Cumhurbaşkanlığı’nın sosyal medya hesabından yapılan paylaşımda, “Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan, Pakistan Başbakanı Şahbaz Şerif ile bir telefon görüşmesi gerçekleştirdi. Görüşmede Türkiye-Pakistan ilişkileri, bölgesel ve küresel konular ele alındı. Cumhurbaşkanı Erdoğan görüşmede, Şahbaz Şerif’i yeniden başbakan seçilmesinden dolayı tebrik etti ve yeni dönemde Türkiye ile Pakistan ilişkilerinin derinleşerek gelişeceğine inandığını belirtti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Pakistan’da gerçekleşen terör saldırılarını kınadığını ifade etti ve Pakistan halkına taziye dileklerini iletti” ifadelerine yer verildi.
Etiket: recep tayyip erdoğan
-
“31 Mart’ta milli irade bayramını ilan edeceğiz”
31 Mart’taki yerel seçimlere 28 gün kala, seçim meydanları hareketli…
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin Muğla mitinginde konuşuyor.
”HİÇ KİMSEYİ ÖTEKİLEŞTİRMEDİK”
Erdoğan’ın açıklamalarından satır başları şöyle:
”Biz bugüne kadar sadece eser ve hizmet siyaseti yaptık. Ülkemizin asırlık ihmallerin sonucu olan altyapı eksiklerini gidermek için çalıştık. Başbakanlığımız ve cumhurbaşkanlığımız süresince hiç kimseyi hiçbir zaman ötekileştirmedik. Her kesimden vatandaşımızı kucakladık hizmet ettik. Kürt kardeşlerimizin hakkını da biz savunduk.
”TÜRKİYE’Yİ, TÜRKİYE YÜZYILI VİZYONU İLE BULUŞTURDUK”
Biz bu ülkeyi 81 vilayetinin tamamıyla kucakladık. Türkiye’yi, Türkiye Yüzyılı vizyonu ile biz buluşturduk.
”MUĞLA HAK ETTİĞİ YERDE DEĞİL”
Muğla hak ettiği yerde değildir. Muğla’nın önündeki en büyük engel ise bu şehrin büyükşehir belediyesini 25 yıldır yöneten zihniyettir.
”ENGELLENEN PROJELERİ ÜST ÜSTE KOYSANIZ BİR MUĞLA DAHA ÇIKAR”
Muğla Büyükşehir Belediyesi’nin yargı yolu ile engellediği projeleri üst üste koysanız bir Muğla daha çıkar. Bugün Muğla turizmde ve tarımda Antalya’nın gerisinde kalmışsa tek sebebi bu zihniyettir ve onun Atatürk’ün arkasına saklanan kifayetsiz çevresidir.
”31 MART’TA MİLLİ İRADE BAYRAMINI İLAN EDECEĞİZ”
Bu yıl Ramazan Bayramı gelmeden 31 Mart’ta milli irade bayramını ilan edeceğiz. Cumhuriyetimizin ikinci asrına yakışır yeni bir kalkınma hamlesinin startını inşallah sizlerle birlikte sandıkta vereceğiz.
”İKİ TARAMA VE DİP TEMİZLEME GEMİSİ BÖLGEYE ULAŞTI”
Fethiye ve Marmaris Körfezi’nin balçıktan temizlenmesi için iki tarama ve dip temizleme gemisi dün bölgeye ulaştı, çalışmalarına bu hafta başlıyor. Muğla’nın körfezlerinin halini görüyorsunuz, nasıl koktuğunu görüyorsunuz değil mi?
”31 MART AKŞAMI CUMHUR İTTİFAKI GÜVEN ALIRSA BİZİ TUTANA AŞK OLSUN”
Şu anda Cumhurbaşkanı Erdoğan, hükümet Cumhur İttifakı dolayısıyla yerel yönetimlerde de 31 Mart akşamı inşallah Cumhur İttifakı güven alırsa bizi tutana aşk olsun.
TERÖRLE MÜCADELE: TERÖRİSTLERİ MAĞARALARA GÖMDÜK, YİNE YAPACAĞIZ
Dikkat ederseniz Türkiye’nin istikrarını bozmak isteyen emperyalistlerin ilk harekete geçirdikleri araçlar terör örgütleridir. Cumhuriyet tarihimizin en alçak ihanet girişimi olan 15 Temmuz’un ardından terörle mücadelemizi artık terörün kaynağı olan yerlerde yürüteceğimizi ilan ettik. Bunu Gabar’da Tendürek’te Cudi’de yaptık. Bütün bu teröristleri oralarda mağaralara gömdük. Yine yapacağız. Çünkü milletimizin huzuruna kimse kast edemez. Irak ve Suriye’de bunları yaptık yola aynı kararlılıkla devam edeceğiz.”
-
“Gazze’de yaşananlar savaş değil, soykırım girişimi”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 3. Antalya Diplomasi Forumu’nda açılış konuşmasını gerçekleştirdi.
Erdoğan konuşmasında insanlığın sancılı bir dönemden geçtiğini belirterek, “Ülkeler arasındaki gelir adaletsizliği katlanarak artıyor. Savaşlar eskisinden çok daha kanlı geçiyor. Sömürgecilik yeni yöntemlerle devam ettiriliyor. İslam düşmanlığı ve yabancı karşıtlığı dünyanın pekçok yerinde veba salgını gibi yayılıyor.” dedi.
