Etiket: salgın

  • Kovid-19, Avrupa’da her 17 saniyede bir can alıyor

    Kovid-19, Avrupa’da her 17 saniyede bir can alıyor

    Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Avrupa Bölge Direktörü Dr. Hans Kluge, Avrupa ve ABD’nin yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınının merkez üssü olma özelliğini sürdürdüğünü belirterek, Avrupa kıtasında virüsten her 17 saniyede bir kişinin hayatını kaybettiğini bildirdi.

    Kluge, video konferans yöntemiyle düzenlediği basın toplantısında, toplam Kovid-19 vakalarının yüzde 28’inin Avrupa kıtasında görüldüğünü söyledi.

    Salgın nedeniyle ülkelerdeki sağlık sistemlerine ağır yük bindiğine işaret eden Kluge, Avrupa’da halen yüzde 60 olan maske kullanımının yüzde 95’e çıkması durumunda kapanma uygulamalarına gerek kalmayacağının altını çizdi.

    Kluge, yoğun bakım ünitelerinin şu an Fransa’da yüzde 95, İsviçre’de ise tamamen dolduğunu aktardı.

     “Aşılar Kovid-19’u tamamen durdurmayacak”

    Dünyadaki aşı çalışmalarında gelinen son aşamanın umut verici olduğuna dikkati çeken Kluge, “Son birkaç gün içinde, özellikle umut vadeden iki aşı ile iyi haberler aldık. Aşılar Kovid-19’u tamamen durdurmayacak ve tüm sorularımızı yanıtlamayacak olsa da bu virüse karşı savaşta büyük bir umudu temsil ediyor.” dedi

    Kluge, aşıların başarılı olabilmesi için tüm ülkelere eşit şekilde dağıtılması gerektiğinin altını çizdi.

    Rusya tarafından geliştirilen “Sputnik V” aşısının Macaristan’ın da aralarında bulunduğu bazı ülkelere gönderilmeye başlandığı bilgisini paylaşan Kluge, aşı konusunda son kararı ülkelerin aşı ve ilaç düzenleyici makamlarının verdiğine işaret etti.

     “Avrupa’da Kovid-19’dan günde ortalama 4 bin 500 kişi ölüyor”

    Kluge, Avrupa ve ABD’nin Kovid-19 salgınının merkez üssü olma özelliğini sürdürdüğünü, virüs nedeniyle dünya genelindeki ölümlerin yüzde 26’sının Avrupa’da meydana geldiğini belirterek, “Son iki hafta Kovid-19 ölümleri yüzde 18 arttı. Geçen hafta, Avrupa’da Kovid-19 nedeniyle 29 binden fazla kişi hayatını kaybetti. Yani Avrupa bölgesinde her 17 saniyede bir kişi ölüyor.” diye konuştu.

    Son günlerde Avrupa’da virüsten ortalama 4 bin 500 kişinin yaşamının yitirdiğini belirten Kluge, daha fazla çabayla bu rakamların aşağı çekilebileceğini vurguladı.

    Kluge, Avrupa’da ülkelerin kısmi veya tam karantina tedbirlerini yeniden yürürlüğe koymasının ardından geçen hafta Kovid-19 vaka sayısının 2 milyondan 1,8 milyona düştüğünü ifade ederek, “”Bu küçük bir sinyal ancak yine de bir sinyal.” değerlendirmesinde bulundu.

    Avrupa’da yüz milyonlarca insanın halen farklı kısıtlamalar altında yaşadığını anımsatan Kluge, bunun sonucunda ruh sağlığı sorunlarının arttığını, alkol ve madde bağımlılığı, cinsiyete dayalı şiddet, insanların işini kaybetmesi ve temel sağlık hizmetlerinde kesinti gibi yan etkilerin ortaya çıktığını kaydetti.

  • Bakan Selçuk: Salgının yükselişi eğitimi zora sokuyor

    Bakan Selçuk: Salgının yükselişi eğitimi zora sokuyor

    Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, Kızılay’da uyarılara rağmen çene altına inmiş maskeleri gördüğünü belirterek, “Salgının yükselişi, eğitimi zora sokuyor. Kurallara uyalım” dedi.

    Bakan Selçuk, Twitter’dan yaptığı açıklamada, “Pazar günü çalışma arasında Kızılay’da yürüdüm. Uyarılara rağmen çene altına inmiş maskeleri ve unutulan sosyal mesafeyi görünce, çocuklarımızı okullarda güvende tutmak için çabalayan meslektaşlarım adına çok üzüldüm. Salgının yükselişi, eğitimi zora sokuyor. Kurallara uyalım” dedi.

  • Covid-19 salgınında Türkiye dünyada kaçıncı sırada?

    Covid-19 salgınında Türkiye dünyada kaçıncı sırada?

    Koronavirüs salgını tüm dünyada ikinci dalga endişesini yaşamaya devam ediyor.

    Türkiye’de sakin geçen yaz ayı sonrası baharın gelmesiyle birlikte vaka ve ölü sayıları tırmanışa geçti.

    Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın yaptığı sık sık uyarılara rağmen Türkiye’de virüse karşı alınan önlemler vatandaşlar tarafında çok sık şekilde uygulanmıyor.

    Bursa, İstanbul, Ankara ve İzmir gibi büyükşehirlerde olduğu gibi vaka sayıları Anadolu’da da hızla yayılmaya devam ediyor.

    Yeni tip koronavirüs salgının görüldüğü tarihten bugüne Türkiye, dünyada diğer ülkelerin vaka, günlük hasta, günlük ölü, ağır hasta sayılarında ilk bir çok ülke arasında üst sıralarda yer alıyor.

    “TÜRKİYE TOPLAM VAKA SAYISINDA DÜNYADA 25’İNCİ SIRADA”

    Worldometer interent sitesinde yer alan sıralamalara göre Türkiye 219 ülke içerisinde toplam vaka sayısında 407 bin 9389 vaka ile 25’inci sırada yer alıyor.

    Listenin başında ise 11 milyon aşan vaka sayısıyla ABD, 8 milyon 773 bin 479 vaka ile Hindistan, 5 milyon 819 bin  496 vaka ile Brezilya, 1 milyon 944 bin 504 vaka ile Fransa, 1 milyon 903 bin 253 vaka ile Rusya yer alıyor.

    Listenin devamında sırasıyla; İspanya, İngiltere, Arjantin, Kolombiya, İtalya, Meksika, Peru, Almanya, İran, Güney Afrika, Polonya, Şili, Ukrayna, Belçika, Irak, Endonezya, Çekya, Hollanda, Bangledeş ve 25’inci sırada olan Türkiye yer alıyor.

