Etiket: restorasyon

  • Tarih’i Cami’ye restorasyon

    Tarih’i Cami’ye restorasyon

    Denizli Büyükşehir Belediyesi, Pamukkale ilçesi Akköy Mahallesi’nde 18. ve 19. yüzyıllarda inşa edildiği tahmin edilen tarihi Akköy Yukarı Cami’nin restorasyonunu yaparak kente kazandıracak. Denizli’nin tarihi ve turizm değerlerine sahip çıkan Denizli Büyükşehir Belediyesi, bu kez Pamukkale ilçesi Akköy Mahallesi’nde 18. ve 19. yüzyıllarda inşa edildiği tahmin edilen tarihi Akköy Yukarı Cami’nin restorasyon çalışmalarını yapacak.

    Bu kapsamda, İzmir II Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu’nun 2005 tarih 801 sayılı kararı ile “Korunması Gerekli Kültür Varlığı” olarak tescillenen Akköy Yukarı Cami’nin “rölöve” ve “restitüsyon” projeleri hazırlanarak “restorasyon” uygulamasının yapılmasına ilişkin Denizli Büyükşehir Belediyesi ve Pamukkale Belediyesi arasında protokol imzalanacak. İmzalanacak protokolle, 18. ve 19. yüzyıllarda inşa edildiği tahmin edilen Akköy Yukarı Cami restorasyonu yapılarak kente yeniden kazandırılacak.

    “Geçmişimize sahip çıkıyoruz”
    Denizli Büyükşehir Belediye Başkanı Bülent Nuri Çavuşoğlu, kentin geçmişine tanıklık eden doğal ve kültürel varlıklara sahip çıkacaklarını belirterek, Denizli’deki tarihi değerlerin korunması, yaşatılması ve gelecek nesillere aktarılması için de çalıştıklarını söyledi. Akköy Yukarı Cami’yi yeniden ayağa kaldırmak istediklerini belirten Başkan Çavuşoğlu, “Akköy Mahallemizde bulunan Yukarı Cami’nin restorasyonunu yapacağız ve yeniden ayağa kaldırarak Yukarı Cami’yi şehrimize kazandıracağız. Bu önemli değerimiz de gelecek nesillerimize aktarılacak” dedi.

    Akköy Yukarı Cami
    Akköy Mahallesinde bulunan caminin, kubbesinin içindeki Osmanlıca yazıda Hicri 1327/ Miladi 1909-1910 tarihleri okunmaktadır. Camideki süsleme ve mimari özelliklerinden dolayı Osmanlı Döneminin batılılaşma sürecinde (18.-19. yy. da) inşa edilen camilerdendir. Kültür varlığı olarak tescil edilen yapının en önemli özelliği iç cephelerinde bulundurduğu, Denizli il sınırlarında bazı tarihi camilerde de görülen ve Denizli için karakteristik olan kalem işi süsleme unsurları barındıran özel camilerimizden olmasıdır.

    Yapıda dikdörtgen plan tipi uygulanmıştır. Caminin ana ibadet mekânının kuzey tarafında iki katlı ahşap mahfili bulunmaktadır. Caminin çatısı dıştan kırma çatılı, iç mekânın orta bölümü gizli kubbeyle örtülmüştür. Harimin (ibadet mekânının) güneybatı köşesinde ahşap minberi yer almaktadır. Caminin kuzey cephesinde, sonradan kapalı hale getirilen son cemaat yeri, altı adet ahşap direkle dışa açılmaktadır. Harimin kuzey duvarında sade bir mihrap nişi bulunmaktadır.

    Son cemaat yerinin doğu tarafına bir minare inşa edilmiştir. Temeli taş, üzeri kerpiç malzeme kullanılarak yapılmış olup, üzeri sıvalıdır. Çatısı kırma çatılıdır ve marsilya tipi kiremitle kaplanmıştır. Cami hariminin güney, doğu ve batı duvarlarındaki kalem işi süslemeler iki pano halinde iç cepheyi dolanmaktadır. Çiçek demeti motifi, bant halinde bütün cepheyi çevrelemektedir. İç bölümün duvarlarını süsleyen panolar ve kubbe içi harimin kuzey cephesindeki mahfil altındaki duvarlar, tamamen bitkisel motifler ve bunun yanında cami, terazi ve kandil tasvirleri ile bezenmiştir. Harimin tavanında, minberinde, kapısında, mahfilinde zengin oyma ahşap işçiliğini görmek mümkündür.

  • Antalya’nın sembolü Hadrian restore edilecek

    Antalya’nın sembolü Hadrian restore edilecek

    Antalya’nın tarihine ışık tutan Hadrian Kapısı’nın, gelecek nesillere daha sağlıklı bir şekilde ulaşabilmesi için gerçekleştirilen çalışmalar, YİKOB’a bağlı uzman ekipler tarafından titizlikle yürütülüyor. Eserin korunarak gelecek nesillere aktarılması için üzerinde çıkan bitkilerin, toz ve egzozdan kaynaklı kirliliğin temizlenmesi için çalışma başlatıldı. Çalışmayla motiflerin, desenlerin üzerinde uzun yıllarda oluşan kirlilikten temizlenerek daha görünür hale getirilmesi, siyahlaşan bölümlerin de renginin aydınlatılması hedefleniyor. Antalya Valiliği Yatırım İzleme Ve Koordinasyon Başkanlığı (YİKOB) tarafından İhlas Haber Ajansı’na yapılan açıklamada, yapı çevresinde temizlik çalışmasına başlandığı kaydedildi.

