Etiket: sera

  • Tarımda “jeotermal” devri

    Tarımda “jeotermal” devri

    Sağlıklı ve uygun maliyetli gıdaya erişimde hayati rol üstlenen jeotermal seralar Türkiye’nin pek çok yerinde kurulmaya başlanırken, yerli, temiz ve sürdürülebilir bir kaynak olan jeotermal ile seraların enerji maliyetleri minimuma indiriliyor. Türkiye’deki jeotermal sera uygulamaları hakkında bilgi veren Jeotermal Enerji Derneği (JED) Yönetim Kurulu Başkanı Ali Kındap, 4 bin 500 dönüm seviyesinde olan sera alanının ülke potansiyelinin çok altında olduğunu belirterek, “Doğru politikalar ve teşvik mekanizmaları ile 10 yıl içerisinde 100 bin dönüm sera alanına rahatlıkla ulaşabiliriz. Bu sera alanı ile tarımda 100 binin üzerinde yeni istihdam sağlarken, sağlıklı ve ucuz gıdaya erişimi kolaylaştırabiliriz. Bunun için ayaklarımızın altındaki güneş olarak adlandırdığımız jeotermali ülke ekonomisi açısından değerini iyi anlamamız ve sonuna kadar ondan yararlanmamız gerekiyor” dedi.

    “Dünyanın üretim merkezi olabiliriz”

    Jeotermal seraların tarım sektörünün en önemli problemi olan üretimde kalite ve verimlilik sorunlarının aşılması için anahtar rol üstlendiğine dikkat çeken Kındap, jeotermal seraların sayısının artması ile Türkiye’nin topraksız tarım uygulamalarında dünyanın üretim üssü olma potansiyeline sahip olduğunu vurguladı. Türkiye’de mevcut jeotermal seraların gelişmiş ülkelerin seracılıkta sağladıkları verimliliği fazlasıyla yakaladığı bilgisini veren Kındap, geleneksel tarım ürünlerini istenilen ölçekte ve her mevsimde üretme imkanı sağlayan seraklarda, tropikal ürünler başta olmak üzere katma değeri ve ihracat kabiliyeti yüksek tarım ürünlerinin üretiminin de mümkün olduğunu sözlerine ekledi.

    “TDİOSB’ler jeotermal ile birlikte kurgulanmalı”

    Tarıma Dayalı İhtisas OSB’lerin (TDİOSB) de jeotermal enerji kaynakları ile birlikte kurgulanması gerektiğine işaret eden Kındap, şu ifadeleri kullandı:

    “Hemen her gün bir ilimizde jeotermal seraların kuruluş haberlerini okuyoruz. Bu durumun bizi ne kadar mutlu ettiğini anlatamayız. Jeotermal seraların önemine yönelik farkındalığın artmasını sağlayan bakanlığımıza ve valilerimize çok teşekkür ediyoruz. İzmir Dikili’de 3 bin dönüm alanda kuruluş çalışmaları süren Tarıma Dayalı İhtisas OSB’de yatırımcılar tahsislerini tamamlamış durumdalar. Balıkesir Gönen’de kuruluş çalışmaları süren TDİOSB, 8 bin dönüm büyüklüğü ile sadece ülkemizin değil, dünyanın en büyüğü olacak. Tarımda yaşanan katma değer sorununun aşılmasında bu üretim merkezleri çok önemli işlev yüklenecek. Jeotermal seralar ile birlikte inşa edilecek sebze ve meyve kurutma tesisleri ile Türkiye olarak tarımsal katma değer zincirinin her halkasında yerimizi almış olacağız. Jeotermal seralar yılın 12 ayı tarımsal üretim yapmayı sağlarken, tropikal bitki ve meyve üretimi gibi katma değeri çok yüksek alanlarda ülkemizi dünyada marka haline getirebilir. Jeotermal, yenilenebilir enerji kaynakları arasında çoklu ve entegre kullanıma imkan tanıyan tek kaynak olma özelliği taşıyor. Aynı jeotermal kaynakla elektrik üretebilir, konutları ısıtabilir, jeotermal seralarda üretim yapabilir, termal turizm, tropikal balıkçılık yapabilir, jeotermal kaynakların içindeki kıymetli madenleri ayrıştırabiliriz.”

    Türkiye’nin dört bir yanında kurulan jeotermal sera uygulamaları

    Türkiye’de 21 adet Tarıma Dayalı İhtisas OSB kuruldu. Bunlardan İzmir Dikili (3 bin dönüm), Denizli Sarayköy’de (700 dönüm) ve Ağrı Diyadin’de (1,3 bin dönüm) kurulan TDİOSB’ler jeotermal kaynakla ısıtılacak. Balıkesir Gönen’de 8 bin dönümde kuruluş çalışmaları süren TDİOSB, sadece Türkiye’nin değil dünyanın en büyük projesi olacak. 10 milyar TL’ye mal olacak proje, 10 bin kişiye istihdam sağlayacak. Türkiye’nin en zengin jeotermal kaynağa sahip illerinin başında gelen Afyonkarahisar’da 3 bin dönümlük alanda kurulması planlanan jeotermal kaynaklı TDİOSB çalışmalarına da başlandı. Proje çerçevesinde yüzde 75’i kadın olmak üzere doğrudan 3 bin 500 kişiye istihdam sağlanacak. Manisa Kula’da 135 dönüm alanda kurulma çalışmaları süren Jeotermal Sera Projesi, 2023 yılı sonunda üretime başlayacak. Kayseri Kocasinan’da bin 200 dönüm alanda Jeotermal Isıtmalı Tarıma Dayalı Sera OSB çalışmaları başladı. İki yıl içinde bacasız fabrikaların devreye alınması hedefleniyor. Uşak Banaz’da 2 bin 400 dönüm alanda kurulacak Jeotermal Kaynaklı Sera İhtisas OSB’de 25 sera işletmesi faaliyet gösterecek. Balıkesir Bigadiç’te 2 bin 400 dönüm alana Tarıma Dayalı Sera İhtisas OSB kurulacak. Sakarya’da 25 dönüm alan üzerinde hayata geçirilen jeotermal serada 8 farklı domates türü yetiştirilmeye başlandı.

    Ankara Haymana’da 10 dönümlük alanda hayata geçirilen jeotermal sera projesinde ilk hasat yapıldı. Kayseri Kocasinan Tarıma Dayalı İhtisas OSB, tüzel kişilik kazanarak Tarım ve Orman Bakanlığına bağlı 37’inci OSB oldu. 600 dönümde üretim bu yıl tamamlanırken, 4 bin 500 kişilik istihdam sağlanacak. Erzurum’da 10 dönümlük bir alanda faaliyet gösteren Biyokütle Enerjisi Destekli Jeotermal Sera’da üretim başladı. Nevşehir’in Kozaklı ilçesinde yer alan jeotermal serada üretim başladı. Çanakkale Ayvacık Tarıma Dayalı Jeotermal Kaynaklı Sera İhtisas OSB’nin çalışmaları sürüyor. Edremit Sera (Süs Bitkileri) TDİOSB içinde modern ve teknolojik seralarda katma değeri yüksek süs bitkileri ve çiçek üretiminin gerçekleştirilmesi hedefleniyor. Edremit TDİOSB’de toplam 640 dönüm alanda süs bitkileri ve çiçekçilik yapan modern teknolojik seralar kurulması planlanıyor.

  • Sarıyer’de sera eve operasyon

    Sarıyer’de sera eve operasyon

    Sarıyer İlçe Emniyet Müdürlüğü Asayiş Büro Amirliği polisleri, önceki hafta Pazar günü saat 02.00 sıralarında Zekeriyaköy’de uygulama yaptı. Uygulama esnasında polis ekipleri, bir binanın bahçesinden yoğun uyuşturucu madde kokusu geldiğini fark etti. Bunun üzerine ekipler, belirlenen adresi bir süre izlemeye aldı. Binanın çevresinde araç ve yaya yoğunluğunun olduğunun görülmesi üzerine yapılan çalışmada şahısların girdiği dairenin M.M.K. isimli şahsa ait olduğu belirlendi.

    Sarıyer Asayiş polisinden dev operasyon

    Çalışmaların ardından operasyon için düğmeye basan Sarıyer Asayiş Büro Amirliği polisleri, binanın çevresinde güvenlik önlemleri aldı. Ardından harekete geçen polis, dairede ve müştemilatında yaptığı aramada piyasa değeri yaklaşık 5 milyon lira olan 17 kilo 258 gram marihuana ele geçirdi. Aramaların ardından M.M.K. isimli şahıs gözaltına alındı. Devam eden çalışmalar çerçevesinde binanın bodruma katına inen polis, gördüğü manzara karşısında adeta şoke oldu.

    Bodrum katını seraya çevirmiş

    Katta uyuşturucu madde yetiştirmek maksatlı düzenek kurulduğunun görülmesi üzerine inceleme yapıldı. İçeride 81 adet Marihuana ekili saksı, marihuana bitkisi dalları, Led ışıklı sistemleri, bağlantı kabloları, plastik boru ve hortumlar, havalandırma boruları ve motorları, nem cihazı, buhar cihazı, termostat ve çok sayıda vantilatör ele geçirildi. Operasyon anı ise kameralara yansıdı.

    Uyutuşturucu imal eden şahıs tutuklandı

    Gözaltına alınarak emniyete getirilen şahsın ifadesi alınarak adli işlemleri yapıldı. Ardından adliyeye sevk edilen şahsı, çıkarıldığı mahkemece, “Uyuşturucu veya Uyarıcı Madde İmal ve Ticareti” suçundan tutuklanarak cezaevine gönderildi.

     

  • Jeotermal seranın ilk ürünleri Haymanalılara

    Jeotermal seranın ilk ürünleri Haymanalılara

    Haymana’da jeotermal su kullanılarak topraksız tarımın yapıldığı seradan ilk hasat elde edildi. Yaklaşık 35 gün süren hasat döneminde 30 bin kök kırmızı kıvırcık, 70 bin kök yeşil kıvırcık, dereotu ve kuzu kulağı olmak üzere toplam 108 bin kök mahsul yetiştirildi. Haymana’da yetişen ürünleri ilk Haymanalılar tüketsin, düşüncesiyle harekete geçen Haymana Belediyesi, ilk hasattan elde ürünleri Şehitler Meydanında Haymanalılara dağıttı. Vatandaşlar ayrıca üç gün boyunca serayı ziyaret edip hem serayı inceleyip hem de ücretsiz yeşillik alabilecek.

    “İlk Haymanalılar tüketsin istedik”

    Seranın ilk hasadından elde edilen ürünleri ilk olarak Haymanalıların tüketmesini istediklerini belirten Haymana Belediye Başkanı Özdemir Turgut, “İlk hasadın ardından Haymana Belediyesi olarak harekete geçip ürünleri ücretsiz olarak hemşehrilerimize dağıttık. Serayı ziyaret eden hemşehrilerimiz üç gün boyunca ücretsiz olarak yeşillik alabilecek. Hemşehrilerimiz Haymana’da jeotermal topraksız tarımın başarıya ulaştığını da bu vesileyle görmüş olacak. Yatırımcımıza ve emeği geçenlere teşekkür ediyoruz, bir kez daha İlçemize hayırlı olsun” dedi.

  • Yılın ilk fideleri tezgahlarda

    Yılın ilk fideleri tezgahlarda

    Baharın gelmesiyle Erzincan’da sebze ve meyve fideleri pazarda satışa sunuldu. Kendi sebze fidesini yetiştiremeyen çiftçiler, fide ihtiyacını pazardan karşılıyor. Erzincan’da yükselen sebze fiyatları, kendi sebzesini üretmek isteyen vatandaşların fideye olan talebini artırdı. Evlerindeki büyük saksılarda ya da bahçesinde kendi sebzesini yetiştirmek isteyenler fide satıcılarının yolunu tuttu. Fide satıcıları, ekseriyâ yerli olmak üzere domates, biber, fasulye, patlıcan, reyhan, çilek gibi sebze ve meyvelerin fidelerini vatandaşların beğenisine sundu.. En çok satılan fidelerin başında ise domates, biber, patlıcan geliyor. Çiftçiler, bağ ve bahçelerine dikeceği sebze fidanlarından demet demet alıyor.


    Buğday Meydanı’nda sezonun ilk fidelerini satmaya başlayan Kadir Albayrak, “Sezonumuzu açtık, halkımızı bekliyoruz. Her şeye rağmen devletimizin yanındayız, fırsatçılık yapmadık. Geçen sene olduğu gibi çok cüzi miktarda zam yaptık. Gelemeyenler için aracımız var kapıya teslim edebiliriz. Şuan bir biberin kilosu 50 lira, fide alan kişi konservesini yaparak bir kışı geçirebilir. Herkesi bekliyoruz” dedi.


    Fide satıcısı Doğan Sayın ise, “Bu sene biraz erken başladık ama milletimiz daha erken ürünleri alması için. Mesela kış aylarında 10 liralık sebzeler çıkıyor 50 liraya. 3 liradan fideleri satıyoruz. Vatandaşa biraz pahalı gelebilir ama sebze fiyatlarına nazaran çok uyguna veriyoruz. Köylülerimiz alıp ekiyorlar güzel güzel sebzesini yiyorlar, turşusunu yapıyorlar, konservelerini yapıyorlar, menemenlerini yapıyorlar ve faydalanıyorlar. İlerleyen günlerde fiyatları biraz daha indirmeye çalışacağız” diye konuştu.

  • Şiddetli rüzgar seralara zarar verdi

    Şiddetli rüzgar seralara zarar verdi

    Baykan ilçesine bağlı Ulaştı köyünde etkili olan sağanak yağış ve kuvvetli rüzgar seralarda hasara yol açtı. Kuvvetli rüzgar nedeniyle naylon örtüleri yırtılan seralardaki fideler ve demirler zarar gördü.

    Öte yandan Pervari ilçesinde kuvvetli rüzgar baz istasyonu direğinin devrilmesine neden olurken, ekipler sahada çalışma başlattı.

  • Hortum muz serasını vurdu

    Hortum muz serasını vurdu

    Manavgat’ta dün gece yağmurla birlikte etkili olan hortum, Yavrudoğan Mahallesinde Ahmet Tekelioğlu’na ait muz serasına zarar verdi.

    Hortum, 11 dönüm kapalı alan üzerinde bulunan muz serasının 5 dönümünün çatısının demir profil ve naylonunu yerle bir ederken çok sayıda ağacın yıkılmasına, üzerindeki ürünün telef olmasına neden oldu.


    “Sabah olup hava aydınlandığında işin vahameti ortaya çıktı”

    Ahmet Tekelioğlu, gece bir komşusunun kendisini aradığını, seranın rüzgardan zarar gördüğünü söylediğini belirterek, “Hemen seranın başına geldim. Ama şