Etiket: Samsun

  • 10 yıl hapis cezası alan İbrahim Zarap’ın önce müebbet hapis aldığı ortaya çıktı

    10 yıl hapis cezası alan İbrahim Zarap’ın önce müebbet hapis aldığı ortaya çıktı

    Samsun’da sokak ortasında eski eşini çocuğunun gözleri önünde darp eden şahsın yargılandığı mahkemece önce müebbet hapis cezasına çarptırıldığı, ‘öldürme olayı teşebbüs aşamasında olduğu’ gerekçesiyle cezasının 10 yıla indirildiği ortaya çıtı.

    Samsun 1. Ağır Ceza Mahkemesinde dün görülen davanın son duruşmasına Samsun Barosu Kadın Hakları Komisyonu ve Samsun Barosu Başkanı Av. Pınar Gürsel Yıldıran müdahil olarak katıldı. Emriye Meteoğlu sanığın cezalandırılmasını talep ettiğini belirterek, “Halen dahi sağ kaşımda arıza söz konusu. Yemek yiyemiyorum. Şikayetim devam etmektedir” dedi.

    Emriye Meteoğlu’nun avukatı İslam Gezer, “Mütalaaya iştirak ediyoruz. Atılı suçun tüm unsurları oluşmuştur, sanığın cezalandırılmasını talep ediyoruz” diye konuştu.

    İbrahim Zarap tutuklu bulunduğu Erzincan T Tipi Kapalı Cezaevinden Ses ve Görüntülü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile duruşmaya katıldı. Son savunması yaparak kendini savunan sanık, “Yapmış olduğum suç kötü bir şey. Ben bundan son derece pişmanım. Özellikle çocuğumun gözleri önünde böyle bir gaflete düştüğüm için çok pişmanım. Kendisini öldürmek gibi bir düşüncem olmamıştır. Eylemin yaralama olarak değerlendirilmesini talep ediyorum. Çok pişmanım, affınıza sığınıyorum” diyerek tahliyesini talep etti.

    Mahkeme, İbrahim Z.’nin Emriye Meteoğlu’na yönelik sübuta eren “kasten öldürmeye teşebbüs” suçundan eylemine uyan 5237 sayılı Türk Ceza Yasası’nın 81/1 maddesi uyarınca suçun işleniş biçimi, suçun işlendiği zaman ve yer, suç konusunun önem ve değerine göre önce ‘müebbet hapis’ cezasına çarptırdı. Mahkeme, ‘sanığın eyleminin teşebbüs aşamasında kaldığı’ anlaşılmakla 5237 sayılı Türk Ceza Yasası’nın 35/2 maddesi uyarınca meydana gelen zarar ve tehlikenin ağırlığı dikkate alınarak takdiren müebbet hapis cezası yerine 10 yıl hapis cezasına indirdi. Mahkeme ayrıca, sanığın suç işleme konusundaki eğilimi de göz önüne alınarak, cezanın adalet ölçüsüne ve hem suça hem de suçlunun kişiliğine uygunluğun sağlanabilmesi açısından cezada başkaca indirim uygulamadı. İbrahim Z., eski eşinin telefonunu kırdığı için de ‘mala zarar vermek’ suçundan 4 ay hapis cezasına çarptırıldı. Toplam 10 yıl 4 ay hapis cezasına çarptırılan İbrahim Z.’nin tutukluluk halinin devamına hükmedildi.

    NE OLMUŞTU?