    YİKOB’un yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verildi:
    “Şu an temizlik çalışması yapılıyor, iskele kurulumu gerçekleşti ve güvenlik önlemleri alındı. İlk etapta yapının dış etkilere açık olarak devam etmesi nedeniyle koruma amaçlı olarak temizlik çalışmalarını yapıp, yapının daha dayanıklı olmasını sağlamak amacımız. Şu an yaptığımız işlem, sadece kapının temizliği ve kimyasal maddelerin taşlara verdiği zararı engellemek. Temizlik çalışmaları biter bitmez aydınlatma çalışması da gerçekleşecek. Restorasyon çalışması bütüncül ele alınması gerektiği için süreye ihtiyacımız var, tek başına Üçkapılar olarak değerlendirildiği zaman doğru bir proje ortaya çıkmayacaktır. Yıl içerisinde proje çalışmalarına başlıyoruz, ardından kapsamlı onarım gerçekleşecek. Sur duvarları ile beraber değerlendirilmesi için bir proje hazırlanması gerekiyor.”

    Hadrian Kapısı (Üçkapılar)
    Roma İmparatoru Hadrianus’un 130 yılında Antalya’yı ziyareti onuruna, kenti çevreleyen sur üzerinde inşa edilen anıtsal zafer takı Hadrian Kapısı, turizm kenti Antalya’nın simge yerleri arasında bulunuyor. ‘Üçkapılar’ olarak da bilinen kapının alt kısmı, 1959’da büyük bir restorasyondan geçirilerek aslına uygun hale getirildi. Kapı, kente gelen yerli ve yabancı tatilcilerin ziyaret edip, fotoğraf çektirdiği yerler arasında bulunuyor.

  • Bursa’nın manevi mekanı yeni binasına kavuşuyor

    Bursa’nın manevi mekanı yeni binasına kavuşuyor

    İsmail Hakkı Bursevi Kur’an Kursu’nun yeni hizmet binasındaki inşaat çalışmaları tüm hızıyla sürüyor. Temeli yaklaşık 2 yıl önce atılan hafız fabrikası diye nitelendirilen külliyedeki inşaat çalışmalarının yüzde 80’i tamamlandı. İçerisinde Kur’an Kursu, yemekhane ve yatakhanelerin bulunduğu projedeki çalışmaların planlandığı tamamlanırken, ücretsiz bir şekilde yatılı olarak eğitim veren külliyeden yetişen hafızlar ise Türkiye’nin önemli yerlerinde görev alıyor.

    Bursa’nın gönül sultanlarından İsmail Hakkı Bursevi’nin Tuzpazarı’ndaki türbesi ve aynı ismi taşıyan caminin avlusunda yer alan Kur’an kursu içinde yer alan hizmet binasının kısa sürede tamamlanmasını bekledikleri külliye 2 bin 720 metrekare alan üzerinde, derslik ve yatakhaneler dışında kütüphane, öğretmen odaları ve yemekhane gibi birimler de yer alacak.

    Böylesine değerli bir manevi mirasın yaşatılması, gelecek nesillere aktarılması adına çok büyük bir önem taşıdığını belirten İsmail Hakkı Bursevi Vakfı Başkanı Mustafa Baykal, “İsmail Hakkı Kur’an Kursu 1951 yılında açıldı bugüne kadar kesintisiz bir şekilde hafızlık eğitimi veremeye devam etti. Bu yıllar içeresinde binlerce hafız yetiştirdi. İsmail Hakkı Kur’an Kursunda hafızlık eğitimi devam ederken 1962-1963 yıllarında Bursa İmam Hatip Okulu da ilk burada, 52 öğrencisiyle açıldı. Daha sonra bizi yetiştiren, okutan, yöneticilerimiz, yüksek İslam enstitüsü ve ilahiyat fakültesinin de açılmasında öncülük ettiler. Bu zaman zarfında birçok hocalarımız geldi geçti. O zamanlar sınıflar koğuş şeklindeydi, sınıflar 40-50 kişilikti. Şimdi İsmail Hakkı Kur’an Kursunu baştan aşağıya yeniliyoruz. Sınıflar 10-15 kişilik yatakhanelerimiz ise 4 kişilik olacak. Bugünkü modern çağa uygun bir eğitim hayatını burada sürdürmeye devam edeceğiz. Yeni inşaatımız yüzde 80’i bitti, geriye kalan yüzde 20’sini de inşallah gelen bağışlarla tamamlayacağız. Vatandaşlarımızdan öğrenci ve maddi destek konusunda desteklerini bekliyoruz” dedi.

