Etiket: seçim

  • Hollanda’daki seçimlerde Türk kökenli 5 aday meclise girdi

    Hollanda’daki seçimlerde Türk kökenli 5 aday meclise girdi

    Hollanda’da, 17 Mart’ta gerçekleştirilen 150 üyeli Temsilciler Meclisi’nin belirlendiği milletvekili genel seçimlerinde Türk kökenli 5 aday meclise girdi. Türk adayların meclise girmesi ülkedeki gurbetçileri sevindirdi.

    Hollanda’da, koronavirüs gölgesinde üç güne yayılan ve 17 Mart’ta yapılan genel seçimlerinin ardından 5 Türk kökenli aday Temsilciler Meclisi’ne girmeyi başardı. Hollanda’da, 150 üyeli Temsilciler Meclisi’nin belirlendiği milletvekili genel seçimlerinden, hükümet ortağı liberal sağ ve liberal sol partiler zaferle çıktı. Sol partiler ise, ciddi oy kaybı yaşadı.Hollanda’da üyelerinin çoğu Türk ve göçmenlerden oluşan Denk Partisi’nde başkent Amsterdam ve Rotterdam kentlerinde zafer sevinci yaşandı.Genel seçimlerin ilk sonuçlarına göre, meclise girmeye hak kazanan 5 Türk kökenli vekiller ise, “Nilüfer Gündoğan, VOLT Partisi, ikinci sıra (Amsterdam) Tunahan Kuzu, DENK Partisi, ikinci sıra (Rotterdam) Mahir Alkaya, Socialistiche Partij SP, üçüncü sıra (Amsterdam) Hülya Kat, D66, onyedinci sıra (Amsterdam) Dilan Yeşilgöz-Zegerius, VVD, beşinci sıra (Amsterdam)” oldu.

    DENK PARTİSİ MECLİSE 3 VEKİL GÖNDERDİ

    Oyların tamamının sayılması üzerine açıklanan resmi sonuçlarda üyelerinin çoğunu Türklerin ve göçmenlerin oluşturduğu Denk Partisi sandalye sayısını 3’e çıkardı. Söz konusu sonuçlar, parti merkezinde sevinçle karşılandı. Farid Azarkan ve Tunahan Kuzu’nun ardından üçüncü sırada ise babası Türk olan Stephan van Baarle, Hollanda federal meclisine girmeyi garantiledi.

    “HOLLANDA MECLİSİNDE ARTIK KALICIYIZ”

    Hollanda Denk Parti Kurucusu Tunahan Kuzu, Demirören Haber Ajansı’na (DHA) yaptığı açıklamada, “Şu anda, Rotterdam’da sonuçlar geldi. Rotterdam’da 4’üncü büyük parti olduk. Oylarımız artırdık, oran olarak da artırdık. Üç tane milletvekili çıkardık. Artık Denk Hollanda parlamentosunda kalıcıdır. Denk mücadelesine yeni bir ekiple yeni bir enerjiyle devam edecektir. Bunun için gerçekten çok mutluyum” dedi.

  • MetroPOLL anketi: Barajı sadece AK Parti ve CHP geçiyor

    MetroPOLL anketi: Barajı sadece AK Parti ve CHP geçiyor

    MetroPOLL Araştırma’nın yayınladığı seçim anketinde katılımcılara “Bu pazar seçim olsa hangi partiye oy verirsiniz?” sorusu yöneltildi. Anket sonucuna göre yüzde 10’luk seçim barajını sadece yüzde 31 ile AK Parti ve yüzde 17.4 ile CHP geçebiliyor.

    Türkiye, Haziran 2023’te yapılacak seçimlere şimdiden hazırlanmaya başlamışken, anketler de gelemeye devam ediyor. Son olarak MetroPOLL Araştırma şirketinin kurucusu ve CEO’su Özer Sencar, şubat ayına ilişkin son seçim anketi sonuçlarını yayımladı.

    “Bu pazar erken bir milletvekili seçimi olsa hangi siyasi partiye oy verirsiniz?” sorusuna verilen yanıtlara göre sadece AK Parti ve CHP’nin yüzde 10’luk seçim barajını geçebildiği görülüyor.

