Etiket: proje

  • Türk akademisyenlerden dünya çapında proje

    Türk akademisyenlerden dünya çapında proje

    6 Şubat depremlerinden sonra deprem kuşağında yer alan Türkiye’de en hızlı şekilde aksiyon alınabilmesi adına akademi camiası dünya çapında bir ilk sayılabilecek proje için harekete geçti. Yıldız Teknik Üniversitesi (YTÜ) Bilimsel Araştırma Projeleri Koordinasyon Birimi tarafından Şubat 2023 depremlerinin oluşturduğu etkilerin belirlenmesi ve afet sonrası yönetimi için yapay zeka tabanlı bir model oluşturulması için 100’den fazla akademisyen ve 15 farklı disiplin bir arada çalışacak. Deprem sonrası ve öncesi için zemin yapısından su kaynaklarına, inşaattan beton örneklerine, psikolojiden kültürel varlıklara kadar birçok disiplin çalışmaları sonucunda elde edilecek veriler ile sonrasında yapay zeka tabanlı bir tahmin modeli ortaya konulacak. Model özellikle hala hazırda deprem gerçeği ile yüz yüze olan ve tehlike arz eden bölgelerde de kullanılarak gerekli hazırlıkların yapılmasına yardımcı olabilecek.

    Proje çerçevesinde depremlerden en çok etkilenen illerden biri olan Hatay ili özelinde, bölgenin depremselliği ve jeolojik durumu ortaya konularak, uzaktan algılama ve jeodezik yöntemler ile durum tespiti yapılacak. Depremden etkilenen ve aralarında kültür varlıkları ile barajların da yer aldığı yüzbinlerce yapıda hasar tespit çalışmaları için mevcut modellerin irdeleneceği projede ayrıca; deprem sonrası geçici barınma sistemleri, hızlı-çoklu üretim teknikleri geliştirilecek. Bununla birlikte mevcut duruma yönelik yerleşime uygunluk ve planlama sürecinin değerlendirilmesi planlanan çalışmada, deprem bölgelerinde ulaşım hareketlilik süreçlerinin izlenmesi, içme suyu ve atık su altyapı sistemlerinin yönetimi, inşaat yıkıntı atıklarının değerlendirilmesine yönelik çalışmalar da yürütülecek.

    “Sadece kentsel değil zihinsel dönüşüm içinde de yer almaya hazırız. Üniversitelerin ve bilimin olmadığı karar mercilerinde başarı da olmaz”
    Projenin detaylarının aktarıldığı basın lansmanında konuşan ve üniversitelerin hedeflerinin meslek sahibi edindirmek değil mesleğini tutkuyla yapanları yetiştirmek olması gerektiğini vurgulayan Rektör Prof. Dr. Tamer Yılmaz ayrıca karar mekanizmalarında üniversitelerin ve bilimin ne kadar önemli olduğunun altını çizdi. Karar mercilerinde bilimin ve üniversitelerin olmaması durumunda başarısızlığın yaşanmasının kaçınılmaz olduğunu söyleyen Prof. Dr. Tamer Yılmaz, “Burası bir araştırma üniversitesi. Tabi ki de bunları bir görev olarak yapıyoruz. Biz bir ARGE üniversitesiyiz en önemli kolumuz ürettiğimiz projeler. Bu projelerin birbiriyle konuşması hepsinden önemli.

    Deprem kadar önemli olan bir konuda geliştirdiğimiz bu proje her yerde, İstanbul’da bile kullanılabilecek. Üniversitelerin merkezde olmadığı, onların düşüncelerinin olmadı karar mercilerinde herhangi bir başarılı olamaz. Üniversite ve bilim yoksa başarı olmaz. Biz sorumluluk almaya karar mekanizmasının içinde yer almaya sadece kentsel dönüşüm için değil zihinsel dönüşüm içinde de yer almaya hazırız. 112 yıldır ders veriyoruz, Türkiye’nin en iyi mühendislerini yetiştiriyoruz. Sadece derslere girerek mühendis olunmaz.

    Hangi bölümden mezun olursa olsun olaylara ve yaptığı işe yaklaşımı farklıdır. Burasının mezunları tutku sahibidir. Yaptığı işi tutku ile yapar. İşte bu vizyonu yayarsak sorunu çözmüş olacağız. Bakmamız gereken şey meslek sahiplerine tutku ve aşk aşılanmış mı buna bakmalıyız. Mezun olmuş bir inşaat mühendisi ve mimarımla bir projede karşılaştığımda ‘ben burada bir ailenin mutluluğunu inşa ediyorum’ der. İşte bizim mutluluk inşa eden mühendislere ihtiyacımız var. Ben ülkenin geleceğini inşa ediyorum diyenlere ihtiyacımız var” dedi.

