Etiket: Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank

  • Pazartesi Cumhurbaşkanına ilk Togg teslim edilecek

    Pazartesi Cumhurbaşkanına ilk Togg teslim edilecek

    Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, KOSGEB binası basın merkezinde, KOBİ Gelişim Destek Programı (KOBİGEL) Programı’nın sonuçlarını açıklamak üzere basın toplantısı düzenledi.

    “(Muhalefet) Mevcut durumu araştırmadan, göz boyayıcı vaatler ortaya koymaya çalışıyorlar”

    Bakan Varank burada yaptığı konuşmada, Millet İttifakı’nın Cumhurbaşkanı Adayı Kemal Kılıçdaroğlu’nu hedef alarak, “Türkiye’ye yedi cumhurbaşkanı yardımcılığı ile bir kaos düzeni vadeden Altılı Masa’nın Cumhurbaşkanı Kılıçdaroğlu, depremlerden sonra farklı açıklamalar yaptı. Bunlardan biri de şöyle: Teşvikler verip insanları afet bölgelerinde yatırım yapmasını sağlayacağız. Bakınız biz zaten depremde yıkıma uğrayan ilçeleri Cazibe Merkezleri Programı kapsamına dahil ettiğimizi ve bu ilçeleri en üst seviye teşviklerden faydalandıracağımızı ilan etmiştik. İşte görüyorsunuz, muhalefetin en büyük sorunu bu. Aynısını Amerika’dan ithal danışmanları ile hazırladıkları sözüm ona vizyon belgelerinde de yaptılar. Mevcut durumu araştırmadan, göz boyayıcı vaatler ortaya koymaya çalışıyorlar. Bizim zaten hayata geçirdiğimiz ne varsa bulun bunu vaat olarak vatandaşlarımızın önüne koyuyorlar. İnsan bir şey söylemeden önce onunla ilgili araştırma yapmaz mı? Ama derdiniz iş yapmak değil göz boyamak olunca demek ki hiçbir şeyin önünü arkasını araştırmadan bu vaatleri ortaya atıyorsunuz” dedi.

    Varank, tüm işletmeler tarafından dijital dönüşümün ve verimliliğin rekabetçilikteki en önemli husus olduğunun artık net bir şekilde görülebildiğini belirterek, hem üretim süreçleri hem de pazarlama ve satış faaliyetleri açısından dijitalleşmenin artık bir tercih değil zorunluluk olduğunu savundu.

    Dönüşmekten kaçanların ya da değişime ayak uyduramayanların zamanla geride kalacağını ve rekabet güçlerini kaybedeceğini dile getiren Bakan Varank, “Bu manada biz, KOBİGEL başlığı altında 2019 yılından bu yana ‘İmalat Sanayinde Dijitalleşme’ çağrılarına çıkıyoruz. KOSGEB’in bu desteği sayesinde imalatçı KOBİ’lerin üretim süreçlerini dijitalleştirmelerine, verimliliklerini artırmalarına, üretim kalitelerini yükseltmelerine ve en önemlisi saniyede kullanılabilecek dijital teknolojilerin yerli ve milli imkanlarla geliştirilmesine katkı sağlıyoruz” dedi.

    2022 yılının sonunda KOBİGEL’in kapsamını verimlilik ve rekabetçilik başlıkları ile genişlettiklerini ve destek limitlerini de artırdıklarını hatırlatan Varank, “Daha önce işletme başına 1 milyon lira olan destek üst limitini, dijitalleşme başlığında 2 milyon liraya, yeni ilave edilen rekabetçilik ve verimlilik projelerine vereceğimiz desteği de 1,5 milyon liraya çıkardık” diye konuştu.

    “Toplamda bin 685 imalatçı KOBİ’ye 2 milyar 42 milyon liralık destek vereceğiz”

    KOBİGEL destek programı kapsamında sistemde 6 bine yakın başvuru olduğu bilgisini veren Varank, şu ifadeleri kullandı:

    ”KOBİ’lerimizin gösterdiği bu yoğun ilgi emin olun bizi ziyadesiyle memnun etti. Bu esasında KOBİ’lerimizin dünyayla rekabet edebilmek için neler yapmaları gerektiği hususunda farkındalıklarının ne kadar yüksek olduğunu gösteriyor. Artık doğru zamanda doğru teknolojilere yatırım yapan bir Türkiye var. Dijitalleşme başlığında toplamda 311 işletmemizin projeleri için 340 milyon liralık destek sağlayacağız. Verimlilik ve rekabetçilik başlığında ise 1,7 milyar lira bütçeye sahip bin 374 projenin desteklenmesine karar verdik. Yani toplamda bin 685 imalatçı KOBİ’ye 2 milyar 42 milyon liralık destek vereceğiz.”

    Bakan Varank, ikinci Togg’un kime ve ne zaman verileceğinin sorulması üzerine, “İnşallah Pazartesi günü Emine Hanım ile beraber sipariş ilk siparişi veren Cumhurbaşkanımıza araçlarını teslim edeceğiz. Ardından da Azerbaycan Cumhurbaşkanı Aliyev’den randevumuzu aldık, inşallah ikinci aracı da Aliyev’e teslim etmeyi planlıyoruz. Bundan sonra şirket planlamalarına göre diğer araçların teslimlerine başlayacak” ifadelerini kullandı.

  • Deprem bölgelerinde sanayinin hasarı 170 milyarın üzerinde

    Deprem bölgelerinde sanayinin hasarı 170 milyarın üzerinde

    Bakan Varank, deprem bölgesi Hatay’daki Antakya Organize Sanayi Bölgesi’nde sanayicilerle istişare toplantısında bir araya geldi. Toplantının ardından açıklamalarda bulunan Bakan Varank, iki büyük deprem yaşadıklarını ve 11 ilde çok büyük yıkımların olduğunu, 14 milyon vatandaşın bu afetten etkilendiğini söyledi. On binlerce bina ve tesisin yıkıldığını kaydeden Bakan Varank, “İnsanlarımız yuvalarını, sanayi ve ticaret erbabımız ekmek teknelerini kaybetti. Depremde hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet, yaralılarımıza acil şifalar diliyorum. Bu dönemde tüm kurumlarımızla koordinasyon içinde bir süreç yönetimi gerçekleştiriyoruz. Deprem bölgesi için seferber olmuş durumdayız. Cumhurbaşkanımız Kahramanmaraş’ta depremzede vatandaşlarımız için yapılan ilk kalıcı konutların temelini atıyor. Biz de bakanlık olarak acil ihtiyaçların temini noktasında vefakar sanayicilerimizle işbirliği içinde büyük bir çaba gösterdik” diye konuştu.

