Etiket: recep tayyip erdoğan

  • Erdoğan: “Türkiye ulaşımda iddialı bir seviyeye ulaştı”

    Erdoğan: “Türkiye ulaşımda iddialı bir seviyeye ulaştı”

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Uluslararası Yol Federasyonu (IRF) 2024 Dünya Kongresi’ne video mesaj gönderdi.

    Erdoğan, Türkiye’nin ev sahipliğinde düzenlenen kongrenin, sektörün öncü isimlerini ve kamu ile özel kurumları bir araya getirmesinin önemini vurguladı. Erdoğan, kongreyi düzenleyen Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı başta olmak üzere emeği geçen tüm kurumları tebrik etti.

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, Uluslararası Yol Federasyonu’nun 1948’den bu yana daha güvenli ve sürdürülebilir yol ağlarının gelişimine katkı sağladığını belirterek, bu yılki kongrenin teması olan “Hareketliliği güçlendirmek için bağlanıyoruz, herkes için sürdürülebilir bir geleceğin sağlayıcısı olarak yollar” seçiminin isabetli olduğunu ifade etti. Erdoğan, “Zira bizim siyaset anlayışımızda yol medeniyettir. Yol demek ulaşım demektir; sanayi, üretim, turizm, ticaret, emniyet, kalkınma ve dünya ile bütünleşme demektir. Bizler de bu anlayışla büyük hamlelere imza atarak ülkemizi ulaşım ve altyapı sahasında iddialı bir seviyeye taşıdık” ifadelerini kullandı.

    “Yol medeniyettir” anlayışıyla hareket ettiklerini dile getiren Erdoğan, Türkiye’nin birçok önemli projeyi hayata geçirdiğini vurgulayan Erdoğan, bu projeler arasında Avrasya Tüneli’nden Sabuncubeli Tüneli’ne, Erkenek Tüneli’nden Ilgaz 15 Temmuz İstiklal Tüneli’ne, Ovit Tüneli’nden Cankurtaran Tüneli’ne kadar pek çok projeyi hayata geçirdiklerini, Yavuz Sultan Selim ve 1915 Çanakkale köprülerinin Türkiye’nin gurur abideleri olduğunu belirtti. Erdoğan,” Karadeniz Sahil Yolu, Kuzey Marmara Otoyolu, İstanbul-İzmir Otoyolu gibi projelerimizle şehirlerimiz arasındaki beşeri, lojistik, ekonomik ve ticari bağları güçlendirdik” açıklamasını yaptı.

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin 4.000 km otoyol ve 30.000 km’ye yaklaşan bölünmüş yol ağına sahip olduğunu belirtti. 2053 yılına kadar bölünmüş yol uzunluğunu 38.000 km’ye, otoyol uzunluğunu ise 8.300 km’ye çıkarmayı hedeflediklerini de sözlerine ekledi.

    Mesajını tamamlayan Erdoğan, kongreye katılan tüm firmalara ve kurumlara teşekkür etti.

  • Vucic: “Erdoğan’ın ziyareti büyük bir onurdur”

    Vucic: “Erdoğan’ın ziyareti büyük bir onurdur”

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, resmi törenle karşılandığı Belgrad’da Sırbistan Cumhurbaşkanı Aleksandar Vucic ile ikili görüşme gerçekleştirdi. Vucic, sosyal medya hesabından görüşmeye ilişkin yaptığı açıklamada, “Günümüz dünyasının en etkili devlet adamlarından biri olan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ziyareti, Sırbistan için her zaman büyük bir onurdur. Özellikle siyasi ve ekonomik zorluklarla öne çıkan küresel sahnede, bu ziyaret daha da fazla önem kazanmaktadır” ifadelerini kullandı.

    Batı Balkanlar’ın tarihte sıklıkla çatışmalar ve gerginliklerle karşı karşıya kalmış bir bölge olduğuna dikkat çeken Vucic, ziyaretin bölgenin istikrarına katkı sağlayan iki ülke olan Türkiye ile Sırbistan arasındaki ilişkilerin güçlenmesine ivme kazandırdığını ifade etti. Vucic, “Türkiye ve Sırbistan, uzun bir işbirliği geçmişine sahiptir ve bu tür buluşmalar, özellikle güvenlik ve ekonomi alanında bağların derinleşmesi için bir fırsat sunmaktadır. Bu ziyaretin kilit önemdeki boyutlarından biri de ekonomidir. Türkiye, Sırbistan’daki en önemli yatırımcılardan biridir ve görüşmemizde yeni projeler, yatırımlar, altyapı projeleri, enerji ve ticaret hacmi konularını görüşeceğiz. Bu, özellikle bu zor küresel ekonomik koşullarda ülkemiz için büyük önem taşımaktadır” dedi.

    “Bu ziyaret, zor zamanlarda ikili ilişkilerin güçlendirilmesi adına önemli bir adım teşkil ediyor ve bu nedenle bizim için önemli” ifadelerini kullanan Vucic, mesajını, “Hoş geldiniz sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan” ifadeleriyle tamamladı.

  • Erdoğan, Sırbistan’da resmi törenle karşılandı

    Erdoğan, Sırbistan’da resmi törenle karşılandı

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Arnavutluk temaslarını tamamlayarak dün akşam saatlerinde Sırbistan’ın başkenti Belgrad’a gelmişti. Bugünkü temaslarına başlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Sırbistan Sarayı’nda Aleksandar Vucic tarafından resmi törenle karşılandı. İki ülke milli marşlarının okunduğu törende Erdoğan ve Vucic, tören kıtasını selamladı ve tokalaşarak basın mensuplarına poz verdi. Daha sonra Erdoğan ve Vucic, heyet üyelerini birbirine takdim etti. Erdoğan ve Vucic, karşılama töreninin ardından baş başa ve heyetler arası görüşme için Sırbistan Sarayı’na giriş yaptı.

    Erdoğan ve Vucic, baş başa görüşme sonrasında iki ülke arasında çeşitli işbirliği anlaşmalarının imzalanacağı törenin ardından ortak basın toplantısı düzenleyecek. Basın toplantısının ardından Sırbistan Cumhurbaşkanı Vucic, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın onuruna resmi öğle yemeği verecek. Erdoğan ve Vucic, daha sonra iki ülkeden ulaştırma ve altyapı, enerji, turizm, finans, tekstil endüstrisi sektörlerinden şirketlerin temsilcilerini bir araya getirecek Türkiye-Sırbistan İş Forumu’na katılacak.

    Sırbistan Cumhurbaşkanı Aleksandar Vucic, dün akşam saatlerinde Erdoğan’ı havalimanında karşılamasının ardından sosyal medya üzerinden yaptığı açıklamada, “Değerli dostum Erdoğan, Sırbistan’a hoş geldiniz. Yeni ziyaretiniz, dostluk ilişkilerimizi ve işbirliğimizi daha da güçlendirmek için yeni bir fırsattır. Belgrad’da kaldığınız süre boyunca ülkelerimiz arasındaki ekonomik, kültürel ve siyasi ilişkilerin ilerletilmesi için birlikte çalışacağımıza inanıyorum” ifadelerini kullandı.

    Sırbistan hükümeti, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ziyaretinin ilk gününde Sırbistan ve Türkiye arasında çeşitli alanlarda işbirliğini öngören bir dizi anlaşmayı kabul etti. Sırbistan hükümeti tarafından konuya ilişkin yayınlanan açıklamada, söz konusu belgelerin “çalışma, istihdam ve sosyal güvenlik, ekonomi, sanayi ve teknoloji, enerji dönüşümü, medya ve enformasyon, gençlik ve spor, afet ve acil durum yönetimi gibi alanlarla ilgili” olduğu duyuruldu.