    “Hızlı bir şekilde karar ve destek mekanizmasının kurulması gerekiyor”

    Üniversitenin İnşaat Fakültesi Dekan Yardımcısı ve proje yürütücüsü Prof. Dr. Nabi Yüzer de yapılacak olan çalışmalar için “Bu kadar büyük iki depremden sonra afet yönetiminin muhakkak yapılması gerekiyordu” diyerek yaptığı bilgilendirmelerde şunları söyledi:

    “Tabi bu afet yönetimi çalışmasının bütüncül bir yaklaşımla yapılması lazımdı. Psikolojik danışmanlıktan şehir bölge planlamasına, inşaat mühendisliğinden mimara bütün bunların bir arada ele alınması hızlı bir şekilde karar ve destek mekanizmasının kurulması gerekiyor. Eğer biz bu kadar disiplini bir araya getirip onları birbiri ile konuşturursak ve bunu yapay zeka tabanlı bir yöntem kullanarak geliştirebilirsek Hatay ili özelinde bir model oluşturtulacağız. Sonrasında birçok ilimizde, başta İstanbul olmak üzere, uygulamamız mümkün olabilecek. Bu kadar disiplini bir araya getirecek, bunları birbiri ile konuşturacak yapay zekaya ihtiyacımız var. Yani diğer illerde ve ilçelerde uygulayabileceğimiz tahmin verileri için yapay zekayı araç olarak kullanacağız.”

    “Bu proje dünyada bir ilk olacak”

    Proje içinde yer alan ve çalışmalara katkı sağlayacak olan İnşaat Fakültesi Dekanı ve Doğa Bilimleri Araştırma Merkezi Başkanı Prof. Dr. Şükrü Ersoy ise böyle bir çalışmanın dünyada ilk olacağını söyledi. Prof. Dr. Şükrü Ersoy “Böyle bir felakete kayıtsız kalamazdık” dediği konuşmasında, “Biz üniversite olarak sadece eğitim, öğretim ve araştırma yapmıyoruz. Topluma da hizmet etmek adına varız. Böyle büyük bir felakette burada olmayacaksak ne zaman olacağız. Dolayısıyla bütün teknik gücümüzü, bilgi gücümüzü, her şeyimizi oraya aktarmayı düşünüyoruz. Büyük bir proje hazırladık. İçerisinde tüm sektörlerden, eğitim sektörünün olduğu branşlardan gruplar var.

    Bu gruplar jeolojisinden, zeminin özelliklerinden, kültürel yapılardan, insanların psikolojik durumlarından, barınmalarından her türlü hatta içtikleri suyun kirlenmesinden, onların tekrar kazandırılması adına yapılacak çalışmaların hepsini içerecek büyük bir projeyle bu işe giriyoruz. Dolayısıyla bu büyük bir proje içerisinde eğitim branşlarımızın tümü var. Topyekûn Yıldız Teknik Üniversitesi olarak Hatay özelinde çalışacağız. Ama Hatay’da uygulayacağımız bu model diğer illerimize de örnek olup uygulanabilir. Çünkü dünyada böyle bir örnek yok. Bir üniversitenin bütün gücüyle, bütün imkanlarıyla bir deprem projesinde çalışması gibi bir proje dünyada örneği yok. İlk defa biz uygulayacağız” şeklinde konuştu.

  • Bursa’yı büyütecek proje için önemli adım

    Bursa’yı büyütecek proje için önemli adım

    Kamulaştırılacağı açıklanan binlerce parsel arasında Balat’ta tanesi 10-12 milyon liraya satılan dairelerin bulunduğu bir site de yer alıyor. Bursa’dan Karacabey ve Bandırma’ya kadar beklenmeyen bazı parsellerin de kamulaştırma listesinde olması dikkat çekerken, açıklanan parsellerden bir çoğunun kamulaştırmasına ihtiyaç duyulmadan sahiplerine iade edileceği kaydediliyor. Uzmanlar, “Demiryolu düzenleme yasamız var. Hızlı tren devam edecek. Onun dışında yük ve yolcu olarak kullanılmasına da izin verecek. Belediye olarak bir raybüs kiraladığınız zaman bakanlıktan da saatlerini teyit edip; düzenleme esaslarına uyarak bir program dahiline alabilirsiniz. Bursa Karacabey arasında ring dönersiniz. Yeni bir şehir oluşturursunuz. Depremle birlikte bu gerçek de ortaya çıktı. Türkiye’nin kurtuluşu banliyö sistemi. 2 milyon nüfuslu Viyana’da 14 tane banliyö sistemi var. Banliyöye dönmek için fırsat. Algımız da açık. Ortak akıl oluşturup bu olayı iyi değerlendirmeliyiz” dediler.

    Osmaneli-Yenişehir-Bursa-Bandırma yüksek standartlı demiryolu projesi Bursa’yı Karacabey’e doğru büyütecek. 1,5 yıl içinde tamamlanması beklenen proje için Cumhurbaşkanlığı acele kamulaştırma kararı verdi.
    Balat ile Karacabey güzergahında acele kamulaştırılacak bilinen parsellere yeni parseller eklendi. Balat’ta lüks dairelerin yapıldığı ve insanların ikamet ettiği lüks rezidansların da acele kamulaştırma kararı içine alınması şok etkisi yaptı. Yüzlerce lüks dairenin bulunduğu sitede bahçe katların fiyatları bile 10 milyon liradan başlıyor.

