Etiket: proje

  • Bursa’da proje için yıkılan bina toz bulutuna döndü

    Bursa’da proje için yıkılan bina toz bulutuna döndü

    Bursa’da Deprem yatak projesi için kentsel dönüşüme giren bina yıkıldı. Yıkılan 5 katlı binanın zemin ve üçüncü katına yerleştirilen çelik konstrüksiyonlu yatak 2 gün içerisinde enkazdan çıkarılacak. İçerisinde cansız manken bulunan çelik konstrüksiyonların dayanıklılığı İstanbul Teknik Üniversitesi’nden gelen Prof. Dr. Ercan Yüksel, Doç. Dr. Barlas Özden Çağlayan ve Mekanik Bölüm Başkan Yardımcısı Doç. Dr. Murat Yılmaz tarafından raporlanarak kamuoyuna sunulacak.

    “Pratik bir şekilde insan hayatını kurtarabilecek bir proje hazırladık”
    Projenin hızlı bir şekilde insan hayatını kurtarmayı hedeflediğini söyleyen Deprem Yatak Proje Yöneticisi İnan Keser, “Deprem Yatak projesi ülkemizin başındaki en büyük bela olan depremle mücadele ediyor. Bende bir inşaatım mühendisi olarak bu konuda ihtisasım olan çelik konstrüksiyonla bir mühendislik yapısı geliştirdim. Bununla ilgili bir vazife üstlendim. Bu konuda daha önce testlerimizi ve statik hesaplarımızı yaptık. Çeşitli mühendislik modellemeleri ve yükleme versiyonları yaptık. Biraz spesifik bir konu ama toplum açısından zaman kazanmak açısından kapıdaki bir depreme hazırlıklı olamadığımız için ve ne ülke ne de vatandaşın ekonomik olarak bu konuda gücü olmadığı için bizim bir an önce pratik bir şekilde insan hayatını kurtarabilecek bir proje hazırladık. Dolayısıyla bu konudaki çalışmamı bu mantığın üzerine kurdum. Daha önceki testlerimizi bitirdikten sonra da bunun insan hayatı ve kamuyu ilgilendiren çok önemli bir proje olduğu için ve taşıdığım diplomanın önemini de göz önünde bulundurarak İstanbul Teknik Üniversitesi(İTÜ)’deki hocalarımız eşliğinde gerçek bir test yapmanın gerekli olduğuna inandık. Başarılı olacağını ön görüyoruz ancak bu testi bu şekilde organize etme gerekliliği doğdu o yüzden buradayız” şeklinde konuştu.

    Rapor kamuoyu ile paylaşılacak
    Projenin testi sonrası İTÜ’den gelen akademisyenler tarafından raporlanacağını belirten Keser, “Bu binalar kentsel dönüşüme girdi. Biz de 5 katlı bir binada bu testi yapmamız gerektiğini düşündük. Bir konstrüksiyonumuzu zemin diğer konstrüksiyonumuzu ise üçüncü kata yerleştirdik. Bu deney şartlarını hocalarımız bize önerdi. Binayı yıkacağız ve konstrüksiyonlarımızın dayanıklılığını hep beraber göreceğiz. Raporlarını hocalarımız bize verdikten sonra kamuoyu ile beraber paylaşacağız” dedi.

    Patenti alındı
    Projenin bir sosyal sorumluluk projesi olduğunu ifade eden Keser, “Patentimizi aldık, daha önce bir patent başvurusu olmamış. Dünya çapında bir araştırma yaptık. Patent ön olurumuzu aldık, zaten bu doğrultuda hareket ediyoruz. Bu bir sosyal sorumluluk projesi, bu anlamda biz yerel yönetim, kamuoyu ve devletimizle beraber bu büyük sorumlulukla birlikte hareket etmeyi düşünüyoruz. Burada önemli olan şey insan hayatını kurtarmak. Biz bu hedefe ulaşabilirsek hedefimize ulaşmış olacağız” dedi.

