Etiket: rehabilitasyon

  • “Yabani Hayvanlarda İlk Yardım ve Rehabilitasyon”

    “Yabani Hayvanlarda İlk Yardım ve Rehabilitasyon”

    Kastamonu Üniversitesi Veteriner Fakültesi Vahşi Yaşamı Araştırma ve Koruma Öğrenci Topluluğu ve Orman Fakültesi Yaban Hayatı Ekolojisi ve Yönetimi Bölümü işbirliği ile Kastamonu Üniversitesi Merkez Kütüphanesi Sezai Karakoç Salonu’nda düzenlenen “Yabani Hayvanlarda İlk Yardım ve Rehabilitasyon” çalıştayını Kastamonu Üniversitesi Veteriner Fakültesi Dr. Öğretim Üyesi Veysel Doğan düzenledi. Çalıştaya, Dünya Doğayı Koruma Vakfı (WWF-World Wide Fund for Nature) Türkiye Yaban Hayat Danışmanı Veteriner Hekim Ahmet Emre Kütükçü ve Kastamonu Üniversitesi Orman Fakültesi Yaban Hayatı Ekolojisi ve Yönetimi Bölüm Başkanı Dr. Öğretim Üyesi Özkan Evcin konuşmacı olarak katıldı.
    Çalıştayda konuşan Dünya Doğayı Koruma Vakfı (WWF-World Wide Fund for Nature) Türkiye Yaban Hayat Danışmanı Veteriner Hekim Ahmet Emre Kütükçü, 1975 yılında kurulan ve birçok alanda faaliyet veren Doğal Hayatı Koruma Vakfı’nın (WWF) tarihçesine kısaca değinerek Türkiye’de ve Dünyada yaban hayatı rehabilitasyonu faaliyetleri hakkında bilgiler verdi.
    Doğal Hayatı Koruma Vakfı’nın çalışmalarından ve projelerinden de bahseden Kütükçü, yürütülen faaliyetlerin kurtarma, ilk yardım ve tedavi, bakım ve rehabilitasyonun yanı sıra eğitim gibi konuları kapsadığını söyledi.

    Veteriner Hekim Kütükçü, yaban hayvanlarının immobilizasyonu ve nakilleri hususunda doğru yöntemlerin hassasiyetle kullanılmasının gerekliliğine de vurgu yaptı.

    Kastamonu Üniversitesi Orman Fakültesi Yaban Hayatı Ekoloji ve Yönetimi Bölüm Başkanı Dr. Öğretim Üyesi Özkan Evcin ise, yaban hayatı kavramını merkeze alan bir konuşma yaptı.

    “Yaban Hayatı Yönetimine Genel Bir Bakış” konusunun üzerinde duran Dr. Öğretim Üyesi Evcin, Türkiye’de 160 binden fazla omurgasız hayvan türü, 500’den fazla balık türü, 30 iki yaşamlı, 120 sürüngen, 500’e yakın kuş ve 160 memeli türünü görülebileceğinden bahsetti.

    Yaban hayatı konusunda katılımcılara video gösterimi yapan Dr. Öğretim Üyesi Evcin, sorulan soruları cevaplayarak sunumunu tamamladı.

    Türkiye’nin biyoçeşitliliği açısından dünyada önemli bir yere sahip olduğunu dile getiren Dr. Öğretim Üyesi Evcin, bu çeşitliliğin korunması için önlemlerin acilen alınması gerektiğine dikkat çekti.

    Dr. Öğretim Üyesi Evcin’den sonra yeniden söz alan Veteriner Hekim Ahmet Emre Kütükçü, National Geographic tarafından hazırlanan kurtarma ve nakil sürecinde bulunması gereken kurtarma nakil aracı, narkotik tüfek ve hayvan kurtarma ekipmanlar hakkında bilgi verdi.

