Etiket: Sağlık

  • İntihar etmek isterken kurtarılan şahıs hastanede hayatını kaybetti

    İntihar etmek isterken kurtarılan şahıs hastanede hayatını kaybetti

    Sinop’ta psikolojik sorunları olduğu iddia edilen bir vatandaş evinin bahçesinde kendini asarak intihar girişiminde bulunmuştu. Özlem Konutları Mevkisinde meydana gelen olayda, 61 yaşındaki D.A. evinin bahçesinde kendini iple asarak intihar etmek istemiş, o sırada çevrede bulunan inşaat işçileri tarafından kurtarılmıştı. Daha sonra D.A., olay yerine gelen sağlık ekiplerine teslim edilip, Sinop Atatürk Devlet Hastanesine kaldırılmıştı.

    Bir süredir bilinci kapalı olan D.A. tedavi gördüğü hastanede sağlık ekiplerinin tüm müdahalelerine rağmen kurtarılamadı. D.A.’nın cenazesi Erfelek Merkez Camisinde kılınan öğlen namazının ardından Erfelek Merkez Mahallesi aile mezarlığında toprağa verildi.

  • En doğal antibiyotik “turşu”

    En doğal antibiyotik “turşu”

    Son zamanlarda yaygın olan üst solunum yolu hastalıkları sağlığı tehdit etmeye başladı. Solunum yolu enfeksiyonuna neden olan grip salgını başta çocuklar olmak üzere herkeste etkili olabiliyor. Özellikle bağışıklık sistemi zayıf olan vatandaşların yakalandığı ve ağır geçirdiği hastalık, hastanelerde de zaman zaman yoğunluğa neden olabiliyor. Bağışıklığını güçlendirmek isteyenler ise Türk sofralarının vazgeçilmez lezzetlerinden turşuya yöneliyor. Turşu kurulum aşamasında belirli noktalara dikkat edilmesi gerektiğinin altını çizen turşucu Selman Kozan, kurulan turşuların hızlıca bozulmaması ve tadı, kıvamı tam tutması için püf noktaların önemli olduğuna dikkat çekti.

    “Turşuda önemli olan kuruma suyu dediğimiz kurma suyudur”

    Mandalina, yumurta, kavun, karpuz gibi 70 farklı turşu üreterek satışa sunduğunu anlatan turşucu Selman Kozan, “Salatalıktan başladık kendi bahçemizde salatalıkları salatalıkta turşu kurarken çiçek kısmı dediğimiz kısım var. Çiçekleri kesinlikle almamız lazım ve 2-3 defa ılık suda salatalıklarımızı yıkamamız temiz olması lazım. Hijyen bir şekilde bunları yıkadıktan sonra püf noktası da şudur salatalığı bir tane bıçak darbesi çünkü, fermente olsun diye içerisi boş kalmasın diye. Daha sonra içerisine bir diş sarımsağı yine bıçakla bir çizgi atarız ne kadar sarımsak seviyorsanız oranına göre ayarlayabilirsiniz. Daha sonra içerisine bir kepçe sirke, bir kepçe kaya tuzu, hakiki kaya tuzu olması lazım.

    Sonra da içme suyunu ilave ediyoruz ve ağzına kadar dolduruyoruz. Suyu da doldurduktan sonra şişeyi ters düz yapıp bir iki gün bekletmemiz lazım. Bir haftanın sonunda da kapağını ağzını iyice kapatıp güneş görmeyen serin bir yerde muhafaza etmemiz lazım. Zaten turşuda önemli olan kuruma suyu dediğimiz kurma suyudur. Kurma suyunu iyi yaptıktan sonra düzgün ayarladıktan sonra oran ve orantısını düzgün yaptıktan sonra tuşların hepsi zaten gayet lezzetli kıtır kıtır olur” dedi.

