Mart 2020 ile 9 Kasım 2022 tarihleri arasında verilen para cezaları silindi.

    Buna göre, 9 Kasım 2022’den önce yapılmış ceza ödemelerinin iade edilmemesine karar verilmişti.

  • Ege’nin kıymeti arttı

    Ege’nin kıymeti arttı

    Bir zamanlar sadece yaz tatili için Kuşadası’na gelen binlerce yabancı artık yılın 12 ayı bölgede yaşamayı tercih ederken, Aydın, Muğla, İzmir, Balıkesir ve Antalya gibi iller yabancıların en çok ikamet ettiği illerin başında yer alıyor.

    Akdeniz ikliminin hakim olduğu bol güneşli ılıman şehirlerin dünya genelinde yaşanan hastalık ve krizlerin ardından daha da kıymetlendiğini belirten bölgedeki reklam sektörünün temsilcilerinden Baturbey Seyhan, imkanı olan insanların artık yüksek katlı lüks binalar yerine toprakla iç içe bir yaşamı tercih ettiğini söyledi. Bugün pek çok işadamının işini ve işyerini evinden bilgisayarı başında takip etmeye başladığını kaydeden Baturbey Seyhan, “Pandemi ve sonrasında yaşanan enerji krizi dünyadaki pek çok dengeyi değiştirdi.

    Güneş ile toprağın kıymeti hem daha çok bilindi hem de daha da arttı. Başta Kuşadası olmak üzere Ege ve Akdeniz kıyıları son yıllarda yaşamak için en fazla tercih edilen yerler oldu. Bu kapsamda tanıtım hizmeti verdiğimiz pek çok firmanın yatırımlarını başta Avrupa ülkesinde yaşayan yüksek gelirli kişiler olmak üzere dünyanın değişik ülkelerindeki işadamları ile buluşturuyoruz. Gerçekten de yoğun ilgi görüyor.

    Eskiden çok katlı apartman daireleri ilgi görürken, günümüzde daha az enerji ile devam ettirilebilen yaşam ve organik gıdaların üretilebildiği bol güneş gören coğrafyalar yoğun ilgi görmeye başladı. Başta Kuşadası olmak üzere çevre iller coğrafyası doğal ve tarihi güzelliklerinin yani sıra verimli toprakları ile dünyanın adeta merkezi haline geldi” diyerek şu anda Ege’de en çok yatırım yapılan sektörlerin başında inşaat sektörü geldiğini söyledi.

    Kuşadası başta olmak üzere bölgede yaklaşık 15 yıldır tanıtım sektöründe hizmet verdiğini belirten Seyhan, inşaat ve gayrimenkul sektörüne yabancıların ilgisinin oldukça yoğun olduğunu söyledi.


    Doğal ve tarihi güzellikler bölgeye artı değer katıyor

    Dünyanın en güzel yaşanacak yerlerinin başında Türkiye’nin, Türkiye’de ise Ege’nin geldiğini kaydeden Baturbey Seyhan, “Verilere göre 2022’nin ilk yarısında satılan her bin konuttan 49’unu yabancılar aldı. Son 9,5 yılda ise yabancılar Türkiye’de 314 bin 310 konut satın aldı. Bu da Türkiye ve Ege’nin ne yaşamak için ne kadar cazip olduğunun bir göstergesidir. Özellikle 2018 yılından sonra Türkiye cazibe merkezi haline geldi. TÜİK verilerine göre yabancılar Türkiye’de 2018 yılında 39 bin 663, 2019 yılında 45 bin 483, 2020 yılında 40 bin 812, 2021 yılında 58 bin 576 ve 2022 yılında 35 bin 383 konut aldı” diye konuştu.

  • Bir sonraki pandemi buzullardan gelebilir

    Bir sonraki pandemi buzullardan gelebilir

    Arktika’daki Hazen Gölü’nün toprağının genetik analizleri, eriyen buzulların yakınlarında viral yayılım riskinin daha fazla olabileceğini gösterdi.

    Bulgular, artan küresel sıcaklıkların buzulların erimesine neden olarak hapsolan virüs ve bakterilerin vahşi yaşama ulaşma ihtimalini artırdığını ortaya koyuyor.

