Etiket: risk

  • 16 haneli mahalle heyelan riski nedeniyle boşaltıldı

    16 haneli mahalle heyelan riski nedeniyle boşaltıldı

    Artvin’in Arhavi ilçesinde yoğun yağışlar nedeniyle yollarında ve evlerinde çatlaklar oluşan Dereüstü köyünün 16 haneli Aşağı mahallesi tedbir amaçlı boşaltılıyor. Köy girişinde bekleyen jandarma ekipleri, köye giriş-çıkışları yasaklarken, cami hoparlöründen yapılan anonslarla mahallenin tahliye edilmesi istendi.

    Yoğun yağışlar Doğu Karadeniz Bölgesi’nde etkisini sürdürüyor. Yağışlar özellikle Rize ve Artvin’in sahil kesimlerinde etkili olurken, Artvin’in Arhavi ilçesinde yağışlar sel ve heyelan riskini de beraberinde getiriyor. Heyelan riskinin yüksek olduğu belirtilen ilçenin Dereüstü köyünün Aşağı Mahallesi’nde yaşayan vatandaşların can güvenliği için tedbir alındı. Jandarma ekipleri köyün girişinde önlem alarak giriş-çıkışları yasakladı ve anonslarla köy halkının evlerini boşaltmalarını istedi.

    Mahalle hızla tahliye edilirken, jandarma ekipleri köylülerin güvenli bir bölgeye yerleşmelerine yardımcı oldu. Yetkililer, köydeki toprak kayması riskinin devam ettiğini ve güvenlik önlemlerinin sürdürüldüğünü açıkladı.

    Dereüstü Köyü Muhtarı Tamer Yılmaz, yaptığı açıklamada “Aşırı yağışlardan dolayı köyümüzde çatlaklar oluşmaya başladı. Zaten heyelanlı bölge idi. Yağmurda şiddetini artırınca bu çatlaklıklar açılmaya başladı. AFAD yetkililerine haber verdik. Jandarma tarafından köyün giriş kesildi. Tedbir amaçlı mahalleye kimseyi sokturmuyoruz. Tahliye ettik vatandaşlarımız evlerinden çıkardık. Ana yollarımızda evlerin içinde çatlaklıklar oluştu. Zeminde oynama var, elektrik telleri kopmaya başlandı. Köyümüz 90 haneli, bu heyelanlı bölgede 16 hane bulunuyor” dedi.

  • Yüksek gerilim hattında mücadele

    Yüksek gerilim hattında mücadele

    Muş’ta şehirlerarası elektrik aktarımını sağlayan yüksek gerilim hattında bakım çalışması yürüten işçiler, metrelerce yükseklikte tel ve direklerin üzerinde birçok riski göze alarak ekmek mücadelesi veriyor.
    Şehirlerarası elektrik akımını sağlayan yüksek gerilim hattında örümcek adamı andıran görüntüleri ile dikkat çeken 15 işçi, sabahın ilk ışıklarıyla işbaşı yapıyorlar.

    Sepetlerin içinde dengede durarak çalışmalarını sürdüren işçiler, her gün birçok riski göze alarak geçimlerini sağlamaya çalışıyor. Zorlu şartlara rağmen işlerini özveriyle sürdüren işçiler, yüksek gerilim hattının güvenli bir şekilde hizmet vermesi için büyük çaba gösteriyor. İşe başlamadan önce gerekli güvenlik önlemlerini alan işçiler, metrelerce yükseklikteki tel ve direklere kanca ile bağladıkları sepetin içinde riskleri göze alarak yüksek gerilim hattında onarım ve bakım çalışmalarını sürdürüyor.

    Enerji nakil hattı çalışması yapan firmanın ekip şeflerinden Gürkan Özmen, metrelerce yükseklikte kancaya bağlı sepetin içinde ekmek mücadelesi verdiklerini söyleyerek, “Burada 15 kişilik bir ekip olarak çalışıyoruz. İki gün önce de Ağrı’dan geldik. Orada da 6 günlük bir çalışma yaptık. Şehirlerarası enerjiyi daha aktif hale getirmek, daha verimli elektrik vermek için bu çalışmaları yapıyoruz. Burası düz arazi, burada rüzgâr ve buzlanma çok oluyor.