    “Kararsızlar dağıtılmadan” oy oranları şöyle:

    • AK Parti: % 31,
    • CHP:% 17.4,
    • İYİ Parti: % 9.5,
    • HDP: % 8.9,
    • MHP: % 7,2,
    • DEVA Partisi: % 1,5,
    • SP: % 1,1,
    • Muharrem İnce’nin kuracağı parti: % 0,9

  • “Bursa’yı alan Türkiye’yi alır”

    “Bursa’yı alan Türkiye’yi alır”

    Habertürk yazarı Nagehan Alçı, Bursa için ‘seçim barometresi’ benzetmesi yaparak “Yakın tarihe bakın, burada belediye başkanlığını hangi parti adayı almışsa iktidar ya o partiye geçmiş ya da o partide devam etmiş” dedi.

    Habertürk gazetesi yazarı Nagehan Alçı, ‘2020’lerin kilit şehri Bursa. Çünkü Bursa’yı alan Türkiye’yi alır’ başlıklı yazısında 2019’da yapılan yerel seçimlere değindi.

    İlk olarak “2019 yerel seçimlerinin AK Parti açısından en büyük başarısı ve CHP açısından en büyük hezimeti Türkiye’nin 4. büyük şehri Bursa’ydı” ifadesini kullanan Alçı, “İstanbul, Ankara, Antalya, Adana ve Mersin CHP’ye geçti ama AK Parti üstelik 2017 istifa furyasında başkanı değişen illerden olmasına rağmen Bursa’yı aldı” diye yazdı.

    Alçı, Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş’ın, o dönem istifası istenen Recep Altepe’nin yerine gelen ve geldiği yerde aday gösterilen tek isim olduğunu hatırlattı.

    “Bursa çok ilginç bir şehir. Bir nevi seçim barometresi gibi. Yakın tarihe bakın, burada belediye başkanlığını hangi parti adayı almışsa iktidar ya o partiye geçmiş ya da o partide devam etmiş. Son 40 yılda burada merkez-yerel ikiliği hiç yaşanmamış” diyen Alçı, şöyle devam etti:

    “1983’te Turgut Özal ve ANAP iktidara geliyor. 1984’te Bursa Belediyesi’ni de ANAP adayı Ekrem Barışık kazanıyor. 1989’da Özal’ın başbakanlığı sürerken tüm büyükşehirlerde SHP rüzgarı esiyor. Günümüzde muhafazakar-sağ ile özdeşleşen Kayseri’yi bile SHP kazanıyor ki benim amcam Ali İhsan Alçı da o dönem SHP rüzgarıyla belediye başkanı olan bir isim.

    Fakat 1989’daki SHP rüzgarı Bursa’ya uğramıyor. Öte yandan erimekte olan ANAP da kaybediyor. 1989’da Bursa’yı DYP’den Teoman Özalp kazanıyor. 1991’de DYP lideri Süleyman Demirel’in Başbakanlığını müjdeleyen tek büyükşehir Bursa. Diğer tüm metropolleri SHP alıyor.

    1994’te ise bu sefer düşüşe geçen iktidar partisi DYP Bursa’yı kazanamıyor. Anavatan’dan Erdem Saker kazanıyor. 1996’da da Mesut Yılmaz Başbakanlık koltuğuna oturuyor. 1999 Ocak ayında Ecevit 20 sene sonra yeniden Başbakan oluyor, Nisanda yapılan seçimlerde Bursa’da DSP’nin adayı Erdoğan Bilenser sandıktan çıkıyor. Aynı seçimde DSP birinci parti oluyor.

    99’da DSP’ye oy veren Bursa 2002’de AK Parti iktidar olunca 2004’te AK Parti adayı Hikmet Şahin’i seçiyor. Sonrasında Hikmet Şahin’i AK Parti ikinci kez aday göstermeyince, Şahin 2009’da Demokrat Parti’nin adayı oluyor ama 5 yıl önce seçimi almasına rağmen bu kez sandıktan yine AK Parti’nin adayı ve Bursa’yı 2017’deki istifa sürecine kadar yönetecek isim olan Recep Altepe çıkıyor.”

