Etiket: Sağlık

  • Sivrisinek ısırığına doğal önlem

    Sivrisinek ısırığına doğal önlem

    Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Bölümü’nden Prof. Dr. Vedat Turhan, sivrisinek ısırıklarının yaşam kalitesini düşürdüğünü ve kronik hastalıkları olan bireyler için tehlikeli olabileceğini ifade ederek şunları söyledi:
    “Asya kaplanı sineği veya literatürdeki adıyla Aedes albopictus; Güneydoğu Asya’ya özgü, gövdesinde ve bacaklarında bulunan beyaz renkli şeritlerle diğer türlerden ayırt edilebilen, kan emici bir sivrisinek türüdür. Bu sivrisinek türü, son 15-20 yıl içinde gerek ticaret gerekse de turizm trendleriyle Avrupa ve Akdeniz ülkelerinde yaygınlaşmıştır. Türkiye’de ise ilk olarak İpsala’da görüldüğü bilinmektedir. Son zamanlarda da Marmara, Ege ve Karadeniz’in kıyı illerinde bu türe rastlanmaktadır. Asya kaplanı sineği yaygın kitleleri etkileyebilen viral ve paraziter enfeksiyonlara neden olabilmektedir. Bu enfeksiyonlar arasında Batı Nil Virüsü, Sarıhumma, Döngü humması ve Zika virüsü yer almaktadır.

    Baş ağrısı ve yüksek ateşe dikkat

    Tüm bu hastalıkların yanında sivrisinek ısırıklarında lokal olumsuz etkiler de meydana gelebilmektedir. Yoğun kaşıntı, cilt lezyonları ve alerjik reaksiyonlar Asya kaplan sineği ısırıklarından sonra görülebilmektedir. Sivrisinek ısırıkları önemsiz ve yaz dönemlerinde olağan bir durum olarak görünse de tehlikeli olabilir. Sık yolculuk edenler, bağışıklığı düşük olanlar, diyabeti, böbrek hastalığı, kanseri bulunanlar daha fazla enfeksiyona maruz kalabilir. Sivrisinek ısırığı meydana geldikten sonra ortalama kuluçka süresi sivrisineğin taşıdığı mikrobiyal etkene göre değişmekle birlikte ortalama 2-6 gün arasındadır. Bu süre sonunda ishal, eklem ağrısı, kusma, baş ağrıları ve vücut döküntüleri gibi belirtilere rastlanabilir. Bazılarında nörolojik belirtiler de olabilir. Örneğin yüksek ateş, baş ağrısı, ense sertliği, konsantrasyon bozukluğu, koma, titreme nöbetleri ve felç gibi semptomlar görülürse zaman kaybetmeden uzman bir doktora başvurmak gerekir.

    Nane yağı ve çay ağacı yağı koruyor

    Sivrisineklerden korunmak gerekmektedir. Açık havada zaman geçirilecekse uzun kollu ama yaz nedeniyle de terletmeyecek ince kumaşlardan giysiler tercih edilmelidir. Sinek kovuculardan faydalanmak gerekir. Fakat bunlardan faydalanmadan önce kimyasal olmayan ve daha doğal ürünler tercih edilmelidir. Doğal yöntemler arasında nane yağı, çay ağacı yağı, karanfil yağı vardır. Bu ürünleri suyla karıştırıp sprey kutularında saklayarak açık yerlere sürerek sinekleri kovmak mümkün olabilir. Evlerde ise sineklikler faydalı olabilmektedir. Cilde dost aromatik yağlar bazı kimyasal ürünlerin etkilerine karşı da koruyucu olmaktadır. Ayrıca sinekler için yol kenarlarındaki ve evlerin civarındaki su birikintileri, saksı diplerindeki su birikintileri, araba lastiklerindeki kalıntı su vb. yerler çok uygun yerlerdir. Mümkün olduğunca bu su birikintilerinden uzak durmak gerekir.

