Etiket: sempozyum

  • Prof. Dr. Halil İnalcık sempozyumuna BUÜ damgası

    Prof. Dr. Halil İnalcık sempozyumuna BUÜ damgası

    Sempozyumda 9 ülkeden 19 katılımcı ve 41 üniversiteden toplamda 106 katılımcı yer aldı. Türk Tarih Kurumu Başkanı Prof. Dr. Yüksel Özgen’in de katıldığı organizasyonunaçılış konferansını Harvard Üniversitesi’nden Prof. Dr. Cemal Kafadar gerçekleştirdi.

    Programın açılış oturumunda ise Bilkent Üniversitesi’nden Prof. Dr. Özer Ergenç, İstanbul Üniversitesi’nden Prof. Dr. İdris Bostan, Stanford Üniversitesi’nden Prof. Dr. Ali Yaycıoğlu ve Sakarya Üniversitesi’nden Prof. Dr. Haluk Selvi konuşmacı olarak yer aldı. Etkinlik;Yalova Valiliği, Yalova İl Özel İdaresi, Yalova Belediyesi, BUÜ, Yalova Ticaret ve Sanayi Odası ve Halil İnalcık Osmanlı Araştırmaları Enstitüsü iş birliğiylegerçekleşti.

    BUÜ Fen-Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Hacer Karabağ Arslan’ın proje yöneticiliğini ve düzenleme kurulu başkanlığını üstlendiği sempozyumundüzenleme kurulunda Prof. Dr. Murat Keçiş (Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi), Doç. Dr. İsmail Yaşayanlar (Düzce Üniversitesi), Doç. Dr. Gürhan Yellice (Dokuz Eylül Üniversitesi), Dr. Öğr. Üyesi Yusuf Ziya Karaaslan (Bursa Uludağ Üniversitesi) ve Öğr. Gör. Dr. Cihan Yalvar(Yalova Üniversitesi) yer aldı.
    BUÜ Rektörü Prof. Dr. Ferudun Yılmaz’ın da destek verdiği etkinlikteyükseköğretim kurumları arasında en fazla katılımcı yine BUÜ’den oldu. Programın sonunda katılımcılara ve düzenleme kurulu üyelerine teşekkür belgeleri takdim edildi.

  • I. Erzurum Fen Liseleri Sempozyumu

    I. Erzurum Fen Liseleri Sempozyumu

    Sempozyumda, Erzurum Teknik Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Ceren Sultan Elmalı, Erzurum İl Milli Eğitim Müdürü Yakup Yıldız, Erzurum Teknik Üniversitesi Fen Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ümit İncekara, Yakutiye İlçe Milli Eğitim Müdürü Abdurrahman Gazioğlu ve Oltu İlçe Milli Eğitim Müdürü İlhami Şahin Kara protokolde yer aldılar.

    Sempozyumun Düzenleme Kurulu Başkanı Prof. Dr. Ümit İnce Kara açılış konuşmasında; “Bu sempozyumun amacı, liseler ile üniversiteler arasında köprü oluşturmak ve karşılıklı etkileşimi teşvik etmek için platform sağlamaktır. Öğrencilerin aktif katılımıyla gerçekleşen bu programda temel hedef, öğrencilerin üniversite hayatıyla tanışmalarını ve üniversiteler hakkında bilgi sahibi olmalarını sağlamaktır. Bu yıl elde edilen sonuçlardan sonra, gelecek yıllarda bölgesel düzeyde daha kapsamlı çalışmalar yapılması ve ulusal çapta kurumsal bir platform oluşturulması hedeflenmektedir” dedi.

    I. Erzurum Fen Liseleri Sempozyumu

    Erzurum İl Milli Eğitim Müdürü Yakup Yıldız motivasyon dolu konuşmasında öğrencilere; “Hayal kurmaktan asla vazgeçmeyin. Bu ülkeyi hayalinizle geliştirip inşa edeceksiniz.” diyerek geleceğe dair umut dolu perspektif sundu.
    Erzurum Teknik Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Ceren Sultan Elmalı ise, sempozyuma desteklerini esirgemeyen il ve ilçe milli eğitim müdürlerine ve organizasyonda emeği geçen herkese teşekkürlerini ileterek, en büyük teşekkürün öğrencilere olduğunu belirtti.

