MHP Genel Başkan Yardımcısı Yalçın, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin İYİ Parti’ye yönelik daveti hakkındaki tartışmalara ilişkin açıklama yaptı.
Yapılan davetin hala medyada ve kamuoyunda tartışıldığını belirten Yalçın, “Sayın Devlet Bahçeli’nin İYİ Parti’ye dönük daveti; karşılıklı siyasi yaklaşma, yumuşama, gerginliği azaltma ve peşin hükümleri ortadan kaldırma yolunda atılmış bir adım, bilgece sergilenmiş bir siyasi diplomasi örneğidir. Ne yazık ki çağrının muhataplarınca böylesi bir fırsat ‘iyi’ değerlendirilememiş, enine boyuna düşünülüp istişare edilmeden büyük bir siyasi nezaketsizlik ve seviyesizlikle reddedilmiştir. Sayın Devlet Bahçeli; sadece MHP’nin lideri değil, aynı zamanda devletimiz için varlığı itimat telkin eden akil bir insan, büyük bir dava adamı ve bilge bir Türk milliyetçisidir. Onun büyük bir içtenlik, serinkanlılık ve barışçı tavırla yaptığı davete; muhatabı yerine yetkili yetkisiz, akıllı akılsız, köklü köksüz bir takım isimlerin cevap vermesi, İYİ Parti’nin siyasi terbiye kültürünün, politika adabının oluşmadığını, olgunlaşmadığını göstermiştir” ifadelerini kullandı.
“Söz konusu davetin birinci muhatabı İYİ Parti Müdiresi Meral Akşener’dir ancak Müdire Hanım sessizliğini koruyup susmaktadır” diyen Yalçın şöyle devam etti:
“Sayın Genel Başkanımızın davetine icabet ederse bundan millet ve memleket kârlı çıkacakken, Meral Akşener’in sükûtundan ötürü partisi tartışmaların merkezine yuvarlanarak kan kaybetmektedir. Akşener kaçak güreşmekte ya da gol yiyeceği korkusuyla topa girmekten kaçınmaktadır. Seçim hezimeti sonrasında âdeta sinmiş bir görüntü veren Meral Akşener, MHP’den ürkmektedir. Bu korkunun tezahürlerini, topu sürekli attıkları 26 Ağustos tacında da milletin hakemliğinde göreceğiz. Esasen İYİ Parti’nin en büyük sorunu, bir kurumsal kimliğinin olmamasıdır. İYİ Parti’yi siyasi literatürde tarif eden uygun, yerine oturan ifade, kavram ve kelimeler de bulunmamaktadır. Bu parti, CHP’ye veya bölücü terör örgütünün siyasi acentesi HDP’ye nispetle tanımlanabilmektedir. İYİ Parti; bu bağlamda bir yancı, iş birlikçi veya kuyruk sokumu parti görünümündedir. İYİ Parti’nin ikinci büyük sorunuysa başındaki kişinin liderlik hassasının bulunmayışı ve siyaset etme yeteneğinin kıt oluşudur.”
Yalçın, MHP varken “MHP’cilik” oynayanlara milletin itibar etmeyeceğini belirterek, “Bu bağlamda 26 Ağustos’ta İYİ Parti Müdiresi Meral Akşener’in ortaya koyacağı tavır, bu partinin nerede konumlanacağına dair belirleyici unsur olacaktır. Bilindiği üzere 26 Ağustos, Millî Mücadele’nin en önemli safhalarından birinin, müstevlilere son büyük darbenin vurulduğu Büyük Taarruz’un başlangıcıdır. Ne var ki taarruz eylemi ve tabiri, İYİ Parti’nin güdük ve şekilsiz siyasi müktesebatına sığmamaktadır. Zaten İYİ Parti; bugüne kadar siyaset hayatımızda hücum yerine sürekli geri çekilmeyi, ricatı seçmiştir. İYİ Parti; kazanmaya değil, kaybetmeye tiryaki olmuştur. İYİ Parti, kendine hep yanlış yol arkadaşları seçmiştir” açıklamasında bulundu.
Yalçın, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi:
“MHP Diyarbakır İl Teşkilatımız, görülen lüzum üzerine parti tüzüğümüzün ilgili maddelerinin tanıdığı yetkiye istinaden feshedilmiş, il başkanlığımız kapatılmıştır.”
