Etiket: Sanayi

  • BUÜ, üniversite-sanayi işbirliğine odaklanıyor

    BUÜ, üniversite-sanayi işbirliğine odaklanıyor

    Prof. Dr. Ferudun Yılmaz’ın BUÜ Rektörlüğüne atanmasının ardından üniversite-sanayi işbirliği protokolleri kaldığı yerden devam ediyor. Çalışmaların ilk adımı alternatif enerji kaynakları konusunda atıldı. Üniversite, bu alanda ciddi projelere adım adan RMS firmasıyla “Yeşil Hidrojen Enerjisi Üretimi ve Dağıtımı” konusunda protokol imzaladı. Gerçekleştirilen imza törenine BUÜ Rektörü Prof. Dr. Ferudun Yılmaz, ULUTEK Teknopark Genel Müdürü ve Mühendislik Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. İrfan Karagöz, Araştırma Görevlisi Mert Ali Özel ile Firma Genel Müdürü Volkan Aslan ve doktora öğrencisi Emre Oruç katıldı.

    Sanayi, Üniversitenin en önemli iş ortağı olacak

    Törende konuşan Rektör Prof. Dr. Ferudun Yılmaz, BUÜ’nün akademik ve bilimsel deneyimiyle iş dünyasının pratik bilgisini buluşturmaya yeni dönemde de devam edeceklerini vurguladı. Prof. Dr. Ahmet Saim Kılavuz ile başlayan çalışmaların hız kesmeden sürdürüleceğinin altını çizen Prof. Dr. Ferudun Yılmaz; “Bursa Uludağ Üniversitesi olarak Araştırma Üniversiteleri arasında yer alıyoruz. Türkiye’de bu misyonu yüklenen 23 üniversite var ve biz de onlardan birisiyiz. Bu ligde yer almanın kriterlerinden birisi de iş dünyası temsilcileriyle yakın ilişkiler kurmak. Sanayici bizde bulunan bilimsel ve akademik bilgiyi hızlı şekilde pratiğe dökebileceğimiz en önemli iş ortağımız konumunda bulunuyor. Bu anlamda da protokoller imzalamak ve birlikte projeler üretmek istiyoruz. Genel parametrelerde Türkiye ortalamasında yer alıyoruz. Fakat bizim bu göstergeleri çok daha yukarıya çıkarmamız gerekiyor. Üniversite olarak, iş dünyasındaki ortaklarımızın da desteğiyle bu hedefe ulaşmak için çalışacağız. İmzalayacağımız protokol de bu amaca hizmet edecek. Taraflara hayırlı olmasını diliyorum” şeklinde konuştu.

    Alternatif enerji kullanımına rehberlik edecek

    BUÜ Mühendislik Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. İrfan Karagöz de firmadan gelen talepleri değerlendirdiklerini ve daha önce yeşil enerji alanında yürüttüğü projelerden elde ettikleri deneyimleri iki tarafın da faydalanacağı şekilde kullanacaklarını söyledi. Karagöz, bu alanda yapılacak çalışmaların geleceğin alternatif enerji kaynaklarını doğru şekilde kullanmaya rehberlik edeceğini de sözlerine ekledi.

    Yaklaşık 8 yıldır enerji alanında faaliyet gösterdiklerini söyleyen RMS Genel Müdürü Volkan Aslan ise yeşil enerji ve hidrojen konularında da ciddi çalışmalar yürüttüklerini aktardı. Alternatif enerji kaynakları konusunda kendilerini geliştirmeye gayret ettiklerini vurgulayan Aslan, Türkiye’nin sektördeki yerli ve milli gücü olma noktasında adımlar atmaya devam edeceklerini söyledi.

    Firma ile görüşmelerin ardından hızla yol aldıklarını söyleyen Araş. Gör. Mert Ali Özel de Bursa Uludağ Üniversitesi’nin, Sürdürülebilir Kampüs hedefleri çerçevesinde RMS firması ile temiz enerji çözümleri noktasında kıymetli projelere imza atacaklarına inandığını belirtti. Mert Ali Özel, işbirliğinin aynı zamanda temiz enerjili laboratuvar kurulumu ve bu alanda kariyer hedefi bulun öğrenciler için yarı zamanlı iş ve staj desteği kazandıracağını da açıkladı.

  • “İşçi bulamıyoruz”

    “İşçi bulamıyoruz”

    Eskişehir Organize Sanayi Bölgesi Başkanı Nadir Küpeli, TÜİK’in açıkladığı işsizlik rakamlarını değerlendirerek, “Biz Eskişehir’de sanayide çalıştıracak kalifiye işçi bulamıyoruz. Aslında Türkiye’de işsizlik değil, işçisizlik sorunu var” dedi.
    Eskişehir Organize Sanayi Bölgesi (OSB) Başkanı Nadir Küpeli, bugün TÜİK tarafından açıklanan işsizlik rakamlarını değerlendirdiği açıklamasında çarpıcı tespitlerde bulundu.

    Başkan Küpeli “Açıklanan rakamlara göre işsizlik oranı son 9 yılın en düşük seviyesinde olduğu belirtilmiş. Verilere göre hala 3 milyonu aşkın insan işsiz görünüyor. Biz Eskişehir’de sanayide çalıştıracak kalifiye işçi bulamıyoruz. Aslında Türkiye’de işsizlik değil, işçisizlik sorunu var” diye konuştu.

    TÜİK tarafından açıklanan son işsizlik rakamları üzerine açıklamalarda bulunan Eskişehir OSB Başkanı Nadir Küpeli, “Son TÜİK verilerine göre; 15 ve daha yukarı yaştaki kişilerde işsiz sayısının 2023 yılı mayıs ayında bir önceki aya göre 193 bin kişi azalarak 3 milyon 328 bin kişi olduğu belirtilmiş.

