Etiket: PEKMEZ

  • Haziran’da kara pekmez döküp yedi

    Haziran’da kara pekmez döküp yedi

    Ülkenin dört bir tarafında sıcak etkili olurken Erzurum’un yüksek kesimlerinde kar eksik olmuyor. İspir’in karla kaplı dağlarında yaşayan ve yöre halkı tarafından ‘Dağların Oğlu’ olarak bilinen, kendini doğal yaşama adayan profesyonel dağcı Bülent Erkan, dut pekmezini kara döküp kaşıkla yedi.

    Kış döneminde yaptığı igloda kalan Erkan, yaban hayvanları ile olan çekimleriyle de dikkat çekiyor. Yedigöl Mahallesi kırsalında zirvede bulunan kar üzerinde karpuz kesen Bülent Erkan, dut pekmezini kar üzerine dökerek kaşıkla yedi. Doğal hayatın son derece sağlıklı olduğunu söyleyen Bülent Erkan, “Karla birlikte dut pekmezi çok güzel oluyor. Haziran ayında böyle bir ortamda karlı pekmez ve karpuz yemek çok keyifli” diye konuştu.

  • Karnavas’ta pekmez zamanı

    Karnavas’ta pekmez zamanı

    Karnavas dut pekmezinin en önemli üretim yerlerinden biri olan Ormanağzı köyünde pekmez mesaisine sabah erken saatlerden itibaren başlanıyor.
    Ormanağzı Mahallesi’nde ikamet eden Songül ve Avşin Aktürk çifti, sabah erken saatlerde işe koyuluyor, yere branda serdikten sonra silkeleyerek döktüğü dutları bidonlara doldurup, ocak üzerindeki kazanlara boşaltıyor. Dev kazan içinde kaynatılan dutlar, kıvama geldikten sonra presleniyor. Şırası bidonlara boşaltılan dut, kilolarca ağırlığındaki taşla da preslenerek kalan şıra alınıyor. Bidonlara alınan dut şırası ateş üstünde bekleyen ve teşt olarak bilinen bakır kaplara boşaltılıyor.

    Songül ve Avşin çifti ardından ellerinde ahşap kepçelerle şıranın pekmeze dönüşmesi için saatler süren karıştırma işine başlıyor. Çelik kaplarda yapılan işlem sonunda üretilen pekmez soğuması için bu kez başka bir kaba boşaltılıyor. Ateş üzerinden alınan pekmezi kepçeyle karıştıran Songül ve Avşin Çifti, soğutma işlemini gerçekleştiriyor. Soğuyan pekmez daha sonra konulduğu bidonla depoya kaldırılıyor.

    Avşin Aktürk dut ağacı sayısını artırdığını ve bu sezon 2 ton dut pekmezi üreteceğini söyledi. Songül Aktürk, “Eşimle birlikte dut pekmezi yapmaktayız. 2019 yılında Olur ilçe Tarım müdürlüğü ile birlikte Dut’tan gelen şifa diye bir proje yaptık. Erzurum’da bölge birincisi oldum sonra Ankara’da Türkiye üçüncüsü oldum. Bu proje ile bu dut pekmezini daha iyi nasıl yaparız nasıl kaliteli pekmez üretiriz öğrendik, dışarıya nasıl pazarlarız onları öğrendik” dedi.

    Erzurum İl Tarım Müdürü Alpaslan Kenger, “Olur ilçemizin Ormanağzı Mahallesinde Karnavas dut pekmezinin yapım aşamasını izlemeye geldik. Sabaha karşı saat 4 gibi dut ağaçları silkeleniyor çiftçilerimiz burada çöplerinden yapraklarında ayırıp kaynatıyorlar. Karnavas dut pekmezi Olur ilçemizde 2008 yılında coğrafi işaret aldı coğrafi işaretini aldıktan sonra değerine değer kattı coğrafi işaret olduğu için talep arttı. Çiftçimiz daha fazla kazanmaya başladı. Burada da çiftçilerimiz fazla kazanmaya başlayınca pekmez üretimine eğilim arttı. İl Tarım Müdürlüğü olarak üretim yapan çiftçilerimizin yanındayız her türlü desteği veriyoruz” dedi.

    Osman Aktürk ise “Yüz adet dut ağacı fidanı diktim şimdi bar veriyorlar oğlum Avşin ve gelinim Songül yaklaşık bir buçuk iki tona yakın üretim yapıyorlar. Karnavas Dut Pekmezi coğrafi işaretini aldıktan sonra satışlar arttı köylüler üretime daha ağırlık vermeye başladılar” diye konuştu.

