Etiket: Sanat

  • Sanatkarının elinde yeniden hayat buldu

    Sanatkarının elinde yeniden hayat buldu

    Hata kabul etmeyen ve çok ince işçilik isteyen hat sanatını icra ederken oluşan yanlışların düzeltilmesi amacıyla kullanılan ve zanaatkarının yol arkadaşı olan tashih bıçağı, Karazeybek tarafından yeniden yorumlandı.

    Boynuz, kemik, pirinç ve doğal taşlarla bezenerek hazırlanan 22 hat tashih bıçağı, Büyükşehir Belediyesince Merinos Atatürk Kongre ve Kültür Merkezi’nde yarın açılacak Bursa Bıçak Festivali‘nde sergilenecek.

    Sedefkar Zafer Karazeybek, Bursa’ya 2000 yılında Osman Gazi Türbesi’nin restorasyonu için geldiğini, bu çalışmanın ardından da kentin entelektüel çevresini tanımaya başladığını söyledi.

    Bu süreçte şehrin kıymetli bıçak sanatçılarıyla bir araya geldiğini belirten Karazeybek, “Bunların hepsi antikacıydı, rahmetli oldular ama Bursa bıçağı konusunda getirdikleri enformasyonlarla oldukça bilgi sahibi yaptılar. Onların yaptığı parçaları onarmaya başladım. Bursa bıçakçılığını bir yandan tanırken bir taraftan da benim yaptığım süsleme tekniklerini, sedefkar olduğum için süsleme işlemeciliği konusunda onlara katkıda bulunayım diye yaptığım işleri gösteriyordum.” dedi.

    Karazeybek, kentteki bıçakları ve müzelerdeki eşyaları tanıdığı süreçte Bursalı hattat dostlar edindiğini ve onların taleplerini de karşılamaya başladığını dile getirerek, şöyle devam etti:

    Kalemtıraşlar, üzerinde kamış kalemin kesildiği makta ve tashih bıçakları yani hat eserlerinin temizlenmesi konusunda çok ince uçlu bıçak uçların yapılması gerekiyordu. Tüm bu sanatları birleştirerek böyle bir sergiyle çıkayım hem Bursa Büyükşehir Belediyesi Kültür İşleri Daire Başkanlığı Müzeler Şube Müdürlüğünün davetine bıçakçılık sergisi olması cihetiyle katılayım hem de yaptığım işleri bıçakçı esnafıyla, onların yapacağı bıçakların saplarını birtakım süslemeler de yapabilme konusunda örnekler teşkil etsin yaptığım işler diye birkaç amaçlı düşündüm. Yani bir tarafıyla hat gereçleri gibi gözükse de yaptığım işler, diğer tarafıyla Bursa bıçakçılığını da tanıtması açısından önemliydi. Bir sanatkar, ‘Bursa’ya ne gibi hizmetlerde bulunulabilir?’ diye bakar öncelikle. 39’uncu yılda da Tashih Bıçakları Sergisi nasipmiş.

    2 ayda 22 eser hazırladı

    Zafer Karazeybek, eserlerinde farklı materyalleri ve teknikleri bir arada kullandığını dile getirdi.

    Özellikle antika dünyasının da çok iyi bildiği kemik, boynuz, abanoz ağacı, bağa (kaplumbağa kabuğu) ve özellikle bu sergi için “şahmerdan”, “Afgan yeşimi” tabir edilen taş oyma işçiliği, mercan gibi işler yaptığını aktaran Karazeybek, “Ham maddeler kullandım ama bunların içinde ‘çeşmibülbül’ denilen bir tarz var. Kıvrımlı döner kabartmaları olan rölyefler, kuka ağacının üzerinde imamede kullanılan oymalar gibi rölyef çalışmalar. Bu çalışmanın orijinalitesinde özellikle uçlarda vurguları yapmaya çalıştım.” diye konuştu.

    Tashih bıçağı çalışması kapsamında 2 aylık süreçte 22 eser hazırladığı bilgisini verdi.

    Bursa’nın kültür ve sanat dünyasına katkıda bulunmak için birçok geleneksel iş yaptığına değinen Karazeybek, “Şu anda Amerika’da Müzik Aletleri Müzesinde rebap müzik aleti var. İngiltere’de ayna var. Birçok müzede geleneksel sanatlar konusunda ve antikalar konusunda güzel işlerim var. Kolay olmadı ama keyifli geçti. Uzun yıllardır bu işlerle uğraşıyorum. Umarım bu sergi Türkiye’ye bir yeni renk, yeni bir doku getirir ve Bursa’mızın, Türkiye’de tanıtılmasına vesile olur.” değerlendirmesinde bulundu.

  • Büyükşehir’den sanata ve sanatçıya destek

    Büyükşehir’den sanata ve sanatçıya destek

    Harabe haldeki salonun depoya dönüştürüleceği iddiaları gerçeği yansıtmazken, sahne yenilendikten sonra kentteki tüm tiyatro grupları tarafından kullanılabilecek.

    Bursa Büyükşehir Belediyesi, kentte sanata ve sanatçıya değer katan çalışmalarına bir yenisini daha ekliyor. Büyükşehir Belediyesi’nin Heykel’deki Sosyal Hizmetler Daire Başkanlığı binasının alt katında bulunan ve 12 yıldır Bursa Kültür Sanat Derneği’ne tahsisli olan tiyatro sahnesinin modernize edilerek, kentteki tüm tiyatro gruplarına açılması için düğmeye basıldı. Yıllardır dernek tarafından kullanılan ve bakımsızlık yüzünden neredeyse kullanılamaz hale gelen salondan, derneğin tahliyesi gerçekleştirildi. Gerekli bakımları yapmayıp, salonun neredeyse harabe haline gelmesine yol açan ilgili dernek yönetimi, sahnenin “depoya dönüştürüleceği” iddialarıyla algı oluşturmaya çalıştırırken, gerçeği yansıtmayan bu iddiaların aksine sahne modernize edilip, yeniden Bursa tiyatrosunun hizmetine sunulacak. Sahne bundan sonra tamamen Büyükşehir Belediyesi kontrolünde olacağı için hem tüm tiyatro gruplarının kullanımı için hakkaniyetli bir yöntem uygulanacak hem de kültür sanat adına çalışma yapmak isteyen herkesin sahneden yararlanması sağlanacak.


    “Bu nasıl düşmanlık”

    Öte yandan sahneyi yıllardır kullanıp, bakımsız hale getiren ve tahliye edildikten sonra da Büyükşehir Belediyesi’ni ‘sanat düşmanlığı’ ile suçlayan Bursa Kültür Sanat Derneği’ne en net cevap Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş’tan geldi. Sanatın her dalında önemli aktiviteler hayata geçirdiklerini hatırlatan Başkan Aktaş, sadece tiyatro başlığından verdiği örneklerle sanata ve sanatçıya nasıl sahip çıktıklarını anlattı.

    Büyükşehir Belediyesi olarak 26 yıldır Uluslararası Çocuk ve Gençlik Tiyatroları Festivaline imza attıklarını kaydeden Başkan Aktaş, Güney Marmara Tiyatro Kooperatifi işbirliğiyle iki yıldır da Ulusal İşçi Tiyatroları Festivali düzenlediklerini söyledi. Özellikle pandemi sürecinde işleri tamamen durma noktasına gelen tiyatrocular başta olmak üzere tüm sokak sanatçılarına nefes olduklarını ve Sokak Sanatçıları Festivali’ni de hayata geçirip, sanatçılara ekonomik destek sağladıklarını kaydeden Başkan Aktaş, “Tüm bunları bilerek, hatta bu etkinliklerden yararlanarak bizi sanat düşmanı olmakla suçlamak gerçekten vicdansızlık. Büyükşehir olarak bugüne kadar hep sanatın ve sanatçının yanında olduk ve olmaya devam edeceğiz. Söz konusu sahnenin de depo yapılmak üzere boşaltıldığı iddiaları tamamen gerçek dışı. Mevcut haliyle bırakın sanat yapmayı burada sağlıklı bir şekilde oturmak bile mümkün değil. Tiyatro severlerin hiç kuşkusu olmasın. Burayı Bursa’nın en modern sahnelerinden biri haline getireceğiz” diye konuştu.

  • Eşi ölünce kendini sanata adadı

    Eşi ölünce kendini sanata adadı

    Eskişehir’de yaşayan emekli öğretmen Sabri Akar, 6 yıl önce eşinin vefatından sonra yağlı boya çalışmalarına başlarken, 4 yıldır da ahşap yakma sanatına merak saldı. Bu 4 yılda yaklaşık 400 esere imza atan emekli öğretmen Sabri Akar ilk resmi sergisini Bilecik’te açtı. Bilecik Müzesinde 50 adet ahşap yakma sanatıyla yaptığı Atatürk portesinden oluşan sergisinin vatandaşların beğenisine sunan Sabri Akar, buradaki ilgiden çık memnun olduğunu söyledi. Akar, “Sınıf öğretmeniyim emekli.

    Ahşap yakma sanatını 4 sene önce öğrendim kendi gayretimle herhangi birisinin göstermesi olmadan. 4 senedir 400 e yakın resim yaptım. Ben kendim esasen yağlı boya resimler yapıyordum beş altı sene önce başladım resim yapmaya, eşimin vefatından sonra başladım. Boş zamanlarımı değerlendirmek amacıyla sonra ahşap yakmayı öğrenmek için kendimi avutmak maksadıyla. Atatürk resimleri yaparak başladım serbest resimlerimde var” dedi.