    Sivrisinek ısırınca ilk iş su ve sabun

    Sivrisinek ısırdıktan hemen sonra ısırılan bölge su ve sabunla yıkanmalıdır. Bunun ardından bölgeyi rahatlatmak ve cilt lezyonlarının önlenmesi için lavanta kolonyası kullanılabilir. Ayrıca siyah ya da yeşil çay poşetleri ısırılan bölgeye uygulanabilir. Aloe vera bitkisindeki jel, elma sirkesi, karbonat ve limon suyunun karışımı da bölgeye sürülebilir. Fesleğen yağı, yulaf ezmesi de sivrinsek ısırığına iyi gelmektedir. Ayrıca eczanelerden alınabilecek kaşıntı önleyici kremler, jellerde fayda sağlamaktadır. Özellikle çocukları, sineklerin ısırdığı yerleri kaşımamaları konusunda uyarmak gerekmektedir. Sivrisinek ısırığında ısırılan bölgeye buz uygulamak da rahatlatıcı olmaktadır.”

  • Dijital bağımlılığa karşı pedal çevirdiler

    Dijital bağımlılığa karşı pedal çevirdiler

    Kırıkkale’nin Yahşihan Belediyesi tarafından “sağlık için pedalla” mottosuyla etkinlik düzenlendi. Yoğun katılımın olduğu etkinlikte, Belediye Başkanı Osman Türkyılmaz, 3 dönem üst üste 6 kez takdir belgesi alan öğrencilere bisiklet ve kask hediye etti. Bisikletlerini alan öğrenciler, aileleri ile birlikte dijital bağımlılığa karşı sağlıklı yaşam için 5 kilometrelik parkurda pedal çevirdi. Parkurun sonunda da katılımcılara dondurma ikram edildi. Bisiklet kazası geçiren bir çocuk ise sağlık görevlileri tarafından ambulansta tedavi edildi.

    Etkinlikte konuşan Yahşihan Belediye Başkanı Osman Türkyılmaz, “İlçemizde ikamet eden ve 6 kez takdir belgesi alan çocukların başarıları için pedal çeviriyoruz. Dijital bağlılıktan kurtulalım istedik, başarıyı değerlendirelim istedik. 30 tane ile başladık, bugün 130 oldu yine yetmedi 150’ye çıkartacağız. İnşallah sağlıklı bir yaşam, sağlıklı bir Yahşihan, güzel bir Yahşihan için yeni fikirler üretmeye devam edeceğiz” diye konuştu.

    Çok mutlu olduğunu ifade eden İnci Topgül (13), “3 dönem art arda 6 tane takdir aldığım için başkanımız bisiklet hediye etti. Bundan dolayı kendisine çok teşekkür ediyorum. Biraz önce bisikletlerimizle hep beraber sürüş yaptık. Çok eğlenceliydi böyle etkinliklerin devamını diliyorum. Ben çok keyif aldım” dedi.

    Başarılı olmak için çok çalıştığını anlatan Tuğçe Erdoğan (18), “Bisikletim vardı zaten bu da benim ikinci bisikletim oldu. Osman başkanımıza çok teşekkür ediyorum. Hepimiz çok çalıştık, hepimiz hak ettik” ifadesini kullandı.
    Azra Karaltı (12) ise kendisine bisiklet hediye edildiği için mutlu olduğunu söyledi.

  • Tansiyona dikkat

    Tansiyona dikkat

    Yüksek tansiyon hastalığının sık görülmesinin, başka hastalıklara ve ölümlere sebep olması açısından önemli bir halk sağlığı sorunu olduğunu söyleyen İç Hastalıkları Uzman Doktoru Büşra Karahan, tansiyon değerinin 140/90 mmHg ve üzeri olması olarak tanımlandığını söyledi.

    Yüksek tansiyon hastalığı sinsi ilerler

    Yaklaşık her üç yetişkinden birisinin yüksek tansiyon hastalığına sahip olduğunu söyleyen Dr. Büşra Karahan, Erzurum İl Sağlık Müdürlüğü tarafından hazırlanan “Halk Sağlığı Bülteni” nin 5. sayısında yaptığı açıklamada, Yüksek tansiyon hastalarının büyük bir kısmında sebep bulunamamakla birlikte böbrek/böbrek üstü bezi hastalıkları, ailede yüksek tansiyon öyküsünün olması, 40 yaş ve üzeri olunması, aşırı kilo, sigara kullanımı, aşırı alkol tüketimi, diyabet (şeker) hastalığı, aşırı tuz tüketimi ve hareketsiz yaşam yüksek tansiyona neden olduğu bilinen durumlar arasında yer almaktadır.

