Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde Suudi Arabistan Savunma Bakanı Halid bin Selman Al-Suud’u kabul etti. Görüşme basına kapalı gerçekleşti.
Etiket: recep tayyip erdoğan
-
“Vandallıkla sokakları ateşe vermek kabul edilemez”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kızılcahamam’da düzenlenen AK Parti Yerel Yönetimler İstişare ve Değerlendirme Toplantısı’nda konuştu.
Cumhuırbaşkanı Erdoğan’ın açıklamaları şöyle:
31 Mart seçimlerinin sonrasında bütün belediye başkanlarımızın katılımıyla tertiplediğimiz toplantımızın hayırlı olmasını diliyorum.
Son bir yılda 10 ay arayla üst üste 3 seçim geçirdik. Seçim döneminde belediye başkanlarımızla çeşitli vesilelerle bir araya geldik. Ancak AK Parti’nin geniş katılımlı istişare toplantısını seçimler sebebiyle gerçekleştiremedik. Her kademede danışmaya ve diyaloğa önem veriyor, ülkemizin ve partimizin gündemindeki konulara ortak akılla çözüm arıyoruz. AK Partili tüm belediye başkanlarımızla bir araya gelelim istedik. Yerel seçim sonuçlarını sizlele birlikte masaya yatıralım hem de önümüzdeki dönemde yol haritamızı sizlerin de önerileriyle seçillendirelim dedik.
“30 SENE ÖNCE MİLLETE HİZMET YOLCULUĞUNA BELEDİYELERDEN BAŞLADIK”
Hepinizin bildiği gibi AK Parti’nin hikayesi yerelden genele ilerleyen bir başarı hikayesidir. 30 sene önce millete hizmet yolculuğuna belediyelerden başladık. Örnek karnemizle yeni hedeflere yürüdük. Politikalarımızı önce belediyelerdeki uygulamalarla ortaya koyduk. 2002’de bize iktidar kapısını açan da iktidarda tutan da yerel yönetimlerdeki başarılarımız, gayretlerimizdir. En büyük referans kaynağı yerel yönetimlerdir. Bu gerçek 1994 senesinden beri değişmemiştir. Değişmeyecektir.
AK Parti, tüm dünyanın en yetkin en donanımlı siyasi hareketidir. AK Parti belediyeciliği bugün küresel ölçekte bir marka haline gelmiştir. Şehirlerimizin sorunlarını çözme, geleceğe hazırlama noktasında hiçbir parti AK Partili kadrolarla yarışamaz.
MUHALEFETE SERT TEPKİ
Son seçimlerde muhalefet tamamen ucuz popülizme dayanan bir kampanya yürüttü. Ekonomideki sıkıntıları istismar etti. Hayat pahalılığı altında ezilen insanımızın popülizme kapılmasına engel olamadık.
SEÇİM DEĞERLENDİRMESİ
31 Mart’ta seçim yapılan 1393 belediyenin yüzde 54,6’sını önümüzdeki 5 yıl boyunca Cumhur İttifakı yönetecektir.
Hatay’ın 10 yıllık fetret devrinin sona ermesinden ayrıca mutluluk duyduk.
Bir önceki yerel seçimlere kıyasla oy oranları ve belediye sayında oraya çıkan negatif sapmayı gözardı etmiyoruz. Milletimin AK Parti’den talepleri gerçekleşene kadar tüm kademelerde gereken adımları atmaya devam edeceğiz. Sandığı suçmala gafletine düşmedik.
Seçimler bitince muhalefetin vaat yağmurunun da sonuna gelindi. Emekliye, esnafa, gençlere verilen sözlerin tamamı unutuldu. Ekmekten suya ellerinin altındaki her şeye zam yapıyorlar. Hizmetlerin tamamında astronomik fiyat artışlarına gittiler. Kendi partilileri bile isyan etmeye başladı. Hizmet etmek yerine bugün enerjilerini bahane bulmaya çalışıyorlar.
Kimsenin hayat tarzına, inancına, tercihlerine karışmadık. El değiştiren belediyelerde eski hastalıklar nüksetmeye başladı. Muhalefet içindeki radikal unsurların da kışkırtmasıyla 28 Şubat dönemini anımsatan uygulamalar yeniden devreye alınmak isteniyor. Buna müsade edilmemeli.
KAYSERİ’DE GERGİN GECE
Toplumda yabancı düşmanlığını ve sığınmacı nefretini körükleyerek hiçbir yere varılamaz.
Dün Kayseri’de küçük bir grubun yol açtığı olayların sebeplerinden biri muhalefetin bu zehirli söylemleridir. Kim olursa olsun vandallık yapmak, sokakları ateşe vermek kabul edilemez. Siyasi kazanım uğruna nefret siyasetine tevezzül edilemesini acizlik olarak görüyoruz.
Ayrımcılık, ötekileştirme nefret diliyle insanları düşmanlaştırmak AK Parti siyasetinde kendine yer bulmamıştır.
BELEDİYE BAŞKANLARINA TAVSİYELER
Başınızı yastığa koyduğunuzda muhasebenizi yapacaksınız. Önümüzdeki 5 sene boyunca bir tek günü bile boş geçirmeyecek, boşa harcamayacak, israf etmeyeceksiniz. Sizlerin milletimizin arasında kimi zaman bir iş makinesinin üzerinde kimi zaman bir şantiyede göreceğiz. Halktan uzak durursanız halk da sizden uzaklaşır. Kapınız ve sofranız halka açık olacak. AK Parti’nin özellikle yerel yönetimdeki kültürümüzü şehirlerinize yansıtacaksınız. Teşkilatımızla iç içe olacaksınız. Teşkilatımızla aranıza mesafe asla ve asla koymayacaksınız. Bizi 22 yıldır milletimizin gözdesi yapan mütevazi ve amatör ruhumuzdur. Biz bu ruhu güçlendirerek bugünlere ulaştık.
Yerelde bir rehavet yaşanırsa, hükümnette başarılı olsak da arzu ettiğimiz neticeyi alamyız.
-
“Uluslararası toplumun artık ağırlığını koyması lazım”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Beştepe’de Estonya Cumhurbaşkanı Alar Karis ile ortak basın toplantısı gerçekleştirdi. Karis ve heyetini Ankara’da misafir etmekten memnuniyet duyduğunu söyleyen Erdoğan, görüşmeleri vesilesiyle mevkidaşı Karis ile Türkiye Estonya ilişkilerini geliştirecek müşterek adımları ele aldıklarını belirtti. Estonya ile her alanda işbirliğini ilerletme potansiyeline sahip olunduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, iki ülke arasında 429 milyon dolara ulaşan ticaret hacmi ve karşılıklı yatırımların daha da artırabileceğine dikkat çekti.
Geçen yıl tesis edilen ekonomi ve ticaret ortak komitesinin ilk toplantısını en kısa zamanda Türkiye’de gerçekleştireceklerini açıklayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu toplantıyla ekonomik ve ticari ilişkilerimiz bakımından yeni bir yol haritası da belirlemiş olacağız. NATO müttefikleri olarak savunma sanayii alanında tesis ettiğimiz mevcut iş birliğini ilave somut projelerle geliştirebileceğimiz inancındayız. Geniş bir yelpazede ilişkilerin çeşitlendirilmesini, işbirliğimizin geleceğine yapacağımız yatırımlar olarak addediyoruz. Dijital dönüşüm, Dijital uygulamalar, siber savunma konularında Estonya dünyada önemli bir konuma sahip” dedi.
Görüşmelerinde bu alanda sahip olunan tecrübeler üzerinde durduklarını belirten Erdoğan, “Yakın ikili ilişkilerimizin ve NATO bünyesindeki ilişkilerimizin güçlenerek devam edeceğine inanıyorum” diye konuştu.“Avrupa Birliği’ne tam üyelik stratejik hedefimizdir”
Türkiye AB ilişkileri ile güncel bölgesel küresel meseleleri de ele aldıklarını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Avrupa Birliği’ne tam üyelik stratejik hedefimizdir. Birliğin de Türkiye’ye benzer bir perspektiften yaklaşmasının müşterek menfaatimize olduğu aşikar. Estonya’nın da bu anlayış temelinde Türkiye’ye olan desteğinin artarak devam edeceğine inanıyorum” dedi.