    İsmail Hakkı Kur’an Kursu Diyanet İşleri Başkanlığına bağlı olduğunu ifade eden Baykal, “Buradan mezun olan bazı hafızlarımızı, hocalarımızı saymakla bitmez. Eski Kocatepe Camii İmam Hatibi İsmail Coşar, Eski Kocatepe Camii Müezzini Süleyman Arabulan, Eski Sultanahmet Camii İmamı Orhan Baykal, Eski Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Sami Uslu gibi, daha bunlara benzer pek çok hafızımız sadece Diyanet İşleri Başkanlığında değil devletin değişik kademelerinde de başka fakülteleri bitirerek görevlerini sürdürmektedir. Burada okuyan hafızlarımız sadece olarak yetişmiyorlar aynı zamanda kendileri imam hatip tahsili yaparak imam hatip diplomasını da almaktadır. Anadolu insanımızın çocukları burada tamamen ücretsiz eğitim almaktadır. Bütün ihtiyaçları tamamen kursumuz tarafından karşılanmaktadır. Yardımsever tüm kardeşlerimize şükranlarımızı sunuyoruz. Kur’an-ı Kerim’i ezberleyip hafız olan ve dedelerine vefa borcunu ödeyen bütün genç hafız kardeşlerimize de canı gönülden teşekkür ediyorum” şeklinde konuştu.

  • Ayasofya Camii’nde restorasyon

    Ayasofya Camii’nde restorasyon

    Sürekli Vakıflar Tarihi Eserlere ve Çevreye Hizmet Derneği’nin açtığı davanın ardından Danıştay 10. Dairesi, Ayasofya’nın camiden müzeye dönüştürüldüğü 24 Kasım 1934 tarihli Bakanlar Kurulu kararını oy birliğiyle iptal etti. Böylece Ayasofya’da yeniden ibadet etmenin yolu açıldı. 86 yıl boyunca müze olarak kullanılan “fethin sembolü” Ayasofya Camii, 10 Temmuz 2020’de Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın attığı imza ile yeniden ibadete açıldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, İslam dünyasını sevince boğan kararnameyi imzaladı ve bunu sosyal medya hesabından “Hayırlı olsun” notuyla paylaştı. Diyanet İşleri Başkanlığına devredilen Ayasofya Camii, 24 Temmuz 2020’de 86 yıl sonra kılınan ilk cuma namazıyla yeniden ibadete açıldı. Törene Cumhurbaşkanı Erdoğan da katıldı. Bu tarihi ana tanıklık etmek isteyen binlerce kişi de camiye akın etti. Cami avlusu, bahçesi, çevresindeki birçok cadde ve sokak doldu. Açılışa 350 bin kişinin katıldığı açıklanmıştı.

    Ayasofya Camii’nde birkaç nesil sürecek restorasyon çalışmaları devam ediyor

    2020 yılında büyük bir merasimle yeniden ibadete açılan Ayasofya Camii’nde 4 yıl içinde değişimler meydana geldi. Ayasofya-i Kebir Camii Şerifi’nin birkaç nesil sürecek olan restorasyon çalışması yürütülmeye başladı. Yaklaşık bin 487 yaşında olan Ayasofya-i Kebir Camii Şerifi’nde restorasyon çalışmaları çerçevesinde analizler yapıldı. Muhtemel herhangi bir depremde ağır hasar alacağı tespit edilen camide güçlendirme ve restorasyonunun yapılması için bilim kurulu oluşturulmasının ardından ilk etapta Ayasofya Camii’nin bahçesinde bulunan türbelerde restorasyona başlandı. Bahçede bulunan türbelerin dış bölümlerindeki restorasyon çalışmaları tamamlanırken, içerisindeki çalışmaların devam ettiği görüldü. Ayasofya Camii’nin muvakkithanesinde ise restorasyon tamamlanarak, açılışa hazır hale getirildi. Ayasofya’da 2. etap restorasyon çalışmalarına 6 Ekim 2023’te başladı. Restorasyon projesinde yapının dış mekanını oluşturan cephe ve minare gibi alanlarında çalışmalar devam edecek. İlk olarak çalışma alanı için çevre kapama yapıldı ve 2. Beyazıt Minaresi sökümü için onaylı proje doğrultusunda çelik minare platformu imalatı tamamlandı. Minarede Ayasofya Bilim Kurulu ve Koruma Bölge Kurulu kararları doğrultusunda şerefeye kadar söküm yapıldı. Minaredeki alemin sökülmesinin ardından minarenin hasarlı kurşun örtüsü ve altındaki eski keçeler söküldü.

    Ayasofya’nın dijital ikizi çıkarıldı

    Hem Türk vatandaşlarının hem de turistlerin en çok ziyaret ettiği yerlerden biri olan ve dünyadaki en önemli tarihi ve mimari eserler içinde yer alan Ayasofya ziyaretçi yoğunluğu ve iklim etkisiyle zaman içinde yıpranıyor. Kültür ve Turizm Bakanlığı Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından 2022 yılında başlatılan ‘Ayasofya Bütüncül Projesi’ tamamlandı. Proje kapsamında Ayasofya’nın neredeyse her santimetrekaresi tarandı. Yapının dijital bir ikizi çıkarılarak gelecek kuşaklara aktarılmak üzere arşivlendi. Muhtemel bir İstanbul depreminde Ayasofya tamamen yıkılsa bile, yeniden aynı şekilde inşa edilebilecek.

