Etiket: pina

  • “Pinalar Marmara, Marmara pinalar için umut”

    “Pinalar Marmara, Marmara pinalar için umut”

    Yeşim Grup “Sürdürülebilirlik Ayı” etkinlikleri çerçevesinde, Marmara Denizi ve pinalarla ilgili çalışmalarıyla tanınan bir sosyal girişimci ve akademisyen olan Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi Denizcilik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Sarı ile söyleşi gerçekleştirdi.

    Söyleşinin başında, Yeşim Grup Kurumsal İletişim Direktörü Dilek Cesur, “Sürdürülebilirlik Ayı” etkinliklerinin, çalışanlar ile toplumu sürdürülebilirlik konusunda şuurlandırmayı ve olumlu değişiklikler yapmayı hedeflediğini vurgulayarak, herkesin daha güzel bir dünya ve iklim krizinin etkilerinin azaltıldığı bir gezegen için sorumluluk alması gerektiğini belirtti.

    Çevrimiçi olarak düzenlenen söyleşide Yeşim Grup Kurumsal İletişim Direktörü Dilek Cesur’un sorularını cevaplayan Prof. Dr. Mustafa Sarı, insanların Marmara Denizi’ni kirlettiğini ve bu kirlenmenin başka faktörlerle birleşmesi sonucunda müsilajın ortaya çıktığını söyledi

    Bir pina günde 150 litre deniz suyu filtreliyor

    Müsilajın önlenmesi için 2021 yılında hazırlanan Marmara Denizi Eylem Planı’na değinen Prof. Dr. Sarı, bu planın 14 maddesinin Marmara’nın atık yükünü azaltmaya yönelik olduğuna dikkat çekti. Mevcut şartlar altında Marmara Denizi çevresinde yaşayan 25 milyon kişinin atığının ancak yüzde 50’sinin arıtılabildiğini de dile getiren Prof. Dr. Sarı, “Bu yüzden denizdeki doğal arıtmaya destek olan organizmaları korumalıyız. Bir pina saatte 6 litre, bir günde ise 150 litre deniz suyunu filtreleyebiliyor” diye konuştu.
    Son yıllarda iklim krizinin etkilerinin artmasıyla Akdeniz Havzası’nda toplu pina ölümleri yaşandığını belirten Prof. Dr. Mustafa Sarı, “Marmara Denizi, korunaklı yapısıyla pinalar için güvenli bir alan oluşturuyor. Bu anlamda pinaların Marmara Denizi için, Marmara Denizi’nin de pinalar için umut olduğunu söyleyebiliriz” dedi.

    Hedef müsilajsız Marmara

    Bu çerçevede “Marmara’nın Umudu Pina” projesini hayata geçirdiklerini belirten Prof. Dr. Sarı, projenin öncelikli hedeflerinden birinin, pinalar hakkında eksik ve yanlış bilgileri düzelterek, toplumda pina bilincini artırmak olduğunu söyledi. Bunun yanı sıra, kıyılarımızdaki pina popülasyonunu belirlemek için çalışmalar yaptıklarını ve öğretmenler ile çocuklara yönelik eğitimler düzenlediklerini kaydeden Prof. Dr. Sarı, “Uzun vadede amacımız Marmara’da pinalara zarar veren tüm faaliyetleri azaltmak ve nihai olarak müsilajsız Marmara Denizi’ne ulaşmak” dedi.

    Son olarak, iklim değişikliği ile mücadelede toplum olarak daha fazla sorumluluk almanın önemine vurgu yapan Prof. Dr. Mustafa Sarı, herkesin daha iyi bir dünya için adım atması gerektiğini sözlerine ekledi.

