HEAŞ’ın sosyal medya hesabından yapılan açıklamada, “Sabiha Gökçen Havalimanında 11.07.2024 (yarın) beklenen olumsuz meteorolojik şartları nedeniyle, MADKOM toplantısında karar alınmıştır. MADKOM’da alınan karara göre; saat 13.00’e kadar olan uçuşların yüzde 10’u iptal edilecektir. Uçuşunuzu havayolunun web sitesi ve çağrı merkezinden takip edebilirsiniz” denildi.
Etiket: sabiha gökçen
-
Sabiha Gökçen Havalimanı sis altında
İstanbul’da sabah saatlerinde etkili olan yoğun sis havayolu ulaşımını da olumsuz etkiledi. Sis nedeniyle Sabiha Gökçen Havalimanı’na iniş yapamayan ve havada tur atmak zorunda kalan bazı uçaklar başka havalimanına yönlendirildi. Sis altında kalan Sabiha Gökçen Havalimanı dron ile havadan görüntülendi.
-
Yeni pistten ilk uçuş yapıldı
Sabiha Gökçen Havalimanı’nın 2’nci pistinin açılışının yapılmasının ardından ilk ticari uçuşlara bugün yapıldı. Açılan yeni pistte kalkış yapan ilk uçak Pegasus Havayolları’nın SAW-Helsinki seferini yapan Boeing 737-800 tipi uçağı gerçekleştirdi. İlk uçuşu gerçekleştiren uçak saat 11.10’da Sabiha Gökçen Havalimanı’ndan kalkış yaptı. Bugün havalimanından yapılacak uçuşlarda iki pistin de kullanılacağı öğrenildi. 3 bin 540 metre uzunluğunda, 60 metre genişliğindeki 2’nci piste geniş gövdeli uçaklar da iniş yapabilecek. Pistin yanında 1 adet 3 bin 520 metre, 1 adet 3 bin metre ve 1 adet de 2 bin 400 metre uzunluğa sahip 3 adet paralel taksi yolu ile 62 uçak kapasiteli 650 bin metrekarelik orta apron, 40 uçak kapasiteli yaklaşık 300 bin metrekare kargo apronu da bulunuyor.
-
Sabiha Gökçen Uluslararası Havalimanı kışa hazır
Sabiha Gökçen Havalimanı İşletmecisi, Havaalanı İşletme ve Havacılık Endüstrileri A.Ş (HEAŞ) tarafından sosyal medya aracılığıyla söz konusu hazırlıkların tamamlandığına ilişkin bir video yayınlandı. Hazırlanan videoda olumsuz hava şartlarında görev alacak personel ve araçlara yer verildi. HEAŞ Apron Şefi İhsan Çelebi, ekip olarak 2023-2024 dönemi için kar ve buzla mücadele hazırlık çalışmalarını tamamladıklarını belirtti. Çelebi, “50 kapsamlı araç ve 100 deneyimli personelimizle operasyonların emniyetli şekilde akışını sağlamak ve misafirlerimize daha kaliteli hizmet sunmak için 7-24 göreve hazırız. Misafirlerimize, havalimanındaki paydaşlarımızla iyi uçuşlar dileriz” ifadesini kullandı.
-
Havalimanı’nda EDS cihazları yenileniyor
İstanbul Sabiha Gökçen (İSG), Avrupa’nın en fazla turist alan 3. şehri İstanbul’a daha iyi hizmet vermek için terminal hizmetlerini modern teknoloji ile donatmaya devam ediyor. ECAC Standard 3.1 geliştirme projesi kapsamında İSG’nin satın aldığı yeni nesil bilgisayarlı tomografi (CT) patlayıcı tespit sistemi (EDS) cihazları sayesinde yolcu şut altı bagajlarının havalimanındaki geçiş süresi hızlanacak.