    “İçerisinde kalan kişinin 2 hafta boyunca yaşayabileceği lojistik alan var”
    Deprem anında içerisine giren kişinin 2 hafta boyunca yaşayabileceği lojistik alan olduğunu söyleyen Keser, “Her evde mutlaka 2 kişilik yatak yeri vardır. Aynı zamanda bunun tek kişilik, çocuklar için olanı da var. Her evde 2 kişilik bir yatak bulunduğu için bunu her eve kurmamız mümkün. Modüler bir sistem, en büyük parça ağırlığı 28 kilogram. Bunu manuel olarak taşıyıp monte edebiliyoruz. Kişi taşındığı zaman yeni evine tekrar kurabiliyor. Bu anlamda birçok yönden ideal bir sistem olarak tasarladık. Sadece mühendislik açısından değil, kullanım, ergonomi açısından da kullanışlı bir sistem. İçerisinde kalan kişinin 2 hafta boyunca yaşayabileceği lojistik alan var. Aynı zamanda hipodermi uyku tulumları gibi donanımlarla darbe emici matlar koyarak kişinin yaralanmasını engelleyecek şekilde birçok donanımla besledik. Dolayısıyla bu sistemin yatak olarak tasarlanması zamanda konstrüksiyon olarak ta ideal çalışan bir model. Her eve kurulabiliyor, çok kısa sürede çok sayıda insana sunabileceğimiz yarı teknolojik seri üretimle üretebileceğimiz bir model. Dolayısıyla bir an önce hareket etmemiz gerektiğini düşünüyorum. Testlerimizden sonra üretim çalışmalarımızı en hızlı bir şekilde devam ettireceğiz. İTÜ’den Prof. Dr. Ercan Yüksel, Doç. Dr. Barlas Özden Çağlayan ve Mekanik Bölüm Başkan Yardımcısı Doç. Dr. Murat Yılmaz hocalarımız bu deneyin gözlemcileri ve rapor sorumluları olarak buradalar ve kendi gözlemlerini yaptılar” şeklinde konuştu.

    Fiyatı 100 ila 150 bin lira arasında seyrediyor
    Maliyet analizi yapılmadığını fakat fiyatının 100 ila 150 bin lira arasında seyredeceğini belirten Keser, “Tam anlamıyla bir maliyet analizi yapmadık. 100 ila 150 bin lira arası montajı, nakliyesi, mobilyası, iç donanımları ve KDV dahil bu fiyatlara yapabileceğimizi ön görebiliyoruz. Bu fiyatlar da bize göre çok yüksek. Çünkü bu projenin asıl amacı ekonomik yönden dezavantajlı olan gerçekten risk altındaki insanlar ve onların alım gücü önemli. Bizim baz aldığımız nokta burası. Bu konuda vergiler konusunda bakanlıklarımız ile görüşmek gerektiğini düşünüyorum. Onun haricinde uluslararası kuruluşlardan hibe fon bularak bu işlerin maliyetini düşürerek kamu bankaları vasıtalarıyla düşük faizli uzun vadeli kredilerle desteklenmesi gerektiğine inanıyoruz. Bu konular da testten sonra ilk çalışacağımız konulardan birisi” dedi.

  • Gemlik Belediyesi’nden 2 bin öğrenciye kırtasiye desteği

    Gemlik Belediyesi’nden 2 bin öğrenciye kırtasiye desteği

    Gemlik ilçesinde eğitim öğretime başlayacak 2 bin birinci sınıf öğrencisine, 28 Ağustos Pazartesi günü kırtasiye seti dağıtımı yapılacak. 14 parçadan oluşan okul çantasının içinde suluk, güzel yazı defteri, matematik ve resim defterleri, kuru boya, pastel boya, kalem kutusu, kalemler, kalemtraş, dosya, makas, suluk ve beslenme çantası bulunurken, piyasa değeri yüzlerce lirayı aşan bu malzemelerin Gemlik Belediyesi tarafından temin edilmesi vatandaşlara ekonomik olarak katkı sunuyor.


    Üstlerinde herhangi bir amblem veya logo bulunmayan çantalar, hem öğrenciler hem de veliler tarafından beğeni ile karşılanıyor. Gemlik Belediye Başkanı Mehmet Uğur Sertaslan, eğitime her zaman katkı vermeye devam ettiklerini ifade etti. Çanta dağıtımını dört yıldır sürdürdüklerini belirten Başkan Sertaslan, “Gemlik’te dört yıldır sürdürdüğümüz projemize bu yılda devam edeceğiz. Eğitim hayatına ilk kez başlayan birinci sınıf öğrencilerine içerisinde o yılda ihtiyaçları olacak malzemeleri barındıran çanta dağıtacağız. Bu yıl 2 bin öğrencimize çantalarımızı ulaştıracağız. Bu projedeki amacımız hayatlarının ilk resmi gününe öğrencilerimizin eşit ve mutlu bir şekilde başlamasıdır” ifadelerini kullandı.