MHP kaynaklarından edinilen bilgiye göre, kısa süre içinde il teşkilatına yeni görevlendirmeler yapılması için çalışmalar başlatıldı.
MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın, partisinin 13’üncü Olağan Büyük Kurultayı’nın 14 Mart 2021 günü gerçekleşeceğini hatırlatarak, “Her kongre sürecinde olduğu gibi; teşkilatlarımız ve mensuplarımız bu defa da büyük bir heyecan ve coşkuyla, birlik ve beraberlik havası içinde şimdiden hazırlıklara başlamıştır” dedi.
MHP’li Yalçın, partisinin il ve ilçe kongreleri sürecinin başlaması nedeniyle yazılı açıklamada bulundu. Partisinin 13’üncü Olağan Büyük Kurultayı’nın 14 Mart 2021 günü gerçekleşeceğini hatırlatan Yalçın, o gün teşkilatların Genel Başkanları Devlet Bahçeli’ye olan bağlılık ve vefasını bir kez daha göstereceğine inandıklarını belirtti. Kurultayın demokrasi şöleni kıvamında gerçekleşeceğini bildiren Yalçın, “Ülkücü iradenin kongre sürecini ülkücü hareketin büyüklüğüne ve ülkücülüğün vakarına yaraşır bir ağırbaşlılık ve ciddiyetle çalışkanlıkla sürdürüleceğinden eminiz. Kongreler süreci dolayısıyla Türkiye, dokuz çalışma bölgesine ayrılmıştır. Bu çerçevede Batı Anadolu, Karadeniz Bölgesi ve Orta Anadolu’da ikişer, Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da ise üç olmak üzere her biri dokuz ilden oluşan toplam 9 teşkilat bölgesi belirlenmiştir. İlçe ve il kongreleri söz konusu bölgelerde ve aynı zaman diliminde gerçekleştirilecektir. Türk mitolojisinde dokuz rakamının matematiksel ve sembolik bir yeri vardır. 9 kutlu sayılmakta; bu sayıya denge, uğur ve güç izafe edilmektedir. Eski Türk kağanları da devletin bütünlük, istikrar ve egemenliğini temsilen 9 tuğ taşımışlardır. MHP’nin kongre sürecinin planlanması bağlamında Türk kültür ve siyaset tarihine uygun olarak ‘dokuzlama’ yönteminin kullanılması; egemenlik, istikrar ve bütünlüğü sembolize eden 9 rakamıyla kamuoyuna mesaj verme amacı taşımaktadır” dedi.
‘İLK İLÇE KONGRESİ SAMSUN’DA GERÇEKLEŞECEK’
Yalçın, ilk ilçe kongresinin Samsun İlkadım’da gerçekleştirilecek olmasının ise Cumhuriyetin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün Samsun’a çıkışıyla Anadolu’da fiilen başlamış olan Millî Mücadele’ye atıf amacı taşıdığını belirterek, şunları kaydetti:
“Her kongre sürecinde olduğu gibi; teşkilatlarımız ve mensuplarımız bu defa da büyük bir heyecan ve coşkuyla, birlik ve beraberlik havası içinde şimdiden hazırlıklara başlamıştır. Kongreler süreci dolayısıyla MHP’nin Türk siyasi hayatında bugün oynadığı etkin, sorumlu ve yapıcı rolden rahatsız olan çevrelerle muarızlarımız ve siyasi rakiplerimizden gelebilecek tahriklere kapılınmaması, kongreler sırasında da hiçbir taşkınlığa meydan ve izin verilmemesi önem taşımaktadır. Teşkilatlarımız; ülkemizin yüksek çıkarları bağlamında MHP’nin üstlendiği başat işlev ve Cumhur İttifakının kucaklayıcı dinamiklerini dikkate alacaklardır. Yetkili ve görevli arkadaşlarımız, bu gerçeği dikkate alarak, kongrelerimizin usulet ve suhulet içinde, demokrasi bayramı ve dayanışma havasında geçmesi için ellerinden geleni yapacaklardır.”
MHP Genel Başkanı Devlet Bahli’nin TBMM’de düzenleme yapılana kadar sosyal medya hesaplarını askıya alacağını duyurmasının ardından MHP’liler de hesaplarını askıya alıyor. MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın, “Liderimizin Sayın Devlet Bahçeli’nin sosyal medya ile ilgili kararına ve tepkisine binaen bütün hesaplarımızı askıya alıyoruz” dedi.
MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın, Devlet Bahçeli’nin sosyal medya hesaplarını askıya almasının ardından açıklama yaptı.
MHP’li Yalçın Twitter’dan yaptığı açıklamada, “Liderimizin Sayın Devlet Bahçeli’nin sosyal medya ile ilgili kararına ve tepkisine binaen bütün hesaplarımızı askıya alıyoruz” dedi.
Yalçın açıklamasına şöyle devam etti: “Müfteriler, münafıklar, müptezeller, sosyal medyadan temizlenip konuyla ilgili kanuni düzenleme yapılasıya kadar ve Lider Devlet Bahçeli sosyal medya üzerinden açıklama yapıncaya kadar hesaplarımızı askıya alıyoruz.”
1-Liderimizin Sayın Devlet Bahçeli’nin sosyal medya ile ilgili kararına ve tepkisine binaen bütün hesaplarımızı askıya alıyoruz. pic.twitter.com/WeOaZuJK1S
Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın, Genel Başkan Devlet Bahçeli’nin “Üç hilalin tek başına iktidarı artık bir zorunluluktur, ihtiyaçtır ve geleceğin lider ülke idealinin gerçekleşmesi buna bağlıdır” ifadelerini tekrar gündeme taşıdı. Yalçın’ın paylaşımları, ‘Cumhur İttifakı’nda çatlak’ yorumlarını da beraberinde getirdi.
MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın, resmi Twitter hesabından yaptığı paylaşımlarda, Devlet Bahçeli’nin açıklamalarına yer verdi. Bahçeli’nin açıklamalarındaki ‘tek başına iktidar’ mesajı ise dikkat çekti.
Yalçın, Bahçeli’nin “Kararsızlığın, inançsızlığın, gecikmenin ve tembelliğin başarısızlığı hazırlayan unsurlar olduğu şüphesizdir. Üç Hilal’in tek başına iktidarı artık bir zorunluluktur, ihtiyaçtır ve geleceğin lider ülke idealinin gerçekleşmesi buna bağlıdır” sözlerini aktardı.
MHP Genel Sekreteri İsmet Büyükataman’ın da aynı dakikalarda “Bozkurt duruşu olmalı insanın, hain pusuları bertaraf eden, Bozkurt bakışı olmalı insanın, yurduna göz dikenin gözünü oyan, Bozkurt Lideri olmalı insanın, ergenekondan çıkarıp vatan kuran, vatan kurtaran!” şeklinde paylaşımlar yaptığı görüldü. Öte yandan MHP Genel Başkan Özel Kalem Müdürü Murat Çeliker de aynı mesajı verdi.
Bahçeli’den ortalığı ayağa kaldıran tweet ile ilgili açıklama
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Cumhur İttifakı’nda çatlak yönünde yorumlanan MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın’ın tweeti ile ilgili açıklamalarda bulundu. Bahçeli açıklamasında CHP’ye yüklendi.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli de Twitter üzerinden bir açıklama paylaştı. Bahçeli açıklamasında CHP’ye yüklenirken; “Cumhur İttifakı her zorluğa, her zorbalığa inançla karşı çıkacak, karşı duracaktır.” ifadelerini kullandı.
Cumhur ittifakı her zorluğa inançla karşı çıkacaktır
Türkiye geleceğin büyük ve güçlü ülkesidir. Yeni bir dünyanın kapılarını açacak anahtarlardan birisi de Türkiye Cumhuriyeti’nin elindedir. Türksüz dünya öksüz, Türksüz medeniyet ölümdür. Cumhur İttifakı her zorluğa, her zorbalığa inançla karşı çıkacak, karşı duracaktır. Ekonomik kriz-sosyal çalkantı-siyasal bunalım-darbe mekaniği Türk milletinin ve Cumhur İttifakı’nın kutlu varlığıyla altüst edilmiş, oyun bozulmuştur. Kemal Kılıçdaroğlu ve yönetimi çuvallamış, kaybetmiştir. Çıkarcıların karşısında imanla çarpan kalpler ittifak halindedir.
