Etiket: proje

  • Bursa’da kentsel dönüşüm

    Bursa’da kentsel dönüşüm

    Ulaşımdan altyapıya kadar her alanda Bursa’yı geleceğe taşıyacak projeleri hayata geçiren Büyükşehir Belediyesi, birinci derece deprem kuşağında yer alan Bursa’nın depreme karşı daha güvenli kent haline gelmesi için kentsel dönüşüm projelerine hız verdi. Zaman içerisinde yıpranan yapıları iyileştirerek depreme dayanıklı konutlar ile Bursalılara güvenli yaşam alanları oluşturmayı hedefleyen Büyükşehir Belediyesi, İstanbul Caddesi ile Yiğitler, Esenevler ve 75. Yıl Mahalleleri kentsel dönüşüm projelerinde önemli bir mesafe alırken, toplamda 7 kentsel dönüşüm projesi üzerinde yoğun mesai harcıyor. Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş, kentsel dönüşüm proje alanlarını basın mensupları ile gezip, Bursa’yı depreme dirençli kent haline getirme noktasındaki kararlılıklarını bizzat sahada gösterdi.

    Kentsel dönüşüm turuna 153 bin 500 metrekare alanlı Gaziakdemir – Merinos Kentsel Dönüşüm Projesi ile başlayan Başkan Aktaş, buradaki kentsel dönüşüm ofisinde projeler hakkında basın mensuplarına bilgi verdi. Deprem Risk Yönetimi ve Kentsel İyileştirme Dairesi Başkanı İbrahim Eken de görseller üzerinden sunum yaparak proje detaylarını paylaştı. Özellikle Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından kentsel dönüşümün ülkenin en önemli gündem maddelerinden biri haline geldiğini hatırlatan Başkan Aktaş, “Kentsel dönüşüm mayınlı bir alan. Tarafların beklentileri yüksek. İdareyi zorlayan konular var, hukuki sıkıntılar var ve mali anlamda problemli konular var. 5,5 yıldır Büyükşehir Belediye Başkanıyım, ‘bize ne zaman kentsel dönüşüm gelecek’ lafını kuymaktan sıkıldım. Kentsel dönüşüm öyle seyyar satıcı gibi şehri gezmiyor. Taraflar iterse kentsel dönüşüm olur. Şehirde bu manada bir beklenti var. 1960 – 2000 yılları arasında hormonlu büyümüş, almış başını gitmiş bir şehirden bahsediyoruz. Gerçekten kararlıyız. Amacımız biz yapalım, özel sektör yapsın, Burkent yapsın, TOKİ yapsın, kim olduğu önemli değil, değişim ve dönüşümü sağlayalım istiyoruz” diye konuştu.

    Sıcaksu’da yüzde 100 uzlaşma

    Sıcaksu Kentsel Dönüşüm Projesi, Büyükşehir Belediyesi’nin hak sahipleriyle yüzde 100 uzlaşarak hayata geçirdiğini önemli projelerden biri. Bölgedeki tabakhanelerin 2010 yılından itibaren Badırga’daki sanayi bölgesine taşınmasının ardından son 12 yıldır hem gündemde olan kentsel dönüşüm için önemli bir mesafe alındı. Toplam 52 bin metrekare proje alanına sahip dönüşümde, TOKİ tarafından yürütülen inşaat uygulaması bitiminde, üretilen konut ve dükkânlar, planlanan dönüşüm projelerinde rezerv olarak kullanılacak. Proje öncesinde 214 adet deri fabrikası, depo ve konutun yıkıldığı alanda şimdi 690 adet konut ve 92 adet dükkân inşa ediliyor.

    Termal Kür Merkezi

    Büyükşehir Belediyesi, Sıcaksu bölgesinin termal zenginliğini de en iyi şekilde değerlendirip, yola cepheli 25 bir metrekare alana da Termal Kür Merkezi kazandıracak. Özel sektör marifetiyle yaptırılacak projede, çifte hamam tanımına uygun, içinde kapalı-açık çok amaçlı termal havuzlar, aile hamamları, dinlenme alanları, kafeterya, kaplıca dükkanı ve etkinlik alanlarına sahip günübirlik kullanıma açık termal tesis-kaplıca bulunacak. Ayrıca korunacak kültür varlığı niteliğindeki ‘batık hamam’ da yerinde restore edilecek. Proje, 23 bin 737 metrekare termal tesis binası, 18 bin 756 metrekare kür oteli, 4 bin 810 metrekare fizik tedavi merkezi ile 15 bin 979 metrekare etkinlik alanı ve yeşil alana sahip olacak.

    Gaziakdemir’de dönüşüm başlıyor

    Bursa’da afet riski en yüksek sahalardan biri olan demiryolu altı bölgesinde bütüncül bir yaklaşımla kentsel dönüşüm projeleri geliştiriliyor. Sıcaksu bölgesi, İstanbul Caddesi ve Çelebi Mehmet Bulvarı’ndan sonra Gaziakdemir bölgesinde kentsel dönüşüm faaliyeti başladı. Büyükşehir Belediye Meclisi’nin 2023 yılı mayıs ayı oturumunda kentsel dönüşüm projesine yönelik imar planları onaylanırken, proje alanında kentsel dönüşüm irtibat ofisi de kuruldu. Ayrıca 1. etap içinde yer alan hak sahiplerinin tamamı ile uzlaşma görüşmelerine başlandı. Toplam 153 bin 500 metrekare büyüklüğündeki proje alanında 655 adet bina, 2 bin 200 bağımsız bölüm ve bin 690 hak sahibi bulunuyor. Proje ile 2 bin 500 adet konut ve 300 adet dükkân inşa edilecek.

    İstanbul Caddesi Bursa’nın vitrini

    Bursa’nın vitrini olan İstanbul Caddesi’nde devam eden kentsel dönüşüm projesi toplam 1 milyon 660 bin metrekare alanı kapsıyor. Toplam 240 bin metrekare alanlı birinci uygulama etabında riskli yapıların ortadan kaldırılıp, İstanbul Caddesi’nin daha modern görünüme kavuşturulması hedefleniyor. Rezerv yapı alanı içindeki toplam 8 adet adada dönüşüm projelerinin tamamlanması sonucunda 3 bin 500 konut üretilmiş olacak. 8 adet adanın 3 tanesinde inşaat ve ruhsat projesi süreci aktif olarak yürütülüyor. Projenin 11 bin metrekarelik birinci adasında 55 binada 140 bağımsız bölümün yıkımı gerçekleştirildi. Proje çerçevesinde 193 konut, 118 ofis ve 30 dükkân inşa ediliyor. Bunlardan Büyükşehir Belediyesine verilecek 103 konut, 77 ofis ve 13 dükkân bölgedeki dönüşüm projeleri için rezerv olarak kullanılacak.
    İkinci adada 100 binada 300 bağımsız bölüm ve üçüncü adada da 150 binada 430 bağımsız bölümün yıkımı yapılacak. Her 3 adadaki projeler tamamlandığında bin 150 konut ve 100 dükkânın inşası tamamlanmış olacak.

    BURKENT’le büyük dönüşüm

    Büyükşehir Belediyesi iştiraklerinden BURKENT tarafından inşaatların yapıldığı Yiğitler Kentsel Dönüşümü de 61 bin 900 metrekare alan üzerinde hayat buluyor. Toplam 184 yapı ve 350 hak sahibinin bulunduğu kentsel dönüşüm proje alanı 3 bölgeden oluşuyor. Birinci bölge içinde yer alan 9 bin 425 metrekare alanlı sahada hak sahiplerinin yüzde 92’si ile uzlaşma sağlandı. Proje çerçevesinde 28 binada 80 bağımsız bölümü yıkımı tamamlanırken, 104 konut ve 16 dükkânın inşası tamamlanma aşamasına geldi.

    Yıldırım’ın çehresi değişiyor

    Büyükşehir Belediyesi, Yiğitler’in yanı sıra Arabayatağı – Ulus ve Karapınar Kentsel Dönüşüm Projeleri ile de Yıldırım’ın çehresini değiştiriyor. Toplam 43 bin 200 metrekare alanda inşaatına başlanan Arabayatağı Ulus Kentsel Dönüşüm Projesi’nde 600 adet konut ve 100 dükkân inşa edilecek.
    Toplam 138 bin 600 metrekare alanda yapılacak Karapınar Kentsel Dönüşüm Projesi’nde de 3 bin 600 konut ve 300 dükkânın inşa edilmesi planlanıyor.

    Tarihi dönüşüm

    Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş’ın basın mensupları ile kentsel dönüşüm turu, Bursa’nın geleceğine damga vuracak Hanlar Bölgesi Çarşıbaşı Kentsel Dönüşüm Projesi alanında son buldu. Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı destekleriyle hayata geçirdiği Tarihi Çarşı ve Hanlar Bölgesi Çarşıbaşı Kentsel Dönüşüm Projesi çerçevesinde, tarihi bölgeyi kuşatan 38 bina yıkılmış, etrafı dükkanlarla sarılı 342 yıllık Esiri Mehmet Dede Türbesi ile geçmişi 1549’a kadar uzanan Sağrıcı Sungur Mescidi gün yüzüne çıkarılmıştı. Tamamlanan Bakırcılar Meydanı, İpekhan Meydanı, Sağrıcı Sungur Mescidi ve peyzaj düzenlemeleri halkın hizmetine açılıp, otoparkla ilgili imalatlar devam ederken, daha görünür hale gelen tarihi hanların özgün kimliğine kavuşturulması çalışmalarına da Bakırcılar Çarşısı’ndan başlandı.
    Bakırcılar Çarşısı için hazırlanan ve Bursa Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu tarafından onaylanan proje çerçevesinde tarihi dokuya uymayan beton ilaveler, saçaklar, üst örtüler, klima, tente ve tabelalar kaldırılıp, onaylı projeye göre yeniden düzenleniyor. Tarihi yapının taş duvarında cephe temizliği yapılırken, dükkan cepheleri de projeye göre düzenlenecek ve çatılar kurşun kaplama ile yenilecek. Restorasyonla Bakırcılar Çarşısı Bursa turizmine katkı sağlayacak ve bölgenin önemli tarihi yapılarından biri olarak ön plana çıkacak.

    Dönüşüm hamlesi

    Kentsel dönüşüm alanları gezisinin sonunda projelerle ilgili değerlendirme yapan Başkan Aktaş, “Bursa’mızda kentsel dönüşümle alakalı çok özel bir hamle başladı. Bursa çok özel bir şehir. Bu şehrin tabii insanımızın da desteğiyle, katkısıyla daha güzel yerlere gelmesi lazım. Muhtemel bir depreme hazırlıklı olmamız da kaçınılmaz bir gerçek. Bu manada kurumsal anlamda kentsel dönüşüm adımlarını atıyoruz. Hem yeni yollar açılıyor hem daha sağlıklı, kaliteli binalar yapılıyor. Bir taraftan da mevcut binalarla alakalı desteklenmeler, güçlendirmeler devam ediyor. Ben bu noktada her vatandaşımızın üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmesini temenni ediyorum” diye konuştu.

  • “İşbirliğimiz projelerle güçlenerek gelişecek”

    “İşbirliğimiz projelerle güçlenerek gelişecek”

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Suudi Arabistan, Katar ve Birleşik Arap Emirlikleri’ni (BAE) kapsayan Körfez turunun ardından Türkiye’ye dönüşünde, uçakta değerlendirmelerde bulundu ve gazetecilerin sorularını yanıtladı.

    Ziyareti sırasında kendisine ve heyetine gösterilen ilgi alakadan dolayı şükranlarını ileten Erdoğan, ziyaretlerde çok verimli görüşmeler gerçekleştirdiklerini söyledi.

    Görüşmelerde, ikili ilişkilerin tüm boyutlarıyla ele alındığını anlatan Erdoğan, “Küresel ve bölgesel gelişmeleri aramızda değerlendirme fırsatı bulduk. Kazan kazan anlayışı içerisinde önemli ve kapsamlı işbirliği projeleri üzerinde durduk. Bu ülkelerle işbirliğimiz, önümüzdeki dönemde somut projelerle güçlenerek gelişecektir. Bunun, ekonomimiz üzerindeki müspet etkilerini de inşallah en kısa zamanda göreceğiz. Özellikle savunma sanayii, enerji, turizm, müteahhitlik gibi alanlarda kararlaştırdığımız hususları hızla hayata geçireceğiz.” diye konuştu.

    Ziyaret sırasında, Körfez bölgesinin huzur ve istikrarına olan desteğin de vurgulandığını dile getiren Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

    “Bölgeyle ilgili meselelerin, bölgesel işbirlikleriyle ele alınması gerektiğine inanıyorum. Bu itibarla bölgesel konularda istişare ve eşgüdümümüzün devamında mutabık kaldık. Suudi Arabistan ile ikili ilişkilerimizde yeni bir döneme girdiğimizi söylemiştim. İmzaladığımız beş anlaşmayla işbirliğimizi daha da ileriye taşıdık. Cidde’deki temaslarımızın ardından malumunuz Doha’ya geçtik. Katar ile ilişkilerimizin bu sene 50’nci yıl dönümünü kutluyoruz. Stratejik ortağımız da olan bu ülkeyle işbirliğimiz mükemmel düzeyde seyrediyor. Katar Emiri Şeyh Temim ile yaptığımız görüşmede mevcut işbirliğimizi farklı alanlarda ilerletme kararı aldık.”

    “Türkiye ile Emirlikler arasında ticaret ve yatırım konularında çok ciddi bir potansiyel mevcut”

    Erdoğan, Birleşik Arap Emirlikleri’nin bölgedeki en önemli ticari ve ekonomik ortaklarından olduğuna işaret ederek, “Geçen yıl ticaret hacmimizi yüzde 25 artışla 10 milyar dolara çıkardık. Bu rakam artmaya devam ediyor. Türkiye ile Emirlikler arasında ticaret ve yatırım konularında çok ciddi bir potansiyel mevcut. Ziyaretimizde bu potansiyeli harekete geçirecek adımları değerlendirdik. Kabul ettiğimiz ortak mutabakatla, ilişkilerimizi stratejik ortaklık seviyesine çıkardık.” ifadesini kullandı.

    Yüksek Düzeyli Stratejik Konsey mekanizmasının kuruluşunu gerçekleştirdiklerini de belirten Erdoğan, “Mekanizmanın tesisiyle birlikte gündemimizdeki konuları en üst seviyede ele alacağımız bir platforma kavuşturduk.” bilgisini verdi.

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, ortak mutabakata ilave olarak farklı alanlarda toplam değeri 50,7 milyar dolarlık 13 anlaşma imzalandığını da anımsatarak, “2023 yılı, Birleşik Arap Emirlikleri ile de diplomatik ilişkilerimizin tesisisin 50’nci seneidevriyesidir. Ziyaretimizle bu önemli yıl dönümünü, anlamına uygun bir şekilde idrak etmiş olduk. Her üç ülke de DEİK öncülüğünde düzenlenen iş forumları yeni ticari ortaklıkların kurulmasına katkı sağlamıştır.” diye konuştu.

    Türkiye’nin otomobili TOGG’un da muhatapları tarafından beğeniyle karşılandığını vurgulayan Erdoğan, “Üç ülkeyle iş birliğimizi ve kardeşlik bağlarımızı güçlendiren bölge turumuzun hayırlara vesile olmasını diliyorum. 28 Mayıs gecesi itibarıyla inşasına başladığımız Türkiye Yüzyılı’nı, dış politikada yeni hamle ve açılımların vasıtası haline getirmek istiyoruz. Körfez ziyaretimiz bunun adımlarından biriydi. İnşallah diğer coğrafyalarda atacağımız adımlarla bunu daha da pekiştireceğiz.” değerlendirmesinde bulundu.

    Erdoğan, ziyaretin son gününde 20 Temmuz Barış ve Özgürlük Bayramı’nı kutlamak üzere Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni ziyaret ettiklerini anımsatarak, “Kahraman Mehmetçiklerimiz ile mücahitlerin omuz omuza 49 yıl önce gerçekleştirdiği Barış Harekatı, Kıbrıs Türk’ü kardeşlerimizi yok olmaktan kurtarmıştır. Aradan geçen sürede Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, her alanda büyük ilerlemeler kaydetmiştir. Biz de bu süreçte her zaman Kıbrıslı kardeşlerimizin yanında olduk, oluyoruz, olmaya da devam edeceğiz.” sözlerini sarf etti.

    Barış Harekatı’nın 49’uncu yıl dönümünün büyük bir coşkuyla ve yeni eserlerin açılışıyla idrak edildiğini, bu vesileyle Ercan Havalimanı’nın yeni terminal binasının ve pistinin açılışını gerçekleştirdiklerini aktaran Erdoğan, “Kıbrıs meselesinin çözümüne dair duruşumuzu ve önerilerimizi tüm dünya ile paylaştık. Kıbrıs Türk halkının güvenlik, refah ve esenliği için çalışırken, Ada’nın kalıcı ve adil bir barışa kavuşması için de diplomatik gayretlerimizi sürdüreceğiz. Rabb’im yolumuzu, bahtımızı açık etsin.” dedi.

    “Düşmanı azaltmak, dostu çoğaltmak gayreti içerisindeyiz”

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, değerlendirmesinin ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı.