    Asım Özdemir ise “Bizim köyde dut sevdası çocuklukta başlar faydalarını saymakla bitmeyen Karnavas Dut Pekmezi doğan çocuğa emzik gençlere çeyiz ölenlerin mezarına mertek olur. Ağaç olarak türkülerimizde saz olmuş dut ağzımızda bal olmuş bundan vaz geçmemiz imkansız” dedi.

  • Dutun şifalı yolculuğu başladı

    Dutun şifalı yolculuğu başladı

    Kozan’da bin rakımlı Münük Mahallesi’nde dut ağaçlarında hasada başlayan Gök ailesi odun ateşinde aşırı sıcaklara aldırmadan dutları kazanlarda kaynatarak pekmez hazırlığına başladı. Siyah ve beyaz duttan ürettikleri pekmezi kışın şifa için tüketen köylüler fazla olan pekmezi de satarak ev ekonomilerine katkıda bulunuyor.

    Bağışıklık ve karaciğer için şifa deposu olan dut pekmezini sıcaklara aldırmadan şifa için yaptıklarını aktaran Ali Gök, “Sabah ezanı sonrası dut hasadı yaparız. Ardından odun ateşini yakarak kazanlarda saatlerce karıştırırız. Burada önce süzeriz ardından pekmez olması için 5-6 saat boyunca kaynar. Karaciğer ve bağışıklık için bizler için ilaç olarak tüketiriz. Fazlasını satarız. Köyde kullanımı çoktur. Kilosunu 200 TL’den satıyoruz” dedi.

     

    Aile üyeleri pekmezin zorlu ve meşakkatli bir yapımı olduğunu kaydederek kışın şifa için tükettiklerini kaydetti.

  • Sarıgöl’de beyaz pekmez tanıtıldı

    Sarıgöl’de beyaz pekmez tanıtıldı

    Sarıgöl Pazaryerinde ilk kez piyasaya sunulan beyaz üzüm pekmezi oldukça ilgi gördü. İlk kez doğal olarak yapılan beyaz pekmez için açıklama yapan Sarıgöl Merkez ve Mahalleri Tarımsal Kalkınma Kooperatifi Başkanı Yusuf Tüfekçi, “Kooperatif olarak pekmez ile bal karışımı ile elde ettik. Özelikle doğal ortamda yapılan beyaz pekmez çok ilgi çekmekte. Gençlerimizin de pekmez tüketimine özendirmek istiyoruz. Pekmez ile bal çırpma yöntemiyle kimyasal hiç bir katkı maddesi yoktur. Şimdiden talepler gelmeye başladı. Sadece kuru üzüm, pestil, kırmızı pekmez bunlar bilinenler kooperatif olarak üzüm ve üzümden elde edilecek çeşitli arayış içerisindeyiz.” dedi.
    Tüfekçi, beyaz pekmezin hafta boyunca tanıtımının yapılarak vatandaşlara tattırılacağını sözlerine ekledi.

  • Bu sefer bal ve pekmez gümrüğe takıldı

    Bu sefer bal ve pekmez gümrüğe takıldı

    İpsala sınır kapısından geçen Türk vatandaşı tır şoförü, Türkiye’den Almanya’ya taşınan eşya-mobilyaya ilişkin belgelerini Yunan gümrük görevlilerine sundu. Araç, detaylı bir gümrük kontrolü için seçildi ve bu sırada beyan edilen malların arkasında 28 karton gıda maddesinin saklandığı tespit edildi. Araç sürücüsünün ifadesine göre Almanya’daki akraba ve dostlara yönelik beyan edilmemiş 191 kilo süzme bal, 104 kilo petek bal, 96 kilo pekmez, cevizli sucuk, 209 kilo kurutulmuş kışlık yiyecek ve diğer gıda maddeleri ele geçirildi.

    Tır şoförünün Almanya’daki akrabalarına götürdüğünü beyan ettiği gıda ürünlerine el konuldu. Sürücüye karşı idari ihlal davası açıldı.

  • Lezzetinden çok şifa için tüketiliyor

    Lezzetinden çok şifa için tüketiliyor

    Genel olarak kış ayında tahinle birlikte tercih edilen pekmezin satışları, ekim aylarında başlayıp nisan ayına kadar artıyor. Birçok üründen zorlu bir sürecin ardından elde edilen doğal bir kaynak olan tatlı lezzet pekmez, birçok kişi tarafından şifa niyeti ile tercih ediliyor. Yıllardır pekmez satıcılığı yapan Ahmet Ünlü, bu değerli ürünün geleneksel usullerle yapıldığını dile getirirken, faydalarını da saya saya bitiremedi. Pekmezin özellikle kandaki demir eksikliğine ve kansızlığa iyi geldiğini dile getiren Ünlü, “Pekmezin tahinle karışımı da aynı zamanda sofraların değişmez bir ürünü olarak Eskişehir halkı tarafından çok tutuluyor. Pekmezin tahinle karışımının yanı sıra yoğurtla da karıştırılıyor. Ondan sonra çeşitli şekillerde helva yapımı için de kullanılıyor. Tahin de aynı zamanda yine ev kadınları tarafından kurabiye, tahinli pide ve benzeri ürünler için kullanılıyor. Bundan dolayı Eskişehir’de tahin satışı diğer illere göre daha fazladır” ifadelerine yer verdi.

    “Pekmezi tereyağıyla karıştırıp içtikleri zaman öksürük ve nezleye çok iyi gelir”

    Üzüm pekmezinin en fazla tercih edilen çeşit olduğunu dile getiren Ahmet Ünlü, “Üzüm pekmezinin yanı sıra keçiboynuzu pekmezi de çok tüketilmektedir. Daha sonra dut pekmezi tüketiliyor. Pekmezler Türkiye’nin çeşitli yörelerinden gelmektedir. Keçiboynuzu pekmezi Akdeniz Bölgesi’nden, üzüm pekmezi Ege Bölgesi’nden, dut pekmezi ise Adıyaman ve Malatya yörelerinden gelmektedir. Son 3-4 senedir yeni yeni Eskişehir’de özellikle İnönü, Seyitgazi, Alpu ve yakın köylerinden pancar pekmezi üretimi başlamıştır. Pancar pekmezi de çok kalitelidir. Bu bakımdan pancar pekmezine de talep her geçen gün artmaktadır. Pekmezlerin vermiş olduğu şifalar ise saymakla bitmiyor. Özellikle pekmez, tereyağı veya zencefille karıştırılıp içildiği zaman öksürüğe ve nezleye iyi geliyor. Müşterilerimiz, son zamanlarda meydana gelen salgın hastalıklar sebebiyle daha çok pekmez tüketmeye başladılar” ifadelerine yer verdi.

  • 1 asırdır hurma pekmezi yapıyorlar

    1 asırdır hurma pekmezi yapıyorlar

    Köylerinde yılda 700-800 ton cennet hurması hasadı yapan vatandaşlar, satıcının beğenmediği, atık durumdaki hurmalardan pekmez yapılıyor. Beş kuşaktır bu köyde hurma pekmezi yapıldığı anlatan hurma üreticisi Hülya Dinçsoy, “Hurmaları hamken koyuyoruz. Yıkadıktan sonra kazana koyduğumuzda 5-6 saatte köpüğünü kestiriyoruz. Ertesi gün suyunu sıktığımız hurmalarımızı yine 7-8 saat kazanda kaynatıyoruz. Bu pekmezin içinde hiçbir katkı maddesi yoktur; şeker, nişasta hiçbir şey yok, sadece hurma. Bizim büyüklerimiz onlarca yıldır pekmez yapıyor. Ama bir asra yaklaşan tarihçesi daha da eski. 100 kilodan 10 kilo kadar hurma pekmezi elde ediyoruz” dedi.

    “Bilecik hurmanın anavatanı haline gelmiş durumda”

    Bilecik İl Kültür Turizm Müdürü Serkan Bircan, Bilecik’in hurmanın anavatanı haline gelmiş durumda olduğunu anlattı. Bircan, “Bilecik merkeze bağlı Başköy, Küplü ve Bekdemir köylerinde yılda 700-800 ton cennet hurması hasadı yapıldığı anlatarak, “Cennet hurması, toplanması gerçekleştirildiğinden itibaren belli aşamalardan geçiyor. Bunun 3 aşamalarından birisi şuan yanımızda bulunan pekmez yapımı. Hurmadan pekmez yapımı gerçekleştiriyoruz. Onun haricinde hurma kurusu ve yaş sebze olarak da bu anlamda hurmanın çeşitli versiyonlarının satışı gerçekleşmektedir. Hurma pekmezimizi köyümüzde yaşayan girişimci kadınların kurduğu ‘Yeşeren Doğal Ürünler’ platformu üretiyor. Girişimcilerinin hazırlamış olduğu ürünlerimiz birçok ilimize ve yurt dışına pazarlanıyor” dedi.

  • Soğuğa karşı üçlü çözüm

    Soğuğa karşı üçlü çözüm

    Soğuk havalarda vücut direncini arttırmak için ceviz, pekmez ve tahin üçlüsü ilgi görüyor. Kırşehir’de yer alan tarihi Uzun Çarşı’da baba mesleği olan aktarcılığı şehirde sürdüren Ünsal Gümüş, özellikle kış mevsiminde tahin, pekmez ve cevizin ‘atom’ enerjisi sağlayarak vücut direncini soğuklara karşı koruduğunu söyledi.