    ‘KİMİN İKTİDAR OLACAĞINI VE KİMİN İKTİDAR KALCAĞINI HEP BURSA BELİRLEMİŞ’

    İktidarda kimin olacağını anlamak için Bursa’ya bakılması gerektiği görüşünü dile getiren Alçı, bunun hiç sekmediğini söyledi. “Türk siyasal tarihine bakıldığında kimin iktidar olacağını ve kimin iktidar kalacağını hep Bursa belirlemiş” diyen Alçı, şunları kaydetti:

    “Ne İstanbul ne Ankara ne İzmir ne Adana ne Konya ne Kayseri ne de Antep… Bursa hem seküler hem muhafazakar hem de siyasi tavır olarak merkez-sağ bir şehir. Yani Bursa ne Konya ne de İzmir. Ama aynı zamanda her iki kimliği de içinde barındırıyor. AK Parti 2004’ten beri Bursa’yı kazanabilmeye devam ediyor.
    O sebeple 2019 seçimlerinde üstelik CHP Bursa’nın meşhur ilçesi Nilüfer’in tecrübeli belediye başkanı Mustafa Bozbey’i aday göstermesine rağmen-ki seçilmesine neredeyse kesin gözüyle bakılıyordu- sandıktan AK Parti çıkması 2023 seçimleri için ilginç bir sinyal veriyor.

    Mustafa Bozbey siyasi tarz olarak Mustafa Sarıgül’e çok benzeyen bir politikacı. 2014’te de Sarıgül İstanbul’u kazanacağından emin gibiydi. Beklemediği şekilde mağlup oldu. İstanbul’da, Ankara’da ve diğer metropollerde esen CHP rüzgarı Bursa’da esmedi 2019’da.

    Tıpkı 89 belediye seçimlerinde esen SHP rüzgarının Bursa’ya uğramaması gibi. AK Parti’yi rahatlatan, CHP’yi ise hayal kırıklığına uğratan bir sinyal bu.”

  • BRTK Genel Başkanı: “Türkiye’de kurulacak sandık sayıları artırılmalı”

    BRTK Genel Başkanı: “Türkiye’de kurulacak sandık sayıları artırılmalı”

    Türkiye’de en az 350 bin kişinin oy kullanacağı gerçeği görülmeli ve sandık sayısı 35 değil en az 150 olması gerektiğini belirten Balkan Rumeli Türkleri Konfederasyonu Genel Başkanı Sabri Mutlu, “Bulgaristan’da seçimlere katılacak her siyasi parti temel insan haklarına saygı çerçevesinde ileri demokrasi ile yönetilen bir Bulgaristan’ı sağlayacaklarını şimdiden taahhüt ve ilan etmelidir” dedi.

    Balkan Rumeli Türkleri federasyonları Bursa’da bir araya geldi. İzmir, Ankara, İstanbul, Bursa, Eskişehir, Edirne, Kırklareli, Sakarya ve Türkiye’nin dört bir yanından gelen BRTK üyesi federasyon ve derneklerin yöneticilerinin yer aldığı toplantı da Balkan ve Rumeli Türklerinin can alıcı sorunlarını gidermek için fikir alışverişinde bulunuldu. Önümüzde bir seçimin olduğunu belirten Balkan Rumeli Türkleri Konfederasyonu Genel Başkanı Sabri Mutlu, “Bizler, Balkan ve Rumeli Türkleri olarak, temsil ettiğimiz camianın yaşadığımız yüzyılın en can alıcı sorunlarını giderme, tarihle barışma, bölge insanımız ile kucaklaşma sürecindeyiz. Özellikle Balkan yarımadasında 1900’lü yıllar başında gündeme getirilen ve sonrasında da Bulgaristan özelinde 1980 yılında zirveye taşınan yok etme (asimilasyon) süreci değişik görüntü ve örtülemelerle halen devam ettirilmektedir. Bölgenin içinden geçtiği hassas, tarihsel süreçte Balkan ülkelerinde gündem seçimler ve etnik kültürel tasnifleme ve sayımlar ile yeniden öne çıkmaktadır. Bölgenin yeniden şekillendiği bu dönemde Balkan Rumeli Türkleri Konfederasyonu (BRTK) olarak duruşumuz tüm ülkelerde eşit, özgürce yaşayacağımız, barış, demokrasi ve kardeşlikten yanadır. Bu vesile ile Bulgaristan’da 4 Nisan 2021 tarihinde yapılacak genel seçimler öncesi bölgede dünün ve bu günün soydaş camiamız açısından ne ifade ettiğini tüm siyasilere ve yöneticilere Bulgaristan özelinde bir kez daha hatırlatmak isteriz. Komünist rejim tarafından doğdukları büyüdükleri vatanlarını terke zorlanan, adeta sürülen insanlarımız seçimlerde kendini ifade etme, oy kullanma sorunu yaşamaktadır. Bunun giderilmesi için Türkiye’de kurulacak sandık sayılarının artırılması zorunluluğu demokratik bir seçim ortamı yaratılmasının olmazsa olmazıdır” dedi.