    İşsizlik oranının ise 0,5 puan azalarak yüzde 9,5 seviyesinde gerçekleştiği ifade edilmiş. İşsizlik oranı erkeklerde yüzde 7,7 iken kadınlarda yüzde 13,0 olarak tahmin edilmiş. Diğer yandan istihdam edilenlerin sayısı ise 2023 yılı mayıs ayında bir önceki aya göre 63 bin kişi artarak 31 milyon 716 bin kişi olmuş. Açıklanan bu verilere göre işsiz insan sayısının düşmesi, istihdam edilen insan sayısının artması elbette sevindirici gelişmeler” şeklinde konuştu.

    “Sanayimiz çalıştıracak işçi bulamıyor”
    Başkan Küpeli, fabrikalarda çalışacak nitelikli personel bulamama sorunu yaşadıklarını belirterek, “İşsizlik rakamlarındaki bu gelişmeye rağmen, biz sahada ciddi bir ‘işçisizlik’ sorunu yaşıyoruz ne yazık ki. Şu anda Eskişehir OSB’deki sanayi kuruluşlarının toplamda 1500’e yakın acil hemen işçiye ihtiyacı var. Ama biz fabrikalarımızda çalıştıracak kalifiye insan ve işçi bulamıyoruz. Birçok fabrikanın kapısında eleman ilanları var. Biz burada gerçek manada bir ‘işçisizlik’ sorunu yaşıyoruz.

    Neredeyse her fabrikada kalifiye ve meslek sahibi insan bulmakta çok ciddi bir sıkıntı başladı. Bu işçi bulamama sıkıntısı tüm sektörlerde ve tesislerde aynı ölçüde yaşanıyor. Yeni nesiller maalesef iş beğenmiyor. Üniversite mezunu gençler neredeyse asgari ücretle çalışmaya ve bir işe girmeye razıyken, iyi yetişmiş kalifiye bir işçiye asgari ücretin 2-3 katı üzerinde maaş verseniz bile bulamaz hale geldik.

    Sanayide otomasyon ve robotlaşma artıyor. Ama her işi robotlara yaptıramıyorsunuz, belli işlerin hala iyi yetişmiş işçiler ve kalifiye çalışanlar tarafından yapılması gerekiyor. Eski yıllarda bu sıkıntı bazı sektörlerde ve meslek dallarında yaşanıyordu. Şimdi tüm sektörlere yayılmış durumda. Buna devletimizin kalıcı çözümler geliştirmesi gerekiyor. Mesleki eğitimin özendirilmesi ve teşvik edilmesi gerekiyor” ifadelerine yer verdi.

    “Gençleri sürekli üniversite hayalleriyle yetiştirmekten ve sürekli oralara yönlendiren mevcut sistemimizi acilen değiştirmemiz gerekiyor” diyen Başkan Küpeli, sözlerini şöyle sürdürdü:
    Bu kadar gencin üniversite sınavına girmek için çaba göstermesi, planlamada bazı şeylerin yanlış olduğunu gösteriyor. Sırf Eskişehir’de değil hangi sanayici dostumla konuşursam konuşayım, Türkiye’nin dört bir yanındaki sanayi kuruluşları aynı sıkıntıyı yaşıyor.

    Herkes çalıştıracak işçi bulamamaktan dert yanıyor. Bu sorun artarak devam ediyor. Milyonlarca gencimiz meslek sahibi olup, erken yaşta para kazanmak ve iş yaşıma katılmak yerine, ne yazık ki üniversitelerde okumak için senelerini ve parasını harcıyor. O kadar çok üniversite mezunu olunca bu sefer çok kıymetli olması gereken, uzmanlık gerektiren mühendislik gibi birçok meslek dalında rekabet çok olduğu için insanların kazancı ister istemez düşük kalıyor.

    Mesleğin kalite ve değeri düşüyor. Gençlerimizin hepsini üniversitelere yönlendirmek yerine, önemli bir kısmını meslek liselerine yönlendirmemiz gerekli, sanayimize, iş dünyamıza, ticaret hayatımıza, esnaflarımıza çok iyi yetişmiş genç işgücüne ihtiyacımız var. Bu her meslek için dalı için aynı şekilde, sanayide iyi kaynakçıya da, CNC operatörüne de, montaj elemanına da ne kadar ihtiyaç varsa, elektrik tamircisinin, berberin, terzinin de yetişmiş insana çırağa ve kalfaya ihtiyacı var.

    Mevcut sistemi kökten değiştirmezsek ilerleyen yıllarda belki sanayide bazı işleri daha fazla robotlara yaptırabiliriz. Ama esnaflıkta birçok işi yeni gelen gençlerin yapması, iş meslek ve ahlakının bu çok değerli mirasın yeni nesillere aktarılması gerekiyor. Gençleri sürekli üniversite hayalleriyle yetiştirmekten ve sürekli oralara yönlendiren mevcut sistemimizi acilen değiştirmemiz gerekiyor. Sanayimizin bu kadar çok mühendise ihtiyacı yok, bizim meslek lisesi mezunu işçiye, meslek yüksekokulu mezunu teknisyen ve teknikere çok ihtiyacımız var.”

    “Gelecek mesleki eğitimde ve sanayide”
    Başkan Küpeli, son olarak geleceğin mesleği eğitim ve sanayide olduğunu aktararak, “Eskişehir’de kalifiye işgücü açığını azda olsa gidermek için kendi meslek lisemizi kurduk. Bu yıl ilk 100 öğrencimizi mezun ettik ve büyük bir çoğu sanayide çalışmaya başladı. Önümüzdeki yıllarda her yıl 390 civarında öğrenciyi mezun ederek sanayimize işgücü temin edeceğiz.