“AVRUPALI TÜRKLER PROVOKE EDİLMEK İSTENDİ”
Türkiye’nin gerek coğrafi konum, gerekse kültürel bağları nedeniyle küresel krizlerden en çok etkilenen ülkelerin başında geldiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yükselen İslam düşmanlığının hedef aldığı toplum kesimlerinin başında yurt dışında yaşayan vatandaşlarımız geliyor. Son dönemde protesto eylemi kılıfı altında mukaddes kitabımız Kur’an-ı Kerim’e yapılan menfur saldırıların çoğu Türk büyükelçiliklerinin önünde gerçekleştirildi. Türkiye ve Avrupalı Türkler bu süreçte özellikle provoke edilmek istendi.” dedi.
“TÜRKİYE 4 MİLYON SIĞINMACIYA EV SAHİPLİĞİ YAPIYOR”
Türkiye’nin düzensiz göç nedeniyle 12 yıldır ciddi baskı altında olduğuna dikkat çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, 4 milyon sığınmacıya ev sahipliği yapıldığını hatırlattı.
“GAZZE’DE SAVAŞ DEĞİL SOYKIRIM GİRİŞİMİ VAR”
Erdoğan, uluslararası düzenin Gazze’deki son saldırılarla birlikte iflas bayrağını çektiğini de söyledi. Gazze’de yaşananların savaş değil, soykırım girişimi olduğunu belirten Erdoğan, Birleşmiş Milletler Güvenlik Kurulu ile Avrupa Birliği gibi kurumlara tepki gösterdi.
Erdoğan, “Bir hususu çok açık ifade etmek isterim; Gazze’de sadece çocuklar, kadınlar ve siviller canice katledilmedi. Aynı zamanda milyarlarca insanın uluslararası adalete dair inancı yok edildi.” dedi.
“TÜRKİYE GARANTÖRLÜĞE HAZIR”
Uluslararası toplumun, Filistin halkına borcunu ancak bağımsız bir Filistin devletinin kurulmasıyla ödeyebileceğini söyleyen Erdoğan, Türkiye’nin bu konuda garantörlük yapmaya hazır olduğunu ifade etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamalarından satır başları şöyle:
“6 Şubat 2023’te yaşadığımız asrın felaketi nedeniyle, forumumuzu geçtiğimiz yıl iptal etmek durumunda kalmıştık. 14 milyon vatandaşımızı etkileyen deprem felaketinin yaralarını, hızla sarıyoruz. Bu zorlu süreçte dost ve kardeş ülkelerden gördüğümüz desteği burada özellikle ifade etmek isterim. Dünyanın neresinde olursa olusun, acımızı paylaşan dostlarımıza bir kez daha şükranlarımı sunuyorum.
Turizmin başkenti Antalyamız, formula birlikte küresel diplomasinin kalbinin attığı yerlerden biri haline geliyor. 3 gün boyunca, günümüz liderlerinden geleceğin liderlerine, iş insanlarından akademisyenlere yaklaşık 4 bin katılımcı burada bir araya gelecek. Forumumuzun bu yılki temasını krizler döneminde diplomasiyi öne çıkarmak olarak belirledik. Küresel siyasetin kaotik durumuna şöyle bir göz attığımızda forumun temasının ne kadar isabetli seçildiği anlaşılacaktır.
“İSLAM VE YABANCI KARŞITLIĞI VEBA GİBİ YAYILIYOR”
İnsanlık olarak sancılı bir dönemden geçiyoruz. Sadece dış politikada değil, üretim, iletişim, sanat, ticaret, teknoloji gibi pekçok alanda ezberler bozuluyor. Gönül ister ki bu değişim insanlığın sorunlarına çözüm getirsin. Ülkeler arasındaki gelir adaletsizliği katlanarak artıyor. Savaşlar eskisinden çok daha kanlı geçiyor. Sömürgecilik yeni yöntemlerle devam ettiriliyor. İslam düşmanlığı ve yabancı karşıtlığı dünyanın pekçok yerinde veba salgını gibi yayılıyor.
“4 MİLYON SIĞINMACIYA EV SAHİPLİĞİ YAPIYORUZ”
Türkiye gerek coğrafi konumu, gerek beşeri ve kültürel bağları, gerekse beynelminel ilişkileriyle krizlerden en çok etkilenen ülkelerden biridir. Örneğin pek çok ülkenin son 5-10 yılda yüzleştiği terör tehdidiyle biz tam 40 yıldır mücadele ediyoruz. DEAŞ’ı bozguna uğratan yegane NATO müttefikiyiz.
Yükselen İslam düşmanlığının hedef aldığı toplum kesimlerinin başında yurt dışında yaşayan vatandaşlarımız geliyor. Son dönemde protesto eylemi kılıfı altında mukaddes kitabımız Kur’an-ı Kerim’e yapılan menfur saldırıların çoğu Türk büyükelçiliklerinin önünde gerçekleştirildi. Türkiye ve Avrupalı Türkler bu süreçte özellikle provoke edilmek istendi.
Düzensiz göç meselesinde 12 yıldır ciddi baskı altındayız. Çatışmalardan kaçan yaklaşık 4 milyon sığınmacıya ev sahipliği yapıyoruz.
“HİÇBİR HADİSEYİ UZAKTAN SEYRETME LÜKSÜMÜZ YOK”
Türkiye’nin hiçbir hadiseyi uzaktan seyretme lüksü yoktur. Sorumluluk sahibi bir ülke olarak doğru bildiklerimizi cesaretle söylemek tüm insanlığa karşı görevimizdir. Hakikati konuşanların seslerinin kısıldığı günümüzde, böyle bir misyonun zorluklarının farkındayız. Acı da olsa, birileri için rahatsız edici de olsa gerçekleri dillendirmeye devam edeceğiz.