    Yüksek tansiyon hastalığı sinsi ilerler, başlangıçta genellikle bir bulgu vermez. En sık baş ağrısı, baş dönmesi, burun kanaması, kulaklarda çınlama, çarpıntı, nefes darlığı, göğüs ağrısı, görme problemleri, sık idrara çıkma, vücutta ödem, halsizlik, yorgunluk olarak belirti gösterir. Belirtileri yalnızca yüksek tansiyona özgü olmadığı için tanısı gecikebilir. Oysa uzun süre var olan ve tedavi edilmeyen yüksek tansiyon hastalığı birçok organa hasar verir. “ dedi.

    “Kan basıncı ölçümü yapmak önemli”
    Yüksek tansiyonun en çok etkilediği organların kalp, beyin, böbrekler, büyük atardamarlar ve gözler olduğunu söyleyen Dr. Büşra Karahan, şöyle devam etti“ Kalp krizi, kalp yetmezliği, beyin kanaması, felç, böbrek yetmezliği, böbrek fonksiyonlarında bozulma, görme bozukluğu, körlük, hafıza bozukluğu, anlama güçlüğü, boyun ve bacak damarlarında tıkanma olabilir. Yüksek tansiyon bu organları etkileyerek ani veya uzun süre içerisinde kalıcı sakatlıklara ve ölümlere yol açabilir.

    Çoğu insan yüksek tansiyon hastası olduğunu bilmez. Bunu öğrenmenin tek yolu kan basıncı ölçümüdür. Tanı, uygun şartlarda yapılan düzenli tansiyon ölçümleriyle konur. Doğru tansiyon değeri için, en az beş dakikalık dinlenme sonrası her iki koldan ölçüm yapılır, sonrasında kan basıncının yüksek olduğu koldan ölçüme devam edilir. Ayrıca ölçümden bir saat önce sigara, kahve vb. tüketilmemelidir.”

    Yaşam tarzı ve ilaç tedavisi
    Yüksek tansiyonun temel tedavisinde, yaşam tarzı değişiklikleri ve ilaç tedavisi olmak üzere iki önemli unsur olduğunu söyleyen Dr. Büşra Karahan, “ Yüksek tansiyonda yapılabilecek önemli yaşam tarzı değişiklikleri şunlardır: Tuzu azaltmak (Önerilen günlük tuz alım miktarı 5 gram yani tepeleme 1 çay kaşığı kadardır.) Sağlıklı beslenmek (meyve ve sebze tüketimi artırmak, doymuş ve total yağ tüketimi azaltmak; sakatatlar, kuru meyveler, konserve besinler, turşu, zeytin gibi tuz oranı yüksek yiyecekleri az tüketmek) Düzenli fiziksel aktivite yapmak Kiloyu sağlıklı bir seviyede tutmak ve fazla kiloluluk durumunda kilo vermek Sigara, alkol gibi zararlı alışkanlıkları bırakmak Stres yönetimi sağlamak Bazı durumlarda kan basıncını azaltmak için yaşam tarzı değişiklikleri yeterli olmayabilir.

    Bu durumlarda, tansiyonu düşürmek için yaşam tarzı değişiklikleri ve beraberinde ilaç tedavisi gerekir. Hekim tarafından verilen yüksek tansiyon ilaçları düzenli ve her gün kullanılmalı, hekim önerisi olmadan ilaçlar kesinlikle bırakılmamalıdır. Tüm bu bilgiler ışığında sizler de yüksek tansiyon hastalığı açısından risklerinizin değerlendirilmesi ve tansiyon ölçümü yapılması için mutlaka aile hekiminize başvurunuz.” şeklinde konuştu.

