Etiket: patlıcan

  • 5 ton patlıcanı bedava dağıttılar

    5 ton patlıcanı bedava dağıttılar

    Kdz. Ereğli Ziraat Odası Başkanı Zafer Yalman ilçeye bağlı Hamzafakıhlı Mahallesi ile Soğanlıyörük Köyü’nde toplamda 25 dönüm arazide bu yıl ilk kez patlıcan üretimi gerçekleştirdi. Yalman geçtiğimiz ay mahsul almaya başladıkları patlıcanların üretim fazlası yaklaşık 5 tonunu yüzlerce vatandaşa ücretsiz olarak dağıttı.
    Pazarda kilogram fiyatı 30-40 TL arasında değişen patlıcanın ücretsiz dağıtıldığına inanamayan vatandaşlar bir taraftan şaşırırken diğer taraftan da Kdz. Ereğli Ziraat Odası Başkanı Zafer Yalman’a teşekkür etti. Yalman, Kdz. Ereğli’de sadece sanayi değil tarımında yapılabildiğini göstermek için patlıcan üretimine başladıklarını ve başarılı olduklarını söyledi. Yalman, “Aşağı yukarı bir kamyona yakın Ereğli’de tarlamızda ürettiğimiz patlıcanı bugün halkımıza ücretsiz dağıttık. Allah bize verdiği müddetçe biz de bunları halkımızla paylaşacağız. Ereğli’de tarım olmaz diyenler gün geçtikçe olduğunu görecekler. Tarlalarımızı ziyaret edebilirler. 20 bin metrekare arazide ürettik. Satabildiğimizi satıyor, kalanı vatandaşa ücretsiz veriyoruz. Yeterki vatandaşımız faydalansın, ülkemizin durumu, ekonomik sıkıntılarımız belli. Alan var alamayan var. Patlıcanını alsın kurutsun kışlık yiyeceğini yapsın diye böyle bir hizmet sunduk. Kdz. Ereğli Ziraat Odası başkanı olarak bir emek harcadım, bu emeğimi de vatandaşımla paylaştım. Tüm vatandaşlarımıza afiyet olsun, helal hoş olsun.” şeklinde konuştu.

    “Seneye biber, domates, soğan, sarımsak üreteceğiz”

    Kdz. Ereğli Ziraat Odası Başkanı Zafer Yalman’ı örnek çalışmasından dolayı tebrik eden üreticilerden İsmet Koç ise üretimin daha da artırılmasını temenni etti. Koç konuşmasında şu sözlere yer verdi:
    “Biz bugün Ereğli’de olmaz denileni yaptık. Ereğli’nin milli ve yerli patlıcanını ürettik. Bu gördüğünüz kasaların tamamı doludur. Bugün bin kişiye ücretsiz 5 ton patlıcan dağıttık. Pazarda patlıcan 30-40 lira, biz tarlada 20 liradan sattık. Elimizde ürün çok fazla. Hani diyorlar ya ‘Ereğli’de tarım olmaz.’ Tarımı gerçekleştirdik. Fazlalığını da vatandaşımıza hayrına ücretsiz verdik. Ziraat Odası Başkanımızı da tebrik ediyorum, kendisini kutluyorum, devamını da bekliyorum. İnşallah seneye biber, domates, soğan, sarımsak üreteceğiz. Tarlalarımızın yüzde 80’i boş, yazıktır günahtır. Gelin beraber üretelim, beraber yiyelim. Hem Türkiye kazansın, hem biz kazanalım, hem Ereğli halkı kazansın.”
    Kdz. Ereğlili vatandaşların yoğun talep gösterdiği yaklaşık 5 ton patlıcan yaklaşık yarım saat içerisinde tükendi.