İSG’de yeni nesil CT EDS tarama cihazları dönemi başlıyor
Dünya çapında X-ray cihazları ve akıllı güvenlik çözümleri dalında 300’den fazla ürün yelpazesi ile büyük bir pazar payına sahip olan Pekin merkezli Nuctech firması Çin, Polonya ve Brezilya’daki üretim merkezleriyle 170’ten fazla ülkeye hizmet sağlıyor. Firmanın WooKong H model yeni nesil CT EDS tarama cihazlarını satın alan İSG, 17 Ekim Salı günü Malezya Havalimanları Grup Yönetim Kurulu ile birlikte Nuctech yetkililerini Sabiha Gökçen Terminali’nde ağırladı. Toplantıya Nuctech Pekin merkez ve Türkiye ofislerinden temsilciler katıldı. Nuctech Satış Direktörü en son teknoloji CT tarama teknolojisi sayesinde bagajın üç boyutlu (3D) görüntüsünü ve çok dilimli görüntülerini renkli olarak ekrana yansıtan WooKong H model cihazın hem tarama tünel boyutu hem de görüntü kalitesiyle bir üst seviyeye ulaştığını, ayrıca bagaj taşıma sistemi (BHS) ile tamamen entegre olabildiğini belirtti.
WooKong H model cihazlar ile uçak ve yolcu bekleme süreleri minimuma iniyor
2022 yılını 30.8 milyon yolcu ile kapatan Sabiha Gökçen Havalimanı, pandemi sonrası küresel ölçekte seyahat çılgınlığının yaşandığı ve yaz-kış demeden yoğun bir turizm sezonunun yaşandığı şartlarda terminal operasyonlarını daha verimli şekilde yönetmek ve yolcu konforunu artırmak için WooKong H model cihazları tercih etti.
Yeni nesil WooKong H model cihazı hassas tespit kabiliyeti ile bagajlarda bulunan patlayıcı gibi tehlikeli nesneleri tek tarama seviyesinde farklı açılardan ve yüksek çözünürlükte algılayarak terminal ve uçak güvenliğini korumakla beraber, geniş tarama kapasitesi ile uçak ve yolcu bekleme sürelerini de minimum seviyeye indirmeye katkı sağlıyor.“Havalimanı operasyonlarımızın hızı artacak”
Havalimanı güvenliğini artıracak ve yolcu valiz konrolünü hızlandıracak CT EDS cihazlarıyla ilgili açıklama yapan İSG Yönetim Kurulu Danışmanı Dato Azmi Murad, “Misafirlerimizin kullanımına sunduğumuz bu en son teknoloji tarama cihazları ile yolcu şut altı bagajlarınıın kontrolü hızlanacak ve bu sayede havalimanı operasyonlarımızın hızı artacaktır” dedi.
Nuctech West Asia Genel Müdürü Ronnie Meng ise “Sabiha Gökçen Havalimanı ile işbirlikteliği içerisinde olmak bizim için büyük bir gurur. 21 yıldır Türkiye pazarına hizmet vermekteyiz ve İSG ile portföyümüzü bir üst seviyeye çıkardığımıza inanıyoruz. En iyi hizmet mottomuzla çalışmalarımızı sürdürerek havalimanı operasyonlarına daha farklı teknolojilerle katkı sağlamaya devam edeceğiz” ifadelerini kullandı. -
Rekor üstüne rekor geldi
Şehrin havalimanı Sabiha Gökçen’de, Ağustos ayının ilk hafta sonu, 4-5-6 Ağustos olmak üzere, 2 bin 91 uçuş gerçekleştirilerek toplam 389 bin 620 yolcu seyahat etti. 6 Ağustos tarihinde gerçekleştirilen 713 iç hat ve dış hat uçuşunda 131 bin 52 yolcu sayısına ulaşıldı ve en yüksek yolcu sayısı rekoru kırıldı. Ayrıca en yüksek giden dış hat yolcu 36 bin 830 rekoru ve toplam dış hat 72 bin 566 yolcu sayısıyla dış hat yolcu sayısı rekoru da kırılmış oldu.
