Etiket: Samsun

  • 5 mahalleden ‘hayvan barınağı’ tepkisi

    5 mahalleden ‘hayvan barınağı’ tepkisi

    Atakum Belediye Başkanı Serhat Türkel, sosyal medya hesabından bir video paylaşarak, “Can dostlarımız için Atakum’a örnek bir yaşam kazandırıyoruz.

    İncesu Mahallemizde, yaşam alanına uzak bir konumda bulunan alanda; köpek ve kedi kulübeleri, anne-yavru bölümleri, karantina bölümleri, ameliyathane, eczane ve sahiplenme ünitesi gibi bölümler yer alacak” paylaşımında bulundu.

    Paylaşımı gören İncesu, Çakırlar, Yalı, Karakoluk ve Aksu Mahallelerinin muhtarları ve sakinleri barınağın yapılacağı alanda toplanarak karara karşı çıktılar. Traktörlerle toplanan mahalle sakinleri, yetkilileri bu karardan vazgeçmeye çağırdılar.

    “Barınağın belirlendiği yer çok yanlış”
    Hayvan barınağının insanların yaşadığı yerleşime çok yakın olduğunu iddia eden İncesu Mahallesi sakini Arslan Çevik, “Burası, 5 mahallenin ortasında olmasının yanı sıra insan yerleşkesine de çok yakın. Tarım arazileri bu bölgede, evlerimiz buraya 500 metre uzaklıkta ve hayvanlarımız burada otluyor. Söylenilen gibi insan yerleşimine uzak bir bölgede değiliz.

    Biz hayvanların korunmasına karşı değiliz. Ancak böyle bir tesisin insan yerleşkesinin ortasına yapılması bizim için büyük bir problem oluşturacak. Hemen yanımızda OMÜ’nün kız öğrenci yurdu var, 10 bin öğrenci burada kalıyor.

    Hemen yanımızda içme suyu tesisi var. Barınağın belirlendiği yer çok yanlış. Daha önce belediye yetkilileri, buranın yanlış yer olduğunu ve vazgeçtiklerini bize bildirdi. 4 ay sonra ise tekrardan buraya yapmaya karar verdiler” dedi.

    “Doğalgaz getirmek için değil de hayvan barınağı yapmak için mücadele ediyorlar”
    Öncelikli sorunlarının doğalgaz ve ulaşım olduğunu ifade eden mahalle sakini Nezahat Yıldız, “Mahallemizde hayvan barınağı istemiyoruz. Çoluk çocuğumuz ve hayvanlarımız var. Biz hayvan sevmeyen insan değiliz. Hepimizin hayvanı var.

    Sadece buraya barınak yapılmasına karşıyız. Neden doğalgaz gelmiyor? Neden onun için mücadele yok da hayvan barınağı yapmak için mücadele var? Oy isterken gelenlerin şimdi de gelmelerini istedik. Biz burada barınak istemiyoruz” diye konuştu.

    “Barınağa değil, yerine karşıyız”
    Barınak yapılmasına karşı olmadıklarını ancak insan ve evcil hayvanların yakınına yapılmasına karşı olduklarını ifade eden İlkay Akça ise “Hayvan barınağına karşı değiliz. Konumuna karşıyız. Hayvancılıkla geçimimi sağlıyorum.

    Burada büyükbaş ve küçükbaş hayvanlar otlatılıyor. Çocuklar ineklerinin peşine geliyor. Köpekler koyunlara saldırsa hayvan dostları bizim hayvanlarımızı hayvan olarak görmeyecek mi? Köpek barınağının burada yapılmasına karşıyız” şeklinde konuştu.

    Belediyeden cevap: “Burayı 2025’e kadar bitirmezsek belediye müthiş bir ceza alır”
    Söz konusu iddialar hakkında İhlas Haber Ajansı’na (İHA) açıklamada bulunan Atakum Belediyesi Başkan Yardımcısı Suat Yıldız, “Söz konusu alana vatandaşlar itiraz ettiği için başka yerler aradık. Vatandaşların da isteği yerine gelsin diye yer aradık.

