Etiket: savunma sanayi

  • YÖK-SSB arasında iş birliği

    YÖK-SSB arasında iş birliği

    Kurulu, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) Akademinin ders içeriklerinin üniversite müfredatına dahil edilerek kredilendirilmesine ilişkin protokol imzalamasının ardından, Savunma Sanayi Başkanlığı ile de iş birliğine gitti.

    Buna göre, Savunma Sanayi Başkanlığı ile imzalanan protokolün devamı olarak Savunma Sanayi Akademi tarafından hazırlanan ve içeriği Yükseköğretim Kurulu Eğitim Komisyonunca uygun görülen ‘Savunma Sanayi 101’ ile ‘Savunma Sanayi 401’ dersleri, yükseköğretim kurumlarının ilgili kurullarınca onaylanması halinde mühendislik bölümlerinin olduğu fakültelerde savunma sanayii ile ilgili olabilecek mühendislik bölümlerinde seçimlik ders olarak yer alacak. Söz konusu dersleri doğrudan SSB Akademiden alan adı geçen bölümlerdeki öğrencilerin derslerinin nasıl kredilendirileceği konusunda üniversiteler karar alacak.

    Savunma Sanayi 101

    ‘Savunma Sanayi 101’ dersi ile savunma sektörüne giriş için gereken temel ve teknik yetkinliklerin kazandırılması, sektörün kapasitesini artırmak ve dolayısıyla ulusal güvenliği daha ileri seviyelere çıkarmak amacıyla öğrencilerin ekosisteme katılması için farkındalık oluşturulması amaçlanıyor.

    Savunma Sanayi 401

    ‘Savunma Sanayi 401’ dersinde ise savunma teknolojileri ve sistemlerinin tarihçesi ve gelişimi ile savaş tarihindeki gelişmeler, bu gelişmelerin bilim ve teknoloji alanlarındaki ilerlemelerle ilişkisi, dünyada önde gelen savunma sanayi firmalarının çalışmaları, günümüzde ve gelecekte savunma ve silah teknolojilerindeki gelişmeler anlatılacak.
    Başta Savunma Sanayi Başkanlığı yöneticileri olmak üzere savunma sektöründe önde gelen firmaların ve kurumların yöneticileri de derslerde öğrencilere hitap edecek.
    Pilot uygulama olarak bahar döneminde iki dersle başlanacak uygulamaya, önümüzdeki dönemlerde yeni derslerle devam edilecek.

  • Türk savunma sanayisi İzmir’de konuşuldu

    Türk savunma sanayisi İzmir’de konuşuldu

    MÜSİAD ev sahipliğinde, Ege Üniversitesi Bilal Saygılı Camii ve Külliyesi Ertuğrul Gazi Konferans Salonu’nda düzenlenen dost meclisi toplantısında, Türk Savunma Sanayisi ve Altay tankındaki son gelişmeler hakkında bilgiler verildi. Kur’an-ı Kerim tilavetiyle başlayan programa BMC CEO’su Prof. Dr. Murat Yalçıntaş, MÜSİAD İzmir İl Başkanı Gökhan Temur, bölge ve il müdürleri, STK’lar ve vatandaşlar katıldı.
    Programa katılamayan AK Parti İzmir İl Başkanı Bilal Saygılı’nın mesajının okunmasının ardından kürsüye çıkan Temur şu sözlere yer verdi: “Savunma sanayi ekonomik kalkınma üzerinde önemli bir etkiye sahiptir. Savunma sanayi, bağlantıları güçlü bir sektördür. Savunma sanayisi üstün olan ülkelerden birçoğunun teknolojik üstünlüğe sahip gelişmiş ülkeler olduğu görülmektedir. Savunma sanayi, ülkelerin sahip olduğu gelişmişlik düzeyiyle yakından ilişkilidir. Yapılan çalışmalar, Türkiye’nin sanayileşme sürecinde, savunma sanayinin sanayileşmeyi olumlu etkilediği sonucuna ulaşılmıştır.”