    400’ün üzerinde kayıtlı öğrenci, öğretmen ve müdürün katılımıyla 2 gün sürecek olan sempozyuma büyük ilgi gösteriliyor. 100’ün üzerinde sözlü sunumun gerçekleşeceği etkinlik, öğrencilerin deneyim kazanmaları ve bilgi alışverişinde bulunmalarına önemli bir fırsat sunuyor.

  • Epigenetik sempozyumu gerçekleştirildi

    Epigenetik sempozyumu gerçekleştirildi

    Cumhuriyet Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen bireye özgü beslenmede genetikten epigenetiğe güncel yaklaşımlar temalı sempozyuma; Düzce Valisi Selçuk Aslan, Düzce Belediye Başkanı Dr. Faruk Özlü, Düzce Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nedim Sözbir, akademisyenler, davetliler ve öğrenciler katıldı.

    İlk kez öğrenci alacak

    Sempozyumun açılış konuşmasını gerçekleştiren Sempozyum Düzenleme Kurulu Başkanı ve Düzce Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü Dr. Öğretim Üyesi Birsen Sarıcı, Düzce Üniversitesi olarak Beslenme ve Diyetetik Bölümü’ne ilk kez öğrenci alacak olmanın heyecanı içerisinde olduklarını belirterek bu süreci bilimsel çalışmalarla taçlandırmak istediklerini ifade etti. Sarıcı, ülkemizde genlere göre beslenme eğitimi veren ilk fakülte olacaklarına dikkat çekti.
    Programa video konferans yöntemiyle katılan TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Hasan Mandal, kısa ve uzun vadede ön plana çıkan küresel risklerden bahsederek, küresel iklim değişikliği başta olmak üzere bu sorunlara; bilimsel ve aciliyet temelli, çok disiplinli, iş birliği ve çözüm odaklı yaklaşmanın önemine vurgu yaptı.

    Rektör Nedim Sözbir, epigenetik alanını oldukça önemsediğinin altını çizerek, insanı temel alan, hayvan ve çevreyle de etkileşim içerisinde olan tek sağlık yaklaşımının gerekliliğine işaret etti.

    Vali Selçuk Aslan, modern çağın getirdiği kronik rahatsızlıkların oluşmasında, geleneksel beslenme alışkanlıklarından uzaklaşmanın da etkili olduğunu dile getirerek, bu önemli sempozyuma ev sahipliği yapan Düzce Üniversitesi’ni kutladı. Farklı olan, diplomasını kıymetlendiren, belirli alanlarda ihtisaslaşan öğrencilerin bir adım önde olacağını vurgulayan Aslan, programın hayırlı sonuçlar getirmesini dillendirerek konuşmasını noktaladı.

    Açılış konuşmalarının sonrasında Ankara Müzik ve Güzel Sanatlar Üniversitesi Halk Müziği Bölümü Öğr. Gör. Emin Karadayı ve beraberindeki orkestra üyeleri tarafından konser icra edildi. konserin ardından programın oturumlar bölümüne geçildi.

    Belediye Başkanı Faruk Özlü, sempozyumun davetli konuşmacılarına plaket takdim ederken, Rektör Sözbir tarafından da değerli katkıları için Başkan Faruk Özlü’ye plaket takdim edildi.

    Sempozyumun kapanış bölümünde konuşan, Dr. Birsen Sarıcı, sempozyumda multidisipliner bakış açıcıyla, ben değil biz yaklaşımıyla önemli konulara dokunduklarını ifade etti.

    Alanında uzman konukların katıldığı 1. Ulusal Epigenetik Sempozyumu; kronik hastalıkların önlenmesine, bireye özel tedavide hassas tıp, nutrigenomik beslenme uygulamaları, genetik, epigenetik, mikrobiyota ve farmakogenetik gibi alanlarda önemli bilgilerin paylaşılmasına ve farklı bakış açılarının geliştirilmesine katkı sağladı.

  • ‘Edebiyat Savaşta Sempozyumu’ sona erdi

    ‘Edebiyat Savaşta Sempozyumu’ sona erdi

    Nilüfer Belediyesi’nin Cumhuriyetin 100. yılı etkinlikleri çerçevesinde organize ettiği ‘Edebiyat Savaşta Kurtuluş Yılları Romanları ve Başlıca Yazarları Sempozyumu’ Akkılıç Kütüphanesi’nde yapıldı.