  • BUÜ’lü akademisyenin projesi “fıtık” oluşumunu engelleyecek

    BUÜ’lü akademisyenin projesi “fıtık” oluşumunu engelleyecek

    Prof. Dr. Esra Karaca’nın 2023 yılı Araştırma Üniversiteleri Destek Programı (ADEP) “Akıllı ve Yenilikçi Malzeme” çağrı alanı çerçevesinde yürütücüsü olduğu “Fıtık Oluşumunu ve Cerrahi Adezyonu Önleyici Yerli Kompozit Mesh Tasarımı Üretimi ve Karakterizasyonu” başlıklı proje, YÖK tarafından destek almayı başardı. BUÜ bünyesinde multidisipliner bir çalışma olarak yürütülecek proje ekibinde; Prof. Dr. Sunay Ömeroğlu, Prof. Dr. Bilgen Osman, Prof. Dr. R. Gözde Özalp, Doç. Dr. Özgen Işık ve doktora öğrencisi Araş. Gör. Cansu Aras Gül yer alıyor.

    Fıtık onarımının dünya çapında en yaygın cerrahi prosedürlerin başında geldiğine işaret eden Prof. Dr. Esra Karaca, her yıl yaklaşık 20 milyon hastanın fıtık gelişimine bağlı olarak ameliyat edildiğini açıkladı. Karın duvarında oluşan defektin, mesh adı verilen bir tıbbi tekstil materyali implante edilerek onarılmasının da bu alanda yapılan en yaygın cerrahi müdahalelerden birisi olduğunu söyleyen Prof. Dr. Esra Karaca, “Bununla beraber, kullanılan meshler ciddi adezyonlara neden olmaktadır.

    Daha önce fıtık ameliyatı olmuş hastaların yüzde 90’ından fazlasının ameliyat sonrası adezyon semptomları gösterdiği tespit edilmiştir. Adezyonlar ise kronik karın ağrılarına ve iç organlarda ölümcül tıkanıklıklara yol açabilmektedir. Yeni ürünler denenmesine rağmen, post-operatif adezyon henüz başarıyla önlenememiştir. BUÜ Tıp Fakültesi Hastanesi’nden Türkiye ile ilgili bir projeksiyon yapılarak, ülkemizde bir yılda kullanılan fıtık mesh sayısının 100 bin civarında olduğu sonucuna varılmıştır. Bu nedenle; proje çerçevesinde geliştirilecek başarılı bir kompozit meshin, yurt dışından mesh ithalatını önemli oranda azaltacağı öngörülmektedir” açıklamasında bulundu.


    Karaca ayrıca projede, karın fıtıklarının onarımında kullanılmak üzere çörek otu yağı içeren anti-adezyon özellikli nanolifli yüzey ile takviyelendirilmiş PP örme mesh yapıların geliştirilmesi ve kompozit meshlerin fıtık onarımı ve adezyon önleme performansının in vitro ve in vivo çalışmalarıyla değerlendirilmesini hedeflediklerini de sözlerine ekledi.

  • Gençler için bir tesis de Gürsu Yenidoğan’a

    Gençler için bir tesis de Gürsu Yenidoğan’a

    Bursa’nın sporda da marka kent olması, yeni neslin daha birikimli, donanımlı ve sporcu olması hedefiyle eğitim kurumlarına spor salonları, amatör kulüplere saha ve tesis binaları, her branşa özel spor tesisleri kazandıran Bursa Büyükşehir Belediyesi, bu alandaki tesisleşme yatırımlarına bir yenisini daha ekliyor. Gürsu’nun Yenidoğan Mahallesi’nde gençlere yönelik aktivite alanı ihtiyacının giderilmesi amacıyla Büyükşehir Belediyesi devreye girdi. Gürsu Belediyesi tarafından tahsis edilen alanda iki katlı planlanan Gençlik ve Spor Merkezi’nin zemin katında özellikle güreş branşına ilgi duyan sporcular için 2 adet standart güreş müsabakası yapılacak ölçülerde spor salonu, duşlar, wc ve antrenörlerin kullanımı için idari birimler, üst katında ise kitap okumaya ve her türlü bilgiye ulaşabilecekleri kütüphane, sesli okuma salonu ve kafeteryası ve idari birimler bulunacak.


    Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş, Gürsu Belediye Başkanı Mustafa Işık ve AK Parti Gürsu İlçe Başkanı Erkan Şekeroğlu ile birlikte Yenidoğan Mahallesi Gençlik ve Spor Merkezi’nin yapılacağı alanı inceledi. Bursa’nın 17 ilçesi ve 1060 mahallesinde Büyükşehir Belediyesi yatırmalarının birçok alanda hızla devam ettiğini söyleyen Başkan Alinur Aktaş, Gürsu’nun her geçen gün gelişen, güzelleşen ve merkezle bütünleşen bir ilçe olduğunu belirtti. Gürsu’nun yoğun bir genç nüfusa da sahip olduğunu ifade eden Başkan Aktaş, “Gençler bizim özelimiz. Ana kucaklarından üniversite hazırlık kurslarına, Burskoop uygulamalarından staj imkanlarına kadar gençlerimizi farklı imkanlarla buluşturmaya çalışıyoruz. Özellikle gençlik merkezleri ve millet kıraathaneleri noktasında iddialı şehirlerden biriyiz. Gençlik projelerimizle Cumhurbaşkanımızın elinden ödül almak da biziler için son derece büyük bir mutluluk” dedi.


    Gürsu’nun Yenidoğan Mahallesi’nde gençlerimize hizmet edecek olan tesiste, çocukların ders çalışma, sınavlara hazırlanma ve farklı spor dallarıyla buluşma imkanı bulacağını anlatan Başkan Aktaş, “Burası ücretsiz bir şekilde yılın 12 ayı 365 günü hizmet veren bir alan haline dönüşecek. İnşaatını bizim yapacağımız ve Gürsu Belediyesi’nin işleteceği merkez, bölgeye adeta ışık saçacaktır. Şubat 2024’te bitirmeyi planladığımız merkezimizde, gençlerimizin buluşabileceği, yeteneklerini geliştirebileceği, ders çalışabileceği, kitap okuyabileceği, spor yapabileceği ve sosyal etkileşimlerini artırabileceği bir ortam olacak. Özellikle güreş branşının bölgede ilgi gördüğünü biliyoruz. 2 adet 12×12 metre standart güreş müsabakası yapılacak ölçülerde spor salonu bulunacak. Bursa Büyükşehir Belediyesi olarak sosyal belediyecilik vizyonu çerçevesinde vatandaşlarımıza hizmet etmenin heyecanı içerisindeyiz. Tesisimiz şimdiden hayırlı uğurlu olsun” diye konuştu.

    Gürsu Belediye Başkanı Mustafa Işık, Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş’a teşekkür ederek, “Zafer, İstiklal ve Kurtuluş mahallerine gençlik merkezleri kazandırmıştık. Şimdi de Büyükşehir Belediyesi’nin destekleriyle Yenidoğan’a bu tesisi kazandırıyoruz. Genç neslin yoğun yaşadığı bu bölgedeki gençlik merkezini önemsiyoruz. Projede emeği geçen herkese teşekkür ediyorum” dedi.

  • BTÜ’den “Yara Örtüsü’ projesi

    BTÜ’den “Yara Örtüsü’ projesi

    Projede travmatik ve cerrahi ciddi doku hasarlarının tedavisi için hücre kültüründen hücresizleştirme yoluyla elde edilen hücre dışı matriks (ECM) katkılı, hemostatik (kanama durudurucu) özellikli multifonksiyonel katmanlı biyoaktif yara örtülerinin geliştirilmesinin planlanmakta olduğunu söyleyen Doç. Dr. Gökçe Taner yara bakımı için bugüne dek çok çeşitli malzemeler geliştirildiğini ancak gazlı bez, pamuk ve polimer bandajları içeren geleneksel yara örtülerinin etkili hemostatik etkiye sahip olmadığını dile getirdi. Klinikte ciddi yaralarda öncelikle kan kaybının önlenmesi için kanamanın olabildiğince hızlı bir şekilde durdurulması gerektiğinin altını çizen Doç. Dr. Taner klasik yara örtülerinin yara yüzeyinde nemli bir ortam sağlayamadığına, çıkarılmaları sırasında yeni oluşan dokuya zarar verebildiklerine ve bakteriyel enfeksiyonu önleyemediklerine vurgu yaptı.

    Yaralanmalar, kopmalar, parçalanmalar, kesikler, cerrahi veya spontan girişimler neticesinde oluşan majör ve minör kanamaların durdurulmasında ve vücudun kendi başına yetersiz kaldığı durumlarda hemostatik ajanların kullanılması gerekmektedir diyen Doç. Dr. Taner “Bu aşamada uygun yara örtüleri de kan pıhtılaşmasına yardımcı olabilir. Ancak, bu yapıların tasarımları hem farklı biyolojik süreçleri hedeflemektedir hem de içerdikleri aşırı bileşenlere rağmen yetersiz aktiviteleri, yüksek maliyet ve potansiyel toksisiteleri gibi dezavantajları kliniğe yönelik dönüşümlerini sınırlandırıyor. Kronik ve ciddi yaraların iyileşmesi için, öncelikle kanamayı hızlı durdurabilen, hücre davranışını, inflamasyon ve damarların yeniden oluşumu dâhil olmak üzere yara mikroçevresindeki biyolojik aktiviteleri güçlü bir şekilde modüle edebilen ve ciltteki karmaşık ancak düzenli süreci devam ettirmek için bakteriyel enfeksiyonu ortadan kaldırabilen çok yönlü bir pansuman malzemesini hassas bir şekilde tasarlamak çok önemli. Bu projede hedefimiz özgün bir yaklaşımla mevcut hemostatik malzemelerin ve yara örtülerinin üstün özelliklerini birleştiren, klinikteki tüm ihtiyacı ele alacak iki katmanlı biyoaktifbiyopolimerlerin geliştirilmesidir” şeklinde konuştu.

    “Projemiz ilk yerli çalışmamız olacak”

    Proje çerçevesinde geliştirilecek olan çok fonksiyonlu biyoaktif ürünün de özellikle büyük cerrahi vakalarda hem kanama problemlerine yenilikçi bir bakış açısı getiren hem de etkili doku rejenerasyonu sağlayan bir ürün niteliğinde olacağını ifade eden Taner konuşmasına şöyle devam etti; “Literatürde bu tasarımda, farklılaşmış hücre kaynaklı, doğal hücre dışı matriksi içeren, hibrithidrojel üretimi bulunmuyor. Ülkemizde yapılmış olan başka bir çalışmaya da rastlanmadığımızdan çalışmamız bu alanda ilk yerli çalışma olacak. Projenin başarı ile sonuçlanması ile ortaya çıkacak prototip ürünümüzün ticarileşme potansiyeli yüksek. Biyoteknolojik medikal ürün geliştirme süreci zor bir süreç olmakla birlikte, uygun yöntem ve ekipmanlarla ülkemizde de geliştirilebileceği, uluslararası nitelikte ürün ve eser çıkarma noktasında farklı araştırmacılara da örnek teşkil edeceğini düşünüyoruz. Ülkemizin bu alanda dışa bağımlılığını azaltmak için maliyeti yüksek ancak yapılabilir niteliği yüksek ürün tasarımlarına yönelme oranı da artacak.”

    Bursiyer öğrencilerin akademik gelişimlerine önemli katkı sağlanacak

    Projede yer alacak yüksek lisans ve doktora öğrencisi bursiyerlerin, planlanan deneysel metodları uygulamaları sayesinde akademik gelişimlerine önemli katkı sağlanacaktır diyen Doç. Dr. Gökçe Taner proje ile ülkemizde özellikle eksikliği bulunan disiplinlerarası alanlarındaki akademisyenlerin sayısının arttırılmasının öngörüldüğünü de sözlerine ekledi. 11. Kalkınma Planı hedefleri ve politikalarında belirtildiği şekilde sağlık alanında yüksek katma değerli ürün ve hizmetleri destekleyecek nitelikte Ar-Ge ve yenilik faaliyetlerinin artırılması projemizin de temel amacıdır diyen Taner “Sağlık bilimlerinin gelişimiyle biyoteknolojik ürün kullanımının yaygınlaştırılmasını ayrıca hedefliyoruz. Projemiz Biyoteknoloji ve ileri malzeme teknolojisi gibi genel maksatlı teknolojilerin kullanımıyla ortaya çıkacak yeniliklerin, üretim yapısı ve değer zincirlerindeki dönüşüm ile üretkenlik artışlarının ana kaynaklarından olması ayrıca ana hedefimizdir” şeklinde konuştu

  • Şehrin yeni sosyal yaşam alanı olmaya aday

    Şehrin yeni sosyal yaşam alanı olmaya aday

    Bursa’nın merkezinde 100’den fazla çöküntü binanın kamulaştırılmasıyla elde edilen 37 bin metrekarelik alan üzerine inşa edilen Osmangazi Meydanı, birçok farklı fonksiyonu içinde barındırıyor. Vizyon proje, özellikle yerin 24 metre altındaki 2 bin araçlık otoparkıyla tarihi Çarşı ve Hanlar bölgesine yüklenen araç yoğunluğunu azaltarak, şehir içi trafiğin rahatlamasını sağlayacak.

    Yerin 24 metre altında 2 bin araçlık otopark

    Osmangazi Belediye Başkanı Mustafa Dündar, Bursa’nın uzun yıllardır ihtiyaç duyduğu meydanı AK Parti Osmangazi İlçe Başkanı Ufuk Cömez ile birlikte basın mensuplarına gezdirdi. Başkan Dündar, kamulaştırma, hafriyat ve inşaat çalışmaları ile yoğun bir üretimin olduğu meydan inşaatında artık sona gelindiğini ifade ederek, dev meydanın 2 bin araçlık otoparkı, meydanı, cami ve sosyal alanlarıyla kente vizyon kazandıracağının altını çizdi. Osmangazi Meydanı’nın bulunduğu konumun imar planlarında 5 emsal ticari bir alan olarak Bursa’nın en yoğun ve en hareketli noktası olduğuna vurgu yapan Başkan Dündar, “Bu bölge aynı zamanda bir geçiş noktası olarak da önem arz ediyor. Demiryolu altı ile tarihi çarşının bağlantısının olduğu bir konum. Bu önemli bölgeye yapılacak proje için anket düzenlediğimizde büyük bir çoğunlukla meydan projesi öne çıktı. Biz de bu yönde çalışmalarımıza başladık. Bu bölgenin kamulaştırması için o dönemin şartlarında 200 milyon TL ödeme yaptık. Çöküntü bölgedeki 105 adet binayı kamulaştırdık. Şehrin geleceği adına böylesine çok fonksiyonlu bir projeyi hayata geçirdik” dedi.

    “Şehrin gelişimine ve dönüşümüne katkı sağlayacak”

    Projenin birinci etabının tamamlandığını ve kısa bir süre sonra da hizmete açılacağını kaydeden Başkan Dündar, “İkinci etabın kamulaştırma çalışmaları da son aşamaya geldi. Yakın bir zamanda ikinci etabın da projesi uygulanacak. Osmangazi Meydanı, bütünüyle vatandaş odaklı bir proje olarak ortaya çıktı. Metro ile bu bölgeye gelen vatandaşlarımız, araçlarını buraya park ederek, yaya olarak çarşıya ve şehir merkezine çıkabilecekler. Meydan bölümünde vatandaşlarımızın güneşten ve yağmurdan korunabileceği bir çatı sistemi uyguladık. Geleneksel Bursa revaklarının modern çizgisini buraya yansıttık. Bu bir kentsel dönüşüm çalışmasıdır. Bursa’mızın yıllardır çöküntü olan bölgesine yeni bir fonksiyon kazandırarak şehrin geleceğine yön veren, gelişimine katkı sağlayacak bir proje oldu. Tarihi şehir ile eski şehri bütünleştiren bir projeyi hayata geçirmenin heyecanını yaşıyoruz. Bu proje, diğer eskiyen çöküntü olan bölgelere de öncü olacaktır. Şehrimize değer katıyoruz, bizi izlemeye devam edin” ifadelerini kullandı.

  • Depremin yaralarına ‘Birlikte İyileşelim’ projesi

    Depremin yaralarına ‘Birlikte İyileşelim’ projesi

    6 Şubat Kahramanmaraş merkezli depremlerden sonra Almanya’da yaşayan Türk vatandaşları, deprem bölgesinde yakınlarını geçici bir süreliğine Almanya’ya davet etmiş, Alman makamları tarafından da özel bir vize düzenlemesi yapılmıştı. Bu kapsamda depremden etkilenen 12 bine yakın vatandaş bu özel vizeden yararlanarak Almanya’ya gitmişti.

    Bu doğrultuda Almanya’ya yakınlarının yanına giden depremzede vatandaşların ihtiyaçlarının yerinde tespit edilmesi ve karşılanması için harekete geçen Bakanlık, T.C. Berlin Büyükelçiliği, Yunus Emre Enstitüsü, Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı ile birlikte “Birlikte İyileşelim” projesi başlattı.

    Çocuklar için etkinlikler düzenlenecek

    Vatandaşlara psikososyal destek sunulmasının amaçlandığı proje kapsamında Bakanlık bünyesinde, psikolog, psikolojik danışman, sosyal hizmet uzmanları ve çocuk gelişimciler tarafından aile seminerleri, psikoeğitimler ile yetişkinler ve çocuklar için ayrı ayrı olmak üzere tarihi-kültürel geziler gibi iyileştirme faaliyetleri düzenlenecek. Ailelerle yapılan görüşmelerde ihtiyaçlar tespit edilerek ileriye dönük takipleri yapılabilecek.

    Buna ek olarak depremin vatandaşların üzerindeki olumsuz etkilerinin azaltılmasının amaçlandığı projeyle Almanya’da yerleşik olan ve deprem bölgesinden yakınları gelen Türk ailelerine, depremden etkilenen yakınlarına nasıl yaklaşmaları ve nelere dikkat etmeleri gerektiği konularında bilgilendirmeler yapılacak.

    İlk olarak Berlin’de uygulanacak

    İlk olarak Berlin’de uygulanacak olan ‘Birlikte İyileşelim’ projesinin, daha sonra Almanya’nın diğer şehirlerinde de hayata geçirilmesi planlanırken vatandaşlar başvurularını https://forms.aile.gov.tr/birlikte-iyileselim adresi üzerinden hızlı ve kolay bir şekilde yapabilecek

  • Güneyköy Göledi yükseliyor

    Güneyköy Göledi yükseliyor

    Tarım ve Orman Bakanlığı, tarımda modern sulamayı yaygınlaştırmak, toplulaştırma çalışmalarıyla tarım arazilerinden en yüksek faydayı sağlamak, musluklara sağlıklı ve içilebilir su ulaştırmak ve yerleşim yerleri ile tarım arazilerini taşkın risklerine karşı korumak için tüm gücüyle çalışırken, sürdürülebilir su yönetimi anlayışıyla da suyun her damlasına sahip çıkıyor.

    Bu çerçevede Denizli’nin Acıpayam ilçesine bağlı Güneyköy Mahallesi’nde yapım çalışmaları devam eden Güneyköy Göledinde, gövde dolgusu inşaatının devam ettiğini açıklandı. Temelden yüksekliği 28 metre olarak projelendirilen Güneyköy Göledinin, gövde dolgusu imalatında yüzde 70 fiziki gerçekleşme sağlandığı, projeyi bitirmek için çalışmaların aralıksız devam ettiğini ve yılsonunda gölette su tutulmaya başlanmasının hedeflediği kaydedildi.

    337 bin metreküp su depolayacak

    Tüm çalışmaların tamamlanmasıyla birlikte 337 bin metreküp su depolanacak olan Güneyköy Göledi ile bin 20 dekar tarım arazisi sulanacak. Bölgede yapılacak sulu tarım ile ürün desenini çeşitlendirip dekar başına 6 bin 300 lira gelir artışı ve ülke ekonomisine yıllık 6 milyon 426 bin lira katkı sağlaması hedefleniyor.

  • Kumluca Stadyum projesi için ilk kazma vuruldu

    Kumluca Stadyum projesi için ilk kazma vuruldu

    Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek ve Kumluca Belediye Başkanı Mustafa Köleoğlu ile birlikte çeşitli etkinliklerde kullanılmak üzere Kumluca’ya Stadyum Projesi Hazırlama Protokolü imzalanmasının ardından Kumluca’da ilk kazma vuruldu. Antalya Büyükşehir Belediyesi’nin hazırladığı proje çerçevesinde Haziran ayında ihalesi yapılan Atatürk Stadyumu projesinde mevcut tribünlerin yıkılması için ekipler çalışmalara başladı. Eski yapıların yıkımıyla birlikte yeni stadyum için çalışmalar hızla sürdürülecek. Kumlucalı vatandaşlar için büyük öneme sahip olan güreş, deve güreşi ve çeşitli festivallerin düzenlenmesi amacıyla yapılacak stadyum Kumlucalı vatandaşların hizmetine sunulacak.


