Etiket: Sakarya

  • Cumhurbaşkanı Erdoğan, Altay tankının TSK’ya teslim töreninde konuştu

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, Altay tankının TSK’ya teslim töreninde konuştu

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Arifiye’de Yeni Altay Tankının Testler için TSK’ya Teslimi Töreni’nde savunma sanayi ile ilgili önemli mesajlar verdi. Tank Palet Fabrikasındaki törende yaptığı konuşmada Cumhurbaşkanı Erdoğan, Arifiye’ye en son yılbaşında geldiğini hatırlatarak, “9 Ocak’ta fırtına obüslerimizin teslimat törenini gerçekleştirmiştik. Bu törenle 6 adet yeni nesil fırtına obüsünü silahlı kuvvetlerimize teslim etmiştik. Bugünde bir başka gurur verici projemizin, yeni nesil Altay tankımızın test için teslim heyecanını yaşıyoruz. Malumunuz olduğu üzere, güvenlik güçlerimizin kullandıkları kara aracı talebini yerli ve milli imkanlarla karşılamak için uzun yıllardır çalışıyoruz. Şimdiye kadar bu kapsamda birçok kurum ve kuruluşumuz özellikle de çeşitli tip ve özelliklerde pek çok araç ürettik. Yine fırtına obüslerinden, farklı kalibrede silah ve silah kulelerine sahip pek çok muharip aracı da ordumuzun hizmetine sunduk. Böylece amfibi hücum araçlarından, sınır güvenliğine yönelik sisteme kadar çok geniş bir yelpazede ürün gamına sahip olduk. Ayrıca envanterde bulunan tank ve zırhlı muharebe araçlarımızın en son teknolojilerle modernizasyonlarını yaptık, yapıyoruz. Bunlarla birlikte araçlarımızdaki silah sistemlerini, elektronik sistemleri, anti tank mühimmatlarını ekipman ve teçhizatları da üretiyoruz. Hatta son dönemde dışarıdan temin ettiğimiz, ambargolara maruz kaldığımız zırh sistemlerinin yerli ve milli imkanlarla imalatına da başladık” diye konuştu.

    “Araçlarımızın ünü yayıldıkça, önümüzdeki dönemde çok daha yüksek ihracat rakamlarına ulaşacağımıza inanıyorum”

    Muhtelif tip ve özellikte hafif ve orta sınıf insansız kara aracını, güvenlik güçlerinin hizmetine verdiklerini hatırlatan Erdoğan, “Ağır sınıftaki araçlarla ilgili çalışmalarımızı da inşallah çok yakında neticelendiriyoruz. Kara aracı alanında çok şükür neredeyse bütün ihtiyaçlarımızı yerli ve milli kabiliyetlerle karşılar hale geldik. Bununla yetinmiyor, dost ve müttefik ülkelere de kara aracı ihraç ediyoruz. Türkiye artık bu alanda dünyada ilk sıralarda yer alan, ürünleri birçok ordu tarafından kullanılan tedarikçi ülke konumuna gelmiştir. Çatışma bölgelerinde sınanan araçlarımız, muadillerine göre çok daha güvenli ve dayanıklı olduğunu ispat etmiştir. Araçlarımızın ünü yayıldıkça, önümüzdeki dönemde çok daha yüksek ihracat rakamlarına ulaşacağımıza inanıyorum. Ülkemizin modern ana muharebe tankı olacak yeni Altay tankı ile savunma sanayi atılımlarımızı taçlandırmayı hedefliyoruz. Yeni Altay tankımız 10 yıl önce ilk ortaya konan prototipten çok daha farklı ve üstün kabiliyetlere sahiptir” ifadelerini kullandı.