    İki gün süren sempozyumun ikinci gününde 5 oturum gerçekleşti. Edebiyat ve tarih severlerin ilgiyle takip ettiği oturumların ilki; ‘Halide Edip Adıvar: Kurtuluş Savaşı Romanları Türünün Muharip Kurucusu’ başlığıyla yapıldı. Prof. Dr. Nüket Esen’in oturum başkanlığını yürüttüğü oturumda; Erciyes Üniversitesi’nden Prof. Dr. Hülya Eraydın Argunşah, ‘Bir Modern Destan Olarak Ateşten Gömlek’, Pınar Gezgen ‘Ateşten Gömlek’i Mektuplar Üzerinden Okumak’, Doç. Dr. Zeynep Uysal ‘Hangi Millet Vurun Kahpeye de Gerçekler ve Tahayyüller’, Sabancı Üniversitesi’nden Doç. Dr. Hülya Adak ‘Zabel Yesayan’ı Kurtuluş Savaşı Romanları ve Halide Edip’in ‘Ateşten Gömlek Üzerinden Okumak’ başlığıyla değerlendirmelerde bulundu.
    İkinci oturumda ise dönemin yazarlarından Yakup Kadri Karaosmanoğlu ele alındı. “Jakobenizm, Sol Kemalizm ve Halka Rağmen Bir Savaş” başlıklı oturumunun başkanlığını Uludağ Üniversitesi’nden Doç. Dr. Hacer Karabağ Arslan yaptı. Oturumda; öğretim üyesi Dr. Olcay Akyıldız, Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi’nden öğretim üyesi Dr. Murat Cankara, Doç. Dr. Şener Şükrü Yiğitler görüşlerini paylaştı.
    Kemal Tahir: ‘Kurtuluş Savaşı’na Soldan Bakan Tarihi Roman’ başlıklı oturumun başkanlığını ise, Uludağ Üniversitesi’nden Doç. Dr. Mine Ersevinç yaptı. Oturuma Sabancı Üniversitesi’nden Dr. Erkan Irmak, Sabancı Üniversitesi’nden Dr. Engin Kılıç, Sabancı Üniversitesi’nden Aslan Erdem ve Prof. Dr. Halim Kara katıldı.

    “Tarık Buğra: Milliyetçi Mukaddesatçılıktan Türk-İslam Sentezine Kurtuluş Savaşı’nı Yeniden Yazmak’ başlıklı oturum ise; Prof. Dr. Hülya Eraydın Argunşah yönetiminde ve Şamil Dayanç, öğretim üyesi Dr. Veysel Öztürk, öğretim görevlisi Dr. Esra Dicle, Koç Üniversitesi’nden öğretim üyesi Dr. Mehmet Fatih Uslu’nun katılımıyla yapıldı.
    Uludağ Üniversitesi’nden Doç. Dr. Mustafa Berkay Aydın’ın yönettiği son oturumda ise; Uludağ Üniversitesi’nden öğretim üyesi Dr. Zuhal Eroğlu Koşan, tarih öğretmeni İrem Vançin, Dr. Deniz Aktan Küçük ve Mert Tutucu ‘Atilla İlhan: 21. Yüzyılda Ulusalcılık ve Kurtuluş Savaşı Anlatısını Yeniden Yazmaya Devam Etmek’ başlığı altında görüşlerini paylaştı.

  • Necip Fazıl Kısakürek’in hayatı ve eserleri konuşuldu

    Necip Fazıl Kısakürek’in hayatı ve eserleri konuşuldu

    Osmangazi Belediyesi, Uludağ Üniversitesi ve Türkiye Yazarlar Birliği Bursa Şubesi tarafından ortaklaşa düzenlenen ‘2. Bursa Sezai Karakoç Edebiyat ve Şiir Günleri’ çerçevesinde “Ruh poyrazında bir deha Necip Fazıl Kısakürek” temalı sempozyumun ilk oturumu Uludağ Üniversitesi Mete Cengiz Salonu’nda gerçekleşti. Yaşantısı, kişiliği, görüşleri ve eserleriyle Türk Edebiyat ve fikir dünyasına damga vuran Necip Fazıl Kısakürek, vefatının 40’ıncı yılında düzenlenen sempozyumun ilk oturumunda Prof. Dr. Musa Kazım Arıcan, Prof. Dr. Feridun Yılmaz, D. Mehmet Doğan, Metin Önal Mengüşoğlu, Ali Hazım Günvar, Prof. Dr. Turan Karataş, Prof. Dr. Nesrin Karaca, Cem Yavuz, Ali Sali, Habil Sağlam ve Asım Öz, ünlü düşünür Necip Fazıl Kısakürek’in eserlerini ve hayatını anlattı.