  • Tescilli Birecik patlıcanında hasat başladı

    Tescilli Birecik patlıcanında hasat başladı

    Şanlıurfa’nın Birecik ilçesinde yetiştirilen patlıcanının hasadı başladı. Türkiye’de sadece Birecik ilçesine bağlı Mezra Mahallesi’nde yetişen patlıcanlar, sabah erken saatlerde tarladan toplanıyor. Türkiye’nin birçok iline gönderilen patlıcanlar, Şanlıurfa’daki restoran ve lokantalarda patlıcan kebabına dönüşüyor. Yüzyıllardır ekilen ata tohumundan üretilen Birecik patlıcanı, ince kabuğu, lezzeti ve farklı aromasıyla büyük beğeni topluyor. Hasat dönemi yaklaşık üç ay süren Birecik patlıcanı, gastronomi şehrine yerli ve yabancı turistleri de çekiyor. İlçeye gelen turistler, patlıcan kebabının tadına bakmadan ayrılmıyor.
    Tarlada işçilerin patlıcan hasadına katılan Birecik Kaymakamı Mustafa Gürbüz, Şanlıurfa Tarım ve Orman İl Müdürü Mehmet Aksoy ve Tüm Restoranlar ve Turizmciler Derneği (TÜRES) Başkanı Ramazan Bingöl, bereketli olmasını diledi. Hasat sonrası konuşan Kaymakam Gürbüz, “Bugün ilçemizin bir ürünü olan ve 10 aylık büyük bir emeğin sonunda çiftçilerimizin toprakla buluşturduğu patlıcanlarımızın hasadı başladı. Bizleri dinleyen, bizlerin sesinin ulaştığı herkese bu patlıcanı, Birecik patlıcanını tatmak için, buradaki güzellikleri görmek için Fırat’ın incisi Birecik ilçemize davet ediyoruz” dedi.

    TÜRES Başkanı Bingöl ise, Birecik patlıcanının ham haliyle de yenilebildiğini belirterek, tadına baktı. Türkiye’nin en iyi lokantalarının camlarında ‘Birecik patlıcanı geldi’ yazısının yazıldığını aktaran Bingöl, en iyi patlıcanlı kebabın da Birecik’te yenilebileceğini söyledi.
    Tarım ve Orman İl Müdürü Mehmet Aksoy ise, “Binlerce yıldır Fırat’ımızın getirdiği alüvyal topraklar bu bölgede müthiş bir verimliliğe, müthiş bir kaliteye sebep oluyor. Organik madde oranı en yüksek olan topraklarımızdan bir kısmı Birecik havzasındaki bu topraklardır. Özellikle Cumhurbaşkanımızın tarımı stratejik alan ilan etmesinden bu tarafa coğrafi işaretli ürünlerde Türkiye’den müthiş bir artış oldu. Şanlıurfa’da da 47 adet tarımsal ürünümüze coğrafi işaret aldık. İnşallah çok kıymetli gastronomi mutfağının uzmanlarından ve ülkemizin diğer aşçılarından ve bu işle ilgili olan üniversitelerinden destek alarak Şanlıurfa’mızın lezzetlerini, yetiştirdiğimiz ürünleri dünya piyasasına ve Türkiye piyasasına, üreticiye ulaştırmak için kararlıyız” ifadelerini kullandı.

  • Patlıcan reçeli yapımı için kazanlar kaynamaya başladı

    Patlıcan reçeli yapımı için kazanlar kaynamaya başladı

    İklimi ve coğrafi özelliklerinden dolayı “Doğu’nun Çukurova’sı” olarak bilinen Iğdır, yöresel lezzetleri ile de öne çıkıyor. Yöreye ait bir lezzet olan ve 20 Aralık 2021 tarihinde coğrafi işaret ve tescil belgesi alınan patlıcan reçeli için mesai başladı. Her yıl genelde Eylül ayında yapımına başlanan patlıcan reçeli kış aylarında kahvaltıların vazgeçilmez lezzetlerinden biri olduğu kadar kadınların da ekonomik kazanç kapısı oluyor.

