Etiket: Sanat

  • Bursa’da TRT sanatçıları sahne aldı

    Bursa’da TRT sanatçıları sahne aldı

    Merinos Atatürk Kongre ve Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen konseri şef Altan Göl yönetti.

    Gecede, Uğur Önür ve Umut Sülünoğlu “Telli Turnam”, “İki Keklik” ve “Yalansın Dünya” gibi türküleri müzikseverlerin eşliğinde seslendirildi.

    Konserin sonunda orkestra ve solistin performansı izleyenler tarafından uzun süre alkışlandı.

  • Aydın Orak “Sabırsızlık Zamanı”nı anlattı

    Aydın Orak “Sabırsızlık Zamanı”nı anlattı

    Nilüfer Belediyesi, düzenlediği etkinliklerle sinema tutkunlarını değerli film ve yönetmenlerle buluşturmaya devam ediyor. Konak Kültürevi’nde düzenlenen ve her ay farklı bir film ile yönetmenini ağırlayan ‘Bir yönetmen bir söyleşi’ etkinliğine bu kez “Sabırsızlık Zamanı” filminin yönetmeni Aydın Orak katıldı. Oyuncu Feride Çetin ve filmin kurgucusu Murat Hasarı’nın da yer aldığı etkinlikte sinemaseverler ilk olarak filmi izledi.

    Dünya prömiyeri Varşova Uluslararası Film Festivali’nde gerçekleşen “Sabırsızlık Zamanı”, Diyarbakır’ın yakıcı yaz sıcağı altında yoksul bir kenar mahallede yaşayan iki kardeşin, mahallelerinin hemen yanındaki lüks sitenin duvarını aşıp havuzuna girme mücadelesini konu ediyor. Okulda karşılarına çıkan havuz problemleriyle başı dertte olan ve havuzu gerçek yaşamlarında da bir takıntı haline getiren iki kardeşin bu konudaki çabaları filmde çarpıcı bir şekilde anlatılıyor.

    Başrollerini Pelin Batu, Mirza Zarg ile Mirhat Zarg’ın paylaştığı film ilgiyle izlendi. Bir buçuk saat süren gösterimin ardından yönetmen Aydın Orak, oyuncu Feride Çetin ve kurgucu Murat Hasarı, sinemaseverlerle filme ilişkin söyleşi gerçekleştirdi.
    Filme çok emek verdiklerini ve olumlu tepkiler aldıklarını ifade eden yönetmen Aydın Orak, “Film boyunca genel akış farklı gelişiyor ama sonu biraz trajik bitiyor. Finalde izleyicinin yorum katmasını istedim. Mirhat ve Mirza’yı daha önce farklı bir projede kısa süre oynatmıştık, çok başarılı çocuklar. Filmde oyuncuları serbest bıraktığım için doğal ve rahat oynadılar. Bu da filmi doğaçlama yapılmış gibi gösterince izleyiciye daha samimi geldi. O coğrafyada yaşayan her yaştan insanın farklı özlemleri, hayalleri, hedefleri var. Bu film de iki küçük çocuğun özlemine ışık tutan bir yapım oldu” şeklinde konuştu.

    Senaryonun kendisini çok etkilediğini ifade eden oyuncu Feride Çetin de “Bu film, gerçek hayatlara dokunan senaryoya sahip. Çocuk oyuncularımız çok yetenekliydi. Biz de onlara destek olduk ve güzel, gerçekçi bir yapım ortaya çıktı. Bu kadar gerçek bir filmi çekmek bizim için de büyük deneyim oldu” dedi.

    Filmin kurgucusu Murat Hasarı da yapım aşamasında gözlemlerini aktardı. Ekibin filme çok emek verdiğini ifade eden Hasarı, “Yönetmenimiz bu filmde çok kararlı davrandı. Oyuncular da benimseyerek oynadılar ve verilen emeğe gerçekten değdi. Çok fazla malzeme vardı ama kurgusu beni zorlamadı” sözleriyle yapım aşamasında yaşadıklarını anlattı.
    Söyleşi sonrasında Nilüfer Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Müdürü Nejla Aslan, Aydın Orak, Feride Çetin ve Murat Hasarı’ya katılımları için teşekkür etti.