Erdoğan ayrıca görüşmelerinde Ukrayna’daki savaşa yönelik gelişmeleri de ele aldıklarını ifade ederek, “Ukrayna’daki yıkımın son bulması ve taraflar için adil çözüm diplomasi ile mümkün. Rusya’nın dışlandığı girişimlerin sonuç vermeyeceği görüşümüzü koruyoruz. Gazze’de yaşan vahşette hiç şüphesiz gündemimizdeydi. İsrail’in uluslararası toplumun kalıcı ateşkes çağrısına rağmen Gazze’de sürdürdüğü katliamlar sadece bölgesel istikrar değil, küresel güvenliği de tehdit etmektedir. Gazze’deki bu barbarlığın sorumluları uluslararası hukuk önünde er ya da geç hesap verecektir. Bu konunun takipçisi olduğumuzu da buradan bir kez daha belirtmek istiyorum. Gazze’deki insani felaketin sona etmesi için öncelikle acil ateşkes ve insani yardımların ulaştırılması ihtiyacı devam ediyor. Türkiye olarak elimizden geleni yapmaya devam edeceğiz. Kalıcı barış iki devletli çözümden geçiyor. Uluslararası toplumun artık ağırlığını koyması lazım” değerlendirmesini yaptı.Karis ise yaptığı konuşmada Türkiye’nin NATO için önemli bir müttefik olduğunu belirtti. Türkiye’nin AB için önemli bir aday ülke olduğunu belirten Karis, Estonya’nın Türkiye’nin AB’ye üyelik sürecini desteklediğini ve desteklemeye devam edeceğini kaydetti. Karis, “Savunma alanındaki işbirliğimiz, aynı zamanda savunma sanayi alanında ortaklaşa yaptığımız çalışmalar vesilesiyle Estonya’daki savunma güçlerine Türkiye’den zırhlı araçlar sağlanacak ve ilgili işletmeleri de yarın ziyaret edeceğim” dedi.
AB’nin Türkiye ile olan diyaloğunu devam ettirmesi ve iyileştirmesi gerektiğine vurgu yapan Karis, Türkiye’nin Rusya Ukrayna savaşındaki tutumundan ve Tahıl koridoru konusundaki diplomatik girişimlerinden övgü ile bahsetti. Gazze’de yaşananların eşi benzeri görülmeyen bir şekilde devam ettiğini söyleyen Karis, çatışmaların sona ermesi gerektiğini söyledi.
Türk mutfağına ve misafirperverliğine olan beğenisini de dile getiren Karis, “Türkiye’den kilo almadan ayrılmak mümkün değil. Bir cennet Türkiye’nin her köşesi” ifadelerini kullandı. -
“Kararlı ve sonuç alıcı operasyonlar gerçekleştireceğiz”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Gölbaşı Polis Akademisi’nde düzenlenen “Polis Akademisi Mezuniyet Töreni”ne katıldı. Erdoğan, polis akademisi mezuniyet töreninde olmaktan büyük bir memnuniyet duyduğunu ifade etti. Erdoğan, 2 yıllık zorlu ve eğitim süreçlerini başarıyla tamamlayan 483’ü kadın bin 883 erkek toplam 2 bin 366 polisi ve dereceye giren öğrencileri tebrik etti. Bugün dünyanın 15 farklı ülkesinden toplam 94 misafir öğrenciyi de akademiden mezun etmenin heyecanını yaşadıklarını belirten Erdoğan, “Polis Amirleri Eğitimi Merkezi’nde (PAEM) Türkçelerini geliştirme yanında mesleki eğitimlerini de tamamlayarak mezuniyet hakkı kazanan misafir öğrencilerimize de tebriklerimi iletiyorum. İnşallah bu kardeşlerimiz ülkelerine döndüklerinde, akademide aldıkları üst düzey eğitimle kendi vatandaşlarına en iyi şekilde hizmet edeceklerdir. Afrika’dan Türk cumhuriyetlerine, Balkanlar’dan Güney Asya’ya, gönül coğrafyamızın dört bir ucunda görev yapacak siz kardeşlerimin her birine şimdiden başarılar diliyorum. Burada şunu özellikle vurgulamak arzusundayım.
Yurt dışı ziyaretlerimizde Türkiye mezunlarının sadece bürokraside değil hayatın farklı alanlarında da önemli konumlara geldiğini görüyoruz. Akademiden iş dünyasına, sivil toplumdan siyasete uzanan çok geniş bir yelpazede Türkiye’yi tanıyan, milletimizi seven, insanımızla güçlü bağlara sahip kardeşlerimizin elde ettiği başarılardan biz iftihar ediyoruz. Her ne kadar son dönemde ülkemizde böyle bir ufuktan rahatsız olan kimi kendini bilmezler türemişse de biz onlara kulak asmıyoruz. 3 kıta 7 iklimde hüküm sürmüş bir cihan imparatorluğunun bakiyesi üzerine kurulan Türkiye gibi bir devleti ırkçı, lümpen faşizmin sığ sularına hapsetmeye kimsenin gücü yetmez. Ülkemizin ekonomisine, turizmine, ticaretine ve kamu diplomasisine zarar verme girişimlerine eyvallah etmeyeceğiz. Hazreti Mevlana’nın pergel metaforunda çizdiği cihanşümul vizyonla devletimizin bir ayağını Anadolu’ya sabitleyip diğeriyle tüm yeryüzünü kucaklamaya devam edeceğiz. Ülkemizin gönül elçileri kadrosuna katılan bugünkü mezunlarımızın da gayretleriyle inşallah hedeflerimize ulaşacağız. Rabbim yolunuzu, bahtınızı açık etsin diyorum” diye konuştu.
“Vebali ağır olduğu kadar mesuliyeti de yüksek bir mesleği icra ederken her birinizin hukuka ve kanunlara harfiyen uyacağınıza inanıyorum”
Emniyet Teşkilatı saflarına eklenen 2 bin 366 yeni neferle millet karşı sorumluluklarını çok daha etkin bir şekilde yerine getireceklerini ifade eden Erdoğan, “Bu çatı altında eğitim hayatınız boyunca edindiğiniz nitelikler, disiplin ve prensipler, görevlerinizi yerine getirirken sizlere rehberlik edecektir. Vebali ağır olduğu kadar mesuliyeti de yüksek bir mesleği icra ederken her birinizin hukuka ve kanunlara harfiyen uyacağınıza inanıyorum. Bir gerçeği altını çizerek sizlere hatırlatmak isterim. Hukukun dışına çıkılarak devlete hizmet edilmez. Kanunun arkasından dolanarak toplumda düzen sağlanmaz. Kamu görevlileri hangi konumda olursa olsun, anayasa ve yasalarla mukayyettir görev ve yetkileri mevzuatla sınırlandırılmıştır bunun istisnası yoktur ve olamaz. Vatandaşımız kolluk kuvvetlerine baktığında sadece kamu otoritesinin müessir gücünü değil aynı zamanda hukuk devletini de görmek ister. Geçmişte ülkemiz kendini hukukun ve yasaların üstünde gören, bürokratik vesayet çok çekmiştir. Devletin güvenliği öne sürülerek hukukun üstünlüğü ilkesi çiğnenmiş milli irade yok sayılmış anayasa askıya alınmış milletimizin özgürlük alanları daraltılmıştır. Sonuçta ne güvenlik tam manasıyla sağlanmış ne de terörle mücadelede arzu edilen neticeye ulaşılabilmiştir” şeklinde konuştu.