  • Marmara Denizi’nin yeni umudu, Pina

    Marmara Denizi’nin yeni umudu, Pina

    Müsilaj dönemlerinde açıklamaları ile tanınan Prof. Dr. Mustafa Sarı, bir yumuşakça türü olan pinaların bir saatte 6 litre deniz suyunu berraklaştırdığını söylediği konuşmasında pinaların Akdeniz’de yüzde 90’nın öldüğünü şuan yaşam alanları olan İstanbul Boğazı ve Çanakkale Boğazı çevresinin önemli olduğunu söyledi. Prof. Dr. Sarı, deniz çayırlarında yaşayan pinaların yaşam alanlarının acil korunma altına alınmasını gerektiğini ifade ederek, “Marmara Bölgesi’nde 25 milyon insan harekete geçmemiz lazım. Saatte 6 litre deniz suyunu süzerek müsilaj oluşumunu engelliyor. Pinalarla birlikte deniz çayırlarını da korumamız lazım. Yer yer ölümler görsek de Marmara, pina için son sığınak” dedi.


    Balıkesir’in Erdek ilçesinde Erdek Anadolu Lisesi Konferans Salonu’nda “Marmara’nın Umudu Pina Projesi” etkinliğinin 1.si düzenlendi. Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi Denizcilik Meslek Yüksek Okulu’ndan Doç. Uğur Karadurmuş, pina sunumunun açılışını yaptı. “Pina olarak bilinen deniz canlısı 2006 yılında ortaya çıkan bir virüs nedeniyle tüm Akdeniz kıyılarında kritik düzeyde yok olma tehlikesiyle karşı karşıyadır. Akdeniz havzasında son canlı bireyler şu an Marmara Denizi’nde yüksek yoğunluklarda yaşam sürmeye devam ediyor. İlk projemizi Erdek Körfezi’nde başlatmıştık şu anda Kapıdağ’ın kuzey kesimleri ile Bandırma Körfezi’nde devam ettirdik. Amacımız Akdeniz havzasında nesli tükenmekte olan bu türün bireylerini korumak” dedi.

    Prof. Dr. Sarı pinaları anlattı

    Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi Denizcilik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Sarı, öncelikle denizin oluşumu ve denizin yapısından bahsederek konuşmasına başladı. Ardından pinalara değinen Sarı, “Pinalar Akdeniz’e endemik bir tür. Yani Cebelitarık Boğazı ile İstanbul Boğazı arası, sadece buraya ait. 50 yıl yaşıyorlar. 120 santim boya kadar ulaşıyordu. Şimdi bizim bulduklarımız en uzun 40-50 santim. O kadar uzayacak kadar fırsat bulamıyor hayvan hemen biz ona zarar veriyoruz.” dedi.

    Pinaları yeterince tanınmadığını belirten Sarı, “Ortalama bir pina saatte 6 litre deniz suyunu berraklaştırıyor. Denizlerde onlarca canlının yaşam alanı. Pinalar deniz kıyısından başlıyor, 60 metre derinliğe kadar iniyor. En yoğun bulunduğu yerler deniz çayırları” dedi.


    Prof. Dr. Mustafa Sarı, “2016 yılının sonbaharında toplu ölümler meydana gelmeye başladı. Önce geçici olay olarak düşünüldü ama 2019’a geldiğimizde Akdeniz’deki pinaların yüzde 90’ı ölmüştü. 2022 yılında ise Marmara Denizi dışındaki Akdeniz Havzasındaki pinaların hepsi öldü. Şu an yaşayanlar sadece Çanakkale Boğazı ile İstanbul Boğazı arasında. Niçin ölüyorlar? Sindirim sistemlerinde tek hücreli bir protozoa bulaştı. Daha önce bulaşmayıp şimdi bulaşmasının nedeni ise deniz suyu sıcaklığının artması ve iklim değişikliğinin etkisi. Marmara’da ölmemesinin nedeni orijinal bir ikil akıntı sistemi var. Yüzeyde Karadeniz suları, 30 metre altında ise Akdeniz suları olması Marmara Denizi’nin orijinal yapısı pinaların yaşama tutunmasına vesile oldu. Pinaların iklim değişikliği dışında da tehditleri var. Kıyı yapıları, demirleme faaliyetleri, balıkçılık, turizm gibi faaliyetler. Şu an son sığınak Marmara Denizi’nde kaldıkları için onları korumalıyız. Peki nasıl koruyacağız? Marmara’nın Umudu Projesi tam da bu sırada çıktı.