  • ‘Bir kumarbazın ölüm kılavuzu’

    ‘Bir kumarbazın ölüm kılavuzu’

    Nilüfer Belediyesi Kent Tiyatrosu, yeni sezonda sanatseverleri yeni oyunlarla buluşturmaya devam ediyor. 1984 isimli oyunun ardından yine büyük ilgi görecek yeni bir oyun sahnelenmeye başlandı. Yeni sezonun ikinci oyunu, Gary McNair’in yazdığı, Cansu Aybaş’ın çevirdiği ve Güray Dinçol’un yönetmenliğini yaptığı ‘Bir Kumarbazın Ölüm Kılavuzu’ isimli oyun oldu.
    Murat Daltaban’ın genel sanat yönetmenliğini, Özlem Daltaban’ın genel yapım yönetmenliğini yaptığı Nilüfer Kent Tiyatrosu’nun sahneye koyduğu ‘Bir Kurmabazın Ölüm Kılavuzu’ ilk gösterimle izleyici karşısına çıktı.

    Nazım Hikmet Kültürevi’nde sahnelenen oyunu Nilüfer Belediye Başkanı Turgay Erdem, eşi Zeynep Terzioğlu Erdem, Nilüfer Belediyesi Başkan Yardımcısı Zafer Yıldız ile çok sayıda tiyatro meraklısı izledi. Oyunda, geride bıraktığımız asrın sonunda insanın, düzenin, işçi sınıfının ve bunu yıkmak üzere hayatını bir zar gibi umuda sallayan bir kumarbazın öyküsü konu ediliyor. 1966 Dünya Kupası’nda bahis oynayarak bir servet kazanan oyunun kahramanı kumarbaz Archie, bütün birikimini ‘kanseri yenmek’ üzere girdiği bir bahse yatırır.

    Yazar Gary McNair, dram ve komediyi ustaca aynı potada erittiği bu anlatıda, multimedya ve tiyatronun oyunsu hakikati birleşip kendine has bir dille seyirci karşısına çıkıyor.
    İbrahim Ersoylu’nun başarıyla oynadığı oyun izleyicilerden büyük alkış aldı. Nilüfer Belediye Başkanı Turgay Erdem de gecede sahneye çıkarak yönetmen Güray Dinçol, performansıyla alkışları toplayan İbrahim Ersoylu ve oyunun sahnelenmesinde emek veren bütün ekibi ayrı ayrı kutladı. Yönetmen Güray Dinçol da emeği geçen tüm ekibi kutlayarak, sanatseverleri oyunu izlemeye davet etti.

  • 40 yıldır cama sanatını işliyor

    40 yıldır cama sanatını işliyor

    Asırlardır hayatın her yerinde olan cam, antik çağlardan beri birçok eşyanın yapımında yoğun olarak kullanılıyor. Günlük ihtiyaçlara dönük üretimlerin yanı sıra cam, usta ellerde sanata dönüşüyor.
    Cam işleme sanatına 1984 yılında çırak olarak başlayan Erzincanlı İbrahim Ballan (56), mesleğini büyük aşk ile sürdürüyor. Cam üzerine isim ve desen işleyerek bardak, sürahi ve şişeleri sanata dönüştüren Ballan, fuarlara katılarak işini zevk ile yaptığını söyledi.

    Fuarlara katılarak Türkiye’nin her bölgesi ve şehrine giden Ballan, gittiği şehirlerde çok ilgi gördüğünü ve ailesini zamana direnen sanatı sürdürerek geçindirdiğini belirtti.

    Türkiye’de cam işleme sanatını profesyonel olarak yapan 3 kişiden biri olduğunu ifade eden Ballan, çırak bulmada zorlandıklarını, çırak bulamamanın nedeninin cep telefonu bağımlılığı ile yeni neslin tembel ve hantallığına bağladı.
    14 yaşlarında bu işe başladığını belirten Ballan, “İşi öğrenmem sıkıntılı geçti. Taşın başına oturup bardağı eline aldığı zaman insanda bir korku oluşuyor. Bardak kırılma korkusu, çatlama korkusu. Bu tür şeyler olduğu zaman insanda çekinme oluyor. Bu korku endişe süreci 4-5 ay sürdü. Ondan sonra alışıyorsun zaten. Alıştıktan sonra insana heves ve zevk veriyor. İşi öğrenme sürecinde çoğu kez elimi kestim. Serçe parmağımı kestim işlevini kaybetti parmağım. Çok farklı bir sanat olduğu için sürekli yapmak istiyorsun. Kimsede olmadığı için bu sanat cezp ediyor. Ben şimdi bu işi bıraksam başka bir işte çalışamam” dedi.
    Mesleğinde usta olduktan sonra atölye açtığını, 15 yıl boyunca toptancılara çalıştığını dile getiren Ballan, “15 yıldan sonra atölyeyi kapatıp fuarlara başladım. Şu anda şükürler olsun insanların ilgisi beni teşvik ediyor” diye konuştu.

    “15-20 sene sonra sanayilerde çırak bulunmayacak”

    Çırak bulamadığını ve nedenini aktaran Ballan, “Bu işi bizden sonra gelen nesil öğrenmeyi tercih etmiyor. Hevesleri yok. Cep telefonu yüzünden kimse öğrenmiyor. Çırak bulamıyorum. Nedeni dediğim gibi cep telefonu, hazır yemeleri, baba parayı veriyor yiyor. Eskiden babamız kulağımızdan tutar götürür bir ustanın yanına ’bu çocuğun eti senin kemiği benim’ derdi iş biterdi. Şimdi öyle bir şey yok. Şimdi çocuk yanıma işi öğrenmeye gelse bir şey söylesem ya da bir tokat atsam sabah sülalesi bakıyorsun kavga etmeye gelmiş. Sırf bu yüzden 15-20 sene sonra sanayilerde çırak bulunmayacak. Makinemi getirmişim, bardaklara isim ve desen yazıyorum. Millet görüyor, merak ediyor. Ailemi bu meslekle geçindiriyorum. İşler iyi Allah’a şükürler olsun. Bizimki helalinden olsun. Bin lira olacağına 500 olsun helalinden olsun” şeklinde konuştu.

  • Kütahyalı genç, TRT Sanatçısı oldu

    Kütahyalı genç, TRT Sanatçısı oldu

    Ege Üniversitesinde Konservatuvar okuyan Kütahya’nın Genç Yıldızı Veli Çelik TRT İzmir Radyosu THM Gençlik Korosu sınavlarını kazandı.Bursa Zeki Müren Güzel Sanatlar Lisesini başarı ile bitirdikten sonra İzmir Ege Üniversitesinde Ses bölümü Konservatuarı eğitimi alan Kütahyalı genç yetenek Veli Çelik, TRT İzmir Radyosunun Düzenlediği, TRT İzmir Radyosu THM Gençlik korosu sınavlarını da kazanarak TRT Sanatçısı olmayı başardı.


    Veli Çelik , “Hayallerim tek tek gerçek oluyor. Bana güvenerek güç veren büyüklerime teşekkür ediyorum. Memleketimi kültürümüzü her yerde en iyi bir şekilde tanıtacağıma inancım tamdır. Her zaman yanımda hissettiğim ve bana destek olan, Ege Bölgesi Yörük Efeler Dernek Başkanı Halil Türkel ve İzmir Kütahya Gediz Pınarbaşılılar Sosyal Dayanışma Kültür Derneği Başkanı Mehmet Akkaş, Almanya Wuppertal Kütahyalılar Dernek Başkanı İsmail Taşcıoğlu’na teşekkür ederim” dedi.

  • Nilüfer’li sanatseverler ‘Burda/yız’ da buluştu

    Nilüfer’li sanatseverler ‘Burda/yız’ da buluştu

    Nilüfer Belediyesi bünyesindeki Galeri N, özel bir sergiye ev sahipliği yapıyor. Akademisyen ve sanat eğitimcilerinden oluşan 29 sanatçının eserlerinin yer aldığı Bursa “Burda/yız” başlıklı resim sergisi, Galeri N’de sanatseverlerin izlenimine açıldı. Ressam Birce Özateş Meral’in küratörlüğünde ilki düzenlenen serginin açılışına, sanat tutkunlarının ilgisi büyüktü. Nilüfer Belediye Başkanı Turgay Erdem de eşi Zeynep Terzioğlu Erdem ile birlikte serginin açılışına katıldı. Bursa “Burda/yız” isimli resim sergisi, Gaziantep merkezli Çağdaş Sanat Topluluğu katkıları, Uluslararası Sanatçılar Birliği sanatçıları ve Bursalı sanatçıların katılımı ile gerçekleşti.