    “TÜRKİYE TOPLAM ÖLÜ SAYISINDA DÜNYADA 21’İNCİ SIRADA”

    Toplam ölü sayılarında ise Türkiye 219 ülke arasında 11 bin 326 can kaybıyla 21’inci sırada yer alırken, 249 bin 998 can kaybıyla Amerika Birleşik Devletleri başı çekiyor.

    ABD’yi 164 bin 946 ölü sayısı ile Brezilya, 129 bin 225 ile Hindistan, 97 bin 624 ile Meksika, 51 bin 304 ile İngiltere takip ediyor.

    Listenin devamında sırasıyla; İtalya, Fransa, İran, İspanya, Peru, Arjantin, Kolombiya, Rusya, Güney Afrika, Endonezya,  Şili, Belçika, Ekvador, Almanya, Irak ve Türkiye seyrediyor.

    “TÜRKİYE AĞIR HASTA SAYISINDA DÜNYADA 7’İNCİ SIRADA”

    Kritik (Ağır Hasta) sayısı bakımından Türkiye vaka ve ölü sayısında olduğu gibi listenin gerisinde yer almıyor.

    Türkiye’yi her gün açıklanan günlük tabloda artan ağır hasta sayısı dünya genelinde Türkiye’yi 219 ülke arasında 3 bin 356 ağır hasta sayısıyla 7’inci sıraya taşıyor.

    En fazla ağır hasta 32 bin 297 hasta ile ABD’de yer alırken, ABD’yi Hindistan, Brezilya, İran, Fransa, Arjantin ve Türkiye izliyor.

    Türkiye’yi ise Almanya, İtalya ve İspanya gibi Avrupa’da salgında başı çeken ülkeler izliyor.

    “TÜRKİYE AKTİF HASTA  SAYISINDA DÜNYADA 30’UNCU SIRADA”

    Dünya genelinde halen koronavirüsü taşıyan hasta sayısı bakımından  47 bin 809 hasta ile Türkiye 30’uncu sırada yer alıyor. Dünya genelinde halen 14 milyon 940 bin 843 aktif koronavirüs hastası bulunurken, bunların 4 milyon 26 bin 404’ü ABD’de yer alıyor.

    ABD’yi sırasıyla; Fransa, İtalya, Hindistan, Belçika, Rusya, Polonya, Brezilya, Ukrayna, Almanya, Meksika, İran, Arjantin, Çekya, Ürdün, İsviçre, Romanya, Macaristan, Portekiz, Avusturya, Bangladeş, Bulgaristan, Irak, Endonezya, Kolombiya, Yunanistan, Slovakya, Honduras, Fas ve Türkiye izliyor.

  • Ne zamana kadar maske takmaya devam edilecek?

    Ne zamana kadar maske takmaya devam edilecek?

    Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Enfeksiyon Hastalıkları Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mehmet Ceyhan, “Nüfusun yüzde 60’ı aşılanmadan hiç kimse maskesini çıkarıp, mesafeye dikkat etmeden dolaşamayacak. Toplumsal korunma sağlanıncaya kadar bu önlemler devam edecektir” dedi.

    Prof. Dr. Mehmet Ceyhan, henüz koronavirüs geçirerek ortaya çıkacak bağışıklığın ne kadar devam ettiğinin bilinmediğini, hastalık geçirerek toplum bağışıklığı oluşması ve bu yolla salgının bitmesinin şimdiye kadar görülmüş bir durum olmadığını belirtti. Prof. Dr. Ceyhan, hiçbir hastalığın şimdiye kadar toplumda bağışıklık geliştirerek sonuçlanmadığını söyleyerek, “Genellikle ya virüsün mutasyonu ya da etkin bir aşı bulundu. Yoksa insanların hasta olmasını bekleyip, ‘sürü’ ya da ‘toplumsal bağışıklık’ denilen durumun oluşması ilk olarak insancıl değildir. Her gün 80 kişi civarında kişi hayatını kaybediyor. Bu kaybedilen kişiler bizlerin yakınları olabilir. Dolayısıyla hiçbir ülke dikkat ederseniz, ‘ben toplumsal bağışıklık stratejisi uyguluyorum, bu yolla salgını kontrol edeceğim’ demiyor, diyemez zaten. Kaldı ki, bu durumun garantisi de yoktur” diye konuştu.

    ‘BU HASTALIK FARKLI BULAŞIYOR’

    Prof. Dr. Ceyhan, gerçekten antikor gelişmesinin bağışıklık kazanıldığını göstermediğini kaydederek, “Antikoru pozitif insanlar da hastalığı geçirebiliyor. Bu, antikorun miktarına, fonksiyonuna göre değişir. Hastalığı geçirerek, bağışık hale gelmek hiç kimsenin isteyeceği ya da hedefleyeceği bir şey değildir. İnsanlar maalesef bu hastalığı grip ile karıştırıyor. Gripte gerçekten her hastalanan belli oranda kişiye bulaştırır. Ancak koronavirüste durumun böyle olmadığını anlattık. Bu hastalık farklı bulaşıyor. Örneğin 100 tane virüs almış kişinin 40 tanesi hiç bulaştırmıyor. 40 tanesi 1-2 kişiye bulaştırıyor. 20 tanesi de süper bulaştırıcı olup, birdenbire yüzlerce kişiye bulaştırabiliyor. Dolayısıyla siz bu bağışık hale gelen insanların ‘ne kadarı bulaşıcı özelliği olmayan kişi’, ‘ne kadarı süper bulaştırıcı’ bilemezsiniz. Bu tedbirleri sürekli almak durumundasınız” dedi.

    ‘BUNLAR OLACAK ŞEY DEĞİL’

    Prof. Dr. Ceyhan, grip gibi insanlar bu hastalığı geçirdikçe bulaşıcılığının azalacağı görüşünün doğru olmadığına vurgu yaparak, “Bir hastalığın toplumsal bağışıklıkla bitmesi için kaç kişinin bağışık hale gelmesi hesabı oldukça basittir. Hesap yapıldığında ortalama 0,7 gibi bir değer çıkar. Bu da toplumun en az yüzde 70’i bağışık hale gelirse salgın durur anlamına gelir. ‘Toplumun yüzde 40’ı bağışıklık kazanırsa salgın durur’ şeklinde açıklamalar doğru değil, bunlar olacak bir şey değil. Dolayısıyla şu an en iyi hesapla bulaşıcılık kat sayısını 2 aldığınızda yani ‘1 kişi 2 kişiye bulaştırır’ diye kabul ettiğinizde toplumun en az yüzde 50’sinin bağışık hale gelmesi gerekir” dedi.