    Yabani hayvanlara hassas davranılması gerektiğini ifade eden Kütükçü, kaya sansarı, kerkenez, alaca baykuş, hazar yılanı, çulluk, leylek, kirpi, bıldırcın kılavuzu, küçük kumru hayvanlarının bakım ve rehabilitasyon yaptıklarını söyledi.
    Sunumun sonunda canlandırma yapan Kütükçü, yabani hayvanı tutarken uyulması gereken kurallardan bahsetti.
    Çalıştay Veteriner Fakültesi ve Orman Fakültesi öğrencilerinin sorularının cevaplanmasıyla sona erdi. Çalıştayın ikinci gününde de Ilgaz Dağı Milli Parkı’nda gerçekleştirilen arazi uygulamasında doğa yürüyüşünün ardından yaban hayvanlarının doğrudan ve dolaylı gözlem yöntemleriyle izlenmesi ve fotokapanlar üzerine uygulamalı olarak çalışma gerçekleştirildi. Sahada yaban hayvanlarına ait iz ve dışkıların tespit edilmesi, tanınması ve fotokapan yöntemiyle izlenmesi üzerine Dr. Öğretim Üyesi Özkan Evcin ve Veteriner Hekim Dr. Ahmet Emre Kütükçü tarafından bilgilendirmeler yapıldı.

  • İran’da yangın: 32 ölü 16 yaralı

    İran’da yangın: 32 ölü 16 yaralı

    İran’ın kuzeyinde bulunan Gilan eyaletine bağlı Lengerud şehrinin Kelid Bar ilçesindeki bir uyuşturucu rehabilitasyon merkezinde yerel saatle 05.55’te gaz sobası nedeniyle yangın çıktı. Bölgeye itfaiye ve sağlık ekipleri sevk edildi. İlk belirlemelere göre yangın nedeniyle şu ana kadar en az 32 kişi hayatını kaybetti, 16 kişi yaralandı. Yangın nedeniyle başlatılan soruşturma kapsamında uyuşturucu rehabilitasyon merkezinin müdürünün gözaltına alındığı açıklandı.

    “İhmali ve suçu olanlar kesinlikle cezalandırılacak”

    Olay yerinde inceleme yapan Gilan Eyaleti Başsavcısı Sadık Niyarki, hayatını kaybedenlerden bazılarının kimlik tespitlerinin henüz yapılamadığını belirterek, “Doğrudan Yargı Erki Başkanının talimatıyla olaya ilişkin soruşturma başlatıldı. Rehabilitasyon merkezinin bazı çalışanları ve müdürü ilk aşamada gözaltına alındı. İhmali ve suçu olanlar kesinlikle cezalandırılacak” ifadelerini kullandı.

    Gaz sobasından çıkan yangın perdelere sıçradı

    Gilan Eyaleti Vali Yardımcısı Muhammed Celayi ise yangının çıkış nedenine yönelik yaptığı açıklamada, “İlk aşamada merkezde bulunan gaz sobalarından bir tanesi alev alıyor ve ardından ateşin odada bulunan perdelere sıçramasıyla yangın başlıyor. Ne yazık ki yangının sabah saatlerinde başlaması nedeniyle merkez çalışanları ve içeride bulunanlar faciaya uykuda yakalandı. Elbette yangın sonrası oluşan izdiham nedeniyle de can kaybı arttı” dedi.

  • Rehabilitasyon merkezinde yangın

    Rehabilitasyon merkezinde yangın

    Elazığ’da bir daireye giren hırsız, altınları çaldığı sırada evdekilerin uyanması sonucu pencereden atlayarak kaçtı. Hırsız, atladığı sırada ziynet eşyaların bir kısmını yolda düşürdü. Elinde kalan bir bilezikle birlikte olay yerinden kaçan hırsızın yakalanması için Hırsızlık Büro Amirliği ekipleri çalışma başlattı. Olay, merkez Yenimahalle Parlak Sokak’ta meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, saat 03.00 sıralarında birinci katta bulundan daireye hırsız girdi. Odanın penceresinden içeri giren hırsız, evde bulunan telefon ve altın ziynet eşyalarını aldı.