Bu yıl yaz sezonun başlaması ile birlikte yolcu sayılarında her hafta yeni bir rekora imza atan İSG, HEAŞ verilerine göre yılın ilk altı ayında gerçekleştirdiği 108 bin 60 uçuş ile 17 milyon yolcu ağırladı.İSG CEO’su Berk Albayrak, “Sabiha Gökçen Havalimanı olarak olağanüstü bir sezon geçiriyoruz. Türkiye’nin turizm merkezlerinden en kıymetlisi, medeniyetlerin beşiği ve kültürlerin başkenti İstanbul’a hizmet etmenin haklı gururunu yaşıyoruz. Misafirlerimize yolcu giriş kapılarından bagaj teslimine, güvenlik geçişlerinden uçuş kapılarına kadar en konforlu ve güvenli seyahat deneyimini sunabilmek için 7/24 ekiplerimizle birlikte çalışıyoruz. Böyle büyük çaplı bir operasyonun başarısını elbette personelimizin özverisine borçluyuz” dedi.
Albayrak, “Yolculuklarında Sabiha Gökçen’i tercih eden yolcularımıza da en içten teşekkürlerimi iletiyorum” diyerek, “Yolcularımızın teveccühü her geçen gün artıyor, bunu her hafta kırdığımız rekorlar ile teyit etme imkanı buluyoruz, bu durumda, sahip olduğumuz avantajlı konumumuzun, dijital altyapımızın ve tüm hizmetlerimizin payı var. İhtiyaç duyulan her alanda en doğru uygulamaları devreye almaya, hizmet kalitemizi en yüksek seviyede tutmaya devam edeceğiz. Seyahatlerinde bizi tercih eden tüm yolcularımıza bir kez daha teşekkür ediyorum, bu rekorlar hepimizin” dedi.
Sabiha Gökçen Uluslararası Havalimanı, 40 iç hat ve 117 dış hat noktası ile birlikte toplamda 157 noktaya ve 52 ülkeye hizmet vermeye devam ediyor. -
Sabiha Gökçen metrosunda tarih belli oldu
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, Sabiha Gökçen Havalimanı metro şantiyesi çalışanları ile iftarda bir araya geldi. Programda konuşan Bakan Karaismailoğlu, “Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı olarak, özellikle büyük şehirlerdeki vatandaşlarımızın hayatının kolaylaştırılması, trafik sıkışıklığının ortadan kalkması için çok önemli kent içi raylı sistem projelerini hayata geçirdik.Yenilerini de yapmaya devam ediyoruz. Bugüne kadar ülkemiz genelinde işletme altındaki 812 kilometre şehir içi raylı sistem hattının 312 kilometresi Bakanlığımız tarafından inşa edilmiştir. Bu hatlarla yılda 2 milyar 393 milyon yolcu taşınmıştır” dedi.
