Etiket: salim güran

  • Narin’in cinayetten önceki son görüntüleri ortaya çıktı

    Narin’in cinayetten önceki son görüntüleri ortaya çıktı

    Merkez Bağlar ilçesi Tavşantepe Mahallesi’nde 21 Ağustosta kaybolan ve 19 gün sonra 8 Eylülde Eğertutmaz deresinde cansız bedenine ulaşılan Narin Güran cinayetine ilişkin tutuklu 4 sanık hakkında Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma tamamlandı.

    Tutuklu sanıklar anne Yüksel, ağabey Enes ve amca Salim Güran ile komşuları Nevzat Bahtiyar hakkında “İştirak halinde çocuğa karşı kasten öldürme” suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istemiyle hazırlanan iddianamenin kabul edildiği Diyarbakır 8. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından tensip zaptı hazırlanırken, Narin ile ilgili bir görüntü de dava dosyasına girdi. Canice katledilen Narin Güran’ın, Kur’an kursuna gitmeden önceki son görüntüleri de delil olarak dava dosyasında yerini aldı. Narin, 21 Ağustosta saat 14.02’de yürüdüğü güvenlik kamerasında görülürken, yaklaşık 2 buçuk dakika sonra aynı yerde ters yöne doğru koşarak gittiği kameralara yansıyor.

    Olaya ilişkin ilk duruşma 7 Kasımda görülecek.

  • Narin Güran cinayetinde duruşma tarihi belli oldu

    Narin Güran cinayetinde duruşma tarihi belli oldu

    Merkez Bağlar ilçesi Tavşantepe Mahallesi’nde 21 Ağustos’ta kaybolan ve 8 Eylül’de Eğertutmaz Deresi’nde cansız bedenine ulaşılan Narin Güran cinayetine ilişkin tutuklu 4 sanık hakkında Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma tamamlandı.

    Tutuklu sanıklar anne Yüksel Güran, ağabey Enes, amca Salim Güran ve komşuları Nevzat Bahtiyar hakkında “iştirak halinde çocuğa karşı kasten öldürme” suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istemiyle hazırlanan iddianame, Diyarbakır 8. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edildi.

    Tutuklu 4 sanık, 7 Kasım’da hakim karşısına çıkacak.

  • Narin cinayetinde dört sanık için ağırlaştırılmış müebbet talebi

    Narin cinayetinde dört sanık için ağırlaştırılmış müebbet talebi

    Merkez Bağlar ilçesi Tavşantepe Mahallesi’nde 21 Ağustos’ta kaybolan ve 8 Eylül’de Eğertutmaz Deresi’nde cansız bedeni bulunan Narin Güran’ın öldürülmesine ilişkin tutuklu 4 şüpheli hakkında Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma tamamlandı.

    Başsavcılık tarafından hazırlanan ve 12 sayfadan oluşan iddianame, Diyarbakır 8. Ağır Ceza Mahkemesine sunuldu.

    İddianamede, 21 Ağustos’ta Tavşantepe Mahallesi’nde ikamet eden Narin Güran’ın kaybolduğu yönünde ilk resmi ihbarın saat 20.43 sıralarında ağabeyi Baran Güran tarafından 112 Acil Çağrı Merkezi aranmak suretiyle yapıldığı belirtilerek, bunun üzerine “kayıp çocuk vakası” olarak Narin Güran’ın bulunması için uzman kolluk kuvvetlerince mahalle ve civarında yoğun bir arama faaliyeti gerçekleştirildiği kaydedildi. Arama çalışmalarının devam ettiği 22 Ağustos’ta Narin Güran’ın kuzeni Muhammed Kaya’nın “Suriyelilerin kaldığı çadırların yakınında kırmızı renkli bir çocuk terliği bulduğunu ancak kolluk birimlerine haber vermeyi unuttuğu” şeklinde beyanda bulunduğu belirtilen iddianamede, “Kaya’nın aracına daha sonradan binen Osman Güran tarafından terliğin aile bireylerine gösterildiği ve kolluk birimlerine de haber verildiği tespit edilmiştir. Aile bireylerince terliğin numara bilgisi dahi sorulmadan Narin Güran’a ait olduğu söylenerek, soruşturma yaşantısını günlük çalışmaya bağlı idame ettiren çadırda yaşayan kişiler ile Suriyeli kişilere yönlendirilmeye çalışılmıştır. Salim Güran, muhtar olması hasebiyle kolluk birimleriyle sürekli birlikte hareket etmiş, sergilediği şüpheli tavırlar kolluk tarafından tutanak altına alınmıştır. Kolluk birimlerinin saha çalışmaları esnasında tespitleri ve aile bireylerinin alınan ifadelerinde Narin Güran’ın kaybolduğu ve son görüldüğü saatlere ilişkin çok sayıda çelişkili beyanların bulunması, jandarma tarafından anlık olarak Cumhuriyet Başsavcılığımıza bildirilen gelişmeler dikkate alınarak olayın kayıp çocuk vakası olmayıp, aile tarafından gerçekleştirilen bir cinayet olabileceği hususunda jandarmaya talimat verilmiş, çalışmalar bu yönde genişletilmiştir. Bu bağlamda belirlenen birçok adreste adli aramalar yapılmaya başlanmış, soruşturma işlemleri yoğunlaştırılmıştır” denildi.

    Tavşantepe Mahallesi’nde 24 Ağustos günü saat 21.00 sıralarında rüzgarsız bir hava olmasına rağmen elektrik tellerinin birbirine temas etmesi neticesinde yangın çıktığı hatırlatılan iddianamede, Güran ailesine mensup kişilerin olması, hava şartları düşünüldüğünde dış bir müdahale olmaksızın yangın meydana gelmesinin mümkün olmaması sebebiyle yangının arama çalışmalarını etkilemek ve Narin’in bulunmaması amacıyla organize edildiğinin değerlendirildiği yer aldı. İddianamede, kolluk birimlerince yapılan araştırmalarda Narin Güran’ın ikamet ettiği köyde bulunanların çok büyük bir kısmının akraba olması, son görüldüğü yerin evine çok yakın mesafede olması, yapılan kamera ve plaka tespit çalışmalarında olay mahalline yabancı kişi ya da araç girişinin bulunmaması hususları da dikkate alındığında olayın aile içerisinde gerçekleştiği ve aile tarafından organize biçimde saklanılmaya çalışıldığı kanaatinin oluştuğu ifade edildi. Köy muhtarı olan amca Salim Güran’ın ailenin tarlalarını ekip biçtiği, bu nedenle ailenin önde geleni olarak hareket ettiği ifadeleri yer alan iddianamede, şüphelinin arama çalışmalarının başından itibaren kolluk birimlerini yanlış yönlendirmeye ve arama çalışmalarına yön vermeye çalıştığı, tedirgin hal ve tavırlarda bulunduğunun kolluk birimlerince tespit edildiği kaydedildi.

    Soruşturmada aileden tüm kişilerin özellikle irdelendiği, Salim Güran’ın olayla ilgili aileyi yönlendirdiği hususunda ciddi şüpheler edinildiği görüşü yer alan iddianamede, 30 Ağustos’ta Narin Güran’ın yakınlarının ve ailesinin cep telefonlarına usulüne uygun bir biçimde el konularak CMK’nin 134. maddesi gereğince incelenmesi amacıyla Jandarma Siber Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğüne gönderildiği kaydedildi.