    Düzenlenen programa Osmangazi Belediye Başkanı Mustafa Dündar, Uludağ Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ferudun Yılmaz, Türkiye Yazarlar Birliği Bursa Şubesi Başkanı Mustafa Baki Efe, Yazarlar Birliği Onursal Başkanı Mehmet Doğan, Türkiye Yazarlar Birliği Genel Başkanı Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Musa Kazım Arıcan, belediye başkan yardımcıları, öğretim üyeleri ve öğrenciler katıldı.

    “Biz edebiyat ve şiire önem veriyoruz”
    Programda konuşan Osmangazi Belediye Başkanı Mustafa Dündar, “Osmangazi Belediyemiz şehircilik, kentsel dönüşüm ve tarihi mirasa sahip çıkma noktasında çok önemli faaliyetleri ve eserleri var. Osmangazi Belediyesi Türkiye’nin en büyük belediyelerinden bir tanesi ve her yönüyle güçlü iyi eserler ortaya çıkartıyor. Yapılan fiziki yapıların içerisine kendi kültür, edebiyat ve şiirimizi koyamıyorsak sıkıntı olur. Biz kendi edebiyat ve şiirlerimizi irdeleyip okuyarak geleceğe aktarırsak kendi kültürümüzü bulmuş olacağız. Biz edebiyat ve şiire önem veriyoruz. Osmangazi Belediyesi’nin 160’ın üzerinde basılı eseri var. Ahmet Hamdi Tanpınar Edebiyat Yarışmasını 22 yıldır aralıksız yapıyoruz. Her yıl bir eser ortaya çıkıyor. Mevlana Şiir Yarışmasını 13 yıldır organize ediyoruz. Sezai Karakoç Edebiyat ve Şiir Günleri de inşallah kesintisiz bir şekilde ileriye doğru devam eder. Bizim pek çok kütüphanemiz var ve yenilerini inşa ediyoruz. Tarihi mekanları kütüphane olarak açıyoruz. Bursa’nın en büyük projelerinden biri olan Osmangazi Meydanı’nda da millet kütüphanesi hizmete açacağız” dedi.
    Osmangazi Belediyesi’nin kültürel alanda her zaman öncü bir belediye olduğu belirten Türkiye Yazarlar Birliği Bursa Şubesi Başkanı Mustafa Baki Efe de, “Osmangazi Belediye Başkanımız Mustafa Dündar, 3 dönemdir Bursa’da şehrin mimari alt ve üst yapı diğer konularda çalışırken kültürel meselelerde de her zaman öncü olduğunu biliyoruz. Türkiye Yazarlar Birliği olarak 13 yıldır Seyid Usül Kültür Merkezinde faaliyetlerimize devam ediyoruz. Ben başkanımıza ayrıca teşekkür ediyorum. Üstat Necip Fazıl Kısakürek üzerine birçok eser, makale yazıldı ve tezler yazıldı. Yaptığımız sempozyumda hayatıyla ilgili yeni bir şey söylenmeyecek ve ya söylenecek bu büyükleri anmak bile bizim için çok önemlidir. Bursa’nın her köşesi şiir ve şairlerle dolu bir şehir” şeklinde konuştu.
    Bursa Uludağ Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ferudun Yılmaz ise, bu organizasyonun düzenlenmesinde emeği geçen herkese teşekkür ettiğini belirterek, “Bu toplantıda 2 tane büyük ismimizi anmak ve eserlerini hatırlamak için bir araya geldik. Necip Fazıl Kısakürek ve Sezai Karakoç, bu ülkede bu dünyaya ve dile doğmuş olan bizlerin kendi var oluşunu anlamlandıran adımlarda bu 2 değerli isimle karşılaşmayanımız herhalde yoktur. Ben bu iki ismi yan yana getirdiği için Türkiye Yazarlar Birliği ve Osmangazi Belediyesi’ne çok teşekkür ediyorum” diye konuştu.

