Etiket: salgın

  • Salgın bitse de virüs ölmeyecek

    Salgın bitse de virüs ölmeyecek

    Çukurova Üniversitesi (ÇÜ) Tıp Fakültesi Balcalı Hastanesi Başhekimi ve Sağlık Bakanlığı Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Hasan Murat Gündüz, şu anda Türkiye’ye çok ciddi miktarda  geldiğini ve kendisinin de 2 doz aşı yaptırdığını belirterek, “Bu en azından 25 milyon insanımızın aşılanması demek. Bahar aylarına kadar toplumun önemli bir kısmı aşılanacaktır. Bu toplumun bağışıklanması anlamına gelecek. Dolayısıyla salgının önü kesilecektir” dedi.

    Koronavirüsle mücadele kapsamında salgının önüne geçmek için toplumun önemli bir kesiminin bağışıklanması amacıyla aşı çalışmaları tüm dünyada hızıyla sürüyor. Kendisi de gönüllü olarak 2 doz Çin aşısı yaptıran ÇÜ Tıp Fakültesi Balcalı Hastanesi Başhekimi ve Sağlık Bakanlığı Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Hasan Murat Gündüz, “Toplumun önemli bir kısmının bağışıklanması için aşı şart. Ancak bu şekilde salgının üstesinden gelinebilir. Bu nedenle aşı dışında çok fazla şansımız yok” dedi.

    Aşının güvenilirliği ve etkinliği ile ilgili çalışmaların devam ettiğini dile getiren Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Hasan Murat Gündüz, “Ülkemizde de bu çalışmalar sürüyor. Ben de bu çalışmaya katılan, deneme aşısını yaptıran bireylerden birisiyim. Bu geleneksel, inaktif bir aşı. Geçtiğimiz salgınlarda da aynı teknikle yapılıyor. Şu ana kadar herhangi bir olumsuz, ciddi bir komplikasyon bildirilmedi. Önemli olan ne kadar koruyacağı ve ne kadar süreyle koruyacağıdır. Bunu da zaman içinde öğreneceğiz” diye konuştu.

    SALGIN BİTSE DE VİRÜS ÖLMEYECEK

    Aşı yaptırmayı düşünmeyenlere uyarılarda bulunan Prof. Dr. Hasan Murat Gündüz, şöyle konuştu:

    “Evet, toplumun büyük bir kesimi bu aşıyı yaptırdığında salgın sonlanacak ancak virüs ölmeyecek, virüs bir yere gitmeyecek. Aşı yaptırmayıp bağışıklık kazanmayan bireylerin on binlerce vaka olmasa bile tek tek de olsa bu virüse yakalanma ihtimalleri olacak. Önümüzdeki süreçte de bu riskleri var. Maske, mesafe, hijyen kuralına aşı yaptırmadığı sürece uyum sağlaması gerekecek. Dolayısıyla aşı yaptırmayanların bunu da düşünmesi, virüsün yok olmadığını bilmesi ve virüsün hala aramızda dolaşabileceğini düşünmesi gerekiyor. Toplumun yüzde 60-70’inin aşılanması ya da bağışıklık kazanması son derece önemli. İnsanların ‘Ben yaptırmıyorum, hasta olursam da bu benim sorunum’ dememesi gerekiyor. Bu kişisel bir korunma değil aynı zamanda toplumsal bir görev. Toplumsal korunma açısından, herkes birbirine karşı sorumlu. Kendilerini ve yakınlarının hayatını tehlikeye atmamak için bu sorumluluk gereği aşıyı yaptırmaları bence daha doğru olur.”

    YAZ AYLARINA NORMALLEŞEREK DÖNECEĞİZ

    Aşılama ile birlikte yaz aylarında normalleşmeye dönülebileceğini kaydeden Gündüz, “Şu anda ülkemize çok ciddi miktarda aşı geliyor. Bu en azından 25 milyon insanımızın aşılanması demek. Ocak ayında başlanırsa bu bir takvim ile olacak. Düzenli, planlı, randevulu bir şekilde olacağını düşünüyorum. Bahar aylarına kadar toplumun önemli bir kısmı aşılanacaktır. Bu toplumun bağışıklanması anlamına gelecek. Dolayısıyla salgının önü kesilecektir. Yaz aylarına çok daha iyi koşullarda normalleşerek döneceğimize inanıyorum” diye konuştu.

  • Diyanet’ten ‘Cuma Namazı’ açıklaması

    Diyanet’ten ‘Cuma Namazı’ açıklaması

    Diyanet’in Twitter hesabından yapılan açıklamada corona virüs salgını hatırlatılarak “Meşru bir mazeretin varlığı, Cuma namazının farziyetini düşürmektedir” denildi. Açıklamada, “Salgın hastalık da kişiye cumanın farz olmasını düşüren bu tür mazeretler kapsamındadır” ifadelerine de yer verildi.

    Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu cuma namazına ilişkin bir açıklama yaptı.

    Açıklamada şu ifadelere yer verildi:

    “Salgın tedbirleri ve elverişsiz hava şartlarının bir araya gelmesi ve son zamanlarda vaka sayılarındaki artış sebebiyle aşağıdaki açıklamaya gerek görülmüştür.

    İslam dini hayat ile sağlığın korunması ve bunlara zarar verecek şeylerin giderilmesi yönünde son derece açık hükümler getirmiştir. Müslümanlar, bu hükümlerin gereklerini yerine getirmekle ve ilgili tedbirleri almakla yükümlüdür. Özellikle bulaşıcı hastalıklara karşı gereken tedbirlerin alınması dinimizin bir gereğidir.

    Ayrıca hastalıkların bazı ibadetlerle yükümlü olmayı kaldıran bir mazeret olduğu bilinen bir hükümdür. Bu bağlamda, Cuma namazıyla yükümlü olmanın şartlarından birisi de, cemaate katılmaya mani bir mazeretin bulunmamasıdır.

    Zira meşru bir mazeretin varlığı, Cuma namazının farziyetini düşürmektedir. Hastalık, şiddetli yağış, aşırı sıcak ve soğuk gibi elverişsiz hava şartları yanında salgın hastalık da kişiye cumanın farz olmasını düşüren bu tür mazeretler kapsamındadır.

    Tüm dünyayı etkileyen Kovid-19 salgını ile ilgili tedbirler, kış mevsiminin getirdiği elverişsiz hava şartlarıyla birleştiğinde, cemaatin bir kısmının camide yer bulamaması ve Cuma namazını kılamamasına yol açabilmektedir. Camide mesafe şartını sağlayacak şekilde yer bulamayanların, hem kendilerini hem de cemaati tehlikeye atacak şekilde içeriye girmeleri doğru değildir. Bu şekilde Cuma namazını kılamayan kişilere, diğer meşru mazeretlerde olduğu gibi, öğle namazını kılmak farz olmaktadır Dolayısıyla bu durumdaki kişiler imkân buldukları bir yerde öğle namazını kılmakla yükümlüdürler. Hz. Peygamber (s.a.s.) döneminde sabit olduğu bilinen ve günümüze kadar ittifakla uygulanan hüküm böyledir.

    Burada bir kez daha ve önemle ifade edelim ki, bulaşıcı salgın hastalığa yakalananların ve teması’ olanların cemaate katılmamaları ve karantina şartlarına riayet etmeleri dinen zorunludur.”

  • Akşener alınan önlemleri yetersiz buldu

    Akşener alınan önlemleri yetersiz buldu

    İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, açıklanan koroanvirüs önlemlerinin yetersiz olduğunu öne sürdü. Akşener, TBMM’de partisinin grup toplantısında konuştu. Gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulunan Akşener, dünyada salgında ikinci dalgaya karşı kendini koruyan ülkeler olduğunu belirterek, Türkiye’nin de iyi olan ülkeler arasına girmesi gerektiğini savundu.

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından açıklanan yeni koronavirüs önlemlerini yetersiz bulduğunu söyleyen İYİ Parti Genel Başkanı Akşener, dünyada salgında ikinci dalgaya karşı kendini koruyan ülkeler olduğunu belirterek, Türkiye’nin de iyi olan ülkeler arasına girmesi gerektiğini söyledi. Akşener “Şimdi bütün mesele, milletin canını, birliğini, dirliğini, sağlığını korumak. Derhal 14 günlük sokağa çıkma yasağını uygulayın. Zararın neresinden dönersek kardır” dedi.

    KATAR İLE YAPILAN TİCARET ANLAŞMASI

    Akşener, Borsa İstanbul’un yüzde 10 hissesinin, Katar tarafından satın alındığını söyleyerek, şöyle konuştu:

    “Bu satışların yanında, içeriği henüz açıklanmayan bir dizi anlaşma yapıldı. Bu anlaşmaların konuları arasında limanlar, Haliç, su kaynaklarımız, hatta aile ve kadınlarla ilgili bir mutabakat bile var. Altını önemle çizmek istiyorum: Birçok devlet ya da şirket, yabancı borsalara ortak oluyor, yatırımlar yapıyor. Biz yabancı sermayeye, ya da yatırımlara karşı değiliz. Ancak, gelişmiş ülkelerde, bu tür satışlar ya da yatırımlarla ilgili olarak kamuoyuna bilgi verilir. ‘Şu nedenle, şu şartlarda, şöyle bir anlaşma yaptık’ denir. Devlet, ‘ticari sır’ maskesinin ardına saklanmaz. O yüzden, gizli saklı, yangından mal kaçırır gibi yapılan bu anlaşmaların akıbetini, dikkatle takip edeceğiz.”