    Anne ve babanın DNA örnekleri eşleştirildi

    Narin Güran’ın DNA profilinin elde edilebilmesi amacıyla 31 Ağustos’ta baba Arif ve anne Yüksel’den alınan örnekler ile Narin’e ait kıyafetler ve evde kullandığı battaniye temin edilerek karşılaştırma yapıldığı ifade edilen iddianamede, Diyarbakır Adli Tıp Kurumu Grup Başkanlığının hazırladığı raporda Arif Güran ve Yüksel Güran’ın yüzde 99,99 ihtimalle Narin’in baba ve annesi olduğunun tespit edildiği belirtildi. Narin’in babasına ait araçta yapılan incelemede herhangi bir DNA örneği tespit edilemediği ifade edilen iddianamede, Salim Güran’ın fiilen kullandığı araçta elde edilen numunelerin Van Jandarma Kriminal Laboratuvarında incelemesi sonucu düzenlenen raporda söz konusu aracın şoför koltuğunun oturma kısmında Narin’e ait DNA profili bulunduğunun tespit edildiği, bunun üzerine şüphelinin 31 Ağustos’ta gözaltına alınmasına karar verildiği belirtildi.

    Kolluk birimlerince arama faaliyetleri devam ederken aileye de kolluk görevlilerince refakat edildiği belirtilen iddianamede şu ifadelere yer verildi:

    “Çalışmaların devam ettiği 2 Eylül’de Narin’in annesi olan Yüksel Güran ile kadın jandarma personeli arasında geçen diyalogda anneye kızının bulunabilmesi amacıyla verebileceği bilgiler var ise bildirmesinin faydalı olacağı telkini üzerine yapılan gözlemlerde henüz Narin bulunamamış olmasına rağmen kızının öldüğünden adeta emin olduğu, kızının durumuna üzülmekle birlikte oğlu Enes’i koruma çabası içinde olduğu, tedirgin davranışlar sergilediği ve ‘Narin’in bulunmasını istiyorum, oğlum Enes için ne yapabilirim?’ şeklinde söylemlerde bulunduğu tutanak altına alınmıştır.”

    Tavşantepe Mahallesi’nde Cumhuriyet Başsavcılığı koordinesinde ve bizzat katılım sağlanarak 4 Eylül’de yer altı görüntüleme cihazı ile nispeten yeni kazılmış görünen ve yeni tarihli 13 mezarda şüphe üzerine tarama yapıldığı ancak herhangi bir olumsuz duruma rastlanılmadığı kaydedilen iddianamede, “Arama faaliyetleri çerçevesinde 8 Eylül’de saat 08.30 sıralarında Jandarma Sualtı Arama Kurtarma görevlilerince Tavşantepe Mahallesi’nde bulunan Eğertutmaz Deresi’nde yapılan tarama faaliyeti esnasında dere ile derenin toprakla birleştiği kısımda kayaların altına sıkıştırılmış vaziyette üzerini kapatacak şekilde 40-50 santimetre çaplarında 3 kaya parçasının kapattığı bir çuval görüldü. Çuvalda Narin’e ait cansız bedene ulaşıldı. Olay yerinde gerekli incelemelerin yapılmasının akabinde ayrıntılı tetkik ve otopsi işleminin yapılması amacıyla Narin’in cansız bedeni Diyarbakır Adli Tıp Kurumu Grup Başkanlığına götürüldü. Otopside Adli Tıp Grup Başkanı’nın da bizzat katılımıyla daire başkanları, şube müdürü, 5 adli tıp uzmanı ve haricen görevlendirilen radyoloji uzmanından oluşan heyet tarafından ayrıntılı inceleme yapıldı. Skopi işlemine tabi tutulan cesedin her bölgesinden incelemeye esas sürüntü örnekleri alındı. Yapılan ilk incelemede sol bacak diz kısmında kopma olduğu, cesedin bulunduğu yerin yan tarafında kaval kemiğine benzer kemik parçası ve küçük parçacıklar bulunduğu, kesin ölüm sebebinin ve sair hususların yapılacak patolojik, biyolojik ve kimyasal incelemeler neticesinde belirlenebileceği değerlendirildi” denildi.

    Narin’e ait cansız bedene ulaşıldığı gün kolluk birimlerince ikametlerin bulunduğu bölgede güvenlik önlemi alınmaya devam edildiği belirtilen iddianamede, bu esnada Narin’in evinin olduğu bölgede kadınlar arasında tartışma yaşandığı ifade edildi. İddianamede, “Melike Güran’ın topluluğa hitaben ‘Biz bir şey yapmadık.’ dediği, Maşallah Güran’ın karşısında Salim Güran’ın eşi olan Melek Güran bulunduğu esnada ‘Herkes her şeyi biliyor, beni konuşturmayın’ şeklinde bağırdığı, Birsen Güran’ın Narin’in annesi Yüksel Güran’a hitaben ‘Biz mi yaptık sanki üzerimize geliyorsunuz’ şeklinde bağırdığı, Remziye Çabaş ve Yasemin Gül’ün ise ‘Doğruyu konuşsaydınız bu aşamaya gelmezdi’ şeklinde bağırdığı, Nesrin Güran’ın da Narin’in annesi Yüksel Güran’a doğru bağırdığı tespit edilerek, tutanak altına alındı” ifadeleri yer aldı.

    İddianamede, Narin Güran’ın cansız bedeninin bulunması sonrasında bulunduğu yerin net bir biçimde tespit edilmesi için ailenin alınan beyanlarına istinaden genel itibarıyla saat 18.40 ve sonrasına ait kamera kayıtlarına öncelik verildiği belirtildi. Dosyanın geldiği aşamada ailenin tutum ve davranışları dikkate alınarak Narin’e ait en net son görüntünün Tavşantepe İlkokulu’na ait kamerada olduğunun tespit edildiği ifade edilen iddianamede, şunlar kaydedildi:

    “Narin Güran’ın 21 Ağustos günü saat 15.11’de kamera açısından çıkarak ikametine giden patikaya yöneldiğinin net tespiti karşısında diğer tüm kayıtlar ve deliller tekrar irdelenerek bu saat sonrasına yoğunlaşıldığında Tavşantepe Mahallesi’nin karşı kısmında bulunan çiftliğe ait kamera açısına aynı gün saat 15.41’de şüpheli bir aracın girdiği ve aracın 15.44 sıralarında Eğertutmaz Deresi’nin yakınında bulunan toprak yolda durduğu belirlendi. Kamera saatine göre 38 dakika 11 saniye sonra Eğertutmaz Deresi civarından ayrıldığı, söz konusu aracın kırmızı renkte olduğu tespit edildi. Kamera kayıtlarının takibinde aracın Nevzat Bahtiyar’ın kullanımında olan araç olduğu açıkça belirlendi. Narin’e ait cansız bedenin bulunması sonrasında ailenin sürecin başından itibaren tutarsız beyanları, Narin’in 21 Ağustos’ta saat 15.44 sıralarında Eğertutmaz Deresi’ne ölü olarak bırakıldığı kamera kayıtlarından tespit edilmesine rağmen olayın en başında alınan beyanlarda Narin’i en son saat 17.00 ve 18.40 sıralarında gördüklerine dair beyanları, ailenin ilk resmi ihbarı 20.43’te yapmış olması, arama çalışmalarını yanlış yönlendirmek amacıyla sürekli kolluk görevlilerini takip ederek bilgi almaya ve dinlemeye çalışmaları, Suriyeli vatandaşların yaşadığı bölgede bulduklarını beyan ettikleri bir terlik ile olayın seyrini değiştirmeye çalışmaları, elektrik tellerini birbirine çarptırmak suretiyle yangın çıkarmaları, cesedin bulunmasının ardından aralarında çıkan tartışmada karşılıklı olarak birbirlerine söyledikleri sözler ve kullandıkları ifadeler ile ele geçirilen ve incelenen cep telefonlarında olay gününe ait mesaj ve görüşme içeriklerini tümüyle silmiş olmaları dikkate alındığında organize şekilde yaşanan olaydaki maddi gerçekliği saklamaya çalıştıklarının net bir biçimde anlaşılması karşısında 23 şüpheli gözaltına alınmıştır.”