Erdoğan, 2002 tarihinden itibaren hayata geçirilen reformlarla güvenliği, hukuk ve demokrasinin tam karşısında konumlandıran zihniyete son verdiklerini bildirdi.“Vatandaşın canına, malına, namusuna özgürlüklerine ve güvenliğine kasteden alçaklara karşı asla müsamahakar davranmayacaksınız”
Güvenlikle özgürlük arasındaki hassas dengeyi koruyarak devletin güvenliğini ve milletin huzurunu temin etmeye çalıştıklarını söyleyen Erdoğan, “Bugün de aynı ilkeyi titizlikle gözetiyoruz. Hem güvenliğimizi sağlıyor hem de hukuk devletinin çizdiği hudutlar dahilinde demokrasiden ödün vermeden hak ve hürriyetlere sahip çıkarak gerçekleştirmeye gayret ediyoruz. Sizlerden de göreviniz gereği kanunları uygularken bu hassasiyetle hareket etmenizi istiyorum milletimizin de sizden beklentisi bu yöndedir. Çalışma prensibimiz gayet açıktır. Vatandaşın canına, malına, namusuna özgürlüklerine ve güvenliğine kasteden alçaklara karşı asla müsamahakar davranmayacaksınız. Suç işleyerek sınır aşan her kim olursa olsun yakalayıp yargıya teslim ederek hak ettiği cezayı almasını temin edeceksiniz. Hukukun dışına çıkanlara nasıl nefes aldırmıyorsanız insanımıza karşıda müşfik olacak görevinizi yaparken ölçüyü kaçırmayacaksınız. Şunu hiçbir zaman aklınızdan çıkarmayınız. Kolluk kuvvetlerinin halka yaklaşımı, devletin vatandaşıyla kurduğu bağın niteliğini ortaya koyan bir ayna gibidir. Bunun için polisimiz, zehir tacirlerinin, suç örgütlerinin çetelerin, şehir eşkıyalarının, emperyalistlerin uşaklığını yapan, teröristlerin kabusu haline gelirken halkımızın da güven ve huzur kaynağı olmak zorundadır. Sizler insanımızı ne kadar korursanız, ne kadar saygın hissettirirseniz unutmayınız devletimizde o derece güçlenecektir. Aksi durumda ne toplumda asayişi temin edebilir ne de ülkemizi asırlık hedefleriyle buluşturabiliriz. Türk polisine yakışır bir şekilde sorumluluklarınıza hakkaniyete ve adalete uygun olarak yerine getireceğinizden hiçbir şüphe duymuyorum Rabbim sizleri her türlü kazadan, beladan, saldırıdan muhafaza buyursun diyorum. Bu vesileyle bir kez daha 81 vilayetimizin tamamında asayişi, güvenliği, huzuru temin etmek için fedakarca görev yapan tüm polislerimize teşekkür ediyorum. Kahraman şehitlerimizi rahmetle anıyor, gazilerimizden, hayatta olanlara sağlık ve afiyet temenni ediyorum” ifadelerini kullandı.
Türkiye’nin gerek stratejik coğrafi konumu gerekse iddiaları ve savunduğu değerler itibarıyla asimetrik tehditlerle yüzleşen bir ülke olduğuna dikkat çeken Erdoğan, “Tüm suçlanan ve tehditlere karşı teyakkuz halinde olmak, tedbir geliştirmek, proaktif bir anlayışla mücadele etmek gibi mecburiyetimiz bulunuyor. Bölücü terör örgütüne karşı yürüttüğümüz mücadelede artık 40 yılı geride bırakmak üzereyiz. Maddi ve manevi olarak çok ağır bedeller ödediğimiz bu mücadelede son yıllarda tarihi kazanımlar elde ettik. Askerimizin, polisimizin, jandarmamızın, istihbaratçılarımızın ve güvenlik korucularımızın muazzam çabalarıyla terör örgütünü özellikle sınırlarımız içerisinde kıpırdayamaz hale getirdik. İnsansız hava araçlarımız ve yerli, milli imkanlarla ürettiğimiz modern silahlarımızın katkısıyla eli kanlı canilere nefes aldırmıyoruz” ifadelerini kullandı.
Son bir yılda terör örgütlerine yönelik operasyonlara ilişkin konuşan Erdoğan sözlerini şu şekilde sürdürdü:
“Sadece son bir yılda PKK/KCK’ya yönelik 4 bin 877’si şehir 29 bin 118’i kırsal olmak üzere 34 bin 765 operasyon yapıldı. Bu operasyonlarda yedisi kırmızı, biri yeşil, 15 turuncu, 34’ü gri kategoride olmak üzere toplam bin 45 terörist etkisiz hale getirildi. Bölücü terör örgütüne katılımlar her geçen gün azalıyor. Bir dönem binlerle ifade edilen sayılar bugün onlu, yirmili rakamları ancak buluyor. Aynı şekilde FETÖ, DEAŞ ve sol terör örgütlerinin de tepesine biniyoruz. FETÖ’nün mahrem yapılanmasını deşifre etmeye ve kalıntılarını devletimizden temizlemeye yönelik operasyonlarımız aralıksız sürüyor. Sadece geçen yıl FETÖ’ye 5 bin 827 operasyon yapıldı. 9 bin 350 şüpheli gözaltına alındı. Yurt dışına kaçan firarilerin ülkemize iade ilgili olarak Dışişleri ve Adalet Bakanlıklarımız çalışmaktadır. Devletimizin kurumlarının nefesi, nereye kaçarlarsa kaçsınlar, FETÖ’cü alçakların ensesinde olmaya devam edecektir.”Organize suç örgütlerine karşı son 1 yılda elde edilen başarıları milletin zaten takdirle takip ettiğine dikkat çeken Erdoğan, “Emniyet istihbarat teşkilatımız tarafından yerel, bölgesel, ulusal, uluslararası olmak üzere toplamda 603 çete çökertilmiştir. Zehir tacirleri hedefe koyduğumuz bir diğer mülevves yapıdır. Uyuşturucuyla mücadele kapsamında 47 bin 650 operasyon düzenlenmiş yaklaşık 34 bin kişi tutuklanmıştır. Düzensiz göç ve göçmen kaçakçılığıyla mücadelede son bir yılda önemli mesafe katettik. Operasyonlar neticesinde 12 bin 500 kişi gözaltına alınmış. Bunların 4 bin 500’ü tutuklanarak cezaevine gönderilmiştir. Sınır dışı edilenlerin sayısı ise 149 bine ulaştı. Asayiş bakımından son bir yılda her 100 olaydan 93’ü aydınlatıldı. Birileri ısrarla görmek istemese de kimsenin yaptığı yanına kar kalmıyor. Kolluk kuvvetlerimiz asayişi, huzuru, güvenliği temin etmek için gerçekten büyük bir fedakarlıkla çalışıyor. Bu tablo İçişleri Bakanlığımızın yeni kabine dönemindeki karnesidir. Türk Silahlı Kuvvetlerimizle, terör örgütleri ve düzensiz göçle mücadelede önemli başarılara imza atmaktadır. Askerlerimizin operasyonlarıyla hudutlarımızda yaklaşık 168 bin yasa dışı geçiş engellenmiş ve 13 bin 691 düzensiz göçmen yakalanmıştır” dedi.
“Suriye ve Irak’ta 2 bin 525 terörist etkisiz hale getirildi.”
Terörle mücadeleye değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Terörle mücadele kapsamında ise bin 473 Suriye’de bin 52’si Irak’ta olmak üzere toplam 2 bin 525 terörist etkisiz hale getirilmiştir. Teröristlerin yuvalandığı 3 bin 158 mağara, sığınak, barınak ve depo imha edilmiştir. İnşallah yaz ayları boyunca çok daha kararlı ve sonuç alıcı operasyonlar gerçekleştireceğiz. Son terörist de ülkemiz için bir tehdit unsuru olmaktan çıkarılıncaya kadar mücadelemizi devam ettireceğiz” dedi.
“Hangi görünüm, hangi kisve altında olursa olsun kendini devletin ve milletin menfaatlerinin üstünde gören hiçbir yapıya tahammülümüz yoktur”
Güvenlik birimlerinin FETÖ’den ve vesayet odaklarından temizlendikçe terör ve suç örgütlerine karşı başarılarının katlanarak arttığına dikkat çeken Erdoğan, “Her kurum kendi asli vazifesine odaklandığın devletimizin gücüyle birlikte vatandaş nazarındaki itibarı da yükselmektedir. Bundan geriye gidiş kesinlikle olmayacaktır. Hangi görünüm, hangi kisve altında olursa olsun kendini devletin ve milletin menfaatlerinin üstünde gören hiçbir yapıya tahammülümüz yoktur. Emniyet teşkilatımıza ve dolayısıyla devletimize olan inancı zedeleyecek en küçük bir yanlışa göz yummayacağımızı burada vurgulamak isterim. Eski Türkiye’nin kötü alışkanlıklarının güvenlik birimlerimiz dahil hiçbir devlet kurumunda tekrar nüksetmesine izin vermeyeceğiz. Ne yapıyorsak hukuk içinde yapacağız demokrasinin çizdiği sınırlar içinde yapacağız. Hukuk devletinden asla ve asla sapmayacağız” ifadelerini kullandı.