    Iğdır’ın Kasımcan köyünde kadınların oluşturduğu Ayyıldız Kadın Girişimi Üretim ve İşletme Kooperatifi kadınları bu günlerde bütün zamanlarını patlıcan reçeli için ayırmış durumdalar. Sonbahar mevsimiyle büyümesi duran ve reçelin önemli püf noktalarından biri olan küçük boy patlıcanlar ile patlıcan reçeli serüveninin başladığını belirten Ayyıldız Kadın Girişimi Üretim ve İşletme Kooperatifi Başkanı Elif Turan, “Eylül ayında patlıcanları topluyoruz. Patlıcan reçeli küçük patlıcanlardan yapılıyor. Eylül ayında artık büyüme durduğu için patlıcanlar büyümüyor küçük ve sert patlıcanlardan reçel yapıyoruz. Reçel için patlıcanları akşamdan topluyoruz. Suda bekletiyoruz içine çok az tuz atıyoruz. Patlıcan acı suyunu ve siyah suyunu versin diye tuz atıyoruz. Sabah erkenden gelip o suyu boşaltıp yeniden su kaynatıyoruz. Patlıcanları suyun içine atıp haşlıyoruz. Daha sonra onu sıcak sudan çıkarıp soğuk suyun içine bırakıyoruz. O soğuk sudan daha sonra patlıcanları suyunu versin su kalmasın diye tek tek sıkıyoruz. Ondan sonra patlıcanları kaynattığımız şekerli suyun içine atıyoruz. Aynı zamanda limon da koyuyoruz. Aromasını ve lezzetini bulduğu zaman piştiği zaman şişelere sıcak sıcak doldurup bir gün beklettiriyoruz. Ondan sonra reçellerimizi alıyoruz” dedi.

    ‘Patlıcandan reçel olur mu’ diye soranlara da yanıt veren Turan, çok da güzel olduğunu söyleyerek, “Iğdır’ın ikliminden mi çok güzel ondan mıdır artık bilmiyorum, lezzeti, araması çok güzel oluyor. Biz fuarlarda da tattırıyoruz. Herkesten olumlu yanıtlar alıyoruz. Yani tadını ve lezzetini beğeniyorlar. Herkes yerken aslında patlıcan tadı almayı bekliyorlar. Onlara lezzeti çok farklı geliyor. Onlara aslında bir kestane şekeri tadında geliyor. Bu patlıcan reçelinin belli püf noktaları var biz de büyüklerimizden öğrendik geleneksel usullerle de yapıyoruz” diye konuştu.

    “Meyveleri sertleştirmek için kireç kullanılıyor, patlıcanın buna ihtiyacı yok”

    Reçel yapımında meyveyi sertleştirsin diye kireç kullanıldığını belirten Turan, “Kireci birçok meyvede kullanıyorlar. Aslında sadece patlıcan da değil meyveleri sertleştirmek için dağılmasın diye bütün meyvelerde kullanılıyor. Patlıcanın buna ihtiyacı yok ve biz kireçsiz denedik çok da güzel oluyor. Coğrafi işaretli olduğu için de kireç kullanmıyoruz. Çoğu zaman karbonat da atılabiliyor. Mesela tuzda da bekletebilirsiniz” dedi.
    Turan, kooperatif olarak yaptıkları bütün ürünleri internet üzerinde sattıklarını belirterek, bu sayede hem Iğdır’ın yöresel ürünlerini tanıttıklarını hem de kadınlar olarak ekonomik kazanç elde ettiklerini dile getirdi.

  • Patlıcanlar ilgi odağı oldu

    Patlıcanlar ilgi odağı oldu

    Sarıgöl ilçesinde kurulan pazar yerinde tezgahı süsleyen dev patlıcanlar ilgi odağı oldu. Kurutmalık tip patlıcanların daha bereketli olduğunu söyleyerek, ikisi devasa biri küçük 3 adet patlıcan alan vatandaş, “Bu şekilde daha bereketli oluyor. Patlıcanları ince ince dilimleyip kurutacağım ve kışın tüketeceğim” dedi.

  • Cep yakan sebze fiyatlarında düşüş başladı

    Cep yakan sebze fiyatlarında düşüş başladı

    Geçen hafta cep yakan sebzelerin fiyatları düştü. Pazarlarda ve marketlerde 35 liradan satılan salatalık 13 liraya, 40 liraya satılan patlıcan da 15 liradan alıcı buluyor.

    Semt pazarlarında sebzelerin fiyatlarında düşüş başladı. Geçen hafta fiyatı cep yakan ve 35 liraya kadar çıkan salatalığın kilosu 13 liraya geriledi. Patlıcanın fiyatı ise 40 liradan 15 liraya kadar düştü.