    “Türkiye’ye en az 150 sandık kurulmalı”

    Öncelikle Korona virüs salgını koşullarında yapılacak seçimlerde insanlarımıza sağlıklı bir ortamın sunulması, hastalık bulaşmaması için her türlü tedbirin alınması gerektiğini belirten Başkan Mutlu, “Türkiye’de kurulacak sandıkların Bulgaristan vatandaşları için anayasal haklarını kullanma, doğdukları topraklarda kendilerini var etme ile yaşama ve yaşatma çabası olduğunun bilincindedirler. Oy kullanacak Bulgaristan vatandaşları Türkiye’deki sayısal varlığı yüzbinlerle ifade edebilecek rakamlardayken en az 350 bin kişinin oy kullanacağı gerçeği görülmeli, Bulgaristan Cumhuriyeti hazırlıklarını buna göre yapmalı ve bunun siyasi sorumluluğunu kabul etmelidir. Salgın süreci de dikkate alınarak Türkiye’de açılacak sandık sayısının 35 değil mutlaka en az 150 olması gerekmektedir” şeklinde konuştu.

    Bunun yanında Bulgaristan’da anadilde eğitimin zorunlu hale getirilmesi, bu hakkın anayasal güvence altına alınmasını beklendiğini belirten Mutlu, “Bulgaristan okullarında okutulan tarih kitaplarında Türklere karşı bulunan düşmanca ifadeler kaldırılmalı, bu duyguyu destekleyen ve bölge barışına asla katkıda bulunmayan tutuma son verilmelidir. Bu konularda Türk ve Bulgar bilim insanlarından oluşacak bir komisyon kurulmalı, müfredat yeniden yazılmalıdır. Azınlıkların birinci sınıf vatandaş olarak tüm kurum ve kuruluşlarda eşit şekilde temsili sağlanmalıdır. Bulgaristan dışında yaşayanlar doğdukları topraklarda üvey evlat muamelesi gördükleri endişe taşımaktadırlar. Doğdukları, büyüdükleri vatanlarında eşit vatandaş olarak yaşama fırsatı ve hakkı talep etmektedirler. Bulgaristan’da seçimlere katılacak her siyasi parti temel insan haklarına saygı çerçevesinde ileri demokrasi ile yönetilen bir Bulgaristan’ı sağlayacaklarını şimdiden taahhüt ve ilan etmelidir. İleri demokrasinin tüm kural ve kurumlarıyla yerleştiği bir Bulgaristan’da yaşamak en temel arzudur. Soya dönüş siyasetinin mimarları tarih önünde mahkûm edilmeli, yaşananların bir daha tekrarlanmaması için bu süreçte yer alan, sorumluluğu bulunan, herkesin mahkeme huzuruna çıkarılması, yargılanması vatanlarında yaşasın ya da koparılsın Tüm Bulgaristan Türklerinin, Avrupa değerlerinin uygulanması ve bu değerlere olan inancın sarsılmaması için Avrupa Birliği üyesi Bulgaristan’dan beklentisidir. Bu konuda şimdiye kadar atılmış hukuksal adımlar mutlaka tamamlanmalı, 30 yılı bulan yargılama ve karar alma süreçleri sonlandırılmalı, dönemin şehit yakınları ile mağdurlarına hak ettikleri maddi manevi tazminatlar derhal verilmelidir. Soya dönüş siyaseti sürecinde gasp edilen kimlikler yasal başvuru gerekmeksizin devletçe tek taraflı olarak iade etmeli ve kütük kayıtlarını aslına uygun olarak yeniden düzenlemelidir. Yurtdışında bulunan Bulgaristan çifte vatandaşlarına Bulgaristan’da seçme hakkı yanında seçilme hakkı mutlaka verilmelidir. Tarihi eserlerin, kültür varlıklarının korunması sağlanmalı, vakıf malları sahiplerine derhal iade edilmelidir. Özellikle 1950, 70 ve sonrasında göç etmiş insanlarımızın Bulgaristan’daki çalışma süreleri sosyal güvenlik anlaşması kapsamına alınarak yasal statüye kavuşturulmalıdır. Bu yıllarda totaliter rejimin baskıları sonucu vatanlarını terk eden ve Bulgaristan dışında yaşamak zorunda bırakılan insanlarımıza vatanlarına giriş kolaylığı sağlanmalı, talep edenlere etnik ayrım yapılmaksızın tekrar oturum ve vatandaşlık verilmelidir. Önümüzdeki sürecin en önemli çalışmalarından biri olarak gördüğümüz sayım ve kayıt altına alma işleminde mutlaka tarafsız gözlemciler yer almalı, azınlıkların temsilcilerinin de bulunacağı ekipler uluşturulması yasal güvenceye bağlanmalıdır. Vatanları ile vatanlarından koparılanların karşılıklı geliştirecekleri her türlü projeye gerek Bulgaristan devleti gerekse yerel yönetimlerce gerekli kolaylıklar sağlanmalıdır” diye konuştu.