  • Erdoğan: En büyük tepkiyi İslam ülkeleri vermeli

    Erdoğan: En büyük tepkiyi İslam ülkeleri vermeli

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kabine Toplantısı sonrası Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde Millete Sesleniş konuşmasını gerçekleştirdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kabine toplantısında ekonomiden güvenliğe, dış politikadan ticarete pek çok konuyu istişare ettiklerini belirterek, ”Kabine toplantımıza katkı veren tüm bakanlarımıza ve bürokratlarımıza teşekkür ediyor, aldığımız kararların ülkemiz için hayırlara vesile olmasını diliyorum. Bölgemizde her gün bir yenisi patlak veren krizlere rağmen Türkiye’nin refahı, huzuru, güvenliği için koşturmaya devam ediyoruz. Yine açılışlar, toplantılar ve ziyaretlerle dolu bir üç haftayı daha geride bıraktık. 13 Eylül tarihinde mensubu ve mezunu olmaktan her zaman iftihar ettiğim Marmara Üniversitesi Recep Tayyip Erdoğan Külliyesi’nin açılışını gerçekleştirdik” dedi.

    Marmara Denizi’ne hâkim 2,5 hektarlık arazi üzerinde toplam 12 milyar liralık yatırımla hayata geçirilen külliyenin üniversite ve tüm öğrencilere hayırlı olmasını temenni eden Erdoğan, ”Bir buçuk asra yaklaşan tarihinde Türkiye’ye büyük hizmetlerde bulunmuş nice insan yetiştiren Marmara Üniversitemize böyle bir eseri kazandırmak şahsım için ayrı bir bahtiyarlık kaynağıydı. Bugün bir kez daha üzerimde hakkı olan hocalarımı şükranla yad ediyor, vefat edenlere Allah’tan rahmet, hayatta olanlara sağlıklı ömürler niyaz ediyorum. Yine bu vesileyle yeni akademik yılda tüm hocalarımıza ve üniversite öğrencilerimize üstün başarılar diliyorum” diye konuştu.

    “Ayrılıkçı gündemlerin körüklenmesinin gerisinde hangi niyetlerin olduğu bellidir”

    Bosna-Hersek Devlet Başkanlığı Konseyi Başkanı Denis Beçiroviç’in Türkiye’ye yaptığı çalışma ziyaretinin oldukça verimli geçtiğini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, ”Ortadoğu’yu kan gölüne çeviren üst aklın, son aylarda Balkanlar’da da toplumsal fay hatlarını kaşıdığını görüyoruz. Ayrılıkçı gündemlerin körüklenmesinin gerisinde hangi niyetlerin olduğu bellidir. Türkiye olarak biz Balkanlar’da, özellikle de Bosna-Hersek’te barıştan, huzurdan ve istikrarın korunmasından yanayız. Bu konudaki hassasiyetimizi, Demokratik Eylem Partisi Genel Başkanı Bakir İzetbegoviç’e de geçtiğimiz günlerde İstanbul’da ifade ettim. İnşallah bundan sonra da Bosna-Hersek’in yanında olmayı sürdüreceğiz. Bu sene ‘Peygamberimiz ve Şahsiyet İnşası’ temasıyla idrak edilen Mevlid-i Nebi Haftası’nda Diyanet camiamızla bir araya geldik. Rabbim, bizlere son nefesimize kadar Rasulullah Efendimizin izinden yürümeyi, onun örnek hayatı ve ahlakıyla şahsiyetimizi şekillendirmeyi nasip eylesin diyorum. Ülkemizde ve dünyanın farklı köşelerinde irşat faaliyetlerinde bulunan, Din-i Mübin’i İslam’ın yayılması ve yaşanması için mücadele eden, ‘iman kalesinin muhafızları’ olarak gördüğümüz tüm hocalarımıza şükranlarımı sunuyor; kendilerine Mevla’dan muvaffakiyetler diliyorum” dedi.

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, son yıllarda bilhassa 15 Temmuz gecesi sergiledikleri yürekli duruş akabinde Diyanet teşkilatına yönelik sinsi bir kampanya yürütüldüğünü belirterek, ”28 Şubat döneminden gayet iyi hatırladığımız faşizan manşetlerin tekrar atılmaya başlanması da bu linç kampanyasının bir parçasıdır. Ellerine geçirdikleri her fırsatta manşetleriyle darbecilere selam çakanlar; bakıyorsunuz bugün de 28 Şubat zihniyetini ‘başörtülü, çarşaflı, sakallı, cüppeli’ diyerek yeniden hortlatmaya çalışıyor. Yıllarca millete yaşam tarzı dayatanlar, şimdi farklı yaşam tarzlarının hayatın bütün alanlarında görünür olmasından rahatsızlık duyuyor, milletimizin bazı kesimlerini adeta ‘öcü’ gibi göstermeye kalkıyor. Şunun bilinmesini isterim: Bu devlet, hiçbir ayrım yapmadan tüm kurumlarıyla milletindir. Devletin sahibi; hangi inanca, kökene, siyasi görüşe mensup olursa olsun, 85 milyonun tamamıdır” diye konuştu.

    İnsanların kılık kıyafetinden dolayı devletin belli kurumlarına giremediği dönemlerin artık sona erdiğinin altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, ”İnsanımızın başörtüsünden, saçından, sakalından, çarşafından dolayı ikinci sınıf vatandaş muamelesi gördüğü günler, artık mazide kalmıştır. İnsanımızın takunyalı, tarikatçı, cemaatçi, inançlı-inançsız diye ayrımcılığa uğradığı günler, artık geride kalmıştır. Sırf başındaki örtüsünden dolayı annelerin çocuklarını lojmanlarda ziyaret edemediği, yemin törenine dahi katılamadığı o kötü günler, artık tamamen geride kalmıştır. Biz kez daha açıkça ifade ediyorum. Bu makamlarda olduğumuz müddetçe Allah’ın izniyle hiç kimse o kara günleri bir daha geri getiremeyecektir. Bedel ödeyerek milletimize kazandırdığımız hak ve hürriyetlerin vesayet heveslileri tarafından gasp edilmesine kesinlikle izin vermeyeceğiz. Demokrasiyi hazmetmekte sorunu onlarla da mücadelemizi hukuk zemininde sonuna kadar devam ettireceğiz” açıklamasını yaptı.

    “23 yıldır ‘güven veren ve erişilebilir adalet’ hedefimizden asla kopmadık”

    Adalet hizmetlerinde Türkiye’yi hak ettiği yere getirmek için yoğun gayret sarf ettiklerini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, ”23 yıldır ‘güven veren ve erişilebilir adalet’ hedefimizden asla kopmadık. 2002 yılında 9 bin civarında olan hakim-savcı sayımız, 15 Temmuz’da yaşadığımız ihanete rağmen yaklaşık üç kat artışla bugün 25 bini geçti. Nicelikle beraber niteliğin de artırılmasına öncelik veriyoruz. İlk kez bu sene uygulamaya geçirdiğimiz ‘yardımcılık’ müessesesiyle hâkim ve savcı adaylarımızın usta-çırak ilişkisi içinde mesleğe daha donanımlı bir şekilde hazırlanmasını amaçlıyoruz. Yeni modelle Akademi’deki eğitimlerine başlayan bin 76 hakim ve savcı yardımcımızı tekrar tebrik ediyor, hepsine başarılar diliyorum. Bağımsız, tarafsız, adil ve etkili bir yargı sisteminin kökleşmesi için bundan sonra da çalışmayı sürdüreceğiz” diye konuştu.

    İnfaz sistemiyle ilgili zaman zaman medyaya da yansıyan bazı tartışmaları yakından takip ettiklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, ”Vicdanları rahatlatacak, toplumda devlete olan güveni güçlendirecek, özellikle de “cezasızlık” algısının önüne geçecek adımları, Meclisimizle işbirliği içinde mutlaka mutlaka atacağız. 18 Eylül’de başarı ödüllerini takdim ettiğimiz, ülkemizi yurt dışında gururla temsil eden müteahhitlerimizi buradan bir kez daha kutluyorum. Firma sayısı itibarıyla Çin’den sonra ikinci sırada olduğumuz bu sektörde, inşallah gelirlerimizi de hak ettiği seviyelere getireceğiz” şeklinde konuştu.