    “Narin’in cansız bedenini Salim Güran bana verdi ve yok etmemi istedi”

    İddianamede, şüpheli Nevzat Bahtiyar’ın yer gösterme işlemi sırasındaki beyanına yer verilerek, “Narin’in cansız bedenini Salim Güran bana verdi ve yok etmemi istedi. Karşılığında 200 bin lira para vereceğini aksi takdirde bana ve aileme zarar vermekle beni tehdit etti. Bunun üzerine cesedi Salim’in aracından alarak kendi kullandığım araca battaniyeye sarılı vaziyette bıraktım. Daha sonra ahırımdan aldığım gübre çuvalına cesedi bırakarak Eğertutmaz Deresi’ne götürüp, dere kenarında suyla birleşme noktasına bırakıp, üzerini taşlarla kapattım” denildi.

    Şüpheli Nevzat Bahtiyar’ın bu beyanı üzerine ahırında yapılan incelemede temin edilen gübre çuvalları üzerindeki seri numaraları ile cesedin konulduğu gübre çuvalının seri numaralarının ardışık olduğu ve çuvalların benzer olduklarının tespit edilerek tutanak altına alındığı belirtilen iddianamede, “Salim Güran’ın aracının gönderildiği Van Jandarma Kriminal Laboratuvarında yapılan detaylı incelemede, aracın sağ arka kapı iç kısmı üzerinde elde edilen kıl numunesinin Narin’e ait olduğu, şüpheli Salim ve Nevzat’ın araçlarında yapılan detaylı incelemelerde alınan toprak numunelerinin karşılaştırılmasında her iki araç içerisinden alınan toprak numunelerinin benzer oldukları tespit edildi” bilgisine yer verildi.

    HTS ve baz istasyonu kayıtlarına göre olay anında şüphelilerin aynı evde olduğu tespitine yer verilen iddianamede, şunlar yer aldı:

    “Dosya kapsamında bulunan HTS analiz raporları, dar alan baz çalışmasına ilişkin bilirkişi raporu dikkate alındığında tüm şüphelilerinin ikamette bulunduğunun net bir biçimde ortaya konulması, zaman ve mekan birliği içerisinde olan şüphelilerin fikir ve eylem birlikteliği içerisinde iştirak iradesiyle hareket ederek öldürme eylemi üzerinde ortak hakimiyet kurarak belirlenemeyen bir sebep ve saikle Narin Güran’ı boğmak suretiyle öldürdükleri ve üzerlerine atılı suçu müşterek fail olarak işledikleri hususunda yeterli şüphenin oluştuğu kanaatine varılmıştır.”

    İddianamede, tutuklu şüpheli Salim Güran’ın cep telefonuna ilişkin yapılan incelemede WhatsApp verileri ile Narin’in kaybolduğu güne ilişkin görüşme geçmişlerinin silindiğinin tespit edildiği belirtildi. Salim Güran’ın telefonunda bulunan kendisinin yüklediğini belirttiği sesli çağrıları kaydeden program içeriğinde HTS kayıtlarında tespit olunan bir kısım kayıtların silindiği, sadece bazı görüşme içeriklerinin bulunduğunun belirlendiği ifade edilen iddianamede şu bilgilere yer verildi:

    “Görüşme kayıtlarının incelenmesinde özetle 21 Ağustos günü yapmış olduğu görüşmelerde Narin’in kaybolduğu saati, ilk görüşmelerinde saat 15.00 olarak söylediği, daha sonraki görüşmelerinde ise 17.00-17.30’a kadar ilerlettiğinin görüldüğü tespit edilmiştir.”

    İddianamede Salim Güran tarafından tehdit edildiğini öne süren tutuklu şüpheli Nevzat Bahtiyar’ın şu ifadelerine yer verildi:

    “Narin’in cesedini derenin kenarına bıraktığım zaman üzerine bir taş koyduğumu hatırlıyorum. Cesedin bulunduğu çuvalı suyun kenarındaki doğal kayanın dibine yerleştirdim, üstüne bir taş koydum. Dışarıdan bakınca orada bir şey olduğu anlaşılmıyordu. Salim beni, ‘Arif’in kızını öldürdüm, sen de bu cesedi alıp yok edeceksin. Yoksa seni ve aileni öldürürüm’ şeklinde tehdit etti. Olay günü muhtar Salim Güran ile Narin’in cesedini kendi aracıma yerleştirdim. Battaniyeyi alan Salim, aracıyla mezarlık istikametine doğru giderek uzaklaştı ancak tam olarak nereye gittiğini göremedim. Aracımla ikametime doğru yanaşarak ikametimin önünde durdum. Aracımdan inerek hızlı bir şekilde ikametimin avlusunda bulunan, içerisinde inşaat malzemelerinin olduğu bir çuvalı boşaltarak getirdim ve aracımın içerisine girerek Narin’i baş kısmı aşağıda olacak şekilde çantası ve terlikleriyle çuvalın içerisine yerleştirdim. Narin’in üzerinde hatırladığım kadarıyla siyah tişört, siyah şort vardı ve omuzuna asılı bir küçük çanta vardı. Narin’in cesedi koyduğum çuvala tam olarak sığdı. Çuvalın içerisine yerleştirdikten sonra hızlı bir şekilde Eğertutmaz Deresi’ne doğru hareket ettim. Dereye yakın bir mesafede aracı park ettim. Araçtan inerek çuvalın içerisinde bulunan Narin’i koltuk altıma alarak dereye doğru hızlı bir şekilde yürüdüm. Bu sırada kesinlikle cesedi yere düşürmedim. Derenin kenarına vardığımda çuvalın ağzını kapatmak istedim ancak etrafta ya da üzerimde herhangi bir ip olmadığından cesedi çuvala koyduğumda Narin’in omuzuna asılı çantasının kemeri aklıma geldi. Bunun üzerine çantasını omuzundan alarak çantasının kemerini söktüm. Çantayı yine çuval içerisine bırakarak o kemer ile çuvalı bağladım. Cesedi yerleştirirken kesinlikle ceset üzerinde herhangi bir kesici ve delici alet yaralaması, bir kan izi ya da vücut bütünlüğünü bozacak herhangi bir yaralama görmedim. Sadece Narin’in sağ kulağının arkasında boyun bölgesinde ip izine benzer bir kızarıklık gördüm ayrıca çuvalı bağladığım sırada Narin’in hatırlayamadığım bir ayağının dizinden itibaren aşağı tarafı çuvalın dışarısında kaldı. Narin’in neden bir ayağının çuvalın dışarısında kaldığını bilemiyorum. Zaten olayın şokuyla cesedi hemen bırakıp gitmek istediğim için daha fazla uğraşmak istemedim. Daha sonrasında derenin kenarında bulduğum bir doğal boşluğa herhangi bir kazı yapmadan çuvalın içerisinde bulunan cesedi bıraktıktan sonra cesedin üzerini 3 büyük taşla kamufle etmeye çalıştım ve ceset suyun içerisine girmiş oldu ancak kesinlikle cesedin üzerine herhangi bir çalı bırakmadım. Bu cesedi bırakma olayı yaklaşık olarak yarım saat sürdü. Daha sonra dere kenarından çıkarak aracıma bindim.”

