Etiket: sendika

  • Nilüfer Belediyesi’nden sendika açıklaması

    Nilüfer Belediyesi’nden sendika açıklaması

    Nilüfer Belediyesi tarafından yapılan yazılı açıklama şöyle;
    “Belediye- İş Sendikası’nın, Nilüfer Belediyesi yönetiminin, sendikal tercihlerde “Baskı ve işten atılma tehdidiyle engelleme” yaptığı iddiaları üzerine açıklama yapılmasına ihtiyaç duyulmuştur.
    Nilüfer Belediyesi, demokratik değerleri ve hukukun üstünlüğünü temel alarak, tüm çalışanlarının her türlü anayasal hak ve özgürlüklerine saygı duymakta, sahip çıkmaktadır.
    Nilüfer Belediyesi, çalışanlarının sendikal tercihlerine saygı duyulması ve sendikal faaliyetlerin yasal çerçeve içinde yürütülmesi adına, sendikal yetki mücadelesini de yakından takip etmektedir.
    Nilüfer Belediye çalışanları, Anayasal hakları olan sendikal örgütlenme ve sendika seçme özgürlüğüne sahiptir. Sendika tercihlerini kendi özgür iradeleri ile ve hiçbir baskı altında kalmadan yapmaları, Nilüfer Belediyesi’nin inandığı demokratik değerlerin bir gereğidir, bunu aksi asla kabul edilemez.
    Belediye- İş Sendikası’nın yaptığı açıklamada yer alan, “Baskı ve işten atma tehdidiyle engellenme” iddiaları tamamen gerçek dışıdır.
    Söz konusu sendikanın yöneticisi olduğu iddia edilen kişiler tarafından bir süre önce, Nilüfer Belediyesi Alaaddinbey Hizmet Binası’nda, bazı yöneticilerimize yönelik baskı ve tehditler ile ilgili adli süreç devam etmektedir”

  • Üç işçi sendikasından 10 talep

    Üç işçi sendikasından 10 talep

    Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK), Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu (TÜRK-İŞ) ve Hak İşçi Sendikaları Konfederasyonu (HAK-İŞ) bugün Türk-İş Genel Merkezi’nde ortak basın toplantısı gerçekleştirdi.

    Toplantıya DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, TÜRK-İŞ Genel Başkanı Ergün Atalay ve HAK-İŞ Genel Başkanı Mahmut Arslan katıldı.

    TÜRK-İŞ Başkanı Ergün Atalay, asgari ücrete zam yapılmamasını eleştirerek geçim şartlarının iyileştirilmesini istedi.

    Üç konfederasyonun hazırladığı 10 maddelik ortak bildirisinde şu maddelere yer verildi;

    1 – Vergide adalet: Ücretliler için gelir vergisi tarifesinin ilk dilimi 110 bin TL olarak belirlenmiştir. 2002 yılında brüt asgari ücret asgari ücretin 17 katıydı. Günümüzde 5 katına kadar gerilemiştir. Yılda 1,5 aylık ücretini vergi olarak ödemektedir. İşçinin eline geçen net tutar azalmaktadır ve refahının düşmesine neden olmaktadır. Vergi sistemi gelir adaleti göz önünde bulundurularak yeniden tasarlanmalıdır.

    2 – Enflasyonla mücadele: Ücretleri düşük tutarak bunu sağlayamazsınız. İşçi, memur ve emekli maaşları TÜİK’in hesaplamalarına göre artırılıyor. Yaşanan enflasyonla yaşanan enflasyon arasında büyük bir fark var. Henüz zamlar ücretlere yansımadan elektriğe yüzde 38 zam yapıldı.

    3 – Asgari ücret: Acilen artırılmalıdır. Çalışanların neredeyse yarısı asgari ücret seviyesinde ücret almaktadır. İstisnai olması gereken asgari ücret artık ortalama ücret haline geldi. Ülkedeki yüksek enflasyon sebebi sermayenin bitmek bilmeyen kâr hırsıdır, dar gelirli işçiler değildir. Enflasyonu düşürmek için işçilerden fedakârlık beklenemez. İşçiler enflasyonun sebebi değil mağdurudur.

