Etiket: Politika

  • “Ermenistan müzakereleri bozdu”

    “Ermenistan müzakereleri bozdu”

    Azerbaycan Dışişleri Bakanı Ceyhun Bayramov, 2022 yılı sonuçlarına ilişkin basın toplantısı düzenledi. Şuşa Beyannamesi’nden ileri gelen tüm alanlarda Türkiye ile ortak çalışmalar yürütüldüğünü ve yeni belgeler hazırlandığını belirten Bayramov, “Bu yıl içinde Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev Türkiye’ye 3, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ise Azerbaycan’a 2 ziyaret gerçekleştirdi. Aynı zamanda uluslararası platformlarda ikili görüşmeler gerçekleştirildi” dedi.

    “Ermenistan’nın geri adım atdığını görüyoruz”

    Azerbaycan’ın ihtilaf sonrası dönemde barış gündemine uygun olarak geçtiğimiz şubat ayında Ermenistan’a barışa ilişkin 5 temel ilke sunduğunu hatırlatan Bayramov, “Üçüncü tur müzakerelerin 23 Aralık’ta Moskova’da yapılması öngörülse de Ermenistan bu müzakereleri bozdu. Bu yıl Azerbaycan, Ermenistan ve Rusya Başbakan Yardımcıları düzeyinde ulaşım ve iletişim bağlantılarının yeniden tesis edilmesi konusunda müzakereler yapıldı. Sınırların belirlenmesi konusuna yönelik üç görüşme yapıldı. Bütün bunlara rağmen çok az ilerleme kaydedildi. Bunun nedeni Ermenistan’ın yapıcı olmayan tutumudur” dedi.

    Azerbaycan, Ermenistan aleyhinde yeni başvurularda bulunulacak

    Uluslararası Adalet Divanı ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde Azerbaycan tarafının Ermenistan aleyhindeki başvurularına yönelik tedbirler alındığını ve alınmaya devam ettiğini söyleyen Bayramov, “Aynı zamanda aralıkta Azerbaycan, Mayıs-Ağustos 2022’de Laçın kenti ile iki komşu köyü boşalttığı sırada yüzlerce konutu yakması ve yıkması nedeniyle Ermenistan’a karşı yeni bir devletler arası şikayette bulundu ve verilen zarar için tazminat ödenmesi talep ediliyor. Bu süreçlerin kendine has özellikleri var. Azerbaycan, 2023 yılı başından itibaren çevreye ve doğaya verilen zarar, aynı zamanda enerji kaynakları ve doğal kaynakların yasa dışı kullanımı nedeniyle Ermenistan aleyhinde yeni başvurularda bulunacak” diye konuştu.

    “Ermenistan’ın Zengezur koridoruyla ilgili tutumu kendisine zarar verecek”

    Azerbaycan ile İran arasında Araz Nehri üzerinde köprü inşaatına başlandığını belirten Bayramov, “Zengilan’dan Nahçıvan’a kısa bir yol olacak. Zengezur koridoru konusuyla ilgili Ermenistan’ın tutumu kendisine zarar verecek. Ermenistan bunu ne kadar çabuk anlarsa ve ulusal çıkarları doğrultusunda pragmatik adımlar atarak yükümlülüklerini yerine getirirse bu, öncelikle kendisi için o kadar iyi olur. Biz, her durumda kendi ulusal çıkarlarını gerçekleştirecek ve Ermenistan’ın yükümlülüklerini yerine getirmesini talep edeceğiz” dedi.

    “Denetim grubumuzun madenlere girmesine izin verilmedi”

    Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ile yaptığı görüşmede, Laçın yolundaki duruma ilişkin Azerbaycan tarafının tutumunu tam olarak ifade ettiğini belirten Bayramov, “Ancak denetim grubumuzun madenlere girmesine izin verilmemesi yerel nüfus tarafından düzenlenen provokasyon ile ilgili. Bu, tabi hazırlanmış bir oyundur. Azerbaycan tarafı bu konudaki tutumunu dile getirdi. Üçlü bildiriye göre, Rus barış güçleri 5 yıllık bir süre için konuşlandırıldı. Bu sürenin uzatılmasına ilişkin herhangi bir mutabakat veya sözleşme yok. Şu anda bu yönde herhangi bir görüşmeler yapılmıyor” dedi.