    Bu yıl EOSB Meslek Lisemize o kadar yoğun bir talep var ki, 390 kişi alacağımıza okulumuza bu tercih günlerinde başvuran sayısı şimdiden bini aşmış durumda. Tahminen bin 500’ün üzerinde bir başvuru alacağız. Aileler ve gençler meslek lisesinin önemi kavramış durumdalar. Bu güzel gelişmenin tüm yurt sathına yayılması gerek, kamu veya özel meslek liseleri en çok tercih edilen okullar haline gelmeli. Çünkü gelecek mesleki eğitimde ve sanayide” ifadelerinde bulundu.

  • Sanayi sektörü hizmet sektörünü solladı

    Sanayi sektörü hizmet sektörünü solladı

    Çalışma ve İş Kurumu İl Müdürlüğü (İŞKUR) tarafından Ocak-Haziran 2023 döneminde yapılan işe yerleştirmelerde bir ilk gerçekleşerek, sanayi sektörü istihdamı diğer tüm sektörlerdeki istihdamın önünde yer aldı.

    Konuyla ilgili yaptığı değerlendirmede Samsun’da faaliyet gösteren firmaların sektörlere göre incelendiğinde en fazla sayıda işletmenin hizmet sektöründe yer aldığını belirten Samsun Valisi Doç. Dr. Zülkif Dağlı, bununla birlikte son yıllarda Valiliğin koordinasyonunda yürütülen çalışmalar neticesinde yeni açılan organize sanayi bölgeleri ve firmaların sayısında artış yaşandığını ifade ederek, “Büyüyen ekonomisi, genç ve yetenekli iş gücü, sahip olduğu OSB’leri ile Samsun, bölge ve ülke ekonomimize önemli katkılar sağlamaktadır. Özellikle son dönemde ilimizde sanayi sektörü gelişim göstermiş, yeni fabrika ve firmalar açılmıştır. Elbette bu sektörde imalat yapan, faaliyet gösteren işletmelerimize de Çalışma ve İş Kurumu İl Müdürlüğümüz tarafından İŞKUR programları öncelikli olarak kullandırılmakta ve eleman ihtiyaçları karşılanmaktadır. Çalışma ve İş Kurumu İl Müdürlüğümüzün son on yıllık işe yerleştirme verileri incelendiğinde, ilimizde ilk kez sektörel olarak, 2023 yılı Haziran ayında işe yerleştirme sayılarına göre sanayi sektöründe işe yerleştirme sayısı hizmet sektöründe işe yerleştirilen kişi sayısını geçmiştir” dedi.

    8 bin 309 kişi işe yerleştirildi

    Sayısal verileri de açıklayan Dağlı, “Haziran ayı verilerine göre, Ocak-Haziran 2023 döneminde toplam 8 bin 309 kişi Samsun Çalışma ve İş Kurumu İl Müdürlüğü tarafından işe yerleştirilmiş, bu sayının 3 bin 790 kişisi sanayi sektöründe gerçekleştirilmiştir. Bu sayıyı 2 bin 851 kişi işe yerleştirme ile hizmet sektörü, 1254 kişi işe yerleştirme ile inşaat sektörü ve 414 kişi işe yerleştirme ile tarım sektörü takip etmektedir. Bu rakamlar Samsun’da organize sanayi bölgelerine ve sanayi sektörüne yapılan yatırımların karşılığının alınmaya başlandığının somut ve memnuniyet verici göstergeleridir. Sadece bölgesinin değil ülkemizin de önemli bir sanayi şehri olan Samsun’da sağlanan tüm desteklerle birlikte üretim ve istihdam imkanları daha da artacak, şehrimiz birçok sektördeki yerli ve milli üretimi, genç ve yetenekli iş gücü ve büyüyen ekonomisiyle bölge ve ülke ekonomimize önemli katkılar sağlamaya devam edecek, Türkiye Yüzyılı’nın inşasına önemli katkılar sunacaktır” diye konuştu.

  • Makineleşmeyle sanayiye katma değer sağlayacak

    Makineleşmeyle sanayiye katma değer sağlayacak

    Bursa Eskişehir Bilecik Kalkınma Ajansı (BEBKA) ile işbirliği yapan Büyükşehir Belediyesince 2014 yılında başlatılan “Bursa İpeği Yeniden Hayat Buluyor” adlı projenin ilk aşamasında yerli kozadan ipek iplik üretimi için mesleğe yeni ustalar kazandırıldı.

    İpek halı üretiminde 1400, ipek kumaşta da 700 kişiye eğitim verilen projenin ikinci aşamasında ise Umurbey İpek Üretim ve Tasarım Merkezi’nde elde edilen ürünlerin sanayileşmesi sağlanacak.

    Sonraki süreçlerde katma değerli ürünler imal edilerek Bursa ipeği her aşamasıyla dünyaya yeniden pazarlanacak.

    Üçüncü aşamada hedef, ameliyat ipliği üretimi

    Merkezin üretim sorumlusu Resul Makav, projenin ilk aşamasında ipekçilik kültürünün yaşatılması odaklı çalışma yaptıklarını anlattı.

    Bu merkezde halen geleneksel yöntemlerle üretim yapıldığını belirten Makav, ikinci aşamada sanayileşmeye geçileceğini dile getirdi.

