Türk Psikologlar Derneği Bursa Şubesi Yönetimi, 10 Mayıs Dünya Psikologlar gününde meslektaşlarını unutmadı. Yemekli bir organizasyonda buluşan dernek üyeleri, hem mesleğin sorunlarını konuştu hem de müzik eşliğinde doyasıya eğlendi. Düzenlenen etkinliğe İYİ Parti Bursa Milletvekili Selçuk Türkoğlu, Bursa Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Mehmet Saldız, Nilüfer Belediye Başkanı Şadi Özdemir’i temsilen Meclis Üyesi Tuğçe Savaş da katıldı.
YÖK’ün, psikoloji bölümlerine baraj ve kontenjan getirmesi gerektiğini belirten Türk Psikologlar Derneği Bursa Şube Başkanı Ali Demirel, “Psikologlar meslek kanunu, serbest çalışma hakları ve ruh sağlığı yasasının da bir an önce meclis çatısı altında görüşülmesi ve halk sağlığını gözetecek şekilde sonuçlanması konusunda temennilerimiz var” dedi.
Psikoloji bölümünün açık öğretime açılması sürecinde Türk Psikologlar Derneği Bursa Şubesi yönetim kuruluyla görüşme yaptıklarını ve destek verdiklerini belirten İYİ Parti Bursa Milletvekili Selçuk Türkoğlu, mecliste psikologların sesi olup sorunların çözümüne ilişkin katkı sağlama sözü verdi.
Bursa Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Mehmet Saldız ile Nilüfer Belediye Meclis Üyesi Tuğçe Savaş da Dünya Psikologlar Gününü kutladılar.
Mesleğe 25 yıl ve üstü emek veren psikologlara ‘Anı belgesi’ verilirken, mesleğe yeni adım atacak olan psikoloji bölümü öğrencilerine de ‘Aramıza hoş geldiniz’ armağan edildi.
Türk Psikologlar Derneği Bursa Şubesi Başkanı Ali Demirel, Başkan Yardımcısı Gizem Arsal, Yönetim Kurulu Üyeleri Uğur Kartum, İlgen Aydın, Hacer Sayan ve Özden Gülen gecenin sonunda davetlilerle topluca fotoğraf çektirdi.
Etiket: Psikolog
-
Psikologların sorunu meclise taşınacak
-
Yalova Belediyesi’nden psikolog hizmeti
Psikolog Nazmiye Hilal Özbek Taş tarafından verilen Psikolojik Terapi ve Danışmanlık hizmetine her geçen gün artan talep doğrultusunda Yalova Belediyesi Kadın ve Aile Hizmetleri Müdürlüğü bünyesinde Psikolog İlkbal Nur Akyol da göreve başladı. Bahçelievler Mahallesi Stadyum Caddesi’nde bulunan Yalova Belediyesi Kadın ve Aile Hizmetleri Müdürlüğü binasında psikolog danışmanlık hizmetinden yararlanmak isteyen vatandaşlar 0 226 811 50 00 (1616) numaralı telefondan randevularını alabilecekler.
İlkbal Nur Akyol, depresyon, kaygı bozukluğu, panik atak yaşayan ayrıca davranışçı, terapi uygulayıcısı, yetişkin, ergen, çocuk ve çift terapileriyle birlikte bağımlılıkla mücadele konusunda da destek veriliyor. Yalovalı vatandaşlar bu hizmetlerin hepsinden 10.00 – 16.00 saatleri arasında ücretsiz olarak yararlanabilecek.
-
Hayatımızın neredeyse her alanında
Uzman Klinik Psikolog Kerime Begüm Özkaya, hayatımızın neredeyse her alanına giren akıllı teknolojilerin çocuklar kadar yetişkinleri de olumsuz etkilediğini söyledi. Uzman Klinik Psikolog Kerime Begüm Özkaya, akıllı teknolojilerin faydaları ve zararlarına değindi. Akıllı teknolojilerin hayatın her alanında yerini aldığını belirten Özkaya, “Akıllı teknolojinin özellikle 21. Yüzyılda kaydettiği ilerleme, inkar edilemez boyuttadır.
Şöyle ki; teknoloji artık hayatımızın her alanında mutfakta, salonumuzda, sokakta kendini göstermektedir. Gelişen teknolojiyle birlikte, insanlar birçok işlerini cihazlara yaptırır durumdadır. Bilgisayarlar, telefonlar; insanların hafızası hatta beyni haline geldi. İnsanlar için çalışıp, düşünmeye, kaydetmeye başladılar. Daha doğrusu insanlar teknolojiyi araç olarak kullanmak yerine, hayatlarını tamamen teknolojiye göre şekillendirdi. Elbette ki teknolojinin faydaları göz ardı edilemez” dedi.