“AĞUSTOS AYINDA İSTANBULLULARIN HİZMETİNE SUNMANIN GAYRETİ İÇİNDEYİZ”
Bakanlık tarafından yapımı devam eden 14 projede toplam 185 kilometre uzunluğunda raylı sistem hattı inşaatı bulunduğunu belirten Bakan Karaismailoğlu, ” Bunların 7’si İstanbul’da hızla ilerliyor. İstanbullular için şehrin trafik sorununu azaltacak, toplu ulaşım ile daha hızlı, konforlu seyahat etmelerini sağlayacak projeleri planlıyor ve uyguluyoruz. İstanbulluların ihtiyaç duyduğu zamanda onlara çözümlerle geliyoruz. Projelerimiz bittiğinde 366 kilometrenin üzerine çıkacak. Yani,183 kilometreyi aşkın uzunluğuyla, İstanbul raylı sistem ağının yüzde 50’si Bakanlığımız tarafından inşa edilecek ve İstanbulluların hizmetine sunulacak. Toplam 4 istasyonun bulunduğu Pendik-Sabiha Gökçen Havalimanı Metro Hattımız yaklaşık 7,5 kilometredir. Kadıköy-Kartal-Tavşantepe metrosunun Pendik’teki Tavşantepe istasyonundan başlayan hattımız, Sabiha Gökçen Uluslararası Havalimanına ulaşacaktır. İstasyonlarımız ise, Fevzi Çakmak-Hastane, Yayalar-Şeyhli, Kurtköy ve Sabiha Gökçen Havalimanı istasyonları şeklindedir. Şu an projemizi yüzde 98 ilerleme seviyesine getirdik. Bugün itibarıyla 14 bin 536 metre ray montajı ve ray kaynaklarını tamamladık. Proje kapsamında toplam 15 bin 970 metre tünel kazarak tünel yapım işlerini tamamladık. 4 istasyonda yapım işlerini ve ince işleri bitirdik. Elektromekanik imalatları yüzde 95 seviyelerine getirdik. Metro deneme sürüşleri ve elektromekanik sistemlerde test ve devreye alma işlemlerine başladık. Hattımızı İstanbulluların hizmetine sunmak için gün sayıyoruz. Biz susuyoruz, icraatlarımız konuşuyor. Tüm imalatları tamamlayıp hattımızı açacağımız güne kadar 7 gün 24 saat aynı heyecanla çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Ve inşallah sinyalizasyon ve sistem emniyet testlerinin tamamlanmasıyla en geç ağustos ayında bu projemizi İstanbulluların hizmetine sunmanın gayreti içindeyiz” ifadelerini kullandı.
“TOPLAM 1 MİLYON 710 BİN AVRO EKONOMİK KAZANÇ ELDE EDİLECEK”
Bakan Karaismailoğlu, “Metro hattının tamamlanmasıyla 2023-2045 yılları arasındaki ekonomik kazanca ilişkin de bilgi verdi. Zaman tasarrufundan 148 milyon avro, Karayolu Bakım ve İşletme Maliyetlerinde azalma ile 31 milyon avro, kaza maliyetlerinde azalma ile 302 bin avro, hava kirliliği, su kirliliği, karbon emisyon salınımında azalmaya katkılarından toplam 1 milyon 710 bin avro ekonomik kazanç elde edileceğini dile getiren Karaismailoğlu, sadece bu tablonun dahi gerçek anlamda İstanbul için kimin çalıştığının en güzel göstergesi” dedi.
-
Sabiha Gökçen’deki helikopter kazasının görüntüleri
Sabiha Gökçen Havalimanı’nda 31 Aralık’ta meydana gelen helikopter kazasının güvenlik kamerası görüntüleri ortaya çıktı.
Jandarma Genel Komutanlığına ait Sikorsky tipi helikopter 31 Aralık 2020 tarihinde Sabiha Gökçen Havalimanı’nda park pozisyonuna geçmek isterken kuyruk kısmını elektrik direğine çarpmıştı. Helikopterin kuyruk kısmında hasar oluşurken kaza nedeniyle havalimanı trafiğinde herhangi bir aksaklık yaşanmamıştı.
Kaza anına ilişkin görüntüler ortaya çıktı. Sosyal medyaya düşen görüntülere göre kuyruğunu aydınlatma direğine vuran helikopterin kendi etrafında döndüğü görülüyor. Helikopter bir süre kendi etrafında döndükten sonra duruyor.