    Otomatik olarak jakar tezgah, sonra da kozadan ipek çekim makinesinin merkeze kazandırılacağını aktaran Makav, “Tabii bunlar bu kültürün devamıydı. Şimdi biz sanayileşme aşamasının bir tık üstü olan aşamaya geçmiş olduk. Normalde biz kozadan ipek çekimini buradan yapıyoruz ama eski usul 500-600 yıllık tepme mancınıkla yapıyoruz. Şimdi ise sanayi işi kendi makinesi olacak. Kendi kozasıyla kendi ipini üreteceğiz.” diye konuştu.

    Makav, makineleşmeye geçince aylık yaklaşık 150 kilogram ipek iplik üretebileceklerini kaydetti.

    Yaklaşık 1 metrekare halı için 7 kilogram ipek gerektiğini ifade eden Makav, sözlerini şöyle sürdürdü:

    “Hem kendi ham maddemizi çıkarmış oluyoruz hem de bunun iplik olarak satışını yapabiliriz çünkü kozanın kilosu 300-400 lira civarı. Siz bundan ipek iplik elde ettiğiniz zaman kilosu 150 dolardan başlıyor, 200 dolara çıkıyor. İpek, Türkiye için çok ihtiyaç olan bir şey değil lakin bunu biz stratejik ürün haline getirmeye çalışıyoruz. Çünkü çoğu ameliyatlarda yani yüzde 80’inde kullanılan iplikler ipekten oluşuyor. Bunun bir üstü de ipek iplikten ameliyat ipliği projesi var. Bunun şu an Türkiye’de yapılması için AR-GE çalışmaları çok yüksek. Biz bunu da yapmaya çalışacağız.”

    İpek halıda santimetrekareye düşen ilmek sayısı arttıkça hem üretim zamanının uzadığına hem de fiyatının yükseldiğine dikkati çeken Makav, giderlerin Büyükşehir Belediyesince karşılanmasının ürün fiyatlarının minimum düzeyde kalmasını sağladığını sözlerine ekledi.

  • Bursa sanayisinin olası depremlere hazırlığı konuşuldu

    Bursa sanayisinin olası depremlere hazırlığı konuşuldu

    Bursa OSB Hizmet Binası çok amaçlı toplantı salonunda düzenlenen ‘Bursa’nın Deprem Riskleri ve Sanayi Yapılarının Deprem Performansları’ konulu sempozyum, yoğun bir katılımla gerçekleşti.

    Moderatörlüğünü Uludağ Üniversitesi Rektör Yardımcısı, İnşaat Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof.Dr. Adem Doğangün’ün yaptığı programda açılış konuşmasını gerçekleştiren Bursa Organize Sanayi Bölgesi Yönetim Kurulu Üyesi Özgür Şahin, konuşmacılara, katılımcılara ve sempozyumda emeği geçen herkese teşekkür ederek, organizasyonun katılımcılara ve Bursa’ya faydalı olmasını diledi.

    “ÜRETİMİN DURMASI BÜTÜN TOPLUMU FELÇ EDİYOR”

    Moderatör Prof.Dr. Adem Doğangün ise  6 Şubat’ta başlayarak 11 ili etkisi altına alan depremlerin Türkiye’ye maliyetinin büyük olduğunu belirterek, ” Ancak can kayıplarımız maliyetlerle ölçülemez. Yakın zamandaki depremlere baktığımızda genelde gece saatlerinde gerçekleşiyor. Durum böyle olunca sanayi alanlarında can kayıpları yaşanmıyor gibi bir algı oluşuyor ancak Bursamızda 24 saat vardiya ile çalışan sanayi kuruluşlarımız var. Dolayısıyla Bursamızda olası bir depremde sanayi bölgelerimizde de can kayıpları gündeme gelebilir. Sanayi bölgelerimizdeki maddi kayıpların büyüğü aslında binalarda değil oradaki makinelerde, alet edevatlarda meydan geliyor. Aynı zamanda yaşanabilecek iş gücü kaybı kayıpları daha büyük boyutlara çıkarıyor. Üretim olmadığı zaman bu bütün toplumu etkiliyor ve adeta hayatı felç ediyor. Dolayısıyla sanayi yapılanmaları biraz daha ön planda olmalı. Aynı zamanda sanayi bölgelerinde bulunan bir takım kimyasalların yayılması ya da yaşanabilecek yangınlar çok daha büyük zarara neden olabiliyor. Sanayi bölgelerindeki doğru yapılanmalar can ve mal kayıplarını azaltmada etkili olacaktır” dedi.

    “BURSA, SADECE BİNA KAYBETMEZ, TÜRKİYE ÜRETİMİNİ KAYBEDER”

    TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası Güney Marmara Şube Başkanı Engin Er ise, ‘Aktif Fay Hatları ve Bursa için Riskler’ konulu sunumunda, şu ifadeleri kullandı.

    “Şu anda ülkemizin kaynaklarının büyük bir kısmı deprem bölgesine  destek için kullanılıyor. 4 milyar dolardan bahsediliyor. Bu durum depreme hazırlığın ne kadar önemli olduğunu bir kez daha gösteriyor. Bu harcamaların küçük bir kısmını kentsel dönüşüme ve gerekli önlemlere ayırsaydık bu paranın büyük bir kısmı cebimize kalabilirdi. Bursa’da 17 tane sanayi bölgesi var ve şehrimizden aktif fay hatları geçiyor. Dolayısıyla Bursa, ciddi önlemler alınması gereken bir şehir. Türkiye’de 3 ay içerisinde gerçekleşen deprem sayısı 30 bini geçti.Bu depremlerin yarattığı stres bizleri de etkileyebilir. İstanbul’da, Bursamızda, Marmara ve Ege bölgelerinde yaşanabilecek depremlerin kayıpları çok daha büyük olacaktır. Güney Marmara’yı etkileyebilecek üç fat hattı var Bursa’da ve şehrimiz bir sanayi kenti. Bir bölgenin depremden etkilenmesi için öncelikle 6 büyüklüğünde bir etki yaratabilecek bir fay hattının olması gerekiyor. Bu Bursa’da var. İkinci olarak bu fay hattının bizim yerleşim bölgemize ya da sanayi alanımıza yakın olması lazım ve bu da şehrimizde mevcut bir gerçek. Ne yazık ki Bursamızda içinden fay hattı geçen sanayi bölgelerimizin olduğunu da biliyoruz.Dördüncüsü bizim binalarımızın eski olması lazım. 2004yılından önce yapılan binaların çoğu hazır beton değildi. Beşincisi binaların statik hesaplarının uygun olmamasıydı. Bursa sadece bina kaybetmez, Türkiye sanayisini kaybeder. Türkiye milyarlarca dolar zarara uğrar. Bu yüzden iyi zemin, iyi bina çok önemli ve bundan sonraki tüm önlemler bu gerçekler göz önünde bulundurularak alınmalı.”