    Kesintisiz enerji nakli için tellere ağırlık takıyoruz. Vardiya sistemiyle çalışıyoruz, öğlene kadar bir ekip öğleden sonra bir ekip çalışıyoruz. Yoruldukça dinleniyoruz, işimiz zor. Ekmeğimizin peşindeyiz. Ekmeğimiz bir kancanın ucunda. Önce emniyetimizi alıyoruz sonra çalışıyoruz. Herkes edebildiği kadar çalışmaya çalışıyor.

    Paramızı helal yoldan kazanmaya çalışıyoruz. Burası düz arazi olduğu için yerden yüksekliği 25-30 metre, bazen dağlık ve vadilerde çalışıyoruz ve yükseklik 60-70 metreyi buluyor. O zaman biraz zor ve korkutucu oluyor. Ama halkımız için çalışıyoruz. Halkımızın daha iyi elektrik alabilmeleri için çalışıyoruz. Yerden 50 metre yükseklikte sepetin için de ekmek mücadelesi veriyoruz” dedi.

  • Çığ riski nedeniyle Van-Hakkari karayolu ulaşıma kapatıldı

    Çığ riski nedeniyle Van-Hakkari karayolu ulaşıma kapatıldı

    Van-Hakkari karayolu üzerindeki Güzeldere Geçidi bölgesine dün akşam saatlerinde çığ düşmüştü. Düşen çığ nedeniyle yolda seyir halindeki 30 AAD 949 plakalı yolcu minibüsü, kar yığınlarıyla sürüklenerek şarampole yuvarlanmış, olayda ise 1 kişi hayatını kaybederken 12 kişi de yaralanmıştı.
    Van-Hakkari karayolunun Güzeldere Geçidi’nde meydana gelen çığın ardından karayolları ekipleri çalışmalarını sürdürüyor. Bugün sabah saatlerinde kontrollü şekilde açılan yolda çığ riskinin devam etmesi üzerine saat 18.00’den sabah 07.00’ye kadar araç trafiğine kapatıldı.

  • Dolgulu yapılaşma risk oluşturuyor

    Dolgulu yapılaşma risk oluşturuyor

    1990 yıllarda başlayan ve 2000’li yıllarda biten Karadeniz Sahil Yolu’nun ardından Karadeniz Bölgesi’nde kıyılarda yapılaşma arttı. Denizde dolgu yapılarak inşa edilen sahil yolu ile birlikte gelen yoğun yapılaşma riski beraberinde getirdi. Doğal kumsal şeridi ile ünlü bölgenin dolgular ile birlikte kaybolan sahil şeridi yerini yüksek katlı binalara bıraktı. Trabzon’da sahil şeridinin yaklaşık yüzde 86’sı yapılan dolgular nedeniyle kaybolurken, uzmanlar dolgu alanına yapılacak Gülcemal Projesindeki tehlikeye dikkat çekti.

    Trabzon’un kıyıya müdahaleler konusunda oldukça kötü durumda olduğunu belirten KTÜ İnşaat Mühendisliği Bölümü Hidrolik Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ömer Yüksek, “Kıyılar ya da herhangi bir doğal yapıya iki açmazımız var. Birincisi oradan yararlanmak diğeri de onu korumak. İkisi birbiriyle çelişiyor. Hiç mi müdahale etmeyelim? Hayır. Bazen bu gerekli olabilir yapılaşma yapmak lazım. Kıyı kanunu diyor ki? Kıyılarda ancak kıyıdan başka yerde yapılması mümkün olmayan liman, tersane, çekek yeri gibi yapılar yapılır yol yapılır demiyor. Stat yapılır demiyor. Akyazı stadı sıkıntı yok ama orada yanlış bir iş yaptık. Dolayısıyla son derece kontrolsüz ve maalesef söylemek durumundayım kıyı kanununa aykırı uygulamalar yapılıyor. Bunların önemli kısmında devlet kurumları yapıyor. Bunun yanı sıra özel sektör Yomra’dan örnek veriyorum 30 katlı otel yapılmış. Bu hem kıyı kanununa aykırı hem orada zemin problemi var. Dolayısıyla kıyıya müdahaleler konusunda oldukça kötü durumdayız. Her tarafa T’ler serpiştirdik aslında bu bizim önerimizdi ama biz şunu demedik her yere T yapın öyle bir şey demedik. Projesi nereden ne büyüklükte hangi aralıkta yapılacak diye ona bakmak lazım ona göre yapmak lazım. Bir kısmı iyi çalışıyor kum tutma açısından bir kısmı da çok iyi değil” dedi.