    “Alt yapı, bina, makine ve stok hasarına yönelik maliyetin 170 milyar liranın üzerinde olacağını öngörüyoruz”
    Sanayinin mevcut durumu, sorunları ve çözüm önerileri konusunda hummalı bir çalışma yürüttüklerinin altını çizen Bakan Varank, “Organize sanayi bölgeleri, sanayi siteleri ve bireysel üretim tesislerinde hasar tespitlerini gerçekleştirdik. Bölgede üretimde olan 34 organize sanayi bölgesinin 7’sinin alt yapısında kısmi hasarlar oluştu, bunların tadilatlarına başladık. Organize sanayi bölgeleri ve sanayi sitelerinde yıkılan ağır ve orta hasarlı 5 bin 600’e yakın tesis var. Bunların yanında 33 bin tesiste de bazısında kısmi olmak üzere üretimler devam ediyor. Alt yapı, bina, makine ve stok hasarına yönelik maliyetin 170 milyar liranın üzerinde olacağını öngörüyoruz. Hatay özelinde ise faal olan 4 organize sanayi bölgesinde 14 orta ya da kısmen ağır, 37 az hasarlı tesis bulunuyor. 39 fabrikada da bu felaketi hasarsız atatmış durumdayız. Faal 12 sanayi sitesinde de yıkılan ağır ve orta ve az hasarlı binalar mevcut. Organize sanayi bölgesi ve sanayi sitesi dışındaki sanayi tesisleriyle birlikte Hatay’daki hasarın 44 milyar liranın üzerinde olduğunu öngörüyoruz” ifadelerine yer verdi.

    İskenderun’a 21 metrekarelik geçici iş yeri
    Bakan Varank, Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı koordinasyonunda sanayiyi ihya ederek, bölgeyi ayağa kaldırmayı hedeflediklerini bildirdi. Bakan Varank, İskenderun’da depremde yıkılan Büyük Çarşı yerine her biri 21 metrekarelik geçici iş yerinden oluşan bir çarşı kuracaklarını ve bölgenin ihyası için kalkınma ajansı aracılığıyla 1 milyarlık kaynağın harekete geçirildiğini belirtti.

    1.5 milyona yakın faizsiz kredi desteği
    Bölgede uygun alanları sanayi yerleri olarak ilan edeceklerinin altını çizen Bakan varank, “Belirlenen alanlarda kısa sürede modern iş yerleri, sanayi tesisleri yükselecek. Esnafımız çok uygun fiyatlarla tahsis edecekler. Yıkılan veya kullanılamayacak hasarlı sanayi iş yerlerinin yerinde yapılması için de ciddi destekler vereceğiz. KOSGEB ile Acil Destek Kredisi Programı’nı hemen uygulamaya başladık. 1.5 milyon liraya kadar faizsiz kredi desteği veriyoruz. Afet bölgesinde KOSGEB alacaklarının kısmen ya da tamamen silinmesi için gereken adımları attık” diye konuştu.

    Konteyner başı 30 bin liralık destek
    Sanayicilerin taleplerinden birinin de çalışanların konaklaması için konteyner olduğunu kaydeden Bakan Varank, konteyner satın alacak KOBİ’lere konteyner başına 30 bin liralık destek sağlayacaklarını bildirdi. Bakan Varank, bölgeye yeni yatırımları teşvik etmek için depremlerin ağır yıkım yaptığı ilçeleri Cazibe Merkezleri Destekleme Programı’na dahil ettiklerini kaydetti.

    Özel bankalara çağrı
    Depremden etkilenen şehirlerdeki yatırımlar için düzenlenen yatırım teşvik belgelerinin sürelerini 3 yıl uzattıklarına işaret eden Bakan Varank, “Küçük Sanayi Sitesi esnafımızla istişarede bulunduk, sorunlarını dinledik. Bugün en fazla aldığımız şikayetlerden bir tanesi özellikle özel bankaların bu bölgede gerekli hassasiyeti göstermemesiydi. Özel bankalarımıza bir çağrı yapmak istiyorum. Lütfen Bankalar Birliği ile almış olduğunuz kararlara uyun. Burada kredi ertelemesi başta olmak üzere esnafımıza ve sanayicilerimize zorluk çıkarmayın. Burada acil ihtiyaçların giderilmesi noktasında bankaların büyük etkisi var. Özel bankalarımız, Bankalar Birliğinin almış olduğu kararlara uysunlar. Sanayici ve iş insanlarımıza yardımcı olsunlar” ifadelerini kullandı.

  • Pil üretim tesisine ziyaret

    Pil üretim tesisine ziyaret

    Türk Silahlı Kuvvetleri’nde robotik sistemlerden güdüm kitlerine, telsizlerden torpidolara kadar birçok alanda kullanılan piller ile Türk ordusuna güç veren ASPİLSAN Enerji, yeni yatırım olan Lityum İyon Silindirik Pil Üretim Tesisi ile günde 24 bin adetlik üretim kapasitesine ulaştı. Şarj edilebilir piller, askeri teknolojilerin yanı sıra hibrit araçlar ve medikal alanlarda da kullanılıyor. Tesisi ziyaret eden Bakan Varank, ASPİLSAN’ın Avrupa’da faaliyette olan ilk ve tek silindirik lityum iyon tesisi olduğunu belirterek, “Enerji endüstrisi büyük bir değişimden ve dönüşümden geçiyor. Lityum iyon piller de bu dönüşümde çok değerli oyuncular. Türkiye’de lityum iyon piller açısından yatırımları destekliyoruz. Pil endüstrisinde de depolama teknolojilerinde Türkiye’yi önemli oyuncu haline getirmek istiyoruz” dedi.

  • Türkiye-Tayland arasında protokol imzalandı

    Türkiye-Tayland arasında protokol imzalandı

    Türkiye ile Tayland arasında Karma Ekonomik Komisyon Toplantısı “Ekonomik ve Teknik İş Birliği Karma Komitesi Dördüncü Dönem Toplantısı” adı altında Ankara’da düzenlendi. Toplantıya Sanayi ve Teknoloji Bakanı Varank ve Tayland Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Don Pramudwinai katıldı. Toplantıda iki ülke heyetleri arasında yapılan görüşmeler sonrasında üzerinde mutabık kalınan konuları içeren mutabakat zaptı imzalandı.