    “ZEMİN SIVILAŞMASI KONUSU YETERİNCE DİKKATE ALINMIYOR”

    Uludağ Üniversitesi Mühendislik Fakültesi İnşaat Mühendisliği Öğretim Üyesi Prof.Dr. Hakan Tacettin Türker, “Endüstriyel Yapılardaki Genel Riskler” konulu sunumunda, depremlerde yaşanan yıkımlara binaların durumundan çok zeminlerin zayıf ya da problemli olmalarının neden olduğunu anlattı. Prof.Dr. Türker:  “Binaların en doğru şekilde inşa edilebilmesinin yolu zemin hakkındaki bilgilerin doğru elde edilebilmesidir. Burada binaların sağlamlığı açısından zemin sıvılaşmasına çok dikkat edilmeli. Binalarımız ne kadar sağlam olursa olsun, ne kadar iyi bir yapı olursa olsun zemin sıvılaşmasına dikkat edilmediyse yapımızın olası depremlerde yıkılma yüksektir. Yalnızca Bursamızda değil Türkiye genelindeki sanayi yapılarının ne yazık ki zemin etütleri yapılmamış. Zemin sıvılaşması konusu sanayi bölgelerimizde maalesef çok fazla dikkate alınmamış ve alınmıyor. Bu nedenle sıvılaşma koşullarının Bursa’daki sanayi yapılarını ne kadar etkileyeceğinden şu an için emin değiliz ama sanayi bölgelerimizin neredeyse tamamımın alüvyon zemin üzerine kurulu olduğunu biliyoruz. Bu nedenle sıvılaşma, sanayi yapılarımızın birçoğunu ilgilendiriyor. Dünyada bu alanda çok uzun zamandır kullanılan yöntemler mevcut ancak ülkemizde yeni yeni kullanılmaya başlanıyor” dedi.

    “DOĞRU YÖNTEMLER DEPREMLERİN ZARARLARINI AZALTACAKTIR”

    Jeoloji Mühendisi Mehmet Samast, “Zemin Etüdü ve NTD Tahribatsız Test Yöntemleri” konulu sunumunda, konut ya da sanayi binalarının yapımında zemin etütlerinin önemine değindi. Zemin yapılana göre doğru statik hesaplamalar ve doğru işçilik, malzeme kullanımıyla sağlam yapıların oluşturulabileceğini anlatan Mehmet Samast, dünya genelinde kullanılan yöntemlerin güncel olarak takip edilmesi ile mevcut yapıların ya da yeni binaların deprem gerçeğine uygun bir hale getirilebileceğini söyledi. Samast, yakın tarihlerde gerçekleşen depremlerin bu konuyu ülke gündemine bir kez daha getirdiğini belirterek, “Zamanında alınan önlemler deprem kuşakları üzerinde bulunan ülkemizde mevcut depremlerin vereceği zararları minimize edecektir” ifadelerini kullandı.

    Yüksek İnşaat Mühendisi Fatih Genç’de, “Performans Analizi Süreçleri ve Güçlendirme” yöntemleri sunumunda konut ya da sanayi yapılarında mevcut binaların sağlamlık durumlarının bir an önce gözden geçirilerek, zemin ve bina durumlarına göre doğru yöntemlerle gerekli güçlendirme çalışmalarının yapılması gerektiğini vurguladı. Dünyada kullanılan yöntemleri anlatan Fatih Genç, olası deprem durumlarında can ve mal kayıplarını önleyebilmek adına bu çalışmalar acil olarak hayata geçirilmeli. Deprem öncesinde alınan önlemler, deprem sonrasında yaşanan zararlara göre çok daha az maliyetli. Can kayıplarını ise hiçbir bedel telafi edemez. Bu bilinç ve sorumlulukla hareket etmeliyiz” dedi.

    Programda konuşmaların ardından soru-cevap kısmına geçildi ve konuşmacılara günün anısına plaket takdiminde bulunuldu.

  • BALKANTÜRKSİAD tanışma toplantısında bir araya geldi

    BALKANTÜRKSİAD tanışma toplantısında bir araya geldi

    Her yıl geleneksel olarak organize edilen iftar programını bu yıl deprem bölgesinde gerçekleştiren BALKANTÜRKSİAD dernek içindeki çalışmalarını da aralıksız sürdürüyor.

    BALKANTÜRKSİAD’ın tanışma toplantısına BALKANTÜRKSİAD Başkanı Fatih Şakir, BALKANTÜRK Eğitim Vakfı (BEV) Başkanı İlhan Uslu, Haysiyet Divanı Başkanı Vehbi Varlık ve divan üyeleri, Yüksek İstişare Kurulu Başkanı Berat Tunakan ve kurul üyeleri, Denetim Kurulu Üyeleri, BALNET Grubu Başkanları, Genç Nesil Çalışma Grubu Başkanı, BALKANTÜRKSİAD Yönetim Kurulu üyeleri ile BEV Yönetim ve Denetim Kurulu üyeleri katıldı.

    Programda kısa bir konuşma yapan BALKANTÜRKSİAD Başkanı Fatih Şakir, BALKANTÜRKSİAD’ın her gün daha da güçlenerek yoluna devam ettiğini, istikrarlı adımlar attığını ifade ederken bu güçlü adımların arkasında ise kurulları ile yönetim kurulu üyelerinin fedakarlıkları olduğunu belirtti.

    Başkan Fatih Şakir sözlerinin devamında “Her sene geleneksel olarak düzenlediğimiz iftar programını bu yıl ise Hatay’da 4.000 kişinin katılımıyla gerçekleştirdik. Bu vesile ile depremde hayatını kaybeden kardeşlerimize Allah’tan rahmet yakınlarına başsağlığı diliyoruz. Yaraları beraber saracağız. Bugün burada bulunan kişiler seçilmiş kişiler. BALKANTÜRKSİAD’ın kurulları içerisinde yer alan kişiler. Dolayısıyla çok değerlisiniz. Yönetimler değişiyor, istişare kurulları değişiyor ama birbirlerini tanımıyorlar. Bu anlamda tanışma programı olarak da yemeğimiz görülebilir” dedi.

    Başkan Şakir sözlerini, “BALKANTÜRKSİAD ve BEV bir aile. Biz ayrı değiliz, Balkantürk Evi’ni beraber yaptık. Şimdi ise önümüzde Kız Öğrenci Yurdu var onun için de beraber çalışıyoruz” diyerek tamamladı.

    BEV kız öğrenci yurdu için ilk kazma vuruluyor

    Gecede söz alan BEV Başkanı İlhan Uslu da BEV ve BALKANTÜRKSİAD büyük bir aile olduğunu vurguladığı konuşmasında, en büyük projelerinin BEV Kız Öğrenci Yurdu olduğunu ve ilk kazmayı vurmak için bir engel kalmadığını söyledi.

    BALKANTÜRSİAD’ın yeni yönetim kurulu üyeleri Nedim Yılmaz, Seda Ayhan, Erol Kılıç, Halil Sevük ve Turan Cesur’un kendilerini tanıttığı programda BALKANTÜRKSİAD’ın Kurucu Başkanı Naci Şahin, Yüksek İstişare Kurulu Başkanı ve Geçmiş Dönem Başkanı Berat Tunakan ile Haysiyet Divanı Başkanı Vehbi Varlık da görüşlerini paylaştılar. Program Nisan ayında doğan üyelere doğum günü kutlaması ve toplu fotoğraf çekimiyle son buldu.

  • Sanayi üretimi yıllık %8,2 azaldı

    Sanayi üretimi yıllık %8,2 azaldı

    Sanayi üretimi yıllık %8,2 azaldı

    Sanayinin alt sektörleri (2015=100 referans yıllı) incelendiğinde, 2023 yılı Şubat ayında madencilik ve taş ocakçılığı sektörü endeksi bir önceki yılın aynı ayına göre %18,2, imalat sanayi sektörü endeksi %8,2 ve elektrik, gaz, buhar ve iklimlendirme üretimi ve dağıtımı sektörü endeksi %4,5 azaldı.

    Sanayi üretimi aylık %6,0 azaldı

    Sanayinin alt sektörleri incelendiğinde, 2023 yılı Şubat ayında madencilik ve taş ocakçılığı sektörü endeksi bir önceki aya göre %11,2 ve imalat sanayi sektörü endeksi %6,6 azalırken, elektrik, gaz, buhar ve iklimlendirme üretimi ve dağıtımı sektörü endeksi %1,4 arttı.

    Konu ile ilgili açıklamalar

    Deprem felaketinden dolayı, ekonomik verilerin mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmasına ilişkin metodolojik uygulama gerçekleştirilmiştir. Uygulamaya ilişkin detaylar ‘Metaveri’ bölümünde ‘Mevsimsel Düzeltme’ başlığı altındaki model tablosunda yer almaktadır.

    Yıllık değişimler, takvim etkisinden arındırılmış endeks değerlerinin bir önceki yılın aynı ayına göre değişimini ifade etmektedir.

    Aylık değişimler, mevsim ve takvim etkisinden arındırılmış endeks değerlerinin bir önceki aya göre değişimini ifade etmektedir.

  • Üniversite – Sanayi işbirliğine yeni halka

    Üniversite – Sanayi işbirliğine yeni halka

    Rektör Prof. Dr. Ahmet Saim Kılavuz ile Fabio İnsan Kaynakları Müdürü Hilmiye Sur arasında imzalanan protokole göre kurumlar ortak akademik ve bilimsel çalışmalar yürütebilecek. Stajyer veya mezun istihdamı konusunda işbirliği yapılacak. Derslerde deneyim paylaşımı, laboratuvar ve malzeme desteği talep edilecek. Aynı zamanda 2244 Sanayi Doktora Programı çerçevesinde doktora öğrencisi istihdamı yapılabilecek.


    Önceliğimiz Ar-Ge ve bilimsel projeler olmalı

    Törende konuşan Rektör Prof. Dr. Ahmet Saim Kılavuz, üniversite olarak sahip oldukları teorik bilgi birikimini, iş dünyanın pratik bilgi birikimi ile birleştirme konusunda yoğun bir çaba sarf ettiklerini vurguladı. Toplumun ortak aklını temsil ettiklerinin altını çizen Prof. Dr. A. Saim Kılavuz; “Teorik bilgi ile uygulamaya dayalı tecrübeyi bir araya getirdiğimiz takdirde çok olumlu sonuçlar alacağımıza inanıyorum. İşbirliği alanlarımız çok geniş. Proje konularımız da aynı şekilde sayıca çok fazla.