    “Vilnius ziyareti, Batı ile ilişkilerde daha çok bir restorasyon olarak algılandı. Körfez ziyaretiniz de oldukça pozitif bir gündemle gerçekleşti. Hem Vilnius Zirvesi’nde hem bu ziyaretiniz bağlamında Türk dış politikası açısından nasıl değerlendirirsiniz?” sorusu üzerine Erdoğan, “düşmanları azaltmanın, dostları ise çoğaltmanın”, siyasetlerinin bir yol haritası olduğunu ve bunu devam ettirdiklerini söyledi.

    Vilnius’ta bunu çok açık ve net gördüğünü kaydeden Erdoğan, “Orada kimlerle, nasıl görüşmeler yaptığımızı sizler de müşahede ettiniz. Eğer bu olmamış olsaydı bizim bazı ülkelerle hiç görüşme yapmamamız gerekirdi. Biz bu görüşmeleri yaparken bir şeyi ispat ettik. O da neydi? Düşmanı azaltmak, dostu çoğaltmak gayreti içerisindeyiz. Eğer Türkiye, bir güç kazanıyorsa bu gücü bu politikalarıyla kazanıyor. Bundan sonraki süreçte de bu şekilde devam ederek, bölgesel ve küresel güç olmanın adımlarını atmaya devam edeceğiz.” diye konuştu.

    “Türk dış politikası her zaman milli çıkarlarını, menfaatlerini esas alan bir eksendedir”

    Türkiye’nin bölgesel ve küresel arenada önemli bir aktör, oyun kurucu bir ülke olduğunu vurgulayan Erdoğan, şöyle devam etti:

    “Küresel meselelerde kararsızlığın hakim olduğu bir atmosferde, ülkemiz istikrarlı yönetimi ve politikalarıyla öne çıkıyor. Her meselede insanı merkeze alan, insan onurunu korumaya çalışan Türkiye, Batı, Orta Doğu, Uzak Doğu, Afrika ve Arap coğrafyasıyla aynı anda dostluk ilişkileri kurabilen yegane ülkedir. Biz ilk günden itibaren ilkeli ve kararlı bir dış siyaset yürütüyoruz. İhtilaflı konuları çözüme kavuşturarak, ilişkileri güçlendirmeyi iktidara geldiğimiz ilk andan itibaren savunuyoruz. İlişkileri güçlendirme, yeni dostlar kazanma süreçlerini ‘restorasyon’ olarak göremeyiz. Türk dış politikası her zaman milli çıkarlarını, menfaatlerini esas alan bir eksendedir. Dün böyleydi, bugün de böyle, yarın da böyle olacak. Bizim dostluğumuzu kazanan ya da kazanacak diğer ülkeler için yeni bir dönemin başlangıcı diyebiliriz.”

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, Yunanistan’da adaların silahlandırılması meselesine ilişkin soru üzerine, bunu Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis ile çok açık, net konuştuklarını belirtti. Konuyla ilgili Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın da kendi muhatabıyla bunları konuştuğunu ve konuşacağını dile getiren Erdoğan, “Tabii bu iş sadece Yunanistan’dan kaynaklanmıyor, malum Beyaz Saray’daki dostları ve lobi, sürekli olarak bunları tahrik ediyor. Bu tahrik neticesinde de zaman zaman arzu edilmeyen durumlar meydana geldi. Dışişleri Bakanımız Hakan Bey kendi muhatabıyla görüşüyor, Danışmanım Çağatay Kılıç’ın, Miçotakis’in özel temsilcisiyle olan münasebetleri bu süreci çok daha farklı kılacaktır. Bunu da süratle aşacağımıza inanıyorum.” ifadesini kullandı.

    “İsveç tarafının verdiği sözlerin, garantilerin takipçisi olacağız”

    İsveç’in NATO üyeliğiyle ilgili bir soruya da Erdoğan, “İsveç’in NATO üyeliğiyle ilgili düzenleme Meclis’e sevk edildiğinde, süreç TBMM çalışma takvimine göre şekil alacak. Görüşmelerimizde, İsveç tarafının verdiği sözlerin, garantilerin takipçisi olacağız. İsveç’in atacağı adımlara göre de biz harekete geçeriz. NATO’un en güçlü ikinci ordusuna sahip, NATO’nun adeta lokomotifi Türkiye’nin, Avrupa Birliği üyeliği de Birliğe canlılık ve güç katacaktır. İsveç’in, ülkemizin üzerinde hassasiyetle durduğu, terör örgütleriyle mücadele ve teröristlerin iadeleri konusunda somut adım atması, kendi lehine olacaktır. Verilen sözlerin, garantilerin yerine getirilmesini bekliyoruz.” karşılığını verdi.

    Körfez turunun Mısır ile ilişkilerin düzelmekte olduğu bir dönemde yapıldığına işaret edilerek, “Aktüel ekonomik çerçeve gayet olumlu. Bu çerçevenin dışında nasıl sonuçlar bekleyebiliriz? Mesela Doğu Akdeniz jeopolitiği ve Mavi Vatan’a dair meselelerde Yunanistan, İsrail ve Mısır’ın mevcut pozisyonlarını dikkate aldığımızda Körfez turunun etkileri nasıl olur?” sorusunu ise Erdoğan, şöyle yanıtladı:

    “Bu Körfez ziyaretimde liderlerle yaptığımız özel görüşmede gördüm ki Mısır konusunda attığımız adım onları ciddi manada memnun etmiş. Hepsi de bize teşekkür etti. Yani Mısır ile büyükelçilerin atanmış olması, bizler için bölgede yeni bir gelişmenin olması durumudur. Bundan dolayı memnun olduklarını gördüm. Şimdi gerek bakan arkadaşlarımız gerek iş insanlarımız Mısır ile ilişkilerini geliştiriyorlar. Mısır ile ilişkilerin geliştirilmesi özellikle ekonomik potansiyelimizi de ciddi manada artıracaktır. Bir de Libya ile doğal gaz noktasında attığımız adımlar, aldığımız mesafeler var. Bu da birilerini rahatsız etmişti. Bu gelişmelerle birlikte Türkiye’nin Mısır ile ilişkileri çok daha farklı bir şekilde gelişecektir. Önümüzde Libya’ya inşallah bir ziyaretim olacak. Libya ile birlikte belki Kuzey Afrika’da bazı ülkelere de bir ziyaret turu düzenleme durumumuz olabilir. Bu ziyaretleri yapmadan mesafe almanız mümkün değil.”

    “Katar ile ilişkilerimiz olumlu seyretmeye devam ediyor”

    Türkiye ile BAE arasında imzalanan, toplamda 50,7 milyar dolar değerindeki anlaşma anımsatılarak, anlaşmanın ayrıntılarına, Suudi Arabistan ve Katar’la da bir rakamın söz konusu olup olmadığına ilişkin soruya da Erdoğan, “Suudi Arabistan ve Katar’ın da Birleşik Arap Emirlikleri gibi attığı ve atacağı, iş insanlarımızla yaptıkları görüşmeler var. Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed Bin Selman ile yaptığım ikili görüşmede oranın da çok ciddi bir potansiyeli bulunduğunu, adımlar atılacağını bizzat kendileri ifade ettiler. O toplantıyı Dışişleri Bakanımız Hakan Bey ile birlikte Veliaht Prens Muhammed Bin Selman ile yaptık. Oradan da doğrusu ciddi manada umutluyuz. Katar ile ilişkilerimiz olumlu seyretmeye devam ediyor. Orada da Katar Emiri Şeyh Temim, adımları atmaya devam edeceklerini söyledi.” cevabını verdi.

    Atılan en önemli adımın da depremde, 10 bin konteyner gönderilmesi olduğuna dikkati çeken Erdoğan, “Dünya Kupası’nda kullandıkları konteynerleri deprem bölgesinde sağlıklı bir şekilde dağıttık, bölgeye yerleştirdik. Bundan sonraki sürece yönelik yine buna benzer adımları atmaya devam edeceklerini söylediler.” bilgisini paylaştı.

    Birleşik Arap Emirlikleri ile enerji, ulaştırma, altyapı, lojistik, e-ticaret, finans, sağlık, gıda, turizm, emlak, inşaat, savunma sanayisi, yapay zeka ve ileri teknolojiler gibi alanlarda büyük anlaşmalar imzalandığını belirten Erdoğan, “50,7 milyar dolar tutarında devasa ölçekli bir anlaşma yaptık. Öte yandan bu Körfez ziyaretimiz sırasında yine Cumhuriyet tarihimizin en büyük savunma ve havacılık ihracatı sözleşmesine imza atıldı. Tüm bu anlaşmalar maddi karşılıklarının ötesinde Körfez ülkelerinin, Türkiye’nin ekonomisine, sanayisine güvenlerinin göstergesidir. İmzalanan anlaşmalar çerçevesinde yatırımları Türkiye’de gerçekleştireceğimiz gibi bu ülkelerin yanı sıra üçüncü ülkelerde de ortaklıkları, işbirliklerini geliştirerek, çeşitlendirerek gerçekleştirebileceğiz.” değerlendirmesinde bulundu.

