Etiket: rusya

  • Rusya kontrolündeki bölgelerde referandum

    Rusya kontrolündeki bölgelerde referandum

    Rusya ve Ukrayna arasındaki çatışmalar 7 aydır devam ederken, Rusya’dan savaşı derinleştiren yeni bir adım geldi. Daha önce Rus yanlısı ayrılıkçıların kontrolünde bulunan ve savaş sonrası Rusya’nın hakimiyetinin arttığı sözde Donetsk ve Luhansk halk cumhuriyetleri ile Zaporijya ve Herson bölgelerinde referandum düzenleniyor. Batı ülkeleri ve Ukrayna tarafından yasadışı olduğu gerekçesiyle kınanan referandumda halk, bölgelerinin Rusya’nın bir parçası olmasını isteyip istemediklerini yanıtlamak üzere oy kullanıyor.

    TSİ 08.00’de sandık başına giden bölge sakinleri bazı sandıklarda uzun kuyruklar oluştururken, Donetsk’te 1 buçuk milyon, Luhansk’ta yaklaşık 1 milyon, Zaporijya’da 500 bin ve Herson’da 750 bin kişinin oy kullanma hakkı bulunuyor. Yerel kaynaklar tarafından yapılan açıklamaya göre, seçim görevlileri güvenlik gerekçeleri nedeniyle ilk 4 gün boyunca oy pusulalarını evlere götürecek. Kırsal bölgelere sandık kurulmazken, seçmenler yerleşim bölgelerinde kurulan sandıklarda oylarını kullanabilecek. Ayrıca savaştan kaçanlar için de Rusya’da yaklaşık 200 sandık kurulduğu belirtildi.
    Rus ordusu ve bölgelerdeki silahlı güçler, saldırı ihtimaline karşı güvenliği en üst seviyeye çıkardı. Beş gün sürecek oylama, haftaya salı günü sona erecek.

    Rusya Devlet Başkanı Putin, çarşamba günü ülkede kısmi seferberlik ilan etmişti. Rusya Savunma Bakanı Sergey Şoygu, kısmi seferberlik doğrultusunda 300 bin yedek askerin çağrılacağını açıklamıştı.

  • BM’den Türkiye’ye mahkum takası teşekkürü

    BM’den Türkiye’ye mahkum takası teşekkürü

    Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres, BM Güvenlik Konseyi’nde yaptığı konuşmada Dün Ukrayna ile Rusya arasında 250’den fazla savaş esirinin takas edildiği haberini sevindirici bir gelişme olarak nitelendirek, “Bu anlaşmanın sağlanmasındaki rolleri için Türkiye’ye teşekkür ederim” dedi.
    BM Güvenlik Konseyi’nde “Ukrayna’da Barış ve Güvenliğin Korunması” başlığıyla gerçekleşen toplantıda konuşan BM Genel Sekreteri Antonio Guterres Ukrayna-Rusya savaşına dair önemli açıklamalarda bulundu. Yaklaşık 7 aydır devam eden savaşta tarif edilemez acılara tanık olunduğunu belirten Guterres, “Son gelişmeler tehlikeli ve rahatsız edici. Bir zamanlar düşünülemez olan nükleer çatışma fikri, bir tartışma konusu haline geldi. Bu kendi içerisinde tamamen kabul edilemez. Nükleer silaha sahip tüm devletler, nükleer silahların kullanılmamasını ve aşamalı olarak ortadan kaldırılmasını yeniden taahhüt etmeli” dedi.

    “Referandum, BM Sözleşmesi ve uluslararası hukukun ihlalidir”
    Ukrayna’da 2014 yılında başlayan iç savaşın ardından 2015’te tek taraflı olarak bağımsızlığını ilan eden, Rusya’nın resmen tanıdığı Donetsk ve Luhansk bölgelerinin, Rusya’ya bağlanma konusunda referandum düzenleme kararı almasıyla ilgili de konuşan Guterres, “Ukrayna’nın şu anda hükümet kontrolü altında bulunmayan bölgelerinde sözde “referandum” düzenleme planlarına ilişkin haberler beni derinden endişelendiriyor. Bir devlete ait toprakların, başka bir devlet tarafından kuvvet kullanımıyla ihlak edilmesi, BM Sözleşmesi ve uluslararası hukukun ihlalidir” açıklamasında bulundu.