    Ev sahibinin çıkan sesler üzerine uyanıp hırsızı fark etmesi üzerine hırsız, aldığı ziynet eşyalarıyla birlikte pencereden atladı. Atladığı sırada 2 bilezik ve telefonları düşüren hırsız, elinde kalan bir bilezik ile kaçarak uzaklaştı. Haber verilmesi üzerine olay yerine Asayiş Şube Müdürlüğü Hırsızlık Büro Amirliği ekipleri sevk edildi. Olay yerinde inceleme yapan ve parmak izi alan ekipler, kaçan hırsızın yakalanması için çalışma başlattı. Öte yandan, hırsızın kaçma anı bir iş yerinin güvenlik kameralarına yansıdı.

  • Omurga eğriliğine dikkat

    Omurga eğriliğine dikkat

    Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzm. Dr. Fatma Şeker skolyozun omurganın 10 derecenin üzerinde eğriliği olarak tanımlandığını belirterek, bebeklik, çocukluk, adolesan ve yetişkinlikte farklı nedenlerle ortaya çıktığının altını çizdi. Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzm. Dr. Fatma Şeker sözlerine şöyle devam etti:

    “Yapısal anatomik bozukluklar, travmalar, tümörler, kalça ve ayak deformiteleri, bel fıtığı, kas hastalıkları, nörolojik hastalıklar skolyoz sebebi olabilir. Ancak sıklıkla büyüme gelişme çağında 10-18 yaş grubunda nedeni bilinmeyen adolesan idiopatik skolyoz (AİS) en sık görülen skolyoz tipidir. Boy uzaması devam eden hastalarda erken tespit edilen 20 derecenin altındaki skolyozlar fizik tedavi ve hastaya özel egzersiz programı ile tedavi edilir. 20 derece üzerinde bu tedaviler ek olarak korseleme uygulanır. 40 derecenin üzerindeki skolyozda tedavi cerrahidir. Skolyozlu hastalarda görüntüde eğrilik dışında genellikle başka şikayet yoktur. Ekseriya düşük dereceli skolyozlar farklı nedenlerle çekilen grafilerde hekimler tarafından farkedilir. Aileler sıklıkla çocuğunda duruş bozukluğu veya omuz seviye farkı şikayetiyle polikliniğe başvurmaktadır. Skolyoz muayenesinde Adam’s testi en sık kullanılan muayene yöntemidir. Bu muayene şeklinde Postür analiz cetveli önünde hastanın öne doğru eğilmesi istenir, omurgadaki eğrilik ve sırtta yükseklik farkı olup olmadığı kontrol edilir. Skolyoza neden olabilecek kas hastalıkları, nörolojik hastalıklar, ortopedik deformiteler, bacak uzunluk farkı veya öyküde skolyoza neden olabilecek başka şikayetler varsa buna yönelik de muayeneler yapılır. Skolyoz grafisi ile skolyozun derecesi, tipi değerlendirilir, el veya kalça grafileriyle büyüme çekirdeklerinin durumu belirlenir. Nedene yönelik başka hastalık düşünülüyorsa bunlarla ilgili MR, kan, grafi ve EMG gibi tetkiklerde gerekirse istenir. AİS’li hastalarda büyümenin durmasıyla skolyozun ilerlemesi de durur. Nihai tedavi ne olursa olsun skolyozlu tüm hastalara hastaya özel egzersiz ile fizik tedavi ve rehabilitasyon programı önerilmektedir” dedi.

    Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzm. Dr. Fatma Şeker Egzersiz programının skolyozu geriletip, durdurabileceğini veya ilerlemenin yavaşlamasının sağlayabileceğini kaydetti. Yapılan çalışmalar cerrahi tedavi uygulanacak hastalarda bile ameliyat öncesi uygulanan egzersiz ve fizik tedavi programının ameliyat başarısını artırdığını gösterdiğine vurgu yaparak Skolyozdan şüphelenildiği durumda Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Uzmanı olan bir doktora başvurulması gerektiği konusunda uyarıda bulundu.

  • Pulmoner rehabilitasyon ile güvenle egzersiz

    Pulmoner rehabilitasyon ile güvenle egzersiz

    Pulmoner Rehabilitasyon Haftası çerçevesinde açıklamalarda bulunan İl Sağlık Müdürü Dr. Fevzi Yavuzyılmaz, pulmoner rehabilitasyonun, egzersiz eğitimi, davranış değişikliği ve hasta eğitimi gibi yaklaşımları içeren uygulamalar bütünü olduğu bilgisini verdi. Programın, hastaların fiziksel, psikolojik durumlarını düzeltmeyi ve sağlığı iyileştirmeyi hedeflediğini vurgulayan Dr. Yavuzyılmaz, “Günümüzde uzun süreli solunum hastalıklarında ilaç tedavisinin yanında pulmoner rehabilitasyon önerilmektedir. Uzun süreli nefes darlığı, günlük hayat aktivitelerinde kısıtlanma, hayat kalitesinde azalma olan tüm solunum hastalarına pulmoner rehabilitasyon uygulanabilir. Pulmoner rehabilitasyon, her yaştan solunum hastalarına rehabilitasyon ünitelerinin özelliklerine bağlı olarak hastanede ya da evde uygulanabilir. KOAH başta olmak üzere tüm akciğer hastalıklarında pulmoner rehabilitasyon programı başarı ile yapılabilmektedir. Ayrıca Covid-19 enfeksiyonu sonrası akciğerlerinde değişiklikleri, nefes darlığı, yorgunluk ve aktivitelerde kısıtlanma gibi şikayetleri devam eden hastalarda da pulmoner rehabilitasyon önerilmektedir” şeklinde konuştu.


    Pulmoner rehabilitasyonun en önemli ve temel bileşeninin egzersiz eğitimi olduğunun altını çizen Dr. Yavuzyılmaz, “Nefes darlığı olan uzun süreli solunum sorunlu hastalar, pulmoner rehabilitasyon programları ile güvenli bir şekilde egzersiz yapabilirler. Bu hastalarda nefes darlığı veya yorgunluğun neden olduğu günlük yaşamdaki hareketsizlik; kemik ve kas içeriğinin, kalp ve akciğer fonksiyonlarının, hareket yeteneğinin gittikçe azalmasına neden olur. Egzersiz ile kas kuvveti artar, kas dayanıklılığı artarak daha uzun mesafeler yürünebilir, kas ve eklemler daha iyi hareket eder, gevşeme sağlanır, daha güçlü ve enerjik hissedilir, kalbin çalışması iyileşir ve nefes darlığı azalır” diye konuştu.


    Pulmoner Rehabilitasyon programının en az 8 hafta süre ile uygulanması gerektiğini ifade eden Dr. Yavuzyılmaz, sözlerini şu şekilde sürdürdü;
    “Egzersiz eğitimi bırakıldığında kazanımlar kaybedildiği için egzersiz alışkanlığının devam ettirilmesi gerekmektedir. Sonuç olarak, kronik akciğer hastalığından dolayı nefes darlığı, çabuk yorulma ve güçsüzlük hissediyorsanız, günlük aktivitelerinizi yapmakta güçlük çekiyorsanız değerlendirme için göğüs hastalıkları uzmanına başvurduktan sonra pulmoner rehabilitasyon programlarından yararlanabilirsiniz.”

  • Tükenmişlik sendromuyla nasıl başa çıkılır! İşte uzmanından öneriler

    Tükenmişlik sendromuyla nasıl başa çıkılır! İşte uzmanından öneriler

    Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Dr. Ruhsan Cihan, “çağın hastalığı” ve “tükenmişlik sendromu” olarak da bilinen fibromiyalji sendromuna ilişkin, “‘Her tarafım ağrıyor’, ‘sabahları uyanamıyorum’, ‘sürekli yorgunum’ diyenlerin sayısı her geçen gün artıyor. Ağrılardan ve yorgunluktan kurtulmak istiyorsanız kar kış demeyin yürüyüş yapın ve beslenmenize dikkat edin.” dedi.

    Cihan, yaptığı açıklamada, yaşam kalitesini ciddi derecede bozan fibromiyaljinin; “tükenmişlik sendromu”, “kronik ağrı sendromu” ve “kronik yorgunluk sendromu” olarak da tanımlanabileceğini söyledi.

