Sağlıklı ve dengeli beslenme, düzenli egzersiz ve yeterli uyku, Ramazan ayında da büyük önem taşıdığını ifade eden Beslenme ve Diyet Uzmanı Diyetisyen Veysel Ciğerli, “Uzun saatlerce yaşanan açlığın metabolizmayı kötü etkilememesi için dikkat edilmesi gereken noktalar bulunuyor. Ramazan ayının sağlıklı beslenme kurallarına uyularak geçirilmesi gerekir. Güçlü bağışıklığın hayati önem taşır. Özellikle iftar sofralarında hızlı yemek yerine 15-20 dakika boyunca yemeğimizi zamana yayarak tüketmenin doygunluk hissini anlamamıza yardımcı olacaktır. Sindirimi kolaylaştırmak açısından yemek yerken acele edilmemeli, yemekler yavaş tüketilmelidir. Çorba, mideyi rahatlatacağından oruç tutan sağlıklı kişiler için iftar sofrasının vazgeçilmezi olmalıdır. Orucunuzu yarım bardak su ve arkasından çorba ile açabilirsiniz. Ana yemeğe geçmeden önce de 10-15 dakika dinlenilmelidir” dedi.
Diyetisyen Ciğerli, yemeklerin pişirilme usulü ve iftar sonrası öğünler konusunda da şu önerilerde bulundu:
“Yemekleri kızartma değil, fırın, ızgara ve haşlama yöntemi ile yaptığınızda sindirim probleminiz olmayacaktır. Böylece Ramazan boyunca kilo artışınızı engellemiş olacaksınız. Tokluk hissimizi artırmak açısından tam tahıllı ekmek, bulgur pilavı, kepekli makarnaları karbonhidrat hakkımız yerine kullanabiliriz. Ramazan’ın olmazsa olmazlarının başında ise pide ve güllaç tatlısı gelmektedir. Bu besinleri tabii ki de tüketeceğiz ancak porsiyon kontrolüne ve zamanına dikkat etmemiz gerekmektedir. Bu arada orucumuzu açtıktan yaklaşık 2- 2,5 saat sonra bir porsiyon meyve ve yanında tüketeceğimiz yoğurt/ayran ile sağlıklı ara öğünümüzü yaparak kan şekerimizi dengeleyebiliriz.”
Etiket: ramazan
-
İftar sofrasında hıza dikkat
-
Zabıtadan marketlere ramazan denetimi
Zabıta ekipleri belediye sınırları içerisinde birçok markette satılan her türlü ürünün gramajı, fiyat karşılaştırması, tüketim tarihi ve diğer kurallara uygunluk konularında inceleme yaptılar. Alışveriş sepetine farklı ürünler koyarak kasaya giden ekipler, etiket fiyatları ile kasadaki fiyatların eşleşip eşleşmediğinin kontrolünü yaptı.
Erzincan Belediyesi Zabıta Müdürü Mehmet Polat, yapılan denetimlerle ilgili olarak yaptığı açıklamada, “Zabıta ekiplerimiz, sorumluluk sahasında düzenli olarak denetim yapıyorlar, Ramazan ayında da vatandaşlarımızın yoğun şekilde alış veriş yaptıkları marketlerde denetimlerimizi sürdürüyoruz.
Genel anlamda olumsuz bir durumla karşılaşmadık. Vatandaşlarımızın hakkını korumaya yönelik çalışmalarımıza ara vermeden devam edeceğiz. Zabıta Müdürlüğü olarak vatandaşlarımıza en iyi hizmeti sunmak için çalışmalarımıza hızla devam edeceğiz” dedi.
-
Beyşehir’de Ramazanda gıda denetimleri artırıldı
Beyşehir İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü tarafından ilçe merkezinde bulunan gıda satışı yapan işletmeler denetlendi. İlçe Tarım ve Orman Müdürü Hüseyin Özver’in de katıldığı denetimlerde gıda kontrol görevlileri tarafından işletmelerin hijyen şartları, ürün ve malzemeleri saklama şartları, satışı yapılan ürünlerin son kullanma tarihleri, satış ve sunumda kullanılan alet ve ekipmanların uygunluğu kontrol edildi. Yürütülen denetimlere ilişkin olarak yapılan açıklamada, “Gıda zincirinin tüm aşamalarında tüketici sağlığının korunması ve güvenilir gıda arzının sağlanması amacıyla denetimlerimiz aralıksız olarak devam etmektedir. Vatandaşlarımız gerek toplu tüketim yerlerinde, gerek alışveriş yaptığı noktalarda karşılaştıkları herhangi bir problemle ilgili Tarım ve Orman Bakanlığımıza ait 174 Alo Gıda Hattını arayabilirler” denildi.