    Resmi Gazetede yayımlanan 6897 sayılı kararda Bandırma – Bursa – Yenişehir – Osmaneli Yüksek Standartlı Demiryolu Projesinin belirlenen iş programına ve taahhüt edilen edilen sürelere uygun şekilde tamamlanması ve dış kaynaklı kredi temininde aksama yaşanmaması amacıyla, proje çerçevesinde ihtiyaç duyulan ve ekli harita ile listede bulundukları yer ve ada/parsel numaraları gösterilen taşınmazlar ile muhdesatın, Ulaştırma ve Alt Yapı Bakanlığı (Altyapı Yatırımları Genel Müdürlüğü) tarafından acele kamulaştırılmasına, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 27. maddesi gereğince karar verilmiştir.” denildi.

    Bilecik’ten başlayıp Balıkesir’in Bandırma ilçesinde son bulan proje Bursa’nın Yenişehir, Kestel, Gürsu, Osmangazi, Nilüfer, Mudanya ve Karacabey ilçelerini de içerisine alıyor. Yayınlanan karara göre Nilüfer, Mudanya ve Karacabey ilçelerinde çeşitli noktalardaki çok sayıda parselde kamulaştırma yapılacağı görülürken, Yenişehir, Kestel, Gürsu ve Osmangazi ilçelerinde kamulaştırma için herhangi bir alan görülmüyor.

    Özellikle Nilüfer ilçesinde kamulaştırma yapılması planlanan parsellerin bazılarında lüks siteler yer alıyor. Balat Mahallesi’nde kısa süre önce içerisinde yaşamın başladığı Panula Balat sitesi de kamulaştırma yapılması planlanan parseller üzerinde bulunduğu için kamulaştırılıp yıkılması bekleniyor. Ancak binlerce kişinin ikamet ettiği lüks sitede daire fiyatları 10 milyon lira ile 25 milyon lira arasında değişiyor.

    Uzmanlar, acele kamulaştırma kararında daha önceden açıklanmamış parsellerin de olduğunu hatırlatarak, “Endişeye gerek yok. Vatandaş kesinlikle mağdur edilmeyecek. Değeri ne kadar ediyorsa kamulaştırma bedeli ödenir. Acil kamulaştırma gerektiren işlerde bakanlığa yetki verilir. Daha sonra kuruşlandırmaya ve istimlak bedellerine geçilir. Kimsenin hakkı yenmez. Fazlası verilir. Eskiden bu tür işlerde hak gözetilmezdi. Şimdi kimse mağdur edilmiyor. Burada yapılan kamulaştırmalar sonrasında yasal yol kullanılıyor. Mudat bir işlem haline geldi. Değeri 10 lira ise üzerinde oluyor. Tevhid ifraz işlemlerini yapması uzun zaman alıyor. Acil kamulaştırmanın mantığı ise iş aksamasın. Bandırma’ya bir an önce sistemi 1,5 yılda gelsin. 50 yılda imarları çözemezsiniz. Bunun için acil kamulaştırma güzergah aksını belirler. Diğer alanların istimlak haricinde kullanılmayan yerler geri iade edilir” dediler.

    Öte yandan 1,5 yıl içinde tamamlanacak demiryolu ve tren projesinin banliyö sistemi ile şehri batıya doğru planlı ve bahçeli konutlarla büyüteceğini kaydeden uzmanlar, “Bursa şehir içine tıkandı. Demiryolu sayesinde şehri batıya doğru büyütmek imkanı sağlanacak, 2 milyon nüfuslu Viyana 14 banliyöye sahip. Bursa Büyükşehir Belediyesi bir raybüs kiralayıp bakanlıktan da saatlerini teyit ederek Karacabey Bursa arasında ring yapacak. Yeni toplu konutlar ve TEKNOSAB projesi ile birlikte batıda planlı yeni bir şehir doğacak. Deprem gösterdi ki Türkiye’nin kurtuluşu banliyö sistemi. Bu durum Bursa için de bir fırsat” ifadelerini kullandılar.

    Bursa Bandırma arasında hızlı trenin yanısıra, bir yük ve yolcu taşıyacak yüksek standartlı demiryolu projesi olacağı, Karacabey yakınlarında Hürriyet ve Taşlık mahallelerinde durak bulunacağı, Bursa Karacabey arasında demiryolu ulaşımının 25-30 dakikada gerçekleşeceği öğrenildi.

    Bakanlık yetkilileri de vatandaşın panik yapmaması dile getirerek, “Bina yıkımı veya kamulaştırması olmayacak. Prosedür gereği acil kamulaştırma kararı alınır. Bu amaçla yapılmıştır. O parsellerin yüzde biri kullanılmayacak. Demiryolu güzergahına giren parseller kamulaştırılacak. Net şekilde binaların içinden geçmiyor. Temas ettiği yerdeki alanı ayrıştırmak için imar mevzuatından dolayı vakit sıkıntısı yaşamamak adına böyle bir durum sözkonusu. Binaların parsel tanımından dolayı kamulaştırmaya girmiş. Kamulaştırma Dairesi niyet belirtir. Oradan geçerse, o noktada ifraz beklememek için acil eylem planı hayata geçirir. Binaların hiçbir riski yoktur. Orada gidip binalara dokunulmayacak. Güzergahın üzerine denk gelen yerde ilk önce sistem yapılacak. Ardından imar planı tamamlanacak” dediler. .