    “Savunma sanayi tüm sektörlerin anası”

    Savunma sanayinin önemine değinen BMC CEO’su Prof. Dr. Murat Yalçıntaş, “Savunma sanayi aslında bir ülkedeki tüm sektörlerin anası, temelidir. Her gün kullandığımız teknolojiler; internetinden tutun da kullandığımız GPS’lere kadar hepsi bütün sistemine, röntgenine kadar birçok teknolojinin temeli savunma sanayidir. Savunma sanayinin gücü Türkiye’ye önce özgür olma şansı verir. Ondan sonra da diğer ülkelere tahakküm etme şansı verir. Eğer iyi bir savunma sistemine sahip olmak istiyorsanız kendi savunma sanayinizi kendiniz yapmak, kendi silahınızı ve kendi savunma araçlarınızı kendiniz geliştirmek zorundasınız. Bugün biz BMC olarak savunma alanında kara araçları ihracatında Türkiye birincisiyiz. Tüm Türkiye’nin kara araçları ihracatının yüzde 45’ini geçen sene biz ürettik. Türkiye’de ilk üç havacılık sektöründen dördüncüsü biziz. Biz bütün ihracatımızı Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin ve Milli Savunma Bakanlığının ismiyle yapıyoruz. Dolayısıyla eğer bu ülkede savunma sanayi değişecekse bunun arkasındaki en önemli güç devlettir” dedi.

    “Türkiye üzerindeki ambargolar halen ciddi olarak devam ediyor. Açık ambargoyu hepiniz biliyorsunuz. Gizli ambargolar da devam ediyor” diyen Yalçıntaş, “Nedir gizli ambargodan kastettiğimiz şey? Ortada yazılı herhangi bir evrak yok, herhangi bir şey yok. Fakat bir şey satın almak istiyorsunuz ve size satmıyorlar. Biz üç boyutlu ölçme cihazı almak istedik. Fakat Avrupa bize satmadı. Bize bu makineyi doğrudan doğruya savunma sanayinde kullanacaksınız diye belirterek satmadılar. İlk önce bilgi alacağız diyorlar ve bir buçuk seneye yakın bekletiyorlar. Bir buçuk sene sonra haber geliyor ve alamıyorsunuz deniyor. Türkiye özellikle son 20, 25 yılda gerçekten bağımsız bir politika izlemeye başladı ve bu izlediğimiz bağımsız politikadan dolayı da bize her türlü ambargoyu uyguluyorlar” şeklinde konuştu.

    Savunma sanayinde sürekli ürün geliştirilmesi gerektiğini söyleyen Yalçıntaş, “Savunma sanayi öyle bir sanayi ki her an için yeni ihtiyaçlar ortaya çıkıyor ve bu yeni ihtiyaçlar çerçevesinde de yeni ürünler geliştirmeniz lazım. Eğer bu ürünü siz geliştirmenizde rakibiniz size karşı bir üstünlük elde ediyor. En son yapılan savaşlarda, özellikle Karabağ Savaşı’nda şu görüldü; Teknolojiler, elektronik teknolojiler, İHA gibi insansız hava araçları orduların en temel gücü olan topçuya karşı çok ciddi bir tehdit oluşturmaya başladı. Çünkü topçular herhangi bir şekilde hedef bulmak için elektroniklerini açtıkları zaman veya ilk atış yapıp da o termal izi verdikten sonra karşı taraf nereden atış yapıldığını hemen tespit ediyor. Dolayısıyla onlar da karşı atış yapıyorlar. Ortaya şöyle bir ihtiyaç çıktı; Öyle bir top olması lazım ki kırk kilometreye kadar atış yapabilen bir sistem olsun. Öyle bir sistem olmalı ki bir dakika içinde kurulup atışını yapabilmeli. Ondan sonra bir dakika içerisinde hemen yerini değiştirebilmeli. Türk Silahlı Kuvvetleri böyle bir sistemle ortaya çıktı. Türk Silahlı Kuvvetleri’nin isteklerine karşı bu geliştirildi” dedi.