    “85 milyonun emniyeti, huzuru, ülkemizin birlik ve beraberliği için fedakârca çalışan güvenlik kuvvetlerimizle gurur duyuyoruz” diyen Erdoğan, ”Jandarma ve Emniyet Teşkilatımızın emrine verdiğimiz 7 bin 204 yeni aracın özellikle asayiş ve trafik hizmetlerinde kendilerine çok ciddi kolaylık sağlayacağına inanıyorum. Her zaman söylüyorum: Bizim polisimiz, jandarmamız, askerimiz vatandaşımıza karşı müşfik; ama suç işleyenlere, suçta kibirlenenlere karşı daima tavizsiz olmalıdır. Vazifesini hakka, hukuka, ahlaka uygun şekilde icra eden tüm güvenlik görevlilerimizin Türkiye Cumhurbaşkanı olarak her zaman yanındayım. Bu vesileyle geçtiğimiz günlerde kalleşçe şehit edilen Polis Memurumuz Şeyda Yılmaz’ın şahsında tüm şehitlerimizi rahmetle yad ediyorum. Yeni araçlarımızın emniyet ve jandarma ekiplerimize tekrar hayırlı-uğurlu olmasını temenni ediyorum” dedi.

    Liglerin başlamasıyla birlikte Süper Lig futbol kulüplerinin bir kısmını ve Türkiye Futbol Federasyonu yönetimini Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde kabul ettiklerini belirten Erdoğan, ”Bu sene tüm liglerimizde rekabet, centilmenlik ve fair play seviyesi yüksek bir futbol şöleni izlemeyi arzu ediyoruz. Bu konuda tüm futbol kulüplerimizden, tüm yönetici ve sporcularımızdan azami hassasiyet bekliyorum. Dün, 37’nci Erkekler Cumhurbaşkanlığı Kupası’yla açılışını yaptığımız Basketbol Gelişim Merkezimizin de Türk basketboluna ve gençlerimize hayırlı olmasını diliyorum” ifadelerini kullandı.

    Birleşmiş Milletler’in 79’uncu Genel Kuruluna iştirak etmek üzere gittikleri New York’ta 4 gün boyunca oldukça verimli görüşmeler gerçekleştirdiklerini aktaran Erdoğan, ”Düşünce kuruluşlarından Türk-Amerikan toplumu temsilcileriyle, uluslararası yatırımcılardan devlet ve hükümet başkanlarına kadar çok çeşitli kesimlerle bir araya geldik. Bu kapsamda İran, Sırbistan, Ukrayna, Maldivler ve Gine Bişau cumhurbaşkanları, Sudan Egemenlik Konseyi Başkanı, Kuveyt Veliaht Prensi, Arnavutluk, Pakistan, Irak, Lübnan, İtalya, Almanya, Hollanda, Yunanistan ve Ermenistan başbakanları, Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri, Uluslararası Ceza Mahkemesi Başsavcısı ile verimli istişarelerimiz oldu” açıklamasını yaptı.

    2021 yılında hizmete açılan Birleşmiş Milletlerin tam karşısındaki Türkevi binasının bu yıl da görüşmelere ev sahipliği yaptığını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, ”Birleşmiş Miletlerle birlikte Türkevi’miz de küresel diplomasinin nabzının attığı merkezlerden biri haline geldi. New York’u her ziyaretimizde görenleri kendine hayran bırakan böyle bir eseri ülkemize kazandırmanın haklı gururunu yaşıyoruz. Ana muhalefet partisinin devrik eski genel başkanının Türkevi’nden niçin bu kadar rahatsız olduğunu da açıkçası anlayamıyoruz. Türkevi binamız, tıpkı şu an çatısı altında olduğumuz Cumhurbaşkanlığı Külliyemiz gibi 85 milyonundur, 85 milyonun iftihar vesilesidir. Kapısı da, milletin evi gibi Türk milletinin her bir ferdine açıktır. Bunda ayıplanacak, eleştirilecek bir durum da göremiyoruz. Türkiye’nin başarılarına sevinmek yerine bundan gocunanları bugün bir kez daha milletimizin vicdanına havale ediyoruz“ açıklamasını yaptı.

    24 Eylül Salı günü Birleşmiş Milletler Genel Kuruluna hitap ettiğini hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, ”Hitabımda İsrail’in Gazze halkına uyguladığı soykırım başta olmak üzere bölgemizdeki çatışmalara ve zulümlere özellikle dikkat çektim. Küresel barış ve güvenliğin ‘5 ayrıcalıklı’ ülkenin keyfine bırakılmaması gerektiğini ‘Dünya 5’ten büyüktür’ şiarımızla tekrar ifade ettim. Yine konuşmamızda Türkiye’nin dış politika vizyonuna dair kapsamlı bir ufuk turu yaptık. Tüm görüşmelerimde yaklaşan kış mevsimi öncesinde insanlık olarak Filistin halkına yönelik yardımlarımızı artırmamız gerektiğini dile getirdim. Gerek Genel Kurul salonunda, gerekse daha sonraki görüşmelerimizde aldığımız tepkiler son derece olumluydu. Verdiğimiz mesajlarla bir kez daha insanlığın ortak vicdanına tercüman olduğumuzu gördük. Türkiye bugün özgürlük için, adalet için, hak ve hakkaniyet için mücadele eden tüm mazlumların küresel platformdaki sesi haline gelmiştir. Bundan ülkemiz ve milletimiz adına onur duyuyoruz” dedi.

    New York ziyaretleri sırasında İsrail’in Lübnan’a yönelik saldırılarını daha da artırdığını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, ”Son iki haftada İsrail’in saldırılarında aralarında çok sayıda çocuğun da olduğu bini aşkın Lübnanlı hayatını kaybetti. İsrail saldırılarında vefat eden tüm kardeşlerimize Allah’tan rahmet diliyor, Lübnan halkına tekrar taziyelerimi iletiyorum. Lübnan Başbakanı Mikati’yle görüşmemizde Türkiye’nin güçlü desteğinin yanlarında olduğunu çok net biçimde söyledim. İlk etapta acil ilaç ve tıbbi malzeme yardımımızı bölgeye süratle gönderdik. 30 ton insani yardım malzemesi çarşamba günü Beyrut’a ulaştı. Güvenlik şartları elverdiği ölçüde yardımlarımızı devam ettireceğiz. Tabii İsrail’in sivil-asker ayrımı gözetmeden sürdürdüğü saldırılara bağlı olarak, Lübnanlı kardeşlerimizin ihtiyaçları da katlanarak artıyor. Şimdiden yüzbinlerce sivil yerlerinden edildi. Milletimizin yüz akı olan sivil toplum kuruluşlarımız, zor koşullara rağmen sahadalar; insani yardım noktasında ellerinden geleni yapıyorlar. Biz de İsrail’in saldırılarını durdurması için diplomatik temaslarımıza hız verdik. Dışişleri Bakanımız, MİT Başkanımız ve diğer yetkililerimiz bu noktada muhataplarıyla yoğun temas halinde” diye konuştu.

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, uluslararası toplumun İsrail’in tüm bölgeyi ateşe atan bu haydutluğuna daha fazla sessiz kalamayacağını belirterek, ”Şayet Güvenlik Konseyi gerekli iradeyi göstermezse, Genel Kurul’un 1950 tarihli Barış İçin Birlik kararında olduğu gibi kuvvet kullanma tavsiyesinde bulunma yetkisi süratle devreye alınmalıdır” dedi.