    Balkanlar’da Adalet, Haklar, Kültür ve Dayanışma Derneği adına konuşan Sabri İskender, “Bizler, Bulgaristan Halk Cumhuriyetindeki totaliter rejim idaresinin etnik Türklere, Türk Müslüman azınlığına karşı uyguladığı zorla asimilasyon sürecinde yasadışı baskılara maruz kalanlar olarak, Sofya ili Askeri Savcılığında kayıtlı 11-048/1999 sayılı ceza davasının yargılama aşamasına geçilmesi ve bir an önce tamamlanmasını istiyoruz. Bahse konu dava sözde ‘Soya Dönüş Süreci’ olarak adlandırılan liderlerine karşı etnik nefreti yaymaya çalıştıklarından dolay Bulgaristan Cumhuriyet Başsavcılığınca 1991 yılında açılmıştır. Dava, 30 yıldır soruşturma aşamasındadır, mağdurların, bu davanın sonucuna bağlı olan haklan ise sürüncemededir” dedi.

  • Seçimlere girme yeterliliğine sahip partiler açıklandı

    Seçimlere girme yeterliliğine sahip partiler açıklandı

    Yüksek Seçim Kurulu (YSK), seçimlere girme yeterliliğine sahip olan siyasi partileri belirledi.

    Yüksek Seçim Kurulu’nun (YSK) Resmi Gazete’de yayımlanan kararında, 298 sayılı ‘Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanun’ ile 2820 sayılı ‘Siyasi Partiler Kanunu’nun ilgili maddelerine göre, 1 Ocak’tan en az 6 ay öncesi itibarıyla illerin en az yarısında teşkilat kurdukları ve büyük kongrelerini yaptıkları saptanan 17 siyasi partinin seçimlere katılma yeterliliği bulunduğu ifade edildi.

    Kararda bu partilerin Adalet ve Kalkınma Partisi, Anavatan Partisi, Bağımsız Türkiye Partisi, Büyük Birlik Partisi, Cumhuriyet Halk Partisi, Demokrat Parti, Demokratik Sol Parti, Genç Parti, Halkların Demokratik Partisi, Hür Dava Partisi, İYİ Parti, Milliyetçi Hareket Partisi, Muhafazakar Yükseliş Partisi, Saadet Partisi, Türkiye Komünist Partisi, Vatan Partisi ve Yeniden Refah Partisi olduğu belirtildi.

    Kararda diğer partilerin ise genel kongre veya teşkilatlanma koşulunu taşımamaları nedeniyle 298 sayılı kanunun 14. maddesinin 11. bendi ile 2820 sayılı kanunun 36. maddesinde öngörülen nitelikleri kazanmadıklarının belirlendiği kaydedildi.