    Akşener, istihdam yaratan bir büyüme modeline geçilmesi gerektiğini belirterek, şunları söyledi:

    “İYİ Parti olarak biz, ‘Türkiye istihdamsız değil, istihdamla büyüsün’ diyoruz. ‘Rantla değil, üretimle kalkınsın’ diyoruz. Bu vizyon ışığında, işverenlerimizin üzerindeki yükü hafifletip, onların yeniden istihdam yaratmalarını sağlarken, dar gelirli vatandaşımızı da borç sarmalına sürüklemeyecek, kayıt dışı istihdamı kayıt altına alacak, hakkaniyetli bir asgari ücret modeli üzerinde çalıştık” ifadesini kullandı.

  • Yasağa rağmen Bursa’da pes dedirten görüntü

    Yasağa rağmen Bursa’da pes dedirten görüntü

    Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın koronavirüs vakalarının en çok arttığı illerden biri olarak açıkladığı Bursa’da, yasak olmasına rağmen 2 ayrı gelin alma eğlencesinde onlarca kişi davul-zurna eşliğinde halay çekti. Cep telefonu kamerasıyla kaydedilip, sosyal medyadan paylaşılan görüntüler üzerine harekete geçen polis, evlenen çiftlerden birini tespit edip ceza kesti.

    https://www.dailymotion.com/video/x7xqkpq

    Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, çarşamba günü yaptığı açıklamasında vaka sayısında artış yaşanan illerden birinin de Bursa olduğunu bildirdi. Bakan Koca, tedbirlere uyulmasını istedi.

    Ancak kentteki 2 mahallede dün, salgın nedeniyle yasak olmasına rağmen gelin alma eğlencesi düzenlendi.

    Yıldırım ilçesi Duaçınarı Mahallesi Vişne Caddesi ile Osmangazi ilçesi Emek Fatih Sultan Mehmet Mahallesi Başak Sokak’ta yapılan gelin alma eğlenceleri, cep telefonu kamerasıyla kaydedilip, görüntüler sosyal medyada paylaşıldı. Onlarca kişinin davul-zurna eşliğinde el ele tutuşarak, halay çektiği görüntüler, büyük tepki topladı. Maskesiz kalabalığın sosyal mesafeyi hiçe saydığını gözler önüne seren görüntüler üzerine polis ekipleri harekete geçti.

    Osmangazi ilçesinde düzenlenen eğlencedeki gelin ve damadın kimlikleri tespit edildi. Polis, çifte 6 bin 300 lira para cezası uyguladı. Yıldırım ilçesindeki gelin ve damadın kimlik tespiti ise sürüyor.

  • CHP’li Özkoç salgın yönetimini eleştirdi

    CHP’li Özkoç salgın yönetimini eleştirdi

    CHP Grup Başkanvekili Engin Özkoç, dün açıklanan Kovid-19 vaka sayılarına ilişkin “Türkiye, dünyada en kötü yönetilen ve vaka sayısı en çok olan 3 ülke arasında, ABD ve Hindistan’dan sonra. Nüfusları düşünecek olursanız, bizim durumumuz tam bir facia.” dedi.

    Özkoç, sağlık sektöründen gelen ve beyaz önlük giyen CHP’li milletvekilleriyle Meclis’te basın toplantısı düzenledi.

    Türkiye’nin başladıktan 3 ay sonra salgını kabullendiğini savunan Özkoç, salgının etkilerini bildiği halde aylarca futbol müsabakalarının seyircili oynatıldığını, umreden dönenlerin vatandaşların arasına karışmasına göz yumulduğunu, birçok vatandaşın en önemli tedbir olan maskeye aylarca ulaşılamadığı için Kovid-19’a yakalandığını öne sürdü.

    Sağlık çalışanlarının ölümü göze alarak salgınla mücadele ettiğini dile getiren Özkoç, “Recep Tayyip Erdoğan, balkonlara çıkarak onları alkışladı ve vatandaşlarımızın alkışlamasını istedi. Sağlık çalışanları gece gündüz çalışırken, mesai mefhumu yokken, onlara yardımcı olması gereken atama bekleyen sağlık çalışanlarının ataması yapılmadı. Aradan 11 ay geçti, bugün itibarıyla hala atama gerçekleştirilmedi. Yoğun tempoda çalışan 153 sağlık çalışanı maalesef hayatını kaybetti, 50 bin sağlık çalışanı Kovid-19’a yakalandı.” diye konuştu.