    ‘YÜZDE 60 AŞILANMADAN MASKE ÇIKMAYACAK’

    Prof. Dr. Ceyhan, gelecek yılın başlarında bir ya da birkaç aşının piyasaya çıkabileceğine işaret ederek, “Aşının etkisi bireysel ve toplumsal korunmadır. Bireysel korunmada mesela yüzde 90 etkili bir aşı çıktı, yüzde 90 sizi koruyor. O aşı aile hekimlerine verildi, gittiniz aşılandınız, o aşı sizi o oranda korur. Ama nüfusun yüzde 60’ı aşılanmadan hiç kimse maskesini çıkarıp, mesafeye dikkat etmeden dolaşamayacak. Görüyorum ki, insanların birçoğu yanlış anlamış; aşıyı yaptırıp, artık ne maskeye ihtiyacı olacağını ne de mesafeye ihtiyacı olacağını düşünüyor. Bu yanlıştır. Toplumsal korunma sağlanıncaya kadar bu önlemler devam edecektir. Peki, toplumsal korunma için mesela yüzde 60 oranında kişinin bağışık hale gelmesi lazım yüzde 90 etkili bir aşıysa, yüzde 66’sını aşılamanız lazım. Bunun iki doz olduğunu düşünürseniz, ortalama 130-140 milyon civarında aşının elde olması lazım. Türkiye’ye bu kadar miktarda aşının gelmesi de birkaç seneyi bulur” diye konuştu.

  • Bakan Koca’dan vaka artışı açıklaması

    Bakan Koca’dan vaka artışı açıklaması

    Türk Konseyi Bilim Kurulu Toplantısı Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın da katılımıyla İstanbul’da başladı. Toplantıya katılan Sağlık Bakanı Fahrettin Koca açılış konuşmasında,“Zaman zaman, tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de vaka sayısında artışlar görüldü. Ama bu artış, pandeminin hiçbir döneminde kontrolümüz dışına çıkmadı”dedi.

    Bu yıl dördüncüsü düzenlenen Türk Konseyi Bilim Kurulu Toplantısı İstanbul’da başladı. Toplantıya Azerbaycan Sağlık Bakan Yardımcısı Elsever Agayev, Macaristan Devlet Bakanı Zoltán Lorinczi, Kırgız Cumhuriyeti Saglık Bakanı Aly Kadir Sabirdinovich, Özbekistan Saglık Bakanı Alisher Shadmanov’un yanı sıra Sağlık Bakanlığı Pandemi Bilim Kurulu, Toplum Bilim Kurulu, Aşı Bilim Kurulu ve TÜBİTAK Aşı Projesi üyelerinden oluşan 60’a yakın bilim insanı katıldı.

    2021 YILININ ‘SAĞLIK ÇALIŞANLARI YILI OLMASI’ İÇİN DSÖ’YE BAŞVURU YAPILDI

    Toplantıda konuşan Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, sağlık çalışanlarına bu süreçte gösterdikleri fedakarlık nedeniyle teşekkürlerini ileterek, “İnsanlık açısından büyük bir dönüm noktası olan pandemi ile mücadelede gösterdikleri fedakarca çalışmalarla hepimizin takdirini kazanan, hastalarımızın şifa bulmasına katkı vermek adına ailelerinden haftalarca uzak kalan, bu uğurda hayatını kaybeden doktorlarımız, hemşirelerimiz, teknisyenlerimiz, hastane çalışanlarımız oldu. Sizlerin huzurunda hepsine şükranlarımı sunuyorum. Bu vesile ile başta sağlık çalışanlarımız olmak üzere salgın nedeniyle hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet, yakınlarına ve sağlık camiamıza baş sağlığı diliyorum. Sağlık çalışanlarımızın bu fedakar çalışmalarını bir nebze olsun taçlandırmak adına, 2021 yılının dünya genelinde “Sağlık Çalışanları Yılı” olmasına ilişkin teklifimizi diplomatik kanallardan Dünya Sağlık Örgütü’ne de ilettik. Bu teklifimizin Kasım ayında gerçekleştirilecek Dünya Sağlık Asamblesinde kabul edilmesini temenni ediyorum” diye konuştu.

    “VAKA ARTIŞI PANDEMİNİN HİÇBİR DÖNEMİNDE KONTROLÜMÜZ DIŞINA ÇIKMADI”

    Pandemi sürecinde yapılan çalışmalar sonucunda vaka artışının hiçbir dönemde kontrol dışına çıkmadığını vurgulayan Koca, “Sağlık tesislerimize ve vatandaşlarımıza koruyucu ekipman, ilaç, solunum cihazı gibi hayati önemi haiz malzemelerin eksikliğini yaşatmadık. Aldığımız tüm kararlarda, oluşturduğumuz Pandemi Bilim Kurulu ve Toplum Bilimleri Kurulunun öneri ve tavsiyelerini göz önünde bulundurduk. Süreç boyunca kamuoyu, periyodik basın toplantılarıyla bizzat şahsım tarafından düzenli olarak bilgilendirildi. Haziran ayından itibaren normalleşme sürecine geçtik. Bu süreçte, insanlarımızın toplu olarak kullandığı parklar, plajlar, restoranlar, ibadethaneler gibi yerlerin tümü için rehberler hazırlayarak uyulması gereken kuralları belirledik. Zaman zaman, tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de vaka sayısında artışlar görüldü. Ama bu artış, pandeminin hiçbir döneminde kontrolümüz dışına çıkmadı” dedi.