    Bu süreçte aslolanın İslam dünyasının tavrı olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, ”Gazze, Batı Şeria ve Lübnan’da yaşanan zulme en büyük tepkiyi İslam ülkeleri vermelidir. Müslümanlar olarak zulmü engelleme ve mazluma el uzatma noktasında, bizim tüm dünyaya liderlik yapmamız gerekiyor. Kardeşlerimize önce biz sahip çıkmazsak, başkalarının destek olmasını zaten bekleyemeyiz. Ancak bu konuda ilk günden beri maalesef ciddi bir zafiyet yaşanıyor. İsrail hükümetini Hamas’ın kabul ettiğini açıkladığı ateşkese zorlayacak ekonomik, ticari ve diplomatik adımlar atılmıyor. Bu atalet karşısında üzüntü duyduğumuzu özellikle söylemek isterim. Oysa bugün Merhum Cahit Zarifoğlu’nun o veciz ifadesiyle “Filistin her mümin kulun önündeki bir sınav kağıdıdır. Bugün Filistin ve Lübnan’a sahip çıkmak, insanlığa sahip çıkmak; barışa, farklı inançların bir arada yaşama kültürüne sahip çıkmak demektir” dedi.
    Bugün İsrail’in katliam politikalarıyla nesiller boyu devam edecek husumet tohumları serpmekte olduğunu, ona destek verenlerin de bu suça ortak olduğunu kaydeden Erdoğan şunları söyledi:
    “İsrail, dozunu artırdığı devlet terörüyle sadece uluslararası hukuka olan inancı değil, kendisine destek veren ülkelerin itibarını da yok etmektedir. Gözünü kan ve nefret bürümüş bir avuç radikal siyonist, bölgemizi ve tüm dünyayı ateşe atmaktadır. Açık söylüyorum, biz bu zulme, bu barbarlığa asla rıza göstermeyiz. Siyonist lobinin şahsımızı hedef alan hadsizliklerine de boyun eğmeyiz. Ne pahasına olursa olsun bugüne kadar hakkı haykırmaktan çekinmedik, hiçbir zaman da çekinmeyeceğiz. İslam alemini ve dünyanın vicdan sahibi tüm ülkelerini bu modern barbarlığa karşı birleşmeye davet ediyorum. İsrail’e karşı ‘insanlık ittifakının’ kurulmadığı her gün, bilinmelidir ki tehlike daha da büyüyecektir. İsrail’in uyguladığı mezalimin yol açtığı sorunlar, eninde sonunda herkesin kapısını çalacak. Tıpkı DEAŞ gibi, tıpkı YPG saflarında kan döken yabancı teröristler gibi İsrail’in saldırılarının etkileri katliamı tribünden seyredenlere de ulaşacak. Türkiye olarak insanlığın aynı yanlışa tekrar düşmesini istemiyoruz. Müslüman, Musevi, Hristiyan demeden bölgemizdeki herkesin huzuru için uluslararası toplumu ve İslam alemini harekete geçmeye çağırıyoruz” ifadelerini kullandı.

    Kabine Toplantısı’nda İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır ve Ticaret Bakanı Ömer Bolat’ın sunumlarını dinlediklerini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, ”Göç yönetimiyle ilgili yürütülen çalışmaları kapsamlı bir şekilde ele aldık. Düzensiz göçü kaynağında engellemeye dönük çabalarımız sürüyor. Ülkemizdeki sığınmacıların güvenli, onurlu ve gönüllü geri dönüşlerine dair eylem planımızı, tüm paydaşlarla istişare içinde oluşturuyoruz. Her zaman söylediğimiz gibi; bu ülkeye bir daha Boraltan Köprüsü utancını yaşatmadan, kardeşlik hukukumuza halel getirmeden, ülkemizin ticari ve ekonomik çıkarlarına zarar vermeden bu hassas süreci çok boyutlu bir şekilde yönetiyoruz. Yeni düzensiz göç akınlarına karşı tedbirlerimizi de sınır ötesinde alıyoruz. 12’nci Kalkınma Planımızla uyumlu olarak hazırlanan Bölgesel Gelişme Ulusal Stratejimizi yakında kamuoyumuzla paylaşacağız. Güneydoğu Anadolu, Doğu Anadolu, Doğu Karadeniz ve Konya Ovası’na özel olarak odaklanacağız. Bu bölgelerimizde sulama yatırımlarını tamamlamayı, akıllı tarım uygulamalarına hızla geçmeyi, kırsal ekonomileri çeşitlendirmeyi ve turizm gelirlerini artırmayı hedefliyoruz” açıklamasını yaptı.

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, ”Özel sektörümüz için ‘Yerel Kalkınma Hamlesi’ teşvik programını da önümüzdeki haftalarda ilan edeceğiz. Bugün ayrıca ülkemizin ticari hayatını zehirleyen fırsatçılık sorununa karşı aldığımız tedbirleri masaya yatırdık. Vatandaşın rızkına göz dikenlere göz açtırmamakta kararlıyız. Fahiş fiyat artışı yapanlar ile etiket oyunlarıyla milletimizi kandırmaya çalışanlara karşı denetimlerimizi daha da sıkılaştıracağız. Pek çok sektörde tamahkarlıktan kaynaklı fiyat köpüğünün yavaş yavaş ortadan kalktığını görüyoruz. Önümüzdeki dönemde bu daha da hızlanacaktır” değerlendirmesini yaptı.

  • Erdoğan: “İstanbul tarih, sanat ve sporun başkenti olacak”

    Erdoğan: “İstanbul tarih, sanat ve sporun başkenti olacak”

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Zeytinburnu’nda hizmete açılan Basketbol Gelişim Merkezi’nin açılış törenine katıldı. Törende konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Şu an içinde bulunduğumuz muazzam eserle İstanbul hem tarih, hem kültür sanat hem de sporun başkenti olacak” dedi.

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Değerli genç kardeşlerim sizleri en kalbi duygularımla, muhabbetle selamlıyorum. Coşkunuz, sevdanız, heyecanınız için her birinize teşekkür ediyorum. Bugün sizlerle muhteşem bir spor tesisinin açılış vesilesi için bir aradayız. İstanbul’un tarihi ve kültürel zenginliğini sporla birleştirecek olan bir eseri daha şehrimize kazandırmanın gururunu yaşıyoruz. Zeytinburnu’nda yükselen Basketbol Gelişim Merkezi sadece bir spor kompleksi değildir. Burası aynı zamanda İstanbul’un dünya spor sahnesinde hak ettiği yere ulaşması için atılan en güçlü adımlardan biridir. Her açıdan göğsümüzü kabartan bu güzel tesisin gençlerimize, basketbol tutkunlarına ve aziz milletimize hayırlı olmasını diliyorum” ifadelerini kullandı.

    “İstanbul’umuz sporun başkentlerinden biri olacaktır”

    Dünya genelinde öne çıkan şehirlerin kültür ve tarihle birlikte spor ile de adlarını duyurduklarını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Gelişmiş birçok ülke spor merkezlerine, şehirlerinin prestiji ve geleceği için stratejik yatırımlar olarak bakmıştır. Barcelona’dan Tokyo’ya, Los Angeles’tan Londra’ya spor yatırımlarının o şehirleri nasıl küresel bir marka haline getirdiğini hepimiz görüyoruz. İnşallah bugünden sonra İstanbul da bu şehirler arasında yerini alacaktır. Şu an içinde bulunduğumuz muazzam eserle İstanbul’umuz hem kültür sanatın hem de sporun başkentlerinden biri olacaktır. Bu modern merkezin de hizmete girmesiyle Türk basketbolu hedeflerine adeta koşar adım gidecektir. Burada kazanılacak zaferlerin uluslararası platformlarda İstanbul’u ve Türkiye’yi bir spor merkezi olarak tanıtacağına inanıyorum” açıklamasında bulundu.