  • “Evde Ama Yalnız Değil” projesi

    “Evde Ama Yalnız Değil” projesi

    Anadolu Üniversitesi’nin proje ortağı olduğu “Evde Ama Yalnız Değil: Okul Öncesi Öğretmenlerini ve Ebeveynleri Dijital Eğitim için Güçlendirme” başlıklı Erasmus+ KA226-Dijital Eğitime Hazırlık- projesi toplantısı 6-9 Şubat 2023 tarihlerinde yapıldı. Anadolu Üniversitesinin uzaktan eğitim alanındaki uzmanlığı ve deneyimi ile yer aldığı projede özellikle COVID-19 sürecinde ebeveynlerin çocuklarının eğitimini evde destekleme konusunda güçlendirilmesi amaçlanıyor. Projenin Anadolu Üniversitesi adına koordinatörlüğünü Açıköğretim Fakültesi Öğr. Üyesi Doç. Dr. Aras Bozkurt yürütürken, Anadolu Üniversitesi öğretim elemanları Öğr. Gör. Dr. Ali Ulus Kımav, Dr. Öğr. Üyesi Aslı Yıldırım ve Dr. Öğr. Üyesi Gülden Bozkuş Genç araştırmacı olarak görev alıyor.

    Projede uluslararası ortaklar bulunuyor

    Koordinatörlüğü Ankara Keçiören İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından yürütülen projede Belçika’dan GO! Scholengroep Brussels ile GO! Basisschool De Telescoop, Kuzey Makedonya’dan JOUDG, İspanya’dan Salamanca Üniversitesi, Çekya’dan Centre STEP, Ankara’dan Kalaba Anaokulu ve Anadolu Üniversitesi proje ortağı olarak yer alıyor. 2021 yılında kabul alarak çalışmalara başlayan projenin Mayıs 2023 tarihinde tamamlanması planlanıyor.

    “Evde Ama Yalnız Değil” projesi neleri kapsıyor

    Proje kapsamında özellikle okul öncesi dönemdeki çocukların eğitimlerinin desteklenmesi için proje ortağı kurumların yaptıkları uygulamalar paylaşılarak, yapılan iyi uygulamalara ilişkin içerikler geliştiriliyor. Proje sonunda geliştirilen içerikler ile oluşturulan etkileşimli iyi uygulamalar e-kitabı oluşturulması ve geliştirilen materyaller ile kitlesel açık çevrimiçi ders (MOOC) modeli oluşturulması hedefleniyor. Proje sürecinde oluşturulan kitlesel açık çevrimiçi ders (MOOC) modelinin denendiği ve değerlendirildiği hareketlilik toplantısı ise dört gün sürdü. Toplantı sürecinde katılımcılar üniversitemizin Kreş ve Gündüz Bakımevi ve İÇEM başta olmak üzere çeşitli birimlerini de ziyaret ettiler.

  • “İyilik Kupası” Projesi

    “İyilik Kupası” Projesi

    Deprem psikolojisinden uzak, birbirinden güzel ve eğlenceli vakit geçiren depremzede çocuklar, İyilik Kupası çerçevesinde hem spor yaptı hem de geleneksel oyunların yanı sıra zeka oyunları da oynadı. Merkezi İstanbul’da bulunan Hareket Spor Kulübünün, depremden etkilenen çocuk ve gençlere destek olmak amacıyla Kahta ilçesinde düzenlediği “İyilik Kupası” projesine; spor eğitmenleri, sosyologlar, psikologlar, sanatçılar ve tiyatro oyuncuları da katıldı. Düzenlenen etkinlik çerçevesinde çocuklara; mendil kapmaca, çuval yarışı, halat çekme ve bilek güreşi gibi geleneksel oyunların yanı sıra voleybol, futbol, badminton, mini golf, bocce sporları, satranç, dama ve benzeri zeka oyunları oynatıldı.

    Çocuklarla birlikte iyiliğin peşinde olduğunu belirten Hareket Spor Kulübü Başkanı Serkan Demirel, “Hareket Spor Kulübü olarak deprem bölgesinin ardından çocuklarımızla birlikteyiz. Hareket Spor Kulübünün ‘İyilik Kupası’ adı altında binlerce çocuğumuza bölgede ulaşmaya çalışıyoruz. Depremin ardından çocuklarımızın ruh sağlığının iyileştirilmesi anlamında ekip olarak buradayız. Ekibimizde; İstanbul’dan, Samsun’dan ve Kütahya’dan psikologlarımızla, sosyologlarımızla oyun etkinliklerini beraber gerçekleştiriyoruz. Bu oyunlarımızla birlikte çocuklarımızda açılan yaraların iyileşmesi için çaba gösteriyoruz. Çocuklarımızla birlikte iyiliğin peşindeyiz. Ümit ediyoruz ki bu iyiliğin kupası bütün bölgemizde çocuklarımızın mutlu olmasına vesile olsun” diye konuştu.

  • Merkez park şekilleniyor

    Merkez park şekilleniyor

    İnegöl Belediyesi, şehrin merkezinde prestijli bir meydan kazandırmak için çalışmalarını sürdürüyor. Bir yandan Kent Meydanı ve Yaşam Alanı projesi devam ederken, bir yandan da eski hükümet konağı, kaymakamlık lojmanı ve sedir kafenin bulunduğu alanda meydanı tamamlayacak 11 dönümlük arazi üzerinde Merkez Park projesi yükseliyor. Çalışmaları bir süre önce başlayan Merkez Park Projesi, hızla ilerliyor.