Karşı karşıya olduğumuz jeopolitik riskleri yönetmek için her zamankinden daha aktif, dikkatli ve soğukkanlı bir politika izliyoruz. Girişimci, insanı öne çıkaran dış politikamızın temelinde kadim değerlerimizle çıkarlarımızın uyumlu birlikteliği vardır. Ülkemizin menfaatlerini her alanda güçlü bir şekilde savunmanın gayretindeyiz. Yakın dönemde yaşadığımız hadiseler bize şunu öğretti; diplomasi, krizlerin barışçıl çözümünde elimizdeki en büyük araçtır.
“KAAN İLK UÇUŞUNU GERÇEKLEŞTİRDİ, FARKLI BİR LİGE YÜKSELDİK”
Son 21 yılda ekonomiden, ticarete, savunmadan, ihracata her alanda büyük atılımlar gerçekleştirdik. Diklenmeden, dik durabilmek için, milli onurumuzu, bekamızı, milletimizin hak ve hukukunu koruyabilmek için her türlü adımı attık. Ekonomide ülkemizi yılda ortalama yüzde 5,5 oranında büyüttük. Milli gelirimizi 238 milyar dolardan 1 trilyon 119 milyar dolara yükselttik. İhracayı 36 milyar dolardan 256 milyar dolara, turizm gelirlerimizi 13 milyar dolardan, yaklaşık 54,5 milyar dolara getirdik. Savunma sanayiinde yerli ve milli üretimin payını yüzde 80’ler seviyesine ulaştırdık. İnsansız hava araçları teknolojisinde Türkiye’nin yazdığı başarı hikayesi herkesin malumudur. Geçtiğimiz hafta KAAN’ın da ilk uçuşunu başarıyla yapmasıyla artık bu alanda farklı bir lige yükseldik.
“ULUSLARARASI KURUMLAR KANI DURDURAMADI”
Önümüzdeki dönemde adaleti savunmaya, tüm dünyada dostlarımızın sayısını artırmaya devam edeceğiz. Suriye, Yemen, Libya ve son olarak Ukrayna’daki çatışmalar bize mevcut küresel sistemin işlevini tamamen kaybettiğini göstermiştir. Bu krizlerde BMGK başta olmak üzere uluslararası kuruluşlar kanı durduracak adımlar atamadılar.
“GAZZE’DE YAŞANANLAR SAVAŞ DEĞİL, SOYKIRIM GİRİŞİMİDİR”
Uluslararası düzenin iflas bayrağını çektiği asıl yer Gazze olmuştur. 7 Ekim’den bu yana Gazze’de yaşanan katliamları hepimiz içimiz kanayarak takip ediyoruz. İsrail’in sivil yerleşim yerlerini hedef alan kasıtlı saldırıları sonucunda bugüne kadar 30 bin Gazzeli şehit edildi. 70 binden fazla Filistinli yaralandı. Bir hususu çok açık ifade etmek isterim; Gazze’de sadece çocuklar, kadınlar ve siviller canice katledilmedi. Aynı zamanda milyarlarca insanın uluslararası adalete dair inancı yok edildi. Söz konusu İsrail olunca İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nin, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin, Avrupa Birliği’nin tarafsızlıktan dem vuran uluslararası basın yayın organlarının ne kadar aciz ve işlevsiz olduğunu hep birlikte gördük. Gazze’de yaşananlar kesinlikle bir savaş değildir, bir soykırım girişimidir. Savaşın bile uyulması gereken bir ahlakı ve hukuku vardır. Ana kucağındaki yavruları açlığa mahkum eden, hastaneleri, kiliseleri, camileri, okulları, mülteci kamplarını, ambulansları bombalayan, dün olduğu gibi gıda yardımı almak için bekleyen sivilleri kalleşçe hedef alan bir barbarlıktan bahsediyorum.
Uluslararası toplum, Filistin halkına olan borcunu ancak Filistin Devleti’nin kurulmasıyla ödeyebilir. Bunun için 1967 sınırları temelinde, başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız, egemen Filistin Devleti’nin teşekkülü şarttır. Bu maksatla garantörlüğü de içerecek şekilde Türkiye olarak hazır olduğumuzu belirttik.”
-
“Vesayete karşı dimdik ayakta durduk”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin Aydın mitinginde konuştu.
28 Şubat “postmodern darbe” değerlendirmesi yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “28 Şubat postmodern darbesi, öncesi ve sonrasıyla ülkemiz demokrasi tarihinin utanç verici sayfalarından biridir.” dedi.
Vesayete karşı da dimdik ayakta durduklarını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu hadiselerin ülkemize olumsuz yansımalarını en alt düzelde tutmak için çok çalıştık. En büyük başarımız ülkemizi de demokrasi ve kalkınma rotasında tutmak olmuştur.” diye konuştu.
BÜYÜME RAKAMLARI
Muhalefetin ekonomiye ilişkin eleştirilerine ise “2023 yılı büyüme rakamları iyi geldi. Türkiye ekonomisi, deprem ve diğer olumsuzluklara rağmen büyük bir başarıya imza attı. Ekonomimiz, üst üste 14 çeyrektir büyüme başarısı gösterdi.” ifadelerini kullanan Erdoğan, AB ülkeleri arasında en çok büyüyen ülkenin Türkiye olduğunu açıkladı.