  • Daha dengeli dünya için ‘Tek Sağlık’

    Daha dengeli dünya için ‘Tek Sağlık’

    3 Kasım Dünya Tek Sağlık Günü dolayısıyla Nilüfer Belediyesi, Bursa Diş Hekimleri Odası, Bursa Eczacı Odası, Bursa Tabip Odası, Bursa Veteriner Hekimler Odası Başkanlığı, Ziraat Mühendisleri Odası Bursa Şubesi, Gıda Mühendisleri Odası Bursa Şubesi işbirliğinde Nilüfer Tek Sağlık Sempozyumu yapıldı. Alanında uzman kişilerin konuşma yaptığı program 3 oturumda gerçekleşti.
    Bursa Akademik Odalar Birliği’nde (BAOB) yapılan sempozyuma Nilüfer Belediye Başkanı Turgay Erdem’in yanısıra, akademisyenler, akademik oda temsilcileri ve vatandaşlar katıldı. Sempozyumun açılışında konuşan Nilüfer Belediye Başkanı Turgay Erdem, sağlık kavramına bakışın pandemiden sonra farklılık kazandığını kaydetti. İnsan sağlığının çevre sağlığından, çevredeki diğer canlıların sağlığından, hatta yaşadığımız gezegenin sağlığından bağımsız bir kavram olmadığı ve konuya bütüncül bir yaklaşım göstermek gerektiğinin fark edildiğini belirten Erdem, “Yani pandemi deneyiminden sonra ‘Tek Sağlık’ kavramının önemi daha iyi anlaşılmış oldu” dedi.

    Nilüfer Belediyesi olarak sağlık kavramına bakışın her zaman bütüncül bir yaklaşım içerdiğini vurgulayan Başkan Erdem, bu yaklaşımla; Nilüfer’de uzun yıllar kentin havasını, suyunu, gürültü ve elektromanyetik alan kirliliğini izleyip, risk faktörlerini kamuoyuyla paylaştıklarını hatırlattı. Temizlik ve çevre sağlığı hizmetlerini önemsediklerinin altını çizen Başkan Erdem, yeni nesilde çevre duyarlılığı oluşturmak için okullarda çevre eğitimleri, atık yağ ve atık pil toplama gibi kampanyalar yaptıklarını hatırlattı. İklim krizine karşı farkındalık çalışmaları yaptıklarını da aktaran Başkan Erdem, “Kentte kompost kültürünü yaygınlaştırmaya ve her yaştan insanı bu çabaya katmaya çalışıyoruz. İnsana yönelik sağlık hizmetlerindeki eksiği kapatmak için yeni aile sağlığı merkezleri yapıyor, hizmete kazandırıyoruz. Koruyucu sağlık hizmeti yaklaşımıyla, kendi sağlık ekibimizle kırsaldaki vatandaşlarımızın ayağına gidiyor; tansiyon, şeker ölçümleri yapıyoruz. ‘Sağlıklı Yaşlanıyoruz’ sloganıyla yaz aylarında özellikle yaşlıların evlerine kadar gidip, genel sağlık, beslenme ve ilaç kullanımı gibi konularda bilgilendirme yapıyoruz” diye konuştu.

    Toplumun bütün kesimleriyle ilgilendikleri gibi ayrıca sokak hayvanlarını da unutmadıklarını vurgulayan Başkan Erdem, onların sağlığı ve hayati ihtiyaçları için de gerekeni yaptıklarını kaydetti. Nilüfer Belediyesi’nin ‘Tek Sağlık’ yaklaşımında da öncü bir belediye olduğunu anlatan Erdem, sözlerini şöyle sürdürdü: “Sanıyorum pandemi sürecinde de bu yaklaşımla iyi bir sınav verdik. Pandemi sürecinde biz bir belediyenin görev tanımında olmasa da halk sağlığı için ne gerekiyorsa onu yaptık. Maske ihtiyacını karşılamak için belediyede maske atölyesi kurarak, halka ücretsiz maske dağıttık. Bulaş riskini azaltmak için, kapanma sürecinde hizmetlere ulaşmayı kolaylaştırmak için ne gerekiyorsa yaptık. Sağlık çalışanlarına destek vermeye çalıştık. Bu özenli çabalarımız sonucu huzurevimizde sıfır vaka ile sürecin tamamlanması Dünya Sağlık Örgütü’nün de dikkatini çekti.”
    ‘Tek Sağlık’ kavramının farklı disiplinlerin işbirliği içinde çalışması olduğunu anlatan Bursa Eczacı Odası Başkanı Adnan Erakın ise, farkındalık oluşturmak için 2016 yılında 3 Kasım tarihinin belirlendiğini hatırlattı. Erakın, böyle bir programın gerçekleşmesinde emeği geçenlere teşekkür etti. Bursa Tabip Odası Başkanı Dr. Levent Tufan Kumaş, açılış konuşmalarının ardından ‘Çerçeve Sunuş’ oturumunu gerçekleştirdi. İnsanın doğaya çok fazla müdahalede bulunduğunu ifade eden Kumaş, pandemi sürecinde yaşanan zorluklara da dikkat çekti.