    “Kış aylarında mümkün olduğunca turşu ve turşu suyu tüketilmesini istiyoruz”

    En çok salatalık ve sarımsak turşusunun tüketildiğini söyleyen Kozan, “Geçen sene 65 çeşidimiz vardı. Yavaş yavaş biz Konya’da turşu çeşitliliğini arttırıyoruz. Bunu da nasıl yapıyoruz? Mesela bu sene karpuz turşusu kurduk. Ejder meyvesinin turşusunu kurduk şu anda tezgahımızda yok ama gelecek inşallah en yakın zamanda. En çok tüketilen turşuları da söylemek gerekirse; salatalık turşusu, biber turşusu bunlar zaten bildiğimiz genel turşular. Bunun yanında da bamya turşusu şu an için tercih edilen turşular doğal antibiyotik dediğimiz sarımsak zaten o yüzden dolayı çok tercih ediliyor. Bir de kış ayları yaklaşıyor, hastalıklar artmaya başladı. Bundan dolayı kış aylarında mümkün olduğunca turşu ve turşu suyu tüketilmesini istiyoruz, sağlık açısından. Geçen seneye oranla tabii ki ister istemez yani piyasanın gerektiği gibi fiyatlarda artış var. Turşularımız 75 liradan başlıyor fiyatlar” diye konuştu.

  • “Gebelikte ayak bileklerinin şişmesi normal”

    “Gebelikte ayak bileklerinin şişmesi normal”

    Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Dr. Elif Külahçı Aslan, gebelikte sıklıkla rastlanan ayak bileği şişliklerinin anne adaylarının canını sıktığını ancak bunun oldukça normal olduğunu ifade etti. “Gebelik sırasında vücuttaki su tutulumunun artmasına bağlı oluşan fazla sıvı ve büyüyen rahimin damarlara yaptığı baskı nedeniyle kanın kalbe geri dönüşünün bozulması ayak bileklerinde ve ayaklarda şişmeye (veya ödeme) neden olabilir” diyen Dr. Aslan, doğum tarihi yaklaştıkça özellikle en sonlara doğru ve sıcak havalarda şişliğin daha da artabileceğini, ancak tüm bu şikayetlerin doğumdan sonra geçeceğini anlattı.

    “Uzun süre ayakta durmayın”

    Uzun süre sabit pozisyonda ayakta durmanın şişlikleri arttıracağını belirten Dr. Aslan, dinlenirken ya da oturarak yapılan diğer aktiviteleri yaparken bacakları kalp seviyesinin üzerine kaldırıp, ara sıra ayakları bileklerden hareket ettirmek, baldır kaslarını esnetmek için ayakları hafifçe esnetmek ve mümkünse bacak bacak üstüne atmaktan kaçınmak gerektiğini söyledi. Hamilelik sırasında her iki tarafta da güvenle uyumanın mümkün olduğunu ancak vücudun alt kısmından kalbe kan getiren büyük damar üzerindeki baskıyı azaltmak için genellikle sol tarafa yatılmasını önerdi.

    “Üst kısmı sıkı bantlı çoraplardan kaçının”

    Varis riskinin ilk hamilelikten sonra iki katına çıktığından ve 35 yaş üstü kadınlarda dört kat daha yüksek olduğundan bahseden Dr. Aslan, “Varis çorapları hamile kadınların yüzde 15’inde şişmeye neden olan etkenlerden dolayı ortaya çıkan yeni varis damarlarının oluşumunu da önleyebilir. Bu damarlar cildinizin altında küçük şişlikler olarak başlar; çoraplar geriye doğru kan akışını ve şişkinliği önleyecek kadar onları sıkar. Mevcut varisli damarların küçülmesi muhtemel değildir ancak kompresyon çorapları neden oldukları ağrı ve rahatsızlığı azaltabilir. Dizinizde biten 15-20 milimetre cıva kompresyon çorapları giymek ağrıyı ve şişliği hafifletmeye yardımcı olabilir. Çoraplar yavaş yavaş bacaklarınızdaki basıncı artırır ve fazla sıvının bir kısmını kan damarlarınıza ve vücudunuza geri aktarır” diye konuştu.

    “Yüzmenin yanı sıra havuzda yürüyün”

    Fiziksel aktivitenin önemini vurgulayan Dr. Aslan, yürüyüş, bisiklete binme veya yüzme yapılabileceğini ifade etti. Dr. Aslan, havuzda da özellikle ayakta durma veya yürümenin bacaklardaki dokuların sıkıştırılmasına yardımcı olarak hamilelik sırasındaki şişliklerin geçici olarak giderilmesini sağladığını anlattı. Ayrıca susuz kalınca metabolizmanın daha çok su tutmaya çalışarak ödeme yol açtığına işaret eden Dr. Aslan, gebelik boyunca günde yaklaşık 2 litre su içilmesini tavsiye etti.