    Ziyaretçi yoğunluğu yüzde 30 azaltıldı

    Ayasofya-i Kebir Camii Şerifi’nde ibadete gelenler ile tarihi camiyi kültürel amaçlı ziyaret eden yabancıların girişleri birbirinden ayrıldı. Uygulamaya giren düzenlemede yabancı turistler giriş için 25 euro ödemeye başladı. Gerçekleştirilen ‘ziyaretçi yönetim planı’ ile birlikte ziyaretçi yoğunluğu yüzde 30 azaltıldı.

    Ayasofya-i Kebir Camii Şerifi havadan görüntülendi

    Yaklaşık bin 487 yaşında olan Ayasofya-i Kebir Camii Şerifi havadan görüntülendi. Görüntülerde, Ayasofya’nın bahçesinde bulunan türbelerin dış bölümlerinde restorasyonun tamamlandığı ve 2. Etap projesi çerçevesinde Kuzey cephedeki duvarı çimentodan arındırmak için iskele kurulduğu görüldü.

    “2024 yılında da alt ve üst kat toplam olarak 4 milyon 500 bin ziyaretçi sayısına ulaşmış durumundayız”

    Ayasofya-i Kebir Camii Şerifi’ni bu yıl 4 milyon 500 bin kişinin ziyaret ettiğini söyleyen Vakıflar Genel Müdürlüğü İstanbul 1. Bölge Müdür Yardımcısı Levent Çetin, “Ayasofya-i Kebir Camii Şerifi açıldığı günden bugüne kadar 2020 ve 2021 yıllarında pandemi nedeniyle ziyaretçi alıyorken pandeminin sona ermesiyle beraber 2022 yılında yaklaşık 13 milyon, 2023 yılında 12 milyon 500 bin ziyaretçi kabul etti. 2024 yılında da alt ve üst kat toplam olarak 4 milyon 500 bin ziyaretçi sayısına ulaşmış durumundayız. Ayasofya Camii’nde bu 4 yıl içerisinde toplam 2 etap olacak şekilde restorasyon çalışmalarına başlandı. 1. etapta Ayasofya Camii bahçesinde bulunan türbelerde restorasyon çalışmaları yürütüldü ve bunlar tamamlanmak üzere. Aynı zamanda Ayasofya Camii ile alakalı ‘bütüncül bir projemiz’ oldu. Bu proje çalışmasında tüm literatür tarandı. Bugüne kadar yazılı basın ve literatürde Ayasofya-i Kebir Camii Şerifi ile ilgili bütün veriler, veri tabanı haline getirildi. Caminin bütün detaylı projeleri, restorasyon projeleri de dahil olmak üzere hazırlanıyor. Bunlarda tamamlanmak üzere. 2. Etap olarak da Ayasofya Camii’nin yapı sağlığı açısından 2. Beyazıt Minaresi ile ilgili çalışmalarımız başladı ve devam ediyor. Burada depremle ilgili bir güçlendirme çalışması başladı. Aynı zamanda camimizin 3 tane cephesinde bulunan çimento bazlı sıva uygulamalarını sökülmesi ve iyileştirilmesiyle ilgili çalışmalarımıza başlandı. Bir cephemizde iskelemiz kuruldu. Devamında da Ayasofya Camii kubbe kurşunlarıyla alakalı çalışmalarımıza başladık. Bunlar yapının genel sağlığının iyileştirilmesi yönünde yapmaya başladığımız çalışmalar. Literatür araştırmaları sonrasında yapılan çalışmalarla Ayasofya Camii’nin bir tane dijital ikizi elimizde var” şeklinde konuştu.

    “Elimizdeki verilerle aylık bazda yüzde 30 civarında bir ziyaretçi sayısı düşüşü görüyoruz”

    Ziyaretçi yönetim planıyla beraber ziyaretçi sayısında düşüş olduğunu belirten Çetin, “Ayasofya-i Kebir Camii Şerifi 10 Temmuz 2020’de Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile 24 Temmuz 2020’de resmi olarak tekrar cami hüviyetine kavuştu. O günden beri Ayasofya Camii’nde ibadetimiz devam ediyor. 15 Ocak 2024 tarihi itibariyle de hem UNESCO’nun hem de bilim kurulumuzun tavsiyeleri üzerine ‘ziyaretçi yönetim planı’ uygulamaya başladık. Bu tarihe kadar sadece Ayasofya’nın ibadet katı ziyaret edilebiliyordu. Ziyaretçi yönetim planıyla beraber cami olarak açılmasından sonraki insan yoğunluğunu biraz daha azaltmayı hedefliyorduk. Bu insan yükünü azalttığımızı düşünüyoruz. Elimizdeki verilerle aylık bazda yüzde 30 civarında bir ziyaretçi sayısı düşüşü görüyoruz. Bu hem camiyi ziyaret edenler hem de ibadet için gelenler açısından daha nitelikli bir Ayasofya-i Kebir Camii Şerifi deneyimi yaşamalarını sağlıyor. Hem de caminin sağlığı açısından fayda sağlıyor” ifadelerini kullandı.

  • Restorasyonu tamamlanan tarihi köprü suya kavuştu

    Restorasyonu tamamlanan tarihi köprü suya kavuştu

    İkizdere çayı üzerine 4 asır önce inşa edilen Çatma Köprü, Aydın’ın Yunan işgali döneminde önemli bir geçiş noktası konumundaydı. Tarihi köprü, 1970 yılına kadar hizmet verdikten sonra bir kısmı yıkıldı. İkizdere Barajı’nın faaliyete geçmesinin ardından İncirliova-Tire yolu güzergahı değiştirilip yol kullanım dışı kalınca tarihi köprü kaderine terk edildi. Uzun yıllar bir çivi dahi çakılmayan tarihi köprü, kış aylarında etkili olan sağanak yağıştan, meydana gelen sellerden hasar gördü.

    Bir bölümü yıkılan tarihi köprünün restorasyonuna 2020 yılında başlandı. Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı tarafından restorasyonu yapılan İkizdere’deki Çatma Köprü vatandaşla buluşturuldu.

    Devlet Su İşleri tarafından dün akşam İncirliova’da vatandaşlara yapılan duyurunun ardından İkizdere Barajı’nın kapakları açılıp çaya su bırakıldı. Restorasyonu tamamlanan köprü de suya kavuştu. Baraj kapaklarının açıldığını duyan vatandaşlar, şehrin sıcağından kaçıp tarihi köprünün altında sular içinde yürüyerek serinledi.

  • 450 yıllık köprünün restorasyonu

    450 yıllık köprünün restorasyonu

    Mimar Sinan’ın ‘şaheserimdir’ dediği köprü hakkında konuşan Tarihçi Zafer Bilgi, “Köprünün restorasyonun bitirilmesi ve bir an önce tarihi şahidenin hem gelecek kuşaklara kazandırılması hem de aynı sağlamlığı ve görkemi bozulmadan onarılması çok önem arz ediyor. Üzerinden Mimar Sinan’ın geçtiğini düşündüğünüzde, siz de tekrar o köprüyü kullandığınızda, sizi alıp tarihin derinliklerine ulaştırabiliyor” dedi. 28 kemerin altına demir kazıkların çakıldığı 450 yıllık köprü, havadan görüntülendi.

    Büyükçekmece’de bulunan Kanuni Sultan Süleyman Köprüsü, İstanbul’u Avrupa’ya bağlayan tarihi ticaret yolu üzerinde yer alıyor. Tarihi köprü, Kanuni Sultan Süleyman’ın emriyle Mimar Sinan tarafından inşa edildi. Kanuni Sultan Süleyman (1520-1566) Zigetvar Seferi’ne çıkarken ordunun, Büyükçekmece Gölü ile denizin birleştiği bu noktadan sandallarla karşıya geçerken zorlanması üzerine buraya köprü yapılmasını emretti. Ancak Kanuni Sultan Süleyman, Zigetvar Kuşatması’nda vefat ettiği için köprü, oğlu 2. Selim döneminde 1567’de tamamlandı. 4 ayrı bölümden ve 28 kemerden oluşan köprü için 40 bin metrekare taş kullanıldı.

    Osmanlı İmparatorluğu’nda baş mimarlık görevinde bulunmuş olan Mimar Sinan’ın inşa ettiği ve üzerinde imzasının yer aldığı tek eser olan Tarihi Büyükçekmece Köprüsü 26 Eylül 2019 tarihinde meydana gelen 5.8 büyüklüğündeki Silivri depreminde hasar aldı. Çökme riskiyle karşı karşıya kalan tarihi köprüde Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı Kara Yolları Genel Müdürlüğü tarafından 2022 yılında restorasyon başlatıldı. Çalışmalarda köprüye ilk olarak demir paravanlar yerleştirilmişti. Mimar Sinan’ın “Eserlerimin içerisinde şaheserimdir” dediği ve restorasyon çalışmalarının devam ettiği köprü, havadan görüntülendi. Görüntülerde, 28 kemerin altına demir kazıkların çakıldığı görüldü.