    Engin Özkoç, doktor olan CHP Ankara Milletvekili Murat Emir’in 10 Eylül’de 29 bin 377 vaka açıkladığını ancak Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın bunu yalanlandığını belirterek, “Yalanlar devam etti. ‘Hasta sayısını açıklayacağız, vaka sayısını açıklamayacağız.’ dediler. Bunu, ulusal çıkarlara dayadılar. Gerçekleri açıklamak ne zamandan beri ulusal çıkarlara ters düşüyordu, bunu Türkiye’de hiç kimse anlamadı.” ifadelerini kullandı.

    Koca’nın, dünkü vaka sayısını 28 bin 351 olarak açıkladığını anımsatan Özkoç, “Yani arkadaşlarımızın, Murat Emir’in açıkladığı rakam doğru çıktı. Yüzleri kızarmadı çünkü yalan söylemeye alışıklar. Peki ne oldu ulusal çıkarlara? Bunun adı, alçaklıktır. Hiç utanmadılar, utanmaya da niyetleri yok.” dedi.

    İktidarın Hazine’de para kalmadığı için salgın sürecinde vatandaşa gereken hizmeti ve yardımı götürmediğini, atama bekleyen sağlık çalışanlarını atayamadığını iddia eden Özkoç, iktidarın bu dönemde yardım kampanyasıyla vatandaştan para istediğini de söyledi.

    “Elinizi kim tutuyor?”

    CHP Grup Başkanvekili Özkoç, sağlık sektöründen gelen CHP’li milletvekilleriyle Kovid-19’un sağlık çalışanları için meslek hastalığı sayılması yönünde kanun teklifi sunduklarına işaret ederek “130’a yakın ülke salgın sürecinde Kovid-19’u sağlık çalışanları için meslek hastalığı olarak kabul etmişlerdir. Biz neden etmiyoruz? Sağlık Bakanı ‘İstiyorum.’ diyor, komisyon başkanı ‘İstiyorum.’ diyor, tabip odaları ‘evet, olsun’ diyor. Buna kim karşı, kim sizin elinizi tutuyor?” dedi.

    Bu düzenlemenin hayata geçmesini Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın istemediğini ileri süren Özkoç, “Siz isteseniz de yapamazsınız çünkü milletin değil sarayın bakanısınız. Millete değil saraya hesap veriyorsunuz.” görüşünü savundu.

    CHP’li milletvekillerinin Kovid-19 konusunda çalışma yürüterek yapılması gerekenleri ortaya koyduğunu, partisinin belediyelerinin yardım kampanyaları düzenlediğini anlatan Özkoç, iktidarın bu yardımları engellemek için toplanan yardım paralarına el koyduğunu iddia etti.

    Engin Özkoç, Türkiye’deki Kovid-19 vaka sayılarına ilişkin “Türkiye, dünyada en kötü yönetilen ve vaka sayısı en çok olan 3 ülke arasında, ABD ve Hindistan’dan sonra. Nüfusları düşünecek olursanız, bizim durumumuz tam bir facia. Biz biliyorduk. Onlar da biliyorlardı bunun böyle olduğunu. Sakladılar, engellediler. Ama arkadaşlarımız kamuoyuna açıkladılar.” diye konuştu.

    CHP’nin, her zaman olduğu gibi bundan sonra da milleti doğru bilgilendirmeye devam edeceğini ifade eden Özkoç, milletin huzurunun kendilerinin huzuru olduğunu söyledi.

    “Vatan, millet, bayrak meselesi”

    Basın mensuplarının sorularını da yanıtlayan Özkoç, “Kovid-19 vaka sayıları doğru açıklansaydı durum böyle olur muydu?” sorusuna, “Sağlık Bakanı, bu süreç yanlış yönetildiği, yapması gerekenleri yapamadığı, biri tarafından engellendiği, Hazine tam takır olduğu, paralar uçaklara, saraylara, yandaşlara dağıtıldığı için milletimize gerçekleri söyleyememiştir.” dedi.

    Özkoç, Sağlık Bakanı Koca’yı Bakanlık görevinden, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı ve Cumhur İttifakı’nı iktidardan istifa etmeye çağırdı.

    Engin Özkoç, başka bir basın mensubunun, HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar’ın muhalefet partilerine yönelik eleştirilerini değerlendirmesini istemesi üzerine, şunları söyledi:

    “Biz Türkiye’nin menfaatleriyle ilgili ne yapmamız gerekiyorsa Kemal Kılıçdaroğlu’nun liderliğinde onu yapıyoruz, yapmaya devam edeceğiz. Başta grup başkanvekilleri olmak üzere TBMM’de grubu bulunan bütün siyasi partilerle milletimizin menfaatini bugüne kadar nasıl savunduysak, o şekilde savunmaya devam edeceğiz. Mesele AKP, MHP, HDP, CHP, İYİ Parti meselesi değildir. Bugün geldiğimiz yer itibarıyla mesele vatan, millet, bayrak meselesidir. Bu vatan iyi yönetilmediği için Yunan komutasındaki bir kişi, bayrağımızın dalgalandığı gemiye giderek insanlarımıza esir muamelesi yapabiliyor. Bu millete, iktidar tarafından doğru hizmet götürülmediği için onlar bugün ölümle karşı karşıyalar. Dün gerçeklerle ilgili hangi noktadaysak bugün de aynı noktadayız.”

