Etiket: salgın hastalık

  • Koca, uyuz hastalığı hakkında konuştu

    Koca, uyuz hastalığı hakkında konuştu

    Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, dün gerçekleştirilen Kabine Toplantısı’nın ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı.

    Uyuz hastalığının görülme oranına ilişkin değerlendirme yapan Koca, “Salgın söz konusu değil, endişeye sebep olacak bir artış yok” dedi.

    Türkiye genelinde uyuz vakalarında prevalansın geçen yıla göre yüzde 7 oranında arttığı aktaran Koca, deprem bölgesinde bu artışın yaklaşık yüzde 13 olduğunu söyledi.

    Koca, “Deprem bölgesi için beklenenin altında. Son yıllarda özellikle Karadeniz ve Doğu Akdeniz bölgelerinde artışın biraz daha fazla olduğunu söyleyebiliriz.” diye konuştu.

  • Deprem bölgesinde salgın hastalık açıklaması

    Deprem bölgesinde salgın hastalık açıklaması

    Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Kahramanmaraş merkezli depremin etkili olduğu illerde bulaşıcı hastalık verilerini ve analizlerini düzenli takip ettiklerini belirterek, “Bugüne kadar herhangi bir bulaşıcı hastalık salgını saptanmamıştır.” dedi.

    Koca, Hatay’da düzenlediği basın toplantısında, afetin ilk gününden beri Hatay’da hizmetlerin aksamaması için gayret ettiklerini söyledi.

    Büyük afetin gerçekleşmesi dakikalar sürse de sebep olduğu yıkımın tamirinin ve geride bıraktığı yaraların iyileşmesinin zaman alacağına işaret eden Koca, tüm gayretlerinin yaraları en kısa sürede sarmak ve afeti yaşayanların maddi manevi tüm ihtiyaçlarını karşılamak olduğunu dile getirdi.

    Koca, Sağlık Bakanlığının üzerinde önemli bir sorumluluk bulunduğunu, bu sorumluluğun bilinciyle en titiz çalışmaları yürüttüklerini vurgulayarak, “Afetin ilk anında üzerimize düşen en kritik görev, sağlık tesislerimizi faal hale getirmek ve yaralılarımıza en kısa sürede ulaşıp sağlık hizmetini ulaştırmak oldu. Hamdolsun sağlık sistemimiz her yaralıya ulaşacak acil durum reaksiyonunu gösterebildi. On binlerce sağlık personelimiz, görevini layıkıyla yerine getirerek, milletimizin yarasını sarmaya gayret etti.” diye konuştu.

    “BİRİNCİ BASAMAK SAĞLIK HİZMETLERİ UYGULAMAMIZI SÜRDÜRÜYORUZ”

    Afetin üçüncü gününden itibaren halk sağlığı krizi yaşanmaması için tedbirleri aldıklarını ve almaya devam ettiklerini aktaran Koca, Halk Sağlığı Genel Müdürlüğünün, birinci basamak sağlık hizmetlerinin eksiksiz verilmesi için çalışmalarını sürdürdüğünü bildirdi.

    Koca, köylere ulaştırılan ilaç ve yardım malzemelerine ilişkin de “Köylerimize doktor, ilaç ve yardım malzemeleri ambulanslar ve UMKE araçlarıyla götürülüyor.” bilgisini verdi.

    Köylerde sağlık taramaları yapıldığını, evde bakım gereken hastalara ulaşıldığını ve kronik hasta takiplerinin yapılarak ilaçlarının dağıtıldığını anlatan Koca, “Yeni kurulan, kurulmaya devam edilen toplu yaşam alanları için de birinci basamak sağlık hizmetleri aile hekimliği uygulamamızı aynen sürdürüyoruz. Bölgede dün sağlık hizmetini nasıl veriyorsak bugün de en az öyle hatta daha iyi ulaştırmaya gayret ediyoruz.” açıklamasında bulundu.