    “Şu an itibarıyla dönüş yapan sığınmacı rakamında 1 milyonu yakalamış olabiliriz”

    Bölgede yapılan görüşmelerin, Suriye, sığınmacılar meselesi ve İsrail-Filistin arasındaki barışa katkısının ne olacağına ilişkin soru üzerine Erdoğan, Suriyeli sığınmacılarla alakalı Suriye’nin kuzeyinde briket evlerin yapım çalışmasının devam ettiğini aktardı. “Şu an 100-150 bin briket ev rakamına ulaştık” diyen Erdoğan, bunları yaptıkça da Suriyeli sığınmacıların geri dönmeye başladıklarını bildirdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:

    “Şu an itibarıyla dönüş yapan sığınmacı rakamında 1 milyonu yakalamış olabiliriz. Bundan sonraki süreçte bu daha da artacaktır. Özellikle de Katar, Suriye’nin kuzeyindeki bölgede hazırlanan projeyi destekliyor. Bu proje ilerledikçe sığınmacılardan oraya dönüşlerin daha da artacağına inanıyorum. Zaten sığınmacıların gönüllü olarak dönme arzusu çok açık, net ortada. Onlar da topraklarına dönmenin hasreti içerisinde. Filistin konusunda Körfez ülkesi olan kardeşlerimizin bizden farklı bir yanı yok. İsrail ile ilgili de bizim yaptığımız bazı görüşmeler var. Gelecek hafta 25 Temmuz Salı günü Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas’ı, ardından da 28 Temmuz Cuma günü İsrail Başbakanı Netanyahu’yu ülkemizde misafir edeceğiz. Bu ziyaretlerle de bazı adımları atacağız ve süreç daha da hızlanmış olacak.”

    İsrail medyasında son günlerde İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun Türkiye ziyaretine ilişkin değerlendirmeler yapıldığı ve İsrail’in doğal gazının Akdeniz’den Türkiye üzerinden Avrupa’ya arzının söz konusu olduğuna ilişkin ifadelerin bulunduğunun hatırlatılmasının ardından değerlendirmesi sorulan Erdoğan, şunları söyledi:

    “Burada zaten en sağlıklı proje, Türkiye üzerinden doğal gazın Avrupa’ya ulaşmasıdır. Yoksa Akdeniz’den Avrupa’ya doğal gaz sevkiyatı maliyetleri itibarıyla çok fazla. Ama Türkiye’den olduğu zaman hem Türkiye olarak bunu kullanma noktasında karlı bir sürece girmiş olacağız hem de Avrupa’ya bu işin naklinde belli bir oran imkanımız olacak.

    Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanımız Berat Bey’in döneminde böyle bir adım atılmıştı. O adım kesintiye uğradı. Şimdi ise bu atacağımız adımla ilk defa Netanyahu ile bir temas kuruyoruz. Temennim odur ki bu gelişme, Türkiye-İsrail ilişkilerinde çok daha sıcak bir dönemin başlangıcı olsun.”

    “Rusya ile ilişkilerimizi devam ettiriyoruz”

    Rusya’nın gıda koridorunu kapatma meselesinin Avrupa basınında, “İsveç’e NATO’da yeşil ışık yakılması, Türkiye’nin arabuluculukta önemini azalttı.” şeklinde ifade edildiğinin aktarılmasının ardından, “Böyle bir görüşe katılır mısınız?” sorusuna Erdoğan, bu görüşe katılmadığını belirtti.

    Türkiye’nin şu anda Rusya ile ilişkilerini devam ettirdiğini belirten Erdoğan, gerek Dışişleri Bakanı Hakan Fidan gerek MİT Başkanı İbrahim Kalın’ın görüşmelerini sürdürdüğünü belirtti.

    Erdoğan, şunları kaydetti:

    “Görüşmelerle birlikte çok yakın bir zamanda Sayın Putin ile ama telefon diplomasisi ama aramızda daha önce konuştuğumuz Türkiye ziyaretiyle inşallah bu işi belli bir yere bağlayacağız. Rusya’nın da bazı beklentileri var. Bunların aşılması halinde Rusya bu tahıl koridorunun aktif çalışmasından yana. Karadeniz Tahıl Girişimi’nin sonlandırılmasının küresel gıda fiyatlarını artırmasının yanı sıra bazı bölgelerde kıtlık ve ardından yeni göç dalgalarına kadar uzanan bir dizi etkisi olacaktır. Bunun önüne geçmek için inisiyatif almaktan geri durmayız. Sayın Putin ile konuyu etraflıca konuşarak, bu insani hareketin devamını temin edeceğimize inanıyorum. Kendisinin de Batılı ülkelerden bazı beklentileri olduğunu biliyoruz. Bu konuda da Batılı ülkelerin harekete geçmesi gerekmektedir.”

    Karadeniz Tahıl Girişimi’yle dünya piyasalarına 33 milyon tondan fazla tahılın sevkini sağladıklarını belirten Erdoğan, küresel salgının, ekonomik krizin ardından sonuçları çok daha ağır olacak küresel bir gıda krizinin önüne geçtiklerini anımsattı.

    Erdoğan, “Sonuçları itibarıyla bu kadar hayati olan bir girişimin devam etmesi insanlığın hayrınadır.” dedi.

    Diplomasinin tüm enstrümanlarını kullanacaklarını, tüm gayretlerini bu meseleye yoğunlaştıracaklarını söyleyen Erdoğan, “Savaş ortamında insanlığa hizmet eden bir uzlaşı sağlandı ve bunun devam etmesi için elimizden geleni yapacağız. Türkiye’ye dönüşte Sayın Putin ile görüşmelerimi gerçekleştireceğim. Öncelikle telefon diplomasisini kullanacağız. Sayın Putin’in ağustos ayında planlanan ziyareti de gerçekleşirse bu hususları tüm ayrıntısıyla görüşeceğiz. İnanıyorum ki süreç uzamadan, Karadeniz Tahıl Girişimi’nin devamını sağlayacağız.” açıklamasında bulundu.

    “(Emekliler) Yıl sonu itibarıyla yeniden bir değerlendirme yapmamız söz konusu”

    Türkiye ekonomisinde akaryakıtta ÖTV artışıyla ilgili tartışmaların bulunduğunun anımsatılmasının ardından, “Bu konudaki yaklaşımınız nedir? Vatandaşın ekonomik olarak rahatlaması için süre verebilir misiniz? Bir de memurlara yapılan artış tatmin edici bulunmasına rağmen emeklilere yapılan artış biraz yetersiz bulundu. Emekli maaşları konusunda yeni bir yaklaşımınız olacak mı?” sorusuna Erdoğan, şu yanıtı verdi:

    “Akaryakıtta Hazine ve Maliye Bakanlığımız vergi ile alakalı bir düzenleme yaptı. Özellikle ÖTV’nin maktu olmasından dolayı çok uzun zamandır enflasyon güncellemesi yapılmamıştı. Bu nedenle ÖTV’de böyle bir artışa gidildi. Özellikle 6 Şubat depremlerinin getirdiği yoğun mali yük, bu anlamda bütçenin ihtiyaçları kapsamında böyle bir düzenlemeye ihtiyaç duyduk. Tüm bunlara rağmen akaryakıt fiyatlarında Türkiye, Avrupa’nın en ucuz ülkelerinden biri. Akaryakıtta zaten bir otomatik fiyatlandırma mekanizması var. Dünyadaki fiyatlar çerçevesinde belirleniyor. ÖTV artışıyla yapılan da depremin etkileri, depremle mücadeleyle alakalı Türkiye’nin ihtiyaçları kapsamında yapılmış bir vergi düzenlemesidir.”

    Erdoğan, emekli maaşlarına ilişkin, “Emekliler noktasında da yıl sonu itibarıyla yeniden bir değerlendirme yapmamız söz konusu.” ifadesini kullandı.

    Memura, işçiye ve emekliye bütçe şartlarını zorlayarak en iyi zammı yaptıklarını belirten Erdoğan, şöyle konuştu:

    “Kimseyi enflasyona ezdirmeyeceğimize dair söz verdik ve şu ana kadar da ezdirmedik. SSK ve BAĞ-KUR emeklilerimize enflasyon zammına ilave refah payı verilerek zam oranını yüzde 25’e yükselttik. Memur emeklilerine de aynı şekilde yüzde 25 oranında zam yapıldı. Enflasyonun üzerinde artışlar yapıldı. Biz memurumuza, çalışanımıza, emeklimize bu zamları yaparken bazı fırsatçı, açgözlüler de adeta vatandaşın cebine elini uzatıyor. Bu fırsatçılara izin vermeyeceğiz. Ticaret Bakanlığımız denetimlerini sıklaştırdı, cezai işlemleri artırıyoruz.”

    “Gabar petrolü sistemimize entegre edildiğinde vatandaşımıza bir yansıması mutlaka olacak”

    “Akaryakıt zammının ardından şöyle bir algı ortaya çıktı, Gabar’da keşfedilen petrolle alakalı, ‘Biz bu petrolü çıkartıyorsak, niye bu zamlarla karşı karşıyayız.’ Gabar’daki petrolle bu akaryakıt zammının bir ilişiği var mı? Gabar’daki petrolün vatandaşın cebine nasıl bir katkısı olacak?” sorusu üzerine de Erdoğan, Gabar’daki petrolün henüz halkın cebine girmeye başlamadığını söyledi.

    Şu anda petrolü çıkarma safhasında olduklarını ifade eden Erdoğan, “Bunu çıkarıp da devletin, hazinenin kasasına, kesesine girmeye başladığı andan itibaren Gabar petrolü de süratle inşallah vatandaşımıza yansıyacak. İnşallah en uygunu, ideali neyse biz onu vatandaşımıza yansıtırız.” dedi.

    Karadeniz’deki gaz rezervinin Ağustos 2020’de keşfedildiğini, Nisan 2023 itibarıyla Faz-1 kapsamında planlanan 10 kuyunun devreye alındığını belirten Erdoğan, “Böylelikle de Karadeniz gazı sisteme dahil oldu, evlerimizde kullanmaya başlandı. Nisan ayında konutlarda doğal gazı 1 ay bedava, 1 yıl boyunca da 25 metreküpe denk doğal gazı ücretsiz yaptıysak Gabar petrolü de sistemimize entegre edildiğinde vatandaşımıza bir yansıması mutlaka olacaktır. Keşfi yapılan petrolün sisteme girmesi, yakıt olarak kullanılması biraz zaman alacak.” değerlendirmesinde bulundu.

    Erdoğan, öte taraftan “aile ve gençlik bankası”nın kaynağının Gabar petrolü ve Karadeniz doğal gazının olacağını belirterek, “Bu konuda Norveç modelini önemsiyorum. Aile ve gençlik bankasını bunun için kuruyoruz. Orada belli bir rezervi tutacağız. Bu rezervden aileler, gençler istifade edecekler. Bu da vatandaşlarımıza başka bir yansıması olacaktır.” şeklinde konuştu.

    “Gabar petrolünün ekonomiye olumlu yansıması 2024’te başlar”

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Gabar petrolü için bir süre var mı?” sorusuna karşılık da şu yanıtı verdi:

    “Gabar petrolünün ekonomiye olumlu yansıması 2024’te başlar. Şu anda günde 12-13 bin varil üretiyoruz. İnşallah 100 bin varile çıkacak ve dolayısıyla Türkiye üretimini ikiye katlamış olacak, 2024’ün sonuna kadar. Esas itibarıyla devreye girme tarihi 2024 sonu diyebiliriz. Yaklaşık 100 kuyu açacağız. Şu anda Türkiye ve civar ülkelerdeki bütün sondaj makinalarını oraya yönlendiriyoruz. Dağlarda kilometrelerce yol yapılıyor. Çok hummalı bir çalışma var.”

    “Vatandaşlarımızı açgözlü bir avuç azınlığın kar hırsına kurban edemeyiz”

    Yüksek kiralara işaret edilerek, “Sektör temsilcileri, sadece İstanbul’da 100 bin atıl konut olduğunu söylüyorlar tamamlanmamış, yarım kalmış. Bunlar sektöre kazandırılabilir mi? Boş duran evler de kira fiyatlarını etkiliyor. Bazı ülkeler boş duran evlerden yüksek vergi alıyor bilgisi var. Böyle bir şey olabilir mi Türkiye’de?” sorusu üzerine Erdoğan, “Şimdi Bakanlığımızın konuyla ilgili çalışması var. Bu çalışmayla da bunların üzerine üzerine gideceğiz. Yani bunların yanına bu kar kalmayacak. Fahiş kira artışını ve konut fiyatlarını durdurmak için gerekirse ceza uygulamasına da gideceğiz. Vatandaşlarımızı açgözlü bir avuç azınlığın kar hırsına kurban edemeyiz. Vatandaşımızın alım gücünü düşürmemek, enflasyona ezdirmemek için yaptığımız zamlara göz diken ev sahipleri bunun bedelini ödemek zorunda kalacak. Hangi konuda olursa olsun fahiş fiyat artışlarına giden, piyasanın dengesini bozan yaptığı davranışın cezasını çekecektir.” şeklinde konuştu.

    “Büyük kongremizle birlikte mevcut yönetimimizde bir yenilenmeyi yapacağız”

    Muhalefette, özelikle CHP’de genel seçimler sonrası bir kaosun yaşandığı, seçimi kaybetmenin getirdiği stresin yönetilemediğinin ifade edilmesinin ardından, “CHP tabanının da tepkisi var. Seçimi neden kaybettik sorusunun cevabını bir özeleştiri olarak değerlendiremediler. Muhalefetin bu durumu yerel seçimler için bir zafiyet mi? Sizin yerel seçimler için stratejiniz nedir? Daha genel seçim gecesi yerel seçimleri işaret etmiştiniz. Sizin için süreç başladı mı?” sorusuna ilişkin değerlendirme yapan Erdoğan, kendileri için sürecin, son seçim akşamı zaten başladığını söyledi.

    Şimdi ekim başı gibi büyük bir kongre yapacaklarını belirten Erdoğan, şunları kaydetti:

    “Bu kongre aslında yerel seçimlerin işaret fişeğidir. Büyük kongremizle birlikte mevcut yönetimimizde bir yenilenmeyi yapacağız. Bazı yerlerde adaylıklar sebebiyle boşalmalar olmuştu. Bu boşalmaların olduğu illerimizin de süratle bütün başkanlarını atadık. Gerek ana kademe gerek kadın kollarında bu atamalarımızı yaptık. Diğer taraftan çalışmalarımızı sürdürüyoruz.

    Bizim CHP gibi bir derdimiz, sıkıntımız yok. Biz şu anda Cumhur İttifakı olarak hedefe kilitlendik ve nerede, nasıl isimler bulacağız buna çalışıyoruz. Yerel seçimlerde sadece parti iş görmüyor, adaylar büyük önem arz ediyor. 30 büyükşehir, 51 il ve ilçe belediyelerinde gayet güzel bir çalışma ve isabetli isimler bulmak suretiyle inşallah hazırlıklarımızı sürdüreceğiz. Teşkilatımız çalışıyor, bu çalışmalar üzerinden biz çalışmalarımızı zenginleştirerek devam ettiriyoruz. Kongre bu işin en önemli güç kaynağı olacak.”

    “Uyuşturucuyla mücadeleye aynen devam edeceğiz”

    Uyuşturucu bağımlılığı üzerine ABD’den bir görüntü izletilmesi sonrasında, “ABD’nin farklı şehirlerindeki uyuşturucu bağımlısı gençlerin görüntüleri sosyal medyada her geçen gün daha çok yer alıyor. ABD şehirlerinin her köşesi böyle bağımlılarla dolu. Bunun hakkında ne düşünüyorsunuz? Türkiye’de gençliği korumak için neler yapıyorsunuz?” sorusu üzerine Erdoğan, uyuşturucu satıcılarının yakalanmasında eski İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun dönemi de dahil başarılı adımlar atıldığını vurguladı.

    Videoda da görüldüğü gibi Amerika’nın bu işte zayıf kaldığını belirten Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

    “Uyuşturucu büyük bir felaket ve bu felaket karşısında insanlık tedbirini almalıdır. Olay zenginlik, fakirlik noktası değil. Şimdi baktığınız zaman Amerika ekonomik olarak zengin bir ülke ama zengin ülke olduğu halde bütün o bağımlıların hali ortada. Türkiye olarak biz, bu konuda çok kararlıyız. Başta İçişleri Bakanlığımız olmak üzere her türlü tedbirlerimizi alıyoruz. Emniyet teşkilatımız, jandarmayla çalışmalarını sürekli yapıyor ve üzerlerine üzerlerine gidiyoruz. Bu adımlar caydırma, bu suçu işleyenlerin üzerine gitme noktasındaki kararlılığımızı gösterme adımlarıdır. Buna aynen devam edeceğiz.”