    KONSEY ÜYESİ ÜLKELERLE TECRÜBE PAYLAŞIMI YAPILDI

    İlk toplantının 28 Nisan tarihinde konsey üyesi ülkelerin sağlık bakanlarının katılımıyla yapıldığını ve ilk toplantıda ve koronavirüs pandemisi ile mücadele başta olmak üzere sağlık alanında yürütülen mevcut iş birliğinin artırılmasına yönelik alınan kararlar hakkında konuşan Koca, “Bu toplantıda meslektaşlarıma üç önerim olmuştu. Bunlardan ilki, Bilim Kurullarımızın kendi ülkelerinde pandemi kapsamında elde ettiği tecrübe ve birikimlerin, uygulanan tedavi metotlarının karşılıklı paylaşımı ile mevcut imkanlarımız çerçevesinde salgınla mücadelede ihtiyaç duyulan malzemelerin paylaşılmasıydı. İkincisi, Bakanlığım bünyesinde faaliyet gösteren Uluslararası Sağlık Hizmetleri Anonim Şirketi’nin ilaç, tıbbi cihaz, tıbbi malzeme, aşı, tanı kiti, sağlık bilgi sistemleri, sağlık yatırımları ve hizmet alımları ile uluslararası hasta tedavisi alanlarında elde ettiği tecrübe ile bu göreve öncülük edebileceğini ifade ederek, Türk Konseyi üye ve gözlemci ülkeleri arasında “Tedarik Zinciri” konusunda bir grup oluşturulmasıydı. Üçüncü ve son teklifim ise, geçtiğimiz yıl Özbekistan’ın başkenti Taşkent’te Değerli mevkidaşım Sayın Şadmanov’un desteği ile gerçekleştirdiğimiz Özbekistan-Türkiye Sağlık İş Forumunun benzerlerini hayata geçirmekti. Bu forum, salgının sağlık riskleri yanında, ticari ve ekonomik etkilerini de azaltmada destek olacaktır. Daha da önemlisi, sağlık alanında kalıcı bir iş birliğine zemin hazırlayacaktır. Forumu her sene bir ülkenin ev sahipliğinde Türk Konseyi mensubu ülkelerin kamu ve özel sağlık sektörü temsilcilerinin katılımı ile gerçekleştirecektik. İlk iki önerimizi gerçekleşmesinde emeği geçen başta üye ülke Sağlık bakanlarımız olmak üzere, katkı veren herkese teşekkür ediyorum” diye konuştu.

    Yapılan çalışmalar hakkında bilgi veren Koca, “Bilim Kurulu toplantılarında alınan kararlar çerçevesinde bir aşı çalıştayının düzenlenmesi gündeme gelmiş ve bu toplantıya ülkemiz ev sahipliği yapmıştır. 24 – 28 Ağustos 2020 tarihleri arasında İzmir Urla’da tarihi Karantina Adası’nda Türk Konseyine üye ülkelerden bilim insanlarının katılımıyla “Laboratuvardan Aşıya” temasıyla bu çalıştay yapılmış ve konsey üyesi ülkelerde yürütülen çalışmalar hakkında bilgi ve tecrübe paylaşımında bulunulmuştur” dedi.

    13 BİNDEN FAZLA FİLYASYON EKİBİ AKTİF OLARAK GÖREV YAPIYOR

    Bu süreçte dijital sistemlerden faydalanıldığını da belirten Koca, “Hayat Eve Sığar adlı mobil uygulamamız ile hem halkımızın işlemlerini kolaylaştırdık. Yaygın şekilde temaslı takibi yaptık. Bugün itibarıyla halen sahada 13 binden fazla filyasyon ekibimiz aktif olarak görev yapmaktadır. Bu ekipler en az iki kişiden oluşuyor ve tamamına araç tahsis ettik. İnsani ve Sağlık Acil Durumlarına Hazırlık alanında faaliyet gösterecek olan DSÖ İstanbul Ofisi’nin açılışını 10 Eylül 2020 tarihinde birlikte gerçekleştirdik. Ofisin gerek bölgesel gerekse küresel sağlık acil durumların yönetiminde önemli bir rolü üstleneceğini umuyorum. Ülkelerin kaynaklarını iç ihtiyaçlarına kanalize ettiği bu zorlu süreçte, Türkiye’nin yapmış olduğu 25 milyon dolarlık katkının, küresel sağlık güvenliğine verilmiş önemli bir destek olduğunu ayrıca ifade etmek isterim” ifadelerini kullandı.

  • 2. dalgayı yaşayan Avrupa’da ülke ülke son durum

    2. dalgayı yaşayan Avrupa’da ülke ülke son durum

    Fransa, İspanya, Almanya, İngiltere ve İtalya başta olmak üzere birçok Avrupa ülkesinde Covid-19 salgınının ikinci dalgasında günlük vaka sayıları salgının ilk aylarındaki rakamları geride bıraktı.

    Yeni tip koronavirüs (Covid-19) salgınında “ikinci dalga” birçok Avrupa ülkesinde salgının ilk ayları ile kıyaslandığında çok daha sert geçiyor.

    Almanya, Fransa, İspanya, İtalya ve İngiltere başta olmak üzere birçok ülkede vaka sayıları hızla artarken, ülkelerin salgının ilk dalgasındaki katı tedbirlere henüz başvurmamaları ise dikkat çekiyor.

    İTALYA

    İtalya’da 18 Ekim’de 11 bin 705 yeni vakayla salgının başından bu yana en yüksek günlük artış kaydedilirken, geçen hafta ortalama günlük artış ise 8 bin 470 oldu.

    Hükümet olağanüstü hal (OHAL) durumunu 31 Ocak 2021’e kadar uzatırken, bir dizi ek tedbir de aldı.

    Başbakan Giuseppe Conte’nin imzaladığı yeni kararnameye göre, restoran ve barlar gece yarısına kadar servis yapabilecek, belediye başkanları kalabalıkların oluştuğu cadde, sokak ve meydanları saat 21.00’den sonra kapatma yetkisine sahip olacak, temaslı amatör sporlar tamamen yasaklanacak, kamuda uzaktan çalışma kapasitesi artırılacak, ulusal veya uluslararası olmayan tüm fuar organizasyonları yasaklanacak.

    FRANSA

    Son haftalarda günlük vaka sayılarının 22 bin ile 32 bin arasında seyrettiği Fransa’da ise 17 Ekim’de 32 bin 427 yeni vakayla salgının başından beri hem ülkede hem de Avrupa’daki en yüksek günlük vaka sayısı kaydedildi.

    Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron yönetiminin aldığı önlemler kalabalıkların oluştuğu gece etkinliklerini önlemeye ve restoranlar ile iş yerlerinin ekonomik olarak daha fazla zarar görmesini engellemeye yönelik oldu.

    “Maksimum alarm” seviyesine geçilen Paris ve çevresinde, Grenoble, Lille, Lyon, Aix-en-Provence, Marsilya, Rouen, Toulouse ve Montpellier kentlerinde 21.00-06.00 saatlerinde sokağa çıkma yasağı uygulaması 17 Ekim’de yürürlüğe girdi. Dört hafta sürecek uygulama kapsamında, sokağa çıkma yasağının olduğu saatlerde istisnalar hariç restoran ve iş yerleri de kapatılacak.