    “Projemiz engellenmeye çalışıldı, her stratejik üründe olduğu gibi buna da çamur atıldı”

    Diğer savunma projelerinde olduğu gibi Altay tankının geliştirilmesi süresince de pek çok zorlukla karşılaştıklarını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Projemiz engellenmeye çalışıldı. Her stratejik üründe olduğu gibi buna da çamur atıldı. Gizli, açık ambargolarla süreç sabote edilmek istendi. Maruz kaldığımız onca saldırıya rağmen yılmadık, pes etmedik, geri adım atmadık. Mevcutla yetinmek yerine, daha iyisini, daha modernini, bugünün değil, yarının teknolojisiyle mücehhez olanını üretmek için canla başla çalıştık. Bilhassa mühendislerimizin pek çok engelin üstesinden gelmek için büyük bir fedakarlıkla emek harcadılar. İhracat lisansı alınamayan tüm alt sistemlerin yerine, yerli ve milli alt sistemler tasarladılar. Değişen muharebe sahasının ihtiyaçlarına teknolojik, dijital ve mekanik birçok yeni sistemi tankımıza entegre ettiler. Sonuçta yüksek yerlilik oranı, ileri teknolojisi, dünyadaki benzerlerinden üstün özellikleriyle ortaya yeni Altay çıktı. Bu projede tankların en önemli özelliklerinde beka kabiliyetini de güçlendirdik. Hem gelişmiş zırh yapısıyla, hem aktif koruma sisteminin eklenmesiyle yeni Altay 3. nesilden de öte bir tank haline geldi. İşte bu şekilde ortaya çıkan tanklarımızın ilk ürünleri bugün silahlı kuvvetlerimize teslim ediyoruz. Ordumuz tarafından testleri tamamladıktan hemen sonra tanklarımızın seri üretimine başlayacağız” şeklinde konuştu.

    “Adamın hayatı yalan, başka bir sermayesi yok”

    Tank Palet Fabrikası’nın satıldığı iddialarının gerçeği yansıtmadığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Hani diyorlar ya; burayı Katar’a sattık falan diye. Her şey burada, böyle bir şey söz konusu değil. Adamın hayatı yalan, başka bir sermayesi yok. Burada yüzde 51’i bize aittir, yüzde 49 Katar’a aittir. Tabii en önemli yanı bir de şudur; sürekli sermaye noktasında burayı takviye eder durumdadır. Bütün bunları bilmeden yalan üstüne yalanla burada bütün siyasi sermayesini tüketmeye çalıştılar. Hamdolsun bu eserler bu şekilde ortaya çıkıyor. Arifiye tesislerinde Türkiye’nin 400 beygir segmentindeki ilk yerli ve milli askeri motorlarının seri üretimi de gerçekleştirdik. Bu motorları 600 beygir, 1000 beygir ve 1500 beygir tank motorları takip edecek. Ülkemizin özellikle ihracat noktasında önünü ciddi manada kesen motor ve transmisyon meselesini de böylece çözüme kavuşturacağız. Yeni Altay tankımızın bu coğrafyada silahlı kuvvetlerimiz için çok önemli bir güç çarpanı olarak görev yapacağına inanıyorum. Milli Savunma Bakanlığımızı, Türk Silahlı Kuvvetlerimizi, Savunma Sanayii Başkanlığımızı, projede emeği olan mühendis ve çalışanlarımızı tebrik ediyorum. Yeni Altayların ülkemize ve milletimize, kahraman ordumuza hayırlı olmasını diliyorum” dedi.

    “Bırakın tank, top, falan filan, tabanca üretemiyorduk”