“İnsanı tembelleştiriyor”
Özkaya, akıllı teknolojilerin insanı tembelleştirdiğini ifade ederek, “Ekonomiktir, zaman kazandırır, insan gücü tasarrufu sağlar, iyileşme sürecini hızlandırır, verimlilik artar, hata yapma payı azalır, hızlı iletişim, veri aktarımı ve bilgi alışverişi sağlar, kaliteyi artırır. Ancak insanları tembelleştirdiği, sıradanlaştırdığı gerçeğini de unutmamak gerekir. Örneğin; kitapların yerini tabletler, bisikletlerin yerini arabalar, klasik kol saatlerin yerini akıllı saatler bu düşünceye sevk eden teknolojik yeniliklerden yalnızca birkaçıdır.Özellikle son yıllarda insanlar kağıttan, kalemden, kitaplardan o kadar uzaklaştık ki artık eğitim sistemi bile teknolojiye göre şekillendi. Yazı tahtalarının yerini akıllı diye tabir ettiğimiz teknolojik tahtalar aldı. Öğrenciler kağıt, kalem yerine; tablet ve bilgisayar gibi teknolojik araçlar kullanmaya başladı. Tabi bununla beraber sanal ortamdaki içeriklerde arttı ve kafalar doğru yanlış bilgilerle doldurmaya, meşgul olmaya başladı. Teknoloji hem yetişkin hem de çocukları etkilemektedir” diye konuştu.
“Teknoloji uyku düzenin bozuyor”
Özkaya, teknolojinin uyku düzenine olumsuz etkilerinin olduğunu belirterek, “İnsanları farklı görüşlere kapatıyor. Sosyal ağlardaki kullanıcılar, kendi profillerin de sadece kendi görüşlerine yer veriyor ve olmayı istediği kişi gibi davranıyor. Bu nedenle kullanıcılar neredeyse tamamen zıt görüşleri hayatından çıkarıyor ve kendilerini belli görüşlerle sınırlıyor.Teknolojik cihazlara olan bağlılık ve bu bağlılık esnasında insanların hem az hareket etmesi hem de yemeğini genellikle bu cihazlara odaklanırken yemesiyle ne kadar yediğinin farkında olması obeziteyi arttırıyor. İnsanlarda dikkat dağınıklığına neden oluyor. Bir türlü açılmayan videolar insanların sabrını taşırıyor. Massachuetts Amherst Üniversitesi’nin araştırmasına göre, insanlar içeriğe anında ulaşmak istiyor ve içerik anında yüklenmediğinde sinirlenerek beklemeden içeriği kapatıyor.
Bu durum bir süre sonra insanların tüm durumlara karşı sabırsız olmasına neden oluyor. Uyku düzenini bozuyor. İnsanların teknolojik cihazlara olan bağlılığı her an kullanıcılarda internete ulaşma isteği doğruyor ve buna bağlı olarak geceleri kullanıcılar internette daha fazla vakit geçirebilmek adına uykularından feragat ediyor. Ayrıca ekran ışığının uyku açtığına yönelik araştırmaları da hesaba kattığımızda teknolojinin uyku düzenimize olumsuz etkilerinin olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. İnsanları suça teşvik ediyor.
İnsanlar teknoloji sebebiyle öfkeli, tahammül sınırı düşük insanlar haline geliyor. Psikolojik rahatsızlıkların yaşanmasına çok büyük etkendir. Örneğin; depresyon, anksiyete, dikkat dağınıklığı, yeme bozuklukları gibi. İnsanları yalnızlığı tercih etmelerine neden oluyor. Çok uzun süre teknolojiye bağlı kalmak, ciddi bağımlılıklara neden olabiliyor. Bazı insanlar sosyal aktivitelerinden, aile ilişkilerinden hatta işlerinden bile uzak durmaya başlayıp teknolojinin bağımlısı haline geliyorlar” şeklinde konuştu.
“Oyun çağını bilgisayar oyunları ile geçiren çocukların oyuncaklar ile oynama süreleri kısalıyor”
Oyun çağını bilgisayar oyunları ile geçiren çocukların oyuncaklar ile oynama sürelerinin kısaldığını aktaran Özkaya, “Özellikle 3-6 yaş arasındaki çocuklar henüz oyun çağındadır. Ancak oyun çağını bilgisayar oyunları ile geçiren çocukların oyuncaklar ile oynama süreleri kısalıyor. Oyuncaklardan aldıkları haz da zamanla azalıyor.Ancak gelişimi düzgün tamamlamak için çocukların oyun çağını da sağlıklı biçimde tamamlamaları önemli. Bilgisayar oyunlarıyla fazla zaman geçiren çocuklar oyun döneminden erken çıkma tehlikesi ile karşı karşıya kalıyor. Buda çocuğun gelişimini olumsuz yönde etkiliyor. Teknoloji araçları yüzünden doğaya salınan radyasyon, çeşitli gazlar insan sağlığını olumsuz yönden etkilemekte ve doğayı da kirletmektedir.
