Etiket: senaryo

  • Bursa’da sanal kumarda kaybettiği paralar, senaryo yazdırdı

    Bursa’da sanal kumarda kaybettiği paralar, senaryo yazdırdı

    Bursa’nın Osmangazi ilçesinde tekstil işiyle uğraşan Coşkun K. (35), yüklü miktarda borcu olduğu için durumu eşiyle paylaşamadı. Kara kara düşünen adam, 58 bin Euro parayı evden alıp “İstanbul’da iş anlaşmasına gidiyorum” deyip evden ayrıldı. Terminale giden Coşkun K. yakınlardaki bir alışveriş merkezinin kapısında telefonla konuşurken, senaryosu gereği elindeki para dolu çantayı bir anda para motosikletli bir kişiye kaptırdı. O anlar kameraya anbean yansırken, ikilinin kovalamaca anları kameraya anbean yansıdı. Oscarlık performans sergileyen Coşkun K. sözde motosikletli kapkaççının peşinden koşturdu, ifade için geldiği Emniyet Müdürlüğü’nde de gözyaşı döktü.

    Oyun olduğu ortaya çıktı

    Polis ekiplerine ifade veren Coşkun K., işlemlerinin ardından evine gidip eşine başına gelenleri anlattı. Fakat Asayiş Şube Müdürlüğü, Hırsızlık Büro Amirliği ekipleri izlediği güvenlik kameralarında, mağdur adamdan önce motosikletli gaspçının daha önce terminale gittiğini fark etti. Olaydan şüphelenen ekipler, incelediği yüzlerce güvenlik kamerası sonrası motosikletlinin olay sonrası kıyafetlerini değiştirdiği ve kaskı çıkardığını tespit etti. Ekipler yaptıkları çalışmada hırsızın İsmail Melih A. olduğunu öğrendi. Düzenlen operasyon sonrası yakalanan motosikletinin İsmail Melih A. ‘nın parayı kaptıran Korkmaz’ın 15 yıllık arkadaşı olduğu ortaya çıktı.

    Borcu olduğu için yakın arkadaşıyla oyun yapmış

    Gözaltına alınan 2 arkadaş, emniyette çapraz sorguda olayın gerçeğini anlatmak zorunda kaldı. Coşkun K.’nın aslında 1 milyon lira üzerinde borcu olduğu ve ödeyemediği için eşine söyleyemediği ve evden ‘iş anlaşmasına gidiyorum’ diyerek ayrıldığı belirlendi. Genç adamın arkadaşı İsmail Melih A. ile kapkaç oyunu yaptığı öğrenildi.

    Emniyet tutanaklarını eşine gösterip kendini mağdur göstermeye çalışan Coşkun K.’nın oyununu bozan polis ekipleri şahısları “Suç uydurma ve güvenlik güçlerini meşgul ettiği” iddiasıyla adliyeye sevk etti.

    “15 yıllık arkadaşım ağlayınca yardımcı olmak istedim”

    Öte yandan, İsmail Melih A. verdiği ifadede, Coşkun K.’nın kendisinin 15 yıllık arkadaşı olduğunu ifade ederek, “Çok borcu olduğu için eşine söylemediğini böyle bir fikir yaptığını söyledi. Ağlayınca dayanamadım böyle bir oyuna dahil oldum” dedi.

  • Yapay zeka senaryo yazdı

    Yapay zeka senaryo yazdı

    Mersin’de faaliyet gösteren bir film şirketi, gelişen teknolojiyle birlikte sinema sektöründe farklı bir film için kolları sıvadı. Filmin senaryosunu yapay zeka uygulaması ChatGPT’ye yazdıran ekip, bazı düzenlemelerin ardından filmin taslağını oluşturdu. ChatGPT’ye yönetilen “Dünya bir felaketin eşiğinde olsa hangi Türk kahramanlara ihtiyacımız olur?” sorusu üzerine ‘Mete Han, Alparslan, Fatih Sultan Mehmet, Kanuni Sultan Süleyman ve Mustafa Kemal Atatürk’ yanıtını alan ekip, dünya tarihinin kötüleri listelendiğinde ise ‘Adolf Hitler, Joseph Stalin, Idi Amin, Saddam Hüseyin, Pol Pot, II. Ramses ve Nemrut’ isimleriyle karşılaştı. Bunun üzerine dünyayı ele geçirmeye çalışan kötü yapay zeka ‘Dark Mind’ ile insanlık tarihini kurtaracak iyi yapay zeka ‘Bilge’ arasında geçen olayların işlendiği filmin oluşturulmasına başlandı. Farklı yapay zeka programları kullanılarak ses modelleme, efekt ve video üretiminin sanal ortamda hazırlandığı 3071 adlı filmin, 6 ay sonra izleyici ile buluşturulması hedefleniyor.