    Sergi açılışında konuşan Nilüfer Belediye Başkanı Turgay Erdem, böyle bir sergiye ev sahipliği yapmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirerek, “Bu serginin sanata ve sanatçıya önem veren Nilüfer’de açılması çok anlamlı” dedi. Mustafa Kemal Atatürk’ün “Sanatsız kalan bir milletin, hayat damarlarından biri kopmuş demektir” sözünü hatırlatan Başkan Turgay Erdem, sergide çalışmaları bulunan sanatçıları da kutladı ve katılım belgelerini verdi.
    Sergide, farklı ölçü ve teknikte, serbest temalı 29 eserin yer aldığını belirten küratör Birce Özateş Meral, “Sergimiz, ülkenin çeşitli noktalarından, çoğunluğu akademisyen ve eğitimci 29 sanatçının 29 eserini, izleyiciler ile buluşturuyor. Emekle doğmuş eserlerimiz, izleyenleri küçük bir yolculuğa çıkarsın istiyoruz” dedi.


    Bu yıl ilkini düzenledikleri sergi etkinliğini, geleneksel bir yapıya dönüştürerek her yıl tekrarlama düşüncesinde olduklarını belirten Meral, “Şehrimizdeki tüm sanatseverleri eserleri izlemeye davet ediyorum” diyerek sanatseverlere çağrıda bulundu.
    Birce Özateş Meral, “Yaşa Mustafa Kemal Paşa” adını verdiği Atatürk portresini arkadaşları adına yaptığını belirterek, bu eserini sanata ve sanatçıya desteklerinden dolayı Nilüfer Belediyesi’ne armağan ettiğini söyledi.

    Ahmet Duran Bozkuş, Aylin Bayram Badancı, Betül Soy, Birce Özateş Meral, Ejmel Yalçıntaş, Fatih Kandemir, Fatma Öztürk, Fikret Dadal, Gülendam Dolgun Çelik, Hasan Rastgeldi, Himmet Öcal, Kemal Topçu, Mona Muzo , Nilay Çevik Dirlik, Nimet Topkaç, Nurgül Demir, Oğuz Demir, Özgül Ercan Dengin, Ömer Şenol , Seçil Zenginler, Seldağ Kip, Serap Timoçin Uyuğ, Seyfi Yıldırım, Sibel Okumuş, Şeref Yeter, Turan Enginoğlu, Levent Tanyeri, Vesile Uvaçin ve Yeşim Alaçam isimli sanatçıların, plastik sanatlar ile deri işleme türünde yapılmış çok özel çalışmalarının yer aldığı sergi, 12 Kasım’a kadar izlenime açık kalacak.

  • Korkut Ata Türk Dünyası Film Festivali ödülleri sahiplerini buldu

    Korkut Ata Türk Dünyası Film Festivali ödülleri sahiplerini buldu

    Bursa’da, Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından bu yıl 2’ncisi düzenlenen Korkut Ata Türk Dünyası Film Festivali galasına katılım oldukça yoğundu. Gecede Anadolu Ateşi Dans Grubu sahne alırken, yaptıkları şovlarla seyircilerden tam not aldı. Geceye başta Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy katılırken beraberinde Bursa protokolü de yerini aldı. Merinos AKKM Osmangazi Salonu’nda gerçekleştirilen törende festival sonucu dereceye giren finalistler ödüllerini aldı. Gecede konuşan Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, ’’Bu yıl ikincisini düzenlediğimiz Korkut Ata Türk Dünyası Film Festivali vesilesiyle sizlerle bir araya gelmiş olmaktan büyük mutluluk duyuyorum. Sizleri saygıyla, muhabbetle selamlıyorum. Bu festivalin fikir aşamasından beri ilk düşüncemiz, sinema perdesi üzerinden kültür zenginliğimizi ortaya koymak; bunu mümkün olan en yüksek katılım, dolayısıyla çeşitlilik içinde yapmaktı. İlk yıl 13 ülkeydik, 42 sinema eseri seyirciyle buluşmuştu. Bu yıl 17 ülkeden 52 eser ile çıtamızı yükselttik. Katılımcı sayısının 148’e çıkmış olması, Türkiye’den de 300’ü aşkın sinema sektör temsilcisinin iştiraki, daha ikinci yılda geldiğimiz noktayı göstermesi açısından çok değerlidir. İnşallah bir sonraki festivalde bu rakamların da üstüne çıkacağız. Türk töresinin, gelenek ve göreneğinin bir abidesi olan Korkut Atamız, sözüne kopuzu yaren eder, öyle konuşurdu. Boy boylar, soy soylardı. Sanat ve zanaat, bilgenin dili ve eseri olduğunda en değerli yapıtlar ortaya çıkar, en geniş kitleye ulaşır, gönüllerde ve zihinlerde yer eder. Korkut Ata’nın kopuz çalmaya başladığında rüzgârın durduğu, dağların yerinden doğrulduğu, kuşların uçmayıp havada kaldığı ve suların akmaz olduğu menkıbesi, bu hususta halkımızın yaptığı eşsiz bir betimlemedir. Bu betimleme aslen Korkut Ata’nın manevi mertebesini resmetse de insanla birlikte bütün tabiatın onun söylediklerine kulak vermesi bana evrensellik olgusunu da çağrıştırır. Üstelik zaman, mekân ve olaylar değişse de Dede Korkut’un beslendiği değerlerin değişmemesi, evrenselliğin en doğru tanımını bizlere göstermektedir. Evrensellik özünden, değerlerinden kopmak değildir. Aksine onlara bağlı kalabilmektir. Farklılığınla evrenselliğe erişiyorsan değerlisindir. Herkes gibi olmaktan ziyade herkese örnek ve öncü olmak esastır.” diye konuştu.

    Bakan Ersoy, şunları kaydetti:

    “Unutmayalım, ağacın kökü toprağın derinine ne kadar iniyor, ne denli geniş alana yayılıyorsa boyu ve görkemi o kadar büyük, dallarının gölgesi o denli kapsayıcı olur. Bu gerçeği festivalimizde de tecrübe ediyoruz. Bakınız bu yıl ‘Doğa’ teması ile düzenlenen festivalde sanatçılarımız, sahibi değil parçası olduğumuz dünyaya dair bizlere yepyeni pencereler açtılar. Aslımızı bildiğimiz ve algımızı mümkün olduğunca geniş tuttuğumuz müddetçe, kendimizi anlatmamız ve anlaşılmamız o denli kolay olacaktır diye düşünüyorum. Ve bizim, dünyaya söyleyecek çok şeyimiz var. Sanatı, sinemayı tercüman kıldık; konuşmaya, anlatmaya devam edeceğiz. Bu yıl Korkut Ata Türk Dünyası Film Festivali ile ‘Türk Dünyası Sinema Zirvesi’nin de ikincisi gerçekleştirdik. Dün yapılan zirvede kültürel ve sanatsal iş birliği olanaklarını değerlendirmek adına güçlü bir irade ortaya koyulmuştur. Müşterek tarihi, kültürel ve toplumsal değerlerimizin güçlendirilmesi amacımıza sinema ile nasıl hizmet edebiliriz sorusunun cevaplarına dair fikir alışverişi yapılarak yol ve yöntem belirlenmiştir. Geçen yıl imzaladığımız deklarasyon ile ortaya koyduğumuz ortak adımların bir an önce atılması arzusundayız. Fikirleri inşallah hızlıca eyleme ve esere dönüştüreceğiz. Bu yıl hepsinden önemlisi, attığımız ve atmakta olduğumuz adımların güvencesi olan gençlerimiz kendilerini gösterme imkânı bulmuştur. Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan, Azerbaycan ve Tataristan’dan ikişer öğrencimizi Türkiye’de ağırladık. Buradaki arkadaşları ile beraber, 1’er dakikalık belgesel filmler çektiler. Bunlar 10 dakikalık bir belgesel yapıta dönüştü. Ben bu çalışmada öğrencilerimize rehberlik eden, yol gösteren herkese teşekkür ediyorum. Genç kardeşlerimi canı gönülden kutluyorum. Unutmayın, başarı ve başarısızlık aynı yolda yan yana ilerler. İkisini de doğru şekilde yaşamayı ve aşmayı bilin ki bu duygular sizi bir noktada durdurmasınlar. Sürekli ilerleme azminiz olsun. Yolunuzda sabırlı, inatçı ve daima arayışta olun. Bu bilinçle geçen yılların ardından geriye dönüp baktığınızda, yaşadığınız ve yaptığınız her şeyin bir kazanç olduğunu göreceksiniz. Sizleri bir kez daha tebrik ediyorum.”