    Bu kentlerde ayrıca 6’dan fazla kişinin bir araya gelmesi de yasaklanırken, insanların yalnızca sağlık kuruluşlarına ve işlerine gitmek için dışarı çıkmalarına izin verilecek, yasağa uymayanlara ise 135 avro, yasağı birkaç kez ihlal edenlere ise 1500 avro para cezası uygulanacak.

    BİRLEŞİK KRALLIK

    İngiltere, İskoçya, Galler ve Kuzey İrlanda’dan oluşan Birleşik Krallık’ta da vakalar artıkça ek tedbirler hayata geçiriliyor. Ülkedeki günlük vaka sayısı 17 bine ulaştı.

    Galler hükümeti, salgınla mücadele kapsamında 2 haftalık “karantina” ilan etti. Karantina 23 Ekim’de başlayıp 9 Kasım’a kadar sürecek.

    Önlem kapsamında sağlık çalışanları gibi hayati işler yapanlar dışında herkes evden çalışacak, market ve eczaneler hariç tüm perakende mağazaları, eğlence, konaklama ve turizm işletmeleri ile ibadet yerleri kapatılacak.

    Virüsün artış hızına bağlı olarak devreye girecek “orta”, “yüksek” ve “çok yüksek” olmak üzere 3 aşamalı kısıtlamaların hazırlandığı ülkede, aralarında Londra’nın da olduğu 9 kent ikinci aşamaya geçerken, üçüncü aşama kısıtlamalar sadece Liverpool’da uygulanıyor.

    İlk aşama, toplanmaların 6 kişiyle sınırlandırılması, barlar ve restoranların saat 22.00’de kapanmasını içeriyor. İkinci aşamada farklı hane üyelerinin kapalı mekanlarda görüşmeleri yasaklanırken, üçüncü aşama ise bu önlemlerin yanı sıra barlar ve restoranların da kapatılmasını öngörüyor.

    İSPANYA

    Günlük vakaların ortalama 12 bine yükseldiği İspanya’da ise merkezi hükümet ve yerel yönetimler ekonominin daha fazla zarar görmesini önlemek için kısmi önlemlerle vaka sayısını azaltmaya çalışıyor.

    İkinci dalgada ülkedeki ekonomik durumu ön planda tutan hükümet, bu kez karantina kararlarını hafifletip bölgesel kapsamda uygulamayı tercih ediyor.

    Başkent Madrid başta olmak üzere Navarra, Rioja, Aragon, Bask, Castilla y Leon, Katalonya ve Endülüs bölgelerinde birbirlerine benzer ek önlemler uygulanıyor. Mevcut durumda OHAL oldukça kısıtlı bir şekilde sadece Madrid’de devam ediyor.

    İspanya’daki 1700’den fazla belediyede yerel yönetimlerin kararıyla serbest dolaşıma kısıtlama getirilirken, bu belediyelerde toplanmalar 6 kişiyle sınırlandırıldı, doluluk oranı yarıya indirilen bar ve restoranların en geç saat 23.00’te kapatılması, alışveriş merkezleri ve dükkanların doluluk kapasitelerinin yarıya indirilmesi ve en geç saat 22.00’de kapatılması, amatör spor branşlarındaki tüm müsabakaların ertelenmesi önlemleri alındı.

    Katalonya bölgesi ile Melilla kentinde, çalışanların tepkilerine rağmen bar ve restoranların sadece paket servis yapmasına izin veriliyor.

    AB’nin belirlediği seyahat kısıtlamaları haritasında tüm İspanya “kırmızı” renkle en riskli bölgeler arasında yer alıyor.

    ALMANYA

    Almanya’da da 17 Ekim’de 7 bin 830 yeni vakayla salgının başından beri en yüksek günlük vaka kaydedildi.

    Ülke genelinde geçerli uygulamaya göre, son 7 günde 100 bin nüfus başına vaka sayısının 50’yi aştığı kent ve ilçelerde tedbirler sıkılaştırılacak.

    Buna göre, restoran, kafe ve barlar saat 23.00’ten itibaren kapatılacak ve bu saatten sonra içki yasağı geçerli olacak. Riskli bölgelerde maske takma mecburiyeti genişletilecek. Özel eğlenceler en fazla 10 kişiyle sınırlandırılacak.

    Bavyera’nın Berchtesgadener Land bölgesinde son bir haftada 100 bin kişide 252 vaka görülmesi sebebiyle 20 Ekim’den itibaren 14 gün süreyle evlerden dışarı çıkma kısıtlaması getirildi. İşe gitme, alışveriş yapma ve tek başına spor yapma gibi sebepler hariç insanların evden çıkması yasaklandı, oteller, okullar ve kreşler kapatıldı.

    Alman hükümeti, Hollanda ve Fransa’yı “riskli bölge” ilan etti.

    HOLLANDA VE BELÇİKA

    Hollanda’da son bir haftada günlük ortalama 6 bin 200 yeni vaka tespit edildi. Vakaların artması üzerine alınan tedbirler kapsamında, 14 Ekim’de gece yarısından itibaren 4 haftalık “kısmi karantina” uygulamasına geçildi.

    Restoran ve barlar yeniden kapatılırken, toplu taşıma seferleri de azaltıldı. Alkollü içecek satışı saat 20.00’den sonra yasaklanırken, amatör spor etkinlikleri ve diğer etkinliklerin de 1 ay boyunca yapılmayacağı bildirildi.

    Belçika’da da geçen hafta ortalama günlük artış 7 bin 870 oldu.

    Doluluk oranları artmaya başlayan hastanelerde halen 412’si yoğun bakımda olmak üzere 2 bin 485 kişi Kovid-19 tedavisi görüyor. Ülke genelindeki yoğun bakım yatağı sayısının 2 bin olduğu ve artışın böyle devam etmesi halinde kasım ortasında yoğun bakımlarda yer kalmayabileceği belirtiliyor. Birçok hastanede acil olmayan tedavi ve ameliyatlar erteleniyor.

    Federal hükümetin aldığı tedbirler 19 Ekim’de yürürlüğe girdi. Ülke genelindeki restoranlar, kafeler ve barlar 1 ay süreyle kapatılırken, 00.00-05.00 saatlerinde de sokağa çıkma kısıtlaması uygulanacak ve saat 20.00’den sonra alkollü içecek satışı yapılmayacak.