    Samsun’un Canik ilçesinde 6 Mart Cumartesi akşamı meydana gelen olayda İbrahim Z. (27), boşandığı eski eşi Emriye Metoğlu’nu sokak ortasında 5 yaşındaki kızının gözü önünde öldüresiye darp etmişti. Olaydan sonra “kasten öldürmeye teşebbüs” suçundan tutuklanan İbrahim Z. hakkında “kasten öldürmeye teşebbüs” suçundan 9 yıldan 15 yıl, “mala zarar verme” suçundan da 6 aydan 3 yıla kadar hapsi istemiyle dava açılmıştı. Samsun 1. Ağır Ceza Mahkemesinde dün görülen davanın son duruşmasına İbrahim Z. tutuklu bulunduğu Erzincan T Tipi Kapalı Cezaevinden Ses ve Görüntülü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile katıldı. Mahkeme sanığa “kasten adam öldürmeye teşebbüs” suçundan 10 yıl, “mala zarar verme” suçundan da 4 ay hapis cezası verdi.

  • Cezaevinden izinli çıktı, annesine kabusu yaşattı

    Cezaevinden izinli çıktı, annesine kabusu yaşattı

    Samsun’da cezaevinden izinli çıkan biri, annesini döverek, evin eşyalarını dağıttı. Kömürlüğe saklanan kişi, polislere de bıçak çekti. Oğlu gözaltına alınan kadın, “Beni ölümle tehdit ediyor” dedi.

    Samsun’un İlkadım ilçesine bağlı Fatih Mahallesi’nde dün saat 22.00 sıralarında cezaevinden izinli çıkan ve eve alkollü olarak gelen O.S. (35), bilinmeyen nedenle annesi S.S.’ye bağırmaya başladı.

    Annesini dövüp, evdeki eşyaları dağıtan S.S., ihbar üzerine gelen polis ekibini görünce apartmanın kömürlüğüne saklandı.

    Polislere bıçak çeken O.S., ekipler tarafından etkisiz hale getirilerek, gözaltına alındı. O.S., geçirildiği sağlık kontrolünün ardından Aile İçi Şiddet Bürosu’na teslim edildi.

    ”BENİ ÖLÜMLE TEHDİT EDİYOR”

    Oğlunun kendisine sürekli kötü davrandığını söyleyen S.S. ise “Oğlum beni ölümle tehdit ediyor. Her zaman böyle, evde kırılmadık eşya kalmadı” dedi.

  • Eşini öldüresiye dövmüştü… İstenen ceza belli oldu

    Eşini öldüresiye dövmüştü… İstenen ceza belli oldu

    Samsun’da eski eşini sokak ortasında 5 yaşındaki kızının önünde öldüresiye döven İbrahim Zarap’ın 18 yıla kadar hapsi istendi.

    Samsun’da 3 yıl önce boşandığı eski eşini sokak ortasında, 5 yaşındaki kızlarının gözü önünde tekme tokat döven İbrahim Zarap (27) hakkındaki soruşturma tamamlandı. Hazırlanan iddianamede ‘Kasten öldürmeye teşebbüs ve mala zarar verme’ suçlarından Zarap hakkında 18 yıla kadar hapis istendi.

    Olay, 6 Mart’ta akşam saatlerinde Canik ilçesi Karşıyaka Mahallesi’nde meydana geldi. İbrahim Zarap, kendisinde kalan kızlarını teslim etmek için 3 sene önce boşandığı eski eşi ile ilçe meydanında bir araya geldi. Zarap, burada eski eşine tekme-tokat saldırdı. Zarap’ın, yere yığılan kadını dövdüğü anlar, çevredekiler tarafından cep telefonu ile görüntülendi. Olayın ardından gözaltına alınıp tutuklanan Zarap hakkında Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından iddianame hazırlandı. ‘Kasten öldürmeye teşebbüs ve mala zarar verme’ suçlarından hakim karşısına çıkacak Zarap’ın 18 yıla kadar hapsi isteniyor.