    Başkan Böcek’e teşekkür

    Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek, Kumluca ziyaretleri sırasında Kumlucalı vatandaşlardan stadyum talebi geldiğini hatırlatarak, “Halkımızdan gelen talep doğrultusunda hemen hazırlıklara başladık. Ekip arkadaşlarımız kısa sürede projeleri hazırlayarak ihale süreci tamamlandı. İlk kazmanın vurulmasıyla birlikte projede çalışmalar başladı. Stadyum 13 bin 200 metrekare alanın 6 bin 650 metrekarelik kısmına inşa edilecek. Projede, idari alan, tuvalet, engelli tuvaleti, duş, soyunma odaları, depo alanları, enerji odası ve su deposu yer alacak. 2000 metrekare yeşil alana da sahip olan projede, 97 araç kapasiteli otopark da yer alacak. Büyükşehir Belediyesi ve Kumluca Belediyemiz ile birlikte stadyum projesini kısa sürede tamamlayacağız. Kumlucalı vatandaşlarımıza şimdiden hayırlı olsun” dedi. Kumluca Belediye Başkanı Mustafa Köleoğlu’da Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek ile birlikte Kumluca’ya çok güzel bir stadyum kazandıracaklarını belirterek, Başkan Muhittin Böcek’e teşekkür etti.

  • BUÜ’nün proje başarıları devam ediyor

    BUÜ’nün proje başarıları devam ediyor

    Açıklanan son listeye göre BUÜ Veteriner Fakültesi Histoloji ve Embriyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Sabire Güler’in “TGF-İlişkili Metastatik Akciğer Kanseri Gelişiminde DUSP4 ve DUSP13’ün Rolünün Araştırılması” başlıklı projesi, Tıp Fakültesi Tıbbi Genetik Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Şehime Gülsün Temel’in “Retinitis Pigmentosa Ile İlişkilendirilen Bir Protein Fosfatazın Siliyogenezdeki Rolünün Araştırılması” projesi ile Ziraat Fakültesi Biyosistem Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. İlker Kılıç’ın “Broyler Kümesi İç Ortamında Ve Laboratuvar Ölçeğinde Farklı Kimyasal Katkı Maddelerinin Altlığa Uygulanmasının Nh3 Ve Sera Gazları (Co2,Ch4 Ve N2o) Emisyonlarının Azaltılması Üzerine Etkisinin Belirlenmesi” projesi destek almaya hak kazanan çalışmalar arasında yer aldı. Mühendislik Fakültesi Elektrik-Elektronik Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Neyir Özcan Semerci’nin “Konuşmacı Doğrulama Sistemlerine Yapılan Tekrar Oynatma Saldırılarının Tespitinde Kanal Dürtü Yanıtının Kestirimi Ve Derin Öğrenme Yöntemleri İle Sınıflandırılması” başlıklı çalışması da bir sonraki dönemi beklemeden başvuru yapılabilmesine karar verilen projeler sınıfında gösterildi.


    Daha fazla proje üretmeliyiz

    Destek almaya hak kazanan akademisyenleri tebrik eden BUÜ Rektörü Prof. Dr. Ferudun Yılmaz, çalışmaların çeşitlendirilmesi ve daha fazla projenin TÜBİTAK desteği alması için girişimlerini sürdürdüklerini söyledi. Köklü bir geçmişi bulunan Bursa Uludağ Üniversitesi’nin, akademik ve bilimsel anlamda tecrübeli kadrolara sahip olduğuna işaret eden Prof. Dr. Ferudun Yılmaz; “Türkiye’nin seçilmiş 23 Araştırma Üniversitesi arasında bulunuyoruz. Bu unvan bizlere birçok anlamda avantaj getiriyor. Araştırma Üniversiteleri liginde kalıcı olmak ve çok daha üst sıralara tırmanabilmek için bilime, projeye ve Ar-Ge’ye odaklanmalıyız. Bunu da hep birlikte başarabiliriz. Daha fazla akademisyenimizin proje üretmesi ve bunlara destek almasını istiyoruz. Bu yönde de yeni teşvik edici girişimler üzerinde çalışıyoruz. El birliğiyle üniversitemizi hak ettiği noktalara taşımaya gayret edeceğiz” diye konuştu.

    2023 yılı 1. Dönem 1001 Projelerinde gösterilen başarı performanslarına göre ilk 20 üniversite arasında yer aldıklarını açıklayan Rektör Yılmaz, projelere gösterilen destek oranının yüzde 17’lerde bulunduğuna işaret etti. Yılmaz, akademisyenlerin hazırladıkları projeleri yenileyerek tekrar başvuruda bulunabileceklerini sözlerine ekledi.