“O KARA GÜNLERİ UNUTMADIK”
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamaları şöyle:
Aydın, geçtiğimiz mayıs ayında yapılan seçimde yüzde 40 düzeyinde bir oyla yanımızda yer aldı. Bu oy oranuı aydın ile bizim aramızdaki gönül bağını ifade etmekten çok uzak. 31 Mart’ta Aydın’da büyükşehri ve ilçeleriyle müjdeli haberler bekliyoruz.
Aydın bize, ‘Yeter söz milletindir’ diyen Menderes’in emanetidir.
Ülkemizin darbeler zincirinin önemli halkalarından biri de dün 27. yılını geride bıraktığımız 28 Şubat postmodern darbesiydi. 28 Şubat postmodern darbesi, öncesi ve sonrasıyla ülkemiz demokrasi tarihinin utanç verici sayfalarından biridir.
Bu darbe girişiminin elebaşlarından birinin gerekirse ülkemizin nüfusunun birkaç milyon azalmasından ziyan gelmeyeceğini söylediği rivayet edilir. Dönemin cuntacıları, 28 Şubat’ın bin yıl süreceğini ilan etmişlerdi. Kılık kıyafetinden dolayı kadınların okuma ve çalışma hakkının gasp edildiği, sermayenin renklere bölünerek baskı altına alındığı, bazı medya organlarının darbe bülteni gibi yayınlar yaptığı, ne kadar değer varsa hepsinin çiğnendiğini o kara günleri unutmadık, unutmayacağız.
“YENİ YENİ ENGELLER ÇIKARDILAR”
İBB görevinden daha süremiz dolmadan darbecilere selam duran hukukçuların kararıyla ayrılmak zorunda kaldım. Partimizi kurup başbakanlık görevini üstlendikten sonra da sürekli darbeci zihniyetin ve onun emrindeki bürokratik oligarşinin emirleriyle boğuştum. Uyduruk gazete küpürleriyle partimizi kapatmaya kalktılar. Milletimizin desteğiyle bu badireleri aştıkça önümüze yeni yeni engeller çıkardılar.
Gezi olaylarıyla sokakları karıştırmaya çalıştılar. Milli iradeyi esir almaya cüret ettiler. 15 Temmuz darbe girişimiyle milletimize silah çektiler, kan döktüler. Sınırlarımıza yığdıkları teröristlere vatan topraklarına ve milletimize kast ettiler.
Vesayete karşı dimdik ayakta durduk.
“LAFLA DEĞİL, ÇALIŞARAK BÜYÜTMEYİ TAAHHÜT EDİYORUZ”
Bu hadiselerin ülkemize olumsuz yansımalarını en alt düzelde tutmak için çok çalıştık. En büyük başarımız ülkemizi de demokrasi ve kalkınma rotasında tutmak olmuştur.
Türkiye eski Türkiye değil. Milletiyle altyapısıyla siyasetiyle ordusuyla bölgesel ve küresel dengelerdeki stratejik konumuyla bambaşka bir Türkiye var. Bambaşka bir devlet var. Türkiye Yüzyılı’na kilitlenmiştir. Diz çöktürmek ayağına pranga vurmak öyle kolay değil. Türkiye’yi lafla değil, çalışarak büyütmeyi taahhüt ediyoruz. Hedefimiz Türkiye Yüzyılı’nın inşasını sürdürmektedir.
Dik duracağız, diklenmeyeceğiz.
Sıkıntılarımızı, ülkemizi demokrasi hazımsızlarının, kalkınma düşmanlarının eline teslim ederek değil daha çok mücadele vererek, alın teri dökerek çözeceğiz.
“21 YILDIR ESER VE HİZMET SİYASETİ YAPTIK”
Biz bu ülkede 21 yıldır eser ve hizmet siyaseti yaptık. Türkiye’nin asırlık ihmallerinbin ürünü tüm altyapı eksikleirni gidermek milletimizi hayalleiryle buluşturmak bize nasip oldu. Sadece somut projelerle kalmadık. Hak ve özgürlüklerin geliştirilmesi konusunda da devrim mniteliğinde düzenlemeleri hayata geçirdik. Kimsenin inancına, meşrebini, kökenine, hayat tarzına bakmadık. Siz, birilerİnin yaptıkları eski Türkiye güzellemelerine sakın kulak asmayın.
Milletçe, Cumhuriyet tarihinin en demokratik dönemini son 21 yılda yaşadık. 2023 hedeflerini biz hayata geçirdik.
“BÜYÜME RAKAMLARI İYİ GELDİ”
2023 yılı büyüme rakamları iyi geldi. Türkiye ekonomisi, deprem ve diğer olumsuzluklara rağmen büyük bir başarıya imza attı. Ekonomimiz, üst üste 14 çeyrektir büyüme başarısı gösterdi. AB ülkeleri arasında en çok büyüyen ülke olduk.
Gayri Safi Yurt İçi Hasılamız 1 trilyon 119 milyar dolarla ilk kez 1 trilyon dolar sınırının üzerine çıktı.
“ASLA YALAN SÖYLEMEDİK”
Geleceğe yönelik yol haritamızda hep sizlerin huzurunda olduk. Milletimize asla yalan söylemedik. Yapamayacağımız işin sözünü vermedik.
Sözünü verdiğimiz her iş için de canla başla çalıştık. Asla milletimizin karşısında başımızı eğecek yalanımız hele hele ihanetimiz asla vaki değildir. 31 Mart seçimleri için sizlerin karşısına çıkarken arkamızda 21 yıllık eser ve hizmet karnemiz.