-
Ramazan ayında dil temizliğinin önemi
Ramazan ayında oruç tutanların başlıca sorunlarından birinin ağız kokusu ve bu durumun gerek sağlık gerekse de sosyal hayatta çıkardığı zorluklar olduğunu belirten Dt. Çağatay Yazıcı, dil temizliği ve ağız bakımı hakkında bilgilendirdi.
Ağız kokusunun birçok sebebi olabileceğini dile getiren Dt. Yazıcı, “Tüketilen gıdalar, diş fırçalama sıklığı, kalitesi ve diş ipi kullanımı gibi basit gözüken durumlar ağız kokusu oluşumunda büyük rol oynar. Ancak burada unutulmaması gereken önemli bir nokta da dil temizliğidir. Dilimizin yüzeyinde biriken gıda artıkları, ağız kokusu oluşumunda büyük ölçüde etkiye sahiptir. Bu nedenle iftardan sonra ve sahurdan sonra mutlaka en az 3 dakika sürecek şekilde diş fırçalamak ardından diş ipi kullanmak ve son olarak da dil kazıyıcılar yardımıyla elinizde yoksa diş fırçasıyla dilin yüzeyini temizlemek ağız kokusu sorununuzu büyük oranda azaltacaktır” diye konuştu.
Yanlış ve eksik ağız bakımının diş çürüğüne sebep olabileceğini belirten Dt. Çağatay Yazıcı, “Şu an içinde bulunduğumuz ramazan ayında günde 16 saat kadar oruçlu olduğumuz için aslında ağzımızın en önemli koruyucu parçalarından biri olan tükürükten belli oranda mahrum kalıyoruz. Gün içinde sıvı alamadığımız için ağzımızdaki tükürüğün miktarı ve kalitesi azalıyor. Bu durum ağız florasının bozulmasına ve diş çürüklerine kapı araladığından özellikle bu ayda ağız ve diş sağlığının önemi iki kat artıyor. Bunların önüne geçebilmek için iftar ve sahur arasındaki vakitte bol sıvı tüketmeliyiz. Ramazan ayında ağız bakımımıza ne kadar çok dikkat edersek, olabilecek sağlık problemlerinin ve ağız kokusunun da o derece önüne geçebiliriz” ifadelerini kullandı.
-
Sahurda hafif öğünler tercih edilmeli
Bir aylık oruç döneminde bireyin normal beslenme alışkanlıkları ve yaşam biçiminde bazı değişiklikler oluştuğuna dikkat çeken Diyetisyen Irmak, “Yiyecek, içecek seçiminde değişikler, yeme zamanındaki değişim, uyku düzeni gibi birçok faktör etkilenir. Oruç tutulan süre günde iki öğün beslenmeye denk gelir. Öğün sayısı azalması ve açlık sürecinin yaklaşık 13 saat sürmesi ile birlikte besin alımı ve sıvı alımı azalmasına bağlı olarak metabolizma hızında yavaşlama görülebilir” dedi.
Oruç tutmanın vücudun bir yıl boyunca ihmal ettiği sağlığı geri kazanması için fırsat olabileceğine değinen Irmak, “Kan şekeri düzeyinde ve kan insülin düzeyinde düşmenin yanı sıra insülin direnci azalır. Metabolizma yağ yakımına girer önce kandaki yağlar sonra başta karaciğerde birikmiş yağları enerji olarak kullanmaya başlar. Kan trigliserit ve LDL seviyeleri düşer. Karaciğer yağlanması azalır. Enflamasyon baskılanır. Bağışıklık sistemi güçlenir. Sağlıklı kilo verilebilir. Gün içinde alkol ve sigara alınmaması nedeniyle önemli kazanımlar elde edilir” şeklinde konuştu.
Besinleri Yavaş Tüketin
Oruç ile elde edilen olumlu kazanımları iftar sırasında kaybedilmemesi için dikkat edilmesi gerekenleri sıralayan Irmak, “Vücudumuzun ihtiyaç duyduğu besin öğelerini dengeli bir şekilde almamız gerekiyor. İftarda bir an önce doyma isteği ile boş mideye bir anda yüklenilirse sindirim zorluklarına ve kan şekeri yükselmesine yol açabilir. Mide ekşimesi, mide yanması, bulantı, kabızlık gibi sağlık sorunları yaşamamak için yavaş yavaş azar azar besinler tüketilmelidir. Orucu en çok ihtiyacımız olan su ile açmalıyız. Su içmek gün içinde kaybetmiş olduğumuz suyu yerine koyar koyulaşmış kanı sulandırmış oluruz. Yemek öncesinde su içmek aynı zamanda aşırı yemenin de önüne geçer” diye konuştu.