    İddianamede, Nevzat Bahtiyar’ın 21 Eylül’de ek olarak verdiği ifadesine ilişkin şunlar yer aldı:

    “10 Eylül’de vermiş olduğum ifade doğrudur ancak bazı hususları olayın sıcaklığıyla ve Salim Güran’ın tehditlerinden dolayı farklı anlatmış olduğumdan o hususlara açıklık getirmek istiyorum. 21 Ağustos’ta saat 15.08 sıralarında Salim Güran’ı su meselesi yüzünden aramıştım. Sonrasında Salim beni Arif Güran’ın ikametinin bulunduğu yerin tepesinden seslenmek suretiyle yanına çağırdı. Ona doğru gittiğimde onunla beraber Arif Güran’ın evine girdik. Eve girdiğimizde bir oda hariç tüm odaların kapıları kapalı vaziyetteydi. Ben evin içinde Enes, Yüksel, Eren ve Muhammed Güran ya da başkaca bir kimseyi görmedim. Herhangi bir ses de duymadığımdan kapıları kapalı olan odaların içerisinde bulunup bulunmadıklarını bilmiyorum. Eve girdiğimizde Salim beni solda bulunan odalardan birine götürdüğünde Narin’in yerde hareketsiz yatar vaziyette olduğunu gördüm. Hatırladığım kadarıyla Narin’in ağzında köpük şeklinde sıvı vardı. Salim ‘Yüksel ile birlikte olduğumuzu kız gördüğü için bu kızı ben öldürdüm. Artık sen de benim suç ortağımsın, bu olaya tanık oldun dolayısıyla bunu yok edeceksin, yoksa senin oğlunu gittiği futbol okulundan aldırırım ve kafasına sıktırırım. Bunu yok et ve sonrasında da 200 bin lira para veririm’ diyerek beni tehdit ettiği için olayda yer aldım. Narin’i Salim Güran ile bir battaniyenin arasına bıraktık. Battaniyeye koyduktan sonra Salim Güran cesedi bana verdi. Ben de cesedi kucağıma alarak ikametten çıktığımda kapı önünde bulunan Narin’e ait terlikleri de Salim’in söylemesi üzerine alıp battaniyenin içine koydum ve aracıma koymak üzere ikametime doğru indim. İlk önce kendime ait ahıra pencereden cesedi koydum. Daha sonra ahırda bulunan çuvalı cesedin başından geçirdim. Daha sonra cesedi aracımın arka koltuk paspas kısmına bıraktım. Battaniyeyi de arkamdan aracıyla gelen Salim’e verdim. Salim battaniyeyi kendi aracına koydu. Bana, ‘Cesedi gerekirse parçala ve Eğertutmaz Deresi’ne at.’ dedi. Eğertutmaz Deresi’ne doğru cesedi götürdüm ve belirttiğim yere bıraktım. Narin’in bir ayağı çuvalın dışında kalmıştı. Aceleyle ve telaşla yaptığım için bağlayamadım. Olaydan sonra Salim Güran ile telefonla ya da yüz yüze görüşmedim.”

    Hakkında soruşturma yürütülen Birsen Güran’ın verdiği ifadesinde çelişkilerin olduğu yer aldığı iddianamede, Birsen Güran’ın Narin’in olay günü kendilerine saat 14.00 gibi geldiğini belirttiği, kardeşi ile konuşurken Salim Güran’ın bu konuşmalara şahit olduğunu ve “Saat 17.40 şeklinde Narin’i gördüklerini söylemeleri” yönünde kendilerine telkinde bulunduğunu belirttiği ifade edildi. İddianamede, Diyarbakır Adli Tıp Kurumu Grup Başkanlığı Biyoloji İhtisas Dairesinin raporunda otopsi esnasında Narin Güran’ın vücudundan alınan yaklaşık 91 sürüntü örneğinin ve üzerinden çıkan kıyafet ve çantanın, ayrıca cansız bedeninin üzerinde bulunan 3 kaya parçası ile ağaç parçalarının incelendiği, örneklerin DNA analiz çalışmalarına cevap vermediğinin tespit edildiği belirtildi.

    Van Jandarma Kriminal Laboratuvarına gönderilen bazı deliller üzerinde yapılan incelemelere ilişkin iddianamede yer alan raporda, “Narin’in cansız bedeninin bulunduğu yerden alınan tüm numunelerin incelenmesi sonucu herhangi bir bulguya rastlanılmadı. Nevzat Bahtiyar’ın aracında ve yapılan adli aramalarda ele geçirilen 5 battaniye üzerindeki numunelerin incelenmesi sonucunda herhangi bir bulguya rastlanılmadı. Narin’in ikametinden alınan halılar, yolluk parçaları, halı parçalarındaki numunelerin incelenmesi sonucunda da herhangi bir bulguya rastlanılmadığı tespit edildi” ifadeleri yer aldı.

    İddianamede, tutuklu şüpheli Salim Güran’ın “Nevzat’ın köylüsü ve arkadaşı olduğunu, olay günü kendisini saat 15.00-16.00 arasında hiç görmediğini, bir araya gelmediklerini, aleyhine olan beyanları kabul etmediğini, Yüksel ve Maşallah Güran ile arasında bir ilişki bulunmadığını, kendisi tarafından kullanılan aracın kapılarının sürekli açık olmasından dolayı DNA örneği bulunabileceğini, hayat kadınlarıyla zaman zaman görüşme yaptığı için WhatsApp kayıtlarını sildiğini ve Narin’i kendisinin öldürmediğini” iddia ettiği ifadelerine yer verildi.
    Tutuklu şüpheli ağabey Enes Güran’ın ise ifadesinde, Narin’in saat 19.11 sıralarında kaybolduğunu fark ettiklerini, ilk beyanında saat 16.30 sıralarında kaybolduğunu söylediğini, olayın şokundan kaynaklı yanlış ifade ettiğini belirttiği yer aldı. İddianamede, Enes Güran’ın olay akşamı mahalle bakkalına giderek alışveriş yaptığını belirttiği ancak bakkalın beyanında olay günü kapalı olduğunu söylemesi üzerine şüphelinin beyanlarının doğruyu yansıtmadığı, sırtında bulunan izlerin arama çalışmaları esnasında oluşabileceğini, gözündeki morluğun mısır koçanlarından kaynaklanmış olabileceğini belirttiği, izlerin şekli ve yeri itibarıyla darbeye bağlı olabileceği ve sinirden kendisine vurmak suretiyle izlerin meydana gelmiş olabileceği, kolundaki ısırık izinin ise babasının ağladığını görmesi üzerine üzüntüden kendisinin ısırması sonucu oluştuğunu ve kesinlikle olayla bir ilgisinin bulunmadığını öne sürdüğü ifade edildi.
    İddianamede, Narin’in annesi Yüksel Güran’ın da ifadesinde kızının ölümüyle bir ilgisinin olmadığını, Salim Güran ile bir ilişkisinin bulunmadığını ve üzerine atılı suçlamaları kabul etmediğini belirttiği yer aldı.