    “İzyum’daki son gelişmeler oldukça rahatsız edici”
    Geçtiğimiz günlerde İzyum’da bulunan toplu mezarlar hakkında açıklamalarda bulunan Guterres, “İzyum’daki son gelişmeler oldukça rahatsız edici. Tüm bu iddialar, hesap verebilirliği sağlamak için kapsamlı bir şekilde soruşturulmalıdır. Mağdurlar ve aileleri adalet, çözüm ve tazminat hakkına sahiptir. Uluslararası suçlarda cezasızlığın sona erdirilmesi de esastır. Buradaki durumda Uluslararası Ceza Mahkemesi etkin hesap verilebilirliği sağlamak adına önemli bir role sahiptir. Mahkeme savcısı Ukrayna’daki durum hakkında bir soruşturma başlattı” ifadelerini kullandı.

    “Dünya nükleer bir felaketi kaldıramaz”
    Rusya ile Ukrayna’nın sürekli birbirini suçladığı Zaporijya Nükleer Santrali’ndeki durumun endişe verici olduğunu da söyleyen Guterres, “Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA), tesisin ve çevredeki alanların güvenliğini sağlamak için alınacak önlemler konusunda ilgili tüm taraflarla istişarelerde bulunuyor. UAEA’ya çalışmaları için teşekkür ediyorum. Fabrikadaki varlığı önemli bir caydırıcıdır. Nükleer tesislere yönelik tüm saldırılar sona ermeli.Nükleer altyapıya yönelik herhangi bir hasar, kasıtlı olsun ya da olmasın, hem tesisin çevresindeki hem de çok uzağındaki insanlar için korkunç sonuçlar doğurabilir. Dünya nükleer bir felaketi kaldıramaz” dedi.

    “Türkiye’nin de desteğiyle, Ukrayna limanlarından ihracatın yeniden başlamasını sağlayan anlaşmaya varıldı”
    Dün Ukrayna ile Rusya arasında 250’den fazla savaş esirinin takas edildiği haberini sevindirici bir gelişme olarak nitelendiren Guterres, “Her iki tarafı da tebrik ediyorum. Bu anlaşmanın sağlanmasındaki rolleri için Türkiye ve Suudi Arabistan hükümetlerine de teşekkür ediyorum. Ayrıca Temmuz ayında Türkiye hükümetinin de desteğiyle, Ukrayna’nın 3 Karadeniz limanından gıda ve gübre ihracatının yeniden başlamasını sağlayan önemli bir anlaşmaya varıldı. O zamandan beri, 3 kıtadaki 29 ülkeye 4,3 milyon metrik tondan fazla gıda taşındı. Bu, Afganistan, Afrika Boynuzu ve Yemen halkı için ihtiyaç duyulan gıda malzemelerini taşımak için Dünya Gıda Programı tarafından kiralanan 3 gemiyi kapsıyor. Dördüncüsü bugün İstanbul’dan ayrıldı ve beşincisi de yolda. Karadeniz Tahıl Girişimi’nin imzalanmasından sonra, küresel gıda fiyatları, bir yıl öncesine göre hala neredeyse yüzde 8 daha yüksekken keskin bir şekilde düştü. Gıda sevkiyatlarının devam etmesi ve artması hayati önem taşıyor. BM ayrıca, Rusya ile amonyak dahil olmak üzere Rus gıda ve gübre ürünlerinin küresel pazarlara tam erişimi hakkında bir Mutabakat Zaptı imzaladı” açıklamasında bulundu.

    “Burada korumak için toplandığımız uluslararası düzen, gözlerimizin önünde parçalanıyor”
    ABD Dışişleri Bakanı Anthony Blinken da, BM Güvenlik Konseyi konuşmacıları arasında yer aldı. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in savaşı bitirmeyi değil genişletmeyi seçtiğini belirten Blinken, “Sahte referandumlar yoluyla daha fazla Ukrayna bölgesini ilhak etmeye çalışmak böyle bir çözümü imkansız kılıyor. Başkan Putin’in, dünyadaki birçok liderin BM’de toplandığı esnada başlattığı ateşi körüklemek için bu haftayı seçmesi, BM Sözleşmesini, Genel Kurul’u ve bu konseyi hor gördüğünü gösteriyor. Burada korumak için toplandığımız uluslararası düzen, gözlerimizin önünde parçalanıyor. Bunun, Başkan Putin’in yanına kar kalmasına izin veremeyiz, vermeyeceğiz” dedi.
    İzyum’da bulunan toplu mezarlardaki birçok cesette işkence belirtileri olduğunu da söyleyen Blinken, “Biz burada toplanırken, Ukraynalı ve uluslararası araştırmacılar, Rus kuvvetleri tarafından 6 ay boyunca kontrol edilen İzyum’daki cesetleri çıkarmaya devam ediyor. Bölgede yaklaşık 440 isimsiz mezar var. Şimdiye kadar çıkarılan cesetlerin çoğunun, kolları kırık ve boyunlarına ip geçirilmiş. Cesetlerde böyle işkence belirtileri olduğu bildiriliyor” ifadelerini kullandı.

