Etiket: salgın

  • “Salgın döneminde dünya küçülürken Türkiye büyümüştür”

    “Salgın döneminde dünya küçülürken Türkiye büyümüştür”

    Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, muhalefeti hedef aldığı yazılı bir açıklama yaptı.
    Bakan Nebati, açıklamasında şu ifadeleri kullandı:
    “Ülkemizde, şimdiye değin taş üstüne taş koymamış olan muhalefet ve onun hem yurt içi hem de yurt dışındaki saz arkadaşları, seçim sonuçlarına etki edebilmek hesabıyla bir süredir sistematik bir şekilde ve histerik bir ruh haliyle ekonomimize saldırmaktadır. Aynı zevat, 21 yıldan bu yana her alanda ülkemizin gücüne güç katmış olan Cumhurbaşkanı’mızın yeniden seçilmesi durumunda, ekonominin zor duruma düşeceği şeklindeki sayıklamalarını da sağda solda yaymayı adeta görev edinmiş durumdadır. Bu kötü niyetli oy avcılarını, bu felaket tellallarını, kişisel menfaatleri peşindeki bu ithal reçete meraklılarını gerçeklerin sert tokadıyla kendine getirmek artık şart olmuştur. Salgın döneminde dünya küçülürken Türkiye büyümüştür. Türkiye, 2021 yılında yüzde 11,4’lük güçlü büyümesinin ardından, Rusya-Ukrayna savaşıyla birlikte emtia fiyatlarının tüm dünyada fırladığı 2022 yılında yüzde 5,6’lık büyüme kaydetmeyi başarmış, bu performansıyla birçok ülkeye fark atmıştır. Bugün birçok ekonomi işten çıkarmalarla yüzleşirken, ülkemizde istihdam rakamları istikrarlı bir şekilde artmaya devam ediyor. Uyguladığımız politikalar sayesinde, 2023 Mart ayında yıllık 1,5 milyon kişilik istihdam artışıyla toplam istihdamımız 31,5 milyon kişiye yükselmiştir.”

  • Nijerya’da kolera salgını

    Nijerya’da kolera salgını

    Söz konusu dönemde bu bölgelerde 922 kolera vakasının görüldüğü bilgisine yer verilen açıklamada, salgın nedeniyle hayatını kaybedenlerin sayısının 32’ye çıktığı kaydedildi.

    Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), Afrika’da kolera vakalarının endişe verici boyutlara ulaştığını açıklamıştı.

    “Vibrio” bakterisinin neden olduğu, gıda ve su yoluyla bulaşan kolera, şiddetli ishale ve vücutta su kaybına yol açıyor.

    Hastalık tedavi edilmediği takdirde ölümcül olabiliyor. Nijerya’da temiz su yetersizliği yanında tıbbi müdahalenin etkin yapılamaması, hastalık ve ölüm riskini artırıyor.

    Ülkede sıtma, çocuk felci, tifo ve maymun çiçeği virüsü gibi salgın hastalıklara da sıklıkla rastlanıyor.

  • Koca’dan salgın açıklaması

    Koca’dan salgın açıklaması

    Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Kabine Toplantısı’nın ardından gazetecilerin sorularını cevapladı.

    Hatay’da su sıkıntısı ve salgın hastalık olduğuna dair iddiaları değerlendiren Bakan Koca, “Su açısından, şebeke suyunda sorun yok. Özellikle yıkımın en yoğun olduğu Antakya ve Defne gibi yerlere kısmen, diğer bölgelere de yaygın şebeke suyu veriliyor. Suyun bakiye klor ve mikrobiyolojik analizleri sık yapılıyor. Bir sorun şu an yok. Ancak Hatay’da şebeke suyunun bu dönemde içme suyu olarak kullanılmamasını telkin ediyoruz. Suyun içmeye elverişli olduğunu tam olarak tespit etmeden içilebilir diyemeyiz. Olabilecek bir salgın açısından en büyük risk içme suyu olarak ele alınıyor. Şebeke suyunun genel amaçlı kullanımında bir sorun yok. Temizlik amaçlı olarak kullanılabilir. AFAD bütün bölgelere ambalajlı kullanılabilir içme suyu temin etmeye çalışıyor. Dolayısıyla su açısından bir sorun olmadığını söyleyebiliriz. Salgınla ilgili de bizim biliyorsunuz yıllardan beri Halk Sağlığı Genel Müdürlüğümüzün sendromik sürveyans adlı bir sistemimiz var. Pandemideki filyasyon gibi düşünün. Yani gelen hastanın bir enfeksiyon durumu söz konusu ise kaynağına kadar giderek nereden kaynaklandığının tespit edilmesini esas alıyor bu sistem. Bu sistem aktif olarak devrede. Ayrıca bununla ilgili Halk Sağlığı Bilim Komisyonumuz da var biliyorsunuz. Onlar da sürekli alt gruplarla birlikte sahada çalışıyorlar” dedi.

    “Şu an salgına dair bir durum söz konusu değil”

    Komisyonun tüm bölgede incelemeler yaparak en son dün Hatay’a geldiğini belirten Bakan Koca, şu an salgına dair bir durumun söz konusu olmadığını söyledi. Koca, “Ama bu olmayacağı anlamına gelmez çünkü salgın olmaması için bizim güvenilir suya, güvenilir gıdaya, hijyenik WC ortamı sağlamamız gerekir. Bu tedbirleri ne kadar güçlü alırsak, salgın ihtimali o kadar azalacak. Sendromik sürveyans sistemimiz söylediğim gibi aktif olarak devrede, yakın takip ediyoruz. Tekrar etmek istiyorum: Şu an herhangi bir salgın durumu ve kümelenme durumu söz konusu değil. Binlerce insan içinde yer yer onlu, yirmili ishal vakaları görülmesi salgın anlamına gelmez. Özellikle bulaşıcı olan, bir kaynaktan bulaşan salgın ihtimali bizim için önemli, sevindirici olan şu an böyle bir durum olmaması. Salgın hastalık açısından da su açısından da bir problem yok” değerlendirmesinde bulundu.

    Olabilecek depremlerde risk taşıyabilecek hastanelerle ilgili de açıklamalarda bulunan Bakan Koca, “Bu dönemde bazı hastanelerimizin taşınması gerektiğine yönelik bir çalışma yaptığımızı daha önce de açıklamıştım. Cerrahpaşa, Çapa, İstanbul ve Ankara’daki diğer kamu hastanelerimizle ilgili ne yapacağımızı bir iki gün içerisinde açıklamış olacağız. Boşaltmamız gereken hastanelerimiz var. Bu konuda adımlar attıkça, yapı analiz sonuçları çıktıkça kamuoyuyla paylaşacağız. Bir iki gün içinde üniversite ve kamu hastanelerinin durumu ve atılacak adımlarla ilgili açıklama yapacağız” dedi.

    Bölgedeki sağlık hizmetleri

    Gezici sağlık ekiplerinin deprem bölgesinde yaygın bir şekilde muayene ve tetkikler yaptığını ifade eden Bakan Koca, “Yerinde muayene ettiğimiz hasta sayısı 300 bine yaklaştı. Bölgede 17 binden fazlası hekim 122 bin sağlık personeli görevi başında. 3 milyona yakın birinci basamak sağlık hizmeti vermiş durumdayız. Hastanelerimiz, sahra hastanelerimiz, mobil sağlık hizmetlerimiz, toplu yaşam alanlarındaki birinci basamak sağlık hizmetlerimiz aksamadan devam ediyor” açıklamasını yaptı.
    Sağlık Bakanlığına 42 bin 500 personel alımı ile ilgili bir iptalin söz konusu olmadığını da aktaran Bakan Koca, “Kesinlikle iptal söz konusu değil. Ancak yeni durumu dikkate alarak planlamada değişiklikler yapıyoruz. En kısa sürede ilan edeceğiz” ifadelerini kullandı.

  • Bakan Koca: ‘Çadırların yerleşimini değiştirmeye başladık’

    Bakan Koca: ‘Çadırların yerleşimini değiştirmeye başladık’

    Afet bölgesinde herhangi bir salgının söz konusu olmadığını kaydeden Bakan Koca, enkaz alanındaki çadırların konumu ile ilgili olarak da “Enkazın yoğun olduğu bölgedeki çadırların yerleşimini değiştirmeye başladık” ifadelerini kullandı.

  • “Suriye’deki kolera salgını endişe verici”

    “Suriye’deki kolera salgını endişe verici”

    Kahramanmaraş’ta 7,7 ve 7,6 şiddetindeki depremler 10 ilde yıkıcı etkilere neden oldu.

    Depremin ardından yol kenarlarında biriken çöpler, içme suyuna erişimde yaşanan zorluk ve beraberinde gelen hijyen sorunu en büyük problemler arasında yer alıyor.

    Deprem bölgesinde enfeksiyon riskini değerlendiren İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi, Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi ve KLİMİK Başkanı Prof. Dr. Serap Şimşek Yavuz, henüz salgın hastalıkların söz konusu olmadığını, önümüzdeki haftanın bu açıdan çok kritik olduğunu, önlemler açısından bu süreyi çok etkin bir şekilde değerlendirmek gerektiğini söyledi.

    İlk hafta arama kurtarma ve yaralıların acil tedavilerine yönelik ekiplerin sahada aktif rol oynadığını ifade eden Prof. Dr. Yavuz, artık salgın hastalık riski açısından halk sağlığı ve enfeksiyon uzmanlarının bölgede daha aktif rol oynayacağını, salgın riskinin artışa geçeceği döneme girildiğini kaydetti.

    “BU HAFTAYI BOŞA HARCARSAK SALGININ ÖNÜNE GEÇEMEYİZ”

    Prof. Dr. Yavuz, 1999 depremini yaşayan biri olarak böylesine büyük bir yıkım görmediğini vurgulayarak “Bu haftalardan sonra artık gerçekten altyapı olanaklarının yetersizliği nedeniyle enfeksiyon hastalıkları, salgın hastalıklar açısından çok dikkatli olmak gerekiyor. Bu hafta bizim açımızdan tüm hazırlıkları bitirmemiz gereken çok kritik bir hafta. Şu aşamada yeterince önlem alırsak, salgın ortaya çıkmadan ya da çıksa bile hızla baskılama şansımız olur. O nedenle dernek olarak bu haftayı boşa harcamamayı tavsiye ediyoruz. Bölgede, özellikle yöneticilerde ‘Hiçbir sorun yok, her şey iyi, biz hallediyoruz’ yaklaşımı söz konusu. Fakat orada insanlar çok ağır sorunlar yaşıyorlar. Herkes el birliğiyle çalışmaya çok hevesli. Bu çok büyük bir olay ve iş birliği yapmak çok önemli.” dedi.

    “ŞU AN SALGIN YOK AMA KULLANIM SUYU GELMEZSE KAÇINILMAZ”

    Bölgede salgın hastalık var söylentilerinin doğru olmadığını vurgulayan Prof. Dr. Yavuz, kısa süre içinde gerekli önlemler alınmazsa, ishalli enfeksiyonlar başta olmak üzere pek çok bulaşıcı hastalığın hızla yaygınlaşabileceğini kaydetti.

    Prof. Dr. Yavuz, depremden sonra en çok suyla bulaşan hastalıklarda sıkıntı olacağını dile getirdi.

    “İçme suyu sıkıntısı yok. Ama yeterli tuvalet ve kullanma suyu, yani temizlik açısından yeterli imkan yok. Hastalıktan korunmak için ellerinizi yıkayın diyoruz biz.” diye konuşan Yavuz, “En çok ishalli hastalıklar görülür. Kullanma suyu ve tuvalet, salgın hastalıklar açısından çok kritik bir ihtiyaç. Kurulan çadır kentlerde dahi tuvaletler yetersizdi.” dedi.

    SINIRDA KOLERA TEHLİKESİ

    Suriye’deki kolera salgınının endişe verici olduğuna da değinen Prof. Dr. Yavuz, “Suriye’de kolera salgını var. Yine sınırda kolera olguları görüldü. Dolayısıyla koleranın da erkenden yakalanabilmesi için, mobil ekiplerle, çok da teçhizat gerektirmeden yapılabilecek şekilde hızlı tanı olanaklarının, bir an önce bölgede yaygınlaştırılması gerekiyor” dedi.

    Hasta başı testlerin ivedilikle kullanıma sokulmasının çok kritik olduğuna da değinen Prof. Dr. Yavuz, “Streptokok, grip, Covid için alanda (hasta başında) test yapılabilmeli. Bu, hastaların erkenden saptanarak, en azından hasta kişinin ortamdan uzaklaştırılmasını ve bulaşmanın engellenmesine yarar. Salgının hızı azaltılabilir. Yine ishalli hastalıkların da erken tanısında kullanılabilecek birtakım kitler var, daha ucuz. Bu da temin edilmeli. İkincisi temasla bulaşan enfeksiyonlardan endişeliyiz. Uyuz, bunların başında gelir, kalabalık ortamlarda yaşayan insanlarda çok hızlıca yayılabilir. Şu an uyuz salgını yok, salgın ihtimaline karşı özel solüsyonları da bölgeye fazlasıyla temin etmişler. Ayrıca depremden önce konuştuğumuz üst solunum yolu enfeksiyonları, yine bölge için büyük risk. Bunlar içinde Beta hemolitik streptokok (strep A) invaziv (derin yerleşimli) formları görülebilir. Dolayısıyla enfeksiyon hastalıklarında bir gruba da antimikrobik tedavi vermek gerekebilir.” diye konuştu.