    Gümüş, “Tahin, pekmez ve ceviz karışımını biz atalarımızdan gördük. Kendimiz, soğuk havalarda iş yerinde daha sağlıklı ve rahat kalabilmek için tüketiyoruz. Vatandaşa da vücut direncini arttırmak için tavsiye ediyoruz. Tahin ve pekmeze talep çok yüksek. İnsanlar vücut direncini güçlü kılmak için bu ürünleri alıyorlar” dedi.

    Özellikle C vitamini, demir, magnezyum ve antioksidanlar bakımından zengin olan üçlünün, vücudu soğuk hava şartlarına karşı koruyarak enerji ve dayanıklılık sağladığı belirtiliyor.

  • Üzüm pekmezinin üretimi devam ediyor

    Üzüm pekmezinin üretimi devam ediyor

    Hizan ilçesine bağlı Harmandöven köyündeki vatandaşlar, dağ yamaçlarından topladıkları üzümleri imece usulüyle çalışıp pekmez yapıyor. Bağlardan toplanan üzümler, kasalarla üretim yerine getirilerek zorlu ve zahmetli bir aşamadan geçiriliyor. Bölgeye has beyaz üzüm ve siyah üzümleri önce bağlardan toplayan köylüler daha sonra havuzlarda ezerek su haline getiriyor.

    Maya olarak kullandıkları beyaz toprakla karıştırarak büyük kazanlarda yaklaşık 300 derece sıcaklıkta 4-5 saat kaynayan üzüm suyu pekmez kıvamına gelinceye kadar pişiriliyor.

    Harmandöven köyü dahil yaklaşık 15 köyde halen doğal ve geleneksel yöntemlerle yapılan üzüm pekmezi hem sofralarda yerini alıyor hem de şifa kaynağı olarak kullanılıyor. İçinde herhangi bir katkı maddesi bulunmadığı için birçok hastalığa da iyi gelen pekmez, özellikle bölgedeki vatandaşlar tarafından sıkça tercih ediliyor.

    Beyaz ve siyah üzümün pekmezini yapan köylüler, özellikle bazı hastalıklara iyi geldiği için genellikle siyah üzüm pekmezinin tercih edildiğini söylediler. Köylülerden Kahraman Yılmaz, “Bu köyümüzün geliri sadece üzümcülüktür. Üzümü manavlara satışından fazla para kazanamıyorlar ama bu üzümleri pekmez yapıyorlar. Üzümün kilosunu şu anda 15 liradan satıyorlar. Bu nedenle genellikle üzümleri pekmez yapımında kullanıyorlar. Türkiye’nin birçok ilinden sipariş alıyorlar. Özellikle de bazı hastalıklara iyi geldiği için siyah üzümün pekmezi tercih ediliyor” dedi.

  • Pekmez kazanları kaynamaya başladı

    Pekmez kazanları kaynamaya başladı

    Çekirdeksiz Sultaniye üzümlerinin kalitelisinden toplanan üzümler eski usulle evlerde yapılmasına başlandı. Toplanan üzümler küçük havuzları içerisinde yada beyaz kanaviçe çuvallara doldurularak içerisine de pekmez toprağı ilave edilerek ayaklarda iyice çiğnenerek önce suyu çıkarılıyor. Daha sonra şıra adı verilen suyu kazanlarda saatlerce kaynatılarak pekmez yapılıyor. Hazırlanan pekmezler daha sonra kış aylarında tüketilmek üzere kaplara konularak ışık görmeyen bir yerde muhafaza ediliyor.

    Sarıgöl’de bu yıl pekmezden farklı günbalı yapılmasına da ağırlık verildi. Günbalı üzüm şırasının geniş kaplara konularak güneşin altında günlerce bekletilerek yapılan bir besin türü olarak dikkat çekiyor. Pekmezden daha etkili olan günbalı özellikle astım, nefes darlığı gibi hastalıklara iyi geliyor.

    Üzüm pestili de yapılıyor

    Sarıgöl’de evlerde pekmez ve günbalı için çıkarılan üzüm suyundan pestil (üzüm köftesi) yapımına da devam ediliyor. Üzüm suyunun içerisine irmik katılarak hazırlanan kışlık yiyecek daha sonra tepsilere katılarak kendi halinde kuruması için bekletiliyor. Kıvama gelen pestiller baklava dilimleri gibi kesilerek temiz bezlerinin üzerine konularak gölge bir yerde kurutulduktan sonra kışın tüketilmek üzere kaplara konuluyor.