    Bu tür afetlerden sonra bilinen en büyük risklerden birinin, ortam şartlarının hijyen açısından bozulmasına bağlı olarak bulaşıcı hastalıkların salgına dönüşmesi tehlikesi olduğuna dikkati çeken Koca, bu kapsamda toplu alanların dezenfekte edilmesi, kemirgen ve haşerelere karşı ilaçlanması çalışmalarının aralıksız sürdürüldüğünü belirtti.

    “MUSLUK SUYU İÇİLEBİLİR DUYURUSUNA KADAR ŞEBEKE SUYU TEMİZLİK İÇİN KULLANILMALI”

    Koca, salgınlara sebep olabilecek en kritik konunun içme suyu güvenliği olduğunu vurguladı. Suların analizlerini düzenli yaptıklarını ve bakiye klor miktarını ölçtüklerini belirten Koca, eksik olan yerlerde süper klorlama yapıldığını kaydetti.

    Bu alanda bugüne kadar yapılanlara ilişkin bilgi veren Koca, sözlerine şöyle davam etti:

    “Depremin ilk günlerinde bulaşıcı hastalıklar açısından tanı koyabilecek mobil laboratuvarlarımızla su hijyeni açısından inceleme yapmak üzere mobil su laboratuvarımızı bölgede çalıştırmaya başladık. Deprem bölgesindeki şehirlerde şebeke suyu klorlanmakta ve bakiye klor ölçümleri ve mikrobiyolojik incelemeler yapılmaktadır. 6-17 Şubat arasında deprem bölgesinde 8 bin 379 noktada bakiye klor ölçümü yapılmış olup yüzde 81,54 oranında bakiye klor oranı uygun olarak görülmektedir.

    Hatay ilimizin Antakya ve Defne ilçeleri dışında deprem illerinde şebeke suyu verilebilmektedir. Hatay’da Antakya ve Defne ilçelerinde kontrollü olarak şebeke suyu sağlanmakta, sağlanamayan yerler için tankerle su verilip, tankerlerde klorlama yapılmaktadır. Hatay dışındaki bütün illerde süper klorlama yapılmış olup klorlamaya devam edilmektedir. Diyarbakır, Gaziantep, Adana, Urfa, Kilis ve Osmaniye’de belediyeler de sistemsel klorlama yapmakta olup sahada ekipler uygun görmedikleri yerlerde klor tabletle de klorlama yapmaktadır. Bununla birlikte şebeke hasarları ve kaynakta meydana gelen olumsuzluklardan dolayı su kalitesinde uygunsuzluklar yaşanabilmektedir. Valilik ya da kaymakamlıkların ‘Musluk suyu içilebilir’ duyurusuna kadar içme ve diş fırçalama için ambalajlı sular tercih edilmeli, şebeke suyu temizlik için kullanılmalıdır.”

    “HERHANGİ BİR BULAŞICI HASTALIK SALGINI SAPTANMAMIŞTIR”

    Bakan Koca, Malatya’da şebeke suyu mevcut olmasına rağmen kaynakta sıkıntı olduğundan, süper klorlamanın etkin olmadığını, sudaki bulanıklığın ise azaldığının görüldüğünü aktardı.

    Halk sağlığı laboratuvarlarında 6-17 Şubat arasında analizi tamamlanan 2 bin 632 su örneğinden yüzde 77’sinin “mikrobiyolojik olarak uygun” şeklinde raporlandığını vurgulayan Koca, “Çadır kentlerimizde, depremzedelerimize içme suyu paketli dağıtılmakta, tankerlerle gelen kullanma suyu ise klorlanmaktadır. Bölgede 9 saha epidemiyoloğumuz görev yapmaktadır. Bölge illerinde bulaşıcı hastalık verilerini ve analizlerini düzenli takip ediyoruz. Bu kapsamda bugüne kadar herhangi bir bulaşıcı hastalık salgını saptanmamıştır.” ifadesini kullandı.

    Bakan Koca, görülen ve spekülasyona konu edilemeyecek hastalıklara ilişkin şu bilgileri paylaştı:

    “Döküntülü hastalıkların depremden etkilenen 11 ilde de stabil seyrettiği görülmüştür. Kahramanmaraş ilinde bir suçiçeği vakamız mevcut olup hasta izolasyona alınmıştır. Temaslı takibi yapılmaktadır.