    Orman Müdürlüğü bize herhangi bir yer gösteremediği gibi bizim talep ettiğimiz arazileri de veremedi. Daha önceden verdikleri yeri kullanmamızı istediler. Projeyi söz konusu alanda yapacağız. Başkan şansımız kalmadı.

    2025 senesine kadar bunları bitirmemiz lazım yoksa müthiş bir ceza alır Atakum Belediyesi. Orman, bize burayı 49 yıllığına verdi. Başka hiçbir amaçla kullanamayız. Sadece hayvan barınağı olarak kullanabiliriz. Buraya yapacağımız barınak da modern bir hayvan barınağı olacak. Vatandaşlar bilgi almak istiyorsa da kapımız her zaman kendilerine açıktır” ifadelerini kullandı.

    Mahalle sakinleri, söz konusu alanda bir barınak yaptırılmasına müsaade etmeyeceklerini ifade ederek, bundan sonraki muhataplarının kaymakamlık ve valilik olacağını belirterek, konuyu mahkemeye taşıyacaklarını dile getirdiler.

  • Yunus polisleri silah ve uyuşturucu ele geçirdi

    Yunus polisleri silah ve uyuşturucu ele geçirdi

    Edinilen bilgiye göre, Samsun Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Müdürlüğüne bağlı motosikletli Yunus ekipleri, İlkadım ilçesinde durdurdukları bir araçta arama yaptı. Yapılan aramada, 1 adet ruhsatsız tabanca, 47 adet fişek, 187 adet sentetik ecza hap ve 2 adet bıçak ele geçirdi. Araçta bulunan bir kişi gözaltına alındı.

  • Engelliler başarı hikayelerini anlattı

    Engelliler başarı hikayelerini anlattı

    Aralarında avukat, öğretmen, memur ve spor yöneticisinin bulunduğu “Nasıl başardık” konulu söyleşi Anadolu Lisesi konferans salonunda yapıldı.

    İngilizce Öğretmeni Naim Okay moderatörlüğünde tüm okul öğrencilerinin katıldığı söyleşide zaman zaman duygusal anlar yaşandı. Görme engelli Türkçe öğretmeni olan Elif Kocabaş bağlama eşliğinde türküleri ile neşeli anlar da yaşattı.

    Nasıl görme engelini aşıp avukat olduğunu anlatan Avukat Hüseyin Cebeci, görme engelinden dolayı lise hayatına 5 yıl ara verdiğini, İngiltere’de görme engelli bir kişinin motor tasarladığı haberini duyunca okumaya karar verdiğini söyledi. Ortopedik engelli olan emekli edebiyat öğretmeni Nazmi Kaşıkcı, yazdığı 4 kitapla hayata nasıl tutulduğunu etkili bir anlatımla öğrencilere aktardı.

    Emekli maliye memuru şimdilerde iki özel okulda satranç öğretmenliği de yapan Bafra Sakatlar Derneği Başkanı Recep Köksal da üniversite hayatı için Ankara’ya gidişini, yaşadığı zorlukları, satranç sporuna nasıl başlayıp birincilikle kazandığını zaman zaman esprili zaman zaman da dramatik şekilde öğrencilere anlattı.

    Yapılan söyleşide salonda bulunanların, bu başarı hikayeleri karşısında gözleri yaşardı. Emekli öğretmen Nazmi Kaşıkçı’nın, öğrencilere kitaplarını imzalamasıyla etkinlik son buldu.

  • Yerli ve milli klonal kestane

    Yerli ve milli klonal kestane

    Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Bölümü Dr. Öğr. Üyesi Burak Akyüz tarafından yürütülen proje ile Türkiye’nin ilk yerli ve milli klonal kestane anaçları elde edilecek. Kestanenin klonal olarak çoğaltılmasıyla bitkiler tohum ile çoğaltılmak zorunda kalmayacak. Bu tohumlar iç pazarda, satış amacıyla kullanılabilecek.

    ‘Klonal Kestane Anaç Adaylarının Klasik ve Yeni Nesil Tekniklerle In Vitro Çoğaltımı’ isimli bir proje yapan Dr. Öğr. Üyesi Burak Akyüz, proje ekibi Prof. Dr. Ümit Serdar, Dr. Öğr. Üyesi Mehmet Tütüncü ile birlikte köklenmesi zor olan kestane bitkisinin, yeni nesil teknikler kullanarak doku kültürü yöntemi ile köklendirilmesi ve böylece Türkiye’nin ilk yerli ve milli klonal kestane anaçlarının çoğaltılmasını hedefledi.