    ‘Sabırla koruk helva olur, dut yaprağı Atlas’ tespitinin, ete kemiğe büründüğü alanların en başında savunma sanayisinin geldiğini söyleyen Erdoğan, “Savunma sanayinde geliştirilen her ürünün gerisinde maddi güç yanında, yıllar süren çok ciddi bir emek, sabır ve özveri vardır. Bugün dünyada parmakla gösterilen SİHA’larımızın, büyük takdir toplayan zırhlı kara araçlarımızın, savaş gemilerimizin, firkateynlerimizin, füzelerimizin ve diğer sistemlerimizin her biri böyle ortaya çıktı. Diğer alanlarda olduğu gibi, burada da işe önce paradigmayı değiştirmekle başladık. Ben şöyle bir 20 sene, 21 sene önceyi hatırladığımda, biz silahlarımızda bırakın tank, top, falan filan, tabanca üretemiyorduk. Şimdi ne oldu? Tabancanın daniskasını üretiyoruz. Amerika biliyorsunuz bizi bir ara glock filan vermemeyle tehdit etti. Ama şimdi glocktan daha üstünlerini biz yapar hale geldik onlar bizden istiyor. Mesele inanmak, azmetmek. Erbakan hocamızın her zaman bir lafı vardı; ‘İman öyle bir şeydir ki, tekeden bile süt çıkartır.’ Mesele inanacaksın. Ondan sonra tabii ki neticesini alacaksın. Kolay olanı değil, vakit de alsa zor olanı, çetin olanı, ülkemizin için en hayırlı olanı seçtik. Bütün onların envaiçeşidini artık ülkemizde özel sektörde de yapıyoruz, onunda önünü açtık. Ağızlarını her açtıklarında bize, ‘Yapamayız, beceremeyiz’ diyen mandacı kafalara inat, ‘En iyisini biz yaparız’ dedik ve yola koyulduk. Sadece araç değil, artık bunların bütün mühimmatını yapar hale geldik. Eğer siz aracı yaptınız, mühimmatı yoksa duman olursunuz. Adım attırmazlar. Ama artık bu safhalar aşıldı. Hedefimizi, tam bağımsız savunma sanayi olarak belirledik. Savunma sanayi projelerini bizzat himaye ettik, takip ettik, destekledik. Kendimizin imal edebileceği hiçbir ürünü dışarıdan almama yoluna gittik. Firmalarımızı destekledik, özel sektörün önünü açtık, yeni yatırımları teşvik ettik, sorunlara odaklanmak, daha ilk denemede ‘Pes’ demek yerine, sonuca ve başarıya kilitlendik. Hamdolsun, 20 yıl gibi çok kısa bir sürede savunma sanayinde yüzde 80’leri bulan dışa bağımlılığı, yüzde 20’ler seviyesine düşürdük” diye konuştu.

    Artık NATO üyesi ülkelere de platform ihraç eder hale geldik”

    2002 yılında sadece 62 savunma projesi yürütülürken, bugün bu sayının 750’yi geçtiğini hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Savunma projelerimizin toplam bütçesi 2002 yılında 5 buçuk milyar dolarken, ihale sürecindeki projeler dahil 75 milyar dolarlık proje hacmine ulaştık. Nereden nereye. Bundan 20 yıl önce sadece 248 milyon dolar savunma sanayi ihracatı varken, geçtiğimiz sene sonu bu alanda 4 milyar 400 milyon dolar ile rekor kırdık. Artık NATO üyesi ülkelere de platform ihraç eder hale geldik. Sadece son birkaç hafta içerisinde milletimizin gurur kaynağı olacak pek çok projeyi gerçeğe dönüştürmenin bahtiyarlığını yaşadık. Milli muharip uçağımızı ve Hürjet’i hangardan çıkardık, insansız savaş uçağımız Kızıl Elma’nın irtifa testlerini yaptık. Ülkemizin en büyük, dünyanın da ilk SİHA gemisi vasfını taşıyan TCG Anadolu’yu Deniz Kuvvetlerimize teslim ettik. TÜBİTAK’ın geliştirdiği Türkiye’nin yer gözlem uydusu İMECE’yi ve diğer uygularımızı yörüngesine uğurladık. Dün de yerli ve milli ilk helikopter motorumuz TS 1400 ile Gökbey’in test uçuşunu başarıyla gerçekleştirdik. Bu yatırımlarla kendi ihtiyaçlarımızı karşılamanın yanı sıra, ülkemizde bir savunma sanayi ekosisteminin oluşmasını da böylece sağlamış olduk. Bugün savunma sanayi alanında 2 bin 700’den fazla firmamız faaliyet gösteriyor. Bu şirketlerde başta gençlerimiz, genç mühendis ve teknisyenlerimiz olmak üzere on binlerce kardeşimiz istihdam ediliyor. Gençlerimiz savunma sanayi projelerinde geliştirilen bütün teknolojileri hızla diğer alanlara uyarlayarak, katma değeri artırıyor. Yeni yatırımlarla savunma sanayimizin hem milletimizin güvenliğine, hem ülkemiz ekonomisine, hem de istihdama daha fazla katkı sağlayacağına inanıyorum” ifadelerini kullandı.