    Akut bağırsak enfeksiyonu olgularında sayıca artış olmakla beraber salgın tespit edilmemiştir. Gaziantep ve Osmaniye’de rotavirus enfeksiyonu, Adıyaman’da rotavirus ve adenovirus enfeksiyonu nedeniyle hastanede yatarak tedavi edilen az sayıda hastamız bulunmaktadır. Akut bağırsak enfeksiyonları açısından bir salgın durumu yoktur. Grip benzeri hastalıkların sayısı artmakla beraber salgın oluşturacak durum saptanmamıştır. Bildirilen sarılıklar, yeni doğan sarılığı olup bulaşıcı sarılık saptanmamıştır.

    Afetlerden sonra görülebilecek bulaşıcı hastalıkları önlemek için kişisel hijyen, su dezenfeksiyonu, bit ve uyuz hastalığı ile ilgili broşürler hazırlanmıştır. Bu hastalıklar için kullanılacak ilaçlar bölgeye gönderilmiştir.”

    Koca, rutin yenidoğan, anne çocuk, lohusa, kronik hasta takiplerinin ve çocukluk çağı aşılamalarının eksiksiz yürütüldüğünü dile getirdi.

    Devleti var edenin millet olduğunu belirten Koca, “Devletin kalbi, milletin yarası neredeyse orada atmaktadır. Millet de devlet de buradadır. Birlikte uyandığımız afet sabahının yaralarını hep birlikte saracağız. Hiçbir vatandaşımız yalnız değildir. Her bir depremzedemiz iyileşene kadar, normal hayata dönene kadar tüm imkanlarımızla burada olacağız.” değerlendirmesinde bulundu.

  • Japonya’da bulunan toplu mezar bulguları salgına işaret ediyor

    Japonya’da bulunan toplu mezar bulguları salgına işaret ediyor

    Japonya’nın Osaka kentinde arkeologlar gerçekleştirdikleri kazıda, 19. yüzyıl sonundaki bir salgın esnasında öldüğü ve toplu mezara gömüldüğü tahmin edilen insan kalıntıları buldu.

    Osaka Kültürel Varlıklar Federasyonu yetkilileri, kentte yürütülen şehir imar projesi kapsamında bir tren istasyonuna yakın noktada Umeda Kabristanlığı’nı gün yüzüne çıkardı.

    Federasyon temsilcilerinden Hirata Yoji, Eylül 2019’da başlatılan kazı dizisinin son aşamasında bölgede 1500’den fazla ceset kalıntısına ulaşıldığını kaydetti.

    Kalıntıların 1800’lerin sonlarında hayatını kaybeden genç insanlara ait olduğunun tahmin edildiğini açıklayan Hirata, “Bu, Osaka kazılarımızın ilk tarihsel keşfi ve bulgularımız o zamanın defin göreneklerinin detaylarını ortaya çıkarabilir.” dedi.

    Çoğu kalıntının küçük oval şeklinde oyuklara konularak defnedildiğinin anlaşıldığını söyleyen Hirata, arkeologların çoklu ceset kalıntılarının bulunduğu tabutlara da eriştiğini ve bunun bir salgın esnasında kurbanların birlikte gömüldüğünün işareti olduğunu belirtti.

    Cesetlerin kol ve bacaklarındaki lezyonların, bölgedeki bir salgına yenik düşüldüğü izlenimi uyandırdığını kaydeden Hirata, kazı bölgesinden çıkarılan tüm kalıntıların bir araya getirileceğini ve ölüm sebeplerinin uzman heyet eşliğinde geniş çaplı olarak araştırılacağını aktardı.

    Kazı bölgesinde ayrıca ölü kemiklerinin yerleştirildiği yaklaşık 350 kap, madeni paralar, Budist dua boncukları, başörtüleri, taraklar, Japon ulusal içkisi sake bardakları, kilden yapılmış oyuncak bebeklere de ulaşıldı.