    Aile üyeleri sık sık toplantı yapmış

    İddianamede, Tavşantepe Mahallesi’nde kolluk görevlilerince yürütülen devriye faaliyetleri çerçevesinde aile üyelerinin sık sık toplantılar yaptığının belirlendiği belirtildi. Haklarında ayrıca soruşturma yürütülen Erhan ve Barış Güran’ın ikametlerine olaydan sonra güvenlik kamerası taktıklarının tespit edildiği belirtilen iddianamede, şöyle denildi:
    “Kolluk görevlilerinin katılımıyla gerçekleştirilen aramada elde edilen özellikle Erhan Güran’ın ikametindeki kamera kayıtlarının alınan imajlarının ilk incelemesinde sık sık özellikle gece saatlerinde aile üyelerinin bir araya geldikleri, kamera kayıtlarında ses özelliği bulunmasına karşın seslerin anlaşılabilir nitelikte bulunmadığı, bazı günlere ait görüntülerin bulunamaması hususları dikkate alınarak cihazın TÜBİTAK’a gönderildiği ve hazırlanan raporda, ‘Seslere ilişkin netleştirme işlemi yapılamadığı, silinen görüntülerden ise sadece bir kısmının parça parça kurtarılabildiğinin belirtildiği, gönderilen verilerin kolluk tarafından yapılan incelemesinde ses kayıtlarının genel itibarıyla anlaşılmadığı ve soruşturmaya yön verebilecek nitelikte olmadığı’ tespit edilmiştir.”

    İddianamede, Narin’in cansız bedeni üzerinde yapılan ölü muayene ve otopsi işlemi sonrasında alınan iç organ numuneleri ve patolojik incelemeler neticesinde Adli Tıp Kurumu 1. İhtisas Kurulunca hazırlanan nihai rapora ilişkin şu bilgiler paylaşıldı:

    “Çocuğun ölümü 21 Ağustos’ta meydana gelmiştir. Çocuğun ağız burun kapanması ve boyuna yönelik basıya bağlı oksijensiz bırakılması dışında başkaca bir travmatik tesirle öldüğünün tıbbi delillerinin bulunmadığı, çocuğun ölümünün ‘Ağız burun kapanması ve boyuna bası sonucu oksijensiz bırakılmasına bağlı meydana gelmiş olduğu’ hususu oy birliğiyle mütalaa edilmiştir.”
    Enes Güran’ın kolunda bulunan ısırık izlerinin tam olarak tespiti amacıyla anne Yüksel Güran’dan alınan örnekler ve Narin’e ait örnekler ile fotoğrafların Adli Tıp Kurumu 2. İhtisas Kurulu’na gönderildiği ifade edilen iddianamede, “Hazırlanan raporda, Enes Güran’ın sağ ön kolunda tarif ve tespit edilen yumuşak doku lezyonlarının kurulumuzdaki muayene tarihi itibarıyla gerçekleşme zamanının 3-6 gün ile uyumlu olduğu anlaşılmıştır. Yüksel, Enes ve Narin’e ait diş ve çene yapıları incelemesine ilişkin Enes’in Yüksel ya da Narin tarafından mı yoksa kendisi tarafından mı ısırılmış olduğu hususunda adli tıbbi açıdan kesin bir ayrım yapılamadığı tespit edilmiştir” ifadeleri yer aldı.

     

  • Narin Güran cinayetinde tutuklu Nevzat Bahtiyar’dan itiraf

    Narin Güran cinayetinde tutuklu Nevzat Bahtiyar’dan itiraf

    Merkez Bağlar ilçesindeki Tavşantepe Mahallesi’nde 21 Ağustos günü kaybolan, 8 Eylül günü cansız bedeni mahalleye 2 kilometre uzaklıktaki Eğertutmaz Deresi’nde bulunan 8 yaşındaki Narin Güran cinayetine ilişkin soruşturma sürüyor.

    Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığına yürütülen soruşturma kapsamında tutuklu 12 kişi arasında yer alan ve daha önce verdiği ifadede Narin’in cansız bedenini dereye taşıdığını itiraf eden Nevzat Bahtiyar, tutuklu bulunduğu cezaevine yazdığı dilekçe adliyede ifade vermek istediğini bildirdi. Yoğun güvenlik önlemleri altında Diyarbakır Adliyesi’ne dün akşam saatlerinde getirilen Nevzat Bahtiyar, Narin’in cinayetini yürüten savcılar tarafından 4 saat sorgulandı. Nevzat Bahtiyar’ın savcılığa verdiği ifadede, amca Salim Güran’ın, Narin’in annesi olan Yüksel Güran ile cinsel ilişki yaşadığını Narin’in görmesinden dolayı öldürdüğünü ileri sürdü.

    Bahtiyar, daha önce verdiği ifadelere ilişkin, bazı olayları olayın sıcaklığı ve Salim Güran’ın tehditlerinden dolayı farklı anlattığını öne sürerek 21 Ağustos günü yaşananları anlattı.

    Narin’in öldürüldüğü 21 Ağustos günü saat 15.08’de Salim Güran’ı su meselesi yüzünden aradığını aktaran Bahtiyar, daha sonra Salim’in de kendisini ağabeyi Arif Güran’ın evinin bulunduğu tepeden seslenerek yanına çağırdığını söyledi.

    Salim ile Arif Güran’ın evine girdiklerini ileri süren Bahtiyar, şunları söyledi:

    “Yüksel’le birlikte olduğumuzu gördüğü için öldürdüm”

    “Bir oda hariç tüm odaların kapıları kapalıydı. Evin içinde anne Yüksel ile Enes, Eren ve Muhammed Güran dahil hiç kimseyi görmedim. Herhangi bir ses de duymadığım için odalarda olup olmadıklarını da bilmiyorum. Salim beni solda bulunan odalardan birine götürdüğünde Narin’in yerde hareketsiz yatar vaziyette olduğunu gördüm. Hatırladığım kadarıyla Narin’in ağzında köpük şeklinde bir sıvı vardı. Salim bana, ‘Yüksel’le birlikte olduğumuzu kız gördüğü için bu kızı ben öldürdüm. Artık sen de benim suç ortağımsın. Bu olaya tanık olduğun için bu cesedi yok edeceksin. Yoksa senin oğlunu gittiği futbol okulundan aldırır, kafasına sıktırırım. Bunu yok et ve sonrasında da sana 200 bin lira vereceğim’ dedi.”

    Salim’in, Narin’in cesedini battaniyenin içine bıraktığı öne süren Bahtiyar, cesedi kucağına aldıktan sonra evden ayrıldığını söyledi.

    Kapı önünde Narin’in terlikleri olduğunu söyleyen Bahtiyar, Salim’in söylemesi üzerine onları da alıp battaniyenin içine koyduktan sonra aracına bırakmak için evine doğru gittiğini, ilk önce kendisine ait ahıra pencereden cesedi bıraktığını dile getirdi.

    Ardından ahırdaki çuvalı aceleyle cesedin başından geçirdiğini anlatan Bahtiyar, çuvalı bağlamadan, cesedi kendi aracının arka koltuk paspasına bıraktığını ve battaniyeyi de arkadan aracıyla gelen Salim’e verdiğini öne sürdü.

    “Cesedi gerekirse parçala, sonra da Eğertutmaz Deresi’ne at”

    İfadesinde, “Salim battaniyeyi kendi aracına bıraktı. Bana da, ‘Cesedi gerekirse parçala, sonra da Eğertutmaz Deresi’ne at’ dedi” diyen Bahtiyar, “Bu sırada yukarı doğru yani Arif Güran’ın evine doğru baktığımda Narin’in annesi Yüksel’in yüzünü ellerinin arasına alarak ağlayarak baktığını gördüm. Cesedi Eğertutmaz Deresi’ne götürdüm ve daha önce yer gösterme yaptığım yere bıraktım. Üzerine de dikkat çekmemesi için büyük bir taş bıraktım” diye konuştu.