    “Karadeniz gazını Rus gazı zannedenleri bile görüyoruz”

    Cumhurbaşkanı Erdoğan sözlerine şöyle devam etti:
    “Hatırlarsanız, geçmişte birileri terör örgütlerinin kabusu İHA ve SİHA’ları ‘maket uçak’ olarak tarif ediyordu. Bugün de donanımızın amiral gemisi TCG Anadolu ile ilgili ne diyorlar; ‘İki bombalık ömrü var.’ Ya bunlar bu ülkenin evladı olamaz. Bunlar Türk evladı olamaz. Bu hazımsızlık ne yazık ki bu ülkede siyaset yapanların bile her yerine girmiş. Arife gününden itibaren evlerimizde kullanmaya başladığımız Karadeniz gazını Rus gazı zannedenleri bile görüyoruz. Böyle vicdansızlık olur mu ya? Siz yaptınız da ‘Niye yapıyorsunuz mu?’ dedik. Onu da geçiriyorum, yollarımızı süsleyen Togg’un hala ülkemizde üretilmediğini iddia edecek kadar gözünü kin ve nefret bürüyenleri zaten hiç saymıyorum. Türkiye’nin başarılarına sevinemeyen, milletimizin mutlu olmasını hazmedemeyen, kifayetsiz muhterislerin yeni Altay tankımız konusunda çeşitli iftiralar atması kuvvetle muhtemeldir. Tıpkı uzanamadığı ciğere mundar diyen kedi misali, bunlar da yapmadıkları, bu gidişle de hiçbir zaman yapamayacakları projeleri kötülemeye, itibarsızlaştırmaya devam edecektir. Ne yaparsa yapsınlar, ülkemize ve milletimize hizmet çabalarımızı baltalamaya bunların gücü yetmeyecek” dedi.

  • 500 yıldır dönen tarih

    500 yıldır dönen tarih

    Sapanca’nın Fevziye Mahallesi’nde bulunan yaklaşık 500 yıllık su değirmeni adeta tarihe tanıklık etmenin yanı sıra vatandaşların da ihtiyaçlarını karşılamaya devam ediyor. Atalarından kalan yaklaşık 5 asırlık tarihi değirmenin çarklarını kurulan düzenle döndürmeyi sürdüren Fahrettin Yılmaz, buğday, arpa, mısır gibi tahıl ürünlerini öğüterek doğal un elde ediyor. Değirmen, Akçay Deresi’nden gelen ufak bir dere yatağından akan su ile asırlardır faaliyetine devam ediyor. Bölge halkının yanı sıra Türkiye’nin birçok yerinden tahıl getirilip öğütüldüğünü aktaran beşinci kuşak değirmenci Fahrettin Yılmaz, bir çuval tahılın una dönüşmesinin yaklaşık 2 saat sürdüğünü aktardı.

    “Ben beşinci, son kuşağım”

    5’inci kuşak değirmenci olan Fahrettin Yılmaz, “Bu değirmen 500 yıllık, dedelerimiz gelmiş buraya ve 4 taşmış, her dedeme bir taş düşüyormuş. Ben beşinci, son kuşağım ve burayı çalıştıran benim. Onuncu ayda başlarız, Sakarya’nın bütün mahalleleri buraya gelir, İstanbul, Sivas, Kars yani Türkiye’nin bütün yerlerinden malzeme gelir. Adam Kars’ta çiftçilik yapıyor, gelirken buraya buğday getirir, öğütüldükten sonra alır İstanbul’a gider.