    Cihan, “Kas romatizması olarak da bilinen fibromiyalji, yaygın vücut ağrıları ve halsizlik ile kendini gösteren bir kronik ağrı sendromudur. En belirgin özelliği yaygın kas ağrılarıdır. Hastaların günlük yaşantılarını olumsuz yönde etkiler ve iş gücü kaybına neden olur. Yaygın vücut ağrılarının yanı sıra halsizlik, yorgunluk, isteksizlik, uyku bozukluğu ve dolayısıyla sabah yorgun uyanma ve tutukluk şikayetleri mevcuttur. ‘Sabah yorgun kalkıyorum’ diyen hasta, gün boyu aynı yorgunluk hissiyle bir şey yapmak istemez.” ifadelerini kullandı.

    “Hastaların yüzde 70-80 kadarını kadınlar oluşturuyor”

    Hastalığın görülme sıklığının kadınlarda yüzde 3-4, erkeklerde yüzde 0,5 olarak bildirildiğini aktaran Cihan, hastaların yüzde 70-80 kadarını kadınların oluşturduğunu söyledi.

    Hastalığın her yaş grubunda görülebildiği gibi, en sık 30-50 yaş grubunda olduğunu belirten Cihan, şunları kaydetti:

    “Bir romatolojik hastalığı olanlar (romatoid artrit), enfeksiyöz bir hastalığı olanlar (viral veya bakteriyel hastalıklar) veya psikiyatrik hastalığı olanlar (majör depresyon) fibromyalji sendromu açısından risk taşırlar.

    Fibromiyalji sendromunun en tipik belirtisi ağrıdır. Vücudun alt ve/veya üst yarısında ağrılar mevcuttur. Bu hastalarda tipik olarak boyun ve sırt bölgesindeki ağrılara baş ağrısı da eşlik eder. Mide ağrısı, ağrılı adet dönemleri, kabızlık, nefes almada zorlanma hissi, çarpıntı, zaman zaman ellerde uyuşma, gözlerde ve ağızda kuruluk hissi ve depresif semptomlar hastanın şikayetleri arasında yer alır.”

    “Şikayetler soğuk havalarda artıyor”

    Dr. Ruhsan Cihan, özellikle soğuk havalarda ve mevsim değişikliklerinde hastalarda şikayetlerin arttığına dikkati çekerek, “Soğuk havalarda hastaların şikayetlerinde bariz bir şekilde artış gözlenir. Bu dönemlerde hastalarımızın hayat kalitelerinde ve iş gücünde gözle görülür bir azalma olur. Soğuk havalarda artan yaygın kas ağrıları, halsizlik, yorgunluk ve isteksizlik şikayetleri için hastalara bu dönemde daha çok egzersiz öneriyoruz. Dengeli beslenmeleri, açık havada bol bol yürüyüş yapmaları başlıca önerilerimiz arasında yer alıyor.” diye konuştu.

     “Kişiye özel fiziksel egzersiz programı düzenlenmeli”

    Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Cihan, fibromiyalji sendromunun tedavisi için multidisipliner bir program düzenlenmesi gerektiğini, tek bir standart tedavi bulunmadığını söyledi.

    Bu programın içinde ilaç tedavisinin yanı sıra egzersiz, masaj ve fizik tedavi gibi komplementer tedavilerin yer aldığını bildiren Cihan, şöyle konuştu:

    “Hastalarımız, yaşam tarzı ve davranış değerlendirilmeleri gibi çok yönlü eğitim programlarına alınabilir. Kişi, fibromiyalji sendromu hakkında bilgilendirilmelidir. Egzersiz tedavisi, sıklıkla önerdiğimiz ve hastaların ağrıları yanında günlük yaşam kalitesini de artıran bir tedavi yöntemidir. Kişiye özel fiziksel egzersiz programı düzenlenmeli. Hastaların tedavisine yardımcı olması açısından diyetleri, yani beslenme alışkanlıkları da yeniden düzenlenmeli. Gerektiğinde psikiyatrik destek verilmeli. Ayrıca, fizik tedavi programları, myofasiyal ağrılar için kuru iğne ve nöralterapi tedavisi de başvurulan tedavi yöntemleri arasında yer alır.