    Beton dökme işlemi sürüyor

    Vatandaşların da heyecanla beklediği projede, yer altı otoparkı için beton dökme işlemi sürüyor. 7 ay hedefiyle ilk kazmanın vurulduğu Merkez Park projesinin 2023 yılı içerisinde tamamlanması planlanıyor.

    İnegöl’ün çehresi değişecek

    Şehrin merkezinde adeta İnegöl’ün çehresini değiştirecek projede, özellikle yeşil alanlar dikkat çekiyor. Proje kapsamında alanda halihazırda bulunan 90 civarında ağaç 280’e çıkmış olacak.

    Projenin yer altı otoparkı 130 araç ve etrafındaki açık otoparkların sayısı ise 70. Toplamda 200 araçlık otoparkın oluşacağı projede, bölgedeki ATM’ler de daha düzenli ve toplu bir hale getirilecek.

    Beraberinde bisiklet park alanları, kafeterya, yürüyüş yolları ve etkinlik alanları ile İnegöl’ün nefes alacağı bir meydan oluşmuş olacak.

  • Uludağ Üniversiteli akademisyenlerden proje başarısı

    Uludağ Üniversiteli akademisyenlerden proje başarısı

    Açıklanan sonuçlara göre; BUÜ Tıp Fakültesi İmmünoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Dr. Salih Haldun Bal’ın yürütücülüğündeki “Eritrosit Süspansiyonlarının Depolama Süresi ve Şartların Etkisiyle Salınan Eksozomların T Lenfositler Üzerindeki Etkileri” başlıklı proje destek almayı başardı.


    Yardımcı araştırmacılar olarak Dr. Levent Tufan Kumaş, Dr. Öğr. Ü. Diğdem Yöyen Ermiş, Doç. Dr. Yasemin Heper, Prof. Dr. Haluk Barbaros Oral’ın görev yapacağı proje hakkında bilgi veren Dr. Öğr. Ü. Salih Haldun Bal; “Transfüzyonun (kan nakli), hastanın bağışıklık sistemini etkileyerek istenmeyen sonuçlara yol açabildiği uzun yıllardır bilinse de; transfüzyonla ilişkili immün düzenlenme (transfusion related immuno-modulation; TRIM) adı verilen bu tablonun nedeni ve oluş mekanizması aydınlatılabilmiş değildir. Bu nedenle hastayı TRIM’den tam olarak koruyacak çözüm veya çözümler de üretilememektedir. Bu konuda yürütülmüş çalışmalar sayesinde ulaşılan bilgi yeni çalışmalar ile desteklendikçe hedefe daha çok yaklaşılmaktadır” dedi.


    Projede kan bağışı sonrası kan torbası içinde kalan veya üretilen eksozomların, TRIM gelişimindeki ihtimali yüksek rollerini araştıracaklarını kaydeden Bal; “Bu gayeyle eritrosit süspansiyonlarının içinde depolama süresi boyunca biriken eksozomların, T lenfositler üzerindeki etkileri, in vitro hücre kültürü ortamında kan transfüzyonu taklit edilerek incelenecektir. Böylelikle TRIM gelişiminde eksozomların rollerinin olup olmadığı değerlendirilebilecek ve elde edilecek sonuca göre transfüzyon stratejilerinin düzenlenmesi sağlanabilecektir” şeklinde konuştu.

  • İnegöl’de Merkez Park şekilleniyor

    İnegöl’de Merkez Park şekilleniyor

    İnegöl Belediyesi, şehrin merkezinde prestijli bir meydan kazandırmak için çalışmalarını sürdürüyor. Bir yandan Kent Meydanı ve Yaşam Alanı projesi devam ederken, bir yandan da eski hükümet konağı, kaymakamlık lojmanı ve sedir kafenin bulunduğu alanda meydanı tamamlayacak 11 dönümlük arazi üzerinde Merkez Park projesi yükseliyor. Çalışmaları bir süre önce başlayan Merkez Park Projesi, hızla ilerliyor.


    Vatandaşların da heyecanla beklediği projede, yer altı otoparkı için beton dökme işlemi sürüyor. 7 ay hedefiyle ilk kazmanın vurulduğu Merkez Park projesinin 2023 yılı içerisinde tamamlanması planlanıyor.


    Şehrin merkezinde adeta İnegöl’ün çehresini değiştirecek projede, özellikle yeşil alanlar dikkat çekiyor. Proje çerçevesinde alanda halihazırda bulunan 90 civarında ağaç 280’e çıkmış olacak. Projenin yer altı otoparkı 130 araç ve etrafındaki açık otoparkların sayısı ise 70. Toplamda 200 araçlık otoparkın oluşacağı projede, bölgedeki ATM’ler de daha düzenli ve toplu bir hale getirilecek. Beraberinde bisiklet park alanları, kafeterya, yürüyüş yolları ve etkinlik alanları ile İnegöl’ün nefes alacağı bir meydan olacak.