    T24, Gelecek Partisi’nin mayıs ayında, DEVA Partisi’nin ise haziran ayında yeterliliğe sahip olmasının beklendiğini aktardı.

  • Davuoğlu: Türkiye seçim psikolojisine girmiştir

    Davuoğlu: Türkiye seçim psikolojisine girmiştir

    Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, “Ülkenin 2,5 yıl daha aynı zihniyetle yönetilmesi doğru değil. Türkiye seçim psikolojisine girmiştir. Biz hangi dönemde, ne zaman seçim olursa hazırız.” dedi.

    Davutoğlu, partisinin genel merkezinde basın kuruluşlarının Ankara temsilcileriyle bir araya geldi.

    Yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını sürecinde yaşananların, 22. yüzyılın düzeniyle ilgili ilk işaretleri ortaya koyduğuna dikkati çeken Davutoğlu, ortak akılla zihnen ve ruhen 22. yüzyıl planlaması yapılması gerektiğini söyledi.

    Dünyada son 1 yılda büyük bir dalgalanma yaşandığını, böyle dönemlerin ülkeleri olumlu ya da olumsuz yönde ayrıştırdığını dile getiren Davutoğlu, “Maalesef son 1 yıla baktığımızda 22. yüzyıla hazırlanan bir Türkiye değil, 90’lara 70’lere dönmüş bir Türkiye görüyoruz.” görüşünü savundu. Davutoğlu, dünyanın insan hakları ve özgürlükler konusunda yepyeni dönüşümler yaşadığını, Türkiye’nin ise 1990’lı yılların mantığı içinde olduğunu öne sürdü.

    Boğaziçi Üniversitesindeki gösterilere de değinen Davutoğlu, “Pandemi dolayısıyla gerekli tedbirleri alırsınız ama akademisyen olarak bir üniversitenin kapısına kelepçe takılması gibi sembolik bir şeyi kabul edemem.” dedi. Davutoğlu, oraya teröristler girmişse, polisin görevinin onları ayırıp öğrencilerin gösteri hakkına saygı göstermek olduğunu kaydederek, “Bana gelen bilgi bu tür halay çekenlerin üniversite öğrencisi olmadığı yönünde. Onlar oraya geldi diye öğrencilerin protestosu haksız mı oluyor, kapıya kelepçe vurmak haklı mı oluyor?” diye konuştu.

    Ekonomiye yönelik eleştirilerde de bulunan Davutoğlu, “Pandemiyi kimse bahane olarak getirmesin, bu kolaycılıktır. Bütün ülkeler pandemiyle karşılaştı ama Türkiye küme düştü. Türkiye, dünyanın ilk 20 ekonomisi arasında değil.” ifadesini kullandı.

    Gelecek Partisinin konjonktürel bir parti olmadığını dile getiren Davutoğlu, “Türkiye’yi 20. yüzyıla mahkum etmeye çalışanlara karşı Gelecek Partisi, Türkiye’yi 22. yüzyıla taşıma partisidir.” dedi. Davutoğlu, Gelecek Partisinin 10 ayda kongresini yapacak hale geldiğini ve büyük kongresini gerçekleştirdiğini anlattı.

    “Seçime hazırız”

    “Erken seçim” konusuna da değinen Davutoğlu, “Ülkenin 2,5 yıl daha aynı zihniyetle yönetilmesi doğru değil. Türkiye seçim psikolojisine girmiştir. Biz hangi dönemde, ne zaman seçim olursa hazırız.” diye konuştu.

    Bazen şartların seçimi dayattığını ifade eden Davutoğlu, “2,5 yıllık iktidar performansına baktığımda, Cumhur İttifakı’nın içindeki kırılganlığa baktığımda, bu şekilde ülkenin 5 yılı doldurması, psikolojik olarak, ekonomik olarak, siyasi olarak çok zordur.” görüşünü paylaştı.

    Ekonomide takip edilen politika bu şekilde sürerse gelecek aylarda ekonomik daralmanın çok daha fazla olacağını ileri süren Davutoğlu, “2021 yılında seçim olma ihtimali yüksektir.” değerlendirmesinde bulundu.

    Seçimde en güçlü partilerden birisinin Gelecek Partisi olacağını iddia eden Davutoğlu, “Dip dalga ‘Gelecek Partisi’ diyor. Ondan eminiz. Olacak seçime de hazırız.” ifadesini kullandı.