-
Erdoğan, Diplomasiye şans verin
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ukrayna-Güney Doğu Avrupa Zirvesi’ne bir videomesaj gönderdi. Video mesaj vasıtasıyla olsa da katılımcılara hitap etmekten büyük bir memnuniyet duyduğunu dile getiren Erdoğan, “Türkiye’nin Ukrayna’nın bağımsızlığına, egemenliğine, güvenliğine ve toprak bütünlüğüne verdiği destek hepinizin malumudur. Kırım Tatarı soydaşlarımızın hak ve menfaatlerinin korunması için de her türlü çabayı gösteriyoruz. Ukrayna’nın süratle toparlanması ve yeniden inşasına katkı sağlamaya da hazırız. Savaşın 3. yılına girmemize ve tüm gayretlerimize rağmen barışın tesisi yönünde yeterince ilerleme kaydedilmedi. Savaşın adil ve kalıcı bir barışla sona erdirilmesi için diplomasiye ve diyaloğa şans verilmesi gerektiğine dair görüşümü muhafaza ediyorum. Bu hedefe ulaşmak için her türlü diplomatik kanaldan en üst seviyede istifade edilmesi büyük önem taşıyor. En azından barışın genel parametrelerinin belirlenmesi üzerinde ortaklaşa bir çalışmaya başlanması gerektiği kanaatindeyim. Bu minvalde, Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy’in 10 maddeli barış planını prensip olarak destekliyoruz” şeklinde konuştu.
“İstanbul’da kurmuş olduğumuz müzakere masasını yeniden tesis etmeye de hazırız”
Barış girişimlerinin başarıya ulaşmasında her iki tarafın da bir araya getirilmesinin şart olduğuna inancını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Gayretlerimizle tesis edilen ve uygulandığı dönemde kritik rol oynayan Karadeniz Girişimi de gündemimizdeki yerini koruyor. Ayrıca Karadeniz’de ticari gemiler için seyrüsefer emniyetini sağlayacak bir düzenlemeye ihtiyaç vardır. Bu kapsamda Birleşmiş Milletler (BM) ile işbirliği halinde Karadeniz’de güvenlik taahhütlerini içerecek yeni bir düzenleme için temaslarımızı sürdürüyoruz. Öte yandan barışın inşası için daha önce İstanbul’da kurmuş olduğumuz müzakere masasını yeniden tesis etmeye de hazırız. Bu vesileyle ortak coğrafyamız Balkanlar’da, Güneydoğu Avrupa ülkeleri işbirliği süreciyle hayat bulan dayanışma ruhunun yakın coğrafyamıza da sirayet etmesini diliyorum” ifadelerine yer verdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, zirveye ev sahipliği yapan Arnavutluk Başbakanı Edi Rama başta olmak üzere, zirvenin düzenlemesinde emeği geçenleri gönülden tebrik etti.
-
“Ekonomi dediğiniz olay hesap kitap işidir”
31 Mart’taki yerel seçimlere 32 gün kala, seçim meydanları hareketli…
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin Kütahya mitinginde konuştu.
“SEÇİMLER GELİR GEÇER AMA MUHABBET BAKİ KALIR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kütahya’da 31 Mart seçimleri için adayları Cumhur İttifakı olarak ortak göstermediklerini hatırlatarak, “Eser ve hizmet siyasetinde yarışmak için ayrı adaylarla seçime girdik. Hayırda yarış olarak gördüğümüz bu centilmence rekabetin şehrimiz için en güzel şekilde neticelenmesini diliyorum.” dedi.
Hangi partiye mensup olursa olsun Türkiye’nin her bireyinin, her Kütahyalının gönüllerinde ayrı bir yerinin olduğunu belirten Erdoğan, şunları kaydetti:
“Seçimler gelir geçer ama muhabbet baki kalır. Şu hasbilik gök kubbedeki bir hoş seda misali hep devam eder. Rabb’im birliğimizi, beraberliğimizi, dirliğimizi, kardeşliğimizi daim eylesin diyorum. Ülkemizin güvenliğine, istikrarına, kazanımlarına, hedeflerine göz dikenlere asla fırsat vermeyeceğiz. Bu millet, tarihine, kültürüne, inancına saldırarak sırtını terör örgütlerine dayayanlara, onlara en güzel dersi sandıklarda verdi. Şimdi beraber yol yürüyerek, hükümette ve belediyede iktidar hülyalarına kapılanları rüyalarından uyandırmaya var mıyız? Bunu yapacağınıza ben inanıyorum.”
Erdoğan, emniyetten aldığı rakamlara göre mitinge 35 bin kişinin katıldığını aktararak, “Tabii sandıklara da bunun yansıması lazım. Kütahya’da hamdolsun böyle bir sıkıntımız inşallah yok.” diye konuştu.
“MEYDANI, KARANLIK HESAPLARA BIRAKMAYACAĞIZ”
Şehirlerin bir kısmında yapılan kirli ittifakları takip ettiklerini dile getiren Erdoğan, şunları ifade etti:
“Kiminde listeler geç veriliyor. Aday isimleri sabahtan akşama sürekli değişiyor. Milletimiz de engin ferasetiyle kapalı kapılar ardında çevrilen dolapları, yapılan pazarlıkları, sahnelenen alicengiz oyunlarını çok iyi görüyor. Bugüne kadar olduğu gibi 31 Mart’ta da milletimizle omuz omuza verip, meydanı kirli ittifakların karanlık hesaplarına bırakmayacağız. Türkiye Yüzyılı vizyonu etrafında kenetlenip yolumuza devam edeceğiz. Ben hanımlara güveniyorum. Bu yolculukta Kütahya’nın da desteğini yanımızda göreceğimize yürekten inanıyorum.”