“Sizler herhangi bir grubun, hizbin, ideolojinin değil, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin polisisiniz”
Cumhurbaşkanı Erdoğan yeni mezun olan polislere uyarılarda bulunarak şöyle konuştu:
“Sizler herhangi bir grubun hizbin, ideolojinin değil, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin polisisiniz. Sizler, bu milletin bağrından çıkmış, gerektiğinde vatan ve millet için can vermeye hazır, birer nefersiniz. Sizler güvenliğimizin olduğu kadar, demokrasi ve ekonomideki kalkınma hamlelerimizin de teminatısınız. Vatandaşın sıkıntılarını, dertlerini, isteklerini ilk elden gören kesimlerin en başında yine polislerimiz geliyor, sizler geliyorsunuz. Kamu otoritesi adına hareket eden kanun adamlarının görevlerini icra ederken herkesten daha fazla dikkatli olması beklenir. Sizlerin de bu beklentilerin bilinciyle davranacağınıza inanıyorum. Tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet diyerek sloganlaştırdığımız ilkeler hepimizin rehberidir, kırmızı çizgisidir. Sizlerden bu dört umdeye her zaman sadık kalmanızı bekliyorum.” -
“Kana susamış İsrail durdurulamıyor”
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kurban Bayramı dolayısıyla partisinin 81 il teşkilatıyla videokonferans aracılığıyla düzenlenen bayramlaşma programında bir konuşma yaptı.
Parti teşkilatının tüm mensuplarına selamlarını ileterek Kurban Bayramlarını tebrik eden Erdoğan, herkesin sağlık, huzur, afiyet, esenlik dolu bir bayram geçirmesini diledi.
Kesilen kurbanların, yapılan ibadetlerin, hayır ve hasenatın Allah katında kabul olmasını niyaz eden Erdoğan, “Bizleri, sevdiklerimizle beraber, sağlık ve afiyet içerisinde bir bayrama daha kavuşturan Rabb’imize hamdüsenalar olsun.” ifadelerini kullandı.
Kurban Bayramı’nın işgal altındaki Filistin topraklarında insanlık adına utanç verici katliamların yaşandığı bir dönemde idrak edildiğine, 76 yıldır işgal, zulüm ve sistematik katliama maruz kalan Filistin halkının, bir bayramı daha yine buruk ve barışa hasret bir şekilde geçirdiğine dikkati çeken Erdoğan, “Soykırımcı İsrail yönetimi tarafından alçakça şehit edilen 38 bin kardeşimizin acısı, millet ve ümmet olarak hepimizin yüreğini dağlıyor. Sadece Müslümanlığımızın değil, aynı zamanda insanlığımızın da sınandığı imtihan günlerinden geçmekteyiz. Gazze’deki katliama tepki göstermek, kardeşlik görevimiz olmasının yanı sıra, insanlık vazifemizdir.” diye konuştu.“DÜNYA, KATLİAMLARIN ÖNÜNE DERHAL SET ÇEKMEK ZORUNDADIR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Dünya, İsrail’in kana susamışlığına karşı tedbir almak, her gün bir yenisine şahit olduğumuz katliamların önüne derhal set çekmek zorundadır. Siyasi ömrünü uzatmak için kendi vatandaşları dahil, tüm bölgeyi ateşe atan Netanyahu yönetiminin durdurulmasının şart olduğunu her fırsatta söylüyoruz. Bu tavrımızı, geçen hafta İspanya’da ve G7 Liderler Zirvesi vesileyle ziyaret ettiğimiz İtalya’da muhataplarımıza bir kez daha açıkça ifade ettik. Türkiye olarak, bölgemizde kalıcı barışın tesisi ve soykırımın sorumlularının hesap vermesi için tüm imkanlarımızı seferber etmiş durumdayız. Uluslararası Adalet Divanında İsrail aleyhine açılan soykırım davasına, bu anlayışla müdahil olmayı kararlaştırdık. İsrail yönetimini kalıcı ateşkese zorlamak amacıyla bu ülkeyle olan dış ticaret işlemlerimizi tamamen durdurduk. İnsani yardımları kesintisiz sürdürüyoruz.”
Türkiye’nin Gazze’ye en fazla yardım malzemesi ulaştıran ülke olduğuna işaret eden Erdoğan, Filistin Hükümeti ve Hamas’la diyaloğun güçlü bir şekilde devam ettiğini belirtti.
“MAZLUMUN ELİ, DİLİ, SESİ, ÇIĞLIĞI OLMAYA DEVAM EDECEĞİZ”
İslam dünyasının yek vücut olarak hareket etmesi için yoğun çaba içinde olduklarını, Filistin devletini tanıyan ülkelerin sayısının daha da artması için çalıştıklarını vurgulayan Erdoğan, şunları kaydetti:
“Topraklarını savunan, hak ve hürriyetleri uğrunda ağır bedeller ödeyen Filistinli kardeşlerimizin direnişlerinin zafere ulaşması için elimizden geleni yapıyoruz. Gazze’yle birlikte İslam coğrafyasının diğer köşelerindeki dramlara da sessiz kalmıyoruz. Sudan’da bir yıldan fazladır devam eden kardeş kavgasının sona erdirilmesi için temaslarımız sürüyor. Libya’dan Somali’ye, Afganistan’dan Yemen’e nerede bir sıkıntı, istikrarsızlık, trajedi varsa, hiçbir ayrım yapmadan mazlumların imdadına koşuyoruz. Büyük bir devlet ve milletin mensupları olarak, inşallah bundan sonra da dimdik durmaya, mazlumun eli, dili, sesi, çığlığı olmaya devam edeceğiz.”
“GERİLİM, KAVGA, MÜNAKAŞA PEŞİNDE HİÇBİR ZAMAN OLMADIK”Cumhurbaşkanı Erdoğan, bayramın, dayanışma, barışma, kucaklaşma, kimsesizlerin kimsesi olmak, yetimin, öksüzün elinden tutmak, muhabbeti güçlendirmek, kardeşliği yeniden hatırlatmak olduğunu dile getirerek, mübarek bayram gününde 85 milyonun dayanışmayı yüceltmesini, kırgınlıklarını gidermesini, insanlar arasında dostluğun, muhabbetin, kardeşliğin çok sağlam bir şekilde tesis edilmesini canıgönülden arzu ettiklerini kaydetti.
Erdoğan, şöyle devam etti:
“Bayram, nasıl hepimize ortak bir sevinci yaşatıyorsa yılın diğer günlerinde de bizim bu ortaklığı yaşatmamız, yüceltmemiz, güçlendirmemiz gerekiyor. AK Parti olarak Hakk’ın ve halkın rızasını kazanmak için yürüttüğümüz siyasi mücadelemizde bugüne kadar hep bu anlayışla hareket ettik. Kibri, hoşgörüsüzlüğü, tahkiri, kırıcılığı yanımıza asla yaklaştırmadık. Yıkıcı değil, yapıcı olmaya, ortak noktalarımızı çoğaltmaya itina gösterdik. Yaptığımız her işte, attığımız her adımda milletimizin hayır duasına mazhar olmaya gayret ettik.
Mübarek bayram gününde şunu çok net ifade etmek isterim, biz gerilim, kavga, münakaşa peşinde hiçbir zaman olmadık, bugün de değiliz. Biz, kırmanın, dökmenin, ayrıştırmanın tarafında olmadık, bugün de değiliz. Bizim yolumuz millete hizmet yoludur, sevdamız millete hizmet sevdasıdır. Bütün Türkiye’yi kardeş olarak görüyor ve her insanımızı bağrımıza basıyoruz. Cumhuriyetimizin ikinci asrını, her açıdan yeni bir şahlanışın başlangıç noktası yapmaya çalışıyoruz. Önümüzdeki seçimsiz dört yılı büyük hizmetlerle, Türkiye Yüzyılı’na yaraşır eserlerle, her alandaki dev projelerle ve reformlarla dolu dolu geçirerek, bir tek günün bile heba olmasına fırsat vermeyeceğiz.”
“ENFLASYONDA DAHA MOTİVE EDİCİ HABERLER ALMAYA BAŞLAYACAĞIZ”
Son bir yıldır kararlılıkla uyguladıkları ekonomi programının, hedefleri ve öngörüleri doğrultusunda olumlu mecrada ilerlediğine işaret eden Erdoğan, “Üretim, ihracat, istihdam alanlarında çok iyi bir yerdeyiz. Yılın ikinci yarısından itibaren enflasyonda daha motive edici haberler almaya başlayacağız.” açıklamasında bulundu.