  • Moldova’da cumhurbaşkanlığı seçimlerini AB yanlısı Maia Sandu kazandı

    Moldova’da cumhurbaşkanlığı seçimlerini AB yanlısı Maia Sandu kazandı

    Moldova’da cumhurbaşkanlığı seçiminin ikinci turunda, kesin olmayan sonuçlara göre, Batı yanlısı Maia Sandu, en çok oyu alarak ülkenin ilk kadın cumhurbaşkanı oldu.

    Bağımsız aday İgor Dodon ile Eylem ve Dayanışma Partisi (PAS) lideri olan eski Başbakan Maia Sandu’nun yarıştığı seçimde, oyların yüzde 99,91’i sayıldı.

    Moldova Merkez Seçim Komisyonunun kesin olmayan sonuçlarına göre, yurt dışında yaşayanlar dahil 3 milyon 287 bin 140 seçmenin bulunduğu ülkede, seçime katılım oranı yüzde 52,78 oldu.

    Sandu yüzde 57,71 oy oranıyla seçim yarışını kazanırken, Dodon, aldığı yüzde 42,29 oy aldı.

    Kesin sonuçların 3 gün içinde açıklanması bekleniyor. Seçimden birinci çıkan aday 45 gün içinde yemin ederek cumhurbaşkanlığı görevine başlayacak.

    Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ilk turu

    Moldova’da mevcut Cumhurbaşkanı İgor Dodon’un görev süresinin sona ermesi nedeniyle 1 Kasım’da seçime gidilmişti. Seçimin ilk turuna katılım oranı yüzde 42,76 olmuştu.

    Moldova Merkez Seçim Komisyonunun verilerine göre, ilk turda Eylem ve Dayanışma Partisi (PAS) lideri olan eski Başbakan Maia Sandu yüzde 36,16 oy alarak birinci, seçimlere “bağımsız aday” olarak katılan mevcut Cumhurbaşkanı İgor Dodon ise yüzde 32,61 oyla ikinci olmuştu.

    Adaylardan hiçbirinin yüzde 50’nin üzerinde oy alamaması nedeniyle seçimler ikinci tura kalmıştı.

    Ülkede, dün cumhurbaşkanlığı seçiminin ikinci turu yapılmıştı.

    Dodon, 2016’da yapılan cumhurbaşkanı seçimini, ikinci turda yüzde 48 oy alan Sandu’ya karşı yüzde 52 oyla kazanmıştı.

  • AK Parti’li Kandemir: 2020 seçimleri kolay olmayacak

    AK Parti’li Kandemir: 2020 seçimleri kolay olmayacak

    AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Erkan Kandemir, “2023 seçimleri kolay olmayacak, bu mücadele kolay olmayacak. Karşımızda istikametini milletin belirlediği bir siyasi hareket değil, kendi Cumhurbaşkanı kazandığında tebrik etmekten imtina eden ama bir başka ülkede başkanlık seçimi olduğunda henüz resmi sonuçlar açıklanmadan onu tebrik eden bir ana muhalefet lideri var.” dedi.

    Kandemir, İsmail Aytemiz Spor Salonu’nda düzenlenen AK Parti Kars 7. Olağan İl Kongresi’nde yaptığı konuşmada, hakkın, hakikatin yanında duran, adalet mücadelesi veren, bunu yaparken hiçbir dengeye yaslanmadan yol yürüyen bir hareketin mensupları olduklarını söyledi.

    Yapacak çok işlerinin, söyleyecek çok sözlerinin olduğunu ifade eden Kandemir, “Allah’a hamdolsun bizim teşkilatlarımız bu hissiyatla Recep Tayyip Erdoğan’ın yanında durmanın, arkasında olmanın omuzlarına nasıl bir yük yüklediğinin bilinciyle gece, gündüz çalıştı, çalışmaya devam ediyor. Sadece bu sene milletimizin teveccühüyle 1 milyon 400 bin yeni üye kaydettik. Şu anda 11,5 milyona yaklaşan üyesiyle AK Parti sadece Türkiye’nin değil, yeryüzünün, insanlığın umudu.” ifadelerini kullandı.