    Programın 2. oturumu Bursa Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden Prof. Dr. Alpaslan Türkkan moderatörlüğünde ‘Sağlıklı, Eşit ve Ulaşılabilir Gıda’ başlığında gerçekleşti. Kent Yoksulluğu ve Gıdaya Erişim Başlığı’nda konuşma yapan İnsan Hakları Savunucusu Hacer Foggo, son OECD rakamlarına göre Türkiye’nin gıda enflasyonunda neredeyse 1. sırada geldiğini aktardı. Gıdaya erişememenin daha fazla sorun haline geldiğini söyleyen Foggo, “Aynı zamanda bir gurup açlıkla mücadele ederken, bir gurup da gereğinden fazla gıdaya erişim sonucu inanılmaz eşitsizlik, gittikçe derinleşen yoksulluk oldu” diye konuştu.

    Aydın Adnan Menderes Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden Prof. Dr Pınar Okyay ise Gıda Güvencesi ile ilgili konuşma yaptı. Pandemi ile birlikte yoksulluk ve erişebilirliğin çok ciddi sorun haline geldiğini belirten Okyay, dünya genelinde 43 ülkede ciddi açlık sorunu olduğuna dikkat çekti. İklim krizi, çatışmalar ve savaşın önemli sağlık sorunu olduğunu anlatan Okyay, “Dünyada kıtlık değil, asıl sorun paylaşma, bölüşme sorunu” diye konuştu.
    Programın son oturumunda ise Bursa Uludağ Üniversitesi Veteriner Fakültesi’nden Prof. Dr. Ebru Yalçın moderatörlüğünde ‘Tarım, Gıda ve Hayvansal Gıda Güvenliği’ ele alındı. Ziraat Mühendisleri Odası Bursa Şubesi Başkanı Fevzi Çakmak, Gıda Mühendisleri Odası Bursa Şubesi Başkanı Serkan Durmuş ve Bursa Veteriner Hekimler Odası Başkanı Melike Uysal alanları ile ilgili değerlendirmelerde bulundu.

  • Necip Fazıl Kısakürek sempozyumu yapılacak

    Necip Fazıl Kısakürek sempozyumu yapılacak

    Cihannüma Derneği koordinesinde Erzurum Valiliği, Atatürk Üniversitesi, Erzurum Büyükşehir Belediyesi, Yakutiye Belediyesi, Palandöken Belediyesi ve İl Milli Eğitim Müdürlüğü ile birlikte gerçekleştirilen Eğitim ve Gençlik Temalı, Vefatının 40. Yılında Necip Fazıl Kısakürek sempozyumu Atatürk Üniversitesi Nene Hatun Kültür ve Gösteri Merkezi’nde gerçekleştirilecek.
    Cihannüma mefkuresinin öncü şahsiyetlerini anma amacıyla planlanan ve ilki geçen yıl Diyarbakır’da Sezai Karakoç ile başlayan sempozyumlar dizisinin ikincisi olacak sempozyumda Necip Fazıl üzerine çalışmaları olan ülkenin önde gelen akademisyen ve yazarları tebliğlerini sunacaklar.

    Sempozyum 20-21 Ekim tarihlerinde biri değerlendirme oturumu olmak üzere 8 oturumda gerçekleştirilecek. Sempozyumda 50’nin üzerinde akademisyen ve yazar bilimsel sunumlarını yapacaklar.

    Sempozyumun açılış programına Milli Eğitim Bakanı Prof. Dr. Yusuf Tekin de katılacak.