  • Arşivden bina projesine fiyat düzenlemesi

    Arşivden bina projesine fiyat düzenlemesi

    Nilüfer Belediye Meclisi, Mart ayı olağan toplantısının ilk oturumunu Barış Meclisi Salonu’nda gerçekleştirdi. Nilüfer Belediye Başkanı Turgay Erdem başkanlığında gerçekleşen Meclis toplantısı, depremde hayatını kaybeden vatandaşlar için yapılan saygı duruşuyla başladı. Gündem maddeleri ve önergelerin görüşüldüğü toplantıda, önemli bir karar da alındı. 2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanunu’nun 97. maddesine göre 26 Ekim 2022 tarihinde Nilüfer Belediye Meclisi’nde oy birliğiyle alınan Yazı İşleri Müdürlüğü ücret tarifesinde değişikliğe gidildi. Oy birliğiyle alınan kararla, Nilüfer Belediyesi arşivinden, vatandaşların kendi binalarının projelerine ilişkin belge talepleri için uygulanan ücret tarifesinde düzenleme yapıldı. Alınan kararla birlikte site yöneticilikleri, ticari maksatlı kullanılmaması kaydıyla bina projelerini 30 Haziran 2023 tarihine kadar 20 lira kayıt ücreti karşılığında alabilecek.

    Son günlerde sosyal medya üzerinde bu konuya yönelik yapılan yorumların üzücü olduğuna dikkat çeken Nilüfer Belediye Başkanı Turgay Erdem, ücret tarifelerinin belediye meclisleri kararıyla belirlendiğini ve bu ücretleri bütün belediyelerin aldığını vurguladı. Son günlerde bu konunun Nilüfer Belediyesi üzerinden yapılan olumsuz algıyla sosyal medyanın gündemine gelmesini üzülerek izlediğini ifade eden Başkan Turgay Erdem, “Bir bakanın, yaptığı sosyal medya paylaşımında bizi fırsatçı belediye haline dönüştürdüğünü üzülerek izledim. Bunu belirli basın kuruluşlarında da görmüşsünüzdür. Böyle bir algının belli kişilerce yapılması üzücü ve düşündürücü. Vatandaşa hizmet etmek için elimizden gelen gayreti sarf ediyoruz. Sadece yasalara uyduğumuz için bu şekilde değerlendirilmesi beni üzdü” diye konuştu.


    2464 sayılı belediye kanununa göre belge ücret tarifesinin 26.10.2022 tarihinde Nilüfer Belediye Meclisi’nde oy birliğiyle alınan kararla belirlendiğini hatırlatan Başkan Turgay Erdem, bu tarifenin değişikliği için yasal olarak Meclis kararının alınması gerektiğini söyledi. Başkan Erdem, “Depremin yaşandığı 6 Şubat’tan sonra bu tarifede değişiklik yapılmasını düşündük. Ancak bunun için yasal olarak Meclis kararı alınması gerekiyor. 6 Şubat’tan sonraki ilk toplantımızı da bugün gerçekleştiriyoruz. Arkadaşlar görevlerini yapmışlar. Bu ücreti, bütün belediyeler istiyor. Aksi halde ilgililer hakkında zimmet uygulaması yapılıyor. Biz, bu ücreti 30 Haziran tarihine kadar 20 lira olarak değiştiriyoruz. Talep eden vatandaşlarımıza 20 lira karşılığında projeleri teslim edeceğiz. Bu talepler 30 Haziran tarihinden sonra yoğun olarak devam ederse, tekrar bir Meclis kararı alıp aynı tarifeden devam edebiliriz. Yoksa eski tarifeyi uygularız” diye konuştu.

    Kahramanmaraş merkezli ve birçok ilde büyük hasara neden olan depremler sonrası yapılan çalışmalar da Nilüfer Belediye Meclisi gündemine geldi. Nilüfer Belediyesi’nin, deprem bölgelerine ve Bursa’ya gelen depremzedelere yönelik yaptığı destek ve yardımlar hakkında Meclis üyelerini bilgilendiren Başkan Erdem, yardım kampanyasına katkı veren herkese teşekkür etti.

    Yaşanan deprem felaketinden çıkarılması gereken dersler olduğunun altını çizen Başkan Erdem, “Zor bir süreçten geçtik hepimiz. Türkiye’nin birçok yeri deprem tehdidi altında. Depreme hazırlıklı olmamız gerekiyor. Bizim de eksikliklerimiz var. Bunları gördük ve değerlendirmelerde bulunuyoruz. Ve en kısa zaman içinde eksiklikleri gidermek, alanda yapacaklarımızın da planlamasını yapmak üzere hızlı bir çalışma temposu içine girdik. Bir taraftan yardımlarımız devam ederken diğer yandan da muhtemel bir afet anında neler yapacağımızı, vatandaşlarımıza deprem sonrası nasıl davranacaklarını göstermeye çalışıyoruz. Biz de buna göre hazırlık yapıyoruz” dedi.


    Vatandaşların mevcut yapı stoğunun depreme dayanıklılığı hakkında yoğun bir bilgi talebi olduğunu söyleyen Başkan Erdem, “Bütün mahallelerde yapacağımız çalışmalarla en azından depreme nasıl dayanıklı bir çalışma yapabiliriz diye uzman arkadaşlarla değerlendirme yaptık. İmar planları, zemin yapısı ve binaların depreme gösterdiği refleks üzerinden mühendislik açısından neler yapılması gerektiğiyle ilgili bilgileri, kısa zaman içinde paylaşacağız. Bundan sonra çözülmesi gereken çok konu var. Her şeyin, yeni baştan değerlendirilerek görüşülmesi ve konuşulması gerekiyor.