    2020 yılı sonbaharında müsilaj yeni başlamışken Erdek Körfezi’nde 100 metrekarelik alanda da pinaların tümünün öldüğünü gördük. Toplu ölümler burada da başladı diye korktuk ama ölen pinanın yanında genç bir pina çıkmış. Marmara Denizi’nde umut yeşeriyor. Bir koruma stratejisi geliştirmemiz lazım. Yeni bir yaklaşım bütün faaliyetleri sürdürülebilirlik perspektifinde bir araya getirmemiz lazım, farkındalık oluşturmamız lazım, aklımızı pinalara çevirme zamanı. Marmara Bölgesi’nde 25 milyon insan harekete geçmemiz lazım. Saatte 6 litre deniz suyunu süzerek müsilaj oluşumunu engelliyor. Pinalarla birlikte deniz çayırlarını da korumamız lazım. Yer yer ölümler görsek de Marmara, pina için son sığınak.” diyerek herkese pinaları korumaya davet etti ve dinleyicilerden gelen soruları cevaplandırdı.


    Erdek Belediye Başkanı Burhan Karışık ise pinalarla ilgili broşür bastırmayı belediye olarak üstleneceklerini belirterek her otele dağıtacaklarını söyledi.

  • Nesli tehlike altındaki ‘Pina’ Gemlik Körfezi’nde görüldü

    Nesli tehlike altındaki ‘Pina’ Gemlik Körfezi’nde görüldü

    Bursa Büyükşehir Belediyesi tarafından hazırlatılan ‘Bursa Sualtı Belgeseli’, ‘Ölüyor’ denilen Marmara Denizi’nin zengin bir biyolojik çeşitliliğe sahip olduğunu gözler önüne serdi. Saatte 6 litre suyu süzen, nesli tüm dünyada tehlike altında olan ve Dünya Doğayı Koruma Birliği’nin kırmızı listesindeki pinalara Gemlik Körfezi’nde rastlandı.

    Turizm çeşitliliğinin artırılması amacıyla Bursa’nın sahip olduğu tüm doğal zenginlikleri en iyi şekilde vitrine çıkarmaya çalışan Büyükşehir Belediyesi ile Bursa Kültür Turizm ve Tanıtma Birliği, sualtı zenginliklerini gözler önüne seren ayrıcalıklı bir projeye daha imza attı. Proje çerçevesinde Gemlik Körfezi’nden Mudanya’ya, Uluabat Gölü’nden İznik Gölü’ne, Uludağ buzul göllerinden sayısız akarsu ve şelaleye ev sahipliği yapan Bursa’nın sualtı dünyası, Sualtı Görüntüleme Yönetmeni ve Belgesel Yapımcısı Tahsin Ceylan yönetiminde MAC iletişim tarafından gün yüzüne çıkarıldı. Yaklaşık iki yıl boyunca her biri 45 dakika süren 100’den fazla dalışın gerçekleştirildiği projede, Bursa’nın su altında barındırdığı zenginlik ve biyoçeşitlilik gözler önüne serildi.

    Dünyada koruma altında

    Proje ile kamuoyunda zaman zaman ‘Ölüyor’ denilerek gündeme getirilen Marmara Denizi ve Gemlik Körfezi’nin aslında zengin bir biyoçeşitliliğe sahip olduğu belgelenmiş oldu. Ay deniz anası, yengeç, dülger balığı, üzgün balığı, kırmızı dudaklı kaya balığı, deniz salyangozu, taraklı medüz, anemon, deniz patlıcanı, havai fişek anemonu, kalamar, ıstakoz, deniz iğnesi, deniz marulu, deniz yıldızı, maviş deniz anası, istridye anemonu, barbun, izmarit, yılan yıldızı, deniz atı, vatoz, kalkan, dil balığı, karides, mamun, iskorpit, kırlangıç, mığrı, tiryaki balığı, kabuksuz deniz salyangozu ve dikenli vatoz, görüntülenen deniz canlıları arasında yer aldı. Nesli tüm dünyada tehlike altında olan, Dünya Doğayı Koruma Birliği’nin kırmızı listesinde bulunan, saatte 6 litre suyu süzen ve avlanması yasak olan Akdeniz’in en büyük kabuklularından pinalar da Gemlik Körfezi’nde görüntülendi. Pinaların varlığının Gemlik Körfezi için sevindirici olduğu belirtilirken, metrekarede 20 litre oksijen üreten deniz çayırlarının da Gemlik Körfezi’nin akciğerleri olduğu vurgulandı.