    “Bataklığın üzerine yapılması hasebiyle Mimar Sinan, ‘şaheserlerimden biri’ diye anlatıyor”
    Restorasyonu devam eden Kanuni Sultan Süleyman Köprüsü’nün tarihini anlatan Tarihçi Zafer Bilgi, “Kanuni Sultan Süleyman’ın yaptırdığı muhteşem köprülerden bir tanesi. Mimar Sinan’ın yaptığı Büyükçekmece Köprüsü diye bildiğimiz bir köprü. Burası 2. Selim döneminde tamamlanıyor. Kanuni Sultan Süleyman ‘Zigetvar Seferi’ne çıkıyor. Bu sefer tarihteki en son seferi diye geçiyor. Artık yaş olarak 70’in üzerindedir. Hükümdarlığında 46. yılıydı. En uzun süre tahta kalan hükümdardı. Orada Roma Dönemi’nden bataklığın üzerinde taşlarla muhkem, ufak bir köprü bulunuyor. Fatih Sultan Mehmed döneminde bu köprü kullanılıyor. Kanuni Sultan Süleyman döneminde ise bu köprünün yenilenmesi gerektiği ortaya çıkıyor. Kanuni döneminde yapımına başlanılan köprü 2. Selim döneminde tamamlandı. Yaklaşık 450 yıllık bir köprü. Burası Mimar Sinan’ın şehri Avrupa’daki ticaret yollarıyla birleştirdiği noktalardan biridir. Bugünkü manada şehre Avrupa’dan geldiğinizde gümrük noktası gibi düşünebilirsiniz. Bugün Boğaz köprüleri nasıl değerliyse, o dönemin Boğaz köprüleri olarak düşünebiliriz. Bataklığın üzerine yapılması hasebiyle Mimar Sinan ‘şaheserlerimden biri’ diye anlatıyor. 28 tane kemeri, dört bölümden sağlam bir şekilde oturtuyor. Akıma karşı, alt ayaklarını piramit şeklinde yapıyor. Akım çok olduğunda üstünden taşacak şekilde de çok korkuluklar yapmıyor. Köprünün tam orta noktasını namazgah olarak ayırıyor. İnsanlara dinlenme, seyir alanı gibi bir alan oluşturuyor. Bunlar Mimar Sinan’ın köprüde yaptığı estetik dokunuşlar. Mimar Sinan ilk kez bir eserinde Yusuf bin Abdullah diye kendini ismini yazmış. ‘Yusuf’ o dönemde mütevazılığından kendi ismi yerine kullanılmış. ‘Abdullah’ta Allah’ın bir kulu manasında yazıldı. Böyle bir imza attığı kayıtlarda geçiyor. Osmanlı’nın aslında yaptığı işi ne kadar sağlam yaptığını gösteriyor. Asırlar sonra hala insanlar üzerinden geçiyor. 450 yıllık bir yapı, onca deprem, onca sel, onca erozyona rağmen bugüne Osmanlı’nın sağlam mimari kültürüyle geliyor” ifadelerini kullandı.

    “Bu köprüler sizi alıp tarihin derinliklerine ulaştırabiliyor”
    Kanuni Sultan Süleyman Köprüsü’nün restorasyonu hakkında konuşan Tarihçi Bilgi, “Köprünün 2022 yılında başlayan restorasyonu hala devam ediyor. Bunun bir an önce bitirilmesi ve bir an önce tarihi şahidenin hem gelecek kuşaklara kazandırılması hem de aynı sağlamlığı ve görkemi hiç bozulmadan onarılması çok önem arz ediyor. Bu aslında yalnızca bir köprü değil, Büyükçekmece Belediyesi’nin bir simgesi de değil. Bunlar aynı zamanda bizim tarihe uzandığımız köprüler. Köprü manevi anlamda da çok kıymetli. Üzerinden Mimar Sinan’ın geçtiğini düşündüğünüzde, siz de tekrar o köprünün üzerinden geçtiğinizde bu köprüler sizi alıp tarihin derinliklerine ulaştırabiliyor. Bu gözle yeni baştan hızlı bir şekilde onarılıp, restore edilip bugüne kazandırılır” dedi.

  • Tarihi çeşmeler restorasyonla hayat buluyor

    Tarihi çeşmeler restorasyonla hayat buluyor

    İmar ve Şehircilik Dairesi Başkanlığı tarafından başlatılan restorasyon çalışmaları ile şehirdeki tarihi çeşmeler özgün yapıları korunarak yenileniyor. İmar ve Şehircilik Dairesi Başkanlığı; Katırpınar, Yeşil ve Tahtalı Kastal Sokak Çeşmelerini restore ederek, onlarca yıl sonra bu çeşmelerden su akmasını sağlayacak. Diyarbakır Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu Müdürlüğü tarafından tescil güncellemesi ve gruplandırma çalışması yapılan çeşmelerde onarım çalışması başladı.
    Sur ilçesi, Özdemir Mahallesinde yer alan Tarihi Katırpınar Çeşmesinde çalışma yürüten ekipler, kumlama işlemi yaparak ve uygun kesme taşlar kullanarak yapıyı aslına uygun bir şekilde yeniliyor. Diyarbakır şehir merkezinde az sayıdaki yuvarlak kemer formlu çeşmeden biri olan Tahtalı Kastal Çeşmede ve dikdörtgen forma sahip düzgün kesme bazalt taş ile inşa edilen Yeşil Sokak Çeşmesinde ise ekipler ön hazırlıklarını tamamladı.
    Günümüzde kullanılmaz durumda olan çeşmelerin, çalışmaların ardından halkın hizmetine sunulacağı belirtildi.