    Abdi İpekçi Spor Salonu’nun Türk basketbol tarihinde silinmez izler bıraktığını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Abdi İpekçi Spor Salonu, ev sahipliği yaptığı nice unutulmaz müsabaka ile Türk basketbol tarihinde silinmez izler bıraktı. Ancak salonun başta depreme dayanıklılık olmak üzere ciddi riskleri vardı. Ayrıca eski salon iyice yıpranmış, yorulmuş ve beklentileri karşılayamaz hale gelmişti. Bunun üzerine süratle harekete geçtik. Türkiye’ye ve Türk basketboluna yakışır tesis inşa edelim istedik. 2021 yılının sonunda stadyumun ihalesini yaparak çalışmaları başlattık. Düzenli basketbol oynayan sporsever olarak projenin her aşamasını takip ettim. Yaklaşık 3 senelik yoğun çabaların neticesinde hamdolsun bugün de projeyi gençlerimizin ve basketbol severlerin hizmetine sunuyoruz. Şunu öncelikle ifade etmek isterim, sadece bir spor kompleksi değil, aynı zamanda Türk basketboluna yetenek kazandırma merkezi inşa ettik. Burada sporcularımız oynadıkları maçlarla tarih yazacak, destanlar yazacak, milletçe göğsümüzü kabartan başarılara imza atacaklar” şeklinde konuştu.

    Basketbol Gelişim Merkezi’nin hem erkek kadın milli takımlarının yanı sıra altyapı takımlarının da yeni evi olacağını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Merkezimiz 10 bin kişilik ana salonu, bin kişilik antrenman ve maç salonu, 3 adet 500 kişilik altyapı salonları ile gerçekten göz dolduruyor. Ayrıca merkezimizde 417 adet otomobil, 25 adet otobüs kapasiteli otopark alanı bulunuyor. Sporculara özel tasarlanan otel, kamp merkezleri ve fitness salonu ile bu tesis bir spor merkezinin çok ötesinde imkanlara sahip. Türkiye Basketbol Federasyonumuz da inşallah burada hizmet verecektir. 8 derslikli, toplam 200 öğrenci kapasiteli basketbol lisesidir. Genç yeteneklerimizi bu lisemizde kapsamlı bir eğitime tabi tutacağız. Böylece gerçek bir basketbol yıldızı olarak yetişmelerini sağlayacağız. Aynı şekilde basketbol kütüphanesi, basketbol müzesiyle gençlerimizin ufkunu genişleteceğiz. Merkezin inşasında sıfır atık vizyonuna ve çevre dostu olmasına da özen gösterdik. 15 bin metrekaresi peyzaj alanı olmak üzere toplam 150 bin metrekare büyüklüğe sahip Basketbol Gelişim Merkezi her bakımdan İstanbul’umuza yakışan, İstanbul’un marka değerini arttıran bir eser oldu. Tam anlamıyla bir vizyon projesi olan bu muhteşem spor tesisin Türk basketboluna hayırlı, uğurlu olmasını temenni ediyorum. İnşasında emeği geçenleri başta Basketbol Federasyon Başkanı ve ekibini, tüm alın teri olanları canı gönülden tebrik ediyorum. Bu önemli spor kompleksini ülkemize kazandıran Çevre Bakanlığımıza, Gençlik ve Spor Bakanlığımıza, TOKİ Başkanlığımıza, Türkiye Basketbol Federasyonuna ve yüklenici firmalara şahsım ve milletim adına teşekkür ederim. Gençlerimizden bu imkanı en iyi şekilde değerlendirmelerini bekliyorum. Merkezimizin açılışını 37. Erkekler Cumhurbaşkanlığı Kupası ile yapıyoruz. Birazdan kupa maçına çıkacak Fenerbahçe Beko ile Anadolu Efes takımlarımıza şimdiden başarılar diliyorum. Her iki takımızın taraftarlarına ve basketbol tutkunlarına şimdiden keyifli seyirler diliyorum” ifadelerini kullandı.

  • Cumhurbaşkanı Erdoğan: Hamas, bir direniş grubudur

    Cumhurbaşkanı Erdoğan: Hamas, bir direniş grubudur

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Amerikan NBC televizyonuna konuştu. Keir Simmons’ın programına katılan Cumhurbaşkanı Erdoğan, İsrail’in Gazze’deki katliamlarına vurgu yaptı.

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin Hamas’la ilişkisiyle ilgili soruya, “Biz teröristlere karşıyız. Fakat Hamas’ı iyi tanıyan liderlerden biriyim. Hiçbir zaman ben Hamas’a terör örgütü demedim. Ve şu anda da Hamas’a bir terör örgütü olarak bakmıyorum. Zira Hamas, topraklarını koruma gayreti içerisinde olan bir direniş grubudur. Dolayısıyla böyle bir direniş grubuna ben nasıl olur da terör örgütü derim.” açıklamasını yaptı.

    Erdoğan, Filistin halkının 7 Ekim öncesinde maruz kaldığı acıların unutulmaması gerektiğine vurgu yaptı.

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, 1947’li yıllardan alın bugünlere kadar Filistin, topraklarının kaybede kaybede bugünlere geldiğini belirterek,” Perde arkasını incelediğimizde, ne yazık ki 7 Ekim’e bu şartları hazırlayan nedenleri iyi bilmek lazım. Onları iyi anlamak lazım. Ve burada acaba ne kadar Filistinli şehit edildi, ne kadar Filistinli öldürüldü, bunun da perde arkasını incelediğimizde durum çok farklı yerlere ulaşır” dedi.

    “ABD UKRAYNA’YI NATO’DA İSTEMİYOR”

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ankara’nın Ukrayna’nın NATO üyeliğine nasıl baktığına ilişkin soruya, bu konuda tüm NATO ülkelerinin adımlarına bakacaklarını belirterek, “Amerika, Ukrayna’nın her şeyden önce NATO’ya üye olmasını istemiyor. Birçok NATO ülkesi bir defa Ukrayna’nın NATO’ya üye olmasını istemiyor. Bu gerçekleri görerek kararımızı vermemiz lazım” dedi.

    Ukrayna’nın NATO üyeliği konusunun, enine boyuna düşünülerek karar verilmesi gerektiğini belirten Erdoğan, “Bu gerçeklere baktığımız zaman bu işler heyecanla adım atılacak olan konular değil. Bizler de bu konularda kararlarımız verirken tabii ki bütün NATO üyelerinin duruşunu masaya yatırıyoruz ve kararlarımızı ona göre veriyoruz. Şu an itibarıyla tüm NATO ülkelerinin duruşu, benim için diğer ülkeler için nedir ne değildir bu gelişmeleri takip ederek nihai kararımızı veririz. Heyecanla bu kararlar verilmez” diye konuştu.

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, Simmons’ın, “Bu konuda karar verdiniz mi?” sorusuna ise “Hayır.” cevabını verdi.

  • “Başarılarımız dostlara güven, kem gözlere korku salıyor”

    “Başarılarımız dostlara güven, kem gözlere korku salıyor”

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde düzenlenen “30 Ağustos Zafer Bayramı Özel Konseri” programına katıldı. Erdoğan, konuşmasında Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarını, millet adına Milli Mücadele’yi sevk ve idare eden Meclis’in kıymetli üyelerini, 1071 Malazgirt Zaferi’nden beri vatan topraklarını kanlarıyla şereflendiren aziz şehitleri rahmetle yad etti. Erdoğan, “Rabb’im hepsinin ruhunu şad, mekanlarını cennet eylesin. Gazilerimizden ebediyete intikal edenlere Mevla’dan rahmet, hayatta olanlara sıhhat ve afiyet niyaz ediyorum” diye konuştu.
    Erdoğan, istiklal ve istikbal uğrunda canlarını ortaya koyan kahramanların fedakarlıklarını hiçbir zaman unutmadıklarını ve unutmayacaklarını vurguladı. Erdoğan, “Ölümü öldüren cesaret abidelerinden devraldığımız emaneti şanla, şerefle taşımaya devam edeceğiz. Siz dostlarımla birlikte tüm milletimizin, dünyanın farklı ülkelerinde hayat mücadelesi veren vatandaşlarımızın ve Kıbrıs Türk’ü kardeşlerimizin 30 Ağustos Zafer Bayramı kutlu olsun” dedi.