    Proje hakkında bilgi veren Akyüz, “Özellikle kestane olmak üzere sert kabuklu türlerinde çalışmalar yapıyoruz. Kestane özellikle tohumdan çoğaltılan bir meyve türüdür. Tohumun üzerine aşılama yapılıyor. Ancak bu durumda hem sattığımız tohumu toprağa gömmüş oluyoruz hem de genetik bir açılma oluyor.

    Tohumdan çıkan bitkiler bire bir aynı bitkileri vermemiş oluyor. Bu yüzden biz aynı klon olan anaçlara ihtiyaç duyuyoruz. Proje kapsamında klonal olarak kestaneye çoğaltmayı hedefledik. Bu çalışma ile ilk yerli ve milli anaçlarımızı elde etmeyi hedefledik. Proje kapsamında 3 dönem aşılar yapıldı. Gençleştirme uygulamasıyla aşılar yapıldı.

    Doğal haliyle köklenmeyen bir meyve türüdür. Bu amaçla biz bunlara daha genç dokulara aşılayarak nasıl köklendiririz, bunu hedefledik. Çimlenmiş tohuma aşılar yaptık. Buradan elde ettiğimiz sürgünleri laboratuvar ortamında doku kültürüne alarak çoğalma katsayılarını tespit etmeye çalıştık. Hangi aşamada daha iyi köklenme olacak bunu belirlemeye çalışıyoruz.

    Yerli ve milli ilk kestane klon anaçlarımızı elde etmeyi hedefledik. Bu çalışmada ‘Akyüz’ ve ‘Macit55’ kestane çeşitlerini kullandık. Akyüz çeşidinde şu an çok başarılıyız. Biyoreaktör dediğimiz yeni nesil sistemlerde test ettik ve oradan köklenmiş bitkilerimizi elde ettik.

    Buradan elde ettiğimiz bitkileri sera ortamında şaşırttık. Daha sonrasında buradaki bitkileri arazi şartlarında şaşırtarak ana bitki damızlığımızı kurmayı hedefliyoruz. Yerli ve milli anaçlarının sayısı arttırmayı hedefliyoruz” dedi.

  • Su birikintisi yaşanan bölgelere çözüm

    Su birikintisi yaşanan bölgelere çözüm

    Samsun Büyükşehir Belediyesi Su ve Kanalizasyon İdaresi (SASKİ) Genel Müdürü Bahattin Yanık, kuvvetli yağışlarda su birikintisi yaşanan bölgelere kalıcı çözümler getirdiklerini söyledi.

    SASKİ Genel Kurulu’nda yaptığı sunumda 2024 yılında birçok altyapı ve yağmur suyu çalışmasına imza attıklarını ifade eden Genel Müdür Bahattin Yanık, “Bu yıl, yağmur sularıyla alakalı çalışmalara ağırlık vermeye çalıştık.

    Bu kapsamda sürekli yağmurlarda sıkıntı olan Gülsan ve Eski Sanayi Sitesi bölgesinde 6 metre çapında 10 metre derinliğinde keson terfi merkezi yaptık.

    Terme’de yaptığım yağmur suyu terfi merkezi ise 10 metre çapında 10 metre derinliğinde. Bafra’da da yağmur suyu terfi merkezini devreye aldık. Merkezde Ihlamur Vadisi’nin olduğu yer Kenan Şara Köprüsü’nün olduğu yer sürekli su birikintilerine sahne oluyordu.

    Bu bölgede yağmur sularının tramvay bölgesine inmeden uzaklaştırmak için havzayı yukarıdan böldük. Bir kısmını Kürtün Çayı, bir kısmını da Baruthane Deresi’ne aktardık. Böylece su birikintilerine karşı ciddi bir rahatlama sağladık.

    Ayrıca Serbest Bölge önünde yağmur hatları yaptık. Samsun Denizdibi Tarama Başmühendisliği’nin olduğu yerden 2 tane binlik boru ile Serbest Bölge’nin önündeki meydana çıktık. Burada da artık yağış anında önemli bir su birikintisi olmuyor.