    “Kimse elimden tutmadı öğreten olmadı birçok zorlukları aşarak kendi kendime öğrendim”

    Akar açıklamasının devamında, “Ben Bursa’da Ali Osman Sönmez Huzurevinde kalırken 2 buçuk senede yedi defa sergi açtım. Birçok karma sergilere katıldım. Ahşap yakma sanatını ülkemizde pek fazla bilen yok ayrıca mesela ahşap yakmanın yakılmasında kullanılan makineleri yapanlar yok. Mesela benim biraz sonra göstereceğim makineyi ben kendim yaptım. Bu sanatı bana gösteren olmadı bu sanatın inceliklerini gösteren olmadı. Mesela ilk başladığımda ahşap kontra plağın zımparalandığını dahi bilmiyordum. Birçok çalışmam zımparalanmamış ahşaplar üzerine yapılmıştır sonradan bunun zımparalandığını öğrendim. Kimse elimden tutmadı öğreten olmadı birçok zorlukları aşarak kendi kendime öğrendim” dedi.

  • “Kuşatıcı bir yaklaşımla hareket ediyoruz”

    “Kuşatıcı bir yaklaşımla hareket ediyoruz”

    İstanbul Modern’i ziyaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, burada bir konuşma yaptı. Sözlerine gençlerin 19 Mayıs Atatürk’ü Anma ve Spor Bayramı’nı tebrik ederek başlayarak Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Atatürk başta olmak üzere muzaffer ordumuzu hürmetle, şükranla anıyoruz. İnşallah biz de Cumhuriyetimizin 100. yıl dönümünde Türkiye Yüzyılı’nın inşasını başlatıyoruz. Gelecek nesillerimize güçlü Türkiye bırakmak istiyoruz. Geleceğimizin teminatı olarak gördüğümüz evlatlarımıza üzerinde gururla yaşayabilecekleri büyük ve güçlü bir Türkiye bırakmak istiyoruz. Bununla ilgili çalışmalarımızı da zaten uzun süredir yürütüyoruz. Her yıl ortalama yüzde 5.5 oranında büyüyerek milli gelirimizi 236 milyar dolardan 1 trilyon dolar sınırına getirmek bunun hazırlığıdır. İstihdamı, ihracatı, turizmi, 3 kat, 5 kat, 10 kat artırmak bunun hazırlığıdır. Hedeflediğimiz büyük şahlanışı gerçekleştirebilmemiz için ihtiyacımız olan ne varsa hepsini tek tek tamamlayarak ülkemizi bugünlere hazırladık. İnşallah önümüzdeki dönemde çok daha güçlü, çok daha kararlı bir şekilde kalkınma hamlelerimizi sürdüreceğiz. Cumhuriyetimizin 100. yıl dönümünü 85 milyon olarak hep birlikte ülkemize ve milletimize yakışır bir özgüvenle kutlayacağız. Cumhuriyet tarihi boyunca sözü en çok edilip de icraatı en az yapılan işlerin başında kültür sanat geliyor. Bizden önceki medeniyetlerin mirası olarak devraldığımız değerleri bir kenara bırakırsak, maalesef özgün kültür sanat ürünlerini ortaya çıkarmada uzun bir süre arzu ettiğimiz mesafeyi kat edemedik. Bunun için hiç uzağa gitmeye gerek yok. Hepimizin içinde yaşadığı İstanbul’un son bir asırdaki serencamını şöyle bir gözden geçirmek dahi bu hakikati ispatlamaya yeterlidir” dedi.

    “İstanbul’a güçlü bir kültür sanat altyapısı kazandıracak ilk adımları attık”

    İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı görevini devraldığı günleri hatırladığını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu şehirde Osmanlı döneminden kalma kültür sanat eserlerinin çoğu tahrip edilmiş, görmezden gelinmişti. Cumhuriyet döneminde yapılan 3-5 eser ise ne şehrin potansiyelini taşıyabilecek ne de ihtiyaçlarını karşılayabilecek durumdaydı. Biz belediye başkanlığı dönemimizde sadece şehrin su, temizlik, ulaşım, çevre ve diğer sorunlarını çözmekle kalmadık, aynı zamanda İstanbul’a güçlü bir kültür sanat altyapısı kazandıracak ilk adımları da attık. Bunlardan en önemlisi Haliç Kongre Merkezi’dir. Haliç Kongre Merkezi’nin durumunu, çevresini İstanbullular gayet iyi bilir. Orası mezbahaların olduğu yerdi. Mezbahaların olduğu yeri şu anda Haliç Kongre Merkezi’ne dönüştürdük. Başbakanlığımız ve Cumhurbaşkanlığımız döneminde ülke genelinde bu hassasiyeti önümüze çıkartılan engellere rağmen hiç kaybetmedik. Taksim’deki temelinden yıkılmaya başlayan Atatürk Kültür Merkezi binasını daha iyisini, İstanbul’a daha yakışanını yapmak için harekete geçtiğimizde bize neler dendiğini hatırlayın.