Sabiha Gökçen'deki helikopter kazasının görüntüleri ortaya çıktıhttps://t.co/WyBkj9LOzv pic.twitter.com/A7COq47B3Z
— Line TV (@linetv) January 6, 2021VALİLİKTEN AÇIKLAMA YAPILMIŞTI
Öte yandan İstanbul Valiliği tarafından konuya ilişkin yapılan açıklamada, “Jandarma Genel Komutanlığına ait bir helikopter, yakıt ikmali için Sabiha Gökçen Havalimanına iniş yapmış ve apronda ilerlerken, kuyruk kısmı meydandaki aydınlatma direğine çarpmıştır. Maddi hasara neden olan kazada yaralı ve can kaybımız yoktur. Helikopterde görevli personelimize geçmiş olsun diyoruz” denilmişti
-
Sabiha Gökçen Havalimanı’ndaki Pegasus kazasının bilirkişi raporu tamamlandı
İstanbul Sabiha Gökçen Uluslararası Havalimanı’nda meydana gelen uçak kazasına ilişkin kusur durumunun tespit edilmesi amacıyla bilirkişilerden istenen rapor tamamlandı.
Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığınca, 5 Şubat’ta 177 yolcu ve 6 mürettebatın bulunduğu İzmir-İstanbul seferini yapan Pegasus Havayollarına ait yolcu uçağının pistten çıkması sonucu 3 kişinin hayatını kaybettiği kazaya ilişkin yürütülen soruşturma devam ediyor.
Soruşturma kapsamında, sanıkların kusur durumunun belirlenmesi için bilirkişilerden istenen rapor tamamlandı. İnşaat Yüksek Mühendisi, Uçak Yüksek Mühendisi, Meteoroloji Yüksek Mühendisi, Kaptan Pilot, A Sınıfı il Güvenliği Uzmanı ve bir hukukçu bilirkişiden oluşan 6 kişilik heyet tarafından oy çokluğu ile hazırlanan rapor, soruşturma dosyasına sunuldu.
Raporda, Sabiha Gökçen Havalimanı 06 pistinin yüzey sürtünme özelliklerinin kaza sırasında kabul edilebilir seviyede olduğu, dolayısıyla kazanın meydana gelmesi bağlamında yüzey kaplamasında sorun bulunmadığı, fakat RESA (pist sonu emniyet alanı) bulunmamasının kazanın vahametini artırdığı anlatıldı.
Rüzgarın kuvvetli ve hamleli olmasının sürüklenmeye sebebiyet vermiş olabileceği belirtilen raporda, özellikle hamleli rüzgarların görüldüğü anlarda anlık rüzgar verileri göz önüne alınarak daha dikkatli bir biçimde pist seçiminin yapılması, bu durumlarda kullanılan uçağın savrulma potansiyelinin de pilot tarafından göz önünde bulundurulması gerektiği vurgulandı.
Raporda alçak rüzgar kayması, rüzgar yönü ve şiddetindeki değişimin pilot tarafından anlık olarak yakalanamaması, kaza öncesi raporlanan gök gürültülü sağanak yağış sebebiyle zeminin kayganlaşmış olması ile fren mesafesinin artması sebeplerinin birleşimi sonucu kazanın meydana gelmiş olabileceği görüşü aktarıldı.
Kusur durumları
Şüpheli kaptan pilot M.A’nın olay günü rüzgarın istikameti ve şiddeti, pist zemininin ıslak oluşu, limit üstü şiddetli kuyruk rüzgarı nedeniyle durma mesafesinin olumsuz etkilenebileceği ve pist dışına çıkma olasılığının olduğu ihtimallerini göz önüne alması gerektiği aktarılan raporda, ancak Yalova dolaylarında uçağa yıldırım isabet etmesinin verdiği stres ile mevcut meteorolojik koşulların kötü olması ve yolcuların bu hava koşullarından olumsuz etkilenmesinin önüne geçmek amacıyla bir an önce uçağı güvenli bir şekilde indirmeye odaklanması nedeniyle bunu yapamadığının tespit edildiği vurgulandı.
Raporda, şunlar kaydedildi:
“Kaptan pilot M.A. stabil yaklaşma kriterlerinden hıza uymayarak yaklaşmaya devam ettiği, uçağı indirdikten belli bir süre sonra 57 kt hızında pist içinde durabilecek seviyede yavaşladığını düşünerek hız freni (speed brake) ve otomotik freni (auto brake) kapatmıştır. Uçak 6 saniye boyunca pist üzerinde yavaşlamadan ilerlemiş ve pilotlar tarafından yavaşlamak amacıyla manuel olarak maksimum frenleme yapılmış, fakat pist üzerinde birikmiş olan su nedeniyle hydroplaning meydana gelmiş, sürati düşmeye başlamış olan uçak yerde kuvvetli kuyruk rüzgarı etkisiyle yavaşlayamamış ve söz konusu kaza meydana gelmiştir.”
Bilirkişi raporunda, bu nedenlerle kaptan pilot M.A’nın meydana gelen kazada asli kusurlu olduğu belirtildi.
Yardımcı pilot az tecrübeli
Şüpheli yardımcı pilot F.P’nin de, meterolojik koşullar hakkında kaptan pilotu bilgilendirme görevi olduğu aktarılan raporda, yol boyu telsiz teması sağlayıp uçuşun güvenle sürmesini temin etme, alınan meteorolojik bilgiler dahilinde performans hesaplaması yaparak uçağın bu veriler ışığında ilgili piste inip inemeyeceği konusunda kaptana yardımcı olma yükümlülükleri bulunduğu kaydedildi.
Yardımcı pilotun Pegasus Havayollarında 1 yıldan kısa süredir görev aldığı bildirilen raporda, yaklaşık 400 saatlik az bir tecrübesi bulunduğundan kendisinden daha tecrübeli kaptan pilotun gerçekleştirdiği yaklaşma ve iniş aşamalarında belli noktalarda, yüksek sürat ve glide slope farkları olduğu zaman yerinde sesli uyarıları yapmadığının görüldüğü aktarıldı.
Yardımcı pilotun ayrıca bu uyarıları yaptıktan sonra kaptan pilot tarafından herhangi bir düzeltme yapılmıyorsa önce “pas geç” sesli ikazı, hala tepki gelmiyorsa da kontrolleri alıp uçağı pas geçirmesi gerektiği kaydedilen raporda, yardımcı pilotun hem şirketteki hem de uçak içindeki düşük tecrübesinin etkisiyle bu görevleri tam olarak yerine getiremediği, bu nedenlerle tali kusurlu olduğu kanaatine varıldığı bildirildi.
Kule görevlilerinin kusur durumu
Devlet Hava Meydanları İşletmesi (DHMİ) C Ekip Şefi, Sabiha Gökçen Havalimanı’nda hava trafik kontrolörü olan S.K’nın da uçağın inmesinin riskli olabileceği konusunda kendisinde kanaat oluştuğunu ifade etmesine rağmen, bu konuda ilgili trafiğe yaklaşmaya devam ve iniş için izin verdiği, pas geçmesi ile ilgili uyarı ve tavsiyede bulunmadığı, hatta yaklaşmakta olan trafiğin bu meteorolojik koşullarda nasıl olsa pas geçeceği düşüncesiyle trafiğin güvenliğini sağlamak için gereken önlemleri almadığı kaydedildi.
Raporda bu nedenle kule şefi olan S.K’nın meydana gelen kazada asli kusurlu bulunduğu açıklandı.
Yeşilköy Havalimanı Yaklaşma Hava Trafik Kontrolörü C Ekip Şefi N.B.nin de, kaza günü ilgili tarfikten önceki iki uçağın pas geçmesine ve meteorolojik şartların pistin iki yönünde de anlık değişim göstermesi nedeniyle tehlikeli durumlar oluşabileceğinin farkında olmasına ve hatta yaklaşan trafiğin bu koşullarda nasıl olsa pas geçeceği düşüncesine rağmen ilgili trafiği “course” den çıkartmaması nedeniyle asli kusurlu bulunduğu ifade edildi.
Raporda, Sabiha Gökçen Havalimanı’nda hava trafik kontrolörü olan E.A’nın ise meydana gelen kazada kusurunun bulunmadığı belirtildi.