    Meyve fiyatlarının ise sabit kaldığı görüldü. Pazarcılar, havaların düzelmesiyle seralardaki ürünlerin fiyatlarının düştüğünü söylüyor. Öte yandan pazarcılar, temel gıda ürünlerine gelen KDV indiriminin de fiyatları düşürdüğünü söylüyor. Geçtiğimiz haftalarda Türkiye’de etkili olan kar yağışı ve fırtına sera ürünlerine zarar vermişti.

    Salatalık 13 liradan, domates, 10 liradan, patlıcan ve dolma biber 15 liradan satılıyor. Elma, portakal ve mandalina 5 liradan, armut 7 liradan, muz ise 8 liradan satılıyor.

    “Serada yetişen ürünlerin fiyatı düştü”

    Pazar esnafı Mehmet Özer, geçen hafta sebze fiyatlarının yüksek olduğunu söyleyerek, “Bu hafta sebze fiyatları düştü. KDV’nin indirilmesi de fiyatlarda etkili oldu diyebiliriz. Havaların ısınmasıyla serada yetişen ürünlerin fiyatı düştü. Geçen hafta patlıcan 40 liraydı, şu anda 15 liradan satılıyor. Dolma biber de 40 liraydı, şu anda 15 liradan satılıyor. Salatalık da 35 liraydı, şu anda 13 liradan satılıyor. Domates de geçen hafta 8 liraydı, şu anda ortalama 10 liradan satılıyor. Çeri domatesi 35 liraydı, 12 liraya kadar düştü. Henüz yeşillik fiyatları düşmedi. Kıvırcık 15 liradan satılıyor” ifadelerini kullandı.

    Kardan dolayı meyvelerin toplanmadığından dolayı fiyatların yükseldiğini söyleyen İsmail Güner, “Köylüler kardan dolayı seralara giremedi, ürünlerini toplayamadı. Bu yüzden İstanbul’a ürünler gelemedi. Bu da fiyatları yükseltti. Meyvelerin yanı sıra sebze fiyatlarında da çok fazla yükseliş oldu. Meyveler genelde soğuk hava depolarında bekletildiği için çok fazla fiyatları etkilenmedi. Portakal veya mandalina gibi narenciye ürünlerinin havanın soğukluğu ile toplanması zor olduğu için bu ürünlerde yükseliş olmuştu. Şu anda portakal 5 TL, mandalina 5 TL, armut 7-8 TL, elma ise 5 ile 7 TL arasında satılıyor” diye konuştu.

    Bir diğer esnaf Adil Özbey, “Portakal fiyatları 5 liradan başlıyor. Muzu da soğuk vurdu, muzlar çatladı. Muzun fiyatı 12 liraydı, şu anda 8 liradan satılıyor” dedi.

  • Yanına yaklaşılmıyor! Fiyatı ne zaman düşecek?

    Yanına yaklaşılmıyor! Fiyatı ne zaman düşecek?

    Mevsim normalleri altında seyreden hava sıcaklıkları nedeniyle sebzelerde verim kaybı yaşandı. Antalya’da yüzde 90’lık verim kaybı oranıyla liste başı olan patlıcan, seradan 20 liraya çıkıyor. Mart ayı sonu itibarıyla ürün rekoltesinin artmasıyla fiyatların düşmesi bekleniyor.

    Antalya, turizm kadar örtü altı üretimle de adından söz ettiriyor. Domates, biber, kabak, salatalık, patlıcan başta olmak üzere çeşitli sebzeler kentteki naylon ve cam seralarda yetiştiriliyor. Üreticilerin elinden çıkan sebze ve meyveler hem iç piyasaya sunuluyor hem de ihraç ediliyor.

    Ocak ayında hava sıcaklığının mevsim normalleri altında seyretmesi nedeniyle sebze ve meyve üretimi olumsuz etkilendi. Gündüzleri 10 derece ve üstünde seyreden, geceleri ise sıfırın altına düşen sıcaklıktan etkilenen bitkilerin verimi yüzde 50 ile 90 oranında azaldı.