  • Ukrayna-Rusya arasında esir takası

    Ukrayna-Rusya arasında esir takası

    Rusya’nın Ukrayna’ya yönelik saldırıları devam ederken, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy ile yürüttüğü diplomasi trafiği sonucu 215 esirin takası gerçekleşti. Ukrayna Devlet Başkanlığı Ofis Başkanı Andriy Yermak sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı yazılı açıklamada, Rusya-Ukrayna Savaşı sırasında esir düşen 215 esirin takasının yapıldığını duyurarak, “Başkan Vladimir Zelenskiy net bir görev belirledi. Kahramanlarımızı eve geri getirmek. Sonuç, kahramanlarımız özgür” dedi.

    “Rus esaretinden 215 kişiyi geri getirdik”

    Büyük bir mahkum takası olduğunu belirten Yermak, esir takasının birkaç aşamadan oluştuğunu ve farklı yerlerde gerçekleştiğini belirterek, “Rus esaretinden 215 kişiyi geri getirdik” dedi.

    Rus esaretinden kurtarılanlar arasında askerlerin, sınır muhafızların, polislerin, ulusal muhafızların, gümrük memurların ve sivillerin bulunduğunu aktaran Yermak, esirler arasında farklı rütbede askerlerin ve Azov Taburu’ndan askerlerin olduğunu ifade etti.

    Söz konusu esir takasının Devlet Başkanı Zelenskiy ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan arasındaki kişisel anlaşmanın sonucu olduğuna vurgu yapan Yermak, “Ruslar bize canlarıyla şantaj yapmak istediler ama bunu kimseye yapmalarına izin vermeyeceğiz” dedi.

    Viktor Medvedchuk, esir takasında kullanıldı

    Serbest bırakılanlar arasında Ukrayna için savaşan ve idam cezası ile karşı karşıya olan 10 yabancı uyruklu savaşçının da olduğunu aktaran Yermak, savaş esrilerinin geçtiğimiz nisan ayında özel bir operasyonla yakalanan Putin’in müttefiki Yaşam İçin Muhalefet Partisi’nin Başkanı Viktor Medvedchuk ile takas edildiğini açıkladı. Medvedchuk, Ukrayna’da vatana ihanetten yargılanıyordu.

    Yermak ayrıca, 5 Azov Taburu komutanı için 55 Rus savaş esirinin takas edildiğini aktararak, “Zor bir süreçti. 215 kişiyi serbest bıraktık. Bu, Silahlı Kuvvetlerin ön cephedeki çabalarının sonuçları da dahil olmak üzere, önemli bir sonuçtur ”dedi.

    “İnsanımızı geride bırakmamak sadece söz değil, bir kuraldır”

    Zelenskiy ise yaptığı açıklamada, “Muhafızlarımız evlerine gidiyor. Çünkü bizim için insanımızı geride bırakmamak sadece söz değil, bir kuraldır” dedi.

    “Savaşın sonlandırılması yolunda önemli bir adım”

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, New York’taki Türkevi’nde gazetecilere ABD ziyaretini değerlendirdiği söyleşide, Türkiye’nin arabuluculuğunda gerçekleşen esir mübadelesinin, savaşın sonlandırılması yolunda önemli bir adım olduğunu belirterek, Rusya ve Ukrayna arasında barışın tesisine yönelik çabalarının devam ettiğini söyledi.

    Esir mübadelesine imkan verdikleri için Rusya Devlet Başkanı Putin ve Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy’e teşekkür eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu süreçte gayret gösteren bütün arkadaşlarıma da teşekkür ediyorum” dedi.

    Suudi Arabistan arabuluculuğunda 10 yabancı uyruklu savaşçı serbest bırakılmıştı

    Ukrayna saflarında Rusya’ya karşı savaşırken esir düşen 5’i İngiliz toplam 10 savaş esiri, Suudi Arabistan’ın arabuluculuğunda serbest bırakılmıştı. Serbest bırakılan esirler uçakla Suudi Arabistan’a gönderilmişti. Suudi Arabistan tarafından yapılan açıklamada, Rusya’nın Suudi Veliaht Prens Muhammed bin Selman’ın arabuluculuğunun ardından 10 savaş esirini serbest bıraktığı aktarılarak, “İlgili Suudi makamları onları Rusya’dan alıp Krallığa transfer etti ve kendi ülkelerine güvenli bir şekilde geri dönmeleri için prosedürleri kolaylaştırıyor” denilmişti.

    İdama mahkum edilen İngilizler serbest bırakılanlar arasında

    Serbest bırakılan grubun ABD, İngiliz, İsveç, Hırvat ve Fas vatandaşlarından oluştuğu ve aralarında Donetsk Halk Cumhuriyeti’nde çıkarıldıkları mahkemece idama mahkum edilen İngiltere vatandaşları Sean Pinner ve Aiden Aslin ile Fas vatandaşı Saadun Brahim de bulunuyor.

  • Rusya savaştaki asker kaybını açıkladı

    Rusya savaştaki asker kaybını açıkladı

    Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Rus ordusunun Ukrayna’daki askeri operasyonlarına destek amacıyla kısmi seferberlik ilan edildiğini duyurdu. Putin’in açıklamalarının ardından Rusya Savunma Bakanı Sergey Şoygu da Rus devlet televizyonu üzerinden kısmi seferberlik şartlarıyla ilgili kamuoyunu bilgilendirdi.

    Rus ordusuna 300 bin yedek askerin çağırılacağını söyleyen Şoygu, “Büyük bir seferberlik kaynağımız var. Yani orduya hizmet etmiş, savaş tecrübesi edinmiş ve askeri uzman sayısı neredeyse 25 milyona ulaşıyor. Kısmi seferberlik sırasında 300 bin yedek asker Rus ordusuna çağırılacak. Bunlar ordu hakkında hiçbir şey duymamış insanlar değiller. Bunlar, önce askerliğini yapmış olanlar, ikincisi askerlik ihtisas sahibi olanlar ve askerlik tecrübesi olanlar. Seferberlikle askere çağırılanlar cepheye gönderilmeyecek, şu anda sadece askerlik görevini sürdürenler harekat bölgelerine gönderiliyor. Yedek askerler ve askeri öğrenciler silah altına alınmayacak” şeklinde konuştu.

    Rus ordusunun Ukrayna’da sürdürdüğü askeri operasyonların planlandığı gibi devam ettiğini, seferberlik ilanı sayesinde kontrol altındaki toprakların savunmasının güçlendirilmesinin hedeflendiğini söyleyen Şoygu, Ukrayna güçleri arasındaki temas hattının bin kilometreden uzun olduğunu kaydetti. Şoygu, “Bu hattın güçlendirilmesi ve Rusya’nın elinde bulunan bu bölgelerin kontrol altına alınması doğaldır. Elbette bu çalışmanın (seferberliğin) amacı bu” dedi.

    Ukrayna’da 5 bin 937 Rus askeri öldü

    Şoygu aynı zamanda savaşta verilen kayıplara değindi. Ukrayna ordusunun çok fazla kayıp verdiğini öne süren Şoygu, “Ukrayna ordusu gücünün neredeyse yarısını kaybetti. Ukrayna ordusunun ilk aşamada (2014’ten sonraki çatışmalarda) kayıpları 201, 202 bini buldu” dedi. Şoygu Rusya’nın başlattığı son saldırılara yönelik ise, “Bu operasyonlar sırasında 61 bin 207 kişi öldü, 49 bin 368 kişi yaralandı” ifadesini kullandı.
    Rus ordusunun Ukrayna’daki operasyonlar sırasında verdiği kayıplardan da bahseden Şoygu, “Rusya ordusunun Ukrayna’da özel askeri operasyonları sırasında 5 bin 937 askerimizi kaybettik” diye konuştu.

  • Putin kısmi seferberlik ilan etti

    Putin kısmi seferberlik ilan etti

    Rusya- Ukrayna savaşı devam ederken, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin yaptığı ulusa sesleniş konuşmasında ülke genelinde “kısmi seferberlik” ilan edildiğini açıkladı. Putin, konuşmasında, “Sadece şu anda yedekte bulunan ve her şeyden önce orduda görev yapmış, belirli askeri uzmanlıklara ve deneyime sahip olan vatandaşlar kısmi seferberlik çağrısına tabi olacaktır” dedi.

    “Zaporijya ve Herson bölgelerindeki halkın alacakları kararı destekleyeceğiz”

    Putin, kısmi seferberliğe yönelik kararnameyi imzaladığını ve uygulamanın bugünden itibaren başlayacağını söyleyerek, “Donetsk ve Luhansk Halk Cumhuriyetlerindeki, Zaporijya ve Herson bölgelerindeki sakinlerin büyük bölümünün geleceği hakkında alacağı kararı destekleyeceğiz. Donetsk ve Luhansk Halk Cumhuriyetleri, Herson ve Zaporijya bölgeleri ve neo-Nazi rejiminden kurtarılan diğer bölgelerin sakinleri ve kardeşlerimiz şimdi cephede savaşıyorlar. 2014 yılında Ukrayna’da ortaya çıkan iç savaşın ardından Kiev kendi halkına saldırılar gerçekleştirerek, soykırım ve terör gruplarını destekleme yollarına başvurdu. Bu bağlamda önleyici bir askeri operasyon kararı kesinlikle gerekliydi ve tek çareydi. Luhansk Halk Cumhuriyeti neo-Nazilerden neredeyse tamamen temizlendi. Donetsk Halk Cumhuriyeti’nde çatışmalar devam ediyor. Burada sekiz yıl boyunca Kiev işgal rejimi, derinden kademeli bir uzun vadeli saldırı hattı oluşturdu. Onların kafa kafaya saldırıları ağır kayıplarla sonuçlanabilirdi” dedi.