    ”YERE DÜŞÜP BAŞINI ÇARPTI, VURMAYA DEVAM ETTİ”

    Taraf beyanları, tanık anlatımları, kamera kayıtları ile düzenlenen rapor ve belge içeriklerinin yer aldığı iddianamede olayın gelişimine şu ifadelerle yer verildi:

    “Kadının 5 yaşındaki kızını teslim almak için şüpheli İbrahim Zarap’ın bulunduğunu beyan ettiği Canik Belediyesi önüne gittiği, kızını alacağı sırada şüphelinin alkollü olduğunu fark edip, şüphelinin alkol almak istiyorsa kendisine haber vermesini, kendisinin kızını gelip alabileceğini, bu şekilde kızını almasını istemediğini söylediği, bu şekilde taraflar arasında alkol ve kızları konulu kısa bir konuşma olduğu, şüphelinin beyanına göre de ‘Çocuğu sana bir daha göstermeyeceğim’ demesi üzerine İbrahim’in eski eşine vurduğu, kadının dengesini kaybedip yere düştüğü, başını zemine vurduğu, bu halde iken şüphelinin müştekiyi başına ve karnına gelecek şekilde yumruk, tekme atmak suretiyle vurmaya devam ettiği, elde edilen kamera kaydına göre müştekinin yerde baygın bir şekilde kaldığı sırada başını eliyle kaldırıp sert zemine doğru çarptığı, tanık anlatımına göre bu sırada olay yerine gelenlere ‘Ailevi mesele siz karışmayın, ben bu işi burada bitireceğim, öldüreceğim’ diye bağırdığı, gelen tanığın bu sırada bağırdığı, müştekinin adli rapor içeriklerine göre kırık oluşacak şekilde yaralandığı, cep telefonunu almaması için parçaladığı sırada çevreden gelenlerin müdahalesi ile eylemini sürdüremediği anlaşılmıştır.”

    İddianamede kadının olay sırasında Zarap’ı uyararak ameliyatlı olduğu yere vurmamasını söylediği, ancak o bölgeye daha fazla vurduğu belirtildi.

    ”BEN BU İŞİ BURADA BİTİRECEĞİM”

    İddianamede yer alan görgü tanığı ifadelerine göre Zarap’ın, olay sırasında kendisine müdahale etmek isteyenlere dönerek, ”Ailevi mesele, siz karışmayın. Ben bu işi burada bitireceğim, onu öldüreceğim” dediği de yer aldı.

    1.85 PROMİL ALKOLLÜ ÇIKTI

    Zarap’ın olay sonrası yapılan ölçümde 1.85 promil alkollü olduğu, tahlilin olaydan yaklaşık 47 dakika sonra alınmış olması sebebiyle olay anındaki alkol değerinin 2.00 promil olduğu da değerlendirildi. Zarap, olay sırasında cep telefonuna ulaşmaya çalışan eski eşinin telefonunu da kırdığı için ‘mala zarar verme’ suçundan da yargılanacağı öğrenildi.

  • Taziyede yemek yiyen 21 kişi, Covid-19’a yakalandı

    Taziyede yemek yiyen 21 kişi, Covid-19’a yakalandı

    Samsun’da bir cenaze taziyesi sırasında bir arada yemek yiyen 25 kişiden 21’i Covid-19’a yakalandı. Bu kişilerin temas ettiği 80 kişi ise karantinaya alındı.

    Samsun İl Sağlık Müdürü Dr. Muhammet Ali Oruç kentte mutasyon kaynaklı virüsün hızlı yayılımı nedeniyle, vaka sayılarının artışının sürdüğünü söyledi. Tüm ilçelerde görülen mutasyon kaynaklı virüs vakalarının artarak daha fazla sayıda insana ulaştığını kaydeden Oruç, “Cumhurbaşkanlığımız, Sağlık Bakanlığımız ve Valiliğimiz tarafından gerek ülke çapında gerekse ilimizde alınan önlemlere rağmen, özellikle bölgemizdeki illerde halen devam eden bu artış ivmesi hepimizi endişelendiriyor. Vaka sayısındaki artışın hastanelerimizde oluşturduğu yük şu an için başa çıkılmaz bir tablo oluşturmuyor ama önümüzdeki haftalarda bu vaka artışı aynı ivmeyle devam ederse bizi zorlayan bir tablo ortaya çıkmaya başlayabilir. Bu nedenle bu zorlu mücadelede, halkımızın desteğine her zamankinden daha fazla ihtiyacımız var. Halkımızdan en çok destek istediğimiz konu temaslı vatandaşlarımızın tespiti. Son dönemde pozitif kişilerle temas etmiş vatandaşlarımızın tespitinde ciddi sorunlar yaşıyoruz. Maalesef pozitif vatandaşlarımız çeşitli nedenlerle, temaslı oldukları kişilerin karantina sürecine girmemesi için evlerindeki kişi sayısını doğru aktarmıyorlar. İş yerinde çalışanlar çalıştıkları kurumda temasta oldukları kişileri belirtmiyorlar; kimi zaman çalıştıkları kurumu bildirmiyorlar. Özürlü engelli hastalarına bakan kişiler temaslı hale gelmişse, hastalarına kim bakacak kaygısıyla bu kişileri filyasyon ekiplerimize aktarmıyorlar” dedi.

    ‘CENAZE, TAZİYE KAYNAKLI VİRÜS ARTIYOR’

    Cenaze, taziye kaynaklı vakaların arttığını söyleyen Dr. Oruç, “Bir ilçemizde taziye evinde cenazenin üçüncü günü hep beraber yemek yiyen 25 vatandaşımızın 21’i pozitif çıktı. Bu sadece bir taziye ziyaretinde ortaya çıkan vaka sayısı. Bu küçük örnekte bile, her pozitif hastanın 3-4 kişiyle temas ettiğini düşündüğümüzde 80 kişilik bir bulaş ortaya çıkmış oluyor. Bu şartlar altında sağlık çalışanlarımızın halkımızın özverisi ve desteği olmadan mücadeleyi kazanması, hedefimiz olan maviye ulaşmamız maalesef mümkün değil. Lütfen temaslılarımızı bildirelim, karantinaya alınmalarını sağlayalım, karantina kurallarına uyalım. Kalabalıklardan uzak duralım. Pozitif hastalarımızın temas ettikleri kişilerin bildirilmemesinin kimseye faydası yok. Bildirilmeyen her temaslı, ilimizde zaten güçlü olan mutasyonlu virüsün etki alanını genişletmekten başka bir işe yaramayacaktır. Bir yakınımızın temaslı olarak karantinaya girmesini önlemeye çalışırken bir başka kişinin hayatını tehlikeye attığımızı unutmayalım. Bu yaklaşıma bir an önce ‘dur’ demeliyiz” diye konuştu.

    Oruç, vaka artışlarını hastanelere yatış olarak yansımaya başlamadan önce durdurmak istediklerini sözlerine ekledi.

  • Yastıkla boğmuştu “ölümü hak ettiğini düşündüm” dedi

    Yastıkla boğmuştu “ölümü hak ettiğini düşündüm” dedi

    Samsun’da Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesi’nde şizofreni hastası Nadiye Yıldız’ı (46) yastıkla boğarak öldüren ‘bipolar bozukluk’ tedavisi gören Arife Kise’nin (28), akli dengesinin yerinde olmadığı ortaya çıktı. Savcılık iddianamesinde; akıl hastası olması nedeniyle ceza verilmesine yer olmadığı ve güvenlik tedbirlerine uygun yüksek güvenlikli bir sağlık kurumunda koruma altına alınması talep edilen Kise, ifadesinde “Beni öldüreceğini hissediyordum, ölümü hak ettiğini düşündüm, bu yüzden üzgün değilim” dedi.