    Marmara’nın eşsiz güzellikleri

    Sualtı Görüntüleme Yönetmeni ve Belgesel Yapımcısı Tahsin Ceylan yönetiminde MAC iletişim tarafından hazırlanan, usta sinema oyuncusu ve seslendirme sanatçısı Mazlum Kiper’in seslendirdiği 14 dakikalık Bursa Sualtı Belgeseli’nin ilk gösterimi, Tayyare Kültür Merkezi’nde yapıldı. Bursa’nın Sualtı Dünyası Fotoğraf Sergisi’nin yer altığı etkinlikte ayrıca, doğa ve dalış turizmi projesinin önemli ayağını oluşturan ‘Bursa’nın Sualtı Dünyası’ isimli 196 sayfalık kitap da sualtı meraklılarına sunuldu.

    “Daha temiz deniz için çalışıyoruz”

    Bursa Sualtı Belgeseli’nin tanıtım töreninde konuşan Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş, Bursa’nın sahip olduğu güzellikleri gün yüzüne çıkarmaya çalıştıklarını, bu proje ile de sualtı zenginliklerini vitrine çıkardıklarını söyledi. Hazırlanan belgesel ve kitabın Bursa’da sualtı turizminin gelişimine katkı sunacağını dile getiren Başkan Aktaş, “Bursa’nın suyu temiz olsun. Bursa’nın doğası, iklimi iyi olsun diye ciddi yatırımlar yapıyoruz. Sadece Orhangazi, Gemlik ve İznik’te ilave 12 milyon avroluk arıtma tesisi ihalesine çıkıyoruz. Bugüne kadar Mudanya, Gemlik, Kumla ve Mustafakemalpaşa’da yapılanları söylemiyorum bile. Yani milyar dolarlara varan bir yatırım söz konusu. Bugün sualtı belgeselinde ve fotoğrafında gördüğümüz güzel manzaraların olmasının ana sebeplerinden bir tanesi de yaptığımız ve yapacağımız yatırımlar. Yaptığımız bu belgesel ve kitap çalışmasının sualtı turizmine katkı sağlamasını diliyorum ve hazırlanmasında emeği geçen herkese çok teşekkür ediyorum” dedi.

    Ölmüyor ama risk altında

    Belgeselin sunumunu yapan, ardından ‘Bursa’nın Sualtı Dünyası’ isimli kitabı imzalayan Sualtı Görüntüleme Yönetmeni ve Belgesel Yapımcısı Tahsin Ceylan ise projede Gemlik Körfezi’ndeki canlı yaşamını ve bu yaşamı olumsuz etkileyen kirliliği görüntülediklerini söyledi. Kirliliğin yanı sıra Marmara Denizi’nin geleceği açısından umut verici görüntüleri de kayda aldıklarını ifade eden Ceylan, “Çok sayıda hoşumuza giden şeyleri görüntüledik. Mesela, temizliğin indikatörü olan denizkestanelerini görüntüledik. Bütün Akdeniz ve Ege’de bir virüs nedeniyle yaşamlarını kaybederken, Gemlik Körfezi’nde onları yaşıyor görmek bize gerçekten çok büyük bir armağan. Başkanımız da söyledi, bölgede biyolojik arıtmayı artırmamız lazım. Marmara Denizi aslında ölmüyor ama böyle bir risk altında. Korumamız lazım. Kaldı ki soluğumuz havanın, oksijenin yüzde 70’i denizden geliyor. Deniz bilincini, deniz kültürünü yaymamız lazım” diye konuştu.

  • Pinaları öldüren virüs Türk kıyılarında

    Pinaları öldüren virüs Türk kıyılarında

    Akdeniz’in en büyük kabuklu canlılarından olan midye türü pinalar, sindirim sistemlerine saldıran bir virüs nedeniyle yok olma tehlikesiyle karşı karşıya. Çevre ve Şehircilik Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Emin Birpınar, denizlerin doğal temizleme mekanizması pinaların, bir parazitle başının belada olduğunu, virüsün hızla pinaları yok ettiğini söyledi.