    CHP Grup Başkanvekili Özkoç, başka bir soru üzerine, Kovid-19’un sağlık çalışanları için meslek hastalığı kabul edilmesinin kanun maddelerine ilave yapılarak sağlanabileceğini dile getirerek “Gereken niyet. Sağlık Bakanı da Recep Akdağ da ‘İstiyorum ama yapamıyorum.’ diyor. Hem Sağlık Bakanı hem de komisyon başkanının yapamadığı bir şeyi yönetmelikle, genelgeyle yapma niyetleri olabilir mi? Olamaz. Muhalefete onların yapmadığını yapmak, kanun teklifini Meclis’e sunmak düşüyor. Biz de onu yaptık.” sözlerini sarf etti.

    Özkoç, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, mahkemelerin bağımsızlığını düzenleyen Anayasa’nın 138. maddesine ilişkin dünkü açıklamaları hakkındaki değerlendirmesinin sorulması üzerine, “Anayasa Mahkemesini, her şeyi itibarsızlaştırdığı gibi itibarsızlaştırıp tetikçi yerel mahkemeye Anayasa Mahkemesinin aldığı kararı saydırtmayan bir Cumhurbaşkanı’nın bize akıl vermeye haddi de yok, hakkı da yok.” diye konuştu.

    Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın tarafsız olmadığını öne süren Özkoç, erken seçim çağrısında bulundu.

  • Salgında 3. zirveyi yaşan Bursa’da sıkı denetim

    Salgında 3. zirveyi yaşan Bursa’da sıkı denetim

    Salgında 3. zirveyi yaşayan kentler arasında yer alan Bursa’da, İçişleri Bakanlığı genelgesi doğrultusunda, başta pazar yerleri, toplu ulaşım araçları ve alışveriş merkezleri olmak üzere vatandaşların kalabalık bulunduğu yerlerde yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınıyla mücadele kapsamındaki denetimler yapıldı.

    Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın Koronavirüs Bilim Kurulu Toplantısı’nın ardından yaptığı açıklamada, vaka sayısının fazlalığına dikkat çektiği kentler arasında yer alan Bursa’da, İl Emniyet Müdürlüğü ve Jandarma Komutanlığı ekiplerince tedbirlere uyulup uyulmadığı denetlendi.

    Pazar yerleri, toplu ulaşım araçları, alışveriş merkezleri ve vatandaşların kalabalık bulunduğu alanlarda vatandaşlara maske ve sosyal mesafeye dikkat etmeleri konusunda uyarılarda bulunuldu.

    Kentin çeşitli alanlarında toplu taşıma araçlarını durduran İl Emniyet Müdürlüğü Trafik Denetleme Şube Müdürlüğü ekipleri, otobüslerde yolcu kapasite sınırlaması, HES kodu uygulaması, maske takma zorunluluğu, gerekli hijyen, temizlik tedbirlerinin alınıp alınmadığını kontrol etti.

    Alışveriş merkezlerinde aynı anda bulunabilecek kişi sayısı ve çalışma saatleri kısıtlamalarına uyulup uyulmadığını da inceleyen ekipler, alışveriş merkezi klima ve filtreleme sistemlerinin bakımı ve filtre değişimlerinin düzenli yapılıp yapılmadığına yönelik denetimler yaptı.

    Pazarlarda yoğun denetim

    Kentin başta en işlek pazar yerleri olmak üzere, pazar yeri yöneticisinin koordinasyonunda polis, zabıta, bekçi ve Bursa Seyyar Esnaf ve Pazarcılar Odası personelince de yapılan denetimlerde, vatandaşlar maske ve sosyal mesafe konularında uyarıldı.

    Osmangazi Belediyesi Başkan Yardımcısı Erkan Albayrak, Dikkaldırım Pazar Alanı’nda  yaptığı açıklamada, yayımlanan genelgeyle pazar yerinde denetimlerin arttırıldığını söyledi.

    İlçede haftada 54 pazar kurulduğunu belirten Albayrak, pazar yerlerine yönetici atadıklarını da dile getirdi.

    Albayrak, yoğunluğu, denetimlerle kontrollü bir şekilde azalttıklarını vurgulayarak, “Genelge kapsamında kurallara eksiksiz uyulması konusunda gerekli uyarıları yapıyoruz. Vatandaşlarımızın ve esnafımızın bu kurallara uymalarını bekliyoruz. Pazar yeri girişinde dezenfekte cihazlarımız var, ateş ölçümü yapıyoruz. Pazar içinde de çok fazla yoğunluk yaşanmaması için uyarıcı tedbirler var. Vatandaşlarımız bu kurallara uyduğu sürece daha sağlıklı ve hijyenik bir şekilde bu alanları kullanabilirler.” ifadelerini kullandı.