    Gençleri uyuşturucu gibi kötü alışkanlıklardan korumak için devletin tüm imkanlarını kullandıklarını vurgulayan Erdoğan, uyuşturucuyla mücadelenin sadece Türkiye’nin değil bütün ülkelerin ortak mücadele alanı olması gerektiğinin altını çizdi.

    Erdoğan, terör ve uyuşturucunun, küresel mücadele gerektiren konular olduğunu belirtti.

    Türk güvenlik güçlerinin uyuşturucu ticareti yapanlara göz açtırmadığını ifade eden Erdoğan, “Sokak satıcılarından uyuşturucu baronlarına zehir tacirlerine kadar Türkiye’yi dar ediyoruz, edeceğiz. Diğer taraftan yerli, milli ve insani değerlerle donatılmış bir değerler eğitimini önemsiyoruz. Bu konuda atılması gereken adımları da tereddüt etmeden atacağız. Geleceğimizin teminatı olan gençlerimizin heba olmaması için eğitime öncelik veriyoruz. Aile ve gençlik bankamızla da gençlerimizin yanında olacağız. Bu konudaki çalışmalarımız da süratle devam ediyor. Ümit ediyorum ki yakın zamanda müjdeli haberleri de vatandaşlarımızla paylaşacağız.” diye konuştu.

    “Yaptığımız çalışmalarla TDT’de Kuzey Kıbrıs artık bir gözlemci üye olarak yerini aldı”

    Kıbrıs’ın tanınmasına yönelik verilen mesajların sorulması üzerine Erdoğan, şu ifadeleri kullandı:

    “Yaptığımız çalışmalarla Türk Devletleri Teşkilatı’nda Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti artık bir gözlemci üye olarak yerini aldı. Artık Teşkilatın toplantılarına davet ediliyor, katılıyor. Bunu Türk dünyasından tüm dünyaya yaygınlaştırmak suretiyle neler yapılabilir bunu çalışıyoruz. İkili görüşmelerle, kulis faaliyetleriyle Batı’ya da bunları söylüyoruz. Temennimiz odur ki Türk dünyasından sonra Körfez ülkeleriyle ve bunun yanında Batı’ya da bunu hissettirmek suretiyle bu adımları atalım. Kuzey Kıbrıs, şu anda 300-400 bin nüfusa sahip, bu önemli bir potansiyel. Meclis binamızı yapıyoruz, Cumhurbaşkanlığı binasını yapıyoruz. Bunlarla, fiziki imkanlar noktasında Kuzey Kıbrıs çok daha farklı bir konuma geliyor.”

    Açılışı yapılan havalimanının Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nde olmadığını belirten Erdoğan, havalimanının pist itibarıyla da her tür uçağın inebileceği şekilde olduğunu ifade etti.

    Erdoğan, “İnşallah bunlarla beraber bu fiziki altyapıyı tüm dünyaya göstermek suretiyle inşallah Kuzey Kıbrıs’ta yeni adımların atılmasını sağlamış olacağız.” dedi.

  • Tarihi projede sıra hanlarda

    Tarihi projede sıra hanlarda

    Osmanlı’nın ilk başkenti olan Bursa’da 14. yüzyılda oluşmaya başlayan, 16. yüzyılda han, bedesten ve çarşıların gelişimiyle sürecini tamamlayan Tarihi Çarşı ve Hanlar Bölgesi’ni eski ihtişamına kavuşturacak proje, etap etap ilerliyor. Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı destekleriyle hayata geçirdiği Tarihi Çarşı ve Hanlar Bölgesi Çarşıbaşı Kentsel Dönüşüm Projesi çerçevesinde, tarihi bölgeyi kuşatan 38 bina yıkılmış, etrafı dükkanlarla sarılı 342 yıllık Esiri Mehmet Dede Türbesi ile geçmişi 1549’a kadar uzanan Sağrıcı Sungur Mescidi gün yüzüne çıkarılmıştı. Tamamlanan Bakırcılar Meydanı, İpekhan Meydanı, Sağrıcı Sungur Mescidi ve peyzaj düzenlemeleri halkın hizmetine açılıp, otoparkla ilgili imalatlar devam ederken, Büyükşehir Belediyesi daha görünür hale gelen tarihi hanları da özgün kimliğine kavuşturmaya başladı.

    Bakırcılar’ın çehresi değişiyor

    Toplam 14 tane han, 1 bedesten, 13 açık çarşı, 7 üstü örtülü çarşı, 11 kapalı çarşı, 4 pazar alanı, 21 camii, 177 sivil mimarlık örneği yapı, 1 okul ve 3 türbe ile tam bir açık hava müzesi olan tarihi bölgedeki Bakırcılar Çarşısı’nda restorasyona start verildi. Bakırcılar Çarşısı için hazırlanan ve Bursa Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu tarafından onaylanan proje çerçevesinde tarihi dokuya uymayan beton ilaveler, saçaklar, üst örtüler, klima, tente ve tabelalar kaldırılıp, onaylı projeye göre yeniden düzenleniyor. Tarihi yapının taş duvarında cephe temizliği yapılırken, dükkan cepheleri de projeye göre düzenlenecek ve çatılar kurşun kaplama ile yenilecek. Restorasyonla Bakırcılar Çarşısı Bursa turizmine katkı sağlayacak ve bölgenin önemli tarihi yapılarından biri olarak ön plana çıkacak.

    Bursa’yı heyecanlandırıyor

    Her projenin değerli ve kıymetli olduğunu ancak Hanlar Bölgesi Çarşıbaşı Kentsel Dönüşüm Projesi’nin tüm Bursa’yı heyecanlandırdığını söyleyen Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş, böylesine önemli bir projenin başında olmaktan mutluluk duyduğunu kaydetti. Türkiye ve dünya mimarisi açısından Tarihi Çarşı ve Hanlar Bölgesi’nin önemli bir lokasyon ve UNESCO Dünya Miras Listesi’nde olduğunu hatırlatan Başkan Aktaş, “Bu alanın korunması ve gelecek nesillere aktarılması gerekiyor. Cumhurbaşkanımızın ve Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığımızın verdiği desteklerle de proje hızla ilerliyor. Bir taraftan otoparkla ilgili çalıma devam ederken, diğer taraftan hanları da tarihi dokuya uygun hale getiriyoruz. Tarihi hanların üzerine sonradan derme çatma ilaveler yapılmış, farklı farklı tente ve tabelalar görüntü kirliğine yol açıyor. Çalışmaları Bakırcılar Çarşısı’ndan başlattık. İnşallah yakın zamanda bölgenin siluetinin tamamen değiştiğini hep birlikte göreceğiz” diye konuştu.

  • Yabancı öğrenciler Bursa’da

    Yabancı öğrenciler Bursa’da

    Her yıl gerçekleşen Erasmus projelerinin bu yılki ayağı Bursa Ali Osman Sönmez Mesleki Teknik ve Anadolu Lisesinde gerçekleşiyor. Okulun projesi olan “Doğal İzler” Çevre dostu, doğal boyalarla tekstil üretimi projesinin kabul görmesinin ardından Portekiz, İtalya ve Bulgaristan’da eğitim gören otuz beş öğrenci Ali Osman Sönmez Lisesinde projenin gerçekleşmesine katkı sunuyor. Okul Müdürü Hüseyin Er bu anlamda yapılan çalışmaların çok kıymetli olduğunu söylerken “ Yabancı Öğrencilerin Bursa’mızı görmesi, tanıması, kültürler arasında bağ kurulması ve buradaki öğrencilerle kaynaşmaları bizler için önem taşıyor.

    Bu sayede hem ülkemizin ve Bursamızın tanıtımı olurken hem de buradaki öğrenciler yurt dışında benzer şeyler yapabileceğini somut şekilde görüyorlar. Bu yıl bizim projemizin kabul edilmesinin ardından okulumuzda misafir ettiğimiz yabancı gençler burada edindikleri deneyimleri kendi ülkelerine götürecekler. İlerleyen yıllarda bizim öğrencilerimizin de yurt dışında benzer deneyimler edinmesini istiyoruz. Her yıl yeni projeler ve durmadan kendini yenileyen bir okul olarak bu kapsamda lokomotif ve pilot okul olmaya devam etmeyi hedefliyoruz. Buradan mezun olan tüm öğrencilerimiz iş bulmada ciddi kolaylıklar kazanırken aynı zamanda kültürel ve sosyal alanda da doygun ve kendini yenileyebilen bireyler oluyorlar.” Dedi.