    Akdeniz’in en büyük kabuklu canlılarından biri olan pinalar, büyük bir virüs tehlikesi yaşıyor. Çevre ve Şehircilik Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Emin Birpınar, Türkiye’nin birçok deniz ve gölünde yaptığı çekimlerle tanınan Türkiye Sualtı Sporları Federasyonu Çevre Kurulu Başkanı Tahsin Ceylan tarafından çekilen video ve görüntüleri paylaşarak, pinaların yaşadığı virüs tehdidine dikkati çekti.

    PARAZİTLE BAŞI BELADA

    Prof. Dr. Birpınar, pinanın Akdeniz’in en büyük kabuklu canlılarından biri olduğunu belirterek, “Kumluk zeminlerde saatte ortalama 6 litre su süzerek fitoplanktonlarla beslenirler. Denizlerimizin doğal temizleme mekanizmalarıdır. Sesil (bir gövde, sap vb. yapılar olmaksızın doğrudan bir yere oturma, aktif olarak yer değiştirememe) bir canlı olduğundan, kirliliğe karşı korumasız. Şimdi de bir parazitle başı belada, hızla yok oluyor” diye uyardı.

    2016’DA ORTAYA ÇIKTI

    İçinde yaşayan küçük kabuklularla simbiyotik (tamamlayıcı) ilişki içerisinde olan pinaların insanoğlunun hediyelik eşya merakı yüzünden neslinin tehlike altında olduğuna işaret eden Tahsin Ceylan ise, “Uluslararası Doğa Koruma Birliği (IUCN), pinaları öldüren virüsün, 2016 yılında ortaya çıktığını, Fransa, Malta, Tunus, Yunanistan, Türkiye ve İtalya kıyılarında çok etkin olduğunu açıkladı. Avrupa kıyılarında gelişmeye başlayan parazit, maalesef ülkemiz kıyılarında da etkisini gösterdi” dedi.

    VİRÜS SİNDİRİM SİSTEMİNE SALDIRIYOR

    Virüsün 2016’daki ilk salgının ardından İspanya’daki nüfusunun yaklaşık yüzde 99’unun ölümüne neden olduğunu ve hızla yayıldığını belirten Ceylan, “Bir haplosporidian parazit ve belki de diğer mikobakteriler, Akdeniz’in en büyük çift çenetli yumuşakçalarının hayatta kalmasını ciddi şekilde tehdit ediyor. Bazı Avrupa ülkeleri koruma amaçlı türü akvaryumlara taşıyor. Canlının sindirim sistemine saldıran virüs, türün kapanamamasına ve dış tehditlere açık hale gelmesine neden oluyor” dedi.

    YASAL KORUMA ALTINDA

    Popülasyona bulaşan parazitin canlıların hayatta kalma şansını da ortadan kaldırdığını anlatan Ceylan, “İnsanoğlunun hediyelik eşya merakı yüzünden nesilleri yıllardır tehlike altında olan pinalar, Akdeniz ve Ege Denizi’nin kumlu bölgelerinde yaşar. 60 metre derinliğe kadar sığ ve derin sularda bulunurlar. Genellikle Posidonia türü, deniz çayırlarının arasında görmek mümkün. Her türlü avcılığı 1992 yılından bu yana yasaklanmıştır” diye konuştu.

    ‘VİRÜS SU ALTINDA DA ÖLDÜRÜYOR’

    Plankton, mikroskobik canlılar ve organik besin maddelerle beslenen pinaların beslenme ve solunum amaçlı kabuklarını açtıklarını söyleyen Ceylan, “Denizlerimizin doğal temizleme mekanizmaları, çok acı bir şekilde hızla yok oluyor. Karasal alanda nasıl Covid-19 virüsüne karşı çaresiz durumdaysak, su altında da pinalar maalesef başlarına musallat olan virüs nedeniyle yaşamlarını hızla kaybediyor. Bu konuda bir çözüm üretebilme şansımız ne yazık ki yok. Virüs su altında da öldürüyor” dedi.