  • İngiltere salgına karşı 280 milyar sterlin harcadı

    İngiltere salgına karşı 280 milyar sterlin harcadı

    İngiltere Maliye Bakanı Rishi Sunak, İngiliz hükümetinin koronavirüs (Kovid-19) salgınının başladığından bu yana ekonomiyi desteklemek için toplam 280 milyar sterlin harcadığını söyledi.

    İngiliz parlamentosunda bütçe düzenlemelerini açıklayan Sunak, İngiltere’nin sağlık alanındaki acil durumunun henüz sonlanmadığını, ekonomide ise acil durumun yeni başladığını belirtti.

    Bakan Sunak, İngiltere’nin sağlık sektörünün salgınla mücadelesinin desteklenmesi için gelecek yıl 3 milyar sterlin ek bütçe sağlanacağını söyledi.

    İngiltere’nin ulaşım projelerine 2 milyar sterlin, yerel yönetimlerine 3 milyar sterlin ve evsizlere destek olunması için 250 milyon sterlin ayrıldığını belirten Bakan Sunak, gelecek yıl İngiltere’de koronavirüs salgını ile mücadele için 55 milyar sterlin seviyesinde kamu harcamasının planlandığını hatırlattı.

    Sunumunda, İngiliz ekonomisinin bu yılın sonunda yüzde 11,3 daralma beklendiğini, bunun İngiltere’nin üretim çıktısında son 300 yıldan fazladır en büyük düşük olduğunu söyleyen Sunak, ekonominin salgın tedbirlerinin gevşetilmesiyle toparlanacağının da altını çizdi.

    “Ekonomide büyümeye rağmen, İngiltere’de ekonomik üretim çıktısının 2022 yılının dördüncü çeyreğine kadar kriz öncesindeki seviyelerine dönmesinin beklemiyoruz.” İfadesini kullanan Sunak, İngiltere’nin toplam kamu borcunu Gayri Safi Yurtiçi Hasıla’ya (GSYH) oranının 2025-2026 yıllarında yüzde 97,5 seviyesinde olmasının beklendiğini belirtti ve “Ekonomi toparlanmaya başlayınca, sürdürülebilir mali pozisyona geri dönme zorunluluğumuz var.” yorumunu yaptı.

    Salgının yarattığı ekonomik etkilerin uzun süreli olabileceğinin altını çizen Sunak, İngiliz hükümetinin bu yıl sonunda toplam kamu borçlanmasının GSYH’nin yüzde 19’una, yani toplam 394 milyar sterline, ulaşacağını söyledi.

    İşsizlik 2,6 milyona yükselecek

    İngiliz Maliye Bakanı Sunak, ülkede gelecek yılın ikinci çeyreğinde toplam işsiz sayısının yüzde 7,5 ile toplam 2,5 milyona ulaşmasının beklendiğini de söyledi.

    Sunak gelecek seneden itibaren işsizliğin düzenli olarak her yıl azaltılmasının hedeflendiğini, 2024 yılı için işsizlik öngörüsünün yüzde 4,4 olduğunu kaydetti. Bir milyonun üzerindeki doktor, hemşire ve diğer sağlık çalışanının maaşlarının gelecek yıl artırılacağını, fakat diğer kamu çalışanlarının maaşlarının ise gelecek yıl dondurulacağını söyleyen Bakan Sunak, İngiltere’de asgari ücretin de yüzde 2,2 artırılarak saat başında 8,91 sterline çıkarılmasının planlandığının altını çizdi.

    Bakan Sunak, ayrıca İngiltere’nin uluslararası yardımlar için milli gelirinden ayırdığı payın 2021 yılında yüzde 0,7’den yüzde 0,5’e düşürüleceğini belirtti.

    İngiltere’nin gelecek dört yıl boyunca 24 milyar sterlin seviyesinde savunma yatırımı yapacağını belirten Bakan Sunak, altyapı harcamalarının 100 milyar sterlin seviyesinde olacağını ifade etti.

  • Bursa Osmangazi’de salgına karşı paylaşım kalkanı

    Bursa Osmangazi’de salgına karşı paylaşım kalkanı

    Osmangazi Belediyesi, yaklaşık bir yıldır tüm dünyayı etkisi altına alan koronavirüs salgınının olumsuz etkilerini ‘paylaşım ve dayanışma’ ile azaltıyor. Türkiye’de ilk vakanın görüldüğü Mart ayından itibaren temizlik ve dezenfeksiyon çalışmalarını aralıksız sürdüren Osmangazi Belediyesi, özellikle gıda yardımlarıyla yüzleri güldürüyor.