    “Filmin tamamını yapay zeka araçları kullanarak üreteceğiz”

    Filmin proje yönetmenlerinden Onur Kaygın, 3071’in yapay zekayla üretilen ilk uzun metraj sinema filmi olduğunu söyledi. Filmin tamamını yapay zeka araçları kullanarak üreteceklerini ifade eden Kaygın, “Set, oyuncu, ekipman olmayacak. Normalde hayata geçirilmesi imkansız bir fikrimiz var. ‘Türk kahramanları yeniden tarih sahnesine’ diyoruz. Atatürk, Metehan, Alparslan, Fatih Sultan Mehmet ve Kanuni Sultan Süleyman’ı bir arada göreceğiz. Dünya kötü yapay zeka Dark Mind ve iyi yapay zeka Bilge arasındaki savaşın eşiğine gelmiştir. Kötü yapay zeka Dark Mind, dünya tarihinin en kötü isimlerinden danışmanlık alarak dünya tarihini silmek ve dünyanın büyük şehirlerini yok etmek üzere yola koyulur. Ve İstanbul’da karşısına bir engel çıkar; Bilge yapay zekası. Dark Mind dünya tarihinin kötülerinden Adolf Hitler, Stalin gibi isimlerden danışmanlık alırken, Türk yapay zekamız Bilge, Metehan, Alparslan, Fatih Sultan Mehmet, Kanuni Sultan Süleyman ve Mustafa Kemal Atatürk’ten danışmanlık alır. Filmimizin ana hikayesi bu” dedi.

    “Filmimizin senaryosunu yapay zeka yazdı”

    Filmi oluştururken birçok yapay zeka modelini bir arada kullandıklarını dile getiren Kaygın, “Filmimizin senaryosunu yapay zeka yazdı. Daha sonra ondan bunu senaryolaştırmasını istedik. Biz fikrimizi yapay zekaya verdik, onu film diline uygun bir halde çekim senaryosuna ve film senaryosuna dönüştürmesini istedik. Yapay zekanın yazdığı senaryoyu başka bir yapay zekaya tarif eden de yine bu araçlar oldu. Birçok uygulama günümüzde yapay zeka entegrasyonlarını aktif etmeye başladı. Ve biz bunların hepsini bir arada kullanarak bir film üretiyoruz” diye konuştu.

    “Buna bir start-up projesi diyebiliriz”

    Filmin 20 yıllık bir hayalin sonucu olduğunu dile getiren Kaygın, şöyle devam etti:
    “Normalde hayata geçirilmesi mümkün olmayan bir fikrin; Atatürk, Metehan, Alparslan gibi farklı dönemlerde yaşamış önemli Türk kahramanlarımızın birlikte strateji konuşabilmesi bir hayaldi bizim için. Ama günümüz teknolojisi buna artık imkan tanıyor. Biz normalde hayata geçirilemeyecek bir fikri, hayata yapay zeka araçlarıyla geçirerek istihdam sağlıyoruz. Buna bir start-up projesi diyebiliriz. Yeni bir çağ açılıyor. Örnek ve öncü olmak ülkemizi dünya sahnesine temsil etmek istiyoruz. Çünkü biliyoruz ki açtığımız bu yoldan ülkemizin reklam sektörü, sineması, teknolojisi ve gençleri yürüyecek. Projemizin dünyada ilk olması teknoloji, bilim ve yapay zeka çağına ülkemizden giden ilk hoş geldin mesajı olsun.”