    Atakum Türkiş’te Atatürk Bulvarı ile deniz arasında yeterli büyüklükte menfezimiz var. Büyük borular ile tramvay altları da olmak suretiyle buradaki yağmur suyu terfi çalışmalarını da tamamladık. Kışla Deresi ıslahında da gerekli çalışmaları tamamladık. Sazak Deresi’nin eksik kalan kısmını da tamamladık” dedi.

  • Kedi ırkı Scottish

    Türkiye’de de birçok kişi tarafından sahiplenilen, Hollanda’da sahiplenmesi yasaklanan doğuştan eklem rahatsızlıkları olan “Scottish” ırkı kedilerin bakımı ve tedavisi oldukça zorlu bir süreç gerektiriyor.
    Hollanda hükümeti, genetik manipülasyon sonucu sağlık sorunları yaşayan Scottish ırkı kedi için dikkat çeken bir düzenleme yaptı.

    Scottish fold kedilerinin sahiplenilmesi yasaklandı. Scottishler, karakteristik kırık kulakları nedeniyle eklem ve kıkırdak sorunlarıyla karşı karşıya kaldığından bu durum, kedilerin hayat kalitesini düşürürken sahiplerini de olumsuz etkiliyor.

    Özellikle kediyle arasında bağ kuran çocuklar, kedilerin acı çekerek ölmesinden duyduğu üzüntüyü uzun süre atlatamıyor. Türkiye’de de birçok kişi tarafından sahiplenilen Scottish ırkı kediler, benzer sağlık sorunlarını yaşıyor.

    “Bu ırklar genetik hasta”
    Çocukları için kedi sahiplenen ailelerin Scottish ırkını almaması gerektiğini ifade eden ve yıllardır Scottish besleyen Teoman Özkalaycı, “Bu kedilerin doğuştan eklem problemleri mevcut. Bu hastalık kedilerde ya çok şiddetli ya da orta şiddetli geçiyor.

    Bu kedilerin üremesine izin verilmemesi gerekiyor. Sahiplenmeyenler de Scottish ırkını almasınlar. Bu ırklar genetik hasta. Ben yıllardır Scottish ırkı kedi bakıyorum. Türkiye’de ise insanlar genelde bu kedileri çocukları için sahipleniyorlar.

    Bu kedilerin ölüm oranı yüksek olduğundan çocuklar, mutlu olacakken travma yaşıyorlar. Benim sahiplendiğim Scottish kedisi tansiyon hastası. Aynı zamanda kalp problemleri de var. Her gün birçok ilaç kullanmak zorunda kalıyor” dedi.

    “Scottish ırkı kedilerin sahiplenilmesini önermiyorum”
    Günün büyük bir kısmını kedinin bakımlarıyla geçirdiğini dile getiren Özkalaycı, “Bakımı zor ve maliyeti yüksek bu kedilerin üretilip, sahiplenilmemesi gerektiğini düşünüyorum. 2 ayda bir rutin aşıları oluyor. 2 ayda bir iç-dış parazit aşıları var.

    Her yıl kuduz ve diğer aşıları var. Eklem ağrılarını azaltan destek tedavi için kullanılan ilaçları da var. Bu tedaviler oldukça maliyetli. Ayrıca veteriner muayene ücretleri de oldukça pahalı. Bence bu hayvanları sahiplenmek aileleri hem psikolojik hem de maddi yönden olumsuz etkiliyor.

    Birçok ülkede de yasaklanan Scottish ırkı kedilerin sahiplenilmesini önermiyorum” diye konuştu.
    İskoçya türü Scottish ırkı kedilerin, kulaklarının kırılmasına neden olan genetik mutasyon nedeniyle eklem ve kıkırdak sorunları yaşamaya çok yatkın olduğu, kedilerin genetik bozukluğunun onların gereksiz yere acı çekmesine yol açtığı da uzmanlar tarafından belirtiliyor.