    Tedavi; ağrıyı ve yorgunluğu azaltmak, depresif semptomları gidermek ve diğer semptomları en aza indirmek amacıyla düzenlenir. Burada ‘azalmış fiziksel aktivite ve artmış ağrı’ kısır döngüsünü kırmak amaçlanır.”

    “Depresyonla karıştırılıyor”

    Dr. Ruhsan Cihan, fibromiyalji sendromunun; ortak şikayetler nedeniyle depresyonla çok sık karıştırıldığını belirterek, “Uyku bozukluğu, mutsuzluk, hayattan zevk alamama, isteksizlik ve halsizlik depresyonla en sık karıştırılan bulgulardır. Bunun dışında birtakım iltihaplı romatizmal hastalıklarla da karıştırılabilir. Ancak bu grup hastalıklardan ANA (antinükleer antikor), RF (romatoid faktör) ve eritrosit sedimentasyon hızı gibi laboratuvar tetkikleri ile ayırıcı tanıya gidilebilir.” dedi.

    Bu grup hastaların kaynağı tespit edilemeyen ağrı şikayeti ile çok sık doktor değiştirdiğini, bu hastaların farklı branş doktorlarına başvurduğunu anlatan Cihan, şunları kaydetti:

    “Fibromiyalji sendromundan muzdarip hastalar daha sık operasyon geçirirler. Ancak doğru teşhis edilemediğinde, şikayetler ağrı kesici ilaçlar ile geçiştirildiğinde sorun tam olarak giderilemez. Hastaların şikayetleri kısa bir süre azalmış veya geçmiş gibi gözükse de bir süre sonra tekrarlar. Bu hastalıkta en az 3 ay süre ile vücudun üst ve alt yarısında bulunan birtakım ağrılı tetik noktalarının tespiti ve hastanın klinik semptomlarıyla teşhis koymaktayız.”

    Mayalı ve katkılı gıda tetikliyor

    Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Dr. Cihan, fibromiyaljide ağrıyı tetikleyebileceği tespit edilen besinleri sıralayarak tercih edilmesi gereken besinleri aktardı.

    Cihan, devamla şunları kaydetti:

    “Aspartan (doğal tatlandırıcı) içeren yiyecekler, hazır dondurulmuş gıdalarda bulunan MSG (monosodyum glutamat) ve jambon, salam gibi gıdalarda çok fazla bulunan nitratlar gibi gıda koruyucular dahil yiyecek katkıları, şeker, fruktoz ve basit karbonhidratlar, kafein, çay, kahve, kola ve çikolata, maya içeren gıdalar, bira, şarap ve salata sosları gibi fermente edilmiş yiyecek ve içecekler, mayalı hamurdan yapılan poğaça, pizza ve ekmekler ayrıca kuru meyveler, hazır meyve suları, patlıcan, acı biber gibi bazı bitkiler… Bunlardan uzak durulmalı.

    Fibromiyaljiye karşı haftada 3 gün balık, keten tohumu, ceviz, omega 3 yağ asit takviyesi, zeytinyağı tercih etmeliyiz. B, C ve D grubu vitaminler takviye olarak alınabilir. Karbonhidrat tercih edilecek ise bol tahıllı olanları, kepekli, çavdarlı ekmekleri, bulgur ve kepekli makarnaları tercih etmeliyiz.”

    Cihan, “her tarafım ağrıyor”, “sabahları uyanamıyorum”, “sürekli yorgunum” diyenlerin sayısının her geçen gün arttığını belirterek, “Ağrılardan ve yorgunluktan kurtulmak istiyorsanız kar kış demeyin yürüyüş yapın ve beslenmenize dikkat edin.” dedi.

  • Bursa’da silahlı saldırının kurbanları toprağa verildi

    Bursa’da silahlı saldırının kurbanları toprağa verildi

    Bursa’da dün Ramazan Arı(30) tarafından öldürülen, Arı’nın oğlunun da eğitim aldığı rehabilitasyon merkezinin sahibi Enes Malik Güloğlu (30) ile babası Musa Güloğlu (55), kılınan cenaze namazının ardından toprağa verildi.