    POLONYA VE ÇEKYA

    Polonya’da son bir haftada günlük ortalama 7 bin yeni vaka tespit edilirken, hükümetin aldığı yeni tedbirlere göre, ülkedeki restoranlar belirli saatlerde ve kapasitelerinin yarısı kadar müşteri kabul edebilecek, yükseköğretim kurumları uzaktan eğitime geçecek, tüm spor etkinlikleri seyircisiz gerçekleştirilecek. Varşova Ulusal Stadyumu, sahra hastanesine dönüştürülecek.

    “Acil durum” ilan edilen Çekya’da da son bir haftada günlük ortalama 6 binin üzerinde yeni vaka tespit edildi. Ülkede “kısmi karantina” kararı alınırken, üç hafta boyunca okullar, kafe ve restoranlar kapatıldı, topluma açık yerlerde alkol tüketimi yasaklandı.

    AVUSTURYA VE SLOVAKYA

    Avusturya’da son bir haftada ortalama 1000 üzerinde günlük vaka görüldü. Hükümet, özel etkinliklerin kapalı alanlarda 6, açık alanlarda 12 kişiyle sınırladı.

    Günlük ortalama 1500’ün üzerinde yeni vakanın görüldüğü Slovakya’da ise hükümet 45 gün sürecek “acil durum” ilan etti. Ülkede açık alanlarda da maske kullanma zorunluluğu hayata geçirildi. (AA)

  • ‘Bez maskeleri 5 defadan fazla kullanmayın’ uyarısı

    ‘Bez maskeleri 5 defadan fazla kullanmayın’ uyarısı

    Covid-19 salgınıyla mücadele başta olmak üzere virüs sonucu ortaya çıkan solunum yolu hastalıklarının önlenmesi ve kontrolüne yönelik tedbirlerin başında gelen doğru maske kullanımı, bulaşın önlenmesi bakımından hayati önem taşıyor.

    Solunum yolundan çıkan damlacık, öksürme, hapşırma ya da yakın temas sonucunda ağızdan, burundan ya da gözlerden giriş yapabilen corona virüsle mücadeledeki önlemlerin başında yer alan maskenin yanlış kullanımı, hastalığın yayılımına da davetiye çıkarıyor.

    Maske kullanan kişilerin daha az virüse maruz kaldıkları, ciddi ve ağır seyirli enfeksiyonlardan, aynı zamanda grip gibi mevsimsel solunum yolu enfeksiyonlarından da korunabildikleri belirtiliyor.

    Corona virüs salgınıyla mücadelede en etkili koruma yöntemlerinden biri olarak da gösterilen maskenin özellikle ağzı ve burnu tam olarak kapatması, alt çenenin altına yerleştirilerek takılması en doğru kullanım olarak gösteriliyor. Maske kullanan kişinin de mutlaka yüzüne en uygun olanı tercih etmesi gerekiyor.

    Burun bölgesinden düşmesinin ve gözlük kullanan kişilerde buğulanmanın önlenmesi için burun bölgesi telli olan maskelerin kullanımı önem taşıyor. Kişinin yüz ölçüsüne göre uygun boyutta maskeyi seçmesi gerekiyor.

    Tıbbi maskeler ıslandığında, nemlendiğinde, kirlendiğinde, yere düştüğünde veya 4 saatin üzerindeki kullanımda değiştirilmeli. 15-20 dakika gibi kısa süreli kullanımlarından sonra maskenin bir poşete konulup daha sonra yeniden kullanılmasında sakınca yok. Islanmayan, kirlenmeyen, nemlenmeyen bir maske genel olarak kişinin bir günlük mesaisi için yeterli. Maske, kullanıldıktan sonra bir poşete konulup ağzı sıkıca kapatılarak çöpe atılmalı.

    DOÇ. DR. KAYIPMAZ: MASKE STANDARTLARA UYGUN OLMALI

    Doğru maske kullanımıyla ilgili bilgi veren Sağlık Bakanlığı Bilim Kurulu Üyesi Doç. Dr. Afşin Emre Kayıpmaz, corona virüs salgınıyla mücadele nedeniyle çok fazla maske üretimi yapıldığına işaret etti. Kayıpmaz, tıbbi tekstil ile uğraşan firmaların ürettiği ve Sağlık Bakanlığı Ürün Takip Sistemi kaydı olan, “melt blown” denilen süzme kabiliyetine sahip orta katmanı ve dikişsiz kumaştan üst-alt katmanları bulunan 3 katlı maskelerin tercih edilmesi önerisinde bulundu.

    Maskelerin lastiklerinin çok sıkı veya çok gevşek olmasının kullanım sırasında konforsuzluk ortaya çıkardığını ve bu şekilde maske kullanımında bir aksama yaşandığını ifade eden Kayıpmaz, kişilerin kendine uygun boyutta lastiği olan maskeleri tercih etmesi gerektiğini söyledi.

    Doç. Dr. Afşin Emre Kayıpmaz, çift maske ve yıkanabilir bez maske kullanımına ilişkin de şu önerileri yaptı:

    “Çift kat takılmış maskedense usulüne uygun takılmış tek maske, fiziksel mesafe korunduğunda yeterli. Bununla birlikte çift maske takmanın da bir zararı yok.

    Yıkanabilir maskeler de bu süreçte kullanılabilir. Türk Standartları Enstitüsünün kurallarına uygun olarak sentetik veya doğal liften üretilmiş, 3 mikrondan büyük damlacıklar için bariyer vazifesi gören, paketinde ne zaman değiştirilmesi gerektiği ve en fazla kaç sefer yıkanabileceğine dair bilgiler içeren yıkanabilir maskeler tercih edilmeli.

    Bu kurallara uygun olarak üretilmiş yıkanabilir maskeler sağlıklı. Dışarıdaki her kullanımdan sonra ise maskeler eve dönüşte mutlaka sabunlu veya deterjanlı su ile iyice yıkanıp durulanmalı. Tavsiye edilen sıcaklık 60 derece ve üstü olmakla birlikte elde yıkamada bu mümkün değil. Bu durumda el yakmayacak sıcaklıkta su tercih edilebilir. Durulanma iyi yapıldıktan sonra deterjan solunmasından endişe edilmemelidir. Maskenin en az 5 kez yıkama ve kurutmaya dayanıklı olması gerekli.”