Terörle mücadelede elde ettikleri kazanımlara her gün yenilerini eklediklerini vurgulayan Erdoğan, “Türkiye’yi, ayağına vurulan terör prangasından kurtarıncaya dek bize durmak, dinlenmek yok.” diye konuştu. Erdoğan, savunma sanayi sektöründe çığır açıcı hamlelerin artarak devam ettiğini bildirdi.
Deprem bölgesindeki vatandaşları her ay 10-15 bin konut tamamlayarak, peyderpey yeni yuvalarına kavuşturduklarını aktaran Erdoğan, yıl sonuna kadar hedeflerinin 200 bin konutun inşasını bitirip, hak sahiplerine teslim etmek olduğunu ifade etti.
“MUHALEFET, SUÇLAYICI İFADELERLE SİYASET YAPMA ALIŞKANLIĞINI SÜRATLE TERK ETMELİ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, milletin 14-28 Mayıs seçimlerinde rekor oy oranlarıyla, şahsına ve Cumhur İttiifakı’na verdiği Türkiye’yi yönetme vazifesini layıkıyla yerine getirdiklerinin altını çizerek, şöyle konuştu:
“Burada şu gerçeği sizlere bir kez daha hatırlamakta fayda görüyorum. Ülkemizin etrafı ateş çemberiyle sarılmışken, sınırımızın ötesinde teröristler yuvalanmışken, Avrupası’ndan Amerika’sına dünya büyük bir belirsizlikten geçerken, lüzumsuz tartışmalarla harcayacak tek bir anımız dahi bulunmuyor. Türkiye’nin, seçimler sebebiyle oluşan gerilimli atmosferi süratle geride bırakıp, tüm kapasitesiyle geleceğe odaklanması gerektiğine inanıyoruz.
Ülkeye ve millete hizmet yarışı olan siyasetin, farklı partiler arasında süregiden bir ‘yıpratma savaşı’ olarak algılanmasının mutlaka önüne geçmeliyiz. Bunun için muhalefetin, haksız ithamlarla, iftiralarla, siyasi nezakete sığmayan suçlayıcı ifadelerle siyaset yapma alışkanlığını, süratle terk etmesi şarttır. Muhalefet cenahında yıkıcı ve provokatif bir dil yerine artık farklı bir üslubun, yapıcı, olumlu, birleştiren bir tutumun hakim olmasının vakti çoktan gelmiştir. Kurban Bayramı’nın böyle bir iklimin güçlenmesine vesile olmasını diliyoruz. Sizlerden de siyasi faaliyetlerinizi bu anlayışla yürütmenizi bekliyorum.”
“CUMHUR İTTİFAKI, 85 MİLYONUN BİRLİĞİNİN, DİRLİĞİNİN VE KARDEŞLİĞİNİN TEMİNATIDIR”
AK Parti’nin üye sayısı ve yelpazesi itibarıyla Türkiye’nin en geniş ailesi olduğunu vurgulayan Erdoğan, “Cumhur İttifakı, 85 milyonun birliğinin, dirliğinin ve kardeşliğinin teminatıdır. İttifakımız ne kadar güçlü olursa, Türkiye de o derece güvende olacaktır. Bunun için fitne kazanı kaynatanların oyunlarına kesinlikle gelmeyeceğiz. Partimizin ve ittifakımızın surlarında gedik açılmasına fırsat vermeyeceğiz. Mücadelemizi saflarımızı daha da sıkılaştırarak, dayanışmamızı güçlendirerek, birbirimize daha sıkı bir şekilde kenetlenerek yürüteceğiz.” dedi.
AK Parti teşkilatındaki dava arkadaşlarına güvendiğini dile getiren Erdoğan, “Bayram vesilesiyle gerçekleştirdiğiniz ziyaretlerde, vatandaşlarımıza bizden de selam götürmenizi, dualarına talip olduğumuzu her bir kardeşime söylemenizi sizlerden özellikle istirham ediyorum.” şeklinde konuştu.
Hac farizasını yerine getirmek için kutsal topraklarda olanların hac ibadetlerinin kabul ve makbul olmasını niyaz eden Erdoğan, konuşmasını, “Hep beraber daha nice bayramlara erişmek temennisiyle, her birinizi Allah’a emanet ediyor, hepinizi sevgiyle, saygıyla selamlıyorum.” ifadeleriyle sonlandırdı.Fitne kazanı kaynatanların oyunlarına kesinlikle gelmeyeceğiz. Partimizin ve İttifakımızın surlarında gedik açılmasına fırsat vermeyeceğiz.”
KAYNAK: NTV
-
Erdoğan’dan Bahçeli’ye bayram tebriği
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli telefonda görüştü.
Edinilen bilgiye göre görüşmede, Erdoğan ve Bahçeli karşılıklı olarak birbirlerinin Kurban Bayramı’nı tebrik etti.
SİYASETTE HAREKETLİ GÜNLERSiyasi gündem geçen hafta oldukça hareketli günlerden geçmişti. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, CHP Genel Merkezi’ne iade-I ziyarette bukunup, Özgür Özel’le bir görüşme gerçekleştirmişti.
Bu görüşmenin ardından MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’den bir açıklama gelmişti. Bahçeli açıklamasında, “AK Parti ile CHP arasında geniş tabanlı bir ittifakın vücuda gelmesi, buna da altılı masanın diğer unsurlarının desteği Milliyetçi Hareket Partisi’nin samimi dileği ve temennisidir.” ifadelerini kullanmıştı.
Bahçeli’nin bu açıklamasının ardından AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, “Cumhur İttifakı kararlılıkla yoluna devam etmektedir.” demişti.
ERDOĞAN: CUMHUR İTTİFAKI OLARAK ASLA DURUŞUMUZDAN TAVİZ VERMEYECEĞİZ
İspanya ve İtalya temaslarını tamamlayarak yurda dönen Cumhurbaşkanı Erdoğan ise uçakta gazetecilere yaptığı açıklamada, “Sayın Devlet Bey’in yapmış olduğu açıklama bir devlet adamı yaklaşımıyla, sakin, herhangi bir tartışmaya fırsat vermeden yapılmıştır. Konuyu bu şekilde kapatmış olması, bence gayet isabetlidir.” ifadelerini kullanmış, Cumhur İttifakı’nın duruşundan taviz vermeyeceğini söylemişti.
BAHÇELİ: BİZDE ÇATLAMA OLMAZ, KAYA GİBİYİZ
Kurban Bayramı sabahı, bayram namazı sonrası gazetecilere konuşan MHP lideri Devlet Bahçeli ise son açıklamasında, “Cumhur ittifakı devam edecektir, bizde çatlama olmaz, kaya gibiyiz.” şeklinde konuşmuştu.
KAYNAK: NTV
-
Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan bayram paylaşımı
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kurban Bayramı dolayısıyla sosyal medya hesabındaki mesajında şunları kaydetti:
“Milletimizin ve İslam aleminin Kurban Bayramı’nı gönülden tebrik ediyorum. Bayramın kalplerimize huzur, ülkemize esenlik, Filistin ve Sudan başta olmak üzere gönül coğrafyamıza barış getirmesini diliyorum. Bayramımız mübarek olsun.” -
“Duruşumuzdan taviz vermeyeceğiz”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İspanya ve İtalya’daki temaslarını tamamlayarak yurda döndü.
Erdoğan dönüş yolunda uçakta gazetecilerin sorularını yanıtladı.“İLİŞKİLER TÜM YÖNLERİYLE GÖZDEN GEÇİRİLDİ”
12-14 Haziran tarihleri arasında Madrid’de bulunan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ilk gün İspanya Kralı 6. Felipe ile ikinci gün ise İspanya Başbakanı Pedro Sanchez’le bir araya geldiklerini hatırlattı. Erdoğan, İspanya Başbakanı Sanchez’le görüşmesinde, bakanların da katılımıyla Hükümetlerarası Yüksek Düzeyli Stratejik Konsey Toplantısı gerçekleştirdiklerini, toplantıda iki ülke arasındaki ilişkilerin tüm yönleriyle gözden geçirildiğini söyledi.
“TCG ANADOLU’NUN BİR ÜST SEGMENTİNE GEÇME KARARI ALDIK”
İki ülke arasında 12 yeni anlaşma imzalandığını anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Muhtelif alanlarda imzaladığımız 12 anlaşmayla ilişkilerimizin ahdi zeminini güçlendirdik. Bu arada TCG Anadolu, İspanya’yla savunma sanayi iş birliğimizin sembolüydü. Şimdi yaptığımız görüşmelerle birlikte artık bunun bir üst segmentine geçme kararı aldık ve bunun da adımını attık.” dedi.
“TÜM BASKILARA RAĞMEN FİLİSTİN’E VERDİĞİ DESTEK TAKDİRE ŞAYAN”
Erdoğan, görüşmeler sırasında bölgesel konuların da ele alındığını belirterek, “İspanya’nın Filistin’i tanıma kararıyla ilgili olarak duyduğumuz memnuniyeti yine kendisiyle paylaştım. Sayın Sanchez’in tüm baskılara rağmen Filistin’in halklı mücadelesine verdiği destek her türlü takdire şayandır. İsrail-Filistin ihtilafının çözümünde inşallah bundan sonra da İspanya ile dayanışma içinde hareket edeceğiz.” ifadelerini kullandı.
“MEDENİYETLER İTTİFAKI’NDA MÜŞTEREK BİR HAZIRLIK YAPACAĞIZ”
Avrupa Parlamentosu seçimlerinin, Türkiye’nin kaygılarını haklı çıkardığını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Medeniyetler İttifakı girişimini hayata geçiren iki ülke olarak, İslam ve yabancı düşmanı akımlara dair ortak endişelerimizi dile getirdik. Zaten 20’nci yıla giriyoruz ve Medeniyetler İttifakı’nda 20’nci yılla ilgili de müşterek bir hazırlık yapacağız. Gelecek yıl 20’nci yıl dönümüne erişeceğimiz Medeniyetler İttifakı çerçevesinde diyalog ve karşılıklı anlayışa vurgu yapan faaliyetler düzenleme imkanlarını da gözden geçireceğiz. 8. Hükümetlerarası Zirve Toplantımızın ve Madrid’deki istişarelerimizin İspanya ile ilişkilerimizin güçlenmesine önemli katkılar yapacağına inanıyorum.” dedi.
“MEVCUT ULUSLARARASI SİSTEMİN SINIFTA KALDIĞINI İFADE ETTİM”
İspanya’daki temaslarının ardından İtalya Başbakanı Giorgia Meloni’nin davetiyle İtalya’ya geçtiklerini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, burada G7 Liderler Zirvesi’ne katıldıklarını söyledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Görüşlerimizi zirve marjında gerçekleştirilen Afrika ve Akdeniz ile Yapay Zeka ve Enerji Konulu Yüksek Düzeyli Oturum’da mevkidaşlarımızla paylaştık. Bölgemizin karşı karşıya kaldığı çok boyutlu tehdit ve meydan okumalar hakkında fikir alışverişinde bulunduk. Gazze özelinde mevcut uluslararası sistemin ve kurumların asli görevlerini yerine getirme noktasında sınıfta kaldıklarını bir kez daha açıkça ifade ettim. İnsanlığın mazlumların sesine kulak veren çok daha adil bir dünyada yaşamasının mümkün olduğuna işaret ettim.” ifadelerini kullandı.
Zirvede bazı G7 ülkelerinin liderleriyle bir araya geldiğini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Zirve hitabında Gazze’de acil kalıcı ateşkes ilan edilmesi ve insani yardımların kesintisiz akışının sağlanması için bir kez daha çağrıda bulundum.” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, değerlendirmelerinin ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Erdoğan’a yöneltilen sorular ve Cumhurbaşkanı’nın yanıtları şöyle:
SORU: Türkiye ile İspanya arasındaki ticari ve kültürel bağlantılar iki ülke için, özellikle de Filistin hususunda ortaklaşa takındıkları tavırlar, bütün dünya ve insanlık için ne vadediyor, ne beklemeliyiz?
İsrail’in uluslararası hukuku hiçe sayan katliamları karşısında İspanya ile duygularımızın çekincelerimizin ve itirazlarımızın ortak olduğunu görmek sevindirici. Özelikle Filistin’in devlet olarak tanınması konusunda İspanya, zifiri karanlıkta insanlık gemisine yol gösteren bir deniz feneri olduğunu kanıtladı. Gerek insanlığın vicdanını harekete geçirici çağrıları gerekse cesur ve kararlı uygulamaları bunu perçinledi. Ancak insanlık gemisinin yoluna kazasız belasız devam edebilmesi için yeni deniz fenerlerine ihtiyaç var. Filistin meselesinde İspanya’yla aynı istikamete bakışımız şu bakımdan önem arz ediyor. İspanya malum bir Avrupa Birliği üyesi, Avrupa Birliği üyesi olmanın yanında aynı zamanda da NATO’da beraber olduğumuz bir ülke. İsrail’in uluslararası hukuku hiçe sayan tavrı karşısında Filistin’in haklı direnişine yüreğini koyması ve hemen ardından da Avrupa ülkelerinden bazı çözülmelerin başlaması açısından da çok büyük önem arz ediyor. Özellikle Filistin’in devlet olarak tanınması konusunda İspanya’nın tavrının İsrail’e öyle ya da böyle destek olan devletler arasından çözülmeleri beraberinde getireceği inancındayım. Nitekim Sanchez’le yaptığımız ayaküstü görüşmelerde de “bunun devamı gelecek” yaklaşımları oldu. İnsanlığın karşı karşıya olduğu Filistin sınavından geçmek için daha çok ülkenin bence İsrail’e cesurca “dur” demesi ve barışın yanında yer alması gerekir. Ama İspanya gibi ülkeler bu adımı atınca, inşallah barışın yanında yer alacak ülkelerin sayısı da artacaktır. Biz de İspanya da diğer dostlarımız da insanlığa barışı vadetmeye ve bunun için çabalarımızı artırmaya devam etmeliyiz.
SORU: Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin Gazze ile ilgili aldığı ateşkes kararının hayata geçirilebilmesi, uygulanabilmesi konusunda ne düşünüyorsunuz? Kısa zaman içerisinde bir ateşkes sağlanabilecek mi? Bir de Filistin devletinin tanıması konusunda yeni bir ivme başladı mı? Bu ivme bir sonuç verir mi sizce? İhtimali nasıl görüyorsunuz?
Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin bugüne kadar attığı adımlara dikkat ederseniz Amerika Birleşik Devletleri her zaman kesişim noktası olmuştur. Burada da büyük ihtimalle yine öyle olacak. Aslında bizim “dünya beşten büyüktür” tezimizin işaret ettiği nokta da burası. Çünkü İsrail aleyhinde alınması gereken kararlar söz konusu olduğunda Amerika, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’ni bloke ediyor. Şu anda alınan ateşkes kararında da benim endişem yine bir şekilde Konsey’i bloke edeceği şeklinde. Fakat öyle de olsa, böyle de olsa, bizim için en önemli adım Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nden öte, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’ndan çıkan kararlardır. Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’ndan çıkan olumlu kararlarda 150’ye yakın ülke ne yaptı? Bizim düşündüğümüz gibi düşündüler ve Filistin’in yanında yer aldılar. Bunları daha ileri taşımamız lazım. Bunu başardığımız takdirde bu yaklaşım zaman içerisinde inşallah Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’ni de belli bir noktaya çekecektir. Aslında mevcut durum Birleşmiş Milletler için de bir fırsattır. BM yapılanması başta İsrail olmak üzere bazı hukuk tanımaz ülkelerin yerle yeksan ettiği itibarını yeniden kazanmak istiyorsa, bu fırsatı çok iyi değerlendirmesi gerekir. İsrail’in durdurulması sadece Gazze’de huzuru sağlamakla kalmayacak, aynı zamanda BM sistemine, uluslararası hukuka, insan haklarına karşı gerçekleştirilen İsrail saldırılarını da bastıracak. Bu sorumluluk öncelikle Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi üyelerinin omuzlarındadır. Birleşmiş Milletler’in sonunun Milletler Cemiyeti gibi olmasını istemiyorsak, bunu sağlamak mecburiyetindeyiz. Her zaman söylediğimiz gibi, bölgede nihai barışın yolu iki devletli çözümden geçer. Bu formül beraberinde kalıcı çözümü getirir. Güvenlik Konseyi üyelerinin Filistin’i devlet olarak tanıması bölgede iklimi değiştirebilir.
SORU: ABD Başkanı Joe Biden’in bizzat açıkladığı üç aşamalı bir ateşkes planı var. Fakat daha öncesinde de İsrail’in bu ateşkes çabalarını defalarca sabote ettiğini biliyoruz. Mesela Joe Biden yine Ramazan ayı öncesi bir ateşkes olacağını açıklamıştı ama olmamıştı. İsrail buna uymamıştı. Bu defa ümit var olmak için bu zemini müsait görüyor musunuz? Yani bu defa Joe Biden’in bizzat açıkladığı bu üç aşamalı ateşkes planına İsrail uyar mı sizce? Ümitli misiniz?
Kabataslak baktığımız zaman bu açıklamadan memnuniyet duyuyoruz. Ama bu BMGK’nın beş daimi üyesini Filistin’in yanına çekmeye yetmiyor. Buraya özellikle bakmamız lazım. Ben, inanıyorum ki, Amerika Birleşik Devletleri de İsrail’in artan şımarıklığından rahatsız. Bu rahatsızlığı Amerikan yönetimi açık açık dile getirmese de Amerikan üniversitelerinden, sokaklarından, öğrencilerinden, rektörlerden yükselen sesler, burada artık belli bir dönüşümün başladığını gösteriyor. Bu da İsrail’i ciddi manada rahatsız ediyor. Artık şundan herkes emin ki bu kervan böyle yürümez. İnşallah Amerika’da yaklaşan son seçimlerle birlikte hava çok daha farklı gelişebilir. Biden’in bu açıklamasından sonra bizim yaptığımız açıklamalar var. Dünyada birçok ülkenin bu konuda yaptığı açıklamalar var. İnşallah isabetli adımları hep beraber atarız ve Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nden bu konuyla ilgili çıkacak kararlar bundan böyle çok daha farklı istikamette gelişir. Sayın Biden’dan bu planın bir seçim yatırımı değil, gerçekten ve samimi olarak Filistin’deki katliamları sonlandırmak için atılmış bir adım olduğunu ispat etmesi doğal olarak beklenir. Güvenlik Konseyi kararı bir adımdır, ancak yeterli değildir. Kağıt üstündeki bir çok kararın İsrail tarafından nasıl yok sayıldığını hepimiz biliyoruz. Sayın Biden da artık bir samimiyet testinden geçmektedir.
SORU: Suriye’de terör örgütünün yapmaya çalıştığı sözde seçim Türkiye’nin kararı ve tutumu sonrasında ertelendi ama iptal edilmedi ve yeniden deneme ihtimalleri bulunuyor. Eğer yeniden bu seçimi yapmaya çalışırlarsa Türkiye’nin tavrı ne olur?
Ortada seçim falan yok, öncelikle bunu belirtelim. Ortada terör örgütünü meşrulaştırma ve bölgede bir teröristan kurmak için tertiplenmiş bir oyun var. Biz oyun bozma konusunda ne kadar mahir olduğumuzu bundan önceki süreçlerde net bir şekilde gösterdik. Tabii burada Suriye yönetimi de kesinlikle onlara bu noktada rahat adım atma veya hareket etme müsaadesini vermeyecektir, vermez. Dışişleri Bakanımız Hakan Fidan Moskova’daydı. Moskova’da Sayın Putin’le bu konuları etraflıca görüştüler. Rusya Dışişleri Bakanı Sayın Lavrov’la görüşmeleri oldu. Suriye’de PKK terör örgütünün ve diğerlerinin rahat hareket etme imkanı inşallah olmayacaktır. Böyle bir durum olduğu anda zaten biz de ilgili birimlerimizi gerekli şekilde seferber ederiz. Burnumuzun dibinde bir teröristan kurdurmayız. Bunun için gereken ne ise yapmaktan da asla ve asla imtina etmeyiz.
SORU: Bu ziyaretinizde Eurofighter meselesi gündeme geldi mi? Almanya’nın bir blokajı var bunu aşmak mümkün olacak mı?
Bu konuyu Sayın Sanchez’le görüştük. İspanya’nın biliyorsunuz eğitim uçakları önemli. Bu eğitim uçaklarından bize verebilme şansları veya kabiliyetleri var. Ama Almanya’yla temas noktasında bu konuda bize yardımcı olma durumunu kendilerine söyledim. Eurofighter’la ilgili böyle bir görüşme yapabileceğini ifade etti. Ama hepsinden öte bizim için şu anda Eurofighter önemli. Bu konuda Almanya’da artık yumuşadı. İlgili bakanlarımız muhataplarıyla gerekli görüşmeleri yapıyorlar, yapacaklar. Bizim temel yaklaşımımız bellidir: ihtiyaçlarımızı öncelikle NATO müttefiklerimizden karşılamak isteriz. Fakat sürecin sonunda olumsuz bir sonuç elde edilirse alternatifsiz de değiliz. KAAN’ımız artık kanatlandı. İlerleyen dönemlerde seri üretimin başlaması ve envantere giriş sürecinin tamamlanması sonrası bu konuda sıkıntımız da kalmayacak. Bir dönem benzer süreci insansız hava araçlarında da yaşamıştık. O zaman da müttefiklerimizden bunları alamamıştık. Sonra ne oldu, insansız hava araçlarımızı en yüksek kalitede ürettik. Şimdi birçok ülke bunları alabilmek için Türkiye’nin kapısını çalar hale geldi.
SORU: Konuşmanızın başında Avrupa Parlamentosu seçimlerine değindiniz. Avrupa’da aşırı sağ ve ırkçı partilerin yükselişini birkaç yıldır gözlemliyoruz. Son olarak Avrupa Parlamentosu seçimlerinde birçok ülkede sandıkta ciddi bir güç elde ettiler. Bu durum Türkiye- Avrupa Birliği ilişkilerini nasıl etkileyecek, Türkiye oluşan bu yeni durumla ilgili yeni bir strateji belirleyecek mi?
Şu anda özellikle bizim Avrupa Birliği üyesi ülkelerle atacağımız adımlarda ibre bizden yana dersem abartmış olmam. Bu konuyla ilgili olarak da şu anda Avrupa Birliği’nden Avrupa Parlamentosu seçimlerine katılan partilerin çoğu Türkiye’nin ne denli haklı olduğunu kabul ediyor. Mesela onlardan biri İspanya Başbakanı Sanchez. Türkiye’nin duruşunu takdirle karşıladığını bizlere ifade etti. Almanya Başbakanı Olaf Scholz da bu noktada olumlu duruş sergiliyor. O da Türkiye’ye bakışı lehte olanlardan. Biz işimize bakacağız. Bu süreçte Türkiye’nin gerek Almanya’da gerek İngiltere’de gerek Fransa’da yakaladığı şanslar var. Biz bu şanslarımızı da güçlü durarak denemeye devam edeceğiz. Bizler uzun zamandan beri, yaklaşan tehlikeyi işaret ediyorduk. Özellikle Avrupa’da yükselen ırkçılığın bir tehlike olduğunu, buna imkan verilmemesi gerektiğini muhataplarımıza anlattık.
Sokaklarını, meydanlarını insanların kutsallarına hakarete, yabancı karşıtlığına açan, onların sırtlarını işlerine geldiği için sıvazlayan ülkeler, şimdi görmezden geldikleri gerçekle yüzleşti. Sık sık söylediğimiz bumerang etkisi işte tam olarak budur. Avrupa’nın “zararın neresinden dönersek kardır” anlayışıyla hareket etmesi ve gerçekçi tedbirleri hayata geçirmesi elzemdir. Yoksa bu ateş herkesi yakacak boyuta ulaşır. Terör konusunda da benzer bir tehlike söz konusudur. Testi kırılmadan Avrupa’ya çağrımızı tekrarlıyorum. Gelin terörün her türlüsü ile ayrım gözetmeksizin mücadele edelim. Gelin terör belasını birlikte gündemimizden nihai biçimde çıkartalım.