    Olay, dün saat 15.30 sıralarında merkez Yıldırım ilçesi Yunusemre Mahallesi 2. Kasapoğlu Sokak’taki Özel Gelişim, Özel Rehabilitasyon ve Eğitim Merkezi’nde meydana geldi. Engelli oğlu Ömer Can Arı’yı (7) özel eğitim alması için buraya kaydeden Ramazan Arı, eşi Gülsüm Arı ile merkezin sahibi Enes Malik Güloğlu arasında ilişki olduğundan şüphelenmeye başladı. Oğlunu rehabilitasyon merkezine göndermeye devam eden Arı, şüpheleri artınca pompalı tüfekle merkezi bastı. İçeride öğrencilerin ders işlemesine aldırış etmeyen Ramazan Arı, Enes Malik Güloğlu’nun odasına yöneldi. Arı, o sırada toplantı halinde olan Enes Malik Güloğlu ile babası Musa Güloğlu’na elindeki pompalı tüfekle kurşun yağdırdı. Baba oğul vücutlarının farklı yerlerinden yaralanırken, kurşunlar rehabilitasyon merkezinde çaycılık yapan Ayten Yukarı’ya da isabet etti. Baba Musa Güloğlu ile oğlu Enes Malik Güloğlu kaldırıldığı hastanede hayatını kaybetti.

    https://www.instagram.com/p/CC34jYqH7Y0/

    KARISINI BIÇAKLAYIP, İNTİHAR ETTİ

    Ramazan Arı, rehabilitasyon merkezinden ayrıldıktan sonra Soğanlı Mahallesi’ne giderek Kabaklar sokakta oturan eşi Gülsüm Arı’yı da karnından bıçakladı. Daha sonra kendisine ait iş yerine giden Arı, pompalı tüfeği kafasına ateşleyerek intihar etti.

    ‘BABA OĞUL İÇİN GÖZYAŞLARI SEL OLDU’

    Olaydan sonra cenazeleri otopsi yapılmak üzere adli tıp kurumuna kaldırılan Enes Malik Güloğlu ile babası Musa Güloğlu son yolcuğuna uğurlandı. Baba ve oğul için, Altınşehir Mahallesi’nde bulunan Barla Camii’nde ikindi namazına müteakip cenaze namazı kılındı. Yakınlarının katıldığı cenazede gözyaşları sel olurken, Musa ve Enes Malik Güloğlu kılınan namazın ardından Hamitler Kent Mezarlığı’na defnedildi.

  • Bursa’daki ölümlü silahlı saldırıya ilişkin valilikten açıklama

    Bursa’daki ölümlü silahlı saldırıya ilişkin valilikten açıklama

    Bursa’nın Yıldırım ilçesinde bir rehabilitasyon merkezinde silahlı saldırı sonucu 1 kişi hayatını kaybetti, 3 kişi yaralandı. Saldırganın olay yerinden kaçması ve daha sonra intihar etmesiyle birlikte ölü sayısı 2’ye yükseldi.

    Bursa Valiliği rehabilitasyon merkezinde meydana gelen silahlı saldırı sonrası basın açıklaması yaptı.

    Valilikten yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi.

    “20.07.2020 günü saat 15.30 sıralarında Yıldırım İlçesi Yunus Emre Mahallesi’nde bulunan özel bir rehabilitasyon merkezinde meydana gelen ateşli silahla kasten öldürme olayı ile ilgili yapılan araştırmada, R.a. isimli şahıs E.M.G.’yi kalbinden (şahıs eks), babası M.G.’yi başından ve boynundan hayati tehlike arz edecek şekilde vurmuş, ayrıca işyerinde temizlik görevlisi olarak çalışan A.Y’yi de sağ kolundan hayatı tehlike arz etmeyecek şekilde yaralamıştır. Şüpheli şahıs olay yerinden kaçmış, Osmangazi İlçesi Tabakhane bölgesinden eşi G.A’yı karnından vurarak ağır yaralamış, kendisini de kafasından vurarark intihar etmiş ve eks olmuştur. Yaralı şahısların sağlık kuruluşlarında tedavilerine başlanılmış olup olay çok yönlü olarak araştırılmaktadır.”

    https://www.instagram.com/p/CC34jYqH7Y0/