    Narin’in bir ayağı çuvalın dışında kaldığını söyleyen Bahtiyar, telaşlı olduğu için olay yerinden hemen uzaklaştığını öne sürdü. Olaydan sonra Salim’le yüz yüze veya telefonla görüşmediğini anlatan Bahtiyar, birkaç gün sonra yolda karşılaşınca kendisiyle kaş göz işareti yaparak selamlaştığını söyledi.

    Narin’in cansız bedenini bıraktığı yeri Salim’in görüp görmediğini bilmediğini ifade eden Bahtiyar, ancak Eğertutmaz Deresi köyün yüksek yerlerinden açıkça görüldüğüne dikkat çekti.
    Salim’in kendisini arkadan izleyerek cesedi nereye bıraktığını görmüş olabileceğini söyleyen Bahtiyar, olayın tamamen bu şekilde yaşandığın, Narin’i kesinlikle öldürmediğini, sadece Salim’in cesedi kendisine teslim etmesi nedeniyle Eğertutmaz Deresi’ne bıraktığını öne sürdü.

    Nevzat Bahtiyar ifadesinin ardından tekrar tutuklu bulunduğu cezaevine gönderildi.

     

  • Narin cinayeti soruşturmasında son durum

    Narin cinayeti soruşturmasında son durum

    Diyarbakır’ın Bağlar ilçesi Tavşantepe Mahallesi’nde 21 Ağustos’ta kaybolan ve 8 Eylül’de Eğertutmaz Deresi’nde cansız bedenine ulaşılan 8 yaşındaki Narin Güran’ın öldürülmesine ilişkin Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma sürüyor.

    YANLIŞ İHBARLA ŞAŞIRTMA ÇABASI

    Narin’i arama çalışmalarında, birçok asılsız ihbarın yapıldığı ortaya çıktı. Ekipleri yanlış yönlendiren o ihbarlar, JASAT tutağında yer aldı. Tutanağa göre, Suriyelilerin kaldığı çadıra yakın bir konumda terlik bulunduğu iddia edilerek, jandarma bu tarafa yönlendirilmeye çalışıldı.

    Arama çalışmaları sırasında köyde yangın çıkarıldı, olağan dışı elektrik kesintileri yaşandı. İki kişinin bir kız çocuğunu köyün üst tarafına götürdüğü şeklindeki ihbar da ekipleri yanlış yönlendirmek içindi.

    Bu gibi eylemlerle, jandarma personeli, Eğertutmaz Deresi’nden uzaklaştırılmaya çalışıldı. Narin cinayeti ile ilgili hazırlanan ön otopsi raporunun önümüzdeki günlerde savcılığa ulaşması bekleniyor.

    Soruşturma kapsamında, tutuklu bulunan amca Fuat Güran’ın eşi Hediye Güran da gözaltına alındı. HTS kayıtlarına göre yenge, cinayetin işlendiği düşünülen dakikalarda Narin’in yaşadığı eve iki kez girip çıktı.

    Tutuklu anne Yüksel Güran da ifadesinde “Ben o saatlerde Hediye Güran’la beraberdim.” demişti. Öte yandan annenin ağız ve diş yapısına ilişkin örnekler de alındı.

    2 YENİ GÖZALTI

    Hediye Güran’ın sorgusunda verdiği bilgilerin ardından yeni gözaltılar oldu. Gözaltına alınan 2 kişi de Narin’in akrabası.

    Şüpheliler, soruşturmanın seyrini değiştirmek için, sahte ihbarlarla görevlileri farklı yerlere yönlendirdikleri gerekçesiyle gözaltına alındı.

    Soruşturmada tutuklanan 11. isim, amca Salim Güran’ın 15 yaşındaki işçisi R.A. Amca ve işçisinin Narin son görüldüğü 15.15’ten sonra 5 kez görüştüğü ortaya çıkmıştı.

    Ancak 15 yaşındaki işçi, Narin’in kaybolduğu 21 Ağustos’ta patronu Salim Güran’ın tüm gün yanında olduğunu söyledi.

    “DAHA ÖLMEMİŞ” MESAJINI HATIRLAMADI

    R.A., Salim Güran’a “Tamam henüz bende değil, tamam daha ölmemiş.” dediğini de hatırlamadığını iddia etti, sadece saat 14.00’te kıyafet değiştirmek için yanından kısa süreliğine ayrıldığını anlattı.

    AMCA SUÇLAMALARI REDDETTİ

    Soruşturma kapsamında, 2 Eylül’de tutuklanan amca Salim Güran’ın soruşturmayı yürüten 3 savcı tarafından yeniden ifadesi alındı. Güran, savcılıkta, olay günü yaptıklarına ilişkin daha önce jandarma ve savcılıkta verdiği ifadeleri tekrarladı, kendisine yöneltilen suçlamaları reddetti. Aracına farklı çocukların bindiğini savunan Güran, “Sadece Narin’in DNA’sının çıktığına ilişkin herhangi bir diyeceğim yoktur.” dedi.

    “HAYAT KADINLARIYLA GÖRÜŞÜYORUM, ONDAN SİLDİM”

    Savcılığın, “Sizden ele geçirilen cep telefonuna ilişkin yapılan Dijital Materyal İnceleme Raporu’nda 23 Ağustos gününden önceki tüm normal arama ve WhatsApp arama kayıtlarını sildiğiniz anlaşılmıştır. Neden arama kayıtlarını silme ihtiyacı duydunuz?” sorusu üzerine Güran, “Ben hayat kadınları ile görüşme sağladığımdan ve bu hususun açığa çıkmaması adına kayıtları sildim Sürekli telefonumda bulunan dijital verileri siliyorum. Narin’in ölümüne ilişkin herhangi bir delili yok etme amacı taşımıyorum.” ifadelerini kullandı.

    “Sizin ailenin birçok üyesinin 21 Ağustos gününe ilişkin telefonunda bulunan arama, mesajlaşma, WhatsApp kayıtlarını sildikleri tespit edilmiştir. Neden böyle bir şey yapma ihtiyacı hissetmişlerdir?” sorusu üzerine amca Güran, aile üyelerinin neden bu verileri sildiklerini bilmediğini ileri sürdü.

    İTİRAFÇI NEVZAT BAHTİYAR’DAN ÇELİŞKİLİ İFADELER

    Narin Güran’ın cansız bedenini dereye gizlediğini itiraf eden ve tutuklanan Nevzat Bahtiyar ifadesinde amca Salim Güran’ın “Arif’in kızını öldürdüm, sen de bu cesedi alıp yok edeceksin. Yoksa seni ve aileni öldürürüm.” şeklinde kendisini tehdit ettiğini öne sürdü.

    Nevzat Bahtiyar, “Daha önce ifademde bu durumdan bahsetmemiştim çünkü Salim Güran’dan korkmuştum.” dedi.

    İlk ifadesinde cesedi amcayla birlikte çuvala koyduklarını söyleyen Bahtiyar, mahkemede bu ifadesini değiştirerek “Daha sonra ben kendi ikametimde Narin’in cesedini tek başıma çuvalın içerisine yerleştirdim.” dedi.

    11 KİŞİ TUTUKLU

    Soruşturmada, aralarında anne Yüksel ve ağabey Enes Güran’ın da bulunduğu 11 zanlı tutuklanmıştı.