    “Büyük Zafer’in 102. yılına ulaşmanın bahtiyarlığını yaşıyoruz”

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, ağustosun tarihte Türk’ün zaferler ayı olduğunu dile getirerek, şöyle konuştu:
    “Bu ay içerisinde hepsi tarihimizde birer kilometre taşı niteliğindeki Mercidabık Zaferi’ni, Otlukbeli Zaferi’ni, Çaldıran Zaferi’ni, Belgrad Zaferi’ni, Mohaç Zaferi’ni, Kıbrıs’ın fethini idrak ettik. Dört gün önce, milletimize Anadolu’nun kapısını açan Malazgirt Zaferi’nin 953. seneidevriyesini büyük bir gururla kutladık. Sultan Muhammed Alparslan ve ordusunun mümtaz mensuplarına olan vefa borcumuzu vatandaşlarımızla birlikte orada ifa ettik. Aynı gün, Büyük Taarruz’un 102. yıl dönümünü yine heyecanla andık, hatırladık. Bugün de zaferler zincirinin bir diğer zümrüt halkası olan Büyük Zafer’in 102. yılına ulaşmanın bahtiyarlığını yaşıyoruz. Burada öncelikle şu hususu vurgulamak istiyorum. İstiklal Harbimiz hiç şüphesiz başlı başına dünyada eşi benzeri olmayan büyük bir başarıdır. Milletimiz, tüm imkansızlıklara rağmen varını yoğunu seferber ederek vatanına, istiklal ve istikbaline sahip çıkmıştır. Türk milleti, tarih yapan ve tarih yazan vasfını böylece bir kez daha göstermiştir. Kurtuluş Savaşımızın dönüm noktası ise Büyük Taarruz ve Başkomutan Meydan Muharebesi’dir.”

    “Dünya savaş tarihine geçecek bir başarıya imza atıldı”

    Büyük Zafer’in, yok edilmek ve vatanından kovulmak istenen bir milletin küllerinden yeniden doğuşunun adı olduğunu belirten Erdoğan, şunları kaydetti:
    “Viyana Kuşatması’ndan beri savunmada kalan ve taarruz gücü zayıflayan ordumuz, Dumlupınar’da elde ettiği zaferle makûs talihini değiştirmiştir. Bazı istisnalar haricinde 250 yıldır süren ricat böylece son buldu. Türlü meşakkatler içinde elde edilen bu başarıyla hem milletimizin bağımsızlık iradesi hem de Türk askerinin kahramanlığı perçinlenmiştir. Zaferin büyüklüğünü anlamamıza yardımcı olacak şu hususa dikkatinizi bilhassa çekmek isterim. Bir İngiliz askeri yetkili, Yunan kuvvetlerinin savunma hattını ‘Türkler, 4-5 ayda bu hattı aşabilirlerse 3 günde aştıklarını iddia edebilirler’ ifadesiyle tarif ediyor ancak 5-6 ayda aşılmaz denilen bu hattı ordumuz stratejik ve taktik bir baskınla sadece 5 günde darmadağın etmiştir. Merhum Fahrettin Altay Paşa, Büyük Taarruz’dan Büyük Zafer’e giden yolu hatıratında şu şekilde anlatıyor: ‘Başkomutan Meydan Muharebesi, 5 gün geceli gündüzlü süren büyük bir savaştır. 26 Ağustos 1922 sabah alaca karanlıkla beraber Atatürk’ün Kocatepe’den verdiği emirle açılan topçu ateşiyle başladı. 30 Ağustos 1922 akşamı yine Atatürk’ün Zafertepe’de Mehmetçik ile omuz omuza çarpışırken verdiği süngü hücumu ile son buldu.’ Evet, milletin bağrından çıkan ordumuz, Gazi Mustafa Kemal’in gizlilik içinde yürüttüğü titiz bir hazırlık sürecinin sonunda dünya savaş tarihine geçecek bir başarıya imza atmıştır.”

    “Zaferin arka planında ciddi bir hazırlık ve strateji var”

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti:
    “Gazi Mustafa Kemal, Büyük Zafer’in milletimiz açısından taşıdığı anlamı bakınız nasıl tarif ediyor: ‘Her safhasıyla düşünülmüş, hazırlanmış, idare edilmiş ve zaferle sonuçlandırılmış olan bu harekat, Türk ordusunun, Türk subay ve komuta heyetinin yüksek kudret ve kahramanlığını tarihe bir kere daha geçiren muazzam bir eserdir. Bu eser, Türk milletinin hürriyet ve istiklal düşüncesinin ölümsüz bir abidesidir.’ Büyük Zafer’in kazanılmasının arka planında ciddi bir hazırlık, strateji ve kapsamlı bir çalışma vardır. Taarruz kararı önceden alındığı halde aylar boyunca savaş vasıtalarının tamamlanmasına öncelik verildi. ‘Yarım tedbirle yapılacak taarruz, hiç taarruz etmemekten çok daha kötüdür’ anlayışıyla tüm imkanlar seferber edildi. Silah, mühimmat, eğitim, ilave kuvvet gibi hazırlıkların yanı sıra asıl cephe olarak görülen iç cephenin tahkimi sağlandı. İç cephe güçlendirildikçe başarı da mukadder hale geldi. Bugün yaşadığımız hadiselere baktığımızda bir millet için iç cephenin ne kadar mühim olduğunu çok daha net görebiliyoruz. Milletimizi esir alma, bizi hedeflerimizden koparma, kendi iç sorunlarımızda oyalama planlarının en kritik safhasını daima iç kalemizi çökertmeye yönelik hamleler oluşturmuştur.”

    “Bugünlere dikensiz bir gül bahçesinde yürüyerek değil, içeride ve dışarıda vuruşarak geldik”

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin Cumhuriyet tarihi boyunca tamamı aynı amaca hizmet eden pek çok kirli senaryoya maruz kaldığını vurguladı. Erdoğan, bir dönem ilerici-gerici, laik-anti laik denilerek milletin ayrıştırıldığını, Alevi-Sünni, Kürt-Türk denilerek insanlar arasına nifak sokulmak istendiğini hatırlattı.
    Sokak olaylarıyla Türkiye’nin kendi iç meselelerine hapsedilmeye çalışıldığına dikkati çeken Erdoğan, “Bölücü terör örgütünü tam 40 yıldır başımıza musallat ederek, güvenlik ve huzurumuza kastettiler. FETÖ’cü hainler eliyle milli iradeyi gasp etmeye çalıştılar. Darbeler yoluyla devletle millet arasında kalın duvarlar ördüler. Bir taraftan Türkiye’yi ekonomide, kalkınmada, demokraside, savunmada, dış politikada hak ettiği yerlere getirme mücadelesi verirken, diğer taraftan da iç cephemizi sarsmayı hedefleyen pek çok kumpasla uğraştık. Bugünlere dikensiz bir gül bahçesinde yürüyerek değil, içeride ve dışarıda vuruşarak geldik. Şüphesiz karşılaştığımız her engel bizi oyaladı, vakit ve enerji kaybettirdi ama Türk milleti olarak hedeflerimize ulaşma irademizi kıramadı, bizi yolumuzdan geri döndüremedi. Bugün de millet olarak hedeflerimize odaklanmış durumdayız. Büyük Zafer’den aldığımız ilham ve cesaretle ülkemizi daha aydınlık, daha müreffeh bir geleceğe taşımak için var gücümüzle çalışıyoruz. Savunma sanayinde son 22 yılda elde ettiğimiz başarılar dostlarımıza güven aşılarken kem gözlere ise korku salıyor” dedi.
    TCG Anadolu’nun dünyanın ilk SİHA gemisi olduğunu belirten Erdoğan, “Şimdi onun daha büyüğünü yani uçak gemimizin şu anda hazırlıkları yapılıyor. Ve bir an önce inşallah onu da ordumuzun saflarına katacağız” diye konuştu.
    Cumhurbaşkanı Erdoğan, harp literatürüne geçen insansız hava araçları, KAAN, HÜRJET, HÜRKUŞ, ATAK, GÖKBEY, “mavi vatanın” muhafızı fırkateynler ve denizaltılar, Fırtına Obüsleri, Altay tankı, füzeler, hava savunmaları ve nice savunma kabiliyetleriyle tam bağımsız Türkiye idealine emin adımlarla ilerlediklerini vurguladı.