    1 milyonu aşan nüfusu ile Türkiye’nin en büyük ilçelerinden olan Osmangazi Belediyesi, pandemi sürecinin başından itibaren yoğun mesai harcıyor. Salgın nedeniyle evlerinden çıkması kısıtlanan vatandaşlara yönelik ‘Belediyem Benimle’ birimi bünyesinde kurulan sosyal destek ekipleri, ilçenin dört bir yanındaki talepleri anında karşılıyor. 136 mahalleyi kapı kapı gezen ekipler, 65 yaş üstü ve kronik rahatsızlığı olan vatandaşlar ile ihtiyaç sahibi vatandaşlara günlük ekmek, çorba, erzak, hijyen paketi dağıtımı yapıyor. Osmangazi Belediyesi’nin her zaman olduğu gibi pandemi döneminde de yanlarında olduğunu belirten vatandaşlar, Başkan Mustafa Dündar ve belediye çalışanlarına teşekkür etti.

    Küresel salgınının üstesinden tedbir ve dayanışma ruhu ile gelineceğini belirten Osmangazi Belediye Başkanı Mustafa Dündar, “Osmangazi’de yaşayan vatandaşlarımızın sağlığını korumak ve salgının yayılmasını engellemek adına her alanda mücadele ediyoruz. Bu süreçte özellikle sosyal destek ekibimiz, vatandaşlarımızı mağdur etmemeye özen gösteriyor. Ekiplerimiz, bugüne kadar 256 bin 672 talep kaydı oluşturdu. Günlük ekmek, çorba, erzak ve hijyen paketlerini ihtiyaç sahiplerine ulaştırıyoruz. Paylaşma, bizim geleneğimiz ve geleceğimizdir. İyilik paylaştıkça büyüyor, sofralar paylaştıkça bereketleniyor. Yaptığımız çalışmaların karşılığını inşallah en yakın zamanda alacağız. Lütfen tedbiri bir an olsun elden bırakmayalım” dedi.

  • Cumhurbaşkanı’ndan salgın uyarısı

    Cumhurbaşkanı’ndan salgın uyarısı

    Cumhurbaşkanı Erdoğan Covid-19 salgınına dair yeni kısıtlamalara ilişkin, “Kontrolden çıkarsa daha büyük problemler çıkar. Bu yeni dalgayı da kırdığımızda daha güzel günler göreceğiz” dedi.

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, videokonferans yöntemiyle AK Parti 7. Olağan Kütahya, Afyon, Batman ve Siirt İl Kongrelerine katıldı. Erdoğan, “Ülkemizde pek çok faaliyete sınırlama getirildi. Siyasi parti kongreleri için ise herhangi bir engel bulunmuyor. Buna rağmen salgınla mücadeleye destek vermek için önümüzdeki haftadan itibaren kongreleri erteliyoruz.” ifadelerini kullandı. Erdoğan, “AB’den ayrımcılık yapmamasını, verdiği sözleri tutmasını, en azından ülkemize yönelik aleni düşmanlıklara alet olmamasını istiyoruz. Kendimizi başka yerlerde değil Avrupa’da görüyor, geleceğimizi Avrupa ile kurmayı tasavvur ediyoruz.” diye konuştu.
    Erdoğan’ın açıklamalarından satırbaşları şöyle:

    “KONGRELERİMİZİ ERTELİYORUZ”

    “Ülkemizde pek çok faaliyete sınırlama getirildi. Siyasi parti kongreleri için ise herhangi bir engel bulunmuyor. Buna rağmen salgınla mücadeleye destek vermek için önümüzdeki haftadan itibaren kongreleri erteliyoruz.

    Okulundan ayrı kalan öğrencilerimizin, öğretmenlerimizin, 65 yaş üstü vatandaşlarımızın neler hissettiğini biliyoruz. İnşallah vatandaşlarımızın tedbirlere uymasıyla bugünleri geride bırakacağız. Milletimizin desteği ile bu yeni dalgayı da kırdığında aydınlık bir gelecek başlayacak.

    İşi azalan ve tamamen duran esnafımızın, sanatkarımızın, işletmelerimizin buralarda çalışan insanlarımızın aynı şekilde buralardan hizmet alan vatandaşlarımızın sıkıntılarını gayet iyi biliyoruz. Okulundan ayrı kalan öğrencilerimizin, öğretmenlerimizin, 20 yaş altı ve 65 yaş üstü insanlarımızın neler hissettiğini anlıyoruz. Adeta bağrımıza taş basarak bu yöntemlere başvurmak mecburiyetinde kalıyoruz.