    4 – Kamu: Kamuda ücret dengesizliğine son verilmeli. Kamuda ücret farkı hat safhada. Buradaki ücret dengesizliği sona erdirilmeli.

    5 – Emekliler: En düşük emekli aylığı asgari ücret seviyesinde olmalı. Milyonlarca emekli, asgari ücretin çok altında aylık alıyor. Emekli aylıkları hesaplanırken büyüme tümüyle hesaba katılmalıdır.

    6 – Sendika: Sendikal örgütlenmenin önündeki hakların kaldırılması: Mevzuatımızda yer alan düzenlemelere rağmen sendika üyesi olan işçilerin topluca işten çıkarılmasının önüne geçilmelidir.

    7 – Taşeron İşçiler: 696 KHK’nin kapsamı dışındaki taşeron işçiler derhal kadroya alınmalıdır. Bu işçilerin sürekli kadroya geçirilmesi ve kamuda taşeron işçi statüsüne son verilmelidir.

    8 – Tasarruf: Tasarruf tedbirleri gerekçesiyle çalışanların hakları aşındırılmasın. Tasarruf adı altında işçinin emeğinin karşılığı olarak hak ettiği ücretten kesintiye gidilmesi ve sosyal haklarının azaltılması kabul edilemez.

    9 – Meslek hastalıkları: İnsan onuruna yakışan bir çalışma için mesleki hastalıkları azaltan ve çalışma şartlarını iyileştiren bir sistem yaratılmalıdır.

    10 – Ayrımcılık: Çalışma hayatında ayrımcılık son bulmalıdır.

     

     

    NTV

  • Sendikadan yasal düzenleme çağrısı

    Sendikadan yasal düzenleme çağrısı

    Eğitim-Bir-Sen, İstanbul’da eski bir öğrenci tarafından yapılan silahlı saldırıda hayatını kaybeden okul müdürü için ülke genelinde ortak basın açıklaması düzenledi. Eğitim Bir Sen Antalya Şubesi üyeleri de eğitim çalışanlarına yönelik giderek artan şiddet olaylarını protesto etmek amacıyla ve şiddeti önleyecek, failleri cezalandıracak, mağdurlara hukuki koruma sağlayacak bir yasal düzenlemenin yapılması talebiyle Antalya Valiliği önünde bir araya geldi. Üyeler ayrıca yasal düzenleme için başlatılan imza kampanyası çerçevesinde imzalarını attı.

    “Yıllardır çağrı yapıyoruz”
    Basın açıklamasını Memur Sen Antalya Temsilcisi ve Eğitim Bir Sen Şube Başkanı Eyüp Bülent Miran yaptı. Başkan Miran, “Son olarak İstanbul-Eyüpsultan’da eski bir öğrenci okul müdürü İbrahim Oktugan’a silahla saldırıda bulunmuş, ağır yaralı olarak hastaneye kaldırılan okul müdürümüz maalesef kurtarılamayarak vefat etmiştir. Meslektaşımıza Allah’tan rahmet, ailesine ve bütün eğitim camiasına başsağlığı diliyoruz. Kanayan bir yara hâline gelen şiddet olaylarına dikkat çekiyor, tedbir alınması için yetkililere çağrıda bulunuyoruz. Bu çağrımızı yıllardır yapıyoruz. Sesimize kulak verilseydi, gereken önlemler zamanında alınmış olsaydı belki de bugün başka şeyler konuşurduk. Ancak ne yazık ki birçok konuda olduğu gibi bu konuda da geç kalınmıştır” dedi.