    Araştırma, Proceedings of the Royal Society B’de yayımlandı.

    2014 yılında Fransa’nın Aix-Marsilya’daki Ulusal Bilimsel Araştırma Merkezi’nden bilim insanları, Sibirya’daki donmuş topraklardan alınan bir virüsü canlandırmayı başarmıştı. Çalışmada yer alan Jean-Michel Claverie, BBC’ye yaptığı açıklamada, bu tür buz tabakalarını ortaya çıkarmanın “felaketin tarifi” olacağını belirtmişti.

  • Maymun çiçeği pandemiye dönüşür mü?

    Maymun çiçeği pandemiye dönüşür mü?

    Dünyada Mayıs ayında görülmeye başlayan maymun çiçeği hastalığının, geçen hafta Türkiye’de de ilk vakası tespit edildi. Türkiye Cumhuriyeti Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın sosyal medya hesabından duyurduğu haber, hastalık Türkiye ve KKTC’de yayılacak mı endişelerini de yeniden canlandırdı. Dünya Sağlık Örgütü ise 7 Temmuz’da yaptığı açıklamada dünya genelinde 6 binin üzerinde vaka olduğunu açıkladı. Peki, maymun çiçeği salgını gerçekten bir pandemiye dönüşebilir mi? Prof. Dr. Tamer Şanlıdağ, maymun çiçeği hastalığının bilinmeyenlerini anlattı.

    “Çiçek aşısının çapraz bağışıklık yaratma ihtimali az”

    Hastalığın ilk kez 1958’de, araştırma için tutulan maymun kolonilerinde tanımlandığı için bu adı aldığını söyleyen Prof. Dr. Tamer Şanlıdağ, 1970’te ise maymun çiçeğinin ilk kez insanlarda tespit edildiğini belirtti. Yani pek çoğumuz, hastalığın adını ilk kez duysak da aslında geçmişi 60 yıldan geriye uzanıyor. Hastalığın belirtilerinin, 1980’de dünya genelinde ortadan kalktığı belirlenen çiçek hastalığına benzediğini söyleyen Prof. Dr. Tamer Şanlıdağ, yine de geçmiş yıllarda yapılan çiçek aşısının hastalığa karşı bir bağışıklık yaratacağı iddialarını fazla iyimser buluyor. Çiçek hastalığının 1980’lerde ortadan kalktığını hatırlatan Prof. Dr. Şanlıdağ, araştırmaların tek doz çiçek aşısının 10 yıllık, multipl doz çiçek aşısının ise 30 yıla kadar koruyuculuğu bulunduğunu, dolayısıyla 1980’de sonlandırılan çiçek aşısının maymun çiçeğine karşı bir çapraz bağışıklık yapma ihtimalinin çok düşük olduğunu vurguladı.

    “Maymun çiçeğinin COVID-19 yaygınlığına ulaşması zor”

    Maymun çiçeği virüsünün, COVID-19’a neden olan SARS-CoV-2’nin aksine, bir DNA virüsü olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Tamer Şanlıdağ, “DNA virüslerinin mutasyona uğrama ihtimali RNA virüslerine kıyasla daha düşüktür” dedi. Yine de bu durumun, virüsün hiç mutasyon geçiremeyeceği anlamına gelmediğini söyleyen Şanlıdağ, “Son zamanlardaki mevcut vakalarda görülen tipik olmayan bulaşma eğilimleri, virüsün farklı özellikler kazanmış olma ihtimalini ortaya çıkarıyor. Bu durum, virüsün genetik materyalindeki değişimlerin tespit edilmesine yönelik araştırmalarla belirlenecek. Yakın zamanda araştırma sonuçlarının bilim dünyasıyla paylaşılacağını bekliyorum” ifadelerini kullandı. Virüsün, kuluçka döneminde bulaşıcı olmadığını da söyleyen Şanlıdağ, “Virüsün bulaşması için semptomların başlamış olması gerekiyor. Bu nedenle, gözle görülür semptomları olan virüsten kaçınmak daha kolay” diyor. Maymun çiçeğinin döküntü veya lezyonların dışında şişmiş lenf nodülleri, kas ve sırt ağrıları, halsizlik, ateş ve yoğun baş ağrısı gibi semptomları da bulunuyor.

    Virüsün hızlı bir şekilde yayılmasını engelleyen özelliklerden biri de bulaşma şekli. Maymun çiçeği virüsü özellikle çok yakın ve uzun süreli temasla bulaşıyor. Maymun çiçeği virüsünün solunum yoluyla bulaşmasından daha çok yakın temas gerektiren bulaşı yayılımını kısıtlıyor. Özellikle son vakalarda cinsel yolla bulaşma eğilimi gösteriyor.

    Prof. Dr. Tamer Şanlıdağ, tüm bu nedenlerle; maymun çiçeğinin COVID-19 kadar hızlı bir şekilde bulaşmasının zor olduğunu söyleyerek ekliyor: “Dünyanın pek çok yerinde aynı anda görülse de vaka sayısının sınırlı kalacağını öngörmek mümkün” diyor.

  • Bakan Koca’dan maymun çiçeği virüsü açıklaması

    Bakan Koca’dan maymun çiçeği virüsü açıklaması

     

    Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, maymun çiçeği virüsüne ilişkin açıklamalarda bulundu. Bakan Koca, “Yeni bir tedirginlik alanı oluşturmamak gerektiği kanaatindeyim. Bugüne kadar maymun çiçeğinde vaka bizde olmadı. Maymun çiçeği hastalığının bir pandemi sebebi olacağına inanmıyorum. Çünkü damlacık enfeksiyonu ile bulaşmadığını, yakın temasla bulaştığını biliyoruz. Bu konuda gereksiz bir tedirginlik olmamalı. Bakanlığımız yakından takip etmekte” dedi.

    ÇİÇEK AŞISI YÜZDE 80-85 ETKİLİ

    Maymun çiçeğinde çiçek aşısının etkili olup olmadığı sorusu üzerine Koca, “Çiçek aşısının yüzde 80-85 etkili olduğunu biliyoruz. Bu konuyla ilgili 1970’den beri geliştirilmiyor. ABD başta olmak üzere bazı ülkelerin canlı virüsü imha etmediğini görüyoruz. Biz de bu noktada Bilim Kurulu ile geliştirme için neler yapılır istişare halindeyiz. Dünyada canlı virüs aşısının imha edildiği dönem yaşanmışken gereği yapılmamıştır” ifadelerini kullandı.

    SAĞLIK ÇALIŞANLARININ ÖZLÜK HAKLARI

    Sağlık çalışanlarının özlük hakları konusunda da Koca, “Cumhurbaşkanımız müjdeyi 14 Mart günü vermişti. Sağlık çalışanları, başta hekimler olmak üzere 5 maddede özetledi. Sağlıkta şiddet yasaları Meclisten geçti. Bugüne kadar hiçbir meslek grubuna yapılmamış olan yasal çalışma, hekimlere şiddet katalog suçlara alındı. Cinayetle aynı oldu. Önemli gelişme. Emeklilikle ilgili çalışılıyor, özlük hakları çalışması yapılıyor. Grup başkanvekili açıklamasıyla Meclis gündemine geleceğini söylemişti. Bu ay geleceğini düşünüyoruz. Meclisin iradesinde olduğunu belirtmek isterim. Sağlık çalışanlarımız, Cumhurbaşkanımızın müjdelediği 5 maddenin gündeme girmesi ile sorunların çözülmesi ile devletin yapacağının bilinmesi lazım. Biz sağlık çalışanı ve hekim olarak saygınlığı kaybetmemeliyiz” şeklinde konuştu.

    COVİD YOĞUN BAKIM SERVİSLERİNDE SON DURUM

    Covid-19 yoğun bakımlarında hasta olup olmadığı sorusuna Bakan Koca, “Yoğun bakımdaki hasta sayısı düştü. Birçok ilimizde yoğun bakımın kapalı olduğunu söyleyelim” cevabını verdi.