”ÖNÜMÜZE HANGİ BADİRE ÇIKARSA ÇIKSIN ÜLKEMİZİ HEDEFLERİNE DOĞRU İLERLETMEYİ BAŞARDIK”
Türkiye’nin Gezi olaylarından beri süren 15 Temmuz’da daha da keskinleşen, 2018’den itibaren iyice alenileşen, bölgesel ve küresel krizlerle daha da derinleşen sıkıntılı bir süreçten geçtiğini dile getiren Erdoğan, “Önümüze hangi badire çıkarsa çıksın ülkemizi demokrasi ve kalkınma rotasından çıkarmadan hedeflerine doğru ilerletmeyi başardık. Bu arada ciddi bedeller de ödedik, ödüyoruz. Milli birliğimize yönelik saldırıları bertaraf ederken yeri geldi darbecilere karşı canımız pahasına direndik yeri geldi sınırlarımıza dayanan teröristlerle boğuştuk. Cudi Dağı’nda onları mağaralara gömdük. Tendürek’te, Bestler Deresi’nde, Gabar’da gömdük ve Türkiye’de kendilerine yer bulamadılar.” diye konuştu.
Hayat pahalılığıyla da mücadele edildiğini kaydeden Erdoğan, en çok etkilenen kesimlerin başında emeklilerin bulunduğunu söyledi.
Erdoğan, “Her ne kadar emekli maaşlarını bizden önceki dönemlerle kıyas edilemeyecek seviyelere çıkarmış olsak da gönlümüz vatandaşlarımızın hayatlarını daha iyi şartlarda sürdürmesini istiyor.” ifadesini kullandı.
”EKONOMİ DEDİĞİNİZ OLAY HESAP KİTAP İŞİDİR”
Ekonominin diğer boyutlarının ötesinde hesap kitap işi olduğunu vurgulayan Erdoğan, devletin gelirleri ve giderleri arasındaki denge tutturulamazsa tıpkı 1970’lerde ve 1990’lardaki gibi siyasi, sosyal ve ekonomik çalkantıların pençesine düşülmesinin kaçınılmaz olduğunu belirtti.
Türkiye’nin kimi ülkelerin sahip olduğu gibi karşılıksız elde ettiği gelir kaynaklarına sahip olmadığına işaret eden Erdoğan, şöyle konuştu:
“Biz harcadığımız her kuruşu, devleti ve milletiyle birlikte çalışıp kazanmak mecburiyetindeyiz. Mesela yaklaşık 11 trilyon lira giderle bağladığımız 2024 bütçemizi ele alalım. Bunun 1 trilyon liradan fazlasını deprem harcamalarına ayırdık. Devletin tüm çalışanları için yaklaşık 3 trilyon lira personel gideri var. Yatırımlar için 1,6 trilyon liraya yakın bir kaynak kullanılacak. Emekli maaşları için ayrılan miktar yaklaşık 3 trilyon liraya yakın, eğitim için 1,6 trilyon lira, sağlık için 1,6 trilyon lira, sosyal yardımlar için 500 milyar lira, mahalli idareler için 860 milyar lira tahsis edildi. Diğer kalemleri söylemiyorum bile.
”10 BİN LİRA EMEKLİ MAAŞI YETERLİ DEĞİL”
En düşüğü 10 bin lira olan emekli maaşı ömrünü kendisinin ve ailesinin geçimi için harcamış vatandaşlarımız için yeterli mi? Elbette değil. Peki emekli maaşlarını arzu ettiğimiz düzeye nasıl yükselteceğiz? Devlet ve millet olarak daha fazla çalışacak, daha çok gelir elde edecek, ortaya çıkan kazançtan da emeklilerimize hak ettikleri parayı vereceğiz.
”DEVLETİN ÇALIŞANLARININ YARISINDAN FAZLASINA MAAŞLARINI VERMESEK O ZAMAN BELKİ BU İLAVE GİDERİ KARŞILAYABİLİRİZ”
Şimdi birileri çıkıyor emekli maaşlarına 7 bin lira, 10 bin lira seyyanen ekleyelim diyerek kendi akıllarınca emeklilerimizi tahrik ediyor. Bakınız bizim ülkemizde halihazırda 16 milyon emeklimiz var. Emekli maaşlarına 7 bin lira eklemek demek bütçeden yaklaşık 1,4 trilyon liralık, 10 bin lira eklemek demek 1,9 trilyon liralık bir kaynağı buraya aktarmak demektir. Mevcut maaşların tutarından söz etmiyorum. Sadece 7 bin lira veya 10 bin lira olarak ifade edilen ek artışın maliyetini anlatıyorum. Yani 2024 yılı boyunca ülkemizde tek çivi çakmasak tüm yatırım bütçesini buraya aktarsak bile bu gideri karşılamaya yetmiyor. Aynı şekilde deprem harcamalarının tamamını bu iş için kullansak yine yeterli gelmiyor. Eğitime, sağlığa, tek kuruş harcamadan her birinin tüm bütçesini buraya aktarsak ucu ucuna ya kurtarıyor ya kurtarmıyor. Askeriyle, polisiyle, eğitimcisiyle, sağlıkçısıyla tüm memuru ve işçisiyle devletin çalışanlarının yarısından fazlasına maaşlarını vermesek o zaman belki bu ilave gideri karşılayabiliriz. Burada konuştuğumuz emeklilerimizin mevcut maaşlarının maliyeti değil yapılması istenen ilave artışların tutarıdır.”