    Amca Fuat Güran’ın 13 Eylül’de gözaltına alınan eşi Hediye Güran ile onun sorgusunda verdiği bilgilerin ardından gözaltına alınan 2 şüphelinin jandarmadaki işlemleri sürüyor.

     

     

    NTV

     

  • Sahte ihbar ve hedef saptırma: Narin bulunmasın diye yapılanlar

    Sahte ihbar ve hedef saptırma: Narin bulunmasın diye yapılanlar

    Merkez Bağlar ilçesinin Tavşantepe Mahallesi’nde 21 Ağustos’ta kaybolan ve 8 Eylül’de Eğertutmaz Deresi’nde cansız bedeni bulunan Narin Güran’ın öldürülmesine ilişkin Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma sürüyor. Soruşturma kapsamında tutuklama talebiyle nöbetçi sulh ceza hakimliğine sevk edilen ve adli kontrol şartıyla serbest bırakıldıktan sonra savcılığın talebi üzerine yeniden gözaltına alınan R.A. (15), çıkarıldığı nöbetçi sulh ceza hakimliğince tutuklandı.

    Narin Güran’ın tutuklu amcası Salim Güran’ın işçisi R.A, savcılıktaki ifadesinde, olay günü sabah 05.00-06.00 gibi uyandığını, o gün sondajın başında uyuduğunu, aşağı tarlanın ardından yukarı tarlanın da suyunu değiştirdiklerini, Salim Güran’ın yukarı tarlaya geldiğini ifade etti. Sondajın başında kahvaltı yaptıklarını, Salim Güran’ın 1 buçuk-2 saat yanlarında kaldığını, Güran’ın saat kaçta yanlarından ayrıldığını hatırlamadığını öne süren R.A, şunları söyledi:

    “Babam 13.00 sıralarında diğer tarlalarda çalışan işçileri almaya gitti. Sonra saat 14.00-15.00 sıralarında muhtar (Salim Güran) tekrar yanıma geldi ve babamın nerede olduğunu sordu. Ben de ‘İşçileri almaya gitti’ dedim. Yanımda babamı arayıp ‘Neredesin?’ diye sordu. Saat kaçta aradığını hatırlamıyorum. Babam da, ‘İşçileri dağıtıyordum’ dedi. Bu görüşmeden sonra muhtar yanımda oturdu. Birkaç dakika sonra muhtar tekrardan babamı aradı ve yine ‘Neredesin?’ diye sordu. Babam da ‘Köyde yemek yiyorum’ dedi. Bu sırada muhtarla çay içiyorduk. 16.00-16.30 sıralarında babam da geldi, bizimle çay içmeye başladı. Babam aşağı tarlaya 16.00-16.30 sıralarında gitti. Ben muhtar ile yukarı tarlada kaldım. Ben bulaşıkları yıkıyordum. 5-10 dakika muhtar burada oturduktan sonra bana ‘Ben eve gidip üstümü değiştirip geleceğim.’ dedi.

    Muhtar yanımdan ayrılmasından sonra ben de suyu değiştirmeye gittim. Muhtar saatini hatırlamadığım zaman diliminde yanımdan ayrılmıştı. 5-10 dakika içinde ben suyu değiştirene kadar muhtar tekrardan sondajın başına gelmişti. Bir süre sonra babam da aşağı tarla suyunu değiştirip geldi. Akşam yemeğini hazırlayıp yedik. Muhtar hiç yanımızdan gitmedi, hep beraber oturduk. Sadece 5-10 dakikalığına muhtar üzerini değiştirip gelmişti. Muhtar akşam yemeğinden sonra bizimle otururken telefonu çaldı. Telefon görüşmesinde muhtara Narin Güran’ın kaybolduğu bildirildi. Bu şekilde Narin’in kaybolduğunu öğrendik. Salim Güran üstünü değiştirmek dışında saat 14.00’ten sonra yanımdan ayrılmadı. Tarladan da ayrılmadık.”
    Savcılıkta, tutuklu amca Salim Güran’ın olay günü öğleden sonraya ilişkin “R.A ile kanal bölgesine geldik. Kayınbabama ait çiftliğe gittik, bu çiftlikte pislikler kanala akıtılıyor, bu sebeple fıskiyeler tıkanıyor, M. de oradaydı, çiftlikte bize kazma kürek getirdiler, saati hatırlamıyorum, M. ile birlikte kazdık, hanımı bize çay getirdi, epey burada kaldık, kazma kürek ile hat açtık, çayımızı içtikten sonra R.A. ile tekrardan tarlaya döndük.” beyanı hatırlatılarak, “Salim Güran ile sizin ifadeniz arasındaki çelişkiye ilişkin beyanınız nedir?” sorulması üzeri R.A, “Bu çelişkiye ilişkin söyleyecek bir şeyim yoktur” ifadesini kullandı.

    Salim Güran ile 21 Ağustos’ta saat 08.33, 15.52, 18.37, 18.51, 18.52, ve 18.54’te yaptığı görüşmelerin içeriğinin sorulması üzerine R.A, hiçbir konuşmayı hatırlamadığını savundu.
    Tutuklu amcanın eşinin ifadesinde “Salim ile 14.30’da eve geldiklerini, evde beraber yemek yediklerini, Salim’in bir süre evde dinlendiğini, bir süre sonra evden ayrıldığını” söylediği, Salim Güran’ın da “evden sonra H.G’nin evine gittiğini, sonra sondajın oradaki tarlaya geçtiğini” anlattığı hatırlatılan R.A, “Bu çelişkilere diyecek bir şeyim yoktur” dedi.

    R.A’ya savcılıkta, “Cep telefonlarında yapılan imaj çalışmasında Salim ile aralarında yapılan görüşmede Salim’in ‘O sondaki köşede bir şeyin düşmüş ha, sana ait bir şey sondaki yamaçta, yamacın köşesi taş’ şeklinde mesajına karşılık sizin ise ‘eeee’ diye cevap verdiğiniz, Salim’in de, ‘Biri yerde’ şeklinde cevap verdiği, sizin de tekrar, ‘tamam henüz bende değil/tamam daha ölmemiş’ diye cevap verdiğiniz bu konuşmaya ilişkin diyecekleriniz nelerdir?” sorusu da yöneltildi. R.A, soruya “Valla ben böyle bir şey hatırlamıyorum” cevabını verdi.

    Salim Güran’ın pamuk tarlasındaki kurtlanmayla ilgili M.Ş.G. ile görüştüğünü, tarlaya gittiğini beyan ettiğinin anımsatılması, kendisinin ise tarladan ayrılmadıklarını söylemesiyle ortaya çıkan çelişkinin sorulması üzerine R.A, “Hatırladığım pamuk kurtlanması olayı olay günü gerçekleşmemişti” dedi.

    Salim Güran’ın, “R.A’nın kız kardeşlerini tarladan köylerine götürdüğü” yönündeki ifadesine ilişkin soruya karşılık da R.A, “21 Ağustos 2024 tarihinden 1 veya 2 gün önce kız kardeşlerim tarlaya gelmişlerdi. Onları Salim arabası ile köye götürmüştü ancak olay günü kardeşlerim tarlaya gelmemiştir” ifadesini kullandı. R.A, savcılıktaki sorgusunda, soruşturma kapsamında tutuklu olan Nevzat Bahtiyar’ı tanımadığını, o köyde sadece muhtarı tanıdığını söyledi. Nevzat Bahtiyar’ın ifadeleri de sorulan R.A, “Bu hususta diyecek hiçbir şeyim yoktur. Konu ile ilgili bilgim yoktur” cevabını verdi.