    Aynı şekilde Muhsin Ertuğrul Tiyatrosu’nu yıkıyoruz, buraya daha güzelini, daha büyüğünü yapacağız dediğimizde de neler yaptıklarını hatırlayın. Hemen yanı başında da biz şimdi burada 40 metre derine giriyoruz dediğimizde neler söylendiğini hatırlayın. Biz 40 metre derine orada girdik, 17 metre derinde İstanbul Kongre Merkezi’ni yaptık. Burası 3 bin ila 4 bin kişi kapasiteli bir kongre merkezi oldu. İstanbul’un en büyük kongre merkezi. Tarihi yarımadayı geliştirmek için attığımız her adımda bize neler yaptılar neler. Ama biz aldırış etmedik, işimize baktık. Hatta içinde bulunduğumuz şu sahil malum antrepolarla doluydu. Bu antrepolar da iş görmez, işe yaramaz haldeydi ve 4 nolu antrepo da bizden talep edildiğinde biz bu antreponun böyle bir dönüşüme hazır olması için doğrusu pek de umudum yoktu. Ama Oya Hanım, Bülent Bey, Eczacıbaşı ailesi bu işi çok kararlı şekilde ele aldılar. İlk etabında 4 nolu antrepo hemen hamdolsun bir müzeye dönüştü. Ama İstanbul Modern olarak bu işin ikinci etabına da girilince şu andaki İstanbul Modern’i görmüş olduk ve bununla da inanıyorum ki dünya İstanbul’u İstanbul Modern’le çok daha farklı şekilde tanıyacaktır, tanışacaktır. Gerek bakanlıklarımız gerek belediyelerimiz her biri şehrin kültür ve sanat hayatına katılan yeni bir renk olan kültür merkezlerine, kütüphanelerine çıkarılan zorlukları da hatırlayalım. Rami Kışlası bunlardan bir tanesi” dedi.

    “Kültür ve sanat hayatımıza zenginlik katacak, bu alanda çeşitliliği artıracak her türlü eseri, her türlü projeyi teşvik ediyoruz”

    Rami Kışlası’nın Ankara’daki Millet Kütüphanesi’nden sonra en büyük kütüphane olduğunu, dolup taştığını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Rami Kışlası 24 saat gençlere açık, ikramlarıyla, her şeyiyle bir başka. Nasip olursa bugün Rami Kışlası’nda gençlerle bir araya geleceğim. Onlarla bu bayramı inşallah kutlayacağız. Sokaklarımızın ateşe verilmesinden edep ve insanlık sınırını aşan hakaretlere varıncaya kadar her yola başvurdular. Farklı düşünen sanatçılarımızı tehdit ettiler. Üzerlerine mahalle baskısı kurarak, bir korku iklimi oluşturarak bu insanları sindirmeye çalıştılar. Ülkenin, milletin, hatta doğrudan sanatçılarımızın hayrına olan işlerde bile maalesef bu hoyrat tavırlarından vazgeçmediler. Biz bu sıkıntıların hepsini de göğüsledik, her tuzağı bozduk, her engeli aştık ve bugünlere geldik. Türkiye’nin tüm kültür ve sanat hazinesini en üst düzeyde, en verimli şekilde değerlendirmenin çabası içindeyiz. Kültür ve sanat hayatımıza zenginlik katacak, bu alanda çeşitliliği artıracak her türlü eseri, her türlü projeyi teşvik ediyoruz. Sanatımıza katkı veren herkese, tüm sanatçılarımıza destek olmayı görev telakki ediyoruz. Sanatçıları ve sanat dalları arasında ayrım yapan değil, tüm değerlerini bağrına basan kuşatıcı bir yaklaşımla hareket ediyoruz. Eskiden resmi ideoloji tarafından cezalandırılmış, yasaklanmış, ötelenmiş kim varsa hepsine kucak açtık. Türk şiirinin duayen ismi Nazım Hikmet’e vatandaşlıktan çıkarıldıktan 58 yıl sonra yeniden Türk vatandaşlığı veren biz olduk. Bir yandan yılların ihmallerini giderip yanlışlarını düzeltirken, diğer yandan da yerelden evrensele uzanan yeni bir anlayışı hakim kıldık. Hiçbir komplekse kapılmadan insanlığını ortak birikiminden azami derecede istifadenin gayretindeyiz. Her yıl tevdi ettiğimiz Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülleri’mizle kültür sanat insanlarımıza sahip çıkıyoruz. Ülkemize, sanatçılarımıza, sanatseverlere hizmet edecek abide eserlerle kültür sanat dünyamızın fiziki altyapısını güçlendiriyoruz. İstanbul’a Atatürk Kültür Merkezi’ni, Ankara’ya Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası Binası’nı kazandırarak önemli bir eksiği giderdik. Bir bütün olarak Cumhurbaşkanlığı Külliyesi ve bilhassa da Kongre Kültür Merkezi Sergi Salonu ve Millet Kütüphanesi gibi özgün mimari ürünü yapılarımızla tarihe imza attık. Her ne kadar birileri ısrarla bu eserleri karalamak için yalan ve iftira kampanyaları yürütse de milletimiz bu değeri görüyor, takdir ediyor” ifadelerini kullandı.

    “Kültür merkezlerimizin sayısını 42’den 122’e çıkardık”

    Kültür merkezlerinin sayısını 42’den 122’e çıkardıklarını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Son yıllarda belediyelerimiz de kendi şehirlerine gerçekten estetik ürünü ve gayet işlevsel kültür merkezleri kazandırdılar. İstanbul’dan Gaziantep’e ülkemizin her yerinde bu örnekleri bizzat gördük. Yurt içinde 5 bin 800 vakıf kültür varlığının restorasyon ve onarımını gerçekleştirdik. Ülke genelinde 165 müzeyi mevcut yerlerinde onarım, restorasyon ve düzenlemeleri ile tamamen yeniledik. Ayrıca 59 yeni müzeyi ilk kez ziyarete açarken, 23 müzemizin de binasını yeniden yaptık. Koleksiyonu ile dünyanın sayılı örnekleri arasında yer alan Anadolu Medeniyetler Müzesi’ni restore ettik. İslam Medeniyetleri Müzesi’nden, İstanbul Resim ve Heykel Müzesi’ne, İzmir Kültür Sanat fabrikamızdan Adana Milli Mensucat fabrikası müzesine kadar nice eseri ülkemize kazandırdık. Türkiye’den yurt dışına kaçırılan eserlerin tekrar vatanına dönmesi için yoğun çaba sarf ettik. Bir bölümünü naklettik. Halen çalışmaları devam eden birçok obje var. Yaptığımız hukuki diplomatik çalışmalar neticesinde şimdiye kadar yaklaşık 12 bin eseri yeniden ait olduğu topraklara kavuşturduk. Her alanda sanatın ve sanatçılarımızın yanında olmayı görev addediyoruz. Levent’te Kaptanıderya Barbaros Hayrettin Paşa Camii en önemli tezhip sanatının, hat sanatının işlendiği bir camimiz olmuştur. Gerçekten bu eserle de ayrıca övünüyoruz. Çünkü bölgede tezhip noktasında bu kadar ağırlıklı bir eseri İstanbul’umuza kazandırmak bizlere ayrı bir iftihar vesilesi oldu” dedi.
    “Amacımız Cumhuriyetimizin 100. yılını kutlayacağımız 2023’e daha güçlü, daha üretken, daha zengin ve özgür bir iklimde girmektir. Bu yolda Türkiye’nin değerlerini tüm renkleri ile kucaklamaya devam edeceğiz” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
    “Bugün çok yönlü gayretlerimizin, ortak çabalarımızın yeni bir sevincini daha paylaşmak üzere bir aradayız. Türkiye’nin ilk modern ve çağdaş ve sanat müzesi İstanbul Modern’in binasını sanat camiasına kazandırmaktan dolayı Eczacıbaşı ailesine çok teşekkür ediyorum. İstanbul Modern, ülkemizin birikiminin küresel ölçekte paylaşılmasına ve geleceğe aktarılmasına vesile oldu. Dünyanın dört bir yanından eserler, sanat ürünleri İstanbulluların ve milletimizin beğenisine sunuldu. Şimdiye kadar 8,5 milyon ziyaretçiyi ağırlayan İstanbul Modern’in eğitim programları ile 850 bin çocuk ve gencimize ulaşmasını ben kıymetli buluyorum. Her yaş ve kesimden insanımızı sanatla tanıştıran ve sevdiren İstanbul Modern’in önemli bir boşluğu doldurduğunu da görüyoruz. Cumhuriyetimizin 100. yılına bir armağan olarak değerlendirdiğim İstanbul Modern’in yeni binasının şehrimize çok ama çok büyük değer katacağına inanıyorum. İstanbul Modern yeni binasıyla önümüzdeki dönem Türkiye’nin en prestijli çağdaş sanat merkezlerinden biri olmayı sürdürecektir. İstanbul Modern’in yeni binasının ülkemize ve şehrimize hayırlı olmasını diliyorum. Çok daha farklı bir şey ifade ediyorum. Bu bir zihinsel devrimin de önemli adımıdır diye ifade ediyorum.”

  • Gençlerden büyük başarı

    Gençlerden büyük başarı

    Kocaeli Büyükşehir Belediyesi, 9-16 yaş arası çocuk ve gençlerin kendilerini topluma duyarlı bilim insanı ve mühendis olarak görmelerini sağlayan, FIRST LEGO League Challenge uluslararası yarışmaya katılan Robo-Gobi robotik takımının yanında oldu. 2022-2023 Bilim Kahramanları Buluşuyor/FIRST LEGO League Challenge çerçevesinde Eskişehir’de yapılan bölge turnuvasına katılan Gölcüklü gençler, şampiyon oldu.

    Bölge Şampiyonu olan öğrenciler haziran ayında İzmir’de yapılacak Türkiye Turnuvasına katılmaya hak kazandı. Yarışmanın finali ise Amerika’da gerçekleşecek.

  • “Eğitimde, sanatta, teknolojide kendimizi eğiteceğiz’’

    “Eğitimde, sanatta, teknolojide kendimizi eğiteceğiz’’

    Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı ve İstanbul 1. Bölge Milletvekili Adayı Murat Kurum, İstanbul’da seçim çalışmalarına hız kesmeden devam ediyor. Üsküdar’da Valide Sultan gemisinde ilk defa oy kullanacak gençlerle buluşan Bakan Kurum’a Üsküdar Belediye Başkanı Hilmi Türkmen de eşlik etti. Gençlerle hatıra fotoğrafı çekilerek sohbet eden Bakan Kurum, “Kendi ürettiğimiz yerli helikopterimiz, insansız hava araçlarımız, SİHA’mız, İHA’mızla tüm dünyaya meydan okuyoruz. Kendi uçaklarınızı, gemilerinizi yaparsanız ve her alanda kendine yeten bir ülke olursanız büyük ülke olursunuz, güçlü ülke olursunuz. Ülkemizin, bayrağımızın, vatanımızın bağımsızlığı için mücadele ediyoruz. Sevgili gençler, ülke olmazsa, vatan olmazsa biz olmayız. Güzel sahip çıkacaksınız. Bu vatanın geleceğine sizler sahip çıkacaksınız. Ve eminiz ki bizden aldığınız bayrağı ama belediye başkanı olarak ama milletvekili olarak ama bakan olarak çok daha iyisini yapacaksınız, biz buna yürekten inanıyoruz. Biz öyle bir milletiz ki zor günlerde beraber olmayı biliriz. Birbirimize destek olmayı biliriz. 11 ilimizde 14 milyon vatandaşımızın etkilendiği bir depremle 6 Şubat sabahı büyük bir acıyla uyandık. Ve burada da Hatay’dan, Malatya’dan, Adıyaman’dan kardeşlerimiz var.

    Öncelikle ben vefat eden 50 bin 400 kardeşimize, canımıza Allah’tan rahmet diliyorum, tüm yakınlarına başsağlığı diliyorum. Biz biliyoruz ki bütün Türkiye’nin gönlü, kalbi deprem bölgesinde. 21 yıldır hep mücadele ediyoruz. Sebebi aslında sizlere daha iyi bir gelecek ve gençlerimiz için işte kurduğumuz hayalleri bir bir gerçekleştirelim. Tek amacımız, tek hedefimiz buydu. Bu anlayışla çalışacağız ve hep birlikte gençliğin yüzyılını inşa edeceğiz. Sizlerle birlikte inşa edeceğiz. Eğitimde, sanatta, sporda, teknolojide, sanayide kendimizi eğiteceğiz. Kendi doğalgazımızı bakın ne yaptık, çıkardık. Enerjide dışa bağımlı olmazsanız güçlü olursunuz. Kendi topunuzu, kendi SİHA’nızı üretirseniz dünyada söz sahibi olursunuz. Ben bir taraftan çevre ve iklim değişikliğiyle mücadele ediyorum. Bunların sebeplerine de baktığınızda işte sizin yaşayabileceğiniz bir İstanbul’u, Üsküdar’ı inşa etmek. İklim değişikliğiyle de aynı şekilde mücadele ediyoruz sevgili gençler. İklim değişikliği bundan sonraki süreçte sizin hayatınızda her dalda karşınıza çıkacak. Yani iklim değişikliğiyle mücadele önemli” dedi.
    Gençlere yönelik yapılan projelere değinen Bakan Kurum, “18 yaşındaki gençlerimizden 2 milyon başvuru oldu, ev sahibi oldular. 2 milyona yüzde 20 kontenjan ayırdık ve 50 bin gencimiz ev sahibi oldu. Aylık 10 gigabyte internet gençlerimiz için Sayın Cumhurbaşkanımız gençlerimize müjdeledi ve önümüzdeki 5 yılda da 6 milyon gencimiz mezun olduktan sonra o alanlarda istihdam bulabilecek” dedi.

    “Bu güzel ülkemizin geleceğini, yarınlarını sizler devralacak, çok daha iyi noktalara taşıyacaksınız”

    Üsküdar Belediye Başkanı Hilmi Türkmen ise, “Huzurlarınızda sayın bakanımıza ve ekibine teşekkür ediyoruz. Çok büyük bir deprem yaşadık sevgili gençler. Bu depremden normalde 13, 14 milyon insanımız direkt etkilense de aslında bir millet olarak topyekun bu güzel ülkemizin vatandaşları olarak hepimiz etkilendik. Ama her afette olduğu gibi daha önce de salgında bir arada olduk sevgili gençler. Covid’le mücadele ettik. Ne yazık ki büyük bir deprem oldu. Bu afetlerden Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde yakın çalışma ekibi, sayın bakanlarımız, milletvekillerimiz, belediyelerimiz vatandaşların bu zor zamanlarda yanında olmaya çalıştık ki onların öncülerinden birisi de Sayın Bakanımız Murat Kurum Beyefendi. Yani deprem olduğu andan itibaren aradan saat geçmeden felaket bölgesinde sel oluyor ve anında bakıyoruz buralarda. Böyle bir iş tutuş şeklimiz var Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde. Allah hepsinden razı olsun. Bu güzel ülkemizin geleceğini, yarınlarını sizler devralacak, çok daha iyi noktalara taşıyacaksınız” dedi.

    “İstihdamda kadın sayısını 6 milyondan 10 buçuk milyona çıkardık’’

    Bakan Kurum, ardından kadın seçmenlerle kahvaltı programına katıldı. Burada konuşan Bakan Kurum, “Şairin dediği gibi bir kadındır toprağı vatan, evi yuvan yapan. Sizler hem evimizi yuva yapıyorsunuz hem bizlere, hem de çocuğunuza bakıyorsunuz. Aileleriniz için çok büyük fedakarlıklar yapıyorsunuz. Allah hepinizden razı olsun. Tarihimizde olduğu gibi ülkemizi her daim geleceğe taşıyacak olan kadınlarımızdır. AK Parti olarak kadınlarımızın hak ve hürriyetlerinin genişlediği dönemi 21 yıldır yaşıyoruz. 21 yılda hem çalışma hayatında hem de aile hayatında her zaman kadınlarımıza destek olduk. İstihdamda kadın sayısını 6 milyondan 10 buçuk milyona çıkardık. Neredeyse iki katına çıkardık. İŞKUR ve KOSGEB’ler ile kadınlar üretti, iş yeri sahibi haline geldi. Ülkemizi kadına şiddet noktasında bu ayıptan kurtarmak için eğitimden istihdama kadar her alanda birlikte çalıştık. Kadınlarımız ülkemizi en güçlü şekilde temsil etsin diye TBMM’de en yüksek kadın temsil oranına ulaştık. Ev hanımlarımıza emeklilik hakkı getiriyoruz. Emekli olmak isteyen kardeşlerimizin primlerinin üçte birini devletimiz karşılıyor” diye konuştu.

  • Bursa’da Karadeniz rüzgarı

    Bursa’da Karadeniz rüzgarı

    Müzikseverlerin yoğun ilgi gösterdiği Şef Hamit Gazigil yönetiminde gerçekleşen konserde; Samsun’dan Bartın’a, Tokat’tan Trabzon’a, Giresun’dan Artvin’e, Rize’den Ordu’ya kadar Karadeniz’in her bölgesinden türküler seslendirildi. Aynı zamanda tiyatral gösterilerle bütünleşen konser, salonu dolduran izleyicilerden büyük beğeni topladı.


    Konserin ikinci bölümünde Karadeniz’in usta sesi TRT Sanatçısı İbrahim Can, sahnedeki enerjisi, güzel sesi ve repertuvarındaki hareketli türküleriyle, herkesin gönlünde taht kurdu. Konser sonunda konuk sanatçı İbrahim Can ve şef Hamit Gazigil’e Büyükşehir Belediyesi Başkanvekili Fethi Yıldız, Muhammet Burak ve Yücel As’a 22 Dönem Bursa milletvekili Faruk Ambarcıoğlu, Trabzon Eğitim, Kültür, Sanat, Araştırma Derneği Başkanı Erkan Ayçam’a, Orkestra Şube Müdürü Muhterem Çevik, Volkan Kara’ya Türk Halk Müziği Bölüm Başkanı Nilüfer Göl, Fatih Yüksel’e Bilgi İşlem Dairesi Başkanı Kemal Alioğlu çiçek ve plaketlerini takdim etti.