  • “Hiçbirini beğenmiyorum. Bugün yazsam, böyle yazmam”

    “Hiçbirini beğenmiyorum. Bugün yazsam, böyle yazmam”

    Ege Üniversitesi, Kültür ve Turizm Bakanlığı, Uluslararası Türk Kültürü Teşkilatı (TÜRKSOY) ve Sinema Genel Müdürlüğü katkılarıyla düzenlenen Uluslararası Turan Film Festivali, devam ediyor.
    Programlar kapsamında Kültür ve Turizm Bakanlığı Sinema Genel Müdürü Birol Güven, genç iletişimcilerle bir araya gelerek deneyimlerini paylaştı. Ege Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Bilgehan Gültekin’in moderatörlüğünü üstlendiği söyleşiye; Ege Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Ersan’ın yanı sıra akademisyenler ve öğrenciler katıldı.

    Ege Üniversitesi İletişim Fakültesi Konferans Salonunda öğrencilerle bir araya gelen film yapımcısı, senaryo yazarı ve yönetmen Birol Güven, sinema ve dizi sektörüyle ilgili deneyimlerini paylaştı, sinemaseverlerin sorularını yanıtladı.
    Gündelik hayatı yazmayı ve izlemeyi çok sevdiğini dile getiren Sinema Genel Müdürü Güven, bu doğrultuda geçmişi anlatan “Seksenler” ile bugünü anlatan “Çocuklar Duymasın” projelerinin ortaya çıktığını söyledi. Sinema Genel Müdürü Güven, televizyon kanallarının, gelecekte olacaklara yönelik senaryolar istemediğini ifade etti.

    “Yapay zekayı çok iyi kullanan birisi işimizi elimizden alacak”

    İnternetle herkesin bilgiye eşit şekilde ulaşabildiğini belirten Sinema Genel Müdürü Güven, “Sizi yapay zeka tarafına çekmek istiyorum. O kadar büyük bir değişim içindeyiz; fakat bu değişimi yakalayabilen yok, bu çok güzel şey, tren kaçmadı; çünkü tren ortada yok. Yapay zeka işimizi elimizden alacak mı? Hayır almayacak; ama yapay zekayı çok iyi kullanan birisi işimizi elimizden alacak. İnsanlar ikiye ayrılacak; yapay zekayı kullananlar, kullanmayanlar. Yapay zeka bizim bundan sonraki bütün yaşamımızı, sizin de mesleğinizi belirleyecek” diye konuştu.

    “Hiçbirini beğenmiyorum. Bugün yazsam, böyle yazmam”

    Bugüne kadar 54 dizi ve 11 film yaptıklarını kaydeden Sinema Genel Müdürü Güven, “Hiçbirini seyredemiyorum, hiçbirini beğenmiyorum. Bugün yazsam, böyle yazmam. Biliyorsunuz İzmirli filozof Heraklitos diyor ki; ‘aynı nehirde iki kere yıkanılmaz.’ Bu değişimi anlatıyor arkadaşlar; diyor ki ‘nehre bir daha girdiğinizde o nehir artık o nehir değildir’, siz de o siz değilsinizdir. Ben bugünkü aklımla tekrar dünyaya gelmeyi çok isterdim ve bugünkü aklımla onların hiçbirini yapmazdım. Çok böyle gurur duymuyorum onlarla. O dönem yaptığım her şey o dönemin doğrusuydu; ama bugünün doğrusu değil” dedi.

  • “Acil müdahale” senaryosu hazırlandı

    “Acil müdahale” senaryosu hazırlandı

    Türkiye, iki büyük deprem felaketinin yaralarını sarmaya çalışıyor. Yıkımı yol açan depremlerden sonra uzmanlardan İstanbul depremine ilişkin açıklamalar gelmeye devam ediyor.

    Sağlık Bilimleri Üniversitesi (SBÜ) Savunma Sağlık Bilimleri Enstitüsü, olası İstanbul depreminde Atatürk Havalimanı’nın sahra hastanesine dönüştürülmesi ve yaralılara müdahale edilmesi ile hava ambulanslarının hızlı şekilde görevlendirilmesini içeren afet müdahale senaryosu hazırladı.