SORU: Biz yola çıktığımızda MHP Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli’nin önemli bazı açıklamaları oldu Sayın Cumhurbaşkanım. Biz de bunu uçaktan takip ettik. Bazı ifadelerini sizinle paylaşmak istiyorum ve bu konuyla ilgili değerlendirmelerinizi rica edeceğim efendim. Siyasette normalleşme arayışlarını temel aldığı açıklamasında Sayın Bahçeli şu ifadeleri kullandı; “Siyasi partiler arasında normalleşme ve yumuşama arayışlarının temel alınarak çok bilinmeyen ve yeni bir denklemin kurulmak istendiği gözlemlenmektedir. Bu kapsamda siparişi yapılan normalleşme ve yumuşama atmosferinin sürdürülebilir hale gelmesinin önünde şayet MHP bariyer olarak telakki ve tarif ediliyorsa, bu konuda da geniş bir ittifak husule gelmişse, bize düşen sorumluluk ülkemiz ve milletimiz uğruna her türlü fedakarlığı göze almak, gereğini ise gönül huzuruyla yapmaktır.” dedi daha sonra AK Parti içindeki gayri memnun kesimden bahsetti. “Eğer devamlı suyu bulandıranlar dikkate alınırsa AK Parti ile CHP arasında geniş tabanlı bir ittifakın vücuda gelmesi, buna da altılı masanın diğer unsurlarının desteği MHP’nin samimi dileği ve temennisidir.” diye devam etti sonra da dedi ki, “Sayın Cumhurbaşkanımızın yaptığı görüşmeler, kurduğu ilişkiler, icra ettiği ikili temaslarını saygı karşılıyor, zatı devletlerine daha da rahatlatmak için bir kez daha feragatle hareket edip karşılıksız inisiyatif alıyor ve bu tercihi aziz milletimizle paylaşıyoruz.” Sayın Cumhurbaşkanım bu açıklamaları cümleleri nasıl değerlendirdiniz efendim?
Sayın Devlet Bey’in yapmış olduğu açıklama bir devlet adamı yaklaşımıyla, sakin, herhangi bir tartışmaya fırsat vermeden yapılmıştır. Konuyu bu şekilde kapatmış olması, bence gayet isabetlidir. Bizler Cumhur İttifakı olarak asla duruşumuzdan taviz vermeyeceğiz. Parti sözcümüz Ömer Çelik Bey zaten gereken açıklamaları detaylıca yaptı. Bu açıklamalarda da dikkat ederseniz tahrik ve dalaşma yoktur. Sadece net bir duruş vardır. Cumhur İttifakı’nın bir tarafı olarak partimizin duruşunu belirtmesi bakımından Ömer Bey’in açıklaması isabetli olmuştur. Diğer taraftan CHP’den yapılan bazı açıklamalar oldu. Biz iade-i ziyareti yapmak suretiyle siyasete bir yumuşama, bir kibarlık getirelim dedik. Ama bu kibarlıktan anlamayanlar İstanbul’da basın toplantısı yaptılar ve orada belli ki birilerinin etkisi altında kaldılar. Demek ki bazı yerlerden onay aldılar. Bunlar tabii doğru şeyler değil, güzel şeyler değil. Sürece katkı sağlayan şeyler değil. Yani bu, yumuşama değildir. Siyasete yeni bir başlangıç getirme değildir. Bizim iade-i ziyaretimizi demek ki hazmedemediler. Eğer bu iade-i ziyaretimizi CHP’nin başındaki arkadaş hazmedebilseydi, bu tür bir açıklamayı yapmaya gerek duymazdı. Böyle bir açıklama karşısında ben Cumhurbaşkanı olarak, Adalet ve Kalkınma Partisi’nin başkanı olarak, buna cevap vermeyi dahi yanlış bulurum. Ama onlar ne yaparsa yapsın. Biz Cumhur İttifakı olarak aynı duruşumuzu, aynı dayanışmamızı devam ettireceğiz. Şunu da söyleyeyim, Cumhur İttifakı bir altılı masa değildir. Altılı masanın içinde yer alanlar, bildiklerini okusunlar.
SORU: Sayın Cumhurbaşkanım gündemdeki önemli konulardan bir tanesi de yeni anayasa. Özgür Özel’le görüşmenizde de bu gündeme geldi. Türkiye artık çağdaş ve sivil bir yeni anayasa yapabilecek mi? Neler düşünüyorsunuz?
Türkiye bu yeni dönemde yeni anayasayı gündemine almak suretiyle bir adım atabilir. Bizim bu ziyaretleri yapmamızın altında yatan gerçek de “her ne kadar ters görünse de CHP ile de böyle bir anayasa yapma başlığı altında buluşabilir miyiz?” arayışıydı. Teklifimizi yaptık. Onlardan “niye olmasın” noktasına gelen bir yaklaşım gördüm. Fakat iki gün sonra ortaya maalesef arzu etmediğimiz bir yaklaşım çıkınca bu durum da bizi üzmedi değil. Türkiye’nin artık darbe anayasası ayıbından kurtulması gerekiyor. Bu, siyaset kurumunun ve Meclisin millete karşı asli görevidir. Hiçbir siyasi parti bu yükümlülükten kaçamaz. Gerek Meclis Başkanımız Numan Kurtulmuş’un girişimleri, gerek bizim temaslarımız, artık yeni anayasa için adım atmanın zamanının geldiğini ortaya koymuştur. Mevcut anayasada birtakım değişiklikler yapılmış olması, darbe ruhunun anayasamızdan silindiği anlamına gelmiyor. Kaldı ki 1982 yılından bu yana dünya değişti, Türkiye gelişti ve yeni ihtiyaçlar ortaya çıktı. Milletin ihtiyaçlarına tam hizmet eden ideal anayasa bu millete siyasetin borcudur.
SORU: Enflasyonla ilgili uygulanan politikalarda hedefe doğru yaklaşıldığı görülüyor. Tam olarak rahatlama için hedef nedir Sayın Cumhurbaşkanım?
Yılın son çeyreğini bekleyeceğiz. Yılın son çeyreğinde inşallah bunlar tam manasıyla görünecek. Şu anda işi sıkı tutuyoruz. Ama bütün mesele yine geliyor, faiz olayına dayanıyor. İnşallah faizde atacağımız adımlarla enflasyonu son çeyrekte çok daha olumlu bir konuma taşımış olacağız. Nitekim ekonomide dengelenmeye yönelik politikalar meyvelerini veriyor. Cari işlemler açığı önemli ölçüde azaldı. Mayıs itibarıyla yıllık ihracatımız 260 milyar doları aştı. İthalatımızdaki düşüş aynı şekilde sürüyor. Merkez Bankası rezervlerimiz 146,2 milyar dolarla tarihimizin en yüksek seviyesine çıktı. Rezervlerdeki artış devam edecek. Hayat pahalılığını tetikleyen sebeplerden olan fahiş fiyat artışları ve fırsatçılıkla mücadelemizden de taviz vermiyoruz. Milletin aşına ve ekmeğine kan doğrayanlara göz açtırmayacağız. Bu kritik süreci bir taraftan mali disiplini koruyup, kamuda tasarrufu teşvik ederek, diğer taraftan denetimleri artırarak hassasiyetle yürüteceğiz.
kaynak: NTV
-
Cumhurbaşkanı Erdoğan, İspanya’da
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye-İspanya 8. Hükümetler Arası Zirvesi çerçevesinde geldiği İspanya’nın başkenti Madrid’de temaslarına başladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Zarzuela Kraliyet Sarayı’nda Kral VI Felippe ile görüştü. Görüşmede, iki ülke heyetleri de hazır bulundu. Görüşmede Türkiye ve İspanya ilişkileri, İsrail’in Gazze’de gerçekleştirdiği katliamlar, bölgesel ve küresel gelişmeler ele alındı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan görüşmede Türkiye ile İspanya arasındaki ilişkilerin gelişerek daha da derinleşeceğine inandığını söyledi.Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye ile İspanya arasındaki ticaret hacminin genişletilmesinden, savunma sanayii alanında iş birliğine kadar her alanda atılacak adımların iki ülkeye de kazandıracağını belirtti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, İsrail yönetiminin Filistin topraklarında gerçekleştirdiği soykırım politikalarının bir an önce sona ermesi gerektiğini, İspanya’nın bu konuda attığı adımlar ile Filistin’e verdiği desteğin çok önemli olduğunu, bu süreçte uluslararası camianın İsrail’e yönelik baskılarını artırmasının bölgede kalıcı barışın kapısını aralayabileceğini ifade etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan görüşmede Kral Felipe’i en kısa vakitte mutlaka Türkiye’ye beklediğini söyledi.
-
Erdoğan-Özel görüşmesi bugün
CHP Genel Merkezinde gerçekleşecek görüşme saat 16.00’da başlayacak. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 18 yıl aradan sonra CHP Genel Merkezine yaptığı ilk ziyaret olacak. Erdoğan en son 2006 yılında CHP’nin yeni genel merkezine taşınması dolayısıyla dönemin CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’a “Hayırlı olsun” ziyaretinde bulunmuştu.