  • Dişler yeniden çıkarılabilir

    Dişler yeniden çıkarılabilir

    Japonya’nın Osaka kentindeki Tıbbi Araştırma Enstitüsü Kitano Hastanesi’nde baş araştırmacı ve diş hekimliği ve ağız cerrahisi bölümü başkanı Katsu Takahashi, insanların dişlerini yeniden çıkartmayı sağlayabileceğini söyledi.

    Dünyada bir ilk 

    Takahashi ve araştırma ekibi, USAG-1’i bloke eden nötralize edici antikor ilacı geliştirdiğinde, söz konusu dişleri yeniden çıkarmak için bazı dişleri olmayan farelerde bu tedaviyi gerçekleştirdiler. Yani dünyadaki ilk diş çıkarma tedavisini geliştirdiler.

    Elbette, ilacın hayvanlar üzerinde işe yaraması, insanlarda da işe yarayacağı anlamına gelmiyor ancak Takahashi iyimser. Araştırmacı, “İlacın klinik kullanımının önünü açmayı umuyoruz” dedi.

    Bununla birlikte, klinik deneyler başlamadan önce ekibin, ilacın insanlarda güvenli olduğunu ve herhangi bir olumsuz yan etki olmaksızın test edilebileceğini göstermesi gerekiyor.

    Durum böyle çıkarsa, ekip aynı zamanda milyonlarca hastaya fayda sağlayabilecek insan deneylerini de uygulayacak.

    Takahashi ve ekibi, güvenlik çalışmalarının 2025’e kadar , etkinlik ve optimal doz çalışmalarının 2028’e kadar tamamlanmasını bekledikleri ileriye dönük bir program geliştirdiler.

    Daha sonra, her şey plana göre giderse, 2029’a kadar ekip daha büyük klinik deneylere gerçekleştirebilir.

  • 13 yıl sonra sağlığına kavuştu

    13 yıl sonra sağlığına kavuştu

    13 yıl önce farklı bir merkezde korener baypas cerrahisi geçiren Tayfun Hacıömeroğlu, Liv Hospital Gaziantep’te gerçekleştirilen kalp ameliyatıyla sağlığına kavuştu.

    13 yıl önce farklı hastanede korener baypas ameliyatı olan Tayfun Hacıömeroğlu, sağlığına kavuşamayınca doktorlarında yönlendirmesiyle yakınları tarafından Liv Hospital Gaziantep’e getirildi.

    Liv Hospital Gaziantep Kalp ve Damar Cerrahisi Prof. Dr. Gökhan Gökaslan, ileri derecede kalp kapağı yetmezliği olan hastada mitral kapak tamirini başarıyla gerçekleştirerek sağlığına kavuşturdu.
    Yoğun bakıma alınıp canlandırma işlemi uygulanmış
    Liv Hospital Gaziantep kalp ve Damar Cerrahisi Prof. Dr. Gökaslan, “13 yıl önce bypass ameliyatı olan hasta 3 yıl önce sol şah damarının tıkanması nedeniyle geçici inme geçirmiş.

    Şah damarı tamamen tıkalı olduğu için müdahalelerle açılma imkânı olmamış. Yakın zamanda kalbin sol tarafındaki mitral kapakta ileri derecede kaçak tespit edilmiş.

    Hem daha önceden bypass operasyonu geçirmesi hem de sol şah damarının tamamen tıkalı olması nedeniyle kapak operasyonu çok riskli bulunup ameliyat edilmemiş.

    Bize başvurmadan 2 gün önce hasta kapak operasyonu yapacak merkez ararken kalbi durmuş ve başka bir merkezde yoğun bakıma alınıp yeniden canlandırma işlemi uygulanmış.

    Çok zorlu bir ameliyat olduğu için hasta bize yönlendirilmişti. Hasta bize geldiğinde yürüyemiyordu ve vücudunda ileri derecede ödem vardı” dedi.
    Operasyon çok başarılı geçti

    Yaptıkları incelemelerde mitral kapakta ileri derecede kaçağın olduğunu söyleyen Prof. Dr. Gökaslan, “Kalp kası fonksiyonları çok bozuktu. Hastanın kapağını tamir etme kararı aldık.