    Savunma Sağlık Bilimleri Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Ali İhsan Uzar, enstitü bünyesindeki Afet ve Olağanüstü Durumlarda Sağlık Hizmetleri Yönetimi Anabilim Dalında yürütülen çalışmalar hakkında bilgi verdi.

    Enstitünün olası afetlere müdahale konusunda uzun süredir çalışmalar yürüttüğünü, çeşitli afet müdahale senaryoları hazırladığını aktaran Uzar, Türkiye’nin topraklarının yüzde 65’inin birinci derece deprem bölgesi içinde yer aldığına dikkati çekti.

    Bilim insanlarının sıklıkla uyardığı İstanbul’da yaşanabilecek depreme ilişkin de hazırlık planları üzerinde çalıştıklarını söyleyen Uzar, bu kapsamda, yaralılara hızlı müdahaleyi merkeze alan afet müdahale senaryosunun bir süre önce hazırlandığını bildirdi.

    “EN AZ 100 BİN YARALI OLABİLECEĞİ DİKKATE ALINARAK HAZIRLANDI”

    Prof. Dr. Uzar, söz konusu senaryonun Sağlık Bakanlığı, Türk Hava Kuvvetleri ve Devlet Hava Meydanları İşletmesi gibi ilgili kuruluşlarla paylaşıldığını belirterek “”Olası İstanbul depreminde en az 100 bin yaralının olacağı belirtiliyor. Biz de uzmanlarımızla buna yönelik bir afet müdahale senaryosu hazırladık. Bu çalışmada, İstanbul’da yaşanabilecek büyük depremde hızlı bir şekilde uygun ekiplerle ve altyapısı sağlam terminal binalarıyla ilk 6 saatte yaralılara nasıl müdahale edilebileceğinin önemine dikkati çektik.” dedi.

    Uzar, bu süre içinde doğru müdahalenin, kişilerin hem yaşama tutunmasını hem de kol-bacak gibi uzuv kayıpları ve böbrek kaybının önüne geçilmesini sağladığını açıkladı.

    “BÜYÜK DEPREMDE EN İDEAL HASTANE HAVALİMANLARI OLUR”

    Büyük bir depremde en ideal hastanenin elektrik, su, tuvalet ve haberleşme kesintisi olmayacağı için havalimanlarının terminal binaları olduğunu vurgulayan Uzar, şöyle devam etti:

    “Avrupa yakasında depremden en çok etkilenmesi beklenen bölgeleri dikkate aldığımızda kurulacak sahra hastaneleri yeterli olmayabilir. Bu duruma karşı hastaneye dönüştürülmesi öngörülen birinci öncelikli alan Atatürk Havalimanı. Havalimanı ve terminal binalarının sahra hastanesi haline getirilmesi, seyyar-mobilize tıbbi cihazların buraya yerleştirilmesi, yaralılarımıza ilk ve acil müdahalenin burada yapılmasını ve ardından da oluşturulacak hava koridoruyla uygun illere uçaklarla nakledilmelerini planladık. Böylece olası bir depremde ilk 6 saatte yaralılara hızlıca müdahale mümkün olabilir.”

    “AĞIR HASTALARIN NAKLİ MÜMKÜN OLABİLİR”

    Uzar, yaralıların nakli için oluşturulacak hava koridorunda Türk Hava Kuvvetlerinin nakliye uçaklarının devreye girmesini de öngördüklerini ifade ederek, “Nakliye uçaklarımız Atatürk Havalimanı’na gelirken sağlık personelini, tıbbi ekipmanları alarak gelecek. Farklı illerden havalanacak uçaklarla 6-8 saat içinde ilk müdahalesi yapılan ağır yaralıların nakli mümkün olabilir.” diye konuştu.

    Prof. Dr. Uzar, ilerleyen zamanlarda bu çalışmanın gerçek senaryolu ilk tatbikatının İstanbul harici farklı bir ilde yapılmasını planladıklarını dile getirdi.

    Hava ve uzay hekimlerinin önemine de işaret eden Uzar, enstitü bünyesindeki merkezde açılacak kurslarla uçuş hekimi sayısını artırıp her yaralı taşıyan uçağa bir uçuş hekimi verilmesini hedeflediklerini anlattı.