Sahurda Hafif Öğünleri Tercih Edin
Sahura mutlaka kalkılması gerektiğinin altını çizen Irmak, “Sahurda tek su içilip yatılmamalıdır. Bu durumda öğünler arasındaki süre daha çok uzadığından açlık süresi artmaktadır. Buna bağlı olarak daha erken kan şekeri düşüşleri yaşanması ve günün verimsiz geçmesine neden olmaktadır. Sahur ağır yemeklerden oluşmamalıdır çünkü metabolizma hızı düştüğü için besinlerin yağa dönüşme hızı ve kilo alma riski artmaktadır. Sahurda süt, yoğurt, peynir, yumurta gibi besinlerden oluşan hafif bir kahvaltı ya da çorba, sebze veya zeytinyağlı yemeklerden oluşan hazmı kolay öğünler tercih edilmelidir” ifadelerini kullandı.
-
O Ramazan ayında hep güldürüyor
Sosyal medya üzerinde yayınlanan programda kentin zengin tarihini, kültürünü, geleneklerini ve görenekleri mizahi bir yaklaşımla ele alınıyor. Vatandaşların unuttuğu değerleri hatırlatmanın amaçlandığı programın çekimleri iftardan bir saat önce yapılıyor.
-
Ramazanda onlar da unutulmadı
Bursa’da sosyal medyada ciğerin profesörü olarak ün yapan işletmeci Ali Koçak, bu Ramazan ayında da geleneğini bozmadı. Ramazan ayının ilk dört gününde Bursa Büyükşehir Belediyesi Huzurevi, Fethiye Dörtçelik Huzurevi, Nilüfer Belediyesi İnci Taner Altınmakas Huzurevi ile Bursa Şehit Aileleri ve Muharip Gaziler Derneği’nde kurulan iftar sofralarında yaşlılar ve şehit yakınlarıyla bir araya gelen Koçak, toplam 800 kişiye mangalda ciğer ikram etti.
Ramazan ayının yardımlaşma ve dayanışma ruhuna uygun olarak, her yıl farklı kurumlarda yaşlılar, yetimler, şehit yakınlarıyla bir araya gelerek düzenlediği iftarları gelenek haline getiren Ali Koçak, “Dört yıldır her ramazan ayının ilk dört gününü bu işlere ayırıyoruz. Dört sene önce annemi kaybettim şimdi onlarca annem oldu. Ramazan paylaşınca daha da bereketli oluyor.” dedi.
Mangal ve iftar sonrası yaşlılarla sohbet edip hayır duasını alan Ali Koçak, meşhur stetoskopu ile yaşlıların kontrolünü yapmayı ihmal etmedi -
Fırında çalışan işçilerin Ramazan mesaisi
Türkiye’nin en sıcak illerinden Adana’da Ramazan ayının İlkbahar günlerine denk gelmesi ekmek üretimi yapan fırıncıların zorlu mesai yapmalarına neden oluyor. Hava sıcaklığının kent genelinde 25 dereceye ulaştığı Adana’da fırında çalışan ekmek ustaları 250 derece sıcaklığa ulaşan fırının karşısında zor şartlara rağmen çalışıyor. Meslekleri gereği 250 derece sıcak fırının karşısında çalışmak zorunda kalan fırıncılar zor da olsa oruçlarını tutuyor.
“Artık alıştık”
Gazetecilere konuşan fırıncı Salih Gülağacı, Ramazan pidesini insanlara ulaştırmak için çabaladıklarını belirterek, “Ramazan pidesi çok özel bir ekmektir. Ramazan’dan önce veya sonrasında talep görmezken Ramazan ayında müthiş bir talep görüyor. Normal zamanın 5 katı ekmek satıyoruz. Yoruluyoruz ama Allah sabrını veriyor” dedi.
“Oruçken ateşin karşısında kalmaya alıştık”
Salih Gülağacı, havanın sıcak olduğunu ama oruç tutmaya devam ettiklerini kaydederek, “Bizler çocukluğumuzdan bu yana bu işi yaptığımız için artık oruçken ateşin karşısında çalışmaya alıştık. Ramazan, yaz aylarına denk geldiğinde daha çok yoruluyorduk” ifadelerini kullandı.