    “Tüm bu çelişkiler ışığında neden Salim Güran isimli kişiyi korumaya çalıştığına ilişkin soru yöneltilmesi üzerine de R.A, “Ben Salim’i korumuyorum, Salim saat 14.00’ten sonra kıyafet değiştirmek için gitmesi dışında yanımdan ayrılmadı. Beyanım bundan ibarettir. Üzerime atılı suçlamayı kabul etmiyorum, suçsuzum” savunmasında bulundu. R.A. sevk edildiği nöbetçi sulh ceza hakimliğindeki ifadesinde de savcılıktaki beyanlarını tekrar etti.

    Salim Güran’ın olay günü tarlada olduğu saatlerle alakalı beyanlarının dosyadaki hiçbir delille tam olarak örtüşmediği konusunun hatırlatılması üzerine R.A, “Salim Güran belirttiğim saatlerde tarlada benim yanımdaydı, hatırladığım kadarıyla sabah 08.00’den itibaren 1-1 buçuk saat yanımızdaydı, daha sonra yanımızdan ayrıldı, 14.00-14.30 arası geldi, ondan sonra yanımızda Narin’in kaybolduğu haberini alana kadar kaldı, bu sürede bir defa üstünü değiştirmek için yanımızdan ayrıldı” dedi.

    “Kimse ifadelerimi ne şekilde vereceğim hususunda bana baskı yapmadı”

    Tutuklulardan Birsen Güran’ın 12 Eylül 2024 tarihli beyanlarının hatırlatılması üzerine R.A, “Kimse ifadelerimi ne şekilde vereceğim hususunda bana baskı yapmadı. Beni kimse tehdit etmiyor, Salim Güran’dan korkacağım herhangi bir durum yoktur” şeklinde konuştu.

    Hakimliğin, R.A’nın tutuklanma gerekçesinde şunlar yer aldı:

    “Suça sürüklenen çocuk R.A’nın üzerine atılı ‘Çocuğu Kasten Öldürmek’ suçunu işlediğine dair, 21 Ağustos 2024 günü kaybolan maktul Narin Güran’ı bulmak için gerçekleştirilen arama kurtarma çalışmalarının bir kısım şahısların hedef saptırma maksatlı suni ihbarlarıyla ve dikkat dağıtıcı eylemleriyle akamete uğratılmaya çalışıldığı, buna göre dosyadaki JASAT tutanağına göre, ‘Suriyelilerin kaldığı çadıra yakın bir konumda terlik bulunduğu’ iddia edilerek jandarma personelinin bu kısma yönlendirilmeye çalışıldığı, köyde yangın çıkarıldığı, arama kurtarma çalışmaları esnasında olağan dışı elektrik kesintilerinin yaşandığı, iki şahsın bir kız çocuğunu köyün üst tarafına götürdüğü şeklindeki ihbarda bulunulduğu, yanlış ifadelerle güvenlik birimlerinin yanlış yönlendirildiği, bu gibi eylemlerle jandarma personelinin Eğertutmaz Deresi’nden uzaklaştırılmaya çalışıldığı, bu eylemlerin bir kısmının Güran ailesinin bazı üyeleri tarafından yapıldığı, Diyarbakır 4. Sulh Ceza Hakimliği’nin 13 Eylül 2024 tarihli kararıyla bir kısım şüphelilerin tutuklanmasına karar verildiği, R.A’nın şüpheli Salim Güran’ın tarlada olduğu saatlerle alakalı beyanlarının dosyadaki HTS kayıtlarıyla, diğer şüpheli beyanlarıyla ve dahi şüpheli Salim Güran’ın kendi beyanlarıyla çeliştiği, soruşturmanın henüz tamamlanmadığı, taraflar üzerinde baskı kurulma ihtimalinin eldeki dosya bakımından somut olarak varlığı ve dosyadaki diğer tüm belgeler birlikte değerlendirildiğinde, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 5. maddesinde öngörülen geçerli şüphe sebeplerinin, 1982 Anayasası’nın 19. maddesinde belirtilen kuvvetli belirtinin ve CMK’nın 100/1 maddesinde öngörülen kuvvetli suç şüphesini gösterir somut delillerin mevcut olduğu, müsnet suç için kanunda öngörülen cezanın alt ve üst sınırı, müsnet suçun CMK 100/3 maddesinde belirtilen katalog suçlardan oluşu, delilerin tamamen toplanmamış olması, verilmesi beklenen cezaya göre R.A’nın kaçma ihtimalinin kuvvetle muhtemel olduğuna dair kanaat ve tutuklama tedbirinin ölçülü olması, bu safhada adli kontrol uygulamasının yetersiz kalacağı anlaşıldığından R.A’nın CMK 100 ve devamı maddeleri gereğince tutuklanmasına karar verildi.”

     

  • Narin’in amcası 5 kez kimi aradı?

    Narin’in amcası 5 kez kimi aradı?

    İtirafçı Nevzat Bahtiyar’a Narin’in cansız bedenini saklarken biri yardım etti mi? Tutuklanan amca Salim Güran, cinayetin planlayıcısı mıydı? Amca, o gün Antalya’da kimle 5 kez görüştü?

    Narin cinayetinin organize bir şekilde işlenmiş olabileceği konusu tüm yönleriyle inceleniyor.

    Gözaltındaki 22 kişinin telefon görüşmeleri çözülürse Narin’in ölüm nedeni ve küçük kızı kimin öldürdüğü ortaya çıkacak.

    Soruşturmada ikinci bir tanık olduğu ortaya çıktı. Amca Salim Güran, jandarmadaki ifadesinde Narin’in kaybolduğu gün 18:50’de tarlada olduğunu iddia etmişti. Ancak tanık Mehmet Şevket Kaya, amcayı 18:30- 19:00 saatlerinde çocuğun evinin orada gördüğünü söyledi. Güran bu ifadeye “Öyle bir şey yok, yalan söylüyor” diye tepki gösterdi.

    Amcanın olay günü yaptığı telefon görüşmelerinde Antalya’dan bir kişiyle defalarca telefonda görüştüğü ortaya çıktı.

    HTS kayıtlarında amcanın, Narin’in kaybolduğu gün 1 saat 12 dakika içinde Antalya’da yaşayan bir kişiyi 5 kez aradığı anlaşıldı. Ekipler bu arama kaydını araştırıyor.

    Uzmanlar Narin’in cansız bedenini dereye saklayan Nevzat Bahtiyar’ın bunu tek başına yapamayacağına dikkat çekiyor.

    Çuvalın üzerinde 5-6 büyük taş olduğu, bunları tek başına koyamayacağı belirtiliyor.

    Cinayetin organize olabileceği iddiası var. Tutuklu amca Salim Güran’ın da planlayıcı olma ihtimali değerlendiriliyor.

    Soruşturmada başka bir gelişme de Narin’in 5 yıl önce ölen ablasıyla ilgili. Cumhuriyet savcılığı 5 yaşında ölen Tülin Güran ile ilgili inceleme başlattı.

    Ailesinin “merdivenden düştü” beyanı sonrası çocuk otopsi yapılmadan defnedilmişti. Savcılık, olay günü çocuğun kaldırıldığı hastaneye yazı yazdı, röntgen filmleri ve tüm tetkiklerin rapor olarak gönderilmesini istedi. Soruşturma kapsamında mezarın açılması da gündeme gelebilir.