    “Yapmamız gereken iç cephemizi sağlam tutmak”

    Şimdiye kadar nice zorluğun, oyunun nasıl üstesinden gelindiyse, çok daha fazlasının başarılacağına yürekten inandığını bildiren Erdoğan, şu ifadeleri kullandı:
    “Bunun için tek yapmamız gereken iç cephemizi sağlam tutmaktır. Milletlerin hayatında ekonomik sıkıntılar olur. Siyasette tansiyon, zaman zaman yükselebilir. Toplum kesimleri arasında anlaşmazlık yaşanabilir. Rekabet, sosyal, siyasal ve ekonomik hayatın olmazsa olmazıdır. 85 milyonun her konuda aynı fikirde olmasını beklemek gerçekçi değildir, doğru da değildir. Ne gelip geçici ekonomik zorlukların ne günlük siyasetteki tartışmaların ne de bölgemizde çıkan gerilimlerin hiçbiri bize kalıcı zarar veremez. Millet ve devlet olarak bunların hepsine bir şekilde çözüm buluruz ama iç kalemizde bir gedik açılırsa, orada bir kan kaybı yaşanırsa, Allah korusun bunu toparlamak son derece maliyetli ve meşakkatli olacaktır. Böyle bir durumda hepimiz kaybederiz. Hepimiz bedel öderiz. 85 milyon olarak hepimiz sıkıntı çekeriz. Milletini seven, memleketini seven, kendini bu topraklara ait hisseden hiç kimsenin ‘kaybet-kaybet’ denklemine fırsat vermeyeceğine inanıyorum.”
    Tüm bu gerçeklere rağmen son günlerde toplumun sinir uçlarıyla oynayan çeşitli kışkırtmalara şahitlik edildiğine dikkati çeken Erdoğan, “Siyaset kurumunun itibarına gölge düşüren kirli dilin ülkeyi sürüklemeye çalıştığı tehlikeli yeri çok iyi görmekteyiz. Allah’ın izniyle bu oyuna gelmeyeceğiz. Dilinden, kaleminden ve klavyesinden nefret akan, zehir akan ve beşinci kol aparatlarının tuzağına düşmeyeceğiz” ifadelerini kullandı.
    Cumhurbaşkanı Erdoğan, toplumun sürekli huzurunda olan siyasetçiler başta olmak üzere, milletin her bir ferdinden bu konuda dikkatli, uyanık olmasını, iç cepheyi sarsmaya yönelik provokasyonlar karşısında teyakkuz halinde bulunmasını istedi.

    “Aynı geminin yolcularıyız”

    “Ne yapıyorsak, hukuk, demokrasi ve meşruiyet zemininde yapacağız. Hangi mücadeleyi veriyorsak hukuk, demokrasi ve meşruiyet temelinde vereceğiz” diyen Erdoğan, şunları kaydetti:
    “Şunu lütfen aklımızdan çıkarmayalım, 85 milyon olarak hepimiz aynı gemideyiz, aynı geminin yolcularıyız. Siyasi görüşlerimiz, kökenlerimiz, inançlarımız farklı olsa da hepimiz aynı gök kubbenin altında, aynı vatan toprağının üzerinde yaşıyoruz. Farklılıklarımızın hiçbiri kardeşliğimizden daha güçlü değildir. Ayrılıklarımızın hiçbiri kader ortaklığımızdan daha önde değildir. Bu şuurla, bu anlayışla hareket ettiğimiz sürece üstesinden gelinmeyecek hiçbir engel tanımıyoruz. Yeter ki biz bir olalım, iri olalım, diri olalım, beraber olalım, kardeşliğimize leke sürdürmeyelim. Yeter ki biz, sahte ve gereksiz tartışmalarla birbirimizi örselemek yerine, şu anda burada bulunduğumuz gibi hep beraber ülkemizi büyütmeye, güçlendirmeye odaklanalım. Rabbim, 85 milyonun birlik ve beraberliğini artırsın.”
    30 Ağustos Zaferi’nin armağan edildiği kahraman Türk Silahlı Kuvvetleri’nin kahraman evlatlarını gönülden selamlayan Erdoğan, 30 Ağustos Zafer Bayramı’nı tebrik etti.
    Cumhurbaşkanı Erdoğan, sınırlar içinde ve dışında, milletin ve devletin bekası için görev yapan Türk Silahlı Kuvvetlerinin tüm mensuplarını, askeriyle, polisiyle, jandarmasıyla, sahil güvenliğiyle, istihbaratçısıyla, korucusuyla, tüm güvenlik kuvvetlerini kutladı.
    Programda, saygı duruşunda bulunulması, İstiklal Marşı’nın okunması ve Kur’an tilavetinin ardından Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş dua etti. 30 Ağustos Zafer Bayramı’nın 102. yılı dolayısıyla hazırlanan filmin gösterimi yapıldı.
    Programda, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, Irak’ın ve Suriye’nin kuzeyi, Azerbaycan, Bosna Hersek, Somali ve Kosova ile yurt içinde görev yapan askeri birliklerin 30 Ağustos Zafer Bayramı kutlama video mesajları da yayınlandı.
    Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın davetlilere hitabının ardından şarkıcı Ferhat Göçer, MSB Armoni Mızıkası eşliğinde şarkılar seslendirdi.

  • Cumhurbaşkanı Erdoğan, Bahçeli ile bir araya geldi

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, Bahçeli ile bir araya geldi

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ile MHP liderinin Ahlat’ta bulunan konutunda bir araya geldi.

  • “Terör tehdidinin tekrar hortlatılmasına izin vermeyiz”

    “Terör tehdidinin tekrar hortlatılmasına izin vermeyiz”

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Bitlis’te kamu ve özel sektör yatırımları toplu açılış törenine katıldı.

    Erdoğan törende gerçekleştirdiği konuşmada gündemdeki konulara ilişkin mesajlar verdi.

    “ESKİ TÜRKİYE TAMAMEN GERİDE KALDI”

    “Terörün karanlık gölgesi doğu ve güneydoğu illerimizden çekildikçe, şehirlerimizin atıl kalan potansiyeli ortaya çıkmaktadır.” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Eski Türkiye artık tamamen geride kalmıştır. İnsanımızın kökeninden, inancından, dilinden dolayı ötekileştirildiği günler artık geride kaldı. Terör sopasıyla siyasetin dizayn edildiği, ülkemize istikamet çizildiği günler geride kalmıştır.” ifadelerini kullandı.

    “PARA BABALARINA PEŞKEŞ ÇEKİYORLAR”

    Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasında muhalefeti de eleştirdi. Erdoğan, “Yıllarca çevre üzerinden bize ders vermeye kalktılar şimdi İstanbul’un en nadide çevre hazinesini para babalarına peşkeş çekiyorlar.” diye konuştu.