    Hastanın genel durumu itibariyle çok yüksek riskli ve imkânsıza yakın bir ameliyattı. Aile ve hastayla konuşup tüm riskleri göze alarak operasyonu gerçekleştirdik.

    Hastanın bozulmuş kapağını hiç bir kalp dokusuna zarar vermeden tamir ettik. Operasyon çok başarılı geçti.

    Operasyondan 4 saat sonra sol şah damarı tıkalı olmasına rağmen uyandı ve destek cihazlarına ihtiyacı kalmadı. Ertesi gün yürümeye başladı ve servisteki odasına alındı. Çok kısa bir sürede ödemleri geçti.

    Normal bir hastadan farkı kalmadı. Bugün hastamızı şifa ile taburcu etmenin mutluluğunu yaşıyoruz” şeklinde konuştu.

     

  • Sahte güneş gözlüklerine dikkat

    Sahte güneş gözlüklerine dikkat

    Yaz mevsiminin gelmesiyle güneş gözlüklerine talep arttı. Güneş gözlüğü almak isteyen vatandaşlara önerilerde bulunan optisyenler, sahte güneş gözlüklerinin göz sağlığını olumsuz etkileyebileceğini söyledi. Kastamonu’da uzun yıllardır optisyen olarak çalışan İsmail Kargılı, İl Sağlık Müdürlüğü tarafından belge verilmeyen satıcılardan güneş gözlüğü satın alınmaması gerektiğini belirtti. Sahte güneş gözlüklerinin göze fayda sağlamadığını, zarar verdiğini belirten Kargılı, marketlerde satılan gözlüklerden bile uzak durulması gerektiğini kaydetti.

    “Güneş gözlüklerini mutlaka güvenilir gözlükçülerden almak lazım”

    Yaz mevsiminin gelmesi ile güneş gözlüklerine ilgilinin arttığını kaydeden Kargılı, “Yaz aylarına girmemizle birlikte güneş gözlüklerine talep başladı. Gözlüklerde ilk önce İl Sağlık Müdürlüğünün ruhsatıyla açılan optisyen gözlükçülerden alınması gerekiyor. İşportadan alınan güneş gözlükleri sağlığa zararlı. O gözlükler göze fayda edeceği yerde zarar verecektir. Hemen etkisini göstermez ama UV ışınlarını geçirir, kırılganlık özellikleri farklıdır. Bu yüzden güneş gözlüklerini mutlaka güvenilir gözlükçülerden almak lazım. Göz, çok önemli bir şey, bir nevi dünya kapımız. Onun için güneş gözlüğü alırken de mutlaka bu işin ehli olan satıcılardan almamız lazım. Şu anda marketlerde bile güneş gözlüğü va,r bunlardan uzak durulması ve satılmaması lazım” diye konuştu.

  • Fenerbahçe’de sağlık kontrolleri başladı

    Fenerbahçe’de sağlık kontrolleri başladı

    Yeni sezon hazırlıklarına bugün Samandıra Can Bartu Tesisleri’nde başlayacak olan Fenerbahçe’de futbolcular ve teknik heyet sağlık kontrollerine başladı.

    Teknik Direktör İsmail Kartal ve bir grup futbolcu bugün sağlık kontrolünden geçerken, kan tetkikleri ardından ortopedi, iç hastalıkları, göz, kulak-burun-boğaz, genel cerrahi ve kardiyoloji bölümlerinde muayeneler yapıldı.

    Sağlık kontrolleri akciğer ve efor testlerinin yapılmasıyla noktalandı.

  • Sağlık turizminin yeni mekanı

    Sağlık turizminin yeni mekanı

    Ülkenin birçok noktasında yer alan termal sular, kaplıcalar, mineral kaynaklar ve doğal şifalı alanların, özellikle cilt, solunum yolları, kas ve kemik rahatsızlıkları gibi birçok sağlık sorununa iyi geldiği biliniyor. Böylece, Azerbaycan’dayken seyahatler canlandırıcı bir sağlıklı yaşam deneyimiyle zenginleştirebiliyor. Gezginler Azerbaycan’ın el değmemiş doğası ve yumuşak ikliminin iyileştirici etkilerini hissederken zihinlerini ve ruhlarını da yenileyebiliyor.