    “ÖNÜMÜZDE AYDINLIK BİR GELECEK BİZİ BEKLİYOR”

    Türkiye salgın sürecini nispeten pozitif ayrışmayla geçirmiş ülkelerden biridir. Milletimizin desteği ve hassasiyetiyle bu yeni dalgayı da kırdığımızda önümüzde aydınlık bir gelecek bizi bekliyor.

    Reformlarda yeni bir dönemi başlatıyoruz. Hukuki altyapımızı geliştirerek, ekonomimizin temellerini güçlendirerek, istihdamı artırarak salgın sonrası yeniden şekillenecek dünyada kendimize iyi bir yer edinmekte kararlıyız.

    Cumhur ittifakıyla kurduğumuz yeni yönetim sistemini reformlarla daha da güçlendirerek ülkemizi 2023 hedefleriyle mutlaka buluşturacağız.

    “BİZ SADECE MİLLETİMİZİN HİZMETKARLIĞINA TALİBİZ”

    Kurulduğumuz günden beri biz sadece Allah’ın yardımına güvenerek yol yürümüş, mücadeleye girmiş, zaferler kazanmış bir partiyiz. Önümüzdeki dönem içinde yine tek dayanağımız milletimizdir, milletimizden alacağımız destektir.

    Sizlerden kendi şehrinizde hiçbir istisna olmaksızın tüm vatandaşlarımıza ulaşarak bugüne kadar yaptıklarımızı ve gelecekte nasıl bir Türkiye tasavvur ettiğimizi anlatmanızı istiyorum.

    Böylesine kutlu bir dava asla senlik-benlik kavgasına, şahsi hesaplara, kibre, tembelliğe yer olamaz. Kendini partisinin ve halkın üzerinde gören kişinin sonu hüsrandır. Biz sadece milletimizin hizmetkarlığına talibiz.

    “KENDİMİZİ BAŞKA YERLERDE DEĞİL AVRUPA’DA GÖRÜYORUZ”

    Kongrelerimizi demokrasi şölenlerine çeviriyoruz. Kuruluşundan bugüne teşkilatlarımızda görev almış tüm kardeşlerime şükranlarımı sunuyorum.

    Türkiye’nin 2003 yılından itibaren başlayan büyük adımlarını, tüm engellere rağmen hedeflerine ulaştırdık. Demokrasi ve kalkınma mücadelemizin önünde set kuramayacaklarını görenler son 7 yıldır ellerinden geleni sahaya sürdüler. Terör örgütlerinden darbecilere kadar herkesi kullandılar. Biz tuzakları birer birer boşa çıkardıkça, kimi zaman sinsice, kimi zaman pervasızca yeni oyunlarla karşımıza çıktılar. Bu saldırılara cevabı da içerde birliğimizi güçlendirerek, dışarda diplomatik ve askeri gücümüzü ortaya koyarak verdik.

    Bizi bir terör koridoruyla kuşatmaya çalıştılar. Harekatlarımızla bu zinciri kırdık. Doğu Akdeniz’de bizi hapsetmeye çalıştılar, bu gayreti de akamete uğrattık. Libya’da darbecileri özellikle kullanarak bir başka oyunun içine girdiler, orada da heveslerini kursakta bıraktık. Ermenistan’ı kışkırtarak Kafkasya’da başka hamle yaptık, 30 yıllık acıları sona erdirecek bir zaferin sevincini yaşadık.

    Milletimize söyleyecek hiçbir sözü, projesi, vizyonu olmayanları bir araya getirerek siyaset mühendisliğine giriştiler. İnşallah bunda da başarılı olamayacaklar. Biz tüm zorluklara rağmen, doğusundan batısına, kuzeyinden güneyine her karışıyla ülkemizi geliştirme, büyütme, güçlendirme, zenginleştirme mücadelemizde yeni bir dönem başlattık. Amacımız ne içerde ne dışarda kimseyle kavga etmek, kimsenin hakkını çiğnemek, kimsenin meşru duruşunu bozmak değildir. Dostlarımızla müttefikimizle daha güçlü işbirliği içinde olmak istiyoruz. AB’den ayrımcılık yapmamasını, verdiği sözleri tutmasını, en azından ülkemize yönelik aleni düşmanlıklara alet olmamasını istiyoruz. Kendimizi başka yerlerde değil Avrupa’da görüyor, geleceğimizi Avrupa ile kurmayı tasavvur ediyoruz.

    “KİMSENİN YANLIŞ ARGÜMANLARLA TÜRKİYE’Yİ TEHDİT ETME HAKKI YOKTUR”

    Amerika ile uzun ve yakın müttefiklik ilişkilerimizi bölgesel ve küresel ilişkilerin çözümünde kullanmak arzusundayız. Rusya ve İran gibi ülkeleri asla göz ardı edemeyiz. İslam dünyası ile derin ilişkilerimiz var. Hiç kimsenin yanlış argümanlarla Türkiye’yi tehdit etme hakkı yoktur.”