    Büyük dedemden dedeme, dedemden babama ve babamdan da bana kaldı. Mahalleli ne getirdiyse öğütüyorum. Devlet denetleme kurulunda var bu tarihi eser diye koydular, çivi çakamıyoruz bu şekilde duruyor. Değirmenin ilk kurulduğu zamandan kalan tapu şeklinde fermanı var. Eskiden at arabalarıyla gelirlermiş çevre ilçelerde illerden 10-15 gün sıra beklerlermiş. Değirmen tamamen suyla çalışıyor, elektrik kullanılmıyor. Çarka su vurdukça 350 kilogramlık taş dönüyor, taşı ise fiziki kuvvet uygulayarak kaldırıyorum bana da spor oluyor” dedi.

  • Genç hemşirenin otopsi işlemleri sürüyor

    Genç hemşirenin otopsi işlemleri sürüyor

    Sakarya’nın Adapazarı ilçesinde boğazı kesik halde ölü bulunan 27 yaşındaki hemşirenin otopsi işlemleri devam ediyor. Siirtli olduğu öğrenilen hemşirenin yakınlarının cenazeyi almak için Sakarya’ya doğru yola çıktığı öğrenildi.
    Dün gece saatlerinde Korucuk Mahallesi 1714 Ada’da meydana gelen olayda, 27 yaşındaki Dicle Naz isimli hemşireden bir süredir haber alamayan iş arkadaşları evine gitti. Kapının açılmaması sonrasında ihbar üzerine bölgeye itfaiye, sağlık ve polis ekipleri sevk edildi. Kapıyı açan ekipler, Naz’ı yerde kanlar içinde buldu. Ekipler, yaptıkları ilk incelmede hemşirenin hayatını kaybettiğini tespit etti. Yapılan incelemeler neticesinde hayatını kaybeden hemşirenin elinde kesici alet olduğunu belirleyen ekipler, konuya ilişkin inceleme başlattı. Olayın intihar mı yoksa cinayet mi olduğu ise yapılan otopsi sonrasında netlik kazanacak.

    Yakınları Sakarya’ya doğru yola çıktı
    Boğazı kesik halde ölü bulunan ve Korucuk Eğitim ve Araştırma Hastanesi Psikiyatri bölümünde görevli olduğu öğrenilen 27 yaşındaki Dicle Naz isimli hemşirenin hastanede otopsi işlemleri devam ederken, yakınlarının cenazeyi teslim almak için Sakarya’ya doğru yola çıktığı öğrenildi.

  • Ayakkabı boyayarak 6 evlat büyüttü

    Ayakkabı boyayarak 6 evlat büyüttü

    Boyacılık mesleğine 1980 yılında ilçenin meydanında başlayan 70 yaşındaki Mustafa Altınbilek, boya tezgahıyla sabahın erken saatlerinden itibaren çalışmaya başlıyor.

    43 yıldır ekmek teknesi olan ayakkabı boyacılığıyla 6 çocuk büyütüp evlendiren Altınbilek, eşiyle de iki kez umreye gitti. Yaz kış kaldırımda kurduğu tezgahıyla mesleğini sürdüren Altınbilek, “1980’de bu işe başladım, 1988’de tarım Bağkur’u ödeyerek emekli oldum elhamdülillah. 6 evladım var ve hepsini bu sandıkla büyüttüm, evlendirdim, yuvalarını kurdum. Hendek’te hacı boyacı Mustafa dendiği zaman herkes tanır beni.

    Bu sandıkla evimi geçindirdim, biraz para biriktirip hanımımı alarak iki sefer umreye gittim. Allah’a çok şükür çalışıp helalinden evimizi geçindirdik, çoluk çocuğumuza baktık. Şimdi de karınca kararınca geliyorum saat 10.00 gibi, öğle ve ikindi namazını kıldıktan sonra ekmeğimi alıp evime gidiyorum” dedi.
    “Hacı boyacı” olarak tanınan Mustafa Altınbilek, ilçe halkı tarafından da seviliyor.