”SEYYANEN ARTIŞLARIN EMEKLİ MAAŞLARI ARASINDA YOL AÇTIĞI ADALETSİZLİĞİN FARKINDAYIZ”
Seyyanen artışların emekli maaşları arasında yol açtığı adaletsizliğin farkında olduklarını belirten Erdoğan, sırtında yumurta küfesi taşımayanların istedikleri gibi atıp tutabileceğini, sorumluluk makamında olmayanların her aklına eseni söyleyebildiğini dile getirdi.
Erdoğan, “Ama milletin ülkeyi ve devleti yönetme görevini verdiği bizim için böyle bir durum asla söz konusu değil. Biz yaptığımız her işin hesabını 85 milyonun tamamına vermekle mükellefiz. Biz attığımız her adımı en ince detayına kadar hesaplamak zorundayız.” dedi.
Küresel ekonomik krizin dünyanın her yerinde çalışanlar ve emekliler başta olmak üzere büyük kitlelerin refah kaybına uğramasına yol açtığına işaret eden Erdoğan, Türkiye’nin de kendi şartları çerçevesinde bu dalgadan etkilendiğini söyledi.
Tüm bunların üstüne geçen sene “asrın felaketi” olan çok büyük bir deprem yaşandığını belirten Erdoğan, sadece 6 Şubat depremlerinin ekonomiye maliyetinin 104 milyar dolar olduğunu kaydetti.
”EKONOMİK DENGELERİ YERLİ YERİNE OTURTMAK İÇİN GÜÇLÜ PROGRAM UYGULUYORUZ”
Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Buna rağmen hayat pahalılığı başta olmak üzere ekonomik dengeleri yeniden yerli yerine oturtmak için güçlü bir program uyguluyoruz. Bu yıl sonundan itibaren programın olumlu sonuçlarını görmeye başlayacağız. Yatırım, istihdam, üretim, ihracat ve cari fazla yoluyla ülkemizi büyüttükçe ortaya çıkan kazançtan her kesimden insanımız gibi emeklilerimiz de istifade edecek. Siz oturdukları yerden atıp tutanlara bakmayın. Onlar sadece istismar ve bozgunculuk peşinde koşuyor. Onların ne ülke ne millet ne de emeklilerimiz umurlarında. Bu ülkenin ve bu milletin asırlık meselelerini nasıl biz çözdüysek bugünkü sıkıntıların üstesinden gelecek olan da yine biziz. Milletimizden sabır ve metanet istiyoruz.”
”TÜRKİYE; YATIRIM, İSTİHDAM, ÜRETİM, İHRACAT VE CARİ FAZLA YOLUYLA BÜYÜMEK MECBURİYETİNDEDİR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, miting sonrası ise seramik fabrikası açılışında konuştu.
Erdoğan’ın buradaki açıklamalarından satır başları şöyle:
”Türkiye; yatırım, istihdam, üretim, ihracat ve cari fazla yoluyla büyümek mecburiyetindedir. Bir dönem terk ettikleri üretim bugün gelişmiş ülkelerin en kritik yumuşak karnı haline gelmiştir. Türkiye’yi böyle bir duruma asla düşürmeyeceğiz. Biz birileri gibi söz verip de sonra kulağının üzerine yatanlardan asla değiliz. Eksiklerimiz elbette olmuştur ama ülkemize ve milletimze sağladığımız kazanımların büyüklüğünü kimse inkar edemez. Artık bundan sonra milletimzie karşı sorumluşumzu türkiye yüzyılı bayrağını zirveye çıkarmaktır. Allah’ın izniyle Türkiye Yüzyılı’nın inşasını da tamamladıktan sonra emaneti gençlere teslim edip köşemize çekileceğiz. Makro dengelerle ilgili sorunlarımızı sanayide, teknolojide, ticarette, tarımda, turizmde ve diğer alanlarda büyümeyi sürdürerek çözeceğiz. Savunma sanayinden seramik sektörüne kadar her alanda tasarımıyla, üretimiyle, ihracatıyla ülkemizi dünyanın önde gelen tedarikçileri arasına çıkartacağız.”
-
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı görme hayali gerçekleşti
Kahramanmaraş’ın Onikişubat ilçesinde yaşayan Çetinkaya ailesi, deprem sonrası yaşadıkları kiralık evden çıkmak zorunda kaldı. Güllü, Nevşin ve İkra isimli üç kızı bulunan anne Ayşegül Çetinkaya, deprem sonrası konteyner kente yerleştirildi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’la görüşme hayali kuran 12 yaşındaki İkra, depremin yıl dönümü olan 6 Şubat tarihinde Erdoğan ile Kahramanmaraş Havalimanında bir araya geldi. Anne ve kızı Erdoğan’a bir mektup verdi ve fotoğrafının bulunduğu çerçeveyi hediye etti.
İkra’nın hayalinin gerçekleştiğini ifade eden anne Ayşegül Çetinkaya, “Tek arzusu Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı görmekti. Depremin yıl dönümü 6 Şubat’ta kendisi geldi, biz de görüştük. Havalimanında karşıladık. Kendisine çerçevemizi hediye edip, mektubumuzu verdik. Kendisinin dönüş sağlayacağını biliyor ve bekliyorum. İkra bizim her şeyimiz ve onun her şeyi Tayyip dedesi” diye konuştu. İkra’nın ‘dirençli epilepsi’ hastası olduğunu anlatan Ayşegül Çetinkaya, hayallerinin bir ev sahibi olmak ve İkra’nın tedavisinde sonuca ulaşmak olduğunu, bu konuda destek beklediklerini söyledi.
