Etiket: semer

  • Mesleğini hediyelik semer yaparak yaşatıyor

    Mesleğini hediyelik semer yaparak yaşatıyor

    Manisa’nın Sarıgöl ilçesinde yaşayan 82 yaşındaki yılların semerci ustası Osman Zeybek ilerlemiş yaşına rağmen yıllarını verdiği semercilik mesleğini yaşatmak için evinde hediyelik semer yapımına devam ediyor.
    Manisa’nın Sarıgöl ilçesinde 1957 yılında semercilik mesleğine çırak olarak başlayan ve 1960 yılında usta olarak dükkanını açan 82 yaşındaki Osman Zeybek, semere olan talebin düşmesi üzerine çok sevdiği işini 2021 yılında bırakarak dükkanını kapattı. Mesleğinden kopamayan Zeybek, 2021 yılından buyana evinde hobi olarak yaptığı hediyelik semerlerle mesleğini yaşatmaya devam ediyor.

    “Motorlu araçlar çoğaldıkça mesleğimize ilgi bitti”

    Semercilik mesleğinden kazandıkları ile çocuklarını okutup evlendirdiğini ve emekli olduğunu anlatan Osman Zeybek, “Eskiden bizim mesleğe rağbet vardı. O yıllar Sarıgöl ve çevresinde at ve merkep çoktu. Tütüncülük vardı at ve merkeplere semer yetiştiremezdik. Zamanla devir değişmeye başladı. Motorlu araçlar çoğaldıkça bizim meslek ilgisini kaybetmeye başladı. Şimdilerde çırak dahi veren yok. İlçede semercilik yapan kalmadı” dedi.

    “Hobi olarak mesleğimi yaşatıyorum”

    Bugün 82 yaşında olan 66 yıllık semerci ustası Osman Zeybek, hala mesleğine ilk günkü gibi aşık olduğunu ifade ederek şunları söyledi: “Ben mesleğini severek yıllarca yaptım. Bu meslekten ekmek yedim. Mesleğimin yok olmasına içim el vermiyor. Bu nedenle hediyelik semer yapmaya başladım. Evimde boş kaldığında minyatür olarak yapıyorum. Kimini süs eşyası olarak kullanıyorlar kimini de evlerde üzerine kırılmaz cam konularak sehpa şeklinde üzerine çiçek saksıları koyulan semer yapıyorum. Bunları yaparak mesleğimi de yaşatmaya devam ediyorum. Elim ayağım tuttuğu sürece de semer yapmaya devam edeceğim.”

    Yılların semercisi Osman Zeybek geçtiğimiz Sarıgöl Sultaniye Üzüm Festivalinde hediyelik semerleri ilk kez stantta sergilediğini ve ilgi gördüğünü de sözlerine ekledi.

  • 3 kuşaktır semer yapıyor

    3 kuşaktır semer yapıyor

    Bursa’nın tarihi hanlarından Aralıkhan’daki 20 metrekarelik dükkanında semer üreten 90 yaşındaki Yorutgan, ailesinin 200 yılı aşkın süredir sürdürdüğü mesleğinde son günlerini yaşıyor.

    Uludağ’ın Kestel ilçesi yamaçlarındaki köylülerden temin ettiği semer iskeletini önce keçeyle daha sonra deriyle kaplayıp arasını kamışla doldurarak üretim yapan Kemal Yorutgan, gelişen teknolojiye inat mesleğini bugünlere kadar devam ettirdi.

    Yorutgan, ömrünü verdiği mesleğinde semere olan ilginin iyice azalmasıyla ellerindeki son malzemeleri de semere dönüştürüp bundan sonra üretim yapmamayı düşünüyor. Yaklaşık 1,5 yıl önce eşini kaybeden Yorutgan, son dönemde yalnızlığını paylaştığı dükkanına hüzünle bakıyor.

    Kemal Yorutgan,  1933 yılında Bursa’nın Muradiye Mahallesi’nde doğduğunu söyledi.

    İlkokulu 1945 yılında bitirdikten sonra babasının yanında semerciliğe başladığını dile getiren Yorutgan, “78 seneden beri bu minderdeyim. Benden önce babam, babamdan evvel dedem bu işi yapmış. Ben üçüncü kuşağım. Ben de artık uzatmaları oynuyorum. Talep de yok, gittiği yere kadar gidecek artık.” dedi.

    Yorutgan, bu mesleğin önceden rağbet gördüğünü vurgulayarak, sözlerini şöyle sürdürdü:

    “Semercilik çok geçerli bir meslekti. Her şey eşekle, beygirle oluyordu. Dağlarda yollar yoktu. Kaç tane semerci vardı. Semer yapmaya yetişemiyorlardı. Yanlarında çok sayıda da kalfa ve çırak vardı. Hepsi mazi oldu. Bursa’da 50’ye yakın semerci vardı. O zaman köylüler hep eşek, beygir kullanırdı. Şimdi Bursa’da semer üreticisi bir ben kaldım.”

    “Bundan sonra vaktimi nasıl geçireceğim, onu düşünüyorum”

    Semer üretimi için önce “sal” ismini verdikleri ahşap iskelete ihtiyaç duyulduğunu belirten Yorutgan, “İçini doldurup keçesini, derisini çekiyoruz. Müşteriye beğendiriyoruz. Müşteri de alıp gidiyordu. Geçmişte bir günde iki tane yapardım. Şimdi haftada bir anca semer üretebiliyorum. Arada bir yolunu şaşırıp semer için gelenler oluyor.” ifadesini kullandı.

    Yorutgan, eşini 1,5 yıl önce kaybettiğini anlatarak, şunları kaydetti:

    “Onun üzüntüsü halen bitmedi. Gittiği yere kadar gidiyoruz. Benim buradan başka gidecek yerim de yok. Kahvehane kültürüm yok. Mecbur buraya geliyorum. Mesleğin son temsilcisiyim, üzüntü var tabi. Bir taraftan da bundan sonra vaktimi nasıl geçireceğim, onu düşünüyorum. Eve gidiyorum yalnızım. Haftada bir gün kızım geliyor, yemeğimi, temizliğimi yapıyor. Her sabah aynı saatte evden çıkıyorum. Akşamüstü de eve gidiyorum. İşte bu malzemeleri bitirdikten sonra semer yapmamayı düşünüyorum. Allah ne gösterecek bakalım. İnşallah iyi olur. Kimisi ‘burayı kiraya ver’, kimisi de ‘sat’ diyor. Burası da olmasa benim gidecek yerim yok. Muallakta kalacağım. Böyle geçip gideceğim herhalde.”

    Dedesi ve babasının da Bursa’nın tanınan semercilerinden olduğunu belirten Yorutgan, “Eskiden semerciler hem çok zengin olurlardı hem de tanınırlardı. Güzel ustalar vardı. Ben bu işten iki kız bir oğlan yetiştirdim.” dedi.

    Yorutgan, meslek hayatı boyunca 3 kez dükkan değiştirdiğini ifade ederek, son 20 yıldır Aralıkhan’daki dükkanında çalıştığını sözlerine ekledi.