    “Bakan Tekin’in daveti kıymetli”
    Memur Sen ve Eğitim Bir Sen Genel Başkanı Ali Yalçın’ın Millî Eğitim Bakanı Sayın Yusuf Tekin’in daveti üzerine bakanlıkta bir görüşme gerçekleştirdiğini belirten Başkan Miran, Bakan Tekin’in davetini ve eğitimcilere şiddeti önlemek üzere yapılacağı ifade edilen çalışmaları önemli ve kıymetli bulduklarını söyledi. Miran, bu buluşmanın ardından Ali Yalçın’ın katılımıyla TBMM önünde gerçekleştirilen eylemin, eğitimcilere şiddeti önlemeye dönük kararlılığın ve şiddet olaylarının oluşturduğu büyük üzüntünün bir tezahürü olduğunu paylaştı.

    “Şiddet önleme yasası artık çıkmalı”
    Başkan Miran, “Ölümle sonuçlanmaya başlayan saldırıların son bulması için gereken adımlar ivedilikle atılmalı; eğitimcilere yönelik şiddeti önleme yasası artık çıkarılmalıdır. Öğretmen, memur, hizmetli, şef, şube müdürü demeden tüm eğitim çalışanlarına, kamu görevlilerine yönelen şiddeti bir defa daha lanetliyoruz. Bugüne kadar kamu görevlilerine yönelik gerçekleştirilen tüm şiddet olaylarında tepkimizi en sert şekilde ortaya koyduk. Sendika olarak, geçen yıl hayata geçirilen Öğretmenlik Meslek Kanunu tartışmalarında şiddete yönelik düzenlemeyi talep edip son ana kadar sergilediğimiz ısrarın gereği yapılmadı. O gün gereği yapılsaydı belki bugün daha farklı konuşmak mümkün olacaktı. Eğitim çalışanlarına yönelik artan şiddet olaylarını önleyecek, caydırıcı olacak, failleri cezalandıracak ve mağdur eğitim çalışanlarına hukuki koruma sağlayacak bir yasal düzenlemenin yapılmasının sağlanması için bugün (10 Mayıs) iş bırakma eylemi gerçekleştiriyor, ülke genelinde basın açıklamaları yapıyoruz. İş bırakma eylemiyle eş zamanlı olarak, 1 hafta sürecek (10-17 Mayıs tarihleri arasında) dilekçe kampanyamızı da başlatmış bulunuyoruz” diye konuştu.

    “Toplumsal problem haline geldi”
    Son birkaç yıldır Türkiye’de yaşanan olaylara bakıldığında şiddet olaylarının münferit eylemler olmaktan çıktığını söyleyen Başkan Miran, bu durumun yaygın bir toplumsal sorun hâline geldiğini ve eğitim ve öğretim hizmetlerinin yürütülmesini sekteye uğratacak boyuta ulaştığını kaydetti. Miran sözlerini şöyle sürdürdü:
    “Bugün yaşadığımız acılar, dünün ihmal ve umursamazlığının neticesidir. Yarın yaşanmasını istemediğimiz acılar da bugünkü ilgisizliğin sonucu olmamalıdır. Şiddetin, eğitimi tehdit eder boyuta ulaşması, geleceğimizi tehlikeye sokacak boyuta varması, acil ve köklü çözüm bulmayı zaruri hâle getirmektedir. Devlet, kasıtlı şekilde ölüme, yaralanmaya ve zarara sebebiyet verilmesini önlemekle mükelleftir. Devletin bu yükümlülük çerçevesinde, suç işlemekten caydırıcı yasal zemini ve idari şartları tesis ederek yaşam hakkını koruma ve ayrıca buna ilişkin ihlalleri önleyici, bastırıcı ve cezalandırıcı bir infaz mekanizması geliştirme ödevinin hukuk devleti olmanın gereği olduğunu bugün burada bir kere daha hatırlatmak istiyoruz. Bu doğrultuda, eğitim çalışanlarına karşı eğitim ve öğretim hizmetinin sunumundan kaynaklı şiddet eylemlerine yönelik cezai ve hukuki tedbirlerin alınması elzemdir. Eğitim çalışanları olarak, şiddete karşı caydırıcı nitelikte münhasıran bir cezai müeyyide getirilmesini, şiddete uğrayana, çalışana da hukuki koruma sağlayacak türden yasal düzenlemelerin acilen yapılmasını istiyor ve bekliyoruz.”