HEAŞ’ın kusur tespiti
Bilirkişi raporunda Havaalanı İşletme ve Havacılık Endüstrileri AŞ’nin (HEAŞ) kusur durumunun anlatıldığı bölümde, Sabiha Gökçen Havalimanı 06 pistinin sonunun 20 metre kot farkı olan yaklaşık 100 metre uzunluğunda, içinden iki adet yol, tali yol ve yeni yapılan pist için yakın zamanda inşa edilmiş bir istinat duvarı bulunan bölge olduğu kaydedildi.
DHMİ’nin raporlarının tamamında bu bölgeye havalimanı dışından acil durum müdahale yollarının uygun olmadığının belirtildiği aktarılan raporda, bu durumun gerçekleşen kazadan 24 dakika sonra acil müdahale araçlarının uçak başına ulaşabilmesine neden olduğu vurgulandı.
Raporda, kaza günü pistin 06 pist tarafından bulunan J-K arasında lastik izi temizleme çalışmasının yapıldığının raporlandığı, ancak HEAŞ tarafından 6 Mart’ta yazılan yazıda yer alan Apron Yönetim Şefliği görev formu incelendiğinde bu pistin sonu olan K-E arasında herhangi bir lastik izi temizleme çalışmasının yapıldığının raporlanmadığı bilgisi verildi.
Bahsi geçen bu bölgede uçağın pistin üzerinde maksimum fren yapmasına rağmen yeterli seviyede yavaşlayamalarak pist sonunda dışarı çıktığı ve kazanın meydana geldiği anlatılan raporda, bu nedenlerle HEAŞ’ın meydana gelen kazada asli kusurlu bulunduğu anlatıldı.
Bir bilirkişiden kusur durumuna ilişkin “kişisel görüş”
Bilirkişi heyeti içinde yer alan hukukçu Necmi Demir, bilirkişi raporunun katılmadığı bölümlerine ilişkin kişisel görüş raporu hazırladı.
Kişisel görüş raporunda, uçak kazasının meydana gelmesine neden olan kişilerin kusur durumu ile ilgili nihai değerlendirme yapabilmek için uçak kazası ile ilgili Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı ulaşım Emniyeti İnceleme Merkezi Başkanlığı tarafından hazırlanacak nihai raporun beklenmesinin uygun olacağı savunuldu.
Söz konusu nihai raporun hazırlanmadan, bilirkişi heyet raporunun düzenlenmesinin uygun olmayacağı aktarılan kişisel görüş raporunda, eldeki verilerle kaptan pilot M.A. ile yardımcı pilot F.P’nin uçuş ekibi olarak birlikte değerlendirilmesi gerektiği, bu nedenle her ikisinin de asli kusurlu oldukları sonucuna varmanın daha doğru olacağı anlatıldı.
Kişisel görüş raporunda, diğer bilirkişi heyeti tarafından gerekçe olarak DHMİ’nin 2017, 2018 ve 2019 yıllarına ait denetim raporlarının tamamında bu bölgeye havalimanı dışından acil durum müdahale yollarının uygun olmadığı ve benzeri bulguların raporlanmış olmasına rağmen, HEAŞ tarafından herhangi bir düzeltici işlem yapılmamış olmasının gösterildiği ifade edildi.
Eğer söz konusu kazanın meydana gelmesinde HEAŞ’ın da asli kusurlu olduğu kabul edilecekse, öncelikle DHMİ’nin de kusurlu olduğunun kabulünün zorunlu olduğu savunulan kişisel görüş raporunda, “Zira DHMİ’nin yalnızca bir bulguyu yazması yetmez, bulgunun gereğinin derhal yapılmasını sağlayacak önlemleri de süratle alması gerekir.” ifadelerine yer verildi.
Kişisel görüş raporunda, eldeki verilerle Yeşilköy Havalimanı Hava Trafik Kontrolörü olan N.B.’nin kusurunun olmadığı, Sabiha Gökçen Havalimanı Kontrolörleri S.K. ile E.A’nın da tali derecede kusurlu olduğu görüşü bildirildi.