    “Toprak bütünlüğümüz tehdit edilirse Rusya mevcut tüm yolları kullanacak”

    Donbass bölgelerindeki Donetsk ve Luhansk Halk Cumhuriyetleri’nin yanı sıra Herson ve Zaporijya’nın, Rusya Federasyonu’na katılımı için gerçekleştirecekleri referandumu desteklediğini belirten Putin, Donetsk ve Luhansk Halk Cumhuriyetlerindeki, Zaporojya ve Herson bölgelerindeki sakinlerin büyük bölümünün geleceği hakkında alacağı kararı destekleyeceğiz. Batı’daki bazı sorumsuz siyasetçiler, Ukrayna’ya Kırım’ı ve Rusya’nın diğer bölgelerini vurma imkanı sunacak. Bu tür terör saldırıları, Batı’nın silahları da kullanılarak Rusya’nın Belgorod ve Kursk bölgelerindeki sınır yerleşimlerine halihazırda düzenleniyor. NATO modern sistemleri, uçakları, gemileri, uyduları, stratejik İHA’ları kullanarak Rusya’nın güneyi boyunca gerçek zamanlı keşif gerçekleştiriyor” şeklinde konuştu.

    “Zamanında SSCB’yi böldüler, şimdi sıra Rusya’ya geldi”

    Batılı ülkelerin ve Kiev yönetiminin kendilerini Zaporijya Nükleer Santrali’ni bombalamak dahil çoğu kez nükleer saldırılarla tehdit ettiğini belirten Putin, “Nükleer şantajda bulundular. Rusya ile ilgili bu tür açıklamalara izin verenlere, ülkemizin de çeşitli imha yöntemlerine sahip olduğunu ve bazı bileşenlerinde NATO ülkelerininkinden daha modern olduğunu hatırlatmak isterim. Ülkemizi, halkımızı korumak için elbette elimizden gelen tüm imkanları kullanacağız. Batı, ülkemizi yok etmeye çalışıyor. Batı, Rusya-Ukrayna barışını istemiyor. Zamanında SSCB’yi böldüler, şimdi sıra Rusya’ya geldi. Hedefimiz Donbas’ı özgürleştirmek. Toprak bütünlüğümüzü korumak için her türlü silahı kullanırız. Batı’ya söylüyorum, yanıt verecek çok sayıda silahımız var. Bu blöf değil” ifadelerini kullandı.

  • Donetsk ve Luhansk’tan referandum kararı

    Donetsk ve Luhansk’tan referandum kararı

    Ukrayna’da 2014 yılında başlayan iç savaşın ardından 2015 yılında tek taraflı olarak bağımsızlığını ilan eden, Rusya’nın resmen tanıdığı Donetsk ve Luhansk bölgeleri, Rusya’ya bağlanma konusunda referandum düzenleme kararı aldı. Rusya işgali altındaki Herson, Zaporijya ve Melitopol bölgeleri halk kongreleri de Donetsk ve Luhansk’ın Rusya’ya katılım için referandum düzenleme kararını ele alırken, bu bölgelerden de referandum düzenlenmesine destek kararları çıktı.

    Luhansk ve Donetsk bölgeleri tarafından yapılan ayrı açıklamalarda önümüzdeki 23 Eylül ile 27 Eylül tarihlerinde referandum düzenleneceği kararı duyurulurken, Luhansk’tan yapılan açıklamada, “Halk Konseyi üyeleri gerçekleştirdikleri toplantı sırasında, Luhansk Halk Cumhuriyeti’nin Rusya Federasyonu’nun parçası olarak Rusya Federasyonu’na bağlanması konusundaki referanduma ilişkin yasayı kabul etmişlerdir” denildi.

    Donetsk Bölgesi Başkanı Denis Puşilin de düzenlenen halk kongresinde yaptığı konuşmada, “Donbass eve dönüyor. Bunun zamanında olduğunu düşünüyorum. Katılacak tüm vatandaşlar için sağlamamız gereken güvenliği göz önünde bulundurarak bir oylama yapılacak. Sevgili Vladimir Vladimiroviç (Putin), referandumdan olumlu bir karar çıkması halinde Donetsk Halk Cumhuriyeti’nin bir an önce Rusya Federasyonu’na katılması konusunu değerlendirmenizi rica ediyorum” dedi.

    Ukrayna’nın Donbass bölgesindeki Donetsk ve Luhansk bölgelerinde alınan referandum kararlarının ardından, referandum kararlarını yorumlayan Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, “Özel askeri harekatın en başından ve öncesinden itibaren halkların kaderlerine karar vermeleri gerektiğini söyledik. Donbass halkları kendi kaderlerinin efendisi olmak istiyorlar” ifadelerini kullandı.

  • Rusya’dan nükleer santral yakınına saldırı

    Rusya’dan nükleer santral yakınına saldırı

    Rusya ile Ukrayna arasında 24 Şubat’ta başlayan savaş devam ederken, nükleer santraller çevresindeki çatışmalar dünya için endişe uyandırıyor.

    Ukrayna Devlet Bakanı Vladimir Zelenskiy sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, Rusya’nın dün gece Mikolayiv bölgesinde bulunan Yuzhnoukrainsk kenti yakınlarındaki Pivdennoukrainsk Nükleer Santral çevresinde saldırılar düzenlediğini duyurdu.

    Sosyal medya hesabından saldırı anına ait görüntü de paylaşan Zelenskiy, “Mikolayiv bölgesindeki Pivdennoukrainsk Nükleer Santrali’nin 300 metre yakınına gece saatlerinde bir füze saldırısı düzenlendi. Kısa süreli elektrik kesintisi yaşandı. Nükleer santral bölgesine yapılan saldırıda binaların camları zarar gördü. İşgalciler yeniden saldırmak istedi fakat nükleer santralin ne olduğunu unuttular. Rusya tüm dünyayı tehlikeye sokuyor. Bunu çok geç olmadan durdurmalıyız” ifadelerini kullandı.

    Avrupa’nın en büyük nükleer santrali olan Zaporijya Nükleer Santrali çevresinde de Ukrayna ve Rusya güçleri arasında çatışmalar yaşanmış her iki taraf da birbirini santrali bombalamakla suçlamıştı.

  • Ukraynalı askerlerin Harkov’da ilerleyişi sürüyor

    Ukraynalı askerlerin Harkov’da ilerleyişi sürüyor

    Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in 24 Şubat’ta “askeri operasyon” adı altında Ukrayna’ya başlattığı saldırıların 200’üncü gününe girildi. Ukrayna ordusu aylardır birçok bölgede gösterdiği direnişle saldırıları püskürtmeyi başarırken, Rusya bazı toprakların kontrolünü ele geçirdi. Herson ve Harkov yönüne doğru taarruza geçen Ukraynalı birlikler, Kiev yönetimine göre Eylül ayının başından bu yana 3 bin kilometre kareden fazla alanın kontrolünü Ruslardan geri aldı.

    Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy savaşın 200. gününde yaptığı açıklamada Harkov bölgesindeki Chkalovske yerleşim yerinin Ruslardan geri alındığını duyurdu. Zelenskiy, “Bir özgür yerleşim yeri daha. Ukrayna bayrağı Harkov bölgesindeki Chkalovske’ye geri döndü. Bu, her yerde böyle olacak. İşgalcileri Ukrayna’nın her şehrinden ve köyünden kovacağız” ifadelerini kullandı. Ukrayna Silahlı Kuvvetleri Komutanı Valeriy Zaluzhnyi ise, “Harkov yönünde sadece güney ve doğuya değil, kuzeye de ilerlemeye başladık. Rusya devlet sınırına 50 kilometre var” dedi. Zaluzhnyi, Eylül ayının başından bu yana 3 bin kilometrekareden fazla alanın Ruslardan geri alındığını ifade etti.

    Rus ordusunun İzyum kentinden geri çekilmesi, Batı medyasında “Rus kuvvetlerinin Mart ayında başkent Kiev’den geri çekilmesinin bu yana en büyük yenilgisi” olarak yorumlandı. Binlerce Rus askerinin geri çekilirken mühimmat ve teçhizatı bıraktığı belirtildi.

  • 4 ülkeden Rusya’ya vize ambargosu

    4 ülkeden Rusya’ya vize ambargosu

    Polonya ve Baltık devletleri, Rus turistlere sınırlarını kapatacağını açıkladı. Litvanya, Letonya, Estonya ve Polonya başbakanları tarafından yapılan ortak açıklamada, Rusya Federasyonu vatandaşlarının söz konusu ülkelere kabul edilmeyeceği kararlılıkla vurgulandı.

