Etiket: REÇEL

  • Oğlunun vefatı hayatını değiştirdi

    Oğlunun vefatı hayatını değiştirdi

    Tokat’ta yaşayan 58 yaşındaki Havva Çifçier, 23 yıl önce yüzmek için ırmağa giren oğlunun boğularak hayatını kaybetmesi sonrası yaylalarda vakit geçirmeye başladı. Daha sonra Çifçier, doğada gördüğü bitkilerden insanlara şifa dağıtmak istedi. Doğada topladığı bitkilerden reçel ve çay yapan Çifçier, yaptığı reçelleri yakınlarına dağıtmaya başladı. Reçellerinden maddi kazançta sağlamak isteyen Çifçier, reçellerini satmaya başladı. 50’den fazla bitkiden reçel yaparak kazanç sağlayan Çifçier’in reçelleri lezzetiyle sofralardan eksil olmuyor. Çam kozalağı, pancar çiçeği, çiçek poleni gibi bitkilerden reçel yapan Çifçier’in hayali kahvaltı salonu ve üretim tesisi kurmak.

    “20 yıldan fazladır doğal olarak reçel yapıyorum”

    50 farklı bitkiden reçel yaptığını belirten Havva Çifçier (58), 20 yıla aşkın süredir doğal olarak reçel yaptığını dile getirerek, “2000 yılında ben oğlumu kaybettim, oğlum 19 yaşındaydı. Onu kaybettikten sonra psikolojim bozuldu. Kızlarımı da çok seviyorum tabii ki ama evladımı kaybettiğim için psikolojim bozuldu. Oğlumu kaybettikten sonra hep köye gitmek istedim, dağlara ve yayalara çıkmak istedim. Köye, yaylaya gidiyordum, oralarda otururken gördüğüm bitkilerden insanlara nasıl şifa sağlarım diye düşündüm. Bu düşünceden sonra reçel yapmaya başladım. 20 yıldan fazladır doğal olarak reçel yapıyorum, tanıdıklarıma satıyorum. Pek fazla ileri gidemedim çünkü maddi durumum el vermedi. Oğlum vefat ettikten sonra eve sığmadım, kendimi doğal reçel yapım işine verdim. Para ile satmaya sonradan başladım. Benim önceliğim insanlara şifa dağıtmak, yaptığım bir reçeli önce kendim ve ailem dener sonrasında satışını yaparım. Bana faydası olmayanı başka insanlara sunmak istemem” dedi.

    “Egzoz gazının ulaşmayacağı yerlere gitmeye çalışırım”

    Bitkileri egzoz gazının ulaşmayacağı yerlerden topladığına değinen Çifçier, “Eşimin kalp hastalığı var ona alıçtan çay yaptım. Ben astım hastasıyım; kozalağın küçüklerinden marmelat yaptım, hastalığıma iyi geliyor. Topladığım bitkileri çok uzaklarda ararım egzoz gazının ulaşmayacağı yerlere gitmeye çalışırım. Reçellere şeker koymuyorum kendi yaptığım pekmezle tatlandırıyorum. Doğada bulunan bitkileri tanırım, Tokat’ta pancar fazladır onun çiçeğinden reçel yaptım. Bitkilerden yaptığım reçel sayısı 50’den fazladır. Genelde yaptığım reçeller bilinmeyen türlerde oluyor. Turunç reçeli, kozalağın küçüğünden marmelat gibi reçeller yaparım. Şu an kazandığım parayla evime çok destek olamıyorum ama kazandığım parayla kavanozlarımı ve kapaklarımı rahat şekilde alıyorum. Hayalim kahvaltı salonu ve eşimle beraber üretim hane kurmak. Kurduğum kahvaltı salonunda insanlara doğal reçelleri tattırmak istiyorum” şeklinde konuştu.

  • Portakallar reçele dönüştürülecek

    Portakallar reçele dönüştürülecek

    Köyceğiz Ortaokulu öğrenci, öğretmen ve velileri Mavi Yeşil Okullar Projesi çerçevesinde, israfı önlemek ve eldeki özvarlıkları değerlendirmek amacıyla okul bahçesinde yer alan portakalları reçele dönüştürecek.
    Köyceğiz Ortaokulu ‘getir şekerini, götür reçelini’ sloganıyla okul bahçesinde ‘Portakal Reçeli Şenliği’ düzenledi. Okulun bahçesindeki ağaçlardan portakallar toplanacak, yıkanacak, doğranacak, suda kaynatılacak ve süzülecek, kaynatılıp süzülen portakallar kazana konulacak ve öğrencilerin kavanozlarıyla getirdikleri şekerler üzerine dökülecek, portakallar reçel kıvamına gelene kadar pişirilecek.
    Pişirilen reçel öğrencilerin getirdikleri kavanozlara paylaştırılacak. Bahçedeki portakallar değerlendirilecek.
  • Patlıcan reçeli yapımı için kazanlar kaynamaya başladı