    “Bu akşam “Uzun Metraj Kurmaca Film”, “Belgesel Film”, “Vefa” ve “Onur Ödülü” kategorilerinde toplam 16 ödül sahiplerini bulacak. Ben şimdiden yarışmalarda ödüle layık görülen eserlerin sahiplerini senaristinden yönetmenine, oyuncusundan teknik ekibine kadar ayrı ayrı kutluyorum.” diyerek şöyle devam etti:
    “Vefa ve Onur Ödülü sahiplerine ise vakfettikleri bir ömürlük zaman, ortaya koydukları eserler, sundukları katkı ve destekler için en kalbî saygı ve şükran duygularımı sunuyorum. Bu ödüllerin ötesinde, sanatın çatısı altında bu heyecan verici birlikteliği mümkün kılan bütün katılımcılarımıza, sanatçılarımıza teşekkür ediyorum. İyi ki varsınız. Yine Türk dünyasının ve tarihi bağlarla asırları paylaştığımız coğrafyaların kültür ve gönül beraberliğini sağlayan değerli mevkidaşlarıma, heyet başkanlarımıza, genel sekreterlerimize, ilgili bütün kurum ve kuruluş yetkililerine en kalbi şükranlarımı sunuyorum. 2022 Türk Dünyası Kültür Başkenti Bursa’da gerçekleşen 5 günlük bu kültür ve sinema şöleni şimdilik sona eriyor. Elbette bu bir veda değil. Daha fazla katılımcı ve daha fazla film temennisiyle, Korkut Ata Türk Dünyası Film Festivali’nin üçüncüsünde buluşmak için sözleşiyoruz sadece. Dilerim ki bu sanat çatısı altında birlik ve beraberliğimiz daim olsun. Yerli karadağlarımız yıkılmasın, gölgelice kaba ağacımız kesilmesin inşallah. Hepinize saygılar sunuyorum.’’

  • Kafes değil sanat eseri

    Kafes değil sanat eseri

    Fabrikada işçi olarak çalışan Ergün Vatansever, boş zamanlarında hobi olarak kuşlar için el işçiliğiyle ahşap kafesler yapıyor.

    Bir kafesi yapmak için 25 gün zaman ayırdığı oluyor. Kıl testereyle ahşabı santim santim keserek şekil veren usta ortaya sanat eseri gibi kafesler çıkartıyor. Ustanın büyük emek vererek yaptığı kafesler ise yurt içi ve yurt dışından büyük talep görüyor. Usta sanat eseri gibi kafeslerini 3 bin 500 lira ile 10 bin lira arasında değişen fiyatlarla satıyor. Ustanın kafeslerinden almak isteyenler ise aylar öncesinden sıraya girerek siparişlerini veriyor.

    Bu işe hobi olarak başladığını ifade eden Ergün Vatansever, “Ben bir fabrikada uzun yıllardır çalışmaktayım, boş zamanlarımda vakit geçirmek için hobi edinmeye karar verdim, ustam Ali Kalktı’dan kafes yapım işini öğrendim, boş zamanlarımda özel ağaçları kıl testereyle keserek kafes haline dönüştürüyorum. Çok ince işçilik istiyor. Bazen bir kafesi yapmam 25 günümü buluyor. İstenilen büyüklükteki ve malzemeden kafesi yaparak müşterilerime teslim ediyor. Yurt dışından ve yurt içinden büyük talep görüyor. kafesleri yaptığım işleme ve kullandığım malzemeye göre 3 bin 500 ila 10 bin lira arasında değişen fiyatlara satıyorum” dedi.