    Bölgeye çok sayıda geniş spekturumlu antibiyotikler de yığıldığını ancak, bunun yerine daha basit formdaki antibiyotiklerin kullanılması gerektiğini belirten Prof. Dr. Yavuz, aksi taktirde ciddi bir antibiyotik direnci riskinin de söz konusu olacağını kaydetti.

    HERKESE TETANOS AŞISINA GEREK YOK”

    Tetanos aşılarının sadece yaralılara uygulanması gerektiğini ve bölgedeki herkese tetanos aşısı yapmaya gerek olmadığını kaydeden Prof. Dr. Yavuz, kuduz açısından bölgenin riskinin arttığına da dikkat çekti.

  • Bir sonraki pandemi buzullardan gelebilir

    Bir sonraki pandemi buzullardan gelebilir

    Arktika’daki Hazen Gölü’nün toprağının genetik analizleri, eriyen buzulların yakınlarında viral yayılım riskinin daha fazla olabileceğini gösterdi.

    Bulgular, artan küresel sıcaklıkların buzulların erimesine neden olarak hapsolan virüs ve bakterilerin vahşi yaşama ulaşma ihtimalini artırdığını ortaya koyuyor.

    Araştırma, Proceedings of the Royal Society B’de yayımlandı.

    2014 yılında Fransa’nın Aix-Marsilya’daki Ulusal Bilimsel Araştırma Merkezi’nden bilim insanları, Sibirya’daki donmuş topraklardan alınan bir virüsü canlandırmayı başarmıştı. Çalışmada yer alan Jean-Michel Claverie, BBC’ye yaptığı açıklamada, bu tür buz tabakalarını ortaya çıkarmanın “felaketin tarifi” olacağını belirtmişti.

  • Ebola virüsü! 65 sağlıkçı karantinada

    Ebola virüsü! 65 sağlıkçı karantinada

    Sağlık Bakanlığı Sözcüsü Emmanuel Ainebyoona, basına yaptığı açıklamada, virüs şüphesiyle bazı sağlık çalışanlarının karantinaya alındığını belirtti.

    Ainebyoona, 65 sağlık çalışanının Ebola virüsü nedeniyle 21 gün boyunca evlerinde karantinaya alındıklarını ve durumun kontrol altında olduğunu ifade etti.

    Uganda’da 19 Eylül’de patlak veren Ebola salgınında şimdiye kadar 7 sağlık çalışanı hayatını kaybetti.

    Ülkede ilk olarak 19 Eylül’de 24 yaşındaki bir kişide, nadir görülen ve Sudan varyantı olduğu belirtilen Ebola virüsü tespit edilmişti.

    Ebola virüsü

    Uganda’da 2000’lerin başında yüzlerce kişinin ölümüne yol açan virüs, son olarak 2012’de 17 kişinin hayatını kaybetmesine neden olmuştu.

    Bir tür kanamalı ateşe yol açan Ebola, ilk kez 1976’da Sudan’ın Nzara ve Kongo Demokratik Cumhuriyeti’nin (KDC) Yambuku kentlerinde eş zamanlı salgınlarla ortaya çıkmıştı. KDC’deki salgın, Ebola Nehri yakınında bir köyde başladığı için hastalığa bu nehrin ismi verilmişti.

    Ebola, Aralık 2013’te Batı Afrika’da yayılmıştı. Gine, Liberya ve Sierra Leone’de 2014-2017’de görülen salgında 30 bin kişiye virüs bulaşmış, hastaların 11 binden fazlası ölmüştü.

  • Uganda’da ebola salgını ilan edildi

    Uganda’da ebola salgını ilan edildi

    Uganda’nın Mubende bölgesinde 24 yaşındaki bir adamın Ebola virüsü semptomlarının görülmesinin ardından hayatını kaybettiği açıklandı. Hastada yüksek ateş, ishal ve karın ağrıları görüldüğü, ebola virüsünün Sudan varyantı ile enfekte olduğu belirtildi. Şu anda bir sağlık kuruluşunda tedavi gören 8 şüpheli vaka daha olduğu aktarıldı. Sağlık Bakanlığından yapılan açıklamada, ülkede “ebola salgını” ilan edildiği bildirildi.