    “Ermeni silahlı gruplarının Karabağ’dan çekilmesini Ermenistan sağlamalıdır”

    Yasadışı Ermeni silahlı gruplarının Karabağ’dan çıkarılması konusunda Azerbaycan’ın tutumunun net olduğunu ifade eden Bayramov, “Üçlü bildiri de buna cevap veriyor. Birçok durumda Ermeni yetkililer, bunun Ermenistan Silahlı Kuvvetleri için geçerli olduğunu iddia ediyorlar. Ancak bunu bile yerine getirmediler. Birçok kanıt bunu doğruluyor. Fakat üçlü bildiride, Ermeni silahlı gruplarının Karabağ’dan çekilmesinden bahsediliyor. Barış gücü oraya konuşlandırıldığında tüm silahlı gruplar çıkarılmalıydı. Bu konuyu sürekli görüşmelerde gündeme getiriyoruz. Rusya tarafının tutumu, bunun üçlü bir bildiri olduğu ve Ermenistan’ın da buna imza attığı yönünde. Bu, Ermenistan’ın yükümlülüğüdür ve Ermeni silahlı gruplarının Karabağ’dan çekilmesini Ermenistan sağlamalıdır. Bu gerçekten Ermenistan’ın bir yükümlülüğüdür ve onlar bu yükümlülüğü ihlal ediyorlar. Buna paralel olarak bölgede gerginlik oluşturuyor” dedi.

    “Azerbaycan, Karabağ’daki etnik Ermenilerin haklarını sağlamaya hazır”

    Azerbaycan’ın Karabağ’daki Ermenilerin Azerbaycan’da yaşama hakkına sahip olduğunu en üst düzeyde ilan ettiğini vurgulayan Bayramov ,“Azerbaycan devleti onların haklarını sağlamaya hazır. Azerbaycan bu konuda adımlar attı ve atmaya da hazırdır” dedi.

    Azerbaycan ile Ermenistan arasında barış anlaşmasının imzalanması müzakerelerinde bazı rahatsız edici hususlar olduğunu kaydeden Bayramov, “Bizim tarafımızdan üç unsur var. İlk unsur, bir tasarı sunulduğunda, aniden kendi istek ve arzularınızı tasarıya dahil etmemelisiniz. Bu tasarı gerçekçi ve uluslararası hukuka dayalı olmalıdır. Bunu ileriye götürmek için bir temel olmalıdır. Azerbaycan, buna dayanarak, 5 temel ilke sundu. Kısa sürede Ermenistan, 5 temel ilkede kendileri için kabul edilemez bir ilke olmadığını itiraf etti. Bunun bir nedeni vardı. Çünkü ona ‘hayır’ demek aslında çok zordur. 5 temel ilkesi çok adildi. Bu 5 ilkeden sonra görüşmeler oldu. Bu görüşmeler sonucunda herhangi bir yeni belge kabul edilmese de, 5 temel ilkeyi daha da geliştiren anlaşmalar sağlandı. Bunlar Ermenistan tarafından kabul edilebilir görülmüştü. Ermeni tarafı bunu kendi toplumuna duyurmuştu. Müzakere sürecinde Ermenistan tarafından yapılan bazı açıklamalara baktığımızda, varılan anlaşmalardan geri adım atıldığını görüyoruz. Bunun çok zararlı bir eğilim olduğunu düşünüyoruz. Varılan mutabakatlardan geri çekilme, müzakere sürecini olumsuz etkiliyor. Bu, sürecin uzamasına da neden olacaktır” dedi.

    “Bazı sorunları yüzde yüz çözmek mümkün olmasa da bazı olumlu ve önemli adımlar atılabilir”

    Azerbaycan için kabul edilemez ikinci hususu ABD’deki görüşmeden sonra gördüklerini söyleyen Bayramov, “Azerbaycan tarafının mantığı şuydu, son 30 yılda Azerbaycan ile Ermenistan arasında hiçbir ilişki olmadı. Bu nedenle biz herhangi bir ilk adımı atmak istiyorsak, belgenin temel ilkeleri, özü ve felsefesi çok basit olmalıdır. Bununla belki bazı sorunları yüzde yüz çözmek mümkün olmasa da bazı olumlu ve önemli adımlar atılabilir. Bu nedenle Azerbaycan tarafının sunduğu tasarı çok basit ve özdü. Ermeni tarafının sunduğu tasarı, bu belgenin özünü değiştirme girişimiydi. Amaç, basit bir belgeyi çerçeve anlaşmasına dönüştürmek ve diğer anlaşmaları çerçeve belgesinin bir parçası olarak kabul ettirmektir. Buradan hareket edersek, Azerbaycan tarafı da bir takım hususları gündeme getirebilir. Bizim Ermenistan tarafına yönelik birçok iddiamız ve talebimiz var. Her şeyden memnun değiliz ve Ermenistan’a karşı taleplerimizden vazgeçmiyoruz. Ancak biz onlar ilk şart olarak ortaya koymuyoruz. Ermenistan, müzakere sürecinde görüşülen konuları kamuoyuna sızdırıyor. Bu, sosyal medya aracılığıyla yapılıyor. Birincisi, bu bilgiyi sızdırmak müzakere sürecine çok zarar verir. İkincisi ise karşı tarafın tutumunu yansıtmıyor. Bizden farklı olarak arabulucular Ermenistan’ı bu konuda açıkça suçlamıyorlar. Biz bunun çok zararlı olduğunu bildirdik. Arabulucular da bunu görüyor” dedi.