  • Bursa Mevlevihanesi’nin tanıtım programı yapıldı

    Bursa Mevlevihanesi’nin tanıtım programı yapıldı

    Hz. Mevlana 22. Kuşak torunu Esin Bayru Çelebi’nin konuşması

    Hz. Mevlana hayatta olduğu sürece ötekileştirmeme hususunda hep öğüt vermiş ve eserlerinde bu konuyu sıkça işlemiştir. Günümüzde Mevlana Müzesi olarak adlandırıldığımız alanda ilk Mevlevihane kurulmuştur. Bu Mevlevihaneler daha sonra Osmanlı ve Selçuklu dönemlerinde inşa edilmiştir. Bugün tarihimize vefalı bir açılışta hep birlikteyiz. Birçok Mevlevihane’yi restore eden herkese çok teşekkür ederim. Biz Hz. Mevlana ailesi olarak ilgili akademisyenlerle çalışmalarımızı yürütmekteyiz. Bizi üzen birçok şey var ama bunlardan bahsetmek istemiyorum. Bu yanlışı yapanlar da inşallah yaptıkları yanlışlardan vazgeçerler.

    Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş’ın konuşması

    Bursa rüya bir şehirdir. Gecesi ayrı, gündüzü ayrı, yazı, kışı ayrı güzel. Bursa çok güzel bir şehir. Birçok şahir Bursa’nın güzelliklerini anlatmaya çalışmışlar. İçinde nice hazineler saklıyor Bursa. Dün bugün yarın olarak ele alıp planlarımızı yapmak zorundayız. Merkez ve ilçelerimizdeki birçok eseri tamir ediyoruz ve vatandaşlarımıza sunuyoruz. Tarihi hanlar ve çarşılar bölgesinde çalışma yaptık. Bursa 40 yıldır bunu hayal ediyordu ama gerçekleştirimiyordu. Çalışmalarımız devam ediyoruz. Zindan Kapıyı, Tophanede restoreler yaptık. İlçelerimizde de birçok yerde restore yaptık. Türk Dünyasına Bursa’mızı tanıttık. Bu heyecanı kelimelerle anlatmak mümkün değil. 19 buçuk yıl içinde onlarca açılışa vesile olduk. Beni en çok etkileyen yer burası oldu. Farklı işlevler için kullanılmıştır. Şehrimize bir vefa borcu olarak şehrimize kazandırmanın mutluluğunu yaşıyoruz. Sanat faaliyetlerin yürütüldüğü bir mekan olacak. Bursa Mevlevihane’sinin yeniden hayata geçmesi için gönüllü olan arkadaşlarımız var. Hepsine teşekkür ediyorum. Esin çelebi ve ailesine yürekten teşekkür ediyorum. Böyle bir açılışta Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay’ın olmaması olmazdı. Bu akşam bizi kırmadı ve bizimle birlikte oldu. Bu ateş bu heyecan dalga dalga Bursa sokaklarını saracak.

    Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay’ın konuşması

    Bugün burada Hz. Mevlana’nın kadim değerlerini yaşatma konusunda büyük bir adım atılıyor. Vatandaşlarımıza hayırlar getirmesini temenni ediyorum. Büyük bir işe imza atan Alinur Aktaş beyefendiye sonsuz teşekkür ediyorum. Binlerce insanın ruhuna şifa olacağına yürekten inanıyorum. Yaratılanı yaratandan ötürü seven Mevlana Hazretleri çirkinliği güzelliğe tercih etmiştir. Dünyada nice hükümdarlar geçti. Ama hiç biri yürekleri fetheden Mevlana Hazretleri gibi hatırlanmadı. Her dönemin kendine has zorlukları var. Hiç şüphesiz ki zorlukları Mevlana Hazretleri’nin izinden giderek aşacağız. Barış ve dostluk iklimi bu topraklardan dünyaya yayılacaktır.

    AK Parti Bursa Milletvekili Mustafa Varank’ın konuşması 

    Böyle bir anlamlı gecede birlikte olmaktan gurur duyuyorum. Benden önce konuşan çok değerli konuşmacılarımız ifade ettiler. Mühim olan bir kültür oluşturabilmek. Onun için iklimi oluştururken mekanların çok büyük önemi var. Bir Mevlevihane’yi tekrar canlandırıyoruz. Bunun gibi 21 yıldır yaptığımız hizmetlerle gerçekten her anlamda kültürü sanatıyla kalkınmasıyla farklı bir Türkiye’yi oluşturabilmek. Bursa’ya da önemli bir hizmeti kazandırmış oluyoruz. Bu işte emeği geçen herkesi kutluyorum.

  • Türkiye’de ilk defa yapılacak yöntem

    Türkiye’de ilk defa yapılacak yöntem

    Bolu Müzesi bahçesinde bulunan tarihi eserler bakıma girdi. Bahçe içerisinde bulunan tarihi sütun, tarihi eserler ve lahit mezarlar için Ankara Restorasyon ve Konservasyon Bölge Laboratuvarı’ndan ekipler kente geldi. Kırılan, eksik ve topraktan eksik çıkan tarihi sütunlar Restorasyon ve Konservasyon Bölge Laboratuvarı’ndan gelen ekiplerce kontrol edildi. Türkiye’de ilk defa uygulanan, eksik parçayı 3D tarayıcı ile tamamlama yöntemiyle sütunlar üzerinde ekiplerin çalışmaları başladı. 3 boyutlu tarayıcının elde ettiği verilerin neticesinde o sütunlarda eksik parçanın birebir tamamlanmış hali taşlardan kesilerek eklenecek. Bahçe içerisinde eksik parçası olan 30’a yakın sütunda ekipler çalışmalarını 3 ay boyunca sürdürecek. Bolu Müzesi bahçesinde bulunan eserler koruyucu kimyasal uygulanıp uzun ömürlü hale getirilecek.