    “Uganda, Ebola ile etkili mücadeleye yabancı değil”

    Dünya Sağlık Örgütü (WHO) Afrika Bölge Direktörü Matshidiso Moeti ise yaptığı açıklamada, “On yıldan sonra ilk kez Uganda’da ebola virüsü görülüyor. Etkili kontrol önlemlerini hızla uygulamaya çalışan ulusal sağlık yetkilileriyle bu salgının kaynağını araştırmak için yakın bir şekilde çalışıyoruz. Uganda, Ebola ile etkili mücadeleye yabancı değil, uzmanlığı sayesinde virüsü hızlı bir şekilde tespit etmek için harekete geçti” ifadelerini kullandı.

    Uganda’da en son 2012’de ebola virüsü görülmüş, 17 kişi hayatını kaybetmişti. Kanamalı ateşe yol açan ebola virüsü ilk olarak 1976’da Demokratik Kongo Cumhuriyetinde 1976 yılında görülmüştü

     

  • DSÖ duyurdu: Yeni salgının adı Marburg

    DSÖ duyurdu: Yeni salgının adı Marburg

    Batı Afrika ülkesi Gana’da ilk kez Ebola benzeri bir hastalık olan Marburg virüsü vakası tespit edildi. Bu ayın başında ülkenin güney bölgesinde iki kişi virüs nedeniyle hayatını kaybetti.

    Gana Sağlık Servisi (GHS), hayatını kaybedenlerden alınan kan örneklerinin Senegal’deki Pasteur Enstitüsü’ne gönderildiğini ve teşhisin doğrulandığını söyledi. GHS Başkanı Patrick Kuma-Aboagye, “Gana, Marburg virüs hastalığını ilk kez doğruladı” dedi.

    Ganalı sağlık yetkilileri, halka yarasalar da dahil enfekte hayvanlardan yayılan virüsten korunmak için yarasa kolonilerinin yaşadığı mağaralardan kaçınmaları ve tüm et ürünlerini tüketmeden önce iyice pişirmeleri konusunda uyardı.

    Dünya Sağlık Örgütü Gana’nın ilk salgınını ilan etti. DSÖ Afrika Bölge Direktörü Dr. Matshidiso Moeti, “Sağlık yetkilileri, olası bir salgına hazırlanmak için hızlı bir şekilde yanıt verdi. Bu iyi, çünkü acil ve kararlı bir eylem olmadan Marburg kolayca kontrolden çıkabilir. DSÖ sahada sağlık yetkililerini destekliyor ve şimdi salgın ilan edildiğine göre, müdahale için daha fazla kaynak topluyoruz” ifadelerini kullandı.

  • Avrupa alarmda! Vaka sayısı artıyor

    Avrupa alarmda! Vaka sayısı artıyor

    AVRUPA Hastalık Önleme ve Kontrol Merkezi (ECDC), Maymun Çiçeği virüsünün sürekli var olduğu Afrika ülkeleri dışında 219 vaka görüldüğünü açıklandı. Virüs, bu hastalığın endemik olduğu batı ve orta Afrika ülkelerine seyahat geçmişi bulunmayanlar arasında ilk kez yayılıyor.

    ECDC’nin salgına dair son açıklamasında, virüsün çoğunlukla eşcinsel genç erkekler arasında yayıldığı tespitine yer verildi. Ayrıca, cinsel yönelimden bağımsız olarak birden fazla partneri bulunanların daha büyük risk altında olduğu kaydedildi.

    EN YAYGIN İNGİLTERE VE İSPANYA’DA

    Maymun çiçeğinin bu ay başlarında ilk kez görüldüğü İngiltere’de 71 hasta tespit edilirken, İspanya’da 51, Portekiz’de 37, Kanada’da 15 ve ABD’de 9 kişiye tanı kondu. ECDC, bulaşma riskinin “çok düşük” olduğunu kaydetse de sadece Avrupa Birliği ülkelerinde, 20 Mayıs’ta 38 olan vaka sayısı neredeyse beş kat artmış durumda. Hastalığın “hafif” semptomlarla atlatıldığı kaydedilirken, henüz ölüm bildirilmedi.

    AFRİKA’DA ENDEMİK HASTALIK

    Çiçek hastalığına kıyasla daha hafif geçen bir hastalık olan maymun çiçeği, batı ve orta Afrika’daki 11 ülkede endemik durumda. Özel bir aşısı ya da tedavisi bulunmasa da çiçek aşısı bu virüse karşı yüzde 85 koruyuculuk sağlıyor. Ayrıca aşısız olsalar bile hastalar genelde birkaç hafta içinde iyileşiyor.