  • CHP İl Başkanı istifa etti

    CHP İl Başkanı istifa etti

    CHP Genel Merkezi’nin 22 Kasım’da il ve ilçe başkanlıklarına gönderdiği genelgede, milletvekili aday adayı olmak isteyen il ve ilçe başkanlarının istifa dilekçelerini 26 Aralık’a kadar parti genel sekreterliğine iletmeleri istenmişti. CHP Karabük İl Başkanı Abdullah Çakır da bugün basın toplantısı düzenleyerek milletvekili aday adayı olmak için görevinden istifa ettiğini açıkladı.

    İstifa öncesi konuşan Çakır, “Partimizin iktidara gelmesi noktasında 2011 yılından bu yana tüm üyelerimizle en iyisini yapmaya çalıştım. 2018 yılında uzun yıllar sonra bir milletvekili, 2019’da da Safranbolu belediye başkanlığını kazanma başarısı gösterdik. Emeği geçen herkese teşekkür ediyorum” dedi.
    Genel seçimlerde milletvekili aday adayı olmak için görevinden istifa ettiğini belirten Çakır, hedeflerinin iktidar olmak olduğunu söyledi.

  • Putin: “Müzakerelere hazırız”

    Putin: “Müzakerelere hazırız”

    Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Rus gazeteci Pavel Zarubin’in programına katılarak gündeme dair özel açıklamalarda bulundu. Ukrayna ile yaşanan savaşa dair önemli ifadeler kullanan Putin, bölgesel rakiplerinin, “böl ve yönet” stratejisi ile Rusya üzerinde planları olduklarını savundu. Batı’nın Rusya’yı parçalama hedefinde olduğunu vurgulayan Putin, “Bunu her zaman yapmaya çalışıyorlar. Ancak amacımız Rus halkını birleştirmek. Doğru yönde hareket ettiğimizi düşünüyorum. Ulusal çıkarlarımızı ve halkımızın çıkarlarını koruyoruz. Bunu yapmaktan başka çaremiz yok” ifadelerini kullandı.

    “Ayağa kalkmamız gerekiyordu”

    Ukrayna ile başlayan müzakerelerde masadan kalkan tarafın kendileri olmadığını söyleyen Putin, “Bu süreçte taraflarla kabul edilebilir konular üzerine müzakerelere hazırız. Müzakereleri reddeden biz değildik. Bu onların işi. Ama ne yazık ki karşı taraf farklı kurgular içindeydi. Sert askeri eylemlerde bulundular. Öyle ya da böyle ayağa kalkmamız gerekiyordu. Donbass bölgesinde ve Kırım’daki insanların seçimlerini savunmak zorundaydık. Her şey bununla başladı” şeklinde konuştu.

    “Patriotları yüzde 100 vuracağız”

    ABD’nin Kiev’e gönderme kararı aldığı Patriot hava savunma sistemlerinin kendileri için meşru hedef olacağını da belirten Putin, “Yüzde 100 vuracağız. Patriotlar oldukça eski sistemler” derken, Rus S-300 hava savunma sistemlerinin dahi Patriotlardan daha iyi olduğunu savundu.

  • “Türk halkı mağdura yatanı sevmez”

    “Türk halkı mağdura yatanı sevmez”

    Bir televizyon kanalının canlı yayınına konuk olan Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, gündeme dair soruları yanıtladı. Ekrem İmamoğlu ile ilgili yargı kararını değerlendiren Bakan Bozdağ, “Sayın İmamoğlu ve etrafında ona destek veren kimi siyasiler mağduru oynamayı ve mağdura yatmayı tercih ettiler. Ama bir şeyi unutuyorlar. Türk halkı mağduru sever. Mağdura dua eder, destek olur. Ama mağdura yatanı sevmez. Bunlar resmen bu karar nedeniyle mağduru oynayarak, mağdura yatarak Türk halkını aldatabileceğini düşündüler” dedi.