DEVLET BAHÇELİ’NİN AÇIKLAMALARININ TAMAMI
Türkiye ne zaman ileri atılsa, ne zaman parlayıp öne çıksa muhakkak surette iç ihanet cephesi ile dış işgal cephesi el ele verip pusuya yatıyor, akabinde de saldırıya geçiyor. Bunlar ne vicdan dinliyor, ne insanlık biliyor. Aynı yemlikten beslenip, aynı yıkımı hedefliyorlar.
Elbette ormanda ağaçların arasında Lodos eserken sinek vızıltısı duyulmaz. Ama sesi duyulmayıp küçük de olsa sineğin mide bulandırdığı aşikar bir gerçektir. Ne tuhaf ki, Sancho Panzo’nun Donkişot’la şüphe ve belirsizlik üzerine kurduğu bağlılığın kırıntısı bunlarda yoktur.
Bu CHP yönetimi ki, Türkiye’yi tuzağa çekip kafese koymak isteyenlere göz yumar. Samimiyetsiz olduklarından yüzlerine demokrasi boyası sürerler, kafalarına özgürlük hunisi geçirirler, siyasetlerine zincir vurdururlar, sonra da darbeyi çağrıştıran şifreli mesaj verirler.
KOVİD-19 salgınından medet uman, virüsten iktidar çıkarmayı hesaplayan yoz, fos ve fason bir zihniyet Türkiye düşmanlarına gözcülük, sözcülük ve siyasi muhbirlik yapacak düzeyde kökünden ve özünden kopmuştur. CHP budur, çeperine tutunup çevresine doluşanlar da aynıdır.
Akıntıya karşı kürek çekmenin macera tutkusuyla bir ilgisi yoktur. Olsa olsa akıl körlüğüyle, zeka fukaralığıyla, ahmaklık fundalığına dönüşmüş hayat ve siyaset anlayışıyla ilişkisi vardır. Artık bu CHP bayatlamış, bayağılaşmış, küflenmiş, basbayağı kokmaya başlamıştır.
Türkiye bir felaketin kuşatmasını yarmak için adeta çırpınıyor. Milli dayanışma hayranlık uyandırıyor. Virüse karşı yüksek bir mücadele sergileniyor. CHP ise ekonomik tetikçilere, demokrasi düşmanlarına, küresel tefecilere, vatansız fesat yuvalarına kucak açıp gel gel yapıyor.
Hem ülkemizin, hem de tüm dünyanın akut meselesi makroekonomik göstergelerin iyileşmesi değil, insan ve toplum sağlığını güvenceye almakla birlikte gıda ve hayat güvenliğini sağlamaktır. KOVİD-19 yeni bir dünyanın kilitlerini açmış, yeni bir kavrayışın temellerini atmıştır.
KOVİD-19 salgını insanlığa önceliklerini ve ihtiyaçlar hiyerarşisini ikazla hatırlatmıştır. Katma değer üretimi insan sağlığı olduğu müddetçe bir anlam taşıyacaktır. Üretim, tüketim, tasarruf, istihdam, büyüme, kalkınma, zenginleşme insan var olduğu sürece değerli olacaktır.
İnsansız ekonomi, yani piyasa fetişizmi; ahlakı, kültürü, maneviyatı, tarih ve toplum dokusunu muhtevasına almayan bir ekonomik sistemin ana yakıtıdır. Tek gayesi kar ve fayda maksimizasyonudur. Varsın insan olmasın, varsın insan sağlığına aldırış edilmesin. Mantık budur.
Fabrikaların çarkları insansız nasıl dönecektir? İnsanlık solunum cihazına bağlandıktan sonra Merkez Bankası’nın rezerv miktarının ne önemi olacaktır? Enflasyon buraya çıkmış, bütçe açığı şuraya varmış, işsizlik şu kadar olmuş demenin bugünkü nazik dönemde manası nedir?
Özne insan değil midir? İnsan özel ve eşref-i mahlukat değil midir? O halde CHP’nin salgına ve nice saldırılara karşı direnen Türkiye ekonomisiyle ilgili felaket tellallığına soyunması utanmazlık sayılmayacak mıdır? İşbirlikçiliğe bakınız, Türkiye batsa havalara uçacaklar!