Raporda, kaptan pilot M.A. ve yardımcı pilot F.P’nin pilot yeterliliğinin bulunup bulunmadığı konusunda Pegasus Hava Yolları’nın sorumluluğunun da değerlendirilmesinin yerinde olacağı belirtildi.
-
”Ben FETÖ’cüyüm, uçağı patlatacağım” diyen kadının davasında karar
Sabiha Gökçen Havalimanı’ndan Kıbrıs’a gitmek için kalkış hazırlıklarını yapan özel bir havayolu şirketine ait yolcu uçağında, “Ben FETÖ’cüyüm ve uçağı patlatacağım” dediği gerekçesi ile yargılanan Nikar Deliormanlı’nın cezalandırılmasına yer olmadığına karar verildi. Mahkeme, sanığın, koruma ve tedavi amaçlı yüksek güvenlikli sağlık kurumunda koruma altına alınmasına, bu kurumca düzenlenen rapora göre sanığın toplum açısından tehlikesinin ortadan kalktığının tespiti durumunda serbest bırakılmasına karar verdi.
ADLİ TIP’TAN CEZAİ EHLİYETİ YOK RAPORU
İstanbul Anadolu 11. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen karar duruşmasına tutuksuz sanık Nikar Deliormanlı’nın Avukatı Özge Yıldız katıldı.
Hakim Mehdi Komşul, Adli Tıp Kurumu’nun sanık Nikar Deliormanlı hakkında düzenlediği raporun mahkemeye ulaştığını, raporda sanığın cezai ehliyetinin olmadığına dair tespitin yapıldığını tutanağa geçti. Duruşma savcısı Gökhan Karakayalı, sunduğu esas hakkındaki mütalaada, Adli Tıp Kurumu raporunda sanığın cezai ehliyetinin olmadığına yönelik tespitin yapıldığını belirterek, sanığın cezalandırılmasına yer olmadığına karar verilmesini istedi. Kararını açıklayan mahkeme, sanığın iddianamede belirtilen suçu işlediğini ancak Adli Tıp Kurumu’nun sanığın suç işleme ehliyetinin olmadığı yönünde rapor düzenlediğini gerekçe göstererek sanığın cezalandırılmasına yer olmadığına karar verdi. Mahkeme ayrıca, “Sanığın, koruma ve tedavi amaçlı yüksek güvenlikli sağlık kurumunda koruma altına alınmasına” karar veren mahkeme, “Yüksek güvenlikli sağlık kurumunca düzenlenen rapora göre sanığın toplum açısından tehlikesinin ortadan kalktığının veya önemli ölçüde azaldığının belirtilmesi üzerine mahkememizce sanığın serbest bırakılmasının ek kararla karar altına alınmasına” karar verdi.
İDDİANAMEDEN
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, 18 Aralık 2019 tarihinde Kıbrıs’a gitmek için Sabiha Gökçen Havalimanı’nda uçağa binen Nikar Deliormanlı’nın, 9E koltuğuna oturduktan sonra , “Ben FETÖ’cüyüm , 15 Temmuz’da nasıl plan yaptılarsa bende onu yapacağım. Canlı bomba şimdi” cümlelerini sarf ettiği belirtiliyor.
Bu hareketi ile uçağın hareket etmesini engelleyen şüphelinin polis tarafından yakalandığı belirtilen iddianamede şüphelinin, “Cebir veya tehdit kullanarak hava ulaşım aracının kaçırılması veya alıkonulması” suçundan 5 yıldan 10 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılması isteniyor.
YAKLAŞIK 70 GÜN TUTUKLU KALMIŞTI
Olaydan hemen sonra tutuklana Nikar Deliormanlı, 27 Şubat 2020 tarihinde yapılan duruşmada tahliye edilmişti