    Yönetmelik ve yasalardan tutun da denetimlere varıncaya kadar olan sürecin yeni baştan yazılması gerekiyor bakanlıklar tarafından. Bu işin masa başında değil, yerel yönetimlerin tecrübeleriyle ve talepleriyle birlikte bu alanları güçlendirerek yürütülmesi gerekiyor” ifadelerini kullandı.
    6 Şubat tarihinde deprem bölgesine giden ilk ekiplerden biri olan ve 22 vatandaşı enkaz altından sağ olarak çıkaran Nilüfer Arama Kurtarma Derneği’nin (NAK) Kurucu Başkanı Fatih Işık da meclis toplantısında, bölgede yaptıkları çalışmalar hakkında bilgi verdi. Nilüfer Belediye Meclisi Üyeleri de toplantıda, Nilüfer’de muhtemel bir deprem öncesi ve sonrasında yapılması gereken çalışmalara yönelik önerilerini ifade etti.

  • BUÜ’lü akademisyenlerden TÜBİTAK Proje başarısı

    BUÜ’lü akademisyenlerden TÜBİTAK Proje başarısı

    Açıklanan sonuçlara göre, BUÜ Mühendislik Fakültesi Tekstil Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr.Pervin Aniş yürütücülüğündeki “Tekstil Ön Terbiyesinde Sürdürülebilir Nanobubble Teknolojisinin Kullanılmasının Ekolojik ve Ekonomik Etkilerinin İncelenmesi” başlıklı proje destek almayı başardı. Proje ekibinde Doç.Dr. Sibel Şardağ ve Öğr.Gör.Dr.Tuba ToprakÇavdur araştırmacı olarak görev yapacak.

    Proje hakkında bilgi veren Prof. Dr. Pervin Aniş, “Dünya üzerindeki kaynakların alışılan şekilde kullanımının sürdürülmesinin mümkün olmadığı mevcut verilerle değerlendirildiğinde açık bir şekilde görülmektedir. Tüm ülkelerin tüm sektörlerini sürdürülebilirlik ve yeşil üretim ekseninde dönüştürmesi arzu edilen bir gelişmeden ziyade Avrupa Birliğinin Yeşil Mutabakatı çerçevesinde bir zorunluluktur. Bu dönüşüm de şüphesiz daha az su tüketen, daha az enerji tüketen, daha çevre dostu bir üretim yapan ve ar-ge çalışmalarına önem veren yeşil üretim ile başlayacaktır’ şeklinde konuştu.


    Tekstilde verimlilik artacak, maliyet düşecek

    Bu çalışmada, yeni bir teknoloji olan nanobubble teknolojisinin tekstil terbiye sektörünün farklı alanlarında kullanılabilirliğinin araştırılacağını belirten Prof. Dr. Anış; “Nanobubble teknolojisinin literatürde de belirtildiği gibi en büyük avantajı olan su, kimyasal ve enerjiden tasarruf edilmesi avantajlarından yararlanılarak, daha çevreci ve sürdürülebilir bir ön terbiye işlemi yapılabilmesi imkanlarının inceleneceğini belirtti. Bu özellikleri nedeniyle nanokabarcığın kombine ön işlemlerde önemli olan ara yıkamalarda ve özellikle radikal oluşumları açısından da peroksit ağartması esnasında daha etkili proses şartları sağlayacağının beklendiğini vurgulayan Aniş; “Bu düşüncede özellikle haşıl sökmeden başlayarak, hidrofilleştirme, ağartma, kombine ön işlemler ve optik beyazlatma proseslerindeki konvansiyonel yöntemlere göre avantajı ve/veya konvansiyonel yöntemin verimini arttırma, daha az kimyasal tüketimi, suyu etkin kullanma ve maliyetleri düşürme potansiyeli ile daha ekonomik ve daha ekolojik, sürdürülebilir ön terbiye proseslerinin yapılabilirliğinin değerlendirileceğini belirtti. Prof. Dr. Pervin Aniş, TÜBİTAK’ın öncelikli alanlarının içerisine ‘Endüstride Yeşil Üretim/Yeşil Dönüşüm’ konularının alınmasından duyduğu memnuniyeti de dile getirdi.

    TÜBİTAK’ın kabul ettiği bir diğer 1001 Projesi ise BUÜ Fen-Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof.Dr. Ferda Arı’nın projesi oldu. BUÜ Moleküler Kanser Araştırma Laboratuvarı’nda (BUMKAL), Prof. Dr. Ferda Arı yürütücülüğünde gerçekleştirilecek olan “Ölümden Yaşama Uzanan Yol: Anastazis Mekanizmasının Akciğer Kanserindeki Rolü ve Moleküler Biyobelirteçlerin Aydınlatılması” başlıklı projede Moleküler Biyoloji doktora öğrencisi Oğuzhan Akgün ve MSc. Halime Akgün, Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu’ndan Dr.Öğr.Ü. Elif Ertürk görev alıyor. Multidisipliner bir çalışmanın yürütüleceği projede BUÜ Tıp Fakültesi İmmunoloji Anabilim Dalı’ndan Dr.Öğr.Ü. Didem Yöyen Ermiş, Veteriner Fakültesi Patoloji Anabilim Dalı’ndan Prof.Dr. Özgür Özyiğit, Mühendislik Fakültesi Bilgisayar Mühendisliği Bölümü’nden Doç.Dr. Gıyaseddin Özcan da araştırmacı olarak yer alacak.