    “Ani şişlikler gelişiyorsa doktorunuza danışın”

    Dr. Aslan, hamilelik sırasında ayak ve ayak bileğinde hafif şişliklerin normal sayıldığını, ancak özellikle tek bacakta gelişen ağrılı ani şişliklerin kan pıhtısı (derin ven trombozu) belirtisi olabileceğini söyledi. Yüzde veya ellerde ortaya çıkan ani şişlikler, çok şiddetli bir baş ağrısı, gözlerde bulanıklık veya yanıp sönen ışıklar gibi görüşle ilgili sorunlar, kaburgaların hemen altında şiddetli ağrı veya bu semptomlardan herhangi biriyle birlikte kusma görülmesinin kan basıncının normalden yüksek olduğu anlamına gelen “preeklampsi” durumunun işareti olabileceğine dikkat çeken Dr. Aslan, bu belirtiler görüldüğünde mutlaka hekime danışmak gerektiğini vurguladı.

  • Egzersizler yaşam kalitesini artırıyor

    Egzersizler yaşam kalitesini artırıyor

    İl Sağlık Müdürlüğünce yapılan bilgilendirmede şu ifadelere yer verildi:
    “Dünyada yaşanan sosyoekonomik gelişmeler, sağlık hizmetlerinde yaşanan ilerlemeler ve bu hizmetlere erişimin artması doğuşta beklenen yaşam süresinin uzaması ile sonuçlanmıştır. Bu da 65 yaş ve üzeri nüfusu kapsayan yaşlı nüfusun toplam nüfus içerisindeki oranının artması anlamına gelmektedir. Yapılan projeksiyonlar, 2050 yılında dünya nüfusunun yaklaşık beşte birinin yaşlılardan müteşekkil olacağını göstermektedir.
    Tabii olarak, zaman geçtikçe bireysel ve toplumsal etkisi artan yaşlılık ve yaşlı sağlığı hakkında farkındalık artırıcı faaliyetler gerçekleştirmek tüm insanlık için daha önemli hale gelmiştir. Buna istinaden ‘1 Ekim Dünya Yaşlılar Günü’ tüm dünyada, yaşlılara yönelik etkinliklerin gerçekleştirildiği özel bir gün olarak kabul edilmiştir.

    Bireyin bedensel, ruhsal ve sosyal bakımdan çevresine olan uyumunun azaldığı yaşam dönemi olarak bilinse ve genellikle olumsuz durumlarla birlikte anılsa da yaşlılık, tecrübelerin zirveye ulaştığı dönemdir ve iyi uyum sağlanması halinde aktif ve sağlıklı bir şekilde geçirebilir. Buna dayanılarak 2023 yılının teması ‘egzersiz yap, yaşamına hareket kat’ olarak belirlenmiştir.
    Yapılan bilimsel araştırmalar, düzenli aktivite ve egzersiz alışkanlığının sağlıklı yaşlanmanın en önemli belirleyicilerinden biri olduğunu ortaya koymuştur. Yaşlılık döneminde uygun, düzenli ve sürekli olarak geçekleştirilecek bedensel ve zihinsel egzersizlerin, bu dönemdeki yaşam kalitesini artıracağı ve kendini iyi hissetme duygusunu olumlu yönde etkileyeceği de unutulmamalıdır.
    Ne yazık ki hareketsizlik, başka bir ifadeyle sedanter yaşam, ülkemiz için önemli bir sağlık sorunu olmaya devam etmektedir. TÜİK tarafından yapılan araştırmaya göre, çalıştığı zamanlar dışında fiziksel aktivite veya boş zaman etkinliklerini hiç yapmayanların sıklığı 65 ve üzeri yaşlarda yüzde 71,4’tür. Dolayısıyla, fiziksel aktivite azlığını tersine çevirmek, yaşlı bireylerin aktif ve bağımsız yaşamalarını teşvik etmek yaşlılarımız kadar kendimiz için de bir ödev olarak görülmelidir.