  • TGC’den sendikasızlaştırma tepkisi

    TGC’den sendikasızlaştırma tepkisi

    Türkiye Gazeteciler Cemiyeti, medyada yaşanan sendikasızlaştırma ve işten çıkarmalarla ilgili bugün yazılı bir açıklama yaptı. TGC’den yapılan açıklama şöyle:

    “TÜRKİYE’DE BASIN VE İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ ÜZERİNDE YARATILAN KORKU İKLİMİ SÜRÜYOR”

    “Türkiye’de basın ve ifade özgürlüğü üzerinde yaratılan korku iklimi sürüyor. Halkın gerçekleri öğrenme hakkına hizmet eden gazeteciler, açılan davalar, cezaevine girme tehdidinin yanı sıra işten çıkarılarak nefes alamaz hale getiriliyor. Yaşadığımız bu ağır süreçte medyada her üç meslektaşımızdan birinin işsiz bırakıldığı gerçeğiyle karşı karşıyayız.

    Başta holdinglere ait medya kuruluşları olmak üzere tekrarlanan işten çıkarmalar, gazeteciler için artık tahammül edilemez bir noktaya gelmiş durumda. Sendikaya üye olan gazetecilerin işten atılması ise haksız ve hukuksuz olan bu süreci büyütüyor.

    Son olarak toplu sözleşme görüşmelerinde anlaşma sağlanamaması üzerine grev kararı alınan Sputnik’te 24 gazeteci işten çıkarıldı. Çalışanların sendikalaşma nedeniyle işten çıkarılması kabul edilemez. İşten çıkarmaları kınıyor, işverenleri ise bu kararlarını gözden geçirmeye davet ediyoruz. Her zaman olduğu gibi medyada işten çıkarılan tüm meslektaşlarımızla dayanışma içinde olduğumuzu kamuoyunun bilgisine sunuyoruz.”

  • Öz Sağlık-İş Sendikası açıklama yaptı

    Öz Sağlık-İş Sendikası açıklama yaptı

    Değerli Basın Mensupları;

    Sizlerin de yakından bildiği üzere Sağlık Bakanlığı bünyesinde çalışan sağlık işçilerinin yetkili sendikası ÖZ SAĞLIK-İŞ olarak 190 bin işçimiz işveren sendikası TÜHİS ile imzaladığımız Toplu İş Sözleşmesi’nin üzerinden 46 GÜN geçti.

    Toplu iş sözleşmemizde 2023 Ocak ayından geçerli olmak üzere geriye dönük alacaklarımızın ödenmesi kararının üzerinden de 46 GÜN geçti.
    İŞÇİ VEFAKARDIR
    İŞÇİ CEFAKARDIR
    İŞÇİ SABIRLIDIR
    İŞÇİ ÜLKESİNİ, MİLLETİNİ, DEVLETİNİ SEVER.

    Sağlık işçisi işini aksatmadan akşamı eder, bilir ki işini aksatsa bu ihmal bir insanın “CANINA” mal olur.
    Sendika olarak ilk günden beri defalarca masaya oturduk,
    Geriye dönük alacakları bekletmeyin dedik,
    İşçiye nefes aldıracak bu toplu parayı kuşa döndürmeyin dedik,
    Önümüz Kurban Bayramı işçi kurbanını kesebilsin dedik,
    Vergi dilimini işaret ettik,Ülke ekonomisinin zorluğunu gösterip alacakların bir an önce ödenmesi için çalmadık kapı bırakmadık.
    Sendika olarak devletin tüm kademelerini aşındırdık.