    Programa Yazarlar Birliği Onursal Başkanı D. Mehmet Doğan, Yazarlar Birliği Başkanı ve Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Musa Kazım Arıcan, Prof. Dr. Erdoğan Erbay, Prof. Dr. Rıdvan Canım, Prof. Dr. İbrahim Kavaz ve Ali Haydar Haksal, Metin Önal Mengüşoğlu, Erol Erdoğan, Duran Boz, Ali Bal gibi Edebiyat alanında Türkiye’nin önde gelen akademisyen ve yazarları bildirileriyle katılacak.

  • Başkan Dündar, Giresun’daki sempozyumda konuştu

    Başkan Dündar, Giresun’daki sempozyumda konuştu

    Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın yanı sıra 12 kurum ve üniversite tarafından katkı sağlanan sempozyumda 3 gün boyunca 4 oturum gerçekleştirildi. Katılımcı akademisyenler ve alanında uzman isimlerin sunum yaptığı sempozyumun kapanış oturumunda konuşan Osmangazi Belediye Başkanı Mustafa Dündar da “muhacir” denildiğinde genel olarak “Balkanlardan gelenler” olarak bilindiğini gördüklerine işaret ederek, “Konumuz Doğu Karadeniz’de Rus işgali neticesinde oluşan muhacirlik hareketi ve muhacirliğin aslında sadece Balkanlara mahsus olmadığı, birçok bölgede muhacirliği biz Türklerin, Müslümanların yaşadığını görüyoruz.” ifadelerini kullandı.


    Bursa’nın göçmen şehri ve ana kucağı gibi olduğunu dile getiren Başkan Dündar, kentin Balkanlar’dan, Kafkaslar’dan ve Anadolu’nun farklı yerlerinden göç aldığını aktardı. Dündar, geçmişte Rusya’nın genişlemesinden kaynaklı göç hareketi yaşandığını anımsatarak, “1859-1879 yılları arasında Kafkasya’yı 2 milyon kişi terk etmiştir. Bu göçler sırasında yaklaşık 300 bin Müslüman öldürülmüş, 1,5 milyon kişi de Osmanlı topraklarına sığınmıştır. 1878-1908 döneminde Bursa’da iskan edilen Kırım ve Kafkas göçmenlerinin sayısı 50-60 bin arasındaydı. 1892 yılı kayıtlarına göre Bursa’ya sevk edilen göçmen sayısı ise 168 bin 28 kişi. Bu dönemde Bursa’da iskan edilen göçmenlerin yaklaşık yüzde 34’ünü Kırım ve Kafkasya’dan gelen göçmenler oluşturmaktadır.” diye konuştu.
    Konuşmaların ardından sempozyumun koordinatörü Ömer Erdoğan tarafından sonuç bildirgesi okundu. Daha sonra ise medya tanıtım sonuç bildirgesi imza töreni yapıldı.

  • Başkan Aktaş sempozyum açılışında konuştu

    Başkan Aktaş sempozyum açılışında konuştu

    Bursa’da resmi olarak Nevruz Bayramı kutlamalarıyla başlayan 2022 Türk Dünyası Başkenti etkinlikleri, hız kesmeden devam ediyor. Etkinlikler kapsamında Büyükşehir Belediyesi ve Kültür Konseyi işbirliğinde Tarih ve Şehir Sempozyumu düzenlendi. Atatürk Kongre ve Kültür Merkezi’ndeki sempozyumun açılış törenine Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş’ın yanı sıra Bursa Valisi Yakup Canbolat, TÜRKSOY Genel Sekreteri Düsen Kaseinov ve akademisyenler katıldı.

    Sempozyumun açılış töreninde konuşan Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş, Türk Dünyası Kültür Başkenti olmanın heyecanını yaşadıklarını, aldıkları bu emaneti en iyi şekilde temsil etmenin derdi ve heyecanı içerisinde olduklarını söyledi. Tarihi mirası yoğun şehirlerin hikâyelerinin yüzlerce hatta binlerce yıl öncesine uzandığını ifade eden Başkan Aktaş, “Bursa, Osmanlı’nın ‘dibacesi’ olarak bilinir. Osman Bey’in devlet tasavvurunun merkezinde Bursa vardı ve mutlak alınmalıydı. Uzun bir kuşatma sonrası şehrin fethi, 1326 yılında Orhan Bey’e nasip oldu. 1326 tarihi aynı zamanda Bursa’nın ve Bursa’ya benzeyen şehirlerin inşa, ihya ve imar sürecinin de başlangıç noktası sayılır. Bursa bu tarihten itibaren, İstanbul’un fethine kadar sadece bir ‘Osmanlı başkenti’ olarak kalmadı. Büyük bir şehir niteliği kazanması ve sürekli yenilenen ve genişleyen bir şehir olması noktasında sur dışına taşan yapılaşmasıyla önemli eserler kazandı. Bu sempozyumla amacımız Türk dünyası çerçevesinde Bursa’nın kültürel ve fiziksel tarihini, fetih öncesinden sosyo kültürel kimliğine varıncaya kadar çeşitli perspektiflerle incelemek ve tanıtmaktır” dedi.

    Bursa Valisi Yakup Canbolat ise, ipeğin ve zanaatın ilk merkezlerinden biri olan Bursa’nın, aslında yüzyıllarca Roma’nın görkemli hikayesinin düğüm noktasını oluşturduğunu bu nedenle adını Bitinya Kralı Prusias’tan ama ana karakteristik özelliğini Osmanlı İmparatorluğu’ndan aldığını hatırlattı. Canbolat, “Burcu evliya kalesi olan Bursa, bir sanayi ve ticaret merkezi olmasının yanı sıra aynı zamanda tarım kenti, turizm kenti, kaplıca kenti, üniversite kenti, balıkçılık kenti, dağ, orman, göl ve deniz sporları kentidir. Bursa, 4 sultan döneminde oluşan şehir kültürüyle sadece bir devletin başkenti değil, aynı zamanda yeni coğrafyalarda benzerleri tekrar tekrar üretilerek bir şehir prototipi de oluşturmuştur. El sanatları ve halk sanatları alanında UNESCO Şehirler arasında seçilen, Anadolu’nun batıya açılan kapısı durumunda olan Bursa’mız, 2020 Yılı Kültür Başkenti Özbekistan’ın Hiva şehrinde düzenlenen Türksoy Kültür Bakanlığı Daimi konsey 38. dönem toplantısında, 2022 Türk Dünyası Kültür Başkenti ilan edilmiştir. Bu paye, Bursa’mıza da oldukça yakışmıştır” diye konuştu.

    Kültür Konseyi Başkanı Dr. Metin Eriş, medeni unsurların kuşaktan kuşağa aktarılmasının önemine vurgu yaptı. Eriş, “Eğer siz bulunduğunuz medeni unsurları, gençlerinize devredemezseniz, gençleriniz bunu geleceğe ışık tutacak hale dönüştüremezlerse çok acı bir şekilde başka ülkelerin tebaası olurlar. Ama Türk topluluklarına bakıldığında Orta Asya’dan itibaren her biri bir meşale olan büyüklerimiz, atalarımızla bugüne kadar gelmiş bulunmaktayız. Türk toplulukları, medeniyetlerin ışıldadığı topluluklardır. Ve el vermişlerdir. Onun ışıklarından istifade edilebilir. Geleceğe de ışık tutulabilir. Söğüt’ten Bursa’ya gelen bu ışık da bir yeni parlayış, Türk dünyasını birlikte olmaya götürecek olan heyecanı da beraber oluşturdu. Bu heyecanı duymaya başladığınız andan itibaren Türk dünyasının gelecekte daha güçlü, daha büyük imkanlar içerisinde olacağını söyleyebilirim. Öncelikle ilim insanlarımızın tamamına, Bursa Valiliği’ne, Bursa Büyükşehir Belediyesi’ne ve gençlere teşekkür ediyorum. Türk Dünyası Kültür Başkenti olmaya layık olan şehirlerin başında bana göre Bursa ile Edirne gelir” dedi.

    Sempozyumun birinci oturumu ‘Fetih öncesi Bursa’ konu başlığıyla yapıldı. Panelistler Prof. Dr. Mustafa Hamdi Sayar, Dr. öğretim üyesi Kutlu Akalın, Prof. Dr. Tülay Metin ve Araştırma Görevlisi Hüseyin Umut Varla, oturum başkanı Prof. Dr. Birsel Küçüksipahioğlu, konuyu tüm yönleriyle ele aldı.