    Bu meyanda Sağlık Bakanlığı, ilgili paydaşların katılımıyla ‘Türkiye Sağlıklı Yaşlanma Eylem Planı ve Uygulama Programı, 2021-2026’yı hazırlayarak, sağlıklı yaşlanma ve yaşlılara yönelik sağlık hizmetlerine dair kurum ve kuruluşların sorumluluklarını belirlemiş, bu amaca yönelik etkinlikleri ortaya koymuştur.

    Yine, geliştirdiği Hastalık Yönetim Platformu (HYP) uygulaması ile aile hekimlerimize, kronik hastalıklara yönelik risk faktörlerini belirleme ve çok yönlü yaşlı izlemi ve değerlendirmesi yapabilme imkanını sağlamıştır.
    Sağlıklı hayat merkezlerimiz de sağlıklı yaşama dair danışmanlık hizmetleriyle vatandaşlarımızın yanında olmaya devam etmektedir.
    Biz de bu vesileyle vatandaşlarımızı, sağlıklı yaşlanmak ve aktif bir yaşlılık dönemi geçirmek için sağlıklı yaşam önerilerine uymaya, aile hekimini ziyaret ederek kronik hastalıklara yönelik tarama ve izlemlerini yaptırmaya, yaşlılarımızın çok yönlü yaşlı izleme ve değerlendirmesini yaptırmalarını sağlamaya, sağlıklı hayat merkezlerinden sağlıklı yaşam ve fiziksel aktivite desteği almaya davet ediyor, yaşlılarımıza sağlıklı günler diliyor, saygılarımızı sunuyoruz.”

  • Arama kurtarma ekiplerine ilk yardım eğitimi

    Arama kurtarma ekiplerine ilk yardım eğitimi

    Belediyenin çeşitli müdürlüklerinde çalışan ve gönüllülük esasıyla oluşturulan arama kurtarma ekibinden 28 kişiye verilen temel ilk yardım eğitimi 2 gün sürdü.

    Kocaeli Büyükşehir Belediyesi İlk Yardım Eğitim Merkezi görevlilerince verilen eğitim hem teorik hem de pratik olarak gerçekleştirildi.

    İlk yardım nedir, amacı nedir, nasıl yapılır, temel yaşam desteği gibi konularda bilgilendirilen arama kurtarma ekibi personelleri, eğitimler sonunda sınava tabi tutuldu. Teorik ve uygulama sınavını kazanan personeller ilk yardım belgesini almaya hak kazandı.

    3 yıl boyunca geçerliliği bulunan ilk yardım belgesini alanlar, 3 yıl sonunda girdikleri ilk yardım güncelleme eğitimi ile birlikte belgelerini yenileyebilecekler.

  • “Bel ağrısını ciddiye alın”

    “Bel ağrısını ciddiye alın”

    Beyin, Omurilik ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Opr. Dr. Abdurrahman Özdemir, toplumda oldukça yaygın görülen sağlık sorunları arasında yer alan bel fıtığına dikkat çekti. Bel fıtığının korkulması gereken bir durum olmadığını belirten Op.Dr. Özdemir, doğru tedavi ile hastalıktan kurtulmanın mümkün olduğunu dile getirdi.

    Opr. Dr. Abdurrahman Özdemir, bel fıtığının belirtileri, nedenleri ve tedavi yöntemleri ile ilgili, “Omurgalar arasında yer alan kıkırdağın aşırı zorlama nedeniyle yerinden kayıp omurilik kanalı içine doğru uzanması sonucu, bacaklara gelen sinirlere ve omuriliğe baskıyla ortaya çıkan bir durumdur. Fıtık etkilenen kas grubuna bağlı olarak güçsüzlük, hissizlik, yanma, uyuşma, idrar tutamama ve büyük abdesti kaçırma gibi belirtiler verebilir. Her bel veya boyun ağrısı fıtık olmamakla birlikte bu ağrıları insanlar mutlaka hayatlarında birkaç kez yaşamaktadır ancak bunun araştırılması ve teşhisi çok önemlidir. Eğer fıtık hastayı hiçbir zaman tehdit etmeyip sadece belirli dönemlerde ağrılara sebep olacaksa, yılda 1-2 defa tutulma şeklinde görülecekse, bu dönemde ilaçlardan yararlanmak mümkündür. Başlangıç aşamasındaki bel fıtığının egzersiz, dinlenme ve ilaç gibi çok basit tedaviler ile kontrol altında tutulması mümkünken ilerlemiş bel fıtığı hem yol açtığı sağlık sorunları hem de yaşam kalitesi üzerindeki olumsuz etkisi ile mutlaka tedavi edilmelidir” dedi.