    “Yapacağız demedik, yaptık”

    Altay tankının hikayesini aktaran Yalçıntaş, “Altay tankı hakkında çok şey söylerler. Ben göreve geleli iki buçuk sene oldu. Çok haksız eleştiriler yapıldı. Hepsi haksız eleştirilerdi ama cevap veremedik. Neden cevap veremedik? Çünkü askeri boyutu var, çünkü milli menfaatler olduğu için hiçbir şey söyleyemedik. Ne zamana kadar söyleyemedik? Geçen seneye kadar söyleyemedik. Altayları üretip Türk Silahlı Kuvvetleri’ne test etmesi için teslim ettik. Ondan sonra ancak konuşmaya başlayabildik. Yapacağız demedik, yaptık. Yaptıktan sonra işte yaptık dedik. Hala bir şeyler söylüyorlar ama artık onlara da bir şey demiyorum. Ortada hazır bir tasarım vardı, parçalar belliydi fakat birçok parça yabancıydı. Mesela güç grubu silahların kimisi Belçika üretimiydi. Başka parçalar da vardı. Yapılan ambargolar sonucunda Türkiye Cumhuriyeti Devleti, karşı tarafın tankı yaptırmaya ve parçaları vermeye niyetinin olmadığını anlıyor. O zaman kendi göbeğimizi esnaf tabiriyle kendimiz keseceğiz. Kendi motorumuzla kendimiz yapacağız. Kendi zırhımızla kendimiz yapacağız. Kendi mühimmatlarımızı kendimiz yapacağız. Bize neyi vermiyorlarsa onu kendimiz yapacağız. Bu bütün tasarımın sıfırdan baştan yapılması demek. Dolayısıyla BMC şirketi sıfırdan tasarım yapmaya başladı” açıklamalarına yer verdi.

  • Savunma sanayii projelerine BUÜ desteği

    Savunma sanayii projelerine BUÜ desteği

    Türkiye’deki 23 Araştırma Üniversitesi arasında yer alan BUÜ, akademik faaliyetlerin yanı sıra bilimsel çalışmalarını da bu doğrultuda ilerletiyor. Farklı alanlarda iş dünyası temsilcileriyle ortak projeler yapan üniversite yönetimi, BUÜ Teknoloji Transfer Ofisi öncülüğünde teknoloji ve Ar-Ge üzerine faaliyet yapan özel sektör temsilcileriyle yeni protokoller imzalamayı sürdürüyor. Savunma sanayiinde projeler yürüten AntaliaGroup ile BUÜ Uygulamalı Mekanik ve İleri Malzemeler Araştırma Grubu arasında bir mutabakat metni imzalandı. Gerçekleştirilen imza törenine BUÜ Rektörü Prof. Dr. Ferudun Yılmaz, AntaliaGroup İcra Kurulu Başkanı Mehmet Adıgüzel, Mühendislik Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Murat Yazıcı, BUÜ Teknoloji Transfer Ofisi Genel Müdür Yardımcısı Öğr. Gör. Nihal Sağlam ile firma yöneticileri katıldı.

    BUÜ’nün yüklenmiş olduğu Araştırma Üniversitesi misyonu doğrultusunda üniversite-sanayi işbirliği konusunda özel bir çaba sarf ettiklerini söyleyen Rektör Prof. Dr. Ferudun Yılmaz, tüm akademik ve bilimsel çalışmalarda ilk olarak bu hedefi gözettiklerinin altını çizdi. Türkiye’nin sanayileşme hamlesi doğrultusunda yerli ve milli teknolojinin geliştirilmesi için yoğun bir mücadele verdiğini vurgulayan Prof. Dr. Ferudun Yılmaz; “Cumhuriyetimizin 100. Kuruluş yıldönümünde, kendi teknolojisini üreten bir ülke konumuna geldik. Üniversite olarak bizler de yerli ve milli hamleler doğrultusunda çalışıyoruz. Göreve geldiğimiz ilk günden itibaren gerek Araştırma Üniversitesi olmamızın getirdiği sorumluluk, gerekse de ülkemizin kalkınma hamlesine verebileceğimiz destekler mahiyetinde nitelikli projeler üretmeye çalışıyoruz. Bugün imzalayacağımız protokol, savunma sanayinde yürütülebilecek işbirliğinin esaslarını kapsıyor. Birlikte güzel projeler üretebileceğimizi ve bu işbirliğinin büyüyerek nitelikli çalışmalara vesile olacağına inanıyorum. Hayırlı ve uğurlu olmasını diliyorum” şeklinde konuştu.
    AntaliaGroup İcra Kurulu Başkanı Mehmet Adıgüzel ise firma olarak Türk savunma sanayiinin geliştirilmesinde yerli teknoloji konusunda üniversitelerle işbirliği yapmaya özen gösterdiklerini söyledi. Bursa Uludağ Üniversitesi ile yürütülecek projelerin farklı vizyonlar geliştirilmesine vesile olacağına inandığını kaydeden Mehmet Adıgüzel, işbirliği imkânı için üniversite yönetimine teşekkürlerini iletti.
    Programın son kısmında BUÜ Rektörü Prof. Dr. Ferudun Yılmaz ile AntaliaGroup İcra Kurulu Başkanı Mehmet Adıgüzel hazırlanan mutabakat metnine birlikte imza attı.