    Nadiye Yıldız

    Olay, 20 Aralık 2020 günü İlkadım ilçesi İlyasköy Mahallesi´ndeki Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesi´nin Kadın Psikiyatri Servisi´nde meydana geldi. Hastanede 2 aydır ‘bipolar bozukluk’ tedavisi gören Arife Kise, temizlik görevlisinin yanına giderek, aynı hastanede şizofreni tedavisi gören Nadiye Yıldız’ı yastıkla boğduğunu söyledi. Sağlık görevlileri, durumu yetkililere bildirdi. Sağlık görevlilerinin yaptığı kontrolde, Yıldız’ın yaşamını yitirdiği belirlendi. Hastane görevlileri, şüpheli Kise´yi başka odada gözlem altına aldı. Polis tarafından gözaltına alınan Kise, çıkarıldığı mahkemece ‘Ruh bakımından kendini savunamayacak durumda bulunan kişiye yönelik kasten öldürme’ suçundan tutuklandı.

    AKIL HASTALIĞI NEDENİYLE CEZA İSTENMEDİ

    Olayla ilgili yürütülen soruşturmada beklenen Adli Tıp Kurumu raporlarının gelmesinin ardından savcılık, iddianame hazırladı. İddianamede; sanığın akıl hastası olması nedeniyle ceza verilmesine yer olmadığına, güvenlik tedbirlerine uygun yüksek güvenlikli bir sağlık kurumunda koruma ve tedavi altına alınması talep edildi.

    ‘BENİ ÖLDÜRECEĞİNİ DÜŞÜNDÜM’

    Savcılık ifadesinde olayı anlatan Kise’nin, kendisini öldüreceğinden korktuğu için boğma eylemini gerçekleştirdiğini belirtti. Kise, “Çocukluğumdan beri sürekli rüyalar görürdüm, psikolojim bozuldu, Samsun Ruh Sağlı ve Hastalıkları Hastanesi’nde üç aydır tedavi görüyorum. Nadiye Yıldız, 3-4 gündür benimle birlikte kalmaktaydı, fazla konuşmazdık, bir iki defa kendisine nereli olduğunu sormuştum, hatta adını da öğrenmiştim, ancak unuttum, ben kendisinden pek hoşlanmazdım, o yüzden fazla sohbetimiz yoktu. Fakat onun beni öldüreceğini hissediyordum. 3- 4 gündür sürekli böyle hissediyordum, bu hislerimi hiç kimseye anlatmadım” dedi.

    ‘ÖLÜMÜ HAK ETTİĞİNİ DÜŞÜNDÜM, ÜZGÜN DEĞİLİM’

    Olay nedeniyle üzgün olmadığını ifade eden Kise, “Yanımdaki karyolada yatan hasta beni öldürecekmiş gibi hissettim, böyle hissedince hemen başındaki yastığı elime aldım, hastanın başına nefes alamayacak şekilde bastırdım ve onu öldürdüm, kurtulmak için çabaladı, ancak faydası olmadı. 10 dakika süre boyunca yastıkla yüzünü sıkıca kapattım, hareketsiz kaldığını görünce bıraktım. Ölümü hak ettiğini düşündüm, bu yüzden üzgün değilim, beni öldüreceği hissini hastane görevlilerine ve doktorlara söylemedim. Oda içerisinde başkaca kesici bir alet kullanmadım, sadece yastık ile yüzüne bastırdım ve bu şekilde öldürdüm” ifadelerini kullandı.

  • Su şişesiyle sağlık çalışanına saldırdı

    Su şişesiyle sağlık çalışanına saldırdı

    Samsun’da Edanur Ç.’nin (17), annesiyle birlikte geldiği hastanede, tartıştığı sağlık çalışanı Nurhan Y.’yi su şişesiyle başına vurup darbettiği anların güvenlik kamerası görüntüleri ortaya çıktı.

    Olay, dün saat 11.30 sıralarında Samsun Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde meydana geldi. Annesi Filiz Ç. ile birlikte hastaneye giden Edanur Ç. ile sağlık çalışanı Nurhan Y. arasında bilinmeyen nedenle tartışma çıktı. Edanur Ç., Nurhan Y.’nin başına su şişeyle vurup, darbetti. Hastane polisi Edanur Ç.’yi gözaltına aldı. Kaşı açılan Nurhan Y. ise aynı hastanede tedaviye alındı. Edanur Ç., ifadesi alınmak üzere Çocuk Şube Müdürlüğü’ne götürülürken, olayla ilgili soruşturma başlatıldı.