    Bel fıtığının ilerlemiş olup olmadığını anlamanın en kolay yönteminin bel fıtığı sorununun yaşam kalitesini düşürmeye başlaması olduğunu söyleyen Op.Dr. Özdemir, “Eğer bel fıtığı artık günlük hayatı olumsuz etkiliyor, bacağa yayılıyor, kişinin daha hareketlerini ciddi düzeyde kısıtlıyorsa, ağrılar ilaçlarla kontrol edilemiyorsa ilerlemeye başlamış demektir. İlerlemiş bel fıtığının en kısa sürede tedavi edilmesi kişinin hareket kabiliyetinin korunması ve tedavinin başarı oranının artması açısından büyük bir öneme sahiptir. Hastanın ameliyatına karar verilmeden önce, hastanın önce ciddi bir şekilde değerlendirilmesi gerekir. Fıtığın radyolojik görüntüsü, bulunduğu bölge gibi hususlar önem taşımaktadır. Belde çok büyük bir fıtık görüldüğünde eğer hiçbir bulgusu yoksa endişe duyulmaz. Fakat boyunda büyükçe bir fıtık görüldüğünde, hastanın hiçbir bulgusu olmasa da omurilik basısı kati ise ameliyat önerilir. Çünkü hastanın ters bir hareketinde omuriliğe bası artarsa hastanın felç kalma riski bulunmaktadır. Bu nedenle erken teşhis ve tedavi hayati önem taşımaktadır” diye konuştu.

  • Hasta çocuğu okula göndermeyin

    Hasta çocuğu okula göndermeyin

    Havaların soğuması ve okulların açılmasıyla beraber kapalı alanlarda vakit geçirmenin arttığını kaydeden Kayseri Şehir Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Ayşin Kılınç Toker, üst solunum yolu enfeksiyonlarında artış olduğunu belirtti. Toker, “Kış ayları yaklaştıkça kapalı alanda vakit geçirmeye daha çok başlayacağız. Özellikle okullar açıldı ve çocuklar kendi özel hijyenlerini gerçekleştiremedikleri için üst solunum yolu enfeksiyonlarına çok açıklar. Üst solunum yolu enfeksiyonu çok çeşitli virüslerle olabiliyor. İnfluenza virüsünün aşısını olabiliyoruz ama bunun dışında farklı virüslerde var. Bunun için okulda kapalı ortamlarda, kapalı yerlerde yine temizliğe ve mesafeye dikkat etmemiz gerekiyor. Özellikle hasta olan çocuklarımızın okula gönderilmemesi konusunda özel bir çaba harcamamız gerekiyor” ifadelerini kullandı.

    Dünya genelinde korona virüs için yeni varyantların söz konusu olduğunu kaydeden Toker, “Şuan için ülkemizde yaygın olarak görülen bir varyant türü değil. Ancak önümüzdeki ekim ve kasım aylarında bu varyant ile karşılaşma imkanımız var. Şu an içinde nasıl seyredeceğini bilmiyoruz. Belki de hafif bir şekilde atlatılacaktır ama özellikle çocuklarımızı ve risk grubundaki yaşlılarımızı hasta olan diğer kişiler ile görüştürmeden önce dikkat etmemiz lazım” dedi.