    Erasmus Projesinin koordinatörü Birol Kartı ise bu proje kapsamında öğrencilerin eksik kalan dil öğrenme becerisinin de hayli geliştiğini belirterek ülkeler arası sinerjinin özellikle gençler arasında çok önemli olduğunun altını çizdi. Aynı zamanda Erasmus Proje Koordinatörü Birol Kartı, Takım Lideri ve Sanatçı Ahmet Gültekin, Ali Osman Sönmez Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Okul Müdürü Hüseyin Er Line Tv de yayınlanan ve Temirağa Demir’in hazırlayıp sunduğu Buğu programınında konuğu oldular. Program 25 Temmuz Salı günü saat 21.00’de Line Tv ekranlarında yayınlanacak.

  • İzmit Körfezi’ni akvaryuma dönüştürecek proje

    İzmit Körfezi’ni akvaryuma dönüştürecek proje

    İzmit Körfezi’ni devasa bir akvaryum haline getirecek Dip Çamuru Temizliği projesinde ilk çamur çekimi 2 Mayıs’ta gerçekleştirilmişti. Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’nin yürüttüğü, Türkiye’nin en büyük çevre projesinde hummalı çalışma devam ediyor. Saatte 3 bin metreküp çamurlu su vakumlu gemilerle çekilerek, 8 kilometre uzunluğundaki borularla karaya taşınıyor. Geotekstil tüplerine doldurulan çamurlu su, birbirinden ayrıştırılıyor. Yüzde 8 kuru maddeyle gelen tüpler, ölçümlerde yüzde 60 kuruluk oranına ulaştığında su kesiliyor ve yüklenmeye hazır hale geliyor. Biriken çamur, tüpün kesilmesiyle gün yüzüne çıkıyor. Kepçe vasıtasıyla kamyonlara yüklenen çamur, ardından bertaraf edilmek üzere depolama alanına sevk ediliyor. Dışarıya çıkan su ise tekrardan denize bırakılıyor.

    5 bölgeden aynı anda 100 geotekstil tüpü serilebiliyorken, her tüpün bin metreküp yaklaşık 2 bin ton kapasitesi bulunuyor. Haziran ayı itibariyle başlayan çalışmalarda, 100 geotekstil tüpünden ilk 20’si, yüzde 60 kuruluk oranına erişti. Depolanmaya başlanan çamurun farklı amaçlarla kullanımı konusunda üniversitelerin çalışmaları devam ediyor. Tüplerin toplamda 40 bin metreküp (8 milyon ton) kapasitesi olduğu öğrenildi.


    “Türkiye’nin en büyük çevre projesi 3 bin 500 tane tüpü bu şekilde dolduracağız”

    Projenin uzun soluklu olduğunu söyleyen Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Çevre Koruma ve Kontrol Dairesi Başkanı Mesut Önem, “TÜBİTAK-MAM ve İstanbul Üniversitesiyle birlikte yapmış olduğumuz fizibilite ve uygulama çalışmaları neticesinde geçen ay itibariyle denizde çalışmalarımıza başladık. Dip çamurunu orada vakumlu şekilde katardör dediğimiz gemilerle çekiyoruz ve yaklaşık 7 -8 kilometreye varan boru hatlarıyla karaya getiriyoruz. Karada önce yüzde 8’lik çamuru flekilasyon işlemime tabi tutuyoruz çünkü yumaklaşmasını istiyoruz. Arkasından geotestil tüplerinin içine alıyoruz çamuru ve burada süzülen sular tekrar denize gidiyor ama katı kısmı yumaklaşarak bu arka kısımda gördüğünüz geotestil tüplerinin içinde kalıyor. Bu Türkiye’nin en büyük çevre projesi. 3 bin 500 tane tüpü bu şekilde dolduracağız. Geçen ay başladığımız çalışmanın sonucunda şu anda sahada bulunan 100 geotestil tüpümüz var. Bunlardan toplamda 3 bin 500 tane olacak ve bu 100 tüple ilgili dolum aşaması tamamlanmış gözüküyor. İlk 20’si ile ilgili çalışmayı bugün itibariyle başlatıyoruz. İlk 20’sindeki çamur yüzde 60 kuruluğa erdiğini gördük bunun analizlerini yaptık. Geotestil tüpleri keserek o çamuru alacağız ve daha sonrasında karada bertaraf ile ilgi alana götüreceğiz” dedi.

    “8 milyon ton çamur çıkacak”

    Depolanan çamurun değerlendirilmesiyle ilgili çalışmaların devam ettiğini ifade eden Mesut Önem, “Burada yaklaşık 8 milyon ton çamur çıkacak. Bu çamur çok büyük bir oran. O yüzden ilk başta bu depolama ile ilgili süreci yürütüyoruz. Geçen hafta özellikle akademik açıdan da değerlendirilmesi yönünde Gebze Teknik Üniversitesi, İstanbul Üniversitesi, Uludağ Üniversitesi, Kocaeli Üniversitemiz, Sakarya Üniversitesinden akademisyenler geldiler, gelmeye de devam ediyorlar. Hem projemizi inceliyorlar fikir alışverişinde bulunuyoruz hem de bu çamurunun farklı faydalı kullanımı açısından nasıl değerlendirilebileceği yönünden alternatifler üzerinde çalıştığımızı söyleyebilirim” diye konuştu.

    “Çamurda kesinlikle koku oluşumu beklemiyoruz”

    Denizde şu ana kadar yapılmış böyle bir çalışmanın olmadığının altını çizen Önem, “Bir katardrajımız var vakumla çeken gemimiz saate 3 bin metre küplük pompayla basıyor ve yine arada iki tane terfi pompalarımız var bu şekilde karaya getiriyoruz. Çalışmalar tüm hızıyla devam ediyor. Durmasına yönelik bir durum yok. Ara vermeden, hız kesmeden bu şekilde devam ediyoruz. Biz çamurunun tüm bilimsel analizlerini yaptığımız için zaten kokmamasını bekliyorduk. Bu yönde bir endişe söz konusu ise şuandaki burada geotekstil tüplerin içinde bulunan çamur inorganik yapıda. O yüzden de süzülmüş olan suyun dışında kalan o yüzde 60 kuruluğa ermiş olan çamurda kesinlikle koku oluşumu beklemiyoruz” şeklinde konuştu.

  • Bu yatırım çiftçinin önünü açacak

    Bu yatırım çiftçinin önünü açacak

    Yenişehir ve bölge tarımına ve çiftçiye büyük katkı sağlayacak olan 40 bin metrekarelik arazide; 15 bin metrekare taban, toplamda 18 bin metrekare kapalı alana sahip olacak tesisin çok yakında temeli atılacak.


    Yenişehir Belediye Başkanı Davut Aydın, “Özel sektör tarafından yapılacak tesisin yaklaşık 10 bin metrekaresi ürün işleme paketleme, 5 bin metrekaresi soğuk hava, 3 bin metrekaresi ise idari ve sosyal donatı alanlarından oluşacak. Yatırım maliyeti 250 milyon lira olup tesisin en fazla 17 ay içinde faaliyete geçirilmesi planlanmaktadır. Bu projede uyguladığımız yatırım modeliyle; hazine arazisi üzerine belediyenin hak lehtarı olduğu 30 yıl süreli irtifak hakkı tesis edilerek, yap-işlet-devret modeline benzer yöntemle söz konusu yatırımı ilçemize kazandırıyoruz. İnşallah çok yakında bu önemli projenin temelini atıyoruz” dedi.

  • Gençlik rotalarına yenileri eklendi

    Gençlik rotalarına yenileri eklendi

    Üniversite eğitimi için Bursa’ya gelen gençlerin kenti daha iyi tanımaları için düzenlenen gezi programı, Bursa ve İznik’in tarihi mekanlarının yanında artık Karacabey Longozu ve Gölyazı’da da gerçekleştiriliyor.


    Türkiye’nin farklı kentleri ve yurtdışından eğitim için Bursa’ya gelen üniversite öğrencilerinin Bursa’yı tüm değerleri ile tanımaları amacıyla gerçekleştirilen proje çerçevesinde, gençler her hafta Bursa ve İznik’in tarihi ve turistlik mekânlarını tanıma imkânı buluyor. Büyükşehir Belediyesi Gençlik ve Spor Hizmetleri Dairesi Başkanlığı 2023 yaz dönemi gezilerine, Bursa ve İznik’in dışında Karacabey Longozu ve Gölyazı’yı da ekledi.


    Atatürk Kongre ve Kültür Merkezi’nden hareketle 35’er kişilik gruplar halinde rehber eşliğinde gerçekleşen gezilerden, üniversiteli gençler tamamen ücretsiz yararlanıyor. Karacabey Longoz Ormanlarında doğa yürüyüşü ile başlayan gezi, Longoz Ormanlarında bulunan Afrika evlerinde ücretsiz çeşitli ikramlarla devam etti. Gençler daha sonra Gölyazı’nın serin sularında tekne turu yaparak günü noktaladı.