    “Mahkeme kararları kendi içinde de hukuksal denetime tabidir”

    Ekrem İmamoğlu ile ilgili ilk derece mahkemesinin verdiği kararın kesinleşmediğini vurgulayan Bakan Bozdağ, “Bir defa şunu açıklıkla ifade etmek lazım. Bu kararı Adalet Bakanlığıyla ya da siyasetle Sayın Cumhurbaşkanımızla irtibatlandıranlar büyük bir iftiranın içindedirler. Çok net. Çünkü yargı bağımsız ve tarafsızdır. Kararlarını da Anayasa, kanun ve hukuka bağlı bir vicdanla dosya ve delil durumuna göre takdir ederler ve mahkeme kararları bildiğiniz gibi kendi içinde de hukuksal denetime tabidir. İşte ilk derece mahkemesi bir karar verdi. Bu istinaf, istinaf karar verirse temyiz denetimine tabidir. Dolayısıyla hukuk içinde verilen kararların kesinleşmesi de kanunların öngördüğü usul ve şekilde olur ve Sayın İmamoğlu’yla hakkında verilen karar ilk derece mahkemesi kararıdır” diye konuştu.

    Adalet Bakanı olarak yargısal süreçlerle ve yargı kararlarıyla ilgili görüş bildirmeyi doğru bulmadığını ifade eden Bakan Bozdağ, şöyle konuştu:
    “Yargıtay denetimi, istinaf denetimi bunun hukukilik denetimini zaten yapacaktır. Zaten istinaf aynı zamanda vaka denetimi de yapıyor ama Yargıtay sadece hukuki bir denetim yapıyor. Dolayısıyla bu kararın hukukilik denetimi istinaf ve Yargıtay tarafından da yapılacaktır. Şu kadarını söylemekte fayda görürüm. O da şu. Şimdi yargılama niçin yapıldı? Soruşturma niçin açıldı? Ona bakmakta fayda var. Yüksek Seçim Kurulu Başkan ve üyelerine karşı kullanılan ifadeden dolayı yapıldı. Hakaret iddiasıyla soruşturma açıldı. Sonra da mahkeme Yüksek Seçim Kurulu üyelerine heyet halinde çalışan üyelerine alenen hakaret gerekçesine dayandırarak bir mahkumiyet kararı verdi. Burada kamuoyunda hiçbir şey yok mahkeme böyle bir değerlendirme yaptı havası, algısı da bir yandan oluşturuluyor. Ama mahkemenin kısa karar gerekçesine baktığınızda bu görülüyor. Öte yandan, iddianamede de bu görülüyor. Öte yandan da tabii bu süreçle ilgili herkes kendince konuşuyor.”

    “Büyük bir algı operasyonu ile karşı karşıyayız”

    Yargı kararlarını herkesin kendine göre değerlendirdiğini belirten Bakan Bozdağ, “Karar açıklandıktan sonra sanki İmamoğlu’na siyasi yasak gelmiş, belediye başkanlığından indirilmiş, karar kesinleşmiş ve ortaya büyük bir mağduriyet çıkmış gibi bir algı oluşturdular. Şimdi karar ayın 14’ünde çıktı, bugün ayın 25’i, Sayın İmamoğlu İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olarak görevinin başında mı? Devam ediyor. Bu ne zaman siyasi yasakla sonuçlanır? Yargıtay onayladıktan sonra oluşur. Şimdi sanki Yargıtay süreci yokmuş ya da bitmiş, istinaf süreci yokmuş ya da bitmiş, olay kesinleşmiş, Sayın İmamoğlu belediye başkanlığından alınmış, hapse konulmuş gibi veyahut da yarın konacakmış gibi bir büyük algı operasyonuyla karşı karşıyayız” dedi.

    “Mağdura yatarak, Türk halkını aldatabileceğini düşündüler”

    Ekrem İmamoğlu’nun bu süreçte sanki mağdur edilmiş izlenimi oluşturulmaya çalışıldığını belirten Bakan Bozdağ, şöyle konuştu:
    “Sayın İmamoğlu ve etrafında ona destek veren kimi siyasiler mağduru oynamayı ve mağdura yatmayı tercih ettiler. Ama bir şeyi unutuyorlar. Türk halkı mağduru sever. Mağdura dua eder, destek olur. Ama mağdura yatanı sevmez. Bunlar resmen bu karar nedeniyle mağduru oynayarak, mağdura yatarak Türk halkını aldatabileceğini düşündüler. Buradan kendilerince çünkü ‘çak’ derken, ‘yeni başladık’ derken, kucaklaşırken baktığınız zaman bütün bunların hepsi bu mağduriyet istismarındaki samimiyetsizlikleri de paçalarından aşağı doğru adeta akıyor. Yani mağduriyeti istismar etmeyi dahi beceremediler. Ya istismara kalktılar çok net halk gördü. O yüzden karardan sonra vatandaşın fikrinin değişmesinin biraz bir müddet sonra değişmesine baktığınızda burada görülen şey halk Sayın İmamoğlu ve etrafındakilerin mağdura oynadığını gördü. Mağdura yattığını gördü. Kendini aldatmak için bir sürü iş yaptığını gördü. Orada kırmızı kartını çıkardı; ben mağduru severim, mağdura oynayanı sevmem dedi.”