    Bursa bir sanayi kenti. Bizler de üniversite-sanayi işbirliğinin geliştirilmesi için büyük bir gayret gösteriyoruz. Fabio gibi kıymetli bir işletme ile ortaklaşa çok sayıda özel projeye imza atacağımıza inanıyoruz. Burada öncelik alanlarımız Ar-Ge ve bilimsel projeler üzerine odaklanmak olmalıdır. Aynı zamanda işbirliğimiz sayesinde öğrencilerimiz için de yeni staj imkânları oluşacak. Bizlere destek verdikleri için firma yöneticilerimize teşekkür ediyor, protokolümüzün hayırlara vesile olmasını diliyoruz” açıklamasında bulundu.


    Akademik destek memnun ediyor

    Fabio Hava Süspansiyon Sistemleri ve Yedek Parça San. Tic. A.Ş. İnsan Kaynakları Müdürü Hilmiye Sur ise yüzde 99 oranında ihracat odaklı çalıştıklarını belirtti. sektörde 18 yıllık bir tecrübeye sahip olduklarını vurgulayan Hilmiye Sur; “Çalışmalarımıza bilimsel anlamda katkı sağlaması ve karşılıklı bilgi alışverişinin gerçekleştirilmesi adına Bursa Uludağ Üniversitesi ile işbirliği yapacak olmaktan dolayı son derece büyük bir memnuniyet duyuyoruz. İlgi ve desteği için tüm hocalarımıza teşekkür ediyoruz. Hayırlı olsun” diye konuştu.

    Törende firma ile ön görüşmeleri yapan ve proje çalışmalarında koordinatörlük görevini üstlenecek olan BUÜ Mühendislik Fakültesi Otomotiv Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ali Sürmen ile Teknoloji Transfer Ofisi yöneticileri de hazır bulundu.

  • Konya Sanayisine enerjide mobil destek

    Konya Sanayisine enerjide mobil destek

    Konya ve çevre illerdeki sanayi tesisleri ile kamu binalarının enerji etütlerini yapmak ve enerji verimliliği bilinci oluşturmak amacıyla Konya Sanayi Odası, KOP Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı ve Sanayi ve Teknoloji İl Müdürlüğü tarafından hayata geçirilen Enerji Verimliliği Mobil Etüt Aracı Projesi, KOP Bölgesindeki sanayi tesisleri ile kamu kurumlarında enerji verimliliği ölçümleri yapmaya devam ediyor.

    Geçtiğimiz yılın Kasım ayında hizmet vermeye başlayan Enerji Verimliliği Mobil Etüt Aracı’nın yaptığı çalışmalar hakkında bilgi veren KSO Başkanı Mustafa Büyükeğen, “Enerji Verimliliği Mobil Etüt Aracımız ve enerji verimliliği uzmanı arkadaşlarımız işletmelere giderek, baca gazı analizleri, buhar kaçağı ölçümleri, sıvı debi ölçümleri, hava kaçağı tespit ölçümleri, elektrik enerjisi analiz ölçümleri, temaslı-temassız devir ve ilerleme hızı ölçümleri, nem ve sıcaklık ölçümleri, iletkenlik ölçümleri ve ısı geçirgenliği ölçümlerini yerinde gerçekleştiriyor. Enerjilerini daha verimli kullanmaları için işletmelerimize yol gösteren, reçete niteliğinde detaylı bir rapor sunuyoruz. Bugüne kadar KOP Bölgemizdeki 16 işletme ve kamu kurumumuzda enerji verimliliği ölçümleri yaptık. Bu kurumlarımız bir defaya mahsus yapacakları iyileştirme yatırımları ile, yıllık 472, 22 TEP (Ton Eşdeğer Petrol) enerji tasarrufu, bin 769 ton karbondioksit azaltımı ve 11 milyon 390 bin liralık enerji tasarrufu sağlayacaklar” dedi.

    Sanayicilere enerji ölçümü çağrısı

    Enerji verimliliğinin öneminin her geçen gün artmaya devam ettiğini vurgulayan Başkan Büyükeğen, şu ana kadar 50 firmanın daha enerji etüdü için ön kayıt oluşturduğunu söyledi. Tüm sanayi tesislerini enerji ölçümü yaptırmaya davet eden Büyükeğen, “Enerji verimliliği konusu, Avrupa Yeşil Mutabakatı ile daha fazla önem kazanan başlıklardan biri oldu ve gündemdeki yerini korumaya devam ediyor. Bugünden enerji verimliliğini önceleyen, bu alanda yatırım yapan, önlem alan işletmeler, sınırda karbon düzenlemesinden ve bu sürecin getireceği ağır mali yüklerden en az oranda etkilenecekler. Böylece daha rekabet edebilir bir yapıya kavuşacaklar. Bunun için ben tüm işletmelerimizi odamız tarafından verilen enerji verimliliği etüt hizmetinden yararlanmaya davet ediyorum” şeklinde konuştu.

    Enerji Verimliliği Mobil Etüt Aracı ile işletmesine enerji test ölçümü yaptırmak isteyen firmalar, Konya Sanayi Odası bünyesinde bulunan Enerji Verimliliği Etüt Merkezi ile (0332) 503 37 77 numaralı telefondan irtibata geçebilirler.