    Ücretsiz gezilerden yararlanmak isteyen, 15 – 29 yaş arası Bursa’da yaşayan gençler, Bursa Büyükşehir Gençlik Kulübü mobil uygulaması ve ‘gezi.bbgenclikkulubu.com’ internet adresinden online başvuru yapabiliyor.

  • “Projelerimizi hızlı bir şekilde devreye almak istiyoruz”

    “Projelerimizi hızlı bir şekilde devreye almak istiyoruz”

    Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, Türkiye’nin ilk nükleer güç santrali olan Akkuyu Nükleer Güç Santralini ziyaret ederek, işçilerle bayramlaştı. Bakan Bayraktar’a Mersin Valisi Ali Hamza Pehlivan, AK Parti Mersin Milletvekili Ali Kıratlı ile Akkuyu NGS yetkilileri eşlik etti. Burada çalışanlarla birlikte yemek yiyen Bayraktar, ardından tek tek işçilerle bayramlaştı.

    Daha sonra gazetecilere konuşan Bayraktar, geçen hafta deprem bölgesinde olduğunu hatırlattı. Bayraktar, “Bakan olarak ilk ziyaretimi deprem bölgelerine yaptım. Ardından Şırnak’a gittim. Orada çok önemli bir petrol bulduk. Bugün de yaklaşık 30 bine yakın işçi kardeşimizle bayramlaşmak üzere buraya geldik. Çalışmalarla ilgili yöneticilerden bilgi aldık. Tabi Türkiye’nin son 21 yılda enerji alanında yaptığı Cumhurbaşkanımızın liderliğindeki sessiz devrim çok önemli. Türkiye bu süre içerisinde aşağı yukarı enerjisini 3’e katladı. Şimdi bu enerji devriminin yeni fazına geçmiş oluyoruz. Milli enerji ve maden politikamızın en önemli sacayaklarından bir tanesi nükleer enerji alanı ve Türkiye nükleer enerji programının ilk örneği Akkuyu Nükleer Güç Santrali için burada 27 Nisan’da ilk nükleer yakıtı sahaya getirdik. Artık burası uluslararası bir nükleer tesis statüsüne kavuştu. Proje büyük bir hızla ilerliyor. Çok kısa bir süre sonra bu projeden elektrik üretmeye ve inşallah her yıl birer reaktörü devreye alarak önümüzdeki süreçte 2028’e kadar bu projenin tümüyle devreye alınmasını hedefliyoruz” ifadelerini kullandı.

    “2’nci ve 3’üncü nükleer santral projelerimizi hızlı bir şekilde devreye almak istiyoruz”

    Akkuyu Nükleer Güç Santrali’nde Türkiye’nin elektrik ihtiyacının yaklaşık yüzde 10’unun karşılanacağını vurgulayan Bakan Bayraktar, daha sonra şunları söyledi:
    “Bu proje çok önemli. Burada Türkiye’nin elektrik ihtiyacının yaklaşık yüzde 10’u karşılanacak. En az bunun kadar önemli bu enerjiyi biz karbonsuz şekilde üretmiş olacağız. Dolayısıyla çevre anlamında çok ciddi katkı sağlayacak. Burası yaklaşık 35 milyon ton karbon salınımına engel olacak bir proje. Dolayısıyla bizim nükleer enerji programımız hem çevre ile alakalı açıdan hem enerji arz güvenliği açısından hem de çeşitlendirme açısından önem arz ediyor. Tabi ki bu proje tek değil. Bu projenin yanında 2’nci ve 3’üncü santralle ilgili yoğun görüşmelerimiz devam ediyor. 2’nci ve 3’üncü nükleer santral projelerimizi de hızlı bir şekilde devreye almak istiyoruz. Türkiye’nin nükleer enerji programında küçük modüler reaktörler de önemli. Önümüzdeki dönemde nükleer de önemli yatırımları gerçekleştirmek istiyoruz. Türkiye’nin nükleer enerji ekosistemine çok önemli bir katkı sağlıyor. İnsan kaynağı ve endüstri yönüyle katkı sağlıyor. Yaklaşık 800 civarında talebemiz yurt dışında eğitim aldı ve yurda döndü. 300’e yakını burada çalışıyor. Dolayısıyla istihdam, insan kaynağı yetiştirme kaynağıyla önem arz ediyor. Yerel halka da kazandıran bir proje. Yaklaşık 6,5 milyar dolarlık yerel sanayiye, Türkiye sanayisine katkısı olan proje. İnşallah diğer projelerde daha yoğun bir şekilde aynısını hep birlikte göreceğiz. Bu vesileyle tüm vatandaşlarımızın Kurban Bayramını kutluyorum.”

  • Başvuru süreci 3 Temmuz’a ertelendi

    Başvuru süreci 3 Temmuz’a ertelendi

    Bilsoft Yazılım İş Geliştirme Uzmanı Mehmet Aydın, e-Faturaya geçiş tarihi resmi tarihe rastlaması nedeniyle 3 Temmuz 2023 tarihine kadar ertelendiğini söyledi.

    Bilsoft Yazılım İş Geliştirme Uzmanı Mehmet Aydın “Gelir İdaresi Başkanlığı’nın 26 Haziran 2023 tarihinde yaptığı duyuruya göre, 1 Temmuz e-Faturaya geçiş tarihinin resmi tatile rastlaması nedeniyle 3 Temmuz 2023 tarihine kadar ertelemiştir. İlgili mükelleflerin e-Fatura ve e-Arşiv Fatura uygulamalarına dahil olması gerekmektedir.

    Elektronik belge kullanımının yaygınlaşması için yapılan düzenlemelerde işletmelerin 2022 yılı brüt satış tutarlarına göre e-Faturaya geçiş yapması gerekmektedir. Muhasebe programı ile tam entegre olarak çalışan e-Fatura programı sayesinde işletmeler süreçlerini hızlandırırken zamandan tasarruf sağlamaktadır. Telefon, tablet veya bilgisayardan internetin olduğu her yerden e-Fatura kesebilen firmalar aynı zamanda gelen faturalarını da tek tuşla muhasebe programına kayıt ederek hesaplarını rahatça tutmaktalar.

    e-Fatura için kullanılacak entegre yazılımların, resmi tatillerde destek vermesi kullanıcılar için büyük önem taşımaktadır. Bilsoft Yazılım olarak, kullanıcılarımızın yanında olmak ve destek vermek adına resmi tatillerde çalışmalarımız devam etmektedir” dedi.

    Mehmet Aydın, “28-30 Haziran Kurban bayramında çalışanlarımız ile hizmet vermeye devam ederken, 1 Temmuz Cumartesi günü tam kadro hizmet vermeye devam edeceğiz. KOBİ’lere en kaliteli hizmeti sunmak için çalışmalarımıza ara vermeden devam ediyoruz.

    Müşteri memnuniyetini her zaman ön planda tutarak hizmetlerimizi sürdürüyoruz” diyerek e-faturaya geçecek işletmelere duyuruda bulundu.

  • Geleceğin Yıldırım ‘ı Mevlana’da yükseliyor

    Geleceğin Yıldırım ‘ı Mevlana’da yükseliyor

    Yıldırım Belediyesi Toplu Konut İdaresi (TOKİ) desteği ile sürdürdüğü Mevlâna Kentsel Dönüşüm Projesi’nin yüzde 75’lik kısmını tamamladı. Ekim ayı içerisinde hak sahiplerine mülklerinin teslim edilmesi planlanan projenin durumu hakkında bilgi veren Yıldırım Belediye Başkanı Oktay Yılmaz, “Projemiz 100 dönümlük bir alanı kapsıyor. Bunun 40 bin metrekarelik bölümünü sosyal donatı ve ortak kullanım alanları, ulaşım arterleri, sağlık tesisi alanı, park okul alanı ve otopark alanı olarak planladık. Geriye kalan 60 bin metrekarelik alanda ise 1244 adet konut üretiyoruz. Yerinde eski konutlar vardı bunların yıkımını gerçekleştirdik” dedi.


    Mevlâna Kentsel Dönüşüm Projesi’nin yerinde ve gönüllü dönüşüme örnek teşkil ettiğini söyleyen Başkan Yılmaz, projede hak sahipleri ile yüzde 100 oranında bir uzlaşma sağladıklarını hatırlattı. Başlangıç olarak, 644 konutun hak sahiplerine teslim edileceğini aktaran Yılmaz, “400 kadar konutumuzu evlerini yıktığımız hak sahiplerine vereceğiz. Kalan konutları ise sonraki etapta mülkü bulunan hak sahiplerine vererek, onların kira derdi ile uğraşmadan kendi evlerinden yine kendi evlerine taşıyacağız” diye konuştu.