  • “Geldiği nokta büyük gurur vesilesi”

    “Geldiği nokta büyük gurur vesilesi”

    İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, İstanbul’da 16’ıncısı düzenlenen Savunma Sanayii Fuarı İDEF 2023’ü gezdi. Emniyet Genel Müdürlüğü, Sahil Güvenlik Komutanlığı ve Jandarma Genel Komutanlığı stantlarını gezen Yerlikaya, sergilenen ürünler hakkında bilgi aldı. Neten isimli jandarma gösteri köpeği de gösteri yaptı. Neten’in gösterisi hayranlıkla izlendi.

    Fuarı değerlendiren Bakan Yerlikaya, “Türkiye’nin savunma sanayiinde geldiği nokta çok büyük bir gurur vesilesi. 21 yıl önce savunma sanayiimizde yerli ve millilik oranı yüzde 27’dü, bu rakam 83’lere geldi. Bu başarının mimarı Sayın Cumhurbaşkanımızdır. Şükranlarımızı arz ediyoruz. Biz İçişleri ailesi olarak, İçişleri Bakanlığı olarak düzenli olarak bu fuara katılıyoruz. Hem ihtiyaçlarınızla ilgili yeni gelişen teknolojinin geldiği noktaya şahit olmak hem de bizim hem kara vatanda 783 bin kilometrekarede, 470 bin kilometrekarede sahil güvenliğimizle beraber mavi vatanda biz huzur ve güvenliğin tesisi için çalışıyoruz. Emniyetimiz hakeza şehirlerde. Üreticiler, savunmayla ilgili olan tüm unsurların tasarımcılarıyla beraber burada gerçekten büyük beyin fırtınaları oluyor ve bunun da nemalarını alıyoruz. Gerek Jandarma Genel Komutanlığı, Sahil Güvenlik Komutanlığı, Emniyet Genel Müdürlüğümüzle iftihar ediyoruz. Buradaki arkadaşlarımızla iftihar ediyoruz. Çünkü İçişleri Bakanlığı olarak biz şehirlerimizde, kırsalda ve mavi vatanda huzur ve güvenin tesisi için varız. En iyi teknolojiyi kullanan, en iyi donanıma sahip, en iyi envantere sahip bir bakanlığız ve dünyada bu noktada en iyileriyiz. Onu da söylemek istiyorum. Çünkü bakanlık olarak biz suçları önlemek için varız.

    Önlenemedi, suç gerçekleştiyse bir an önce aydınlatıp adalete teslim etmek için. Dolayısıyla teknoloji baş döndürücü bir şekilde ilerliyor. Biz de bilin ki baş döndürücü bir şekilde teknolojiyi içişleri bakanı olarak takip ediyoruz. Bu stantlara baktığınız zaman heyecan göreceksiniz, başarma azmini göreceksiniz ve takım ruhunu göreceksiniz. Ben kahraman jandarma, polisimize, sahil güvenliğimize huzurlarınızda bu teknolojik donanıma adaptasyon yetenekleri ve kullanma heyecanından dolayı tekrar teşekkür ediyorum” dedi.