    Bahsedilen düzenlemenin bazı Rus vatandaşlarını kapsamayacağı belirtilirken, 19 Eylül’de yürürlüğe girecek düzenlemenin, mevcut rejime karşı Rusya’nın bağımsızlığı için savaşan Rus vatadanşları, diplomatları, bağımsız gazetecileri ve onların ailelerini kapsamayacağı açıklandı. Düzenleme uyarınca Rusya Federasyonu vatandaşlarının 4 ülkeye kabul edilmeyecekleri gibi diğer AB ülkelerine bu 4 ülke topraklarından transit olarak geçişlerine de izin verilmeyeceği vurgulandı.

    “Ukrayna vatandaşları işkence görüyor ve öldürülüyor”

    Dört ülke tarafından ortak yayınlanan açıklamada, Ukrayna’daki Rusya işgali ve bunun sonuçlarına değinilerek, “Ukrayna vatandaşları işkence görüyor ve öldürülüyor” denildi.

    AB’ye seyahat eden Rusya Federasyonu vatandaşlarının AB ülkeleri için de bir tehdit unsuru olduğu, Rusya Federasyonu vatandaşlarının 4’te 3’ünün Ukrayna’da yaşananlar konusunda Rusya yönetimini desteklediği bir süreçte Ukrayna’da yaşananlar ortadayken Rusya Federasyonu vatandaşlarının özgürce AB ülkelerinde seyahat edemeyeceklerinin altı çizildi.

  • Putin: “Batı’nın yaptırımları boyun eğdirmeye yönelik”

    Putin: “Batı’nın yaptırımları boyun eğdirmeye yönelik”

    Rusya’nın uzakdoğu bölgesinde gerçekleşen 7. Doğu Ekonomik Forumu çerçevesinde düzenlenen “Çok Kutuplu Bir Dünya Yolunda” başlıklı panele Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in yanı sıra Çin Ulusal Halk Kongresi Daimi Komitesi Başkanı Li Çanşu, Moğolistan Başbakanı Luvsannamsrain Oyun-Erdene, Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan ve geçtiğimiz yıl Myanmar’daki askeri darbeyi gerçekleştiren Myanmar Devlet İdare Konseyi Başkanı Min Aung Hlaing katıldı. Panele Hindistan Başbakanı Narenda Modi, Malezya Başbakanı İsmail Sabri Yakub ve Vietnam Başbakanı Pham Minh Tinh ise videolu mesaj gönderdi. Putin, düzenlenen oturum öncesi katılım sağlayan ülke başbakanları ile ayrı ayrı görüşmeler gerçekleştirirken en dikkat çeken görüşme Putin ile Myanmar’ın darbeci başbakanı Min Aung Hlaing arasında gerçekleşti. İkili görüşmede Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’e övgüler sıralayan Myanmar’ın darbeci başbakanı Min Aung Hlaing, “Size Rusya Devlet Başkanı olarak hitap etmeyeceğim. Size bir dünya lideri olarak hitap edeceğim. Çünkü dünyada istikrarı siz sağlıyorsunuz” ifadelerini kullandı.

    “Batı’nın yaptırımları boyun eğdirmeye yönelik”

    Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, gerçekleşen oturumda önceki yıl Covid-19 salgını nedeniyle Doğu Ekonomik Forumu’nun gerçekleşemediğini ancak geçtiğimiz yıl tekrar düzenlendiğini hatırlatarak, “Doğu Ekonomik Forumu, Covid-19 salgını nedeniyle zorunlu bir aranın ardından geçtiğimiz yıl yeniden gerçekleşti. Geçtiğimiz yılki forumda çoğu uzman, dünyadaki iş hayatının toparlanmaya başladığı ve Covid-19 kısıtlamalarının kaldırılmasıyla kısa sürede normale döneceği konusunda hemfikirdi. Ancak salgın yerini yine küresel nitelikte olan ve tüm dünyayı tehdit eden başka zorluklara bıraktı. Batı’nın yaptırım ateşi, diğer ülkelere davranış modelleri dayatmaya, onları egemenliklerinden yoksun bırakmaya ve iradelerine boyun eğdirmeye yönelik saldırgan girişimlerdi. Açıkçası, bunda olağandışı bir şey yok, bu kolektif Batı tarafından onlarca yıldır sürdürülen bir politikadır. Bu süreçlerin nedeni, ABD’nin küresel ekonomi ve siyasetteki anlaşılması zor egemenliğinin yanı sıra Batılı seçkinlerin nesnel gerçekleri görme ve tanıma konusundaki inatçı isteksizliği ve hatta yetersizliğiydi” ifadelerini kullandı.

    “Batılı ülkeler kendi modellerine göre yaşamaya zorluyorlar”

    Asya-Pasifik ülkelerinin çekim merkezi haline geldiğini belirten Putin, “Yakın zamanda tüm uluslararası ilişkiler sisteminde tektonik değişikliklerin geri döndürülemez olduğunu söylemiştim. Dünyanın dinamik, gelecek vadeden devlet ve bölgelerinin ve hepsinden önemlisi, tabi ki Asya-Pasifik bölgesinin rolü önemli ölçüde büyümüştür. Ülkeleri, ekonomik ve teknolojik büyümenin yeni merkezleri, personel, sermaye ve endüstriler için çekim noktaları haline geldi. Buna rağmen Batılı ülkeler, sadece kendileri için faydalı olan eski dünya düzenini sürdürmek, herkesi kendilerinin icat ettikleri ve düzenli olarak ihlal ettikleri kötü şöhretli kurallara göre yaşamaya zorlamak için çabalıyorlar. Bu kuralları kendi lehlerine sürekli değiştiriyorlar. Aynı zamanda, diğer ülkelerin böyle bir dikte ve keyfiliğe boyun eğme konusundaki isteksizliği, Batılı seçkinleri, dünya güvenliği açısından, maceracı kararlar almaya zorlamaktadır. Bütün bu kararlar, Batılı devletlerin vatandaşları da dahil olmak üzere ülkelerin ve halkların çıkarlarına aykırıdır. Batılı seçkinler ile kendi vatandaşlarının çıkarları arasındaki uçurum giderek artıyor. Böylece, Avrupa’da ulaşılan endüstriyel gelişme düzeyi, insanların yaşam kalitesi, sosyo-ekonomik istikrar gibi tüm bu kötü şöhretli Avrupa-Atlantik adına Washington’dan gelen siparişler için harcanan yaptırımlar fırınının ateşine atılıyor. Bu birlik, dünya meselelerinde ABD’nin diktatörlüğünü korumak uğruna feda edilir” şeklinde konuştu.

    “Batılılar dünya ekonomik sisteminin temel direklerini baltaladı”

    Batılı ülkelerdeki ekonomik karmaşaya da değinen Putin, “İlkbaharda, birçok yabancı şirket, bundan en çok bizim ülkemizin zarar göreceğini düşünerek Rusya’dan çekildiğini duyurmak için yarıştı. Ama şimdi Avrupa’da üretimin ve istihdamın birbiri ardına nasıl kapatıldığını görüyoruz. Sonuç olarak Rusya ile ekonomik bağların kesilmesi amaçlandı. Avrupa işletmelerinin rekabet gücü düşüyor, çünkü AB yetkilileri aslında onları uygun fiyatlı hammaddelerden, enerji kaynaklarından ve satış pazarlarından mahrum bırakıyor. Sonuç olarak, hem kıtada hem de küresel pazarda bir bütün olarak Avrupa ticaretinin ABD’li patronları tarafından işgal edilmesi şaşırtıcı değildir. Dolar, euro ve sterline olan güven azaldı. Riskli para birimlerinin kullanımından uzaklaşılıyor. Bu arada, ABD’nin müttefikleri bile dolar varlıklarını yavaş yavaş azaltıyor. Bu raporlarda görülebilir. Burada belirtmek isterim ki Gazprom ve Çinli ortakları dün gaz tedariki için ödeme yaparken yarı yarıya Ruble ve Yuan para birimlerine geçme kararı aldı” dedi.

    “Ukrayna tahılı AB ülkelerine gidiyor”

    Dünya genelindeki yüksek enflasyon, üretim sorunu ve gıda krizine de değinen Putin, İstanbul’da imzalanan tahıl anlaşması doğrultusunda Ukrayna limanlarından çıkan tahılın yoksul ülkelere değil AB üyesi ülkelere ulaştırıldığını savunarak, “Ukrayna tahılının ihraç edilmesini sağlamak için her şeyi yaptık ve elbette bundan yola çıktık. Afrika devletlerinin liderleriyle görüştüm ve onlara çıkarlarını sağlamak amacıyla Ukrayna tahıl ihracatını kolaylaştırmak için her şeyi yapacağımıza söz verdim. Bunu Türkiye ile gerçekleştirdik. Türkiye ara ülke statüsünden çıkarsa, Ukrayna’dan ihraç edilen tahılın neredeyse tamamı gelişmekte olan ve en fakir ülkelere değil, AB ülkelerine gönderilecek. En çok ihtiyaç duyan ülkelere yardım etmek anlamına gelen BM Dünya Gıda Programı kapsamında, 87 gemiden sadece iki tanesine yükleme yapıldı. 2 milyon tondan sadece 60 bin ton bu 2 gemiyle taşındı. Bu, gelişmekte olan ülkelere gönderilenlerin sadece yüzde üçü” ifadelerini kullandı.