  • Türkiye’nin başarı sırrı

    Türkiye’nin başarı sırrı

    Hariciye Teşkilatı’nın temellerinin atılmasının 500’üncü yıldönümüne girecek olan Türkiye, diplomasi başarısıyla dünyanın gündeminde yer alıyor. Çoklu kriz ortamlarında gösterilen diplomasi başarısının en somut örneği ise Rusya-Ukrayna arasında yaşanan savaş oldu. Savaşın başlamasının ardından açık tutulan diyalog kanalları sayesinde İstanbul Tahıl Anlaşması hayata geçirildi. Ayrıca iki ülke arasında esir takası sağlandı. Arabuluculuk alanında öncü olan Türkiye, Birleşmiş Milletler (BM), Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) ve İslam İşbirliği Teşkilatı’nda (İİT) arabuluculuk ile ilgili dostlar/temas gruplarının aynı zamanda eş-başkanı olan tek ülke konumunda.

    Türkiye dünyanın en büyük 5’inci diplomatik ağına sahip

    Ardı ardına yaşanan bu başarıların arka planında ise Türkiye’nin geniş bir diplomatik ağa sahip olması yatıyor. İHA muhabirinin diplomatik kaynaklardan derlediği bilgilere göre, Türkiye dış politikadaki etkinlik alanını son 20 yılda açtığı 94 yeni temsilcilikle genişleterek, temsilcilik sayısını 257’ye yükseltti. Bununla birlikte Türkiye, dünyanın en büyük 5’inci diplomatik ağına sahip ülke konumuna geldi. Tüm dünyada 93 olan büyükelçilik sayısı ise toplam 146’ya ulaştı. Türkiye’nin Avrupa’da 99 temsilcilik sayısı bulunurken, Amerika’da ise 32 temsilciliği bulunuyor. Türkiye’nin Asya’da ise yurt dışı temsilciliği sayısı 73’e ulaştı.

    En çok temsilcilik Afrika’da açıldı

    Son olarak Türkiye’nin Bissau Büyükelçiliği açıldı. Afrika kıtasında 2002 yılında 14 olan yurt dışı temsilciliği sayısı, açılan 35 temsilcilikle birlikte bugün toplam 49’a yükseldi. 2000’li yılların başında 4.3 milyar dolar düzeyinde olan ticaret hacmi ise 35 milyar doları aştı. Sahra Altı Afrika’da Etiyopya ise Türkiye’nin en fazla yatırım yaptığı ülke konumunda.

  • Fuat Oktay EYT ile ilgili konuştu

    Fuat Oktay EYT ile ilgili konuştu

    Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, bir dizi ziyarette bulunmak üzere Ankara’nın Çubuk ilçesine geldi. Ziyaretinde Oktay’a AK Parti Ankara Milletvekili Emrullah İşler, AK Parti Ankara İl Başkanı Hakan Han Özcan ve Çubuk Belediye Başkanı Baki Demirbaş eşlik etti. Önce ilçedeki Camii Kebir Camisi’nde cuma namazı kılan Oktay, namazın ardından Yavuz Selim Mahallesi sakinlerinden Satı Aydın ve Eski Yavuz Selim İlköğretim Okulu Müdürü Nurettin Korkmaz’ın cenaze namazına katıldı. Ardından AK Parti İlçe Başkanlığına geçen Oktay, burada partinin teşkilat mensupları ile sohbet etti. AK Parti İlçe Başkanlığında Özcan ve Demirbaş’tan bilgi aldı.

    Cumhurbaşkanı Yardımcısı Oktay, daha sonra esnaf ziyareti gerçekleştirdi. Fırın, emlak, araç kiralama, çay evi, elektrikçi, mobilya üzerine faaliyet gösteren dükkanlara girerek Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın selamını iletti. Vatandaşların öneri, görüş ve fikirlerini dinleyen Oktay, onlardan bir istekleri olup olmadığını sorarak, sorunlarını ve şikayetlerini not aldı. Vatandaşlardan ve esnaftan sıklıkla duyduğu Çubuk Metrosu sorunu ile ilgili olarak, “Ankara Büyükşehir Belediyesi görevi olan bu metroyu yapmazsa bize Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı olarak el atarız bu olaya” ifadelerini kullanan Oktay, bir çay ocağında Çubuklularla sohbet etti. Oktay, esnaf ziyaretinden sonra AK Parti Çubuk İlçe Başkanlığı tarafından düzenlenen ‘Vatandaş Buluşması’na katıldı.

    “Emeklilikte yaşa takılanlar (EYT) ile ilgili sorunu da 1-2 hafta içerisinde çözeceğiz.”