  • Samsun’da 500 gram metamfetamin ele geçirildi

    Samsun’da 500 gram metamfetamin ele geçirildi

    Edinilen bilgiye göre, Samsun Emniyet Müdürlüğü Narkotik Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, Havza ilçesinde yaptıkları takip ve çalışma sonucu E.B.(32) isimli şahsın aracında 500 gram metamfetamin ele geçirdi. Olayla ilgili E.B. “uyuşturucu madde ticareti yapmak” suçundan gözaltına alındı.
    Soruşturma devam ediyor.

  • Samsun’da uyuşturucu operasyonu: 3 gözaltı

    Samsun’da uyuşturucu operasyonu: 3 gözaltı

    Edinilen bilgiye göre, Samsun Emniyet Müdürlüğü Narkotik Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, İlkadım ilçesinde gerçekleştirdikleri operasyonda uyuşturucu madde ve silah ele geçirdi.
    Operasyon kapsamında, A.B.B. (21), E.K. (21) ve R.M.O. (25) isimli şahısların ikametlerinde yapılan aramalarda, 5 bin 554 adet sentetik ecza, 2 adet ruhsatsız tabanca ve 13 adet tabanca fişeği ele geçirildi. Olayla ilgili 3 kişi gözaltına alındı.

  • Takıntılı şahıs, genç kızın hayatını kabusa çevirdi

    Takıntılı şahıs, genç kızın hayatını kabusa çevirdi

    Üniversiteye hazırlık için 16 yaşında gittiği kursun çevresindeki bir esnafın kendisini takip ve rahatsız etmesiyle okulu bırakmak zorunda kalan Sudenaz Genç’in (19) 3 yıllık süreçte hayatı kabusa döndü. Başka bir mahalleye taşınmalarına rağmen takıntılı şahıstan yakasını kurtaramayan genç kız, hayatının karardığını, ölüm tehditleri aldığını ifade etti.

    “3 yıldır takip ve tehdit devam ediyor”
    Evli olan C. T.’nin (33) kendisini takibe ve tehdide devam ettiğini iddia eden Sudenaz Genç, “Daha 16 yaşındayken ısrarla takibe maruz kaldım. Bu takip nedeniyle dershaneyi bıraktım. Liseyi de son senemde bırakıp, açık liseye geçmek zorunda kaldım. Söz konuşu şahıs beni ısrarla takip edip, arabasına almaya çalışıyordu. Ben de bu durumdan şikayetçi oldum. Mahkeme benden kanıt istedi. O anda elim ayağım titrediğimden, korktuğumdan kanıtlayacak bir şey çekemedim. Sonrasında davaya ‘takipsizlik’ verildi. Şahsın bu karardan sonra ısrarla takipleri devam etti ve okulu bırakmak zorunda kaldım. Mahkeme tebliği şahsın evine gidince, kendisinden şikayetçi olduğumu eşi öğreniyor. Karısı markette beni görünce bana saldırarak kafamda cam şişe kırıyor. Annemle beni de darp ediyor. Bu konu hakkında da ceza alıyorlar. Sonrasında 19 yaşıma geldim ve bu durum hala devam ediyor. Evimi taşımak zorunda kaldım çünkü takibe, iftiralara maruz kalıyordum. Namusuma karşı da söylemler yayıldı” dedi.

    “Ölmek istemiyorum”
    Ölmek istemediğini ifade eden Sudenaz, “Ayrıca sürekli aynı yalancı şahitler ile benden şikayetçi oldular. Gerçekten bıktım ve psikolojik olarak çok yıprandım. Hayatımdan 3 yıla yakın bir süreç gitti. Hayatım bir anda battı. Şu anda çok kötüyüm. Ne yapacağımı bilmiyorum. Ölümle tehdit ediliyorum, mesajlar alıyorum. Bana açtığı karşı davalar nedeniyle yeni taşındığım evin adresini de öğrendi. Yeni mahallemde de araçlar görüyorum, takip ediliyorum. ‘Yanındakiler kim, sen kimsin de bizim yengemizden şikayetçi oluyorsun’ tarzında mesajlar alıyorum. Ben ölmek istemiyorum. Bir çözüm ya da caydırıcı bir ceza verilmesini istiyorum. Şahıs hapse atıldı ancak 1 ay sonra geri salındı. Bundan sonra şahıs daha takıntılı hale geldi. Ölmeyi gerçekten istemiyorum. Samsun’da beni yaşatmayacaklarını söylüyor” diye konuştu.
    Karşı tarafın ceza almasına rağmen mahkemedeki iyi halleri gerekçesiyle ceza indirimine gidildiğini anlatan Sudenaz, “Mahkeme ceza indirimine gitti. Bence gitmemeliydi. Bu kararı doğru bulmuyorum. Mahkemede düzgün duruyor, mahkemeden çıktığı gibi de şahsıma ve anneme ağza alınmayacak laflar etmeye devam ediyor. Bu artık normal bir durum değil” şeklinde konuştu.

    “Taşındık ama kurtulamadık”
    Taşınmalarına rağmen çare bulamadıklarını ve yeni evlerinin adresinin de son mahkemeyle açığa çıktığını anlatan Sudenaz’ın annesi L.G. (43), “3 çocuk annesiyim. Tepecik Mahallesi’nde otururken şahsın kızımı takip etmesi ve eşinin darp etmesi sonucu davalık olduk. Çok kez dava gördük. Kendileri bu olayların ardından mahallede ve sosyal medya hesaplarından kızım Sudenaz ve benim hakkımda sinkaflı ve tehdit içeren paylaşımlarda bulundu. Ayrıca bizi yaşatmayacağını da söyledi. 3 yıla yakındır devam eden mahkemelerimiz var. Bu süreçte evin balkonuna çıkamaz hale geldik. Yalancı şahitlerle bize çok iftira atıp, bizi mahkemelerde uğraştırdılar. İstinafta ve bölge adliyesinde devam eden dosyalarımız var. Kapanmış, karara bağlanan dava dosyalar da var. Şahıstan kurtulmak, eşim ve çocuklarımın başına bela gelmesin diye taşınmak zorunda kaldık. Taşınıp gitmemize rağmen hala bizimle uğraşıyor. Kızım her dışarıya çıktığında ‘acaba kızımın başına kötü bir şey gelecek mi?’ korkusuyla yaşıyorum. Bizi Samsun’da yaşatmayacağını ve rahat vermeyeceğini söylüyor” ifadelerini kullandı.

    “Çocuklarımın geleceği mahvoldu”
    Yaşanan olaylar nedeniyle ailesinin tüm fertlerinin durumdan olumsuz etkilendiğini belirten anne, “Sosyal medyada bizim hakkımızda sinkaflı ve iftira içeren paylaşımlarda bulunuyor. Bundan dolayı hapse girdi ve sonra salındı. 15 Kasım’da giden tebliğde karı-koca ceza aldılar. Mahkeme önünde sinkaflı kelimeler kullandıkları için bu cezaları aldılar. Bu tebliğ kendilerine geldikten sonra tekrar uğraşmaya başladılar. Yetkililerden yardım istiyorum. Samsun’da huzurumuz yok. Başımıza bir şey gelmesinden korkuyoruz. Maddi ve manevi çok zarara uğradık” açıklamasında bulundu.
    İddiaların odağındaki C. T. ise kendisine yöneltilen suçlamalar hakkında bir açıklama yapmak istemediğini belirtti.

  • Ladik depreminin yıldönümü

    Ladik depreminin yıldönümü

    Samsun’un Ladik ilçesinde 26 Kasım 1943 tarihinde meydana gelen 7.2 büyüklüğündeki depremin yıldönümünde, AFAD bir anma paylaşımı yaptı.
    Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı’nın (AFAD) sosyal medya hesabından yapılan açıklamada, depremin etkileri hatırlatıldı. Açıklamada şu ifadelere yer verildi:

    “26 Kasım 1943’te Samsun’un Ladik ilçesi yakınlarında meydana gelen 7.2 büyüklüğündeki depremde, binaların yüzde 75’i yıkılmış, 2 bin 300’e yakın vatandaşımız hayatını kaybetmiş, 5 bin vatandaşımız yaralanmıştır. Depremde hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet diliyoruz.” Paylaşımda, depremin acı hatıralarına dikkat çekilerek, hayatını kaybedenler anıldı ve kayıplar için başsağlığı mesajı verildi.