    “Ekonomik ilişkilerimizi çok daha ileri taşıyacağız”
    Toplantı sonrası açıklamalarda bulunan Mustafa Varank, Tayland’ın stratejik konumunun, önemli doğal kaynaklarının ve geniş iç pazarının Asya’daki en önemli aktörlerden biri olduğunu ifade etti. Uzak ülkeler ile ilişkileri arttırmanın Türkiye Yüzyılının vizyon belgelerinden biri olduğunu belirten Varank, “Dost ülke Tayland’ı stratejik ortaklardan biri olarak değerlendiriyoruz. Türkiye ile Tayland arasındaki ticaret hacmi önceki yıla göre yaklaşık yüzde 18 oranında artarak ilk kez 2 milyar 200 milyon dolar seviyesini aşmış durumda. Ticaret hacmimizdeki bu artışı anlamlı buluyor ama yetersiz görüyoruz. Çünkü ülkelerimizin potansiyeli mevcut ticaretimizin çok daha üst seviyelerde olabileceğini bize gösteriyor. Bu vesileyle ekonomik, siyasi kültürel, sosyal ve akademik alanlardaki tüm faaliyetleri destekleyerek karşılıklı yatırım ekosistemini güçlendirmekte kararlıyız. Önümüzdeki dönemde başta ekonomik olmak üzere her alanda ilişkilerimizi çok daha ileri noktalara taşıyacağız” diye konuştu.

  • KOBİ’lere destek müjdesi

    KOBİ’lere destek müjdesi

    Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) tarafından Ticaret Bakanlığı’nın katkılarıyla düzenlenen Türkiye İnovasyon Haftası, ikinci gününde devam ediyor. İnovatim İnovasyon Yarışması Ödül Töreni’ne katılan Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, KOBİ’lere 2 milyon liraya kadar destek sağlayacaklarını söyledi. Sanayi üretim verilerine ilişkin bilgiler paylaşan Varank, Ekim ayında sanayi üretiminin yıllık bazda yüzde 2,5; aylık bazda ise 2,4 arttığını kaydetti.

    Türkiye’de artık gençlerin ve firmaların inovasyona özendirecek yarışmaların ve ödül törenlerinin günden güne arttığına işaret eden Bakan Varank, “Bugün İnovaTİM İnovasyon Yarışması Ödül Töreni’nde gençlerimizle beraberiz. Türkiye genelinde 65 farklı üniversiteden bin 986 öğrencinin başvurduğu bu yarışmada, 23 proje finale kalmaya hak kazandı” ifadelerini kullandı.

    Artık inovasyon altyapısı, girişimcilik ekosistemi ve nitelikli insan kaynağı ile bambaşka bir Türkiye’nin olduğunu kaydeden Bakan Varank, “Son 20 yılda Türkiye’de Ar-Ge harcamalarının GSYİH içerisindeki payı binde beşten yüzde 1,13’e çıktı. Özel sektörün toplam Ar-Ge harcamalarındaki payı yüzde 29’dan yüzde 71’e yükseldi. 2002 yılında yalnızca 40 bin olan tam zaman eşdeğer Ar-Ge personeli sayısı 5 kat artarak 222 bine ulaştı. Türkiye, küresel inovasyon liginde üst sıralara doğru kararlı bir ilerliyor. 2020 yılında 51. sırada olan ülkemiz, 2021 yılında 41. oldu. 2022 yılında dört basamak daha tırmanarak, 37. sıraya kadar yükseldi. Son 10 yılda tam 37 sıra birden atladık. Bu zamana kadar yan gelip yatmış olanlar da, şimdi kalkmış sözümona bize inovasyon dersi veriyor” dedi.

    “Ekim ayında da sanayi üretimimiz pozitif geldi”

    Sanayi üretim verilerine ilişkin rakamlar paylaşan Bakan Varank, “Ekim ayında sanayi üretimi yıllık bazda yüzde 2,5; aylık bazda ise 2,4 arttı. Özellikle yüksek teknolojili imalat sanayi üretiminde gözlenen aylık yüzde 11’lik ve yıllık olarak yüzde 36,7’lik değişim oranları sanayimizin bu ayda da artmasında çok etkili oldu. Hamdolsun Ekim ayında da sanayi üretimimiz pozitif gelmiş oldu. Bu işin yüksek teknoloji ürünler ile olması, aslında sanayimizdeki dönüşümü göstermesi açısından çok önemli oldu” ifadelerini kullandı.

    “Teknoparklarda yürütülen bu projelerin bir kısmı şu anda 1 milyar dolar değerlemeye ulaşan unicornlar”

    Girişimcilik fonlarına yatırımlar yaptıklarını hatırlatan Bakan Varank, “Bugün Bakanlık kaynaklarıyla hayata geçirdiğimiz fonların toplam büyüklüğü 1,3 milyar liraya ulaştı. Sadece son 4 yılda yaklaşık 1,5 milyar dolara büyüklüğünde 86 fon kuruldu. Maalesef geçmiş dönemlerde, insanlarımız neler başarabileceğine o kadar yabancılaşmış ki, insanlarımızın gençlerimizin özgüveni o kadar örselenmiş ki, şu anda biz ülkemizde yapılanları anlattığımızda şaşırıyorlar. Teknoparklarda yürütülen bu projelerin bir kısmı şu anda 1 milyar dolar değerlemeye ulaşan unicornlar oldu. Şu anda unicornlarımızın sayısı 6 ancak, burada da hedefimiz yüksek. İnşallah yakın zamanda açıklayacağımız Turcorn 100 programıyla bu rakamları çok daha yukarılara taşıyacağız. Makine, mobilite, üretimde yapısal dönüşüm, sağlık ve kimya alanlarında 21 milyar liralık yatırımı harekete geçirdik. Bugün işletmelerimiz; ileri sürüş teknolojilerinden lidar teknolojilerine, biyoteknolojik ilaçlardan sınai robotlara kadar birçok alanda ar-ge yapıyor, yetkinlik kazanıyor ve yeni ürünler üretiyor. Türkiye, her alanda inovatif çalışmalarıyla dönüşümlere tam zamanında adapte oluyor. Bildiğiniz gibi günümüzde otomotiv sektöründe büyük bir dönüşüm yaşanıyor. Dünyada fosil yakıtlı araçlardan elektrikli ve otonom araçlara doğru hızlı bir geçiş var. Eski Türkiye’de olsa biz bu dönüşümün öncülerinden biri olabilir miydik? Elektrikli bir araç üretebilir miydik? Aksine, her zamanki gibi seyirci kalırdık. İşte Cumhuriyetimizin 99. yıldönümünde, Türkiye Yüzyılı vitrininin ilk ürünü olarak tanımlayabileceğimiz Togg’un kampüsünü, Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan ile birlikte açtık. Fabrika nerede, araçlar nerede, yapamazsınız diye sürekli eleştirenlere inat hedeflerimizi bir bir gerçekleştirdik. Aynı zamanda yeni bir sanayi devriminde en ön saflarda yerimizi aldık. Burada sadece bir araç dönüşümü değil bir sistem dönüşümü gerçekleşiyor. Togg ise bu sistem dönüşümünün lokomotifi oluyor. Fikri mülkiyet hakları yüzde yüz bize ait olan Togg; teknoloji tabanlı yeni girişimleri harekete geçirecek. Yeni unicornların ortaya çıkmasına önayak olacak. Ülkemizde batarya ve şarj teknolojileri ekosistemini geliştirecek. Elektrikli motor kapasitesinin gelişimine katkı sağlayacak. Muhalefet bize kızıyor. Özel sektörün projesini niye sahiplendiğimizi sorguluyor? İşte sebebini az önce anlattım; Togg sadece bir araç yatırımı değil, çok büyük bir ekosistemi dönüştüren vizyoner bir projedir. İşte onun için stratejik bir yatırım olarak gördüğümüz Togg’un, sonuna kadar arkasında durmaya devam edeceğiz” şeklinde konuştu.

    Türkiye’de inovasyon ekosisteminin giderek geliştiğini söyleyen Bakan Varank, “Ülkemiz artık çip de üretiyor, elektrikli otomobil de üretiyor, insansız hava aracı da üretiyor. Ancak şunu da unutmamamız lazım. Hızlı dönüşümün yaşandığı dönemlerde bir anlık duraksama dahi, bizi yarışın dışına itebilir. Bu manada inovasyonu sürekli gündemde tutan, farkındalığı artıran her etkinliğin değerli olduğunu düşüyorum. Bir muhalefet lideri var. Geçen günlerde gerçekleştirdiği vizyon toplantısında danışmanlarının Türkiye’ye neden gelmediği ve neden ABD’den bağlantı yaptığıyla ilgili bir eleştiri aldı. Muhalefet lideri de, ‘Biz canlı bağlantı yaptık, çünkü Türkiye teknoloji görsün istedik’ dedi. İşte böyle bir vizyonla da inovasyon yapamazsınız” dedi.

    “KOBİ’lerimize 2 milyon liraya kadar destek sağlıyoruz”

    KOBİ’lerle ilgili önemli bir projeyi açıklayan Bakan Varank, “KOBİ Gelişim Destek Programı İmalat Sanayinde Dijitalleşme çağrısı kapsamında yerli teknoloji geliştiricisi KOBİ’lerimize ve dijital teknolojilerden faydalanmak isteyen KOBİ’lerimize 2 milyon liraya kadar destek sağlıyoruz. KOBİ’lerimiz bugün itibarıyla KOSGEB’in sitesinden destek programına başvurabilirler. Açıkladığımız bu paketin KOBİ’lerimize ve ülkemize hayırlar getirmesini diliyorum” dedi.

  • Hazır giyimde ihracat hedefi 23 milyar dolar

    Hazır giyimde ihracat hedefi 23 milyar dolar

    İstanbul Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği (İHKİB) ve İstanbul Ticaret Odası’nın (İTO) işbirliğinde düzenlenen IFCO – İstanbul Fashion Connection Hazır Giyim ve Moda Fuarı’nın ikincisi bugün başladı. Fuarın açılışı Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, Türkiye İhracatçılar Meclisi Başkanı Mustafa Gültepe, İstanbul Ticaret Odası Başkanı Şekib Avdagiç’in katılımıyla gerçekleşti.

    Bakan Varank fuarın açılışında yaptığı konuşmada fuarların ihracatta önemli rol oynayan vitrinler olduğunu, ihracata önemli katkı sağladığını söyledi. Bakan Varank, hazır giyimde sektörün 23 milyar dolar ihracat hedefi olduğunu hatırlattı.

    Bakan Varank: “2002 öncesi yaşanan yüksek enflasyonla mücadele ettik, şimdi de edeceğiz’’

    Emek yoğun sektörlere önem verdiklerini ve bu sektörlere destek olduklarını söyleyen Bakan Varank, “2022 yılı için 250 milyar dolarlık bir ihracat hedefimiz var. Bu rakamları yakalamak için topraktan çıkartacağımız petrolümüz yok. Üreterek bu rakamları yakalayacağız. Firmalarımızın kendi markalarını oluşturup uluslararası pazarda isimlerini duyurmasıyla daha iyi konumlara geleceğimizi biliyoruz. Hazır giyimde İtalya nasıl konuşuluyorsa bundan sonra Türkiye konuşulacak. Bunun için ar-ge’ye tasarıma yatırımlar yapılması lazım. Biz üreticimizin her zaman yanındayız. Yenilikçi projelere destekler sağlıyoruz. Uluslar arası finansmanı ülkemize getirecek çalışmalar yapıyoruz. Özel sektör öncülüğünde katma değer üretmenin önemini biliyoruz. Bunu yaparak dünyayla rekabet edebiliriz’’ dedi.

    Dünya genelinde bir kriz yaşandığını vurgulayan Varank, “Küresel anlamda enerji ve emtia fiyatlarında ciddi artışlar var. Dünya ekonomileri zor zamanlardan geçiyor. Türkiye’nin bu global krizden en az etkilenmesi noktasında hükümetimiz büyük bir çaba içerisinde. Büyük atılımlar gerçekleştirdik. 2002 öncesi yaşanan yüksek enflasyonla mücadele ettik, şimdi de edeceğiz. Sabırlı olacağız, provokasyonlara gelmeyeceğiz. Çok daha aydınlık Türkiye’yi hep birlikte inşa edeceğiz’’ diye konuştu.

    2002 öncesi hazır giyim sektöründeki durumdan da bahseden Varank, “2002 öncesinde çuvallarla, otobüslerle yurt dışına mal gönderiliyordu. Yüzde 53 kayıt dışı çalışan vardı. 20 senede 10 milyon ilave istihdam oluşturduk, kayıt dışılığı yüzde 50 azalttık. Şuan dünyanın en önemli fuarlarını gerçekleştiriyoruz. Tekstil sektörüne kararlılıkla yatırımlar yaptık. İstanbul moda endüstrisinin üssü haline geldi. Fuarda AB ülkelerinden İngiltere’den ABD’den Ortadoğu ve körfez ülkelerinden 15 binin üzerinde ziyaretçiyi ağırlayacağız. 2 bin 500 – 3 bin nitelikli satın alıcılar var. Sektörün ihracat hedefi 23 milyar dolar. Orta vadede 40 milyar dolar hedef var. Firmalarımızın azmi ve fuarların katkılarıyla bu hedefleri yakalayacağımızdan eminiz’’ açıklamalarında bulundu.

    Gültepe: “Biz İstanbul’u moda merkezi Anadolu’yu üretim üssü yapmak istiyoruz”

    Fuar açılışında konuşan TİM Başkanı Mustafa Gültepe ise hazır giyim sektöründeki hedefler ile ilgili konuştu. TİM Başkanı Gültepe, “Biz İstanbul’u moda merkezi Anadolu’yu üretim üssü yapmak istiyoruz. İstanbul, daha şimdiden dünyanın sayılı moda şehirleri arasında yer alıyor. Gerek tasarımcılarımızın gücüyle, gerekse sektörümüzdeki iş insanlarımızın bilgi birikimiyle, İstanbul kendini ispat etmiş bir moda şehri konumunda. IFCO ile bu kimliğini daha da perçinleyeceğiz’’ dedi.

    “İhracatta dolar Euro paritesinin etkilerini hissediyoruz’’

    Gültepe, “Sektör iki yılda 100 binin üzerinde yeni istihdam oluşturdu. 2021’i 20,3 milyar dolarlık rekor ihracatla kapattı. Yılbaşından bu yana 13,7 milyar dolar ihracat gerçekleştirdi. Geçen yıla göre yüzde 11,2 artıda. Hazır giyimde ülkemizin en büyük pazarı Avrupa Birliği. Avrupa’ya ağırlıklı olarak Euro ile ihracat yapıyoruz. Oysa ham madde ve ara malı ithalatımız karşılığında dolar ödüyoruz. Dolayısı ile son aylarda parite etkisini çok fazla hissediyoruz. Ocak-Temmuz döneminde parite kaynaklı kaybımız hazır giyimde 800 milyon dolar, genel ihracatta 7 milyar doları buldu. Biz her koşulda ihracatımızı, ihracatçımızı geleceğe hazırlamak durumundayız’’ şeklinde konuştu.

    Avdagiç: “Yaşanan zorluklarda fırsatlar var bu fırsatları değerlendirmeliyiz’’

    İstanbul Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Şekib Avdagiç ise “Türk ekonomisinin amiral gemisi sektörlerinden birinin fuarını gerçekleştiriyoruz. İstanbul’u sadece üretimin değil bu sektörün fuarlarının da merkezi yapacağız. Sektörün ihracat hedeflerini aşacağına eminim. Yaşadığımız bazı zorluklar var, bu zorluklardan çıkaracağımız fırsatlar da var bu fırsatları değerlendirmemiz gerekiyor. Türk iş dünyası olarak sıkıntıları avantaja çevirebilecek bir toplumuz’’ dedi.

  • Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank: “El insaf”

    Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank: “El insaf”

    Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, Kocaeli’nin Gebze ilçesinde katıldığı programda kurulan stantları gezerek, yetkililerle sohbet etti. Daha sonra Bakan Varank, elektrikli scootera binerek tur attı. Programın açılışında konuşan Varank, “Malumunuz dün 2022 yılı birinci çeyrek için büyüme rakamları açıklandı. Ekonomimiz bu dönemde yıllık yüzde 7,3’lük bir büyüme kaydetti. Böylece pandemi şokundan sonra yakaladığımız dengeli büyüme eğilimini bu dönemde de devam ettirdik. Alt bileşenlere baktığımızda sanayinin yüzde 7,4’lük büyümeyle ekonomimizin itici gücü olduğunu görüyoruz. Bu gelişmelerle birlikte sanayimizin milli hasıla içindeki payı yüzde 28,9 gibi rekor bir seviyeye yükseldi. Yani toplam hasılamızın neredeyse üçte biri üretimden geldi. Diğer taraftan, makine ve teçhizat yatırımlarındaki yüzde 10,5’luk artış da aslında gelecek adına oldukça umut verici. Bu veri de bize sanayimizin lokomotif rolünü artırarak devam ettireceğinin sinyalini veriyor. Küresel ekonomide yaşanan tüm sıkıntılara rağmen sanayi öncülüğünde yakaladığımız bu ivme elbette çok değerli. Ama takdir edersiniz ki üretimde yaşadığımız bu başarı kendiliğinden gerçekleşmiyor. Burada emin olun, kamu ve özel sektör olarak birlikte yakaladığımız sinerjiyle netice alabiliyoruz“ dedi.

    “Bunlar gerçekten sanayiden de üretimden de anlamıyor”
    AK Parti hükümetleri olarak altyapıya, üstyapıya, teknolojiye ve insana yaptıkları yatırımlarla Türkiye’yi bugünlere hazırladıklarını kaydeden Bakan Varank, “Dünya standartlarında bir iş ortamını sanayicilerin, üreticilerin hizmetine sunduk. Onlar da bu vizyona güvenerek ülkemize yatırım yapmaya, burada üretmeye devam ettiler. Dünyanın adeta bir şok halinde yakalandığı pandemide dahi yeni şartlara hızla adapte olarak, üretmeye devam ettik. Bu sayede de pozitif büyüyebilen nadir ülkelerden biri olduk. Olmaya da devam ediyoruz. İşte dün açıklanan büyüme rakamları da bunun en somut kanıtı. Ama bakıyorsunuz, bu apaçık gelişmelere rağmen birileri çıkıp bu rakamlara burun kıvırabiliyor. Hala AK Parti döneminde Türkiye’de fabrika açılmadı diyebiliyor. Biz kendilerine üretim cahili dediğimizde alınıyor ama bunlar gerçekten sanayiden de üretimden de anlamıyor. Kendisine defalarca birlikte OSB’leri ziyaret etme çağrısında bulunmama rağmen, ana muhalefetin başındaki zat buna yanaşmadı. Dün yine aynı mesnetsiz iddialarına devam etti. Gerçekten el insaf diyorum. OSB’lerin hükümetlerimiz döneminde nasıl geliştiğini ve tüm Anadolu’ya yayıldığını bilmeyen mi var? İşte buyurun, 2002 yılında çoğu yapım aşamasında olan ve ülkenin belli illerine toplanmış 192 OSB’miz vardı. Biz yaptığımız devasa yatırımlarla hem eksikleri tamamladık hem de yenilerini ilan ederek bu sayısı 366’ya çıkardık. Sadece son 2 yılda projelerini tamamladığımız OSB sayısı 25 oldu” diye konuştu.

    “Yatırımlar Türkiye’nin dört bir yanında aslında güneş gibi parlıyor”
    Kurdukları ya da genişlettikleri OSB’lerin çok hızlı dolduğunu aktaran Bakan Varank, “İşte, sanayi sicil sistemi verilerine göre son 3 yılda yaklaşık bin 300 tane orta ve büyük ölçekli firma sisteme kaydolup sıfırdan üretime başlamış. Sadece orta ve büyük ölçekli fabrika. Bunların birçoğunun açılışına bizzat katıldım. Daha küçük ölçekteki binlerce üretim tesisini söylemiyorum bile. Dolayısıyla birilerinin ‘Yapılmıyor’ dediği bu yatırımlar Türkiye’nin dört bir yanında aslında güneş gibi parlıyor. Ama tabii görmek için göz, idrak etmek için de akıl lazım” şeklinde konuştu.

    “Tüm çalışmalarımızda Ar-Ge’yi, inovasyonu baş tacı ediyoruz”
    Pandemi ve iklim değişikliği ile birlikte küresel rekabetin çok daha farklı bir boyuta taşındığını dile getiren Bakan Varank, “Bu durum, teknolojik gelişmelerin öncüsü olan Ar-Ge ve inovasyon faaliyetlerini de her zamankinden daha önemli hale getiriyor. Bunun bilincindeyiz ve tüm çalışmalarımızda Ar-Ge’yi, inovasyonu baş tacı ediyoruz. Esasında biz hükümet olarak 20 yıldır bunun mücadelesini veriyoruz. Tabii gönül, göreve geldiğimizde oturmuş bir ekosistem bulmayı arzu ederdi. Ancak maalesef biz öyle bir ortam bulamadık. Bu yüzden adeta sıfırdan bir ekosistem inşa etmek için kolları sıvadık. Sağladığımız desteklerle sadece 5 olan Teknoloji Geliştirme Bölgesi sayısını 92’ye çıkardık. Teknoparklar ülkemizdeki yenilikçi ve teknoloji tabanlı girişimciliğin kalbi oldular. Teknoparklarla birlikte, Ar-Ge ve Tasarım Merkezleri de inovasyon ekosistemimizi besleyen bir diğer önemli unsur. İlk defa bizim dönemimizde başlayan bu merkezlerin sayısı bugün bin 600’ün üzerinde. Geçtiğimiz yıl Ar-Ge harcamaları, özel sektörün öncülüğünde bir önceki yıla göre yüzde 20 artarak 55 milyar liraya yükseldi. Hükümetlerimiz döneminde Ar-Ge harcamalarının milli gelire oranı binde 5’ten yüzde 1,09’a çıktı. Ar-Ge istihdamı 6 kat artarak 200 bine, yerli patent sayısı da 20 kat artışla 8 bin 200’e ulaştı” ifadelerini kullandı.

  • Yerli ve milli işletim sistemi Pardus Diyanet'in bilgisayarlarında yaygınlaştırılacak

    ANKARA (AA) – Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, Diyanet İşleri Başkanlığı ile imzaladıkları protokol kapsamında, Pardus işletim sisteminin Diyanet’in merkez ve taşra teşkilatlarında kullanılan 10 bin bilgisayara yaygınlaştırılacağını belirterek, "Bu durum yerli ve milli yazılım alanında, kamuda şimdiye kadar yapılmış en yaygın kullanım sözleşmesi anlamına geliyor." dedi.

    Diyanet İşleri Başkanlığı ile TÜBİTAK arasında, Açık Kaynak ve Pardus dönüşümü iş birliği protokolü için Din İşleri Yüksek Kurulu Konferans Salonu'nda imza töreni gerçekleştirildi.

    Bakan Varank, burada yaptığı konuşmada, Diyanet'in teknolojinin sunduğu imkanlardan en iyi şekilde faydalandığına ve böylelikle yürütülen hizmetleri toplumun tüm katmanlarına eksiksiz bir şekilde ulaştırmaya çalıştığına işaret ederek, kendisinin de bu kurumun mobil uygulamalarını memnuniyetle kullandığını söyledi.

    Teknolojiyi bu denli etkin kullanan Diyanet'in geçen yıl tüm kamu kurumlarına örnek olacak bir kararla Milli Yazılım Hamlesi'ni hayata geçirerek, merkez, taşra ve yurt dışı teşkilatlarının tamamında bilgi işlem altyapısını millileştirmeye odaklandığına dikkati çeken Varank, "Diyanette şimdiye kadar 872 kullanıcı TÜBİTAK ULAKBİM tarafından geliştirilen yerli ve milli yazılım Pardus'a geçti. Yurt dışındaki bulut sunucularındaki veriler, kurumun kendi veri merkezine taşındı. Ayrıca, Diyanet sunucularına TÜBİTAK'ın kurulum rehberini yayınladığı açık kaynak Jitsi video konferans sistemi kuruldu." diye konuştu.

    Böylece Diyanet'in yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını sürecinde, güvenli ve maliyet etkin bir sistemi en hızlı devreye alan kurumlardan olduğunu vurgulayan Varank, şöyle konuştu:

    "Bugün imzaladığımız protokolle Açık Kaynak Pardus'un Diyanet'in merkez ve taşra teşkilatlarında kullanılan 10 bin bilgisayara yaygınlaştırılması mümkün olacak. Bu durum yerli ve milli yazılım alanında, kamuda şimdiye kadar yapılmış en yaygın kullanım sözleşmesi anlamına geliyor."

    – "Açık kaynak bağımsız bilişim altyapısına sahip olmakta kritik"

    Açık kaynak teknolojilerin bağımsız ve güvenli bir bilişim altyapısına sahip olmakta kritik önem taşıdığına dikkati çeken Varank, bu teknolojileri kullanarak ticari firmaların çizmeye çalıştıkları sınırların dışına çıkıldığını, bu durumun da bilişim alanında tüketici olmaktan çıkılıp, üretici olmaya teşvik ettiğini söyledi.

    Varank, açık kaynağın aynı zamanda siber güvenlik açısından da önemli avantajlar sunduğunu belirterek, şu değerlendirmede bulundu:

    "Yurt dışından alınan ürünler hem bilgi güvenliği hem de dış bağımlılık açısından önemli maliyetler doğurabiliyor. Biz bakanlık olarak yazılım ekosisteminin geliştirilmesini son derece önemsiyoruz. Dijital dönüşüm ve yapay zeka temelli tüm teknolojilerin tabanında yazılım, yazılımın omurgasında ise insan kaynağı var. Biz, yazılım ekosistemimizi daha da ileri taşımak adına Türkiye Açık Kaynak Platformu'nu kurduk. Platformda özel sektör, kamu, sivil toplum kuruluşları ve üniversitelerden paydaşlarımız var."

    Varank, burada yürütecekleri projelerle Türkiye'deki yazılımcı sayısını ve niteliğini artırmayı hedeflediklerini, açık kaynak kodla geliştirilecek kritik yazılımları yurt içinde üretmek istediklerini bildirdi.

    Bu sayede, bilişim alanındaki dışa bağımlılığı azaltacaklarını, milli kaynakların yurt içinde kalmasını sağlayacaklarını ve siber güvenlik sorunlarını bertaraf edeceklerini anlatan Varank, Pardus'un yaygınlaştırılmasının da titizlikle yürüttükleri projelerden biri olduğunu ifade etti.

    – 100 bine yakın kullanıcı

    Bakan Varank, halen 100 bine yakın kullanıcının Pardus işletim sistemini kullandığı bilgisini vererek, Sağlık, Çevre ve Şehircilik, Tarım ve Orman, Milli Savunma bakanlıklarıyla Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı gibi kurumların analiz ve dönüşüm sürecinde olduklarını söyledi.

    Pardus'u erken yaşlarda öğrencilere de tanıtmak istediklerini vurgulayan Varank, bu kapsamda, Milli Eğitim Bakanlığı ile sınıflardaki akıllı tahtalara özel bir Pardus sürümünü yaygınlaştırdıklarını aktardı.

    Varank, Pardus'un ne kadar yaygınlaşırsa eksikliklerinin de o denli tespit edilerek geliştirilme süreçlerinin hızlanacağını belirterek, "Yeni teknolojiler için Pardus sürümleri hazırlamaya devam ediyoruz. Nesnelerin interneti dünyasında en yaygın kullanılan ARM-işlemci tabanlı mini bilgisiyarlar için yakın zamanda bir sürüm çıkaracağız. Böylece Pardus, masaüstü çözümleri yanında akıllı cihazlar arasında da yerini alacak." dedi.

    Gençlerin bu sistemi kullanmasını teşvik etmek için interaktif eğitim içerikleri hazırladıklarına işaret eden Varank, Türkiye Açık Kaynak Platformu’nun 2 aydır "Açık Seminerler"inin devam ettiğini, bu eğitimleri başarıyla tamamlayanlara da dijital rozet verileceğini kaydetti.

    Varank, dijital rozete sahip kişilerin bu alandaki yetkinliklerini ispatlamış olacaklarını belirterek, "Yine Açık Kaynak Platformu kanalıyla kodlama eğitim programları düzenleyecek ve yazılım okulları açacağız. Oyunla öğrenme temelli bu okullar her sene binlerce mezun verecek." diye konuştu.

    – "Milli Teknoloji Hamlemiz somut adımlarımızla hayat bulacak"

    Bilişim alanında yerli ve milli çözümler geliştirilmesinde en önemli paydaşlardan birinin de Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi olduğuna dikkati çeken Varank, şunları kaydetti:

    "Milli Teknoloji Hamlemiz, attığımız somut adımlar sayesinde hızla hayat bulacak. Diyanet İşleri Başkanlığımıza ve Hocamıza (Prof. Dr. Ali Erbaş) milli yazılıma geçişte gösterdiği hassasiyet ve farkındalık için teşekkür ediyorum. Milli Teknoloji Hamlesi'ne kararlılıkla sahip çıkmanız gücümüze güç katıyor. Ümit ediyorum ki sizlerin gösterdiği bu vizyoner yaklaşım, kamu ve özel sektör kuruluşlarımıza ilham olur."

    Konuşmaların ardından, Bakan Varank ile Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Erbaş, iş birliği protokolünü imzaladı. İmza törenine, Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Mehmet Fatih Kacır ile Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi Başkanı Ali Taha Koç da katıldı.

    – Protokolün içeriği

    İmzalanan protokol kapsamında, TÜBİTAK tarafından, Diyanet İşleri Başkanlığı bünyesinde tanıtım ve eğitim faaliyetleri, istemci bilgisayarlara Pardus kurulumu, uygulama ve sunucu sistemlerinin açık kaynak muadillerine dönüşümleri yapılacak. İstemcilerin uzaktan merkezi yönetimi için LiderAhenk, kimlik yönetimi için de Engerek ürününün kurulumu gerçekleştirilecek.

  • Yerli ve milli işletim sistemi Pardus Diyanet'in bilgisayarlarında yaygınlaştırılacak

    ANKARA (AA) – Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, Diyanet İşleri Başkanlığı ile imzaladıkları protokol kapsamında, Pardus işletim sisteminin Diyanet’in merkez ve taşra teşkilatlarında kullanılan 10 bin bilgisayara yaygınlaştırılacağını belirterek, "Bu durum yerli ve milli yazılım alanında, kamuda şimdiye kadar yapılmış en yaygın kullanım sözleşmesi anlamına geliyor." dedi.

    Diyanet İşleri Başkanlığı ile TÜBİTAK arasında, Açık Kaynak ve Pardus dönüşümü iş birliği protokolü için Din İşleri Yüksek Kurulu Konferans Salonu'nda imza töreni gerçekleştirildi.

    Bakan Varank, burada yaptığı konuşmada, Diyanet'in teknolojinin sunduğu imkanlardan en iyi şekilde faydalandığına ve böylelikle yürütülen hizmetleri toplumun tüm katmanlarına eksiksiz bir şekilde ulaştırmaya çalıştığına işaret ederek, kendisinin de bu kurumun mobil uygulamalarını memnuniyetle kullandığını söyledi.

    Teknolojiyi bu denli etkin kullanan Diyanet'in geçen yıl tüm kamu kurumlarına örnek olacak bir kararla Milli Yazılım Hamlesi'ni hayata geçirerek, merkez, taşra ve yurt dışı teşkilatlarının tamamında bilgi işlem altyapısını millileştirmeye odaklandığına dikkati çeken Varank, "Diyanette şimdiye kadar 872 kullanıcı TÜBİTAK ULAKBİM tarafından geliştirilen yerli ve milli yazılım Pardus'a geçti. Yurt dışındaki bulut sunucularındaki veriler, kurumun kendi veri merkezine taşındı. Ayrıca, Diyanet sunucularına TÜBİTAK'ın kurulum rehberini yayınladığı açık kaynak Jitsi video konferans sistemi kuruldu." diye konuştu.

    Böylece Diyanet'in yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını sürecinde, güvenli ve maliyet etkin bir sistemi en hızlı devreye alan kurumlardan olduğunu vurgulayan Varank, şöyle konuştu:

    "Bugün imzaladığımız protokolle Açık Kaynak Pardus'un Diyanet'in merkez ve taşra teşkilatlarında kullanılan 10 bin bilgisayara yaygınlaştırılması mümkün olacak. Bu durum yerli ve milli yazılım alanında, kamuda şimdiye kadar yapılmış en yaygın kullanım sözleşmesi anlamına geliyor."

    – "Açık kaynak bağımsız bilişim altyapısına sahip olmakta kritik"

    Açık kaynak teknolojilerin bağımsız ve güvenli bir bilişim altyapısına sahip olmakta kritik önem taşıdığına dikkati çeken Varank, bu teknolojileri kullanarak ticari firmaların çizmeye çalıştıkları sınırların dışına çıkıldığını, bu durumun da bilişim alanında tüketici olmaktan çıkılıp, üretici olmaya teşvik ettiğini söyledi.

    Varank, açık kaynağın aynı zamanda siber güvenlik açısından da önemli avantajlar sunduğunu belirterek, şu değerlendirmede bulundu:

    "Yurt dışından alınan ürünler hem bilgi güvenliği hem de dış bağımlılık açısından önemli maliyetler doğurabiliyor. Biz bakanlık olarak yazılım ekosisteminin geliştirilmesini son derece önemsiyoruz. Dijital dönüşüm ve yapay zeka temelli tüm teknolojilerin tabanında yazılım, yazılımın omurgasında ise insan kaynağı var. Biz, yazılım ekosistemimizi daha da ileri taşımak adına Türkiye Açık Kaynak Platformu'nu kurduk. Platformda özel sektör, kamu, sivil toplum kuruluşları ve üniversitelerden paydaşlarımız var."

    Varank, burada yürütecekleri projelerle Türkiye'deki yazılımcı sayısını ve niteliğini artırmayı hedeflediklerini, açık kaynak kodla geliştirilecek kritik yazılımları yurt içinde üretmek istediklerini bildirdi.

    Bu sayede, bilişim alanındaki dışa bağımlılığı azaltacaklarını, milli kaynakların yurt içinde kalmasını sağlayacaklarını ve siber güvenlik sorunlarını bertaraf edeceklerini anlatan Varank, Pardus'un yaygınlaştırılmasının da titizlikle yürüttükleri projelerden biri olduğunu ifade etti.

    – 100 bine yakın kullanıcı

    Bakan Varank, halen 100 bine yakın kullanıcının Pardus işletim sistemini kullandığı bilgisini vererek, Sağlık, Çevre ve Şehircilik, Tarım ve Orman, Milli Savunma bakanlıklarıyla Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı gibi kurumların analiz ve dönüşüm sürecinde olduklarını söyledi.

    Pardus'u erken yaşlarda öğrencilere de tanıtmak istediklerini vurgulayan Varank, bu kapsamda, Milli Eğitim Bakanlığı ile sınıflardaki akıllı tahtalara özel bir Pardus sürümünü yaygınlaştırdıklarını aktardı.

    Varank, Pardus'un ne kadar yaygınlaşırsa eksikliklerinin de o denli tespit edilerek geliştirilme süreçlerinin hızlanacağını belirterek, "Yeni teknolojiler için Pardus sürümleri hazırlamaya devam ediyoruz. Nesnelerin interneti dünyasında en yaygın kullanılan ARM-işlemci tabanlı mini bilgisiyarlar için yakın zamanda bir sürüm çıkaracağız. Böylece Pardus, masaüstü çözümleri yanında akıllı cihazlar arasında da yerini alacak." dedi.

    Gençlerin bu sistemi kullanmasını teşvik etmek için interaktif eğitim içerikleri hazırladıklarına işaret eden Varank, Türkiye Açık Kaynak Platformu’nun 2 aydır "Açık Seminerler"inin devam ettiğini, bu eğitimleri başarıyla tamamlayanlara da dijital rozet verileceğini kaydetti.

    Varank, dijital rozete sahip kişilerin bu alandaki yetkinliklerini ispatlamış olacaklarını belirterek, "Yine Açık Kaynak Platformu kanalıyla kodlama eğitim programları düzenleyecek ve yazılım okulları açacağız. Oyunla öğrenme temelli bu okullar her sene binlerce mezun verecek." diye konuştu.

    – "Milli Teknoloji Hamlemiz somut adımlarımızla hayat bulacak"

    Bilişim alanında yerli ve milli çözümler geliştirilmesinde en önemli paydaşlardan birinin de Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi olduğuna dikkati çeken Varank, şunları kaydetti:

    "Milli Teknoloji Hamlemiz, attığımız somut adımlar sayesinde hızla hayat bulacak. Diyanet İşleri Başkanlığımıza ve Hocamıza (Prof. Dr. Ali Erbaş) milli yazılıma geçişte gösterdiği hassasiyet ve farkındalık için teşekkür ediyorum. Milli Teknoloji Hamlesi'ne kararlılıkla sahip çıkmanız gücümüze güç katıyor. Ümit ediyorum ki sizlerin gösterdiği bu vizyoner yaklaşım, kamu ve özel sektör kuruluşlarımıza ilham olur."

    Konuşmaların ardından, Bakan Varank ile Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Erbaş, iş birliği protokolünü imzaladı. İmza törenine, Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Mehmet Fatih Kacır ile Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi Başkanı Ali Taha Koç da katıldı.

    – Protokolün içeriği

    İmzalanan protokol kapsamında, TÜBİTAK tarafından, Diyanet İşleri Başkanlığı bünyesinde tanıtım ve eğitim faaliyetleri, istemci bilgisayarlara Pardus kurulumu, uygulama ve sunucu sistemlerinin açık kaynak muadillerine dönüşümleri yapılacak. İstemcilerin uzaktan merkezi yönetimi için LiderAhenk, kimlik yönetimi için de Engerek ürününün kurulumu gerçekleştirilecek.