    Oktay burada yaptığı konuşmada, 20 yıldır söyledikleri sözlerin arkasında durduklarını belirterek, “Her gün bir başka şehirde, sayısız yatırımı milletimize kazandırıyor muyuz? Kazandırıyoruz. Bir gün turizmde bir gün ihracatta cumhuriyet tarihinin rekorlarını kırıyoruz. Mega projelerle Ankara’mız dahil tüm şehirlerimizin üretimini dünyaya açtık. Asgari ücrete 6 ay önce yaptığımız artıştan sonra dün yüzde 55 gibi rekor bir artış daha yaptık. Artış oranı 2022 yılı ocak ayına göre kıyasladığımızda yüzde 100 artış yapmış olduk. Emeklilikte yaşa takılanlar ile ilgili sorunu da söz verdiğimiz gibi yıl bitmeden 1-2 hafta içerisinde çözüme kavuşturacağız.” dedi.

  • 20 büyük şehirde ‘NARKO-ALAN’ projesi

    20 büyük şehirde ‘NARKO-ALAN’ projesi

    İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile Gençlik ve Spor Bakanı Mehmet Muharrem Kasapoğlu, Emniyet Genel Müdürlüğü Polis Müzesi’nde gerçekleştirilen ‘Bağımlılıkla Mücadele İş Birliği Protokol’ imza törenine katıldı. Törende konuşan Bakan Soylu, Avrupa’da uyuşturucu tüketiminin artmasının Türkiye’yi de olumsuz etkilediğini belirterek, “Uyuşturucu bizim düşmanımızdır, biz buna teslim olmayacağız. Biz bu mücadeleyi büyük küçük demeden hep birlikte yürütüyoruz. Dünyaya göre coğrafi konumumuz sebebiyle çok yüksek bir arz baskısı altındayız. PKK terör örgütünün uyuşturucu ağı bir yandan, Afganistan’daki Amerika’nın işgalinden sonra 17 bin hektar olan afyon ekim tarlalarının 300 bin hektara yükselmesi bir yandan, Avrupa’da sentetik uyuşturucu üretiminin artması ve doğuya sevk edilmesi bir yandan, içeride uyuşturucu üretilmemesine rağmen bizi ciddi bir arz baskısı altına sokmaktadır” dedi.

    “Bütün dünyanın örnek aldığı ‘ASENA’ uygulamasını yaptık”

    Geliştirilen ‘ASENA’ programı ile 5 binden fazla yakalama yaptıklarını söyleyen Bakan Soylu, “Narkotik Daire Başkanlığımız, ‘ASENA’ diye bütün dünyanın örnek aldığı bir program yaptı. Bu programla 1 buçuk senede hiçbir ihbar almadan 5 bin 500 yakalama yaptık. Yapay zeka ile milyonlarca veriyi bir araya getiriyor, kimin ne için nerede olmaması gerektiğini tespit ediyor ve tespit ettiğinin yüzde 45’inde uyuşturucu buluyoruz. Bu büyük bir başarıdır” diye konuştu.

    “İstanbul’da şu anda hala 7 mahalle kapalıdır”

    Bazı mahallelerin denetim altında tutulduğunu ifade eden Bakan Soylu, “Şu anda 20 büyük şehirde ‘NARKO-ALAN’ projesi uyguluyoruz. Mahalleyi tamamen kapatıyoruz. Bir terör olayıyla ilgili nasıl bir kapama yapıyorsak mahalleyle ilgili de böyle bir kapama yapıyoruz. İstanbul’da şu anda hala 7 mahalle kapalıdır. Polisin denetiminde girip çıkılan mahalleleri, ta ki en nihayetinde temizlene kadar. Biz ilk önce ‘Mahalleliler bu konuya reaksiyon gösterirler mi?’ diye düşündük ama daha çok sevindiler. ‘Yeter ki bu meselenin üzerinde durun, biz buna razıyız.’ Türkiye’nin 20 ilinde bu proje aynı şekilde devam ediyor” dedi.

    “İlk kez uyuşturucu imal ve ticaretine karışanların sayısında düşüş trendi var”

    Gerçekleştirilen başarılı çalışmalar sayesinde uyuşturucuya karışanlarda azalma olduğunu dile getiren Bakan Soylu, “İlk kez uyuşturucu imal ve ticaretine karışanların sayısı 2018 yılında 19 bindi ve o zamana kadar da artıyordu. 2019’dan itibaren de bir düşüş trendi var, şu anda 14 bin. Yani sahayı baskılayarak daha fazla operasyon yapmamıza rağmen imal ve ticaret yapanların sayısı azalmaktadır. Bahsettiğim yıllardaki operasyon sayısı 85-90 bin, bu yıl yaptığımız operasyon 230-240 bin civarıdır. Yani operasyonları üç kat artırmamıza rağmen imal ve ticaret yapanların sayısı azalmaktadır” değerlendirmesinde bulundu.
    Programın ardından Bakan Soylu ile Bakan Kasapoğlu, iki bakanlık arasındaki işbirliği protokolünü imzaladı. Program, hatıra fotoğrafının çektirilmesinin ardından sona erdi.