Ayrıca teknoloji kötü maksatlarla kullanıldığında savaşlara ve savaşlarda kullanılan yine teknolojinin ürünü olan çeşitli silahlar insanların yaşamını kaybetmesine yol açmaktadır. Sonuç olarak, teknolojinin özellikle son yıllarda gösterdiği gelişmeler neticesinde insan hayatı hem daha kolay bir hale gelmekte hem de insani vasıflar bir o kadar da anlamını yitirmektedir.
Tam da bu noktada önemli olan teknolojiyi doğru bir biçimde kullanabilmek, teknolojinin insanlığımızı köreltmesine izin vermeden aksine hem insanlığı hem de insan yaşamını kolaylaştırabilme yönünde bir araç olarak görüp faydalanabilmektir” ifadelerini kullandı.
-
Deprem çocuklara nasıl anlatılmalı?
11 ili, yaklaşık 14 milyon insanı etkileyen deprem felaketlerinden çocuklar nasıl etkilendi? Deprem çocuklara nasıl anlatılmalı? Line Tv’de her perşembe günü yayınlanan Haber Ekstra programında bu hafta deprem ve çocuklar konuşuldu.
Depremin çocuklar üzerine yarattığı travmayı, Bursa Uludağ Üniversitesi öğretim üyesi Dr. İbrahim Öztahtalı, psikolog Yaren Aydın anlattı.
Dr. Öztahtalı, çocuklara deprem bilincinin aşılanması gerektiğine dikkat çekti. Deprem travmasıyla çocuklarda güven duygusunun zedenlendiğinden bahsetti psikolog Yaren Aydın. Aydın, çocukların davranışlarının deşifre edilmesi gerektiğine değindi.
-
Scooterden düşen psikolog hayatını kaybetti
Adana Şehir Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde görev yapan Psikolog Ümit Ertem (44) 19 Ağustos Cuma günü evinden markete giderken scooterden düştü. Başını çarpan ve kolunda sıyrıklar oluşan Ertem evine gittikten sonra ertesi gün fenalaşınca ailesi ambulans çağırdı.
Olaydan sonra doktora gitmediği öğrenilen Ertem’in kaldırıldığı Adana Şehir Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde beyin kanaması geçirdiği anlaşıldı. Yoğun bakıma alınan Ümit Ertem dün hayatını kaybetti.
Bekar olan Psikolog Ümit Ertem için görev yaptığı hastane önünde tören yapıldı. Başhekim Prof. Dr. Süleyman Çetinkünar ve psikoloğun yakınları, yaşadıkları üzüntüyü ifade etti.
100. Yıl Cemevi’nde yapılan törenin ardından Ertem’in cenazesi buradan da Kabasakal Mezarlığı’na götürülerek toprağa verildi.
-
Öfke kontrolü nasıl dizginlenir?
Bursa İl Sağlık Müdürlüğü’ne bağlı Osmangazi Sağlıklı Hayat Merkezi’nde görev yapan Psikolog Elif Yaman Kablanoğlu, öfke kontrolü ile ilgili açıklamalarda bulundu.
Öfkenin diğer duygular gibi gerekli olduğunu dile getiren Psikolog Kablanoğlu, “Öfke doyurulmamış isteklere, istenmeyenlere sonuçlara ve karşılanmayan beklentilere verilen normal bir duygusal tepkidir. Bu yüzden öfke diğer duygular gibi gereklidir” dedi.
Öfke kontrolünün, öfke duygusunu saldırgan davranışlara dönüştürmeden, onu yok saymadan kabul ederek, duruma en uygun ve sağlıklı bir biçimde ifade etmeyi amaçladığına dikkat çeken Kablanoğu, “Bizi öfkelendiren bir durumla karşılaştığımızda ilk olarak yavaşlamak derin nefes alışverişleriyle gevşemeyle çalışmak tepkilerimizi gözden geçirmek ve bu sayede duygu düzenlemesi yapmak çok önemlidir. Duygu düzenlemesini ağlayamadıysak çatışma ortamından uzaklaşmak, çevremizdekileri öfkelendiğimize dair bilgilendirmek ve tartışmayı ertelemek gerekir. Birey yeteri düzeyde sakinleştiğinde durumla ilgili duygu ve düşüncelerini sağlıklı iletişim yöntemleri ile ifade etmelidir” şeklinde konuştu.
Gerçek Sorunu Anlamaya Çalışın
Öfkelenildiğinde yapılması gerekenleri sıralayan Kablanoğu sözlerini şu şekilde sürdürdü;
“Karşınızdakine atıflar yapmayın. Karşılaştığınız durumları kişiselleştirmeyin. Tahminleri bir kenara bırakarak, gerçek sorunu anlamaya çalışın. Ayrıca eleştirilere açık olun, abartılı ve dramatik düşüncelerinizi sorgulayın. Kişisel farklılıklara da saygı gösterin. Unutmayın duygular fark edilir ve davranışlar kontrol edilir. Öfke kontrolü problemi yaşayan kişileri Sağlıklı Hayat Merkezleri’mizde ücretsiz danışmanlık hizmeti almaya bekliyoruz”