    TBMM’deki Can Atalay oturumunda yaşananlara da değinen Erdoğan, “Gazi Meclis’in adabına yakışmayacak şekilde provokatörlük yapan bir marjinale kimlerin kol kanat gerdiğini hep birlikte takip ettik. Milletin meclisinde millete hakaret eden, milli iradeye hakaret eden, dilinden kin akan bu provokatörü ellerinden gelse demokrasi havarisi ilan edeceklerdi. Muhalefetin böyle bir şahsın arkasına ip gibi dizilmesi teslimiyet işaretidir.” ifadelerini kullandı.

    Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşmasından satır başları şöyle:

    “Bir kardeş, öz kardeşine nasıl sahip çıkarsa, sizler de bize öyle sahip çıktınız. Bizi muhabbetle bağrınıza bastınız. Allah kardeşliğimizi daim etsin. Malazgirt Zaferimizin 953’üncü yıldönümünü anmak üzere bugün Bitlis’in yarın da Muş’un misafiriyiz.

    Bitlis’e olan şükran borcumuzu ödemek istiyorum. 31 Mart seçimlerinde Bitlis bize verdiği söze sadık kalarak yine AK Parti ve Cumhur İttifakı’nın hizmet siyasetinden yana kullandı. Bitlisli kardeşlerime teşekkür ediyorum.

    Gece gündüz demeden Bitlis için çalışmaya, üretmeye, Bitlis halkına hizmet etmeye devam edeceğiz. İşte bugün hepsi birbirinden önemli kamu ve özel sektör yatırımlarını şehrimize kazandırmanın sevincini yaşıyoruz. Aile sağlık merkezleri, 112 istasyonlarını, kapalı spor salonu, stadyum, kamp eğitim merkezi, öğrenci yurdu, anaokulu, ilkokul, orta okul ve lojmanları bugün resmen açıyoruz.

    Farklı kamu kurumlarımıza ait hizmet binaları ve hükümet konaklarını bu vesileyle hizmete açıyoruz. Hayırlı, uğurlu olsun diyorum. Ahlat, Hizan, Yolalan belediyelerimiz emanetlerini taşıdıkları vatandaşlarımıza hizmet etmeyi sürdürüyor. TOKİ Başkanlığımız Tatvan’da sosyal donatıları, altyapısı ve çevre düzenlemesiyle birlikte millet bahçesini tamamladı. TOKİ, ayrıca Ahlat’ta 1 milyar 96 miyon liralık bir yatırımla 218 konut ile 2 ticaret merkezi inşaatlarını bitirdi.

    Bitlis’e hükümetlerimiz döneminde yapılan yatırımların toplamı 76 milyar lirayı aştı. Eğitimden sağlığı, tarımdan ulaştırmaya her alanda şehrimizin çehresini değiştirecek eserlere imza attık. Bitlis’te şu an 1 milyar 776 milyon liralık çevre ve şehircilik yatırımımız devam etmektedir. Bunları da tamamladıkça sizlerin emrine vereceğiz.

    Erdoğan konuşmasının ardından toplu açılış törenini gerçekleştirdi

    “ESKİ TÜRKİYE GERİDE KALDI”

    Savunma sanayii son 22 yılda destan yazdığımız alanların en başında geliyor. Yüzde 80 oranında yurt dışına bağımlı olan ülkemizi kendi silah ve mühimmatını üretir hale getirdik. Dün Aksaz Tersane Komutanlığımızda denizaltımızı donanmamızın saflarına kattık. Bugün de Bitlis’te hayata geçirilecek patlayıcı madde üretim tesisinin temelini atıyoruz.

    Terörün karanlık gölgesi doğu ve güneydoğu illerimizden çekildikçe, şehirlerimizin atıl kalan potansiyeli ortaya çıkmaktadır. Bölge illerimiz çok farklı bir ivme yakaladı. Korkunun yerini huzur, endişenin yerini güven aldı. Bölgemiz genelinde huzur ortamı güçlendikçe yatırımlar çok daha hızlı şekilde ilerliyor. Gabar’da bugün ülkemizin en büyük petrol rezervlerinden birini çıkarıyoruz.

    Eski Türkiye artık tamamen geride kalmıştır. İnsanımızın kökeninden, inancından, dilinden dolayı ötekileştirildiği günler artık geride kaldı. Terör sopasıyla siyasetin dizayn edildiği, ülkemize istikamet çizildiği günler geride kalmıştır. Yasakların, baskıların, yokluk ve yoksullukların olduğu eski günler artık bir daha gelmemek üzere tamamen geride kalmıştır. Çok ağır bedeller ödeyerek elde ettiğimiz kazanımlarımızı kimsenin elimizden almasına müsaade etmeyiz. Terör tehdidinin tekrar hortlatılmasına izin vermeyiz. Anayasal zeminde şehirlerimize hizmet için çalışanlarla herhangi bir sorunumuz yoktur, olamaz.

    “İSTANBUL’UN EN NADİDE ÇEVRE HAZİNESİNİ PARA BABALARINE PEŞKEŞ ÇEKİYORLAR”

    Yıllarca çevre üzerinden bize ders vermeye kalktılar şimdi İstanbul’un en nadide çevre hazinesini para babalarına peşkeş çekiyorlar. Sabah akşam liyakat üzerinden ahlak tüccarlığı yapıyorlardı. Göreve geldikleri belediyeleri akraba çiftliğine çevirdiler. Halkçılık maskesinin arkasından Avrupa başkentlerinde halkın paralarıyla keyif çatan, gösteriş müptelası bir elitizm çıktı.

    “ELLERİNDEN GELSE DEMOKRASİ HAVARİSİ İLAN EDECEKLERDİ”

    Gazi Meclis’in adabına yakışmayacak şekilde provokatörlük yapan bir marjinale kimlerin kol kanat gerdiğini hep birlikte takip ettik. Milletin meclisinde millete hakaret eden, milli iradeye hakaret eden, dilinden kin akan bu provokatörü ellerinden gelse demokrasi havarisi ilan edeceklerdi. Muhalefetin böyle bir şahsın arkasına ip gibi dizilmesi teslimiyet işaretidir. Milletin değerleriyle kavgalı bir avuç marjinal ana muhalefet ve diğer muhalefet partilerini esir almış, parmağında oynatmaktadır.”

    KAYNAK:NTV

  • 21 yıl sonra bir ilk

    21 yıl sonra bir ilk

    Cumhurbaşkanı Erdoğan bugün öğlen saatlerinde Bitlis il merkezine geçerek burada kamu ve özel sektör yatırımlarının toplu açılış törenlerine katılacak. Daha sonra Ahlat’a geçecek olan Erdoğan burada ilk olarak Selçuklu Meydan Mezarlığını ziyaret edecek ve akabinde ilçenin Çarho mevkiinde bulunan Recep Tayyip Erdoğan Millet Bahçesi’nde kurulan 1071 Sultan Alparslan Otağı’ndaki alanda halka seslenecek.

    Cumhurbaşkanı Erdoğan daha sonra Ahlat Cumhurbaşkanlığı Külliyesine geçerek burada kabineyi toplayacak. Geceyi Ahlat’ta geçirecek olan Erdoğan ve devletin zirvesi 26 Ağustos’ta Muş’un Malazgirt ilçesine geçerek burada, Malazgirt Zaferi’nin 953’üncü yılı kutlama programına katılacak. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a MHP lideri Devlet Bahçeli, Cumhur İttifakı ortakları partilerin genel başkanları veya temsilcileri, bakanlar, kuvvet komutanları da eşlik edecek. Öte yandan, Erdoğan’ın gelişi dolayısıyla Ahlat ilçesinde hazırlıklar tamamlandı. Erdoğan’ın gelişi ilçede heyecanla beklenirken şehrin birçok noktasına Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın fotoğrafları asıldı.