    Kandemir, AK Parti ile yeni bir siyaset dili inşa ettiklerini belirterek, yeni dönemde, yeni kadrolarla Kars’ı çok daha güzel yarınlara taşıyacaklarını dile getirdi.

    2023 seçimlerinin kolay olmayacağını vurgulayan Kandemir, şunları kaydetti:

    “Bu mücadele kolay olmayacak. Karşımızda istikametini milletin belirlediği bir siyasi hareket değil, kendi Cumhurbaşkanı kazandığında tebrik etmekten imtina eden ama bir başka ülkede başkanlık seçimi olduğunda henüz resmi sonuçlar açıklanmadan onu tebrik eden bir ana muhalefet lideri var. Bunlar gözleri, gönülleri başka yerde olanlar, ayaklarını başka topraklara koymuş olanlar, kuşkusuz boş durmayacaklar. Çokça gördük bunu, sıkça yalan söyleyecekler ve ‘eğer yalanı güçlü söylersek her şey kabul olur’ diye düşünecekler. Biz biliyoruz ki hiçbir güçlü yalan hakikatin önüne geçmez. Hakikat mücadelesi veren bu kadroyla el ele, gönül gönüle, Recep Tayyip Erdoğan’ın ardında Kars’ta da, Türkiye’de de destan yazmaya devam edeceğiz.”

    AK Parti Kars Milletvekili Ahmet Arslan ile Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu Başkanı AK Parti Kars Milletvekili Prof. Dr. Yunus Kılıç da birer konuşma yaptı.

    Konuşmaların ardından yapılan seçimde AK Parti İl Başkanı Adem Çalkın güven tazeledi.

    Kongreye, AK Parti Teşkilat Başkan Yardımcısı Metin Bulut, bazı milletvekilleri ile çok sayıda partili katıldı.

  • Twitter, ABD seçimiyle ilgili 300 bin twite uyarı etiketi koyduğunu açıkladı

    Twitter, ABD seçimiyle ilgili 300 bin twite uyarı etiketi koyduğunu açıkladı

    Sosyal medya platformu Twitter, ABD başkanlık seçimiyle bağlantılı 300 bin twiti “potansiyel olarak yanıltıcı” şeklinde etiketlediğini açıkladı.

    Şirketten yapılan açıklamada, etiketlemenin, 27 Ekim-11 Kasım arasında yapıldığı ve 300 bin twitin, 3 Kasım’daki başkanlık seçimiyle ilgili paylaşımların yüzde 0,2’sini oluşturduğu bildirildi.

    Twitter’in yasal politika, güven ve güvenlik birimi başkanı Vijaya Gadde, bu twitlerden 456’sının, “kullanıcılar bu paylaşımları beğenemez, retwit edemez ya da bunlara yanıt veremez” ifadesinin yer aldığı uyarı işaretiyle gizlendiğini söyledi.

    Sosyal medya platformu, ABD Başkanı Donald Trump’ın başkanlık seçiminden sonraki twitlerinin neredeyse yarısına uyarı etiketi eklemişti.

    Trump’ın paylaşımlarının bu şekilde etiketlenmesine, kanıt vermeden seçimi kazandığını ve seçimlere hile karıştırıldığını iddia etmesi gerekçe gösterilmişti.

    ABD’de 3 Kasım’da yapılan başkanlık seçiminin sonuçlarına ilişkin tartışmalar sürerken, resmi olmayan sonuçlara göre, 279 delegeye ulaşarak seçimleri kazanan Biden’ın 20 Ocak 2021’de göreve başlaması öngörülüyor.

  • Galatasaray seçime gidiyor

    Galatasaray seçime gidiyor

    Galatasaray Kulübü Yönetim Kurulu, seçime gitme kararı aldı.

    Kulübün internet sitesinde yer alan açıklamaya göre, yönetim kurulu, oy birliğiyle olağanüstü seçimli genel kurulun 19 Aralık’ta, yeterli çoğunluğun sağlanamaması halinde 26 Aralık’ta yapılmasını kararlaştırdı.

    Yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını nedeniyle, 7244 sayılı kanun ve bu kanuna istinaden çıkarılan genelge çerçevesinde, seçimin yapılabilmesi için İstanbul Valiliğine başvuruda bulunulacak.