  • Yeni salgın tehlikesi! Koronavirüs ile aynı aileden

    Yeni salgın tehlikesi! Koronavirüs ile aynı aileden

    Dünya, yeni tip koronavirüs (Covid-19) pandemisiyle ile ölüm kalım mücadelesi halindeyken ABD’li araştırmacılar, hayvanlardan insanlara geçen farklı bir virüsün neden olacabileceği potansiyel yeni bir salgın konusunda uyarı yaptı. Bilim insanları 2016 yılından beri Çin’de domuzları enfekte eden ve hayvanlarda şiddetli ishal ve kusmaya neden olan bir koronavirüs türünün insanlara bulaşabileceğini kanıtladıklarını açıkladı. Yarasalardan domuzlara geçen “SADS-CoV” adlı virüsün hava yoluyla insan solunum organlarında, karaciğerlerde ve bağırsaklarda çoğalabildiği belirtildi.

    Bilim insanları 2016 yılından beri Çin’de domuzları enfekte eden ve hayvanlarda şiddetli ishal ve kusmaya neden olan bir koronavirüs türünün insanlara bulaşabileceğini kanıtladıklarını açıkladı. Yarasalardan domuzlara geçen “SADS-CoV” adlı virüsün hava yoluyla insan solunum organlarında, karaciğerlerde ve bağırsaklarda çoğalabildiği belirtildi.

    DOMUZLARDAN İNSANLARA YAYILABİLİR

    ABD’de North Carolina Üniversitesi tarafından yapılan bir çalışma, 2016’dan beri Çin’de domuzları enfekte eden ve şiddetli ishal ve kusmaya neden olan bir koronavirüs türünün insanlara yayılabileceği konusunda uyardı.

    SOLUNUM ORGANLARI, KARACİĞERDE VE BAĞIRSAKTA ÇOĞALABİLİYOR

    SADS-CoV adlı verilen virüsün yarasalardan geldiği ve hayvancılık endüstrisi nedeniyle domuzlara yayıldığı düşünülüyor. Ancak Kuzey Carolina Üniversitesi’nden araştırmacılar, SADS-CoV’nin hava yolu ile yeni tip koronavirüs pandemisine neden olan SARS-Cov-2’ye benzer bir şekile insanlarda, solunum organları, karaciğer ve bağırsak hücrelerini enfekte edip kopyalayabildiğini gösterdi.

    YENİ TİP KORONAVİRÜSLE AYNI AİLEDEN

    SADS-CoV, Covid-19’a neden olan küresel salgının sorumlusu SARS-CoV-2 ile aynı virüs ailesine mensup, ancak farklı bir tür. Spesifik olarak, SADS-CoV r “alfacorona virüs”, SARS-CoV-2 ise bir “betacorona virüs” olarak adlandırılıyor.

    ALFACORONA VİRÜSLERİN TEHLİKESİ GÖZ ARDI EDİLİYOR

    Çalışmanın yazarı ve epidemiyolog Ralph Baric, ‘Birçok araştırmacı, Covid-19, SARS ve MERS gibi betacoronavirüslerin yol açtığı hastalıklara odaklanıyor. Ancak alfacorona virüsler gözardı ediliyor. Aslında alfacorona virüsler, türler arasında hızlı bir şekilde atlama potansiyelleri göz önüne alındığında, insan sağlığıyla ilgili daha büyük olmasa da eşit derecede tehdit oluşturuyor” ifadelerini kullanıdı. Araştırmacılar, ayrıca SADS-CoV’nin insanlarda soğuk algınlığına neden alfacoronavirüsten, (HCoV-229E ve HCoV-NL63) farklı olduğunu açıkladı.

    Profesör Baric ve meslektaşları yaptıkları çalışmada, SADS-CoV’nin domuzlardan atlayıp insan popülasyonlarına bulaşma riskini araştırdı. Bu kapsamda çeşitli sentetik insan hücre türleri virüsle enfekte edildi. Araştırmacılar, birincil akciğer ve bağırsak hücreleri dahil olmak üzere insan hücrelerinin SADS-CoV enfeksiyonuna duyarlı olduğunu buldu.

    İNSANLAR SAD-COV’A KARŞI ÇAPRAZ BAĞIŞIKLIĞA SAHİP DEĞİL

    Öte yandan, bilim insanları bulgularına dayanarak, SADS-CoV özelinde insanların, hayvan popülasyonlarından kaynaklanan koronavirüslere yakalanmasını engelleyebilecek çapraz koruyucu sürü bağışıklığına sahip olmadığını söyledi.

    POTANSİYEL BİR SALGIN RİSKİ OLUŞTURUYOR

    Çalışmanın diğer yazarı Caitlin Edwards, “SADS-CoV, dünya çapında dağıtımı olan heterojen bir virüs grubu olan HKU2 adı verilen yarasa koronavirüslerinden türedi. Bu virüsün ortaya çıkıp insan popülasyonlarını enfekte edip edemeyeceğini tahmin etmek imkansız. Ancak, SADS-CoV’nin geniş konakçı yelpazesi ile insan hücrelerinde çoğalma yeteneği birleştiğinde ortaya çıkması potansiyel bir risk oluşturuyor” ifadelerini kullandı.

    Çalışmanın tüm bulguları Proceedings of the National Academy of Sciences dergisinde yayımlandı.

  • Dünya genelinde can kaybı artıyor

    Dünya genelinde can kaybı artıyor

    Çin’in Vuhan kentinde ortaya çıkan koronavirüs (Covid-19) nedeniyle hayatını kaybeden kişi sayısı dünya genelinde 1 milyon 33 bin 235, virüs tespit edilen kişi sayısı 34 milyon 831 bin 44’e yükseldi. Dünya genelinde hastalığı yenerek iyileşenlerin sayısı ise 25 milyon 895 bin 323’e ulaştı.

    Dünyayı kasıp kavuran koronavirüs salgını 140’tan fazla ülkede yayılmaya devam ediyor. En fazla vakaya sahip ülke olan ABD’de son paylaşılan verilere göre, toplamda 7 milyon 549 bin 323 vaka bulunuyor. Virüs kaynaklı toplam can kaybının ise 213 bin 524’e ulaştığı bildirildi.

    GÜNEY AMERİKA’DA BİLANÇO ARTIYOR

    Güney Amerika kıtasında koronavirüs nedeniyle vaka ve ölü sayılarında artış sürüyor. En fazla vakaya sahip 3’üncü ülke olan Brezilya’da son paylaşılan verilere göre, toplamda 4 milyon 882 bin 231 vaka bulunuyor. Virüs kaynaklı toplam can kaybının ise 145 bin 431’e ulaştığı bildirildi. Dünya genelinde vaka sayısı olarak 5’inci sırada bulunan Kolombiya’da vaka sayısı 841 bin 531’e yükselirken, virüs kaynaklı can kaybı 26 bin 397 olarak rapor edildi. Peru’da vaka sayısı 821 bin 564 olarak açıklanırken virüs kaynaklı can kaybının ise 32 bin 609 olduğu rapor edildi. Güney Amerika’da koronavirüs vakalarının hızla yükseldiği bir diğer ülke Arjantin’de vaka sayısı 779 bin 689’a ulaşırken can kaybı ise 20 bin 599 olarak açıklandı.

    AVRUPA’DA VAKA SAYISINDA ARTIŞ SÜRÜYOR

    Avrupa kıtasında İspanya’da hızlı vaka artışı yaşanırken vaka sayısı 810 bin 807, virüs kaynaklı ölü sayısı 32 bin 86 olarak raporlandı. Fransa’da vaka sayısında artış sürüyor. Toplam vaka sayısı 589 bin 653’e ulaştı. Ülke genelinde toplam can kaybının da 32 bin 155’e yükseldiği aktarıldı.

    İRAN’DA VAKA SAYISI 464 BİN 596

    Asya kıtasında vaka sayısı olarak 2’nci ülke olan İran’da can kaybı 26 bin 567 olurken koronavirüs vaka sayısı ise 464 bin 596’ya yükseldi. Bangladeş’te koronavirüs vaka sayısı 366 bin 383 olurken can kaybı ise 5 bin 305 olarak raporlandı.

    IRAK’TA VAKA SAYISI 372 BİN 259

    Irak’ta koronavirüs teşhisi konulan hasta sayısı toplamda 372 bin 259’a ulaşırken; virüs kaynaklı toplam ölü sayısı 9 bin 298 kişi olarak raporlandı.

    SUUDİ ARABİSTAN’DA VAKA SAYISI 335 BİN 578

    Öte yandan, Suudi Arabistan’da koronavirüs nedeniyle şu ana kadar 4 bin 823 kişi hayatını kaybederken; ülkede toplamda 335 bin 578 kişinin enfekte olduğu ve bunların arasından 320 bin 348 kişinin iyileştiği açıklandı.

    PAKİSTAN’DA VAKA SAYISI 313 BİN 984’E ULAŞTI

    Pakistan’da koronavirüs vaka sayısı 553 kişi artarak toplamda 313 bin 984 kişiye ulaştı. Virüs kaynaklı can kaybı ise 6 bin 507 olarak raporlandı. Pakistan’ın ardından Asya kıtasında Filipinler, 316 bin 678 vaka sayısı raporlarken virüs kaynaklı can kaybı ise 5 bin 616 oldu.

  • Yıldırım’da salgınla mücadele aralıksız sürüyor

    Yıldırım’da salgınla mücadele aralıksız sürüyor

    Yıldırım Belediyesi, Covid-19 ile mücadele çalışmaları kapsamında muhtarlara maske, ihtiyaç sahiplerine ise hijyen kiti dağıttı.

    Yıldırım Belediyesi, salgın ile mücadele sürecinde etkin önlemler almaya devam ederken, toplumun farklı kesimlerine olan desteğini de arttırarak sürdürüyor. Sosyal Destek Hizmetleri Müdürlüğü, ilçedeki muhtarlıklara ulaştırılmak üzere 10 bin adet maskeyi, Yıldırım Muhtarlar Derneği Başkanı Muhsin Sak’a teslim etti. Öte yandan, ilçedeki dezavantajlı gruplara ulaştırılmak üzere Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü bünyesindeki Yıldırım Sosyal Hizmet Merkezi ile İl Sağlık Müdürlüğü bünyesindeki Yıldırım Güçlendirilmiş Göçmen Sağlığı Merkezi’ne ise hijyen kitleri verildi.

    ‘BİRLİKTE KAZANABİLİRİZ’

    Dünyayı etkisi altına alan Covid-19 salgınıyla mücadelenin başarıya ulaşmasının temel faktörlerinin, vatandaşların duyarlılığının yanı sıra kurumlar arası iş birliği ile mümkün olduğunu vurgulayan Yıldırım Belediye Başkanı Oktay Yılmaz, “Salgın ile başa çıkabilmek ve bu süreci atlatabilmek için herkesin üstüne düşen sorumluluklar var. Salgının baş gösterdiği dönemden itibaren Yıldırım Belediyesi olarak etkin bir mücadele yürüttük. Bu süreçte hemşehrilerimizin yanı sıra, ilçemizdeki kurum ve kuruluşlara yönelik her türlü desteği sağladık. Bugün de mücadelemizi aynı kararlılık ve azimle sürdürüyoruz. Bu minvalde kurumlarımızdan ve hemşehrilerimizden gelen talepleri yerine getiriyoruz. Yıldırım Muhtarlar Derneği’mize, muhtarlıklara teslim edilmek üzere 10 bin adet maske temin ettik ve bunu belli periyotlarla sürdüreceğiz. Yine paydaş kurum ve kuruşlarla gerçekleştirdiğimiz iş birliği neticesinde temin ettiğimiz hijyen kitlerini, ihtiyaç sahiplerine ulaştırılmak üzere ilgili kurumlara teslim ettik” diye konuştu.

    ‘VİRÜS BİZDEN DAHA GÜÇLÜ DEĞİL’

    Yıldırımlılara bugüne kadar gösterdikleri hassasiyet için teşekkür eden Başkan Yılmaz, sürecin tamamlanmadığını hatırlatarak, “Merkezi Hükümetimizin çalışmaları, bizim çabalarımız ve insanlarımızın duyarlılığı sayesinde önemli kazanımlar elde ettik. Ancak bu kazanımları kaybetmemek adına önlemlerimizi devam ettirmek zorundayız. Biz, Yıldırım Belediyesi olarak, pandemi ile mücadele konusunda hiç vites düşürmedik. Çalışmalarımız aynı yoğunlukta devam ediyor. Vatandaşlarımızdan da bu noktada biraz daha özverili olmalarını, özellikle ‘maske mesafe hijyen’ kurallarına riayet etmelerini istirham ediyoruz. Salgın sürecinde devletimizin gösterdiği çaba ve insanlarımızın özverisi, bu virüsün bizden daha güçlü olmadığını gösterdi. Bu özverimizi bir müddet daha devam ettirirsek, süreci hep birlikte el birliğiyle atlatacağız” ifadelerini kullandı.