  • Savunma sanayi için Türkiye örnek gösterildi

    Savunma sanayi için Türkiye örnek gösterildi

    Yunanistan, 21 Mayıs’ta genel seçime gidiyor. Yunanistan Başbakanı ve iktidar partisi Yeni Demokrasi lideri Kyriakos Miçotakis, ana muhalefet partisi SYRIZA lideri Alexis Çipras, PASOK lideri Nikos Androulakis, Yunanistan Komünist Partisi (KKE) lideri Dimitris Koutsubas, Yunanistan Çözümü lideri Kyriakos Velopoulos ve Avrupa Gerçekçi İtaatsizlik Cephesi MeRA25 Partisi lideri Yanis Varoufakis, seçime 10 gün kala Yunan Devlet Televizyonu ERT’te canlı yayına katılarak dış politika, savunma sanayii, ekonomi, sağlık, eğitim, göç krizi gibi önemli konularda vaatlerini sıralayıp değerlendirmede bulundu. Oturma düzeninin parlamentodaki koltuk sayısına göre belirlendiği canlı yayın yaklaşık 3 saat sürdü. Moderatörlüğünü gazeteci Giorgos Kouvaras’ın yaptığı programda liderlere 6 başlık altında toplam 36 soru soruldu.

    “Türk halkı kimi seçerse onunla konuşmaya hazırım”

    Başbakan Miçotakis, hükümetinin silahlanma programlarının çok iyi planlandığını ve mali kurallardan sapmadığını ifade etti. Türkiye’de pazar günü yapılacak seçime değinen Miçotakis, “Türk halkının seçimine saygı duyacağız ve kimi seçerlerse onunla konuşmaya hazırım” dedi.

    Çipras savunma sanayi programını eleştirdi, Türkiye’yi örnek gösterdi

    Ana muhalefet lideri Alexis Çipras ise iktidara gelmesi durumunda Miçotakis hükümetinin imzaladığı savunma anlaşmalarını uygulayacağını, ancak Yunan savunma sanayisini üretime daha fazla dahil edeceğini söyledi. Hükümetin yaklaşık 15 milyar euro tutarındaki silahlanma programının Yunan savunma sanayisine katkı sağlamadığını vurgulayan Çipras, savunma sanayii için Türkiye’yi örnek gösterdi. Çipras, “Türkiye’nin savunma programının yüzde 60’ı kendi milli sanayisinde geliştirilirken, Miçotakis hükümetinin 15 milyar euro değerindeki silahlanma programının Yunan savunma sanayisine tek bir euro kazandırmaması kabul edilemez” ifadelerini kullandı.

    Çipras, sınırların korunması gerektiğinin apaçık ortada olduğunu, iktidara gelmesi durumunda Miçotakis hükümetinin sınırlara ördüğü çitleri yıkmayacağını belirtirken, göç ve mülteci sorunlarının çitlerle değil, ancak Avrupa düzeyinde müzakerelerle çözülebileceğini vurguladı.

    Androulakis: “Türkiye’de seçimi kim kazanırsa kazansın üç yol izleyeceğiz”
    PASOK lideri Nikos Androulakis ise Türkiye ile ilişkilere değinerek, seçimleri kim kazanırsa kazansın partisinin politikasının üç ana yol izleyeceğini ifade etti. Androulakis, Türkiye’ye yönelik bir Avrupa politikası oluşturmak için AB’deki vetoyu kaldıracaklarını, Yunanistan sınırları aynı zamanda Avrupa sınırları olduğu için sınırları korumak ve sınır duvarını güçlendirmek için Avrupa fonlarını kullanacaklarını ve silahlanma programları ile Yunan savunma sanayisini güçlendireceklerini aktardı.

    KKE lideri Koutsoubas: “Ukrayna’ya silah göndermek Yunanistan’ın hava sahasını, sınırlarını ve egemenlik haklarını koruma ihtiyacına hizmet etmiyor”

    Yunanistan Komünist Partisi lideri Dimitris Koutsoubas da Fransa, ABD ve diğer ülkelerle imzalanan tüm silahlanma anlaşmalarının NATO’nun çıkarlarına hizmet ettiğini, Yunanistan’ı misilleme hedefi haline getirecek saldırgan eylemlere katılmaya yol açtığını söyledi. Koutsoubas, “Ukrayna’ya silah göndermek, Balkanlar üzerindeki Yunan Hava Kuvvetleri jetlerine, Basra Körfezi ve Karadeniz’de seyreden savaş gemilerine sahip olmak, Yunanistan’ın hava sahasını, sınırlarını ve egemenlik haklarını koruma ihtiyacına hizmet etmiyor” şeklinde konuştu.
    Yunanistan Çözümü lideri Kyriakos Velopoulos ise çok kutuplu bir dünyada Yunanistan’ın kutuplardan biriyle ittifak yapmaması gerektiğini, ülkenin Batı yanlısı duruşunun kendisini dış politika felaketlerinden koruyamadığını vurguladı.