  • “Bu felaketlerden ders alınması lazım”

    “Bu felaketlerden ders alınması lazım”

    CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, bir dizi programa katılmak üzere dün akşam Antalya’ya geldi. Kılıçdaroğlu’nun bugün ilk durağı geçtiğimiz hafta sel felaketinin yaşandığı Kumluca ilçesi oldu. İlçede örtü altı üretim yapan çiftçilerle bir araya gelen Kılıçdaroğlu, mağdur olan çiftçileri ziyaret etti. Kılıçdaroğlu’na Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek, CHP’li Antalya milletvekilleri ve partililer de eşlik etti. Ziyarette bazı çiftçiler 30 yıldır bu şekilde bir doğal afet yaşamadıklarını belirterek, kendilerine yardım eli uzatılmasını talep etti.

    Su baskını yaşanan Kültür Parkı’nda da çalışmalar hakkında bilgi alan Kılıçdaroğlu, esnafa ve vatandaşlara “geçmiş olsun” dileğinde bulundu. Gazetecilere açıklamalarda bulunan Kılıçdaroğlu, daha önce de Kumluca’da benzer felaketlerin yaşandığını hatırlatarak, “Kumluca tarım konusunda kritik bölgelerden biri. Buranın sürekli üretmesi lazım. Burası ürettiği zaman hem Kumluca hem Türkiye kazanıyor” dedi.

    “Bu yağmurla, selle gelen milin bir yerde tutulması lazım”

    Sel felaketlerinin önlenmesi için süratle gölet yapılması gerektiğini söyleyen Kılıçdaroğlu, “Sorun, bu göletlerin bugüne kadar yapılmamış olması. Süratle yapılması lazım. Yağmur Allah’ın hikmeti, yağacak. Bu yağmurla, selle gelen milin bir yerde tutulması lazım. Uzmanlar ‘şu alanlara gölet yapılması gerektiğini’ söylüyor, yapılmadığı takdirde bu tür felaketler ortaya çıkıyor. Biz de takipçisi olacağız. Bu göletleri niçin yapmadılar? Çok büyük para değil. Baraj yapmıyorsunuz, gölet yapıyorsunuz. Bu göletler yapılırsa bir dahaki yağışlar daha az hasarla atlatılacak” diye konuştu.

    Felaketlerden ders alınması gerektiğini sözlerine ekleyen Kılıçdaroğlu, “Burası cennet gibi bir yer, bereketli toprakları var. İnsanlar ekiyorlar, biçiyorlar. Para kazansın istiyoruz. Çiftçinin, üreticinin kazanması lazım. Dünya iklim değişikliğini dile getiriyor. BM’nin raporları var. Sağlıklı, iyi düşünen bir hükümet bu felaketleri önceden görür ve ona göre önlemini alır. Bir felaket yaşandığı zaman da en az zayiatla onu gidermeye çalışır. İnşallah onlar olacak” ifadelerini kullandı.

    “Birileri kavga ediyor, siz hiç endişe etmeyin”

    Kılıçdaroğlu, konuşmasının ardından Finike ilçesine geçerek, burada kendisini bekleyenler ile bir araya geldi. Vatandaşlarla fotoğraf çektiren Kılıçdaroğlu, belediye balkonundan seslendiği vatandaşlara, “Biz kendi ülkemizde huzur içerisinde yaşamak istiyoruz. Bunu başarmanın yolu sizden alacağımız destek. Beraber ve birlikte yaşamak istiyoruz. Birileri kavga ediyor, siz hiç endişe etmeyin, onu emekli etmeye söz verdim” dedi.

  • “Asgari ücreti yarın açıklayacağız”

    “Asgari ücreti yarın açıklayacağız”

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, asgari ücretle ilgili gazetecilerin sorularını cevapladı. Erdoğan açıklamasında, “Bakanımla İşveren Sendikası Başkanı oturur konuşur, değerlendirme yaparız. İnşallah hayırlı bir adım atarız. İnşallah hayırlısıyla neticeye varırız. Herkesin her söylediğiyle adım atacak halimiz yok. Bizim sırtımızda küfe var. Sırtında küfe olmayanlar rahat konuşuyor. Hepsini düşüneceğiz. Eğitim, sağlık, adalet, altyapı, bunlar bir şeyle yapılacak değil mi? Sırtında küfe olmayanlar bol bol atıp tutuyor“ dedi.