  • Çin tuzunun sağlığa zararları

    Çin tuzunun sağlığa zararları

    Yalova Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Vefik Arıca, Çin tuzunun dünyada yaygın olarak kullanılan bir madde olduğunu ifade etti. Türkiye’de de Çin tuzunun yaygınlaştığını anlatan Prof. Dr. Arıca, “Çin tuzu, diğer adı monosodyum glutamat. Aslında bu herkesin bildiği ürünlerde yazan ürün. Bir şekilde özellikle hazır sosislerde, salamlarda, krakerlerde, hazır soslarda hazır çorbalarda, bulyonlarda, soslu kuruyemişlerde sıklıkla bulunmakta. Biz monosodyum glutamatı ürünün etiketinde bulamıyor isek E621 kodunu aramalıyız. Eğer o E621 kodu var ise o ürün etiketinde, bunda Çin tuzu vardır. Bunu dikkatle tüketmeliyiz, hatta hiç tüketmemeliyiz” dedi.
    Çin tuzunun insan sağlığı açısında zararlarına da değinen Arıca, şöyle konuştu:
    “Özellikle karaciğeri yorabilir, karaciğer yetmezliklerine, hatta ilerleten dönemlerde hafıza kayıplarına, özellikle hücresel yıkımlara, böbrek hasarlarına, organ yetmezliklerine yol açabilir. Poşetli ürünlerin, hazır gıdaların büyük bir kısmında var. Yedikçe yediren, bir yediğimizde ikinciyi yediren hazır gıdaların büyük bir kısmında bulunan E621 kodlu Çin tuzu ya da monosodyum glutamata dikkat etmeliyiz.”

  • Kalp sağlığı için yürüdüler

    Kalp sağlığı için yürüdüler

    Kalp Sağlığı Haftası sebebiyle düzenlenen ‘Kalbinin sağlığı için harekete geç!’ sloganıyla yapılan yürüyüş, Üçpınar Mahallesi’nden başladı. Üçpınar-İnegazi arasında yapılan doğa yürüyüşüne çok sayıda kişi katıldı. Yürüyüşe katılanlar şarkı ve türküler eşliğinde 7 kilometrelik etabı tamamladı.

    Özel Medicana Bursa Hastanesi Genel Müdürü Dr. Remzi Karşı, “Kalp sağlığı son derece öneme sahiptir. En fazla ölüm kalp hastalıklarında meydana geliyor. Belirli risk faktörleri var. Kadınların 55 erkeklerin 45 yaşının üstünde olması, ailede kalp hastalığı olması, düzensiz beslenme, alkol ve sigara kullanımı gibi bir çok faktör kalp hastalıklarını tetiklemektedir.

    Biz de farkındalık oluşturmak adına bugün böyle bir yürüyüş gerçekleştirdik” dedi.
    İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Gökhan Erbağ, “Günümüzde kardiyovasküler hastalıklar toplumda en sık ölüm sebeplerinden bir tanesi. Bunu engelleyen toplumda bilimsel olarak kanıtlanmış en büyük aktivite spor. Bizde bugün yürüyüş yaparak bu spora katkı sağlamak ve bu sporu yaygınlaştırmak için hareket etmeye çalışıyoruz” diye konuştu.

    Nilüfer Belediyesi Gençlik ve Spor Hizmetleri Müdürlüğü Spor ve Etkinlikler Büro Sorumlusu Emre Birkan, “Vatandaşlarımızla birlikte Misi yollarında keyifli bir etkinlik olmasını diliyoruz. Nilüfer Gençlik ve Spor Hizmetleri Müdürlüğü periyodik olarak ayda 1 defa doğa yürüyüşlerini gerçekleştiriyoruz. Bu süreçte belirlenen rotada öncü ve artçı arkadaşlarımızla grup hareket etmeye başlıyor. Kumanyalarımızı dağıtıyoruz, mola yerlerinde kumanyalarımızı yiyoruz” diye konuştu.

  • Sağlık Müdürü Cengiz Yorulmaz göreve başladı

    Sağlık Müdürü Cengiz Yorulmaz göreve başladı

    Sağlık Bakanlığı tarafından Adıyaman Sağlık Müdürlüğüne geçtiğimiz günlerde Uzm. Dr. Cengiz Yorulmaz atandı. Cengiz Yorulmaz, göreve başladı.
    Cengiz Yorulmaz, 2015-2017 yılları arasında Adıyaman Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekim Yardımcılığı, 2017 yılında Adıyaman Kamu Hastaneleri Birliği Genel Sekreterliği Tıbbi Hizmetler Başkanı, 2017-2022 yılları arasında Adıyaman Kamu Hastaneleri Hizmetleri Başkanlığı görevini yürüttü. 2023 yılında Sağlık Bakanlığı Saha Koordinatörü olarak görevini yürütürken 22 Eylül 2023 tarihinde Adıyaman İl Sağlık Müdürü olarak atandı.
    Adıyaman eski Sağlık Müdürü Erdoğan Öz ise, Adıyaman Üniversitesi Tıp Fakültesi’ne öğretim üyesi olarak geçiş yaptı.