    “En büyük sorun halkın kıyıyla ilişkisini kesmesi” diyen Yüksek, “Büyük dalgalar gelirse yıkılırlar, kıyı erozyonuna yol açar kirliliklere yol açabilir. Halkın kıyıyla ilişkisini kesmesi belki en büyük sorun o. Trabzon’da denize girmek için ta nerelere gitmek gerekiyor. En büyük sorun halkın kıyıyla ilişkisini kesmesi. Trabzon Havalimanı büyütülmesi çalışmalarında ise çevresel etkisini çok iyi dikkat etmek lazım. Başka kıyılara ne zararı olduğunun araştırılması gerekiyor. Mesela Gülcemal dolgusu var çok kötü. Onunla ilgili görüşlerimizi bildirdik. Trabzon Havalimanının pisti deniz doldurularak yapılacak. Yapısal önlemler alınırsa umarın ve dilerim ki iyi bir proje olur” ifadelerini kullandı.

  • ‘Diyabet bunama riski oluşturabilir’

    ‘Diyabet bunama riski oluşturabilir’

    Dünyadaki en sık rastlanan rahatsızlıklar arasında yer alan ‘diyabet’ nörolojik rahatsızlıklarda ortaya çıkarabiliyor. Şeker hastalığı olan kişilerin düzenli kan şekeri kontrolleri yapılması gerektiğinin altını çizen  Nöroloji Bölümünden Uzm. Dr. Adem Akkurt, önemli uyarılarda bulundu.

    Bunama deyince akla ilk gelenin Alzheimer hastalığı olduğunu ifade eden  Uzm. Dr. Adem Akkurt, “Bu kanaatin oluşmasında ki en büyük etken Alzheimer hastalığının bunama çeşitleri içinde en büyük sınıfı oluşturması olarak görülebilir. İkinci sıklıkta görülen bunama çeşidi ‘vasküler demans’ olarak adlandırılan damarsal bunama hastalığıdır. Burada tıkanan damarlar beynin küçük kılcal damarları olduğu için tıkandığı süreçte bulgu vermez. Buradaki risk faktörü damarsal tıkanmaya neden olan tüm etkenler. Bu etkenler içinde tansiyon yüksekliği ve diyabet hastalığı diğer damar tıkanıklığı nedenlerinde olduğu gibi ilk sırayı almaktadır” dedi.

    “Kan şekeri kontrolü önemli”

    Dr. Akkurt, damarsal bunama hastalığı için diyabet kesin risk faktörü olarak görülmekle beraber son çalışmalarda diyabetin Alzheimer açısından da risk faktörü olduğu yönündeki görüş güçlendiğini ifade ederek şunları söyledi:
    “Hatta Colombia Üniversitesi’nde yapılan bir çalışmada diyabeti olan Alzheimer hastalarında kan şekeri kontrolü iyi olmayan hastalarda Alzheimer hastalığının seyrinin daha kötü olduğu gösterilmiştir. Sonuç olarak kesin tedavisi olmayan Alzheimer hastalığını elimizdeki tedavi seçenekleri ile hastalığın ilerleme hızı yavaşlatılabiliyor. Bu yavaşlatmaya katkıda bulunmak için ve bunama hastalığına yakalanma riskini azaltmak için kan şekeri kontrolünün sağlanması gerekir.”

  • Şah damarı tıkanıklığında riskli yaşlar

    Şah damarı tıkanıklığında riskli yaşlar

    Kardiyoloji Uzmanı Uzm. Dr. Mutlu Çiçek, şah damarı tıkanıklığı (Karotis Arter) hastalığı hakkında önemli bilgiler verdi. Hastalığı tetikleyen faktörler hakkında bilgi veren Uzm. Dr. Mutlu Çiçek, “Karotis arterler, boynunuzun her iki yanında bulunan ve şah damarı olarak bilinen atardamarlardır. Karotis arterler, kalpten çıkan temiz kanı baş bölgesine ve beyine ileten arterlerdir atar damarlardır. Karotis arterler daraldığı zaman, tek taraflı güç kaybı, geçici görme kaybı, konuşma bozukluğu olabilmektedir” diye konuştu

    Şikayetler

    Vatandaşların bazı şikâyetler karşısında bir hekime başvurması gerektiğini söyleyen Dr. Mutlu Çiçek, “Damar tıkanıklığını etkileyen damar sertliğinin (ateroskleroz) gelişinde rol oynayan bazı faktörler olmaktadır. Hastanın sigara içmesi, ailesel yatkınlık, kötü huylu kolesterolün yüksek olması, trigliserid düzeylerinin yüksek olması, insülün direnci ve şeker hastalığı gibi glukoz düzeyinin yüksek seyrettiği hastalıklar, hareketsiz bir hayat tarzı, bu gibi durumlar damar sertliği sürecini hızlandırabilmektedir. Bu ve bunun gibi benzer şikayetleri olan hastaların en kısa zamanda bir hekime başvurmaları gerekiyor” şeklinde konuştu.

  • Kuşadası’nda riskli yapılara geçit yok

    Kuşadası’nda riskli yapılara geçit yok

    Kuşadası Belediyesi çarpık yapılaşmayı engellemek ve risk altındaki yapıları ortadan kaldırarak sağlıklı ve güvenli yapılaşmanın önünü açmak amacıyla yürüttüğü çalışmalar kapsamında Hacıfeyzullah Mahallesi Mahmut Esat Bozkurt Caddesi üzerinde bulunan bir binanın yıkım işlemini daha gerçekleştirdi.

    Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından 6306 Sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkındaki Kanun Kapsamında ‘Riskli’ olarak tespit edilen yapı, Kuşadası Belediyesi Yıkım İşleri Müdürlüğü ekipleri tarafından gerekli güvenlik önlemleri alınarak kontrollü bir biçimde yıkıldı.

  • Bursa’daki 1 milyon kişi risk altında

    Bursa’daki 1 milyon kişi risk altında

    Basın mensuplarıyla bir araya gelen Yapı Denetim ve Deprem Mühendisleri Derneği Bursa Temsilcisi Serkan Işık, bugüne kadar yaptığı çalışmalar ve tecrübeleriyle AK Parti’den Osmangazi Belediye Başkan aday adayı olduğunu açıkladı. Işık, “Kahramanmaraş merkezli 11 ili etkileyen depremin bizlere yapı stokumuzun sağlamlaştırılması gereğini çok acı bir şekilde gösterdi. Unutmamalıyız ki korkulan Marmara depremi için de, çanlar iyice çalmaya başladı. Bursa’da felaketin nefesini ensemizde hissettiğimiz şehirlerin başında gelmektedir. Bursa’da yaşanan 1855 yılında 40 gün arayla meydana gelen depremin üzerinden 1,5 asırdan fazla zaman geçti. Emsallerimize baktığımız zaman büyük depremler 150-200 aralarla oluşmaktadır. 1855 yılında meydana gelen 7,5 ve 7 şiddetinde olan depremde Bursa’nın nüfusu 33 bindi. Ancak şimdi ise 3,5 milyon nüfustan bahsediyoruz” diye konuştu.

    “Osmangazi için topyekûn bir dönüşüme ihtiyaç var”

    Türkiye’nin yaşadığı bu büyük depremler sonrasında karşılaştığı manzaranın vahameti düşünüldüğünde, önceliğimiz acil kentsel dönüşüm hamlesi olduğu sonucuna varıyoruz. Bursa’da yapılacak söz konusu dönüşüm ise eski yerleşim yerlerini bünyesinde barındıran Osmangazi ilçesinden başlamalıdır. İlçedeki yapılaşmanın yüzde 70’i meydana gelecek bir depremde yıkım tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu değerlendiriyoruz. Osmangazi ilçesinin topyekûn bir dönüşüm hamlesine ihtiyacı vardır” dedi.

    “Osmangazi’deki eski yapıların yüzde 60’ını 3 yılda dönüştüreceğiz”

    Osmangazi ilçesindeki yapıların yenilenmesinin nasıl aşılacağının formülünü tekrar tekrar gözden geçirdiklerini belirten Işık, “Görev verildiği takdirde Osmangazi eski yapıların yüzde 60’ını vatandaşların de memnuniyetini göz önünde bulundurarak 3 yıl içerisinde yenileyeceğimizi taahhüt ediyorum. Yıllardır üzerinde çalıştığım planlarımızı harekete geçirmek için kadim şehir şehir Bursa’nın kalbi Osmangazi ilçesine hizmet etmek istiyorum. Bu yolda Türkiye 100 yılı misyonu ile kalkınma hamlesini sürdüren AK Parti’nin bir gönüldeşi olarak sizlerin huzurundayım. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın önderliğinde, Türkiye çapında başlatılan kentsel dönüşüm hamlesine katkı sunmak için Osmangazi İlçe Belediye Başkanlığı görevine talibim. AK Parti’den Osmangazi İlçe Belediye Başkan aday adayı oldum” şeklinde konuştu.

    “Bursa’daki 1 milyon kişi risk altında”

    Osmangazi’de en büyük tehlikenin yapı stokunun eski olduğu bölgelerin olduğunu ifade eden Işık, “Oluşabilecek bir Marmara depreminde İstanbul ve Bursa en büyük yarayı alacak diyorlar. Ama Bursa’da da en büyük yarayı alacak yerler eski yerleşim yerleridir. Bu bölgenin de Osmangazi ilçesinde olduğunu görüyoruz. Hiçbir zaman bu bölge kendini yenileyemiyor. Bu atıllaşmışlığa kimse gelip de yatırım yapmak istemiyor. Bunun bir şekilde planlanıp daha hızlanması gerekiyor. 31 Aralık 2022 tarihinde 96 milyon metrekare yeni yapılaşmanın olduğu açıklandı. Bu da takribi 1 milyon 400 bin nüfusa tekabül ediyor. Eğer biz Bursa’nın 3 milyon 200 bin gibi bir nüfusundan bahsediyorsak. Yaklaşık 1 milyon kişi risk altında demektir” dedi.

    “Rezerv alanlara taşıyarak dönüşümü sağlayacağız”

    Osmangazi bölgesinde en öncelikle dönüşüm yapılması gereken yerin Altıparmak ve Çarşamba mahallesi olduğunu herkes konuştuğunu ifade eden Işık, “Bitişik nizamda ortalama 5 ve 8 kat olan binalar yer almaktadır. Dönüşümde fazla da yükseltemeyeceğimiz bir alandan bahsediyor. Bundan dolayı herkesin bu bölgenin kentsel dönüşümünün hayal olduğunu düşünüyor. Ancak hayal değil, gerçek olabilir. Bu alandaki insanların rezerv alanlara taşınarak oradaki hareket alanını sağlayıp özel sektörü buraya yatırım için sokabiliriz. Hazine arazilerinin tekrar imarlaşması, özellikle ulaşım ve alt yapısı tamamlanmış bölgeler çok önemlidir. Örneği Şehir hastanesi bölgesinde metro, ulaşım, altyapı tamamlanmış durumda. Buradaki hazine arazilerinin değerlendirilmesi gerekiyor. Kentsel dönüşüm 3 şekilde yapılır. Ya kamulaştırıp sıfırdan yapılır. Müteahhittin kazanç sağlayacağı bir sistem kurarsınız. Ya da bir rezerv alan oluşturup kalanların olduğu yerde kentsel dönüşüme devam edersiniz” diye konuştu.

  • Kanser riskini azaltmanın yolları

    Kanser riskini azaltmanın yolları

    Kanser vakalarının bir kısmı genetik faktörlerden ortaya çıkarken, büyük bir kısmı ise çevresel faktörlere bağlı olarak görülüyor.

    Çevresel faktörlerden beslenmenin kanser üzerinde etkisi olduğunu söyleyen Beslenme ve Diyet Bölümü’nden Dyt. Sena Çelik, “Kanser riskini azaltmaya yardımcı olabilecek sağlıklı besinler ve besin maddeleri vardır. Bunlar, antioksidanlar, lif, vitaminler ve mineraller gibi kansere karşı koruyucu özelliklere sahip olabilirler” dedi.

    Dyt. Sena Çelik, kanser riskini azaltmaya yardımcı olacak besinleri şöyle sıraladı:

    “1. Meyve ve sebzeler: Renkli meyve ve sebzeler, antioksidanlar (örneğin C vitamini, beta-karoten) ve lif bakımından zengindir. Özellikle yeşil yapraklı sebzeler, turunçgiller, havuç, domates, brokoli gibi besinler kansere karşı koruyucu etkilere sahiptir.
    2. Tam tahıllar: Tam buğday, yulaf, esmer pirinç gibi tam tahıl ürünleri yüksek lif içerir ve sindirim sistemi sağlığını destekler. Kolon kanseri riskini azaltabilirler.
    3. Protein kaynakları: Tavuk, hindi, balık, fasulye, nohut, mercimek gibi düşük yağlı protein kaynakları tercih edilmelidir. Kırmızı et ve işlenmiş etler yerine bu protein kaynakları önerilir.
    4. Yağlar: Sağlıklı yağlar, zeytinyağı, avokado, ceviz gibi yağlı balıklar (örneğin somon) gibi kaynaklardan alınmalıdır. Bu yağlar, anti-inflamatuar özelliklere sahiptir ve kanser riskini azaltabilirler.
    5. Balık: Omega-3 yağ asitleri açısından zengin balıklar, özellikle meme, prostat ve kolon kanseri riskini azaltabilir.
    6. Turunçgiller: Portakal, mandalina, limon gibi turunçgiller C vitamini içerir ve antioksidan özelliklere sahiptir.
    7. Sarımsak ve soğan: Sarımsak ve soğan, antioksidan özelliklere sahip bileşenler içerir ve kanser riskini azaltabilirler.“

    Doymuş yağlardaki tehlike

    Doymuş yağların, kırmızı ve işlenmiş et ürünlerinin, aşırı kilonun, alkol tüketiminin kanser riskini artırabileceğini söyleyen Dyt. Çelik, şöyle devam etti:
    “Yüksek miktarda doymuş yağ tüketimi, özellikle meme, prostat ve kolon kanseri riskini artırabilir. Bu nedenle, sağlıklı yağlar olan zeytinyağı, avokado ve balık gibi yağları tercih etmek önemlidir. Ayrıca bazı çalışmalar, yüksek miktarda kırmızı et ve işlenmiş et tüketiminin kolon kanseri riskini artırabileceğini göstermektedir. Bu nedenle, bu tür etleri sınırlamak veya daha sağlıklı protein kaynaklarına yönelmek önerilir. Bunun yanında aşırı kilo ve obezite de birçok kanser türü ile ilişkilendirilmiştir. Düzenli egzersiz yapmak ve sağlıklı bir diyet uygulamak, kilo kontrolünü sağlayabilir ve kanser riskini azaltabilir. Aşırı alkol tüketimi de bazı kanser türleri, özellikle ağız, boğaz, yemek borusu, karaciğer ve meme kanseri riskini artırabilir. Alkol tüketimini sınırlamak veya hiç tüketmemek
    kanser riskini azaltabilir.”

    “Her kanser türündeki beslenme planı farklıdır”

    “Kanserli hastaların tüketmemesi veya sınırlı miktarda tüketmesi gereken bazı besinler ve besin maddeleri vardır” diyen Dyt. Sena Çelik, “Bu besinler kanser tedavisi sırasında veya sonrasında bazı olumsuz etkilere neden olabilir veya kanserin yayılmasını teşvik edebilir. Ancak unutmayın ki her kanser vakası farklıdır ve beslenme önerileri, hastanın genel sağlık durumu, kanserin türü ve tedavi planına göre değişebilir. Tedavi sürecinde ve sonrasında sağlık profesyonellerinin önerilerine uymak önemlidir” şeklinde konuştu.

    Kanser hastaları bu besinlere dikkat

    Kanserli hastaların işlenmiş gıdalardan, fast-food ürünlerden, cipslerden kaçınması gerektiğinin altını çizen Dyt. Çelik, “Yüksek şekerli besinler ve içecekler, hızlı bir şekilde kan şekerini yükseltebilir ve kanser hücrelerinin büyümesini teşvik edebilir. Bu nedenle, rafine şeker içeren ürünlerden uzak durmalı ve şekerli içeceklerden kaçınılmalıdır. Alkol, yüksek tuzlu gıdalar, trans yağlardan da uzak durulmalıdır. Bunun yanında bazı kanser türlerine yakalanan hastalar süt ve süt ürünlerindeki laktozu sindiremeyebilir. Bu nedenle süt ve süt ürünlerini tolere edemeyen kanser hastaları alternatif sütler (badem sütü, soya sütü) veya laktozsuz ürünler tercih etmelidir. Ayrıca kafein içeren içecekler bazı kanser türlerinde aşırı tüketilmemelidir. Kanserli hastaların beslenme ihtiyaçları, genel sağlık durumlarına ve tedavi planlarına bağlı olarak değişebilir. Bu nedenle bir onkolog veya beslenme uzmanıyla işbirliği yaparak kişiselleştirilmiş bir beslenme planı oluşturmak en iyisi olacaktır. Ayrıca yeterli beslenme ve vücut ağırlığını koruma veya kazanma önemlidir, çünkü kanser tedavisi sırasında kilo kaybı ve beslenme sorunları sıkça görülebilir” dedi.

  • Genç yaşlarda kalp krizi arttı

    Genç yaşlarda kalp krizi arttı

    Uzmanlar, genç yaşlarda kalp krizinin arttığına dikkat çekiyor. Mardin Artuklu Üniversitesi Tıp Fakültesi Kardiyoloji Bölümü Doktoru Fethullah Kayan’a göre, kalp krizi riskini artıran faktörler arasında sigara, alkol ve madde bağımlılığı gibi kötü alışkanlıklar yer alıyor. Ayrıca, yaş, hipertansiyon, kontrolsüz diyabet, yüksek kolesterol düzeyleri, ailesel genetik yatkınlık da kalp krizi riskini etkileyen faktörler arasında bulunuyor.

    Kalp krizinin belirtileri arasında göğüs ağrısı, çene, sol kol ve sırtta yayılan ağrılar, nefes darlığı, bulantı, kusma ve soğuk terleme bulunmaktadır. Özellikle 45 yaşın üzerindeki kişilerin bu tür semptomlarla karşılaştıklarında derhal acile veya ilgili bir sağlık birimine başvurmaları önerilmektedir.

    Covid-19 aşısının kalp krizi riskini arttırdığına dair bilimsel veriler bulunmamaktadır. Genç yaşlarda kalp krizlerinin artışıyla aşı arasında doğrudan bir ilişki tespit edilmemiştir. Bu nedenle aşı olmayan kişilere aşı olmaları önerilmektedir, çünkü aşının kalp krizi riskine olumsuz bir etkisi olduğuna dair kanıtlar yoktur.