  • “Nükleer silah üretme peşinde değiliz”

    “Nükleer silah üretme peşinde değiliz”

    İran’ın başkenti Tahran’da 3’üncü Uluslararası Tahran Diyalog Forumu (TDF) düzenlendi. Ana konusunun “İran’ın komşu ülkeler ile politikası ve dostluk ve güven oluşturmaya yönelik bir yaklaşım” olan forumda İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan ve İran Dış İlişkiler Stratejik Konseyi Başkanı Kemal Harazi konuşma gerçekleştirdi. İran’ın nükleer faaliyetine değinen Harazi, “Nükleer silah üretme peşinde değiliz. Dışişleri Bakanı olduğum zamanlarda bazı Arap ülkelerinin temsilcileri bize yapabilecek gücümüz varken neden silah üretmiyorsunuz diye sormuşlardı. Eğer İran nükleer silah üretirse bölgede silahlanma yarışı doğar. Ancak biz nükleer silahlardan arındırılmış bir bölge istiyoruz” dedi.

    “İran, Nükleer anlaşmadaki taahhütlerine dönmeye hazır”

    Nükleer müzakerelere ilişkin de konuşan Harazi, “Nükleer müzakereler ile ilgili birçok sorun çözüldü. İran anlaşmadaki taahhütlerine geri dönmeye hazır. Şimdi tek sorun anlaşmanın korunması ve geçmiş meseleler. Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA) heyetinin İran’a gerçekleştirdiği ziyarette bu sorunun çözülmesini temenni ediyoruz” ifadelerini kullandı. İran’ın her zaman bölge ülkeler ile olan diyaloğu iyi bir şekilde karşıladığını söyleyen Harazi, “Bölgemizin diyaloğa ihtiyacı var. Diyaloğu her zaman memnuniyetle karşıladık ve ayrıca hiçbir zaman başka bir ülkeyi işgal etmedik. Bu yeni bir şey değil. İran 200 yıl öncesinden bu yana hiçbir ülkeyi işgal etmedi ve haklarını savunmak isteyen ülkelere yardım etmede ki acelemiz doğal bir davranıştır” açıklamasında bulundu

    “Ukrayna savaşına başından beri karşıydık”

    Konuşmasında Rusya ile Ukrayna arasında devam eden savaşa da değinen Harazi, “Ukrayna’daki savaşa başından beri karşıydık ancak Batılı ülkelerin Rusya’yı Ukrayna’daki savaşa doğru sürüklediğini görüyoruz. NATO’yu Rusya’nın sınırlarına doğru kaydırma girişimi çok provokatifti. Batılılar büyük bir titizlikle Rusya’yı böyle bir savaşın içine sokmaya çalıştılar” dedi.

    “İran, bölgede ve dünyada terörle mücadelede ön saflarda yer aldı”

    İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan, gerçekleştirdiği konuşmada Tahran Diyalog Forumu’nun bir anlayış atmosferi için oluşturulduğunu belirterek, “3’üncü Uluslararası Tahran Diyalog Forumu, diyalog, fikir paylaşımı ve anlayış ortamı sağlamak için oluşturulmuştur. İran, bölgede ve dünyada her türlü teröre karşı mücadelede her zaman ön saflarda yer almıştır. Burada ABD’nin Kasım Süleymani ve Mehdi el-Mühendis’e yönelik gerçekleştirdiği suikastı da hatırlatmalıyım. Siyonist rejim, insan hakları savunucularının sessizliğinde zalim politikalarına devam ediyor” sözlerine yer verdi.

    “Ukrayna Savaşı’nda taraf tutmuyoruz”

    Emir Abdullahiyan da Ukrayna’da devam eden savaşa ilişkin İran’ın taraf tutmadığını söyleyerek, “İran’ın Ukrayna meselesine ilişkin politikası en başından beri sorunun siyasi yollarla çözülmesiydi. Biz taraf tutmuyoruz. Savaşın başından itibaren tarafların meşru güvenlik kaygılarının dikkate alınması ve sorunların diyalog yoluyla çözülmesi gerektiğini vurguladık. Öte yandan, tek boyutlu bir bakış açısının bu soruna bir çare olmadığına inanıyoruz. Bugün Avrupa, ABD’nin politikalarının bedelini ödüyor. Teröristlere ev sahipliği yapan ve şiddete teşvik eden ülkeler, terörizmin küresel bir sorun olduğunu unutmamalıdır. Camdan yapılmış bir evde otururken başkalarına taş atıp da kendine zarar vermemek imkansız” dedi. Bakan Abdullahiyan ayrıca nükleer müzakerelerde ABD’nin rolü ile ilgili de, “ABD, nükleer anlaşmadaki ikiyüzlü politikasını durdurmalı ve anlaşmaya geri dönmelidir” ifadelerini kullandı.