    Hesaplamalar yapılıyor dediniz BEKLEDİK
    Kasada para yok, ek bütçe istedik dediniz BEKLEDİK
    Bütçe Meclis’ten daha çıkmadı dediniz BEKLEDİK
    DAHA NE KADAR BEKLEYECEĞİZ!

    Biz sabırla beklerken bu arada neler oldu, bir hatırlayalım;
    Ev kiralarımız 10 bin liranın üzerine çıktı
    Vergi oranları arttı, akaryakıta dev zam geldi.
    Akaryakıta gelen zam, aynı gün başta gıda olmak üzere tüm sektörlere aynı oranda yansıdı.
    Biz sabırla beklerken beslenme, barınma, ulaşım gibi temel ihtiyaçlarımız yüzde 200’e varan oranlarda artış gösterdi.
    Kimsenin almaya cesaret edemediği altın-döviz fiyatları fırladı, herkesin yemek zorunda olduğu domatesin, biberin yüzünü göremez olduk.
    Tüm bunlar olurken bizler, ekonomik krizle uğraşan devletimizin yanında olup sabretmeye devam ettik.
    Ama sabrımız bitti!
    çalışıp hak ettiğimiz geriye dönük alacaklarımızın önemsenmemesine karşı sabrımız bitti,
    Alın terimizin görmezden gelinmesine karşı öfkemiz her geçen gün büyüyor.
    Geriye dönük alacağımız paranın bu enflasyonist ortam karşısında pula dönüşmesinden dolayı evimize götüreceğimiz ekmek küçüldü, eridi, bitti.

    Ha şimdi, ha birazdan, ha yarın, ha yarından da yakın diyerek oyaladığınız biz sağlık işçileri artık seslerinin duyulmasını istiyor:
    Emeğimizi hiçe saymayın, çoluk çocuğumuzun ekmeğine ortak olmayın!

    Alın terimiz vicdanlarınızda kuruyalı çok oldu, görün artık!

    Herkese alacakları ödenirken sağlık işçisinin geriye dönük alacağına şahin kesildiniz,

    Alacak öderken bile işçiyi kadrosuna göre böldünüz, 696’lılara üvey evlat muamelesine devam ediyorsunuz, biz bu ayrımı yaşıyoruz, siz de bunu anlayın artık!
    Bize geriye dönük ödemelerimizi vermeyi unuttuğunuz, bazı üniversite sağlık işçilerine de 3 taksitte ödenme vermeye kalkıyorsunuz.

    Emek üstüne tasarruf olmaz.
    Vatan görevi diyerek gece gündüz, pandemide-depremde nefes almadan “peşin” çalıştıklarının karşılığı olan alacaklarını “taksit taksit” ödemek de ne ?

    Geriye dönük alacaklarımızın tek seferde ve daha fazla geciktirilmeden ödenmesini istiyoruz.
    Sağlık işçisinin artık sabrı kalmadı,
    Takati kalmadı,
    Alacağı toplu para ile ilgili sayenizde hayali bile kalmadı
    Devlet işçisine,
    Alın teri döküp,
    Kazandığı paranın yolunu gözletmez,

    Kulak verin emekçinin sesine;
    Geriye dönük alacaklarımızın daha fazla erimeden, ödemelerin yapılmasını “itibardan” sayıyoruz.
    Devletimizin itibarını yere düşürmeyin.!

    İşçiyiz haklıyız söke söke alırız…

    KIYMETLİ SAĞLIK EMEKÇİLERİ;

    Hak-iş konfedarasyonumuza bağlı sendikalarımızın şube başkanları,

    Çok değerli basın mensupları;

    Öz Sağlık-İş Sendikamızın her zaman olduğu gibi hakkın ve haklının sesi olacağını ;

    Kamu oyuna Saygı ile duyururuz.