    O ANLAR KAMERADA

    Edanur Ç.’nin tartıştığı sağlık çalışanı Nurhan Y.’yi su şişesiyle başına vurup darbettiği anların görüntüsü ortaya çıktı. Görüntülerde Edanur Ç. ve Nurhan Y.’nin tartıştıkları ve ardından Edanur’un masadan aldığı su şişesiyle Nurhan Y.’ye vurduğu görülüyor.

  • Sosyal medyada şehitlere hakaretten gözaltına alındı

    Sosyal medyada şehitlere hakaretten gözaltına alındı

    Samsun’da bir sosyal medya üzerinden herkese açık şekilde yaptığı canlı yayın sırasında Bitlis’teki helikopter kazasında şehit olan askerlere hakaret ettiği öne sürülen Yonca B. (23), polis tarafından gözaltına alındı.

    İl Emniyet Müdürlüğü Siber Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, sosyal medya üzerinden yaptığı yayında, Bitlis’teki helikopter kazasında şehit olan askerlere hakaret ettiği öne sürülen Yonca B. hakkında çok sayıda ihbar aldı. Hareket geçen ekipler, Yonca B.’yi gözaltına aldı. Emniyetteki işlemlerinin ardından Yonca B., adliyeye sevk edildi.

    Sosyal medyada gündem olan ve büyük tepki gören Yonca B.’nin, olayın ardından profil fotoğrafını Türk Bayrağı olarak değiştirdiği görüldü.

  • 5 yaşında 90 kiloya ulaştı

    5 yaşında 90 kiloya ulaştı

    Samsun’da ‘Leptin hormonu eksikliği’ tanısı konulan Yağız Bekte (5), hastalığı nedeniyle hızla kilo alarak 90 kiloya ulaştı. Aşırı kilosu nedeniyle çeşitli sağlık sorunları da yaşayan Yağız, geceleri solunum cihazına bağlı olarak uyuyabiliyor. ABD’de hastalığın tedavisi için uygulanan yöntemi denemek isteyen aile, kilo almasının önüne geçemedikleri küçük çocuklarının, sağlığına kavuşacağı anı umutla bekliyor.

    Tekkeköy ilçesinde, işçi olarak çalışan Sedat (39) ve Sevda Bekte (31) çiftinin ikinci çocukları olan Yağız Bekte’nin, hızla kilo almasından şüphelenen ailesi, Samsun Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Tıp Fakültesi Hastanesi’ne başvurdu. Yağız Bekte’nin 5 aylıkken yapılan tetkikler sonucunda ‘Leptin hormonu eksikliği’ rahatsızlığı bulunduğu belirlendi. Yapılan ilaç tedavisi ile 2,5 yıl önce küçük çocuğun, kilo alması 6 ay süreyle durdu. Ancak daha sonra vücudu ilaca bağışıklık oluşturdu ve ilaca yanıt vermemeye başladı. Bunun üzerine Yağız Bekte, yeniden kilo almaya başladı. 5 yaşında 90 kiloya ulaşan Yağız, fazla kilosu nedeniyle sağlık sorunları yaşamaya başladı. Küçük çocuk, geceleri solunum cihazına bağlı olarak uyuyabiliyor. ABD’de hastalığın tedavisi için henüz test aşamasında olan bir ilacı denemek isteyen Bekte ailesi, bunun için yaptıkları girişimlerden de bir sonuç alamadı. Son olarak 4 ay önce ailesinin taşımakta güçlük çektiği çocuk için bir hayırsever tarafından evlerinin bulunduğu binaya asansör yaptırıldı. Küçük çocuk, bu asansör ile üçüncü kattaki evinden inip, dışarı çıkabiliyor.

    ‘GÖNÜLLÜ İLACI ALMASINI İSTİYORUZ’

    Baba Sedat Bekte, oğlunun her geçen gün kilo almaya devam ettiğini ve 90 kiloya ulaştığını söyleyerek “Amerika’da yeni bir ilaç deneme aşamasında. Biz bu denemelere katılmak istedik ancak başvurularımızdan bir sonuç alamadık. Bizim başka bir çaremiz yok. Deneme aşamasında da olsa gönüllü olarak bu ilacı almasını istiyoruz. Devletimizden yardım istiyoruz. Biz oğlumuzun sağlığına kavuşmasını, yaşıtları gibi parklarda oynamasını, okula gitmesini istiyoruz. Şu an kesin bir tedavisi yok hastalığının. Bu nedenle biz Amerika’daki bu ilacı oğlumun da denemesini istiyoruz. Ne yazık ki bu girişimlerden bir sonuç alamadık. Yağız nefes almakta bile güçlük çekiyor. Gece uyurken solunum cihazı kullanıyor. Evimizde oksijen tüpü var ayrıca. 90 kiloya ulaştığı için tek başımıza kaldıramıyoruz. 4 kişi onu evden aşağıya indirebiliyorduk. Sağ olsun bir hayırseverimiz yardımcı oldu asansör yapıldı. Bu sayede Yağız 3’üncü kattan aşağıya inip çıkabiliyor” diye konuştu.

    ‘KİLO ALMASININ ÖNÜNE GEÇEMİYORUZ’

    Bir anne olarak Yağız için sürekli korku içinde olduğunu belirten Sevda Bekte, “Yağız şu an Morbid obezite, onun için çok korkuyorum. Devletimizden Allah razı olsun önce bir ilaç verildi ancak vücudu ona antikor ürettiği için kesmek zorunda kaldılar. Bu ilacın dışında da şu an hiçbir tedavi alamıyoruz. En ufak bir hastalığında yoğun bakıma yatıyorlar. Doktorlar aynı ilaç için antikor testi yapacaklarını söylediler. Ancak biz Amerika’da deneme aşamasında olan başka bir ilacı denemek istiyoruz. Biz gönüllüyüz bu ilaç için. Bunun için de yardım istiyoruz. Artık tıkandı kilo almasının önüne bir türlü geçemiyoruz. Ben artık bel fıtığı oldum. Kimse evladının böyle olmasını istemez, ben de çocuğumun bir an önce sağlığına kavuşmasını, zayıflamasını, normal çocuklar gibi olmasını istiyorum. Devletimizden yardım istiyoruz” dedi.

  • 36 yaşındaki doktor virüs kurbanı

    36 yaşındaki doktor virüs kurbanı

    Samsun’da özel bir hastanede ortopedi ve travmatoloji uzmanı olarak görev yapan Dr. Necati Emirhan (36), koronavirüs nedeniyle tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybetti.

    Bafra ilçesinde özel bir hastanede ortopedi ve travmatoloji uzmanı olarak görev yapan Dr. Necati Emirhan bir süre önce koronavirüse yakalandı. Samsun 19 Mayıs Üniversitesi Hastanesi’nde 20 gündür tedavi gören Dr. Emirhan, dün doktorların tüm çabasına karşın kurtarılamadı. Emirhan, bugün son yolculuğuna uğurlanacak.

    Samsun Valisi Zülkif Dağlı sosyal medya üzerinden Dr. Necati Emirhan için başsağlığı mesajı paylaştı. Vali Dağlı, “Allah’tan rahmet, ailesine ve yakınlarına sabırlar dilerim. Sağlık camiamızın başı sağ olsun” mesajı paylaştı.

  • Yanlış antibiyotik kullanımı hayatını kararttı

    Yanlış antibiyotik kullanımı hayatını kararttı

    Samsun’da antibiyotiğe alerjisi olan genç kadının, acilde verilen serumun ardından hayatının karardığı iddia edildi. Önce tanınmaz hale gelen genç kadın şimdi de gözlerini kaybetmemek için kendisine uzanacak yardım elini bekliyor.

    Olay, Samsun’un İlkadım ilçesinde bulunan Gazi Devlet Hastanesinde 8 Şubat 2020’de meydana geldi. İddiaya göre, 31 yaşındaki Çilem Kelleci, idrar yolu enfeksiyonu şikayetiyle acil servise gitti.

    Doktorlara, antibiyotiğe karşı alerjisinin olduğunu söylediğini iddia eden genç kadın, buna rağmen kendisine 3 ilaçlı bir serumun verildiğini öne sürdü. Aldığı serumun ardından görme kaybı ve derisinde pullanmalar olduğunu ileri süren Çilem Kelleci, ölümden döndüğünü belirterek, hastane ve kendisine antibiyotik veren doktordan şikayetçi oldu.

    Aradan geçen süreçte Kelleci’nin tedavisi devam etti ve derisindeki pullanmalar büyük miktarda giderildi. Görme konusunda sıkıntı yaşayan genç kadının dava süreci devam ederken sağ gözü tamamen göremez hale geldi.

    “AMELİYAT MASRAFI İÇİN 92 BİN TL İSTEDİLER”

    Samsun’da ve İstanbul’da devlet ve üniversite hastanelerinde tedaviye başvuran genç kadına, gözünün alınması gerektiği söylendi. Özel bir hastaneye daha başvuran Kelleci’ye gözünün alınmasına gerek olmadığı ve tekrardan görmesi için ameliyat masrafının 92 bin olduğu söylendi. Genç kadın, davanın sonuçlanmamasından dolayı maddi durumlarının kötü olduğunu belirterek, tedavisi için yardım istedi.

    Yanlış serum kullanımının ardından hayatının değiştiğini ifade eden Çilem Kelleci, “Şubat ayında tedavi olurken antibiyotik alerjisi yaşadım. Alerjiden sonra vücudumda komple deri değişti. İç organlarım zarar gördü. Şu anda 20 tırnağım da yok. ’Steven-Johnson sendromu’ tanısı konuldu. Daha sonra da yanlış antibiyotik kullandıran kurum ve kişilerden şikayetçi olmuştuk. O süreç devam ediyor. Doktora ceza verilmedi ve tazminatın önünün açıldığı söylendi. Bu alerjiden sonra 20 gün OMÜ Tıp Fakültesi’nde yoğun bakımda kaldım. Sonra da gözüm için tedaviye devam ettik. Bir süre gözüm gördü ama sonrasında kornea patlayınca sağ gözümün alınması gerektiğini söylediler. İstanbul’da üniversite hastaneleri de gözümün alınması gerektiğini ifade ettiler. Özel bir hastane ise gözün alınmasına gerek olmadığını, ameliyat ile görebileceğimi söyledi. Ameliyat masrafı için de 92 bin TL istediler. Şu anda sağ gözüm hiç görmüyor. Sol gözüm de yüzde 20 görüyor” dedi.

    “GÖZÜMÜ KAYBETMEK İSTEMİYORUM”

    Genç yaşta kör kalmak istemediğini dile getiren Kelleci, “Gözümü kaybetmek istemiyorum. Ancak hiç zamanım yok. Doktorlar bir an önce tedavi olmam gerektiğini söylüyor. Çünkü gözüm dışarıya çıkarsa tamamen kaybedilecek. Şu anda bir umut varken tedavi olmak istiyorum. 92 bin TL bizim için çok büyük bir para. Ben daha 31 yaşındayım. Tamamen karanlığa mahkum olmak istemiyorum. Diğer gözümü de kaybedersem, tamamen karanlığa bürüneceğim. Davamız sonuçlansaydı kendi imkanlarımızla bu ameliyatı yaptırabilirdik. Halktan ve yetkilerden yardım istiyorum. Ameliyat için gün bile vermediler. ‘Her an gözün dışarı fırlayabilir, hiç süren yok, canlı bomba gibi dolaşıyorsun’ dediler” diye konuştu.