    “Türkiye’de ilk defa yapılan bir yöntem olan 3 boyutlu tarayıcımızla eksik kısmın bir modelini oluşturuyoruz”

    Ankara Restorasyon ve Konservasyon Bölge Laboratuvarı’nda görevli Uğur Genç, “Burada bir taş eserin replikasını yapmak üzere bulunuyoruz. Taş eserin eksik kısımlarının tamamlanması için taşı taşla tamamlama usulü ile bir çalışma yürüteceğiz. Bunu yapmak için de Türkiye’de ilk defa yapılan bir yöntem olan 3 boyutlu tarayıcımızla eksik kısmın bir modelini oluşturuyoruz. Daha sonra elde ettiğimiz veri ile taş kesimi yaparak aynı yerine monte edeceğiz. Bu şekilde bir bütünlük arz edecek ve eserlerimiz daha sağlam olacak. Bunu bahçedeki tüm diğer eserlerde yapacağız. Çalışmalarımız yaklaşık 3 ay kadar sürecek. Çalışmalarımızın çerçevesinde taşlarımızın temizliğini de yapacağız” dedi.

    “30 eserde bu çalışmalarımızı yürüteceğiz”

    Müze bahçesinde bulunan 30 esere daha bu uygulamanın yapılacağını ifade eden Uğur Genç, “Bolu Müzesinin bahçesinde bulunan 30 eserde bu çalışmalarımızı yürüteceğiz. Daha sonra temizlenmiş olan taşlarında üzerine yine bir koruyucu kimyasal uygulayıp, uzun ömürlü bir temizlik ve koruma sağlamış olacağız” ifadelerini kullandı.

  • Camiler bir bir kapandı, cemaat mağdur oldu

    Camiler bir bir kapandı, cemaat mağdur oldu

    Bursa’nın Gemlik İlçesi’nde bulunan Balıkpazarı Camii’nde çalışmalar, 2021 yılı Mayıs ayında Kültür ve Turizm Bakanlığı Vakıflar Bölge Müdürlüğü tarafından yapılan ihale neticesi törenle başlamıştı. Dönemin Ak Parti Bursa Milletvekili Zafer Işık, Ak Parti İlçe Başkanı Mehmet Şamil Yiğit ve Milliyetçi Hareket Partisi İlçe Başkanı Mehmet Emin Özcanbaz törene katılmıştı. Çalışmaların kısa süre içerisinde tamamlanacağı ve depremde zarar gördüğü için daha önce yıkılan minare dahil tüm projenin bitirilerek, caminin en geç 1 yıl içerisinde ibadete açılacağı sözü verilmişti. Bursa Vakıflar Bölge Müdürlüğü’nün kontrolörlüğünde başlatılan çalışmaların bir yılda tamamlanacağının duyurulmasına rağmen restorasyon çalışması bir türlü tamamlanmadı. Uzun süre çalışmaların durduğu camide, daha sonra Vakıf Katılım Bankası tarafından çalışmalar üstlenildi. Cami çevresinin reklam panoları ile kapatılmasına rağmen, uzun süre geçmesine rağmen herhangi bir çalışma yine gerçekleştirilmedi. Çalışmalar bir türlü tamamlanmayınca, cemaatin müracaatı neticesinde cami avlusuna konulan 20 metrekarelik bir konteynerde, cemaat uzun süredir vakit namazlarını zor şartlarda kılmak zorunda kaldı.


    İkinci Cami’de ibadete kapatıldı

    Balıkpazarı Mahallesi’nde açılmayan cami krizi yaşanırken cemaat, Kayıkhane Mahallesi’nde bulunan Hacı Kerim Camii’de ibadetlerini gerçekleştirmeye başladı. 6 Şubat depremleri sonrası yapılan test sonucu depreme dayanıklı olmadığı gerekçesiyle Mart ayında Hacı Kerim Camii’de ibadete kapatıldı. Hacı Kerim Cami’nin de ibadete kapatılması sonucunda 4 aydır hırsızların uğrak mekânı hâline gelen camiden mikrofon, hoparlör, merkezi ezan sistemi ve birçok elektronik cihazın çalındığı iddia edildi.


    Cemaat mağduriyetin giderilmesini istiyor

    Her iki caminin ibadete kapalı olması sebebiyle Balıkpazarı, Orhaniye ve Kayhan mahallelerinde ikamet eden cemaatin ibadet edebileceği bir cami kalmamış oldu. Kurtuluş Savaşı sonrası kiliseden camiye çevrilerek, bir fetih nişanesi olarak minare de kazandırılan ve Gemlik’in Ayasofyası olarak nitelendirilen Balıkpazarı Camii ve Kayıkhane Mahallesi’nde bulunan Hacı Kerim Camii’nin ne zaman ibadete açılacağı, Gemlik cemaati ve kamuoyu tarafından merakla bekleniyor.