  • Botanik Park ihalesi tamamlandı

    Botanik Park ihalesi tamamlandı

    Sakarya Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem Yüce, Botanik Park projesi için ihale sürecinin tamamlandığını ve çalışmaların başlayacağını açıkladı. Melen isale hattı üzerinde atıl vaziyette bulunan 60 kilometrelik alanı üretime kazandıran Sakarya Büyükşehir Belediyesi, Botanik Park projesiyle de bölgedeki sosyal donatı alanlarına harika bir proje ekleyecek. Kuşburnu, lavanta, biberiye, adaçayı, böğürtlen, kedi otu, ıhlamur gibi aromatik bitkilerin yetiştirildiği vadide 2,5 milyonu aşkın fidan toprakla buluşturuluyor, sözleşmeli üretim modeliyle de ihraç ediliyor.

    Tıbbi ve aromatik bitkilerin üretildiği, şifa merkezi Sakarya Botanik Vadisi, bitkilerin rengarenk olduğu zamanlarda görenleri hayran bırakıyor. Şimdi ise Sakarya Botanik Vadisi’nin yanında inşa edilecek Botanik Park projesiyle bölgenin sosyal yapısına yeni bir eser kazandırılıyor. 20 bin metrekare üzerine kurulacağı, 3 bin 200 metrekare koleksiyon bahçesi, 200 metrekare sera alanı, 640 metrekare sosyal tesis, dinlenme alanları, yürüyüş yolları, kamelyalar, kafeterya ve otopark yer alacak. Bu proje aynı zamanda Sakarya Botanik Vadisi üretim alanından dünyaya sunulan tıbbi ve aromatik bitkilerin ve bu girişimle Sakarya’ya sunulan tarımsal katkının tanıtımını yapacak.

    “Misafirlerimizi, bitkiler arasında yolculuğa çıkaracağız”
    Tesisi ziyaret eden vatandaşların dolaştıkları alanlarda bitkiler arasında keyifli bir yolculuk yapacağını aktaran Yüce, “Misafirlerimizi harika bir tesiste karşılayacak, bitkiler arasında yolculuğa çıkaracağız. Çok özel bir proje hazırladık. Koleksiyon bahçesi, serası, sosyal tesisi, yeşil alanları, dinlenme alanları, yürüyüş yolları, kamelyalarıyla harika bir alan olacak. Kafeteryasıyla, fuaye alanlarıyla, misafirhanesiyle, otoparkıyla şehrimize yakışan bir proje olacağına inanıyorum” dedi.

  • Kayıp olarak aranıyordu, cansız bedeni bulundu

    Kayıp olarak aranıyordu, cansız bedeni bulundu

    Sapanca ilçesi Uzunkum Mahallesi mevkiinde yürüyüş yapan vatandaşlar, gölde hareketsiz şekilde duran birini gördü. Durumun haber verilmesi üzerine bölgeye, sağlık, polis ve AFAD ekipleri sevk edildi.

    Gölden çıkarılan ve sağlık ekiplerince ilk müdahalesi yapılan kişinin hayatını kaybettiği belirlendi. Polis ekiplerince yapılan incelemede ise şahsın Sapanca Polis Merkezine kayıp başvurusu yapılan Hasan Çınarcı (60) olduğu tespit edildi.

    Olay yerinde yapılan incelemelerin ardından cenaze aracına konulan Çınarcı’nın cansız bedeni, hastane morguna sevk edildi.
    Konuya ilişkin inceleme sürüyor.

  • Sakarya’da terör operasyonu

    Sakarya’da terör operasyonu

    Sakarya İl Emniyet Müdürlüğü ekiplerince, PKK/KCK, DEAŞ ve FETÖ/PDY terör örgütlerine yönelik operasyonlar düzenlendi. Terör örgütlerinin eylemlerinin önlenmesi ve faaliyetlerinin deşifre edilmesi gayesiyle ile düzenlenen operasyonlarda; PKK/KCK silahlı terör örgütü içerisinde faaliyet gösterdiği tespit edilen 2 şahıs ile DEAŞ silahlı terör örgütü içerisinde faaliyet gösterdiği tespit edilen 8 şahıs ve FETÖ/PDY terör örgütü içerisindeki faaliyetlerine yönelik haklarında yakalama emri bulunan 13 şüpheli yakalanarak gözaltına alındı. Gözaltına alınan toplam 23 şüpheli, emniyetteki işlemlerinin ardından adli mercilere sevk edilecek.