    Tuz terapisi için eşsiz deneyimin adresi: Duzdağ Tuz Mağaraları

    Azerbaycan’ın Nahçıvan şehrine 12 kilometre uzaklıktaki Duzdağ’da bulunan tuz mağaraları, sağlık turizmi açısından oldukça ilgi çekici bir seçenek sunuyor. Bu mağaraların içerdiği doğal tuzun astım, alerjiler ve diğer solunum yolu rahatsızlıklarının yanı sıra yaşlanan cilt gibi çeşitli sağlık sorunları üzerinde olumlu etkileri olduğu biliniyor.
    Duzdağ, yaklaşık 130 milyon ton tutan dünyanın en berrak ve saf tuzlarından birini içeren eski bir tuz madenine sahip. Bugün, turizm sektöründeki yeniliklerle birlikte Duzdağ Fizyoterapi Merkezi yerin 110 metre altında, dağa 300 metre oyulmuş tünellerden oluşan bir sağlık kompleksine dönüştürüldü. Merkezi ziyaret edenler, bu tünellerde bulunan yeraltı odalardan birinde geceleyerek tuzun onarıcı güçlerinin yanı sıra sakinlik ve huzurun tadına varabiliyor.

    İster tarihi, ister kültürel veya gastronomik bir yolculuk olsun, Nahçıvan her türden turistin aradığını bulabileceği bir yer. Bölgedeki ilk insan yerleşimlerinden biri olarak kabul edilen Nahçıvan, 12. yüzyıldan kalma Mümine Hatun Mozolesi ve Nahçıvan Hanları Sarayı gibi görkemli abidelere ev sahipliği yapıyor. Manzaralı yolda Ordubad’a giderken Ilandag Dağı’nın ikonik yarık zirvesinin, Nuh’un Gemisi tarafından oyulduğu da rivayetler arasında yer alıyor. Yerel halkın ziyaretçileri misafirperverlikle kucakladığı Nahçıvan, turistler için kaçırılmayacak bir yer özelliğini taşıyor.

    Kebele şehrinin termal suları şifa kaynağı

    Azerbaycan’ın sağlık turizmi olanakları, termal suların sunduğu şifa imkanlarına da odaklanırken bunların en önemlilerinden biri de Kebele şehrinden geliyor. Kafkasya’nın farklı bölgelerinde bulunan 30’dan fazla termal maden suyu yatağı arasında, Yengice ve Kemervan termal kaynakları, Kebele şehrinin en çok ziyaret edilenleri arasında yer alıyor.
    Bu termal kaynaklar, sinir sistemi, cilt, kas ve kemikler, solunum, şeker hastalığı, sindirim ve böbrek sorunları gibi rahatsızlıkların tedavisinde kullanılıyor. Modern kriyoterapi gibi tedavi yöntemlerinin uygulandığı birinci sınıf sağlık merkezleri, Azerbaycan’ın termal sularını ve balneoterapi tedavilerini de turistlere sunuyor.
    Kafkas Dağlarının inanılmaz manzarası ile çevrelenmiş bir diğer meşhur dağ tatil merkezi ise Kebele şehrinde yer alan Tufandağı. Aynı anda 3 bin kişiyi ağırlayabilen komplekste, kayak sporunu öğrenmek isteyenler için profesyonel eğitmenler bulunuyor. Merkezde sadece kayak severler değil, doğa tutkunları da dağların güzelliğini keşfetme imkanı bulabiliyor, karla kaplı restoranlarda yerel lezzetleri tatma fırsatı yakalayabiliyor. Aynı zamanda Kebele’nin şehir yaşamından uzak, huzurlu ortamı, turistlerin gevşeme ve kendilerini yenileme deneyimini tamamlamak için ideal bir yer sağlıyor.