“Allah sabrını veriyor”
Fırında çalışan işçilerden Mehmet Gülağacı ise açlığın akıllarına bile gelmediğini fakat su ihtiyaçlarının sıcaklıktan dolayı yüksek olduğunu belirterek, “Bizlerde artık oruçta çalışmaya alıştık. Bizi zorluyor ama sorun olmuyor Allah sabrını veriyor” diye konuştu.
-
“Sıvı tüketimini ihmal etmeyin”
İftardan sahura kadar geçen süre içerisinde minimum 10-12 bardak su içilmesi gerektiğini söyleyen Uzm. Dr. Ahmet Bilge, çay ve kahvenin susuzluğu giderdiği hissi verse de aslında iftara kadar olan sürede vücutta su kaybına neden olduğunu belirtti. Ramazan ayını sağlıklı bir şekilde geçirmek için bolca su içilmesinin önemine vurgu yapan Dr. Bilge, “İnsan vücudunun yüzde 60’tan fazlası sudan oluşuyor. Yeterli su tüketmenin zorlaştığı Ramazan Ayı’nda, vücutta sıvı kaybı gerçekleştiğinde metabolik denge bozuluyor. Bu durum beraberinde tansiyon düşüklüğü, baş dönmesi, bayılma, baş ağrısı, mide bulantısı, halsizlik gibi belirtileri getiriyor. Vücudumuz gün içerisinde idrar çıkışı, terleme, vücut salgılarının üretimi ve daha birçok farklı yolla belli miktarda su kaybediyor. Hava sıcaklığının yüksek olduğu ilkbahar ve yaz aylarında su kaybı daha da fazla oluyor. İftardan sahura kadar geçen sürede bu kaybı karşılayacak miktarda su içemediğimizde ise vücudun su oranının düşmesine, bir diğer söyleyişle dehidrasyona bağlı olarak çeşitli sağlık sorunları baş gösteriyor” diye konuştu.
-
Ramazan ayının vazgeçilmezi oldu
Aksaray’ın coğrafi işaret belgesi ile tescillenen lezzeti tahinli pide her yıl olduğu gibi bu Ramazan ayında da hem iftar hem de sahur sofralarını süslüyor. İftara saatler kala bir yandan hazırlanan bir yandan da odun ateşinde pişirilen tahinliyi taze almak için vatandaşlar sıraya giriyor. Fırınlarda uzun kuyruk oluşturan vatandaşlar taze tahinliyi almak için dakikalarca beklerken, 2 çeşit üretilen tahinli her 20 dakikada bir fırından çıkarılıyor. Bu yıl 80 liradan satışa sunulan sade ve şekerli tahinlide en çok tercih edilen çeşit sade oluyor. Ramazan ayı ile özdeşleşen tahinli pide yoğunluğa göre üretilirken, ustalar talebe göre özel olarak cevizli ve üzümlü tahinli siparişlerini de taze olarak hazırlıyor. Öğle saatlerinde başlayan satışlar iftar saatine kadar aralıksız devam ediyor.
“Vatandaşlar tahinliye özlem duyuyor”
Ramazan ayında vatandaşların tahinliye özlem duyduğunu belirten tahinli pide ustası Şenol Şen, “Sade ve şekerli olmak üzere 2 çeşit tahinli çıkarıyoruz. Vatandaşlarımız hep sadeyi tercih ediyor. Şekerliye de bu sene bayağı bir talep var ama sade daha çok gidiyor. Odun ateşinde pişiriyoruz tahinlilerimizi ve insanlarımız memnun. Buradaki yoğunluk saat 14.00’te başlıyor iftar saatine kadar devam ediyor. Genelde uzun kuyruklar oluşuyor. İnsanlarımız tahinliye özlem duydukları için severek tüketiyor. Tahinlimiz 3 aşamadan geçiyor. Hamurlar kesiliyor, ustalarımız yapıyor, oradan dinlenmeye alıyoruz. Dinlenmeden sonra tahine basıyorlar. Ondan sonra tekrardan dinlenmeye alıyoruz. Dinlendikten sonra fırına alıyoruz. Ustamız pişiriyor ve pişirdikten sonra hazır ediyor. Odun ateşinde en az 20 dakika pişmesi lazım” dedi.
Vatandaşlar ise coğrafi işaret belgeli tahinliye özlem duyduklarını ve satın almak için kuyrukta beklediklerini dile getirdi. Bekledikleri sıraya değdiğini belirten vatandaşların tercihi sade tahinliden yana oldu.