    Patlıcan reçeli yapımı için kazanlar kaynamaya başladı

    İklimi ve coğrafi özelliklerinden dolayı “Doğu’nun Çukurova’sı” olarak bilinen Iğdır, yöresel lezzetleri ile de öne çıkıyor. Yöreye ait bir lezzet olan ve 20 Aralık 2021 tarihinde coğrafi işaret ve tescil belgesi alınan patlıcan reçeli için mesai başladı. Her yıl genelde Eylül ayında yapımına başlanan patlıcan reçeli kış aylarında kahvaltıların vazgeçilmez lezzetlerinden biri olduğu kadar kadınların da ekonomik kazanç kapısı oluyor.

    Iğdır’ın Kasımcan köyünde kadınların oluşturduğu Ayyıldız Kadın Girişimi Üretim ve İşletme Kooperatifi kadınları bu günlerde bütün zamanlarını patlıcan reçeli için ayırmış durumdalar. Sonbahar mevsimiyle büyümesi duran ve reçelin önemli püf noktalarından biri olan küçük boy patlıcanlar ile patlıcan reçeli serüveninin başladığını belirten Ayyıldız Kadın Girişimi Üretim ve İşletme Kooperatifi Başkanı Elif Turan, “Eylül ayında patlıcanları topluyoruz. Patlıcan reçeli küçük patlıcanlardan yapılıyor. Eylül ayında artık büyüme durduğu için patlıcanlar büyümüyor küçük ve sert patlıcanlardan reçel yapıyoruz. Reçel için patlıcanları akşamdan topluyoruz. Suda bekletiyoruz içine çok az tuz atıyoruz. Patlıcan acı suyunu ve siyah suyunu versin diye tuz atıyoruz. Sabah erkenden gelip o suyu boşaltıp yeniden su kaynatıyoruz. Patlıcanları suyun içine atıp haşlıyoruz. Daha sonra onu sıcak sudan çıkarıp soğuk suyun içine bırakıyoruz. O soğuk sudan daha sonra patlıcanları suyunu versin su kalmasın diye tek tek sıkıyoruz. Ondan sonra patlıcanları kaynattığımız şekerli suyun içine atıyoruz. Aynı zamanda limon da koyuyoruz. Aromasını ve lezzetini bulduğu zaman piştiği zaman şişelere sıcak sıcak doldurup bir gün beklettiriyoruz. Ondan sonra reçellerimizi alıyoruz” dedi.

    ‘Patlıcandan reçel olur mu’ diye soranlara da yanıt veren Turan, çok da güzel olduğunu söyleyerek, “Iğdır’ın ikliminden mi çok güzel ondan mıdır artık bilmiyorum, lezzeti, araması çok güzel oluyor. Biz fuarlarda da tattırıyoruz. Herkesten olumlu yanıtlar alıyoruz. Yani tadını ve lezzetini beğeniyorlar. Herkes yerken aslında patlıcan tadı almayı bekliyorlar. Onlara lezzeti çok farklı geliyor. Onlara aslında bir kestane şekeri tadında geliyor. Bu patlıcan reçelinin belli püf noktaları var biz de büyüklerimizden öğrendik geleneksel usullerle de yapıyoruz” diye konuştu.

    “Meyveleri sertleştirmek için kireç kullanılıyor, patlıcanın buna ihtiyacı yok”

    Reçel yapımında meyveyi sertleştirsin diye kireç kullanıldığını belirten Turan, “Kireci birçok meyvede kullanıyorlar. Aslında sadece patlıcan da değil meyveleri sertleştirmek için dağılmasın diye bütün meyvelerde kullanılıyor. Patlıcanın buna ihtiyacı yok ve biz kireçsiz denedik çok da güzel oluyor. Coğrafi işaretli olduğu için de kireç kullanmıyoruz. Çoğu zaman karbonat da atılabiliyor. Mesela tuzda da bekletebilirsiniz” dedi.
    Turan, kooperatif olarak yaptıkları bütün ürünleri internet üzerinde sattıklarını belirterek, bu sayede hem Iğdır’ın yöresel ürünlerini tanıttıklarını hem de kadınlar olarak ekonomik kazanç elde ettiklerini dile getirdi.