  • Fransa’da sendikalardan grev çağrısı

    Fransa’da sendikalardan grev çağrısı

    Fransa’da emeklilik yaşının kademeli olarak 62’den 64’e yükseltilmesini öngören ve tepkilere neden olan emeklilik reformuna karşı 6’ıncı kez greve gidilecek. Sendikalar, emeklilik reformuna karşı 7 Mart’ta grev çağrısında bulunurken, grev nedeniyle toplu taşımada büyük aksamlar bekleniyor. Fransa Ulaştırma Bakanı Clement Beaune yaptığı açıklamada, grevin etkisinin çok büyük olacağını belirterek, birçok insanın güçlük çekeceğini belirtti.

    Genel Emek Konfederasyonu (CGT) lideri Philippe Martinez yaptığı açıklamada, “Vites yükseltiyoruz” ifadelerini kullanarak, Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’a atıfta bulunarak, “Top artık Başkanın sahasında. Bu reformu geri çekmek ona kalmış” dedi.

    Grevler şimdiden devlete ait enerji şirketi EDF’nin bazı nükleer santrallerinde elektrik üretimini azalttı. Fransız Ulusal Demiryolları Şirketi (SNCF) tarafından yapılan açıklamada, 7 Mart’ta 5 hızlı trenden 1’inin çalışmasının beklendiği belirtilerek, normal trenlerin ise neredeyse tamamının iptal edilmesinin beklendiği ifade edildi.

    Başkent Paris’in de içerisinde bulunduğu Ile-de-France bölgesinin toplu taşıma operatörü RATP, metro hatları ve banliyö trenlerinin de yoğun bir şekilde kesintiye uğrayacağını ve bazı metro hatlarının yalnızca yoğun saatlerde çalışacağını belirtti.
    Fransa Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü (DGAC) ise, havayollarından 7-8 Mart tarihlerinde Paris Charles de Gaulle Havaalanı’nda uçuşları yüzde 20 ve Orly Havaalanı’nda yüzde 30 oranında azaltmaları istendiğini açıkladı.

    Emekli olabilmek için 2027’den itibaren 43 yıl çalışmış olmak gerekecek

    Tartışmalı yasaya göre, Fransa’da bu yıl eylül ayından itibaren emeklilik yaşı her yıl yılda 3 ay kademeli olarak artırılacak, emeklilik yaşı 2027’de 63 yıl 3 aya, 2030’da ise 64 yıla ulaşacak. Ülkede emekli olabilmek için 2027’den itibaren 43 yıl çalışmış olmak gerekecek. Fransa’da 62 olan emeklilik yaşı, Batı Avrupa’daki diğer birçok ülkeden daha düşük. Emeklilik yaşı İspanya’da 65 ve İngiltere’de 66 olurken, İtalya ve Almanya emeklilik yaşını 67’ye yükseltmeyi planlıyor.

  • Bursa’da işçi çıkaran fabrika önünde olay

    Bursa’da işçi çıkaran fabrika önünde olay

    Bursa’nın İnegöl ilçesindeki OSB’de faaliyet gösteren bir kablo fabrikasında iddiaya göre, işçi sendikasına üye olan 1 işçinin işten çıkarılması nedeniyle sendikalar fabrika önünde eylem yaptı.

    Türk-Metal, Ağaç-İş sendika üyeleri fabrika önünde toplanarak işçi çıkarılmasına tepki gösterdi. Fabrika önünde toplanan kalabalık, kendilerinin üzerine sürdüğünü iddia ettikleri servis aracının sürücüsüne tepki gösterip araca saldırdı.

    İnegöl Emniyet Müdürlüğü ve Çevik kuvvet ekiplerinin müdahale ettiği olay büyümeden sonlandırıldı.