    Ziyaretçilerin popüler sağlık noktası: Eşsiz Naftalan Petrolü

    Azerbaycan’ın Bakü şehrine yaklaşık 300 kilometre uzaklıktaki Naftalan şehrindeki naftalan petrolü de sağlık turizminin popüler bir destinasyonu haline geliyor. Naftalan petrolü, geleneksel endüstriyel petrole benzese de farklı bir yapıya sahip. Dünyanın tek şifalı naftalin petrol sahası olan Naftalan, uluslararası öneme sahip eşsiz bir tatil beldesi. Burada bulunan yağ, geleneksel endüstriyel yağlara benzer görünse de benzersiz kimyasal bileşimi ona olağanüstü terapötik nitelikler sağlıyor. 36-38C sıcaklıkta Naftalan yağı ile doldurulmuş terapötik banyolar genellikle kapsamlı bir tedavi sürecinin parçası olarak reçete ediliyor. Tipik olarak balneoterapi, fizyoterapi, masajlar, parafin tedavisi ve fiziksel egzersizlerle tamamlanıyor.
    Öte yandan banyo tedavisinden önce tedaviden faydalanmak isteyenlerin bir sağlık kontrolünden geçmesi, ardından doktor kontrolünde yağ banyosu dahil olmak üzere tedavi türü, süresi ve gerekli prosedürler için bir reçete alması gerekiyor.
    Naftalan petrolü, kas, cilt, kemik ve eklem ağrıları gibi 70’den fazla rahatsızlığı tedavi edebilme gücüne sahip. Bu benzersiz kimyasal bileşime sahip sıvı, jinekoloji ve nöroloji sorunları gibi çeşitli sağlık problemleri için de etkili olduğu biliniyor. Ham petrol banyosu ve bireysel tedavi seansları, şifa arayışında olanlar için ideal bir deneyim sunarken, Naftalan şehrinde bu hizmeti sunan birçok otel, spa ve sağlık merkezi de bulunuyor.

    Azerbaycan’ın subtropikal köşesindeki termal su kaynakları: Lenkeran

    Hazar Denizi ile yemyeşil Talysh Dağları arasında yer alan Lenkeran, eşsiz doğal çeşitliliğe sahip bir bölge. Şehrin kendisi, surlarla çevrili eski bir limandır ve doğasının zenginliği bakımından Azerbaycan’ın en güzide yerlerinden. Kuzeyinde bulunan Gizil Aghaj bataklıkları ise kuş türleri açısından son derece zengin ve güneydeki Hirkan Ormanı ise nesli tükenmekte olan Kafkas leoparının yanı sıra yaşlı demir ağaçlarına ev sahipliği yapıyor. Bölge aynı zamanda turunçgilleri ve lezzetli mutfağıyla ünlüdür ve Azerbaycan çaycılığının da merkezi konumunda bulunuyor.
    Azerbaycan’ın bu subtropikal köşesindeki doğa göze hoş gelmekle kalmıyor, aynı zamanda termal sularıyla doğal olarak tedavi edici özellik de taşıyor. Bölgenin her yerine dağılmış olan termal su kaynakları (Azerice’de “istisu” olarak adlandırılır) yerel halk tarafından uzun süredir her türlü rahatsızlığı iyileştirmek için kullanılıyor. Lenkaran’da yer altından doğal olarak akan sıcak, mineral açısından zengin suyla dolu banyo kabinleri olan çok sayıda sanatoryum bulunuyor. Sade sanatoryumlar yörede yaygınken, Haftoni köyü 1958’de kaplıcanın çevresinde kurulan bir sanatoryum ile sanatoryumların standardını üst düzeye taşıyor. Günümüzde Haftoni köyü 2019 yazında hizmete geçen lüks Lenkeran Springs WellnessResort’a ev sahipliği yapıyor.

  • Böbreğini satmak isterken yakalandı

    Böbreğini satmak isterken yakalandı

    İstanbul’da özel bir hastanede kendilerini kardeş olarak tanıtan ve böbrek nakli olmak için başvuruda bulunan şahısların evraklarının sahte olduğu tespit edildi.

    Kırgız uyruklu donörün borcu karşılığında böbreğini satmak istediğinin belirlenmesi üzerine düzenlenen operasyonda 3 kişi gözaltına alındı. Zanlılar çıkarıldıkları mahkemece serbest bırakılarak sınır dışı işlemleri için geri gönderme merkezine teslim edildi.

    İstanbul Emniyet Müdürlüğü Göçmen Kaçakçılığıyla Mücadele ve Hudut Kapıları Şube Müdürlüğü görevlilerince, organ-doku ticareti suçu ile mücadele amacıyla yürütülen çalışmalar kapsamında, 16 Haziran’da bir operasyon gerçekleştirildi.

    İstanbul’da faaliyet gösteren özel bir hastaneye giden ve üvey kardeş olduklarını belirten Kırgızistan uyruklu D.I ve Z.A.U. isimli şahısların böbrek nakli olmak için başvuruda bulundukları operasyon kapsamında tespit edildi.

    Yapılan incelemelerde şahısların ibraz ettikleri evrakların sahte olabileceği değerlendirilerek, D.I. isimli şahsın böbrek alıcısı Z.A.U. isimli şahsın ise donör olduğu belirlendi.

    Konuyla ilgili yapılan detaylı çalışmada, şahısların gerçekte üvey kardeş olmadıkları, sahte belgeler ile üvey kardeş gibi görünmeye çalıştıkları tespit edildi.

     

    İncelemelerde, donör Z.A.U.’nin Kırgızistan’da 40 bin Kırgız Somu (yaklaşık 10 bin TL) borcu olduğu ve bu borcu ödemek amacıyla böbreğini satmaya karar verdiği anlaşıldı. Kırgızistan’da internet üzerinden tanıştığı bir şahsın borcunu ödemesi karşılığında kendisini böbrek alıcısı D.I. ve bu şahsın abisi E.A. isimli şahsa yönlendirdiği, şahısların üvey kardeş gibi görünmeleri için sahte belgeleri de bu şahsın hazırladığı tespit edildi.

     

    Ayrıca böbrek alıcısı çocuk şahsın abisi E.A.’nın Kırgızistan’daki aracı şahıs ile nakil için 48 bin dolar karşılığında anlaştığı da tespit edildi.
    Operasyon kapsamında Z.A.U., D.I., ve E.A. isimli şahıslar yakalanarak gözaltına alındı.

     

    Konu ile ilgili işlemlerinin tamamlanmasının ardından adli makamlara sevk edilen şüpheli şahıslar çıkarıldıkları mahkemece serbest bırakılarak sınır dışı işlemleri için geri gönderme merkezine teslim edildi.

  • Aşırı sıcaklarda kalbimizi zinde tutmalıyız

    Aşırı sıcaklarda kalbimizi zinde tutmalıyız

    Beslenme uzmanı ve Phanes Beauty kurucu ortağı ve CEO’su Ertekin Aykaç, sıcak havalarda dikkat edilmesi gerekenler hakkında uyarılarda bulundu. Sıcak havalarda hem bedenin hem de ruhun zinde olunması gerektiğini söyleyen Ertekin Aykaç, “Bunun için de bedeni ve ruhu zorlamayacak bir hayat yaşanması zorunluluktur.

    İnsanımız yöresel ve kültürel olarak ağır yemekleri tercih ediyor. Yaz aylarında ağır yemeklerden kaçınılmalıdır. Yazın Akdeniz ve Ege yöresi ağırlıklı yemekler tercih edilmesi beden sağlığı açısından rahatlatıcıdır. Ispanak, brokoli gibi yeşil sebzeleri tercih etmek gerekmektedir.

    Potasyum, lif, folat, kalsiyum ve C vitamini zengin kalp dostu sebzelerdir. Kırmızı meyveler, avokado, yeşil çay, ceviz, keten tohumu ve bitter çikolata gibi ürünleri de beslenme alışkanlığına katmanın faydalarını yaz ayında farkına varacaksınız. Yaz ayının olmazsa olmazı balık tüketilmelidir. Kalbin zinde olması, aynı vakitte beynin doğru karar alması için sağlıklı beslenme şart. Yapılan yeni araştırmalar gösterdi ki sağlıklı bir kalp, aynı vakit de beynin doğru karar alması için hususi önem taşımaktadır” dedi.