  • Bursa’da sanatsal Balkan esintileri

    Bursa’da sanatsal Balkan esintileri

    Düzenlediği birbirinden farklı etkinliklerle Bursa’nın kültür sanat hayatına zenginlik katan Büyükşehir Belediyesi, bu kez uluslararası düzeyde desteklenen 2022 Balkan Esintileri Sergisi’ne ev sahipliği yaptı. Ressam Şefik Bursalı Sanat Galerisindeki serginin açılış törenine, Bursa Büyükşehir Belediyesi Başkanvekili Halide Serpil Şahin ile Kuzey Makedonya Kültür Bakanlığı Devlet Danışmanı ve El Hilal Derneği Başkanı Behicuddin Şehabi ile sanatseverler katıldı.

    Kuzey Makedonyalı ressamlar Lulzime Leka Mulaku ve İsmane Mehdi’nin resimleri ile sanatçı Adem Saliu’nin dijital sanat çalışmalarının yer aldığı serginin açılışında konuşan Büyükşehir Belediye Başkanvekili Şahin, “Belediyecilik sadece teknik işlerden ibaret değildir. Kültür, sanat ve eğitim konuları da ayrıca belediyelerin önem verdiği konulardır. Bu alanları boş bıraktığımız zaman şehrin ruhunu da kaybetmiş oluruz. Bursa gibi kültür şehrinde yaşıyorsak, sorumluluğumuz daha da artmaktadır. Bursa, aynı zamanda kültür harmanıdır. Balkan kökenli birçok vatandaşımız Bursa’da yaşamakta ve şehre değer katmaktadır. Balkanlara yönelik çok sayıda faaliyetimiz oldu ve olmaya da devam edecek. Özellikle Kuzey Makedonya ile sağlam bağlarımız var. Kültür köprüleri kurmanın en iyi yolu, sanat ve edebiyatın birleştirici havasını teneffüs etmektir. Sanatın ve edebiyatın hayatı güzelleştiren bir yönü var. 2022 Balkan Esintileri Sergisi’ni Bursa’da açtığımız için mutlu olduğumuzu ifade etmek isterim” dedi.

    Kuzey Makedonya Kültür Bakanlığı Devlet Danışmanı Behicüddin Şehabi, Bursa ile Kuzey Makedonya arasında pek çok alanda önemli işbirlikleri olduğunu belirterek, kültürel ve sanatsal etkileşimin bundan sonra da devam edeceğini söyledi.

  • Bursa’da ‘Anadolu’dan Çanakkale’ye’ zafer konseri

    Bursa’da ‘Anadolu’dan Çanakkale’ye’ zafer konseri

    Bursa Büyükşehir Belediyesi Orkestra Şube Müdürlüğü Türk Halk Müziği Bölümü Öğrenci Korosu ‘Anadolu’dan Çanakkale’ye’ konseptiyle 18 Mart Çanakkale Zaferi anısına konser verdi.

    Şefliğini Türk Halk Müziği Bölümü sanatçı ve öğretmenlerinden Hamit Gazigil’in üstlendiği, içerisinde tiyatral gösterimlerle dönem ruhunun da yansıtıldığı gecede, sunumdan orkestraya, koristlerden solistlere kadar sahnede yer alan ekip tamamıyla Türk halk müziği bölümü öğrencilerinden oluştu.

    Öğrenciler, bölüm derslerinden arta kalan zamanlarda, Hamit Gazigil şefliğinde, özverili çalışma ve gayretleri ile hazırladıkları konser sonrası, Bursalı sanatseverler tarafından uzun süre ayakta alkışlandı. Konser sonunda Büyükşehir Belediyesi Başkanvekili Süleyman Çelik, şefe çiçeğini takdim ederek, sahnede yer alan öğrencileri tebrik etti.

    Başkanvekili Süleyman Çelik, Orkestra Şube Müdürü Muhterem Çevik, THM Bölüm Başkanı Nilüfer Göl, THM Bölüm Başkan Yardımcısı Anıl Aşkıner Saper, daha sonra koronun yanına geçip final parçası ile konseri sonlandırdı.