    Türkiye ile anlaşmazlıkları çözmek için bölgesel konferans çağrısı

    MeRA25 Partisi lideri Yanis Varoufakis de toprakları savunmanın her hükümetin görevi olduğunu söyledi. Türkiye ile yaşanabilecek gerginlikte Yunanistan’ın cephaneliğindeki silahları kullanmadan önce müttefiklerinden izin istemeyeceğini, ancak diyalog yürüteceğini vurgulayan Varoufakis, önceliğinin Yunanistan’ın Türkiye ile deniz yetki alanı konusundaki anlaşmazlıklarını çözmek için bölgesel bir konferans çağrısı yapmak olacağını kaydetti.

  • CANiK M2 QCB Türkiye envanterinde

    CANiK M2 QCB Türkiye envanterinde

    Samsun Yurt Savunma (SYS) bünyesinde faaliyet gösteren dünyanın önde gelen hafif silah üreticilerinden CANiK, başarısını bir kez daha tescilledi. 2018 yılında Savunma Sanayii Başkanlığı ile imzalanan Platform Makineli Tüfeği projesi kapsamında geliştirilen CANiK M2 QCB, Türkiye’nin tek ve en büyük kalibre makineli tüfeği olarak onaylandı.

    Yerli ve milli 12.7 x 99 mm uçaksavar için son 3 yıllık dönemde 160 milyon TL Ar-Ge ve 440 milyon TL üzerinde de endüstriyelleşme yatırımı yapıldı. Tüm Ar-Ge, test ve kalifikasyon süreçlerini dünyadaki rakiplerinin performansının çok üzerinde, başarıyla tamamladı. Hızlı değiştirilebilir namlu özelliğine sahip CANiK M2 QCB, Savunma Sanayii Başkanlığı tarafından kabul edilen ve Türkiye’nin kalifiye ettiği en büyük kalibreli makineli tüfek olma başarısını da elde etti.

    Tüm testlerde mükemmel performans

    Türkiye’nin tek yerli ve milli uçaksavarı CANiK M2 QCB, Savunma Sanayii Başkanlığı ile 45 günlük süre içerisinde Amerikan TOP ve NATO standartlarında 23 farklı testin hepsini hatasız ve tekrarsız tamamlayarak, daha önce görülmemiş bir sonuç elde etti. Bu kalifikasyon ve test sürecinde, 200 binin üzerinde mermi kullanıldı. Buzlanma ve kirlenme testlerini dünyada başarı ile tamamlayan tek silah olduğu gibi 20.000 namlu atım ömrü ile de dünya rekorunu kırdı. Bu test sonuçları ile dünyadaki tüm benzerlerinden çok daha üstün bir performans gösteren CANiK M2 QCB Türkiye Cumhuriyeti envanterine girdi.

    “Yerli ve milli uçaksavarımızla gurur duyuyoruz”

    Halk arasında uçak savar olarak bilinen 12.7 mm makineli tüfeğin yerlileştirilmesi ve bu performans ile kalifiye edilmesinin Türkiye’nin savunma sanayinin en büyük başarılarından biri olduğunu söyleyen SYS Genel Müdürü C. Utku Aral, “CANiK markamız ile ülkemizin gücünü daha da ilerilere taşımaya devam ediyoruz. Ekibimizle birlikte yıllar süren Ar-GE ve muazzam bir çalışma sonucu hayata geçirdiğimiz Türkiye’nin tek ve en büyük kalibre makineli tüfeği ile ülkemizin ithal bağımlılığına son verirken, 2022 yılı içerisinde sevk edilmek üzere 2.000 adettin üzerinde de ihracat bağlantısı yapılmıştır. Savunma Sanayii Başkanlığı, silahlı kuvvetler ve kolluk kuvvetlerinin bizlere duyduğu güven ve verdiği destekten dolayı şükranlarımızı sunarız. Samsun Yurt Savunma olarak Türkiye’nin savunma sanayi alanında dünyanın yükselen değeri olması için çalışmaya devam edeceğiz” dedi.