Türkiye ekonomisi yakın zamanda dört şiddetli operasyona maruz kaldı. Ağustos 2018, Mart 2019, Ekim 2019 ve 6 Mayıs 2020. Hafıza kayıtlarımızda mahfuzdur:2000 ve 2001 krizlerinde hangi ayak oyunları,hangi karanlık senaryolar devreye alındıysa şimdilerde benzerleri uygulanmaktadır
Cenab-ı Allah Kuran’da buyuruyor: “Sakın cahillerden olmayın.” Cahilsindir, okur öğrenirsin. Paran yoktur, çalışır kazanırsın. Aşın ve işin yoktur, Allah nasip eder bulursun. Ya hıyanete ne demek lazımdır? Ya küresel ekonomik çetelere gülücükler dağıtanlar nasıl yorumlanacaktır?
CHP’ye bakarsak iflas bayrağı çoktan çekilmiştir. Aynısını bazı Alman vakıfları, bir kısım derecelendirme şirketleri, hatta kalemini bazuka gibi kullanan köhne yazar-çizer takımı da söylemiyor mu? Bu kadar mı Türkiye’ye öfkelisiniz? Bu kadar mı mensubiyetiniz ölü gibi?
IMF heyetiyle otel lobilerinde kulis yapanlar Türkiye ekonomisine atıp tutuyorlar. Çok başarılı bulduğumuz Sayın Berat Albayrak’a verip veriştiriyorlar! İnsan da biraz edep olur, biraz erdem olur, Kemal Derviş’in yardakçıları, devşirilmiş ucubeler Türk milletini kandıramazlar.
Hep aynı terane! Hep aynı masal! Kasamız boşalmış; başka, IMF’ye gidilecekmiş; Ekonomi çok kötü yönetiliyormuş! Türkiye’ye siyaset vasıtasıyla hizmetin ilk halkası öncelikle insan olmaktır. Bir insanın damatlığıyla siyaset üretenler artık çürümüştür, sersefil hale gelmişlerdir.
Türkiye fırtınaya karşı bütün imkan ve iradesiyle direniyor. Karanlıkta ilerleyen gemide olay çıkarmak, ilk fırsatta da filikalara atlayıp kaçmak için hazırlık yapan odaklar hiç boş durmuyor. Bu gemi batarsa hepimiz suyun dibini boylarız. Fareler gidebilir, ama biz gitmeyeceğiz.
Pülümür’de dağa yazılan “Ne Mutlu Türküm Diyene” sözünden rahatsızlık duyanlar, Türk milletinin utanç vesikalarıdır. Bunlara kulak versek; zalimlere, hainlere, teröristlere, ekonomik şantajcılara, emperyalist oyunlara boyun bükmek, ne yapalım kaderimiz buymuş demek kaçınılmazdır.
Türkiye geleceğin büyük ve güçlü ülkesidir. Yeni bir dünyanın kapılarını açacak anahtarlardan birisi de Türkiye Cumhuriyeti’nin elindedir. Türksüz dünya öksüz, Türksüz medeniyet ölümdür. Cumhur İttifakı her zorluğa, her zorbalığa inançla karşı çıkacak, karşı duracaktır.
Ülkemizi kurulan masalardan uzak tutmayı hedefleyenler, iştahlı şekilde vahşet menülerine almak için sıradadır. Türkiye’yi kötüleyenlerle, Londra merkezli ekonomik saldırganlar işbirliği halindedir. Hiç kimse çöküşü heves etmesin, çünkü kursaklarında kalacaktır.
Ekonomik kriz-sosyal çalkantı-siyasal bunalım-darbe mekaniği Türk milletinin ve Cumhur İttifakı’nın kutlu varlığıyla altüst edilmiş, oyun bozulmuştur. Kemal Kılıçdaroğlu ve yönetimi çuvallamış, kaybetmiştir. Çıkarcıların karşısında imanla çarpan kalpler ittifak halindedir.
Son olarak, yarın kutlayacağımız Anneler Günü münasebetiyle, bütün annelerimizi tebrik ediyor, saygılarımı sunuyorum. Anne şefkatin yüzüdür, fedakârlığın yurdudur, sevginin yuvasıdır. Annelerimizi gözümüzden bile sakınalım, onlara hürmet ve sadakati eksik etmeyelim.