     


    Anastazis mekanizması özel biyosensörler ile takip edilecek

    Proje hakkında bilgi veren Prof.Dr. Ferda Arı ise; “Temel ve klinik bilimlerden araştırmacıların disiplinlerarası iş birlikleriyle yürütülecek olan projemizde, akciğer kanserinde ölmekte olan kanser hücrelerinin anastazis mekanizması ile nasıl tekrar yaşama döndükleri araştırılacaktır. Proje çalışmamızda anastazis mekanizması grubumuz tarafından özel biyosensörler ile hücresel boyutta takip edilecektir. İn-vivo hayvan modellerinde hücresel seviyede takip yapılarak anastazis mekanizması literatürde ilk defa canlı hayvan modellerinde araştırılacaktır. Bu sayede klinik öncesi kanıtların ortaya konmasıyla akciğer kanserinde tedavi sonrası bir hücrenin ölümden kaçarak tekrar nasıl yaşama doğru dönebildiğinin moleküler temelleri aydınlatılacaktır. Böylece, belirlenecek biyobelirteçler sayesinde tedaviye yönelik yeni hedefler ortaya konabilecektir” açıklamasında bulundu.

    BUÜ Rektörü Prof. Dr. Ahmet Saim Kılavuz da akademisyenlerin hazırladıkları projelerin TÜBİTAK tarafından kabul edilmesinin gururunu yaşadıklarını söyledi. 1001 projelerinin bilimsel ve akademik gelişime kıymetli katkıları bulunduğunu vurgulayan Rektör Prof. Dr. Ahmet Saim Kılavuz; “Araştırma Üniversiteleri arasında yer alan Üniversitemiz, her türlü bilimsel ve akademik çalışmaya destek olmaya devam ediyor. Ulusal veya uluslararası projelerde adımızın geçmesi, akademisyenlerimizin bu projelere katkı sağlaması bizleri onurlandırıyor. Yönetim olarak, böylesi gayretlerin ilk günden itibaren destekçisi olduk. Son güne kadar da katkı sağlamaya devam edeceğiz. Üniversitemizi hak ettiği seviyeye taşımak için çabalayan, bu gayeyle çalışan, üreten ve proje yapan tüm akademisyenlerimizi gönülden tebrik ediyoruz. Son olarak TÜBİTAK 1001 Programı çerçevesinde destek almaya hak kazanan Prof. Dr. Ferda Arı ve Prof. Dr. Pervin Aniş hocalarımızı da bu kıymetli çalışmalarından ötürü kutluyor, başarılarının devamını diliyoruz” şeklinde konuştu.

  • Bursa’da “Kardeş Ev” projesi başlatıldı

    Bursa’da “Kardeş Ev” projesi başlatıldı

    Kahramanmaraş’ta yaşanan deprem felaketi sonrası ilk andan itibaren yardımlaşma ve dayanışma örneği göstererek bölgeye yardım eli uzatan İnegöl, kampanya başlattı. İnegöl Belediyesi uhdesinde İnegöl Resmi ve Sivil Toplum Platformu adıyla AFAD öncülüğünde “Kardeş Ev” kampanyası başlatıldı.

    Destek vermek isteyen kayıt oluşturacak

    Deprem bölgesinde binlerce evin yıkılmış olması, binlercesinin de hasarlı olması nedeniyle, sokakta kalan depremzede vatandaşlar için özel bir kampanya başlatıldı. Bölgeden tahliyelerin de yapılmaya başlaması nedeniyle, depremzedelerin gönüllü vatandaşların eşyalı veya eşyasız evlerinde kış şartları bitene kadar misafir edilmesinin önemli bir çözüm olacağı ifade edildi. Bu düşünceyle başlatılan “Kardeş Ev” kampanyasında, “Benim eşyalı-eşyasız evim var ve bir aile misafir edebilirim veya benim evim yok ama bir misafir ailenin kirasını karşılayabilirim” diyenlerin https://forms.gle/oZrkjGswYnZKn6iu6 linki üzerinden veya 153 Çözüm Merkezini arayarak kayıt oluşturması istendi.

    Destek veren kurum, siyasi parti ve STK’lar

    Öte yandan, kampanyaya destek veren kurum, kuruluş, siyasi parti ve STK’lar da açıklandı. Buna göre, İnegöl Belediyesi, AFAD, İİHH, Kızılay, İTSO, MÜSİİAD, İNDAK, İlim Yayma Cemiyeti, Ensar Vakfı, Beşir Derneği, İrfan Gençlik Spor ve İzcilik Kulübü, AK Parti, CHP, MHP, İYİ Parti İnegöl İlçe Başkanlıkları, İnegöl Kültür Vakfı, AHİD, İHMED, Memur-Sen, KESK, Türkiye Kamu-Sen, Hak-İş, Türk-İş, İyiilik Hareeketi ve İnegöl Kent Konseyi katkılarıyla “Kardeş Ev” kampanyasının gerçekleştirileceği ifade edildi.