  • Ne bulduysa çalmış

    Ne bulduysa çalmış

    Edinilen bilgiye göre, Geyve ilçesi Hırka Mahallesi’nde Ş.S. isimli vatandaşın evinden birçok eşya çalındı. Durumun haber verilmesi üzerine jandarma ekipleri konuya ilişkin inceleme başlattı. Çalışmalar neticesinde Çeltikler Mahallesi’nde B.Y. isimli şüphelinin ev ve eklentilerine JASAT ekipleri ile birlikte baskın düzenlendi. Yapılan aramalarda; çeşitli marka ve modellerde 7 adet cep telefonu, 2 adet içerisinde 243,38 gram uyuşturucu olduğu değerlendirilen madde bulunan kavanoz, 2 adet kurusıkı tabanca, 1 adet markası ve seri numarası belli olmayan demir aksamlı tabanca, 6 adet tabanca şarjörü, 1 adet av tüfeği, hava kompresörü, dürbün, telsiz telefon, 9 adet matkap, 2 adet spiral taşlama, dekupaj testere, ağaç kesim motoru, 3 adet fotoğraf makinesi, 9 adet güvenlik kamerası, akü şarj cihazı ve 22 adet elektrik kablosu ele geçirildi.
    Jandarma ekiplerince gözaltına alınan B.Y., tamamlanan işlemleri sonrasında çıkarıldığı adli makamlarca tutuklanarak cezaevine gönderildi.

  • Damat ve gelinin ‘pes’ dedirten görüntüleri

    Damat ve gelinin ‘pes’ dedirten görüntüleri

    Akyazı ilçesinde geçtiğimiz günlerde dünyaevine giren çift, durdurdukları düğün konvoyunda skandal görüntülere imza attı. Bir köprünün üzerinde duran gelin ve damat ellerine aldıkları tabancalar ile havaya peş peşe ateş açtı. Çiftin yanı sıra o esnada bölgedeki bir kadın da eline aldığı tabanca ile havaya ateş açtı. En mutlu günlerini tehlikeye atan çiftin bu kadarına da ‘pes’ dedirten görüntüleri ise saniye saniye cep telefonu kamerasıyla kaydedilerek, sosyal medyada paylaşıldı.

  • Başkanın bulunduğu araca keserli saldırı

    Başkanın bulunduğu araca keserli saldırı

    Adapazarı Ziraat Odası Başkanı Ercan Ateş ve şoförü Z.İ.’nin içinde bulunduğu araç, kimliği henüz belirlenemeyen motosiklet sürücüsü tarafından saldırıya uğradı. Motosikletli saldırgan, elinde bulunan keserle aracın tekerlerini ve arka camlarını patlattı. Hareket halindeyken saldırıya uğrayan Ateş ve şoförü büyük bir şok yaşadı. Aşağıya inen şoför, saldırgan ile boğuşma yaşadı. Elindeki keserle şoförün kafasına vurarak etkisiz hale getiren saldırgan sonrasında Ateş’e yöneldi. Ateş’in gösterdiği mukavemet sonrasında saldırgan, motosikletine binerek hızla olay yerinden uzaklaştı. Durumun haber verilmesi üzerine bölgeye sağlık ve polis ekipleri sevk edildi. Olay yerinde yapılan ilk müdahale sonrasında yaralı Z.İ., Sakarya Eğitim ve Araştırma Hastanesine sevk edildi. Olay yerinde yapılan incelemelerin ardından polis ekipleri, kaçan saldırganı yakalamak için çalışma başlattı.