İkra Çetinkaya ise, “Tayyip dedeye selam söylemek istiyorum” dedi.
-
Latife teyzenin Cumhurbaşkanı Erdoğan sevgisi
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a büyük hayranlık duyan 92 yaşındaki Latife teyze, sevgisini söylediği maniler ile dile getiriyor. Iğdır’ın Topçular Mahallesi’nde oturan Latife Yargı, kendisini ziyarete gelen AK Parti Iğdır Kadın Kolları teşkilatına Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı çok sevdiğini kendisine Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın fotoğrafını getirilmesini istedi. Latife teyzeye Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ve eşi Emine Erdoğan’ın birlikte olduğu bir fotoğraf hediye edildi. Fotoğrafa bakan Latife teyze Cumhurbaşkanı için mani söyledi. O görüntüler sosyal medyada paylaşılınca büyük beğeni topladı.
AK Parti Kadın Kolları Başkanı Av. Yasemin Mert Öztürk, Latife teyzeyi evinde ziyaret ederek Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın selamını iletti. Çok mutlu olan Latife yargı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın doğum gününü olduğunu öğrenince, “Doğum günü kutlu olsun, güzel olsun. Her yerde mutlu olsun, Allah onun yardımcısı olsun” dedi.Seçimde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a oy vermek için de sandığa gideceğini belirten Yargı, “Beni de gelip götürün. Diğer seçimde gittim, geldiler yardım ettiler dedim bırakın ben kendim seçerim, dedim” dedi. Sosyal medyada büyük beğeni toplayan maniyi söyleyen Yargı, “Araba bizim olaydı Cumhurbaşkanım, tekeri kızıl olaydı. Senin koluna gireydim yollar uzun olaydı. Allah uzun ömürler versin onun eli de bizim gibilerin üzerinde olsun” dedi.
Mani söyledikten sonra fotoğrafa bakan Latife teyze ağlamaya başladı.Rüya ile başlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan sevgisi
Cumhurbaşkanı Erdoğan’a büyük sevgisinin bir rüya ile başladığını söyleyen Yargı, “Cumhurbaşkanın büyük sevgisini rüyamda kazandım. Ben tek yaşıyorum, rüyamda gördüm hemen kalktım. Kalktıktan sonra etrafıma baktım. Dedim Allah’ım rüya mı gördüm. Erdoğan’ı evimde gördüm. Kalktım salonun kapısını açtım dedim belki buradadır. Ona yavrum derim canımı veririm. Cumhurbaşkanını çok çok severim, benim de selamımı ona götürün. Herkesten çok severim çocuklarımdan da çok seviyorum” dedi.
-
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın dünürünün babası son yolculuğuna uğurlandı
Kocaeli’de yaşayan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın dünürü ve İlim Yayma Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Bilal Erdoğan’ın kayınpederi Orhan Uzuner’in babası Ali Uzuner, dün yaşlılığa bağlı nedenlerle hayatını kaybetti. 91 yaşında olan Uzuner’in cenazesi bugün Pertev Mehmet Paşa Cami’den kaldırıldı.
Uzuner’in cenazesine Bilal Erdoğan, Vali Seddar Yavuz, Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Büyükakın, AK Parti Kocaeli Milletvekilleri Sami Çakır, Veysel Tipioğlu ile Sadettin Hülagü, AK Parti İl Başkanı Şahin Talus, Deniz Eğitim Öğretim ve Garnizon Komutanı Tümamiral Erhan Aydın, ilçe belediye başkanları ve Uzuner’in yakınları katıldı. Uzuner’in cenaze namazı, öğle namazını müteakip İl Müftüsü Mehmet Sönmezoğlu tarafından kıldırıldı. Helallik alınması ve namazın kılınmasının ardından Uzuner’in tabutunu Bilal Erdoğan ve Uzuner’in yakınları omuzladı. Uzuner’in cenazesi Bağçeşme Mezarlığı’nda defnedildi.
-
Görüşme tarihi belli oldu
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in görüşmesi Rusya’daki seçimlerden sonra gerçekleşecek.
Putin’in Türkiye’ye ziyaret tarihiyle ilgili soruyu yanıtlayan Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov, Putin ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın çalışma programının yoğun olduğuna dikkati çekti.
Peskov, “Ziyaret, (15-17 Mart’taki) seçime kadar yapılmayacak. Putin’in seçime kadar yeterince yoğun ve stresli programı var. Erdoğan’ın da programı yeterince yoğun. Ancak yüksek düzeydeki temaslar için hazırlık yapılıyor. Bu temaslar, her iki liderin programına uygun şekilde gerçekleşecek.” diye konuştu.
PUTİN, ERDOĞAN’IN DOĞUM GÜNÜNÜ KUTLADI
Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Putin, bugün bir telefon görüşmesi gerçekleştirmişti.
Görüşmede, Türkiye ile Rusya arasındaki ilişkiler ele alınırken Putin, Erdoğan’ın doğum gününü kutlamıştı.
TÜRKİYE ZİYARETİ NE ZAMAN?
Putin’in ziyareti ilk olarak 12 Şubat olarak duyurulmuştu. Daha sonra Moskova’dan yapılan açıklamada, bu ziyaretin ertelendiği belirtildi.
Reuters haber ajansı, Rus medyasına dayandırdığı haberinde, ziyaretin en erken nisan ayı sonunda veya mayıs başında yapılmasının planlandığını aktarmıştı.
Kremlin sözcüsü Dmitri Peskov ise “erteleme yok, bir tarih üzerinde çalışıyoruz” açıklamasını yapmıştı.