    PATLICANDA VERİM KAYBI YÜZDE 90

    Az miktarda piyasaya sunulan ürün, talebi karşılayamayınca fiyatlar seradan çıkmadan katlandı. Geçen yıl aynı dönemde kilosu 10-12 lira olan patlıcan, 20 liraya seradan çıkıyor. Market, manav ve semt pazarında kilosu 25-27 liraya satılan patlıcan, fiyatı en çok artan ve verim kaybının en çok yaşandığı sebze oldu. Hava sıcaklığının mevsim normallerinde olduğu dönemlerde bir patlıcan fidesinden 25- 30 ürün alan üretici, bugünlerde fidelerin bir kısmında hiç ürün alamazken, bazılarında ise 2-3 ürün aldı. Patlıcanda verim kaybı yüzde 90’a ulaştı.

    MART AYINDA FİYATLAR YARI YARIYA DÜŞECEK

    Antalya Ziraat Odası Başkanı Nazif Alp, üreticilerin yüksek girdi maliyetleri nedeniyle kış mevsiminde zorlandığını söyledi. Serayı ısıtmak ve ısıyı bitkinin verimli olacağı seviyelerde tutmak için odun yakılması gerektiğini belirten Alp, odun maliyetlerinin artması nedeniyle üreticinin soba yakmak için ısı değerinin en alt sınıra kadar düşmesini beklediğini söyledi. Bitkinin ölmemesi için 3 derecede mecburen soba yaktıklarını kaydeden Alp, bu durumun bahar dönemine kadar süreceğini tahmin ettiklerini ifade etti.

    “MARTTA FİYATLAR YARI YARIYA İNECEK”

    Odun fiyatlarının bir anda iki katına çıktığını anlatan Nazif Alp, fiyatların havaların ısınınca düşeceğini belirterek şöyle konuştu:

    “Fideler mart ayı sonuna doğru canlanacak. Ürün kaybı yüzde 90’ları gördü patlıcanda. 1 dönüm serada önceleri 400 kilo patlıcan alınırdı, ancak bugün 1 dönümde 50 kilo ancak alabiliyoruz. Mart ayı sonlarına doğru fideler canlanacak ısıyla birlikte. Üretim artacak ve dengeler oturur. Sebze fiyatları yarı yarıya inecek. 20 liralık patlıcan 10 lira olacak.”

    Kumluca Yaş Meyve ve Sebze Komisyoncuları Derneği Başkanı Rahmi Açıkyürek, patlıcanın 20 liraya satılmasına rağmen üreticiye para kazandırmadığını anlattı. Açıkyürek, patlıcanın geçen yıl üreticiye para kazandırmaması nedeniyle bu yıl genel anlamda az miktarda ekim yapıldığını, o ekimlerden de soğuk havalar nedeniyle verim alınamadığını ifade etti.

    Ziraat Mühendisi Semih Alpaslan ise iklim koşullarının son 1 aydır patlıcan üretimi için uygun gitmediğini söyledi. Alpaslan, seradaki patlıcanların 15 günde bir hasat edildiğini belirterek, ürünün hasat boyutuna zor ulaştığını anlattı.

    ÜRETİCİ ŞİKAYETÇİ

    Patlıcan üreticisi Ramazan Kara da bu yılki üretimden para kazanamadığını söyledi. Hava şartlarıyla birlikte verimin düştüğünü ve 15 günde bir hasat yapar hale gelindiğini belirten Kara, “Geçen sene havalar ılıktı. En yüksek fiyat 14 liraydı. O da 14 günde 7-8 liraya düştü. Bu fiyatlar tamamen sıcaklıkla alakalı. Fidelerimiz çiçeklenmediği ve polen yapamadığı için meyve sebze alamadık” dedi.

    Kumluca’da patlıcan üreten Cahit Hacımusaoğlu da para kazanamadığından dert yandı. 15 günde bir seraya girdiğini ve az sayıda patlıcan hasat edebildiğini aktaran Hacımusaoğlu, “20 lira değil, şu an 30 lira da olsa bizim için hiçbir değeri yok. Kendimizi kurtarma şansımız sıfır. Fidelerde patlıcan diye bir şey yok. Meyve yok denecek kadar az. İklim şartlarından, havanın soğuk olmasından dolayı hiç gelişmiyor” ifadelerini kullandı.