  • Mudanya tiyatro ve müziğe doyacak

    Mudanya tiyatro ve müziğe doyacak

    Kültür ve sanatı herkes için ulaşılabilir kılan Mudanya Belediyesi, nisan ayının son haftası iki önemli etkinliğe ev sahipliği yapcak. Kültür- sanat etkinlikleri çerçevesinde pek çok şair, yazar ve oyuncuyu Mudanya’da ağırlayan Mudanya Belediyesi’nin yeni konuğu; gazeteci, yazar, tiyatrocu Metin Uca olacak. Metin Uca, “Bunu mu demek istedim?” adlı oyunu ile 29 Nisan Cumartesi günü Uğur Mumcu Kültür Merkezi’nde tiyatro severlerle buluşacak.
    Uluslararası Koro Müziği Federasyonu’nun Kültür ve Turizm Bakanlığı ev sahipliğinde düzenlediği Dünya Koro Müziği Sempozyumu’nda Türkiye’ye gelen Kanada Vancouver Gençlik Korosu ise 30 Nisan 2023 Pazar günü 20.00’da Mudanya Çoksesli Korosu ile birlikte Uğur Mumcu Kültür Merkezi’nde sahne alacak. Kültürlerin sesi, Mudanya’da yankılanacak.

  • Sanatını emekli olduktan sonra sergiledi

    Sanatını emekli olduktan sonra sergiledi

    Uzun yıllar sınıf öğretmenliği yapmasının ardından emekliliğe ayrılan ve gittiği kurslarda rölyef ve el yapımı bebek sanatını öğrenen Hayriye Özcan, sergide 49 tabloyu ve çeşitli el yapımı bebekleri sanatseverlerle paylaştı. 5 yıldır hobi olarak yaptığı rölyef sanatında artık usta oldu.

    Ahmet Vefik Paşa Tiyatrosu Güzel Sanatlar Galerisi’nde sanatseverlerle buluşan 3 boyutlu tablolar 500-2000 lira arasında fiyata satılıyor. Rölyef sanatının yapım aşamasını anlatan Hayriye Özcan, “15 tane kağıt alıyoruz resimleri baskıya verip yaptırıyoruz. Daha sonra kretuar bıçağı desteğiyle tüm oyulacak yerleri oyuyoruz ve silikonlarla boyut kazandırıyoruz. Daha sonra da boyutlu boyalarla desenler veriliyor kalemlerle çiziliyor çerçeveleniyor ve led ışıklı bir tablo haline geliyor” dedi.

    Herkesin denemesini belirten Hayriye Özcan, “Emekli öğretmenim, emekli olduktan sonra hobilerimi gerçekleştirmek istedim. Mudanya’da 3 boyutlu rölyef kurslarına katıldım. Kendimi geliştirdim ve sergi açacak boyuta geldim. 3 boyutlu rölyefte resimler alınıyor, şekillendiriliyor, kesiliyor ve derinlik veriliyor bir takım materyallerle birlikte yapılıyor. Herkese de tavsiye ederim çok zevkli ve güzel bir çalışma” dedi.

  • Türk dünyasında sanatsal işbirliği artırılacak

    Türk dünyasında sanatsal işbirliği artırılacak

    Türk dünyasında ve diğer ülkelerde yaşayan Türk aydınlarının, Bilim- Teknoloji – Kültür – Sanat alanlarında ortak çalışma yapabilmesi için Dünya Türkleri Bilim ve Teknoloji Akademisi Derneği kuruldu.


    1. Genel Kurulu toplantısına, Marmara Grubu Vakfı Genel Başkanı Dr. Akkan Suver de katıldı. Üsküdar – Bağlarbaşı Kültür ve Sergi Sarayında düzenlenen toplantıda Suver, Türk dünyasının birlikteliğinin önemini anlattı. Derneğin Onursal Başkanı emekli Büyükelçi Prof. Dr. Uluç Özülker’in de katıldığı Genel Kurulda, Derneğin Genel Başkanlığına Semih Taner seçildi.
    Türk dünyasının ortak projeler geliştirmesi için derneğin kurulduğunu söyleyen Semih Taner, “Bu amaçla yurt içinde ve yurt dışında faaliyet gözeteceğiz. Bizler bu inançla elimizden gayreti gösterecek, yetişmiş insanlarımızın bilgi ve tecrübelerini genç kuşaklara aktarma konusunda bir köprü görevi üstleneceğiz” dedi.