    Türk-İş 8. Bölge Temsilcisi Ruhi Biçer yaptığı açıklamada, fabrika önünde toplandıklarını belirterek, “Sebebi Kocaeli’nde 10 kişi Kütahya’da 9 İnegöl’de de 1 arkadaşımızın iş akdi feshedildi. Bu arkadaşların tek isteği sendikaya üye olmak. 3 fabrikada üyelikler devam etmekte. İnşallah çok kısa sürede yeterli çoğunluğu sağlayacağız. Bu fabrikanın yetkilileri çok iyi bilsin biz hep burada olacağız. Sizin yaptığınız kendiniz için değil sizden sonra emek verecek işçilik hayatına başlayacak herkes için mücadeledir. Bursa’da 54 bin üyemiz var en kötü iş yerinin işe giriş ücreti buradan fazla. Korkunun ecele faydası yok olacaklar olacak yaşanacak yaşanacak e-devletten onayı verin bu işi bitirin. Bu sonuç alınana kadar biz buraya gelir gideriz. Az önce yaşanan tabloyu yaşamayalım. O şoför emekçi içinden gelip yapmıyor. Buraya geliyorsa bizi tahrik edilmek için geliyor. Gelene de gelmeyeninde biz saygı göstereceğiz. Burada sadece fabrika sahibinin değil Türk insanının Türk işçisinin de emeği var” dedi.

  • Bursa’da fabrika işçileri 6 gündür eylemde

    Bursa’da fabrika işçileri 6 gündür eylemde

    Bursa’da sendikaya üye oldukları için işten atıldığı iddia edilen fabrika işçilerinin başlattığı eylem 6’ncı gününde devam ediyor.

    Sendikaya üye oldukları için tüm çalışanlarının işine son verdiği iddia edilen fabrika işçileri Bursa’nın Nilüfer ilçesinde bulunan Organize Sanayi Bölgesi’ndeki fabrika önündeki eylemleri devam ediyor.

    İddialara göre otomotiv yan sanayi fabrikasında çalışan işçilerin tamamı sendika üye olduklarından dolayı işten çıkarıldı.

    Fabrikanın Türk Metal Sendikası TOFAŞ Şubesi örgütlenme çalışmasında çoğunluğu sağladığı için Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’ndan “Yetki Tespit Belgesi” almasına rağmen işçilerin sendikaya üye oldukları için işveren tarafından üretimi hiçe sayarak çalışanların işlerine son verildiği öğrenildi.

  • Sendika üyeliği işlerinden etti! Fabrikada üretim durdu

    Sendika üyeliği işlerinden etti! Fabrikada üretim durdu

    Bursa’da 6 İşçi Türk Metal Sendikasına üye olunca, işten kovulduğu iddia edildi.

    Türk Metal’e üye oldukları için 6 işçi, işveren tarafından mazeretsiz kapının önüne kondu.

    Osmangazi’nin Demirtaş Organize Sanayi Bölgesi içinde bulunan fabrikanın 6 çalışanı Türk Metal Sendikası Tofaş Şubesi örgütlenmesine üye oldukları gerekçesi ile işten çıkartıldı.

    Fabrikada çalışan 180 işçi, çıkartılan işçilere destek vermek için 5 Mart Cuma günü saat 16.00 itibari ile şalteri indirdi, üretimi durdurdu.

    18 saattir fabrika içinde Türk Metal Sendikası işletme yetkililerinin fabrikanın tekrar üretime geçmesi için pazarlıkların sürdüğü öğrenildi.

  • Bursa’da fabrika işçileri eylemde

    Bursa’da fabrika işçileri eylemde

    Bursa’nın Nilüfer ilçesinde Hasanağa Organize Sanayi Bölgesinde faaliyet gösteren bir otomotiv firmasında mavi yaka çalışanlarından bazıları Türk Metal Sendikası’na üye oldukları gerekçesi ile işten çıkarılanlar olduğunu iddia ederek fabrika önünde eylem yapmaya başladı.

    FABRİKA ÖNÜNDE TOPLANDILAR

    Fabrika önünde toplanan bir grup işçi, sloganlar atarak işten çıkarmaları protesto etti.