  • Deprem bölgelerinde sanayinin hasarı 170 milyarın üzerinde

    Deprem bölgelerinde sanayinin hasarı 170 milyarın üzerinde

    Bakan Varank, deprem bölgesi Hatay’daki Antakya Organize Sanayi Bölgesi’nde sanayicilerle istişare toplantısında bir araya geldi. Toplantının ardından açıklamalarda bulunan Bakan Varank, iki büyük deprem yaşadıklarını ve 11 ilde çok büyük yıkımların olduğunu, 14 milyon vatandaşın bu afetten etkilendiğini söyledi. On binlerce bina ve tesisin yıkıldığını kaydeden Bakan Varank, “İnsanlarımız yuvalarını, sanayi ve ticaret erbabımız ekmek teknelerini kaybetti. Depremde hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet, yaralılarımıza acil şifalar diliyorum. Bu dönemde tüm kurumlarımızla koordinasyon içinde bir süreç yönetimi gerçekleştiriyoruz. Deprem bölgesi için seferber olmuş durumdayız. Cumhurbaşkanımız Kahramanmaraş’ta depremzede vatandaşlarımız için yapılan ilk kalıcı konutların temelini atıyor. Biz de bakanlık olarak acil ihtiyaçların temini noktasında vefakar sanayicilerimizle işbirliği içinde büyük bir çaba gösterdik” diye konuştu.

    “Alt yapı, bina, makine ve stok hasarına yönelik maliyetin 170 milyar liranın üzerinde olacağını öngörüyoruz”
    Sanayinin mevcut durumu, sorunları ve çözüm önerileri konusunda hummalı bir çalışma yürüttüklerinin altını çizen Bakan Varank, “Organize sanayi bölgeleri, sanayi siteleri ve bireysel üretim tesislerinde hasar tespitlerini gerçekleştirdik. Bölgede üretimde olan 34 organize sanayi bölgesinin 7’sinin alt yapısında kısmi hasarlar oluştu, bunların tadilatlarına başladık. Organize sanayi bölgeleri ve sanayi sitelerinde yıkılan ağır ve orta hasarlı 5 bin 600’e yakın tesis var. Bunların yanında 33 bin tesiste de bazısında kısmi olmak üzere üretimler devam ediyor. Alt yapı, bina, makine ve stok hasarına yönelik maliyetin 170 milyar liranın üzerinde olacağını öngörüyoruz. Hatay özelinde ise faal olan 4 organize sanayi bölgesinde 14 orta ya da kısmen ağır, 37 az hasarlı tesis bulunuyor. 39 fabrikada da bu felaketi hasarsız atatmış durumdayız. Faal 12 sanayi sitesinde de yıkılan ağır ve orta ve az hasarlı binalar mevcut. Organize sanayi bölgesi ve sanayi sitesi dışındaki sanayi tesisleriyle birlikte Hatay’daki hasarın 44 milyar liranın üzerinde olduğunu öngörüyoruz” ifadelerine yer verdi.

    İskenderun’a 21 metrekarelik geçici iş yeri
    Bakan Varank, Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı koordinasyonunda sanayiyi ihya ederek, bölgeyi ayağa kaldırmayı hedeflediklerini bildirdi. Bakan Varank, İskenderun’da depremde yıkılan Büyük Çarşı yerine her biri 21 metrekarelik geçici iş yerinden oluşan bir çarşı kuracaklarını ve bölgenin ihyası için kalkınma ajansı aracılığıyla 1 milyarlık kaynağın harekete geçirildiğini belirtti.

    1.5 milyona yakın faizsiz kredi desteği
    Bölgede uygun alanları sanayi yerleri olarak ilan edeceklerinin altını çizen Bakan varank, “Belirlenen alanlarda kısa sürede modern iş yerleri, sanayi tesisleri yükselecek. Esnafımız çok uygun fiyatlarla tahsis edecekler. Yıkılan veya kullanılamayacak hasarlı sanayi iş yerlerinin yerinde yapılması için de ciddi destekler vereceğiz. KOSGEB ile Acil Destek Kredisi Programı’nı hemen uygulamaya başladık. 1.5 milyon liraya kadar faizsiz kredi desteği veriyoruz. Afet bölgesinde KOSGEB alacaklarının kısmen ya da tamamen silinmesi için gereken adımları attık” diye konuştu.

    Konteyner başı 30 bin liralık destek
    Sanayicilerin taleplerinden birinin de çalışanların konaklaması için konteyner olduğunu kaydeden Bakan Varank, konteyner satın alacak KOBİ’lere konteyner başına 30 bin liralık destek sağlayacaklarını bildirdi. Bakan Varank, bölgeye yeni yatırımları teşvik etmek için depremlerin ağır yıkım yaptığı ilçeleri Cazibe Merkezleri Destekleme Programı’na dahil ettiklerini kaydetti.

    Özel bankalara çağrı
    Depremden etkilenen şehirlerdeki yatırımlar için düzenlenen yatırım teşvik belgelerinin sürelerini 3 yıl uzattıklarına işaret eden Bakan Varank, “Küçük Sanayi Sitesi esnafımızla istişarede bulunduk, sorunlarını dinledik. Bugün en fazla aldığımız şikayetlerden bir tanesi özellikle özel bankaların bu bölgede gerekli hassasiyeti göstermemesiydi. Özel bankalarımıza bir çağrı yapmak istiyorum. Lütfen Bankalar Birliği ile almış olduğunuz kararlara uyun. Burada kredi ertelemesi başta olmak üzere esnafımıza ve sanayicilerimize zorluk çıkarmayın. Burada acil ihtiyaçların giderilmesi noktasında bankaların büyük etkisi var. Özel bankalarımız, Bankalar Birliğinin almış olduğu kararlara uysunlar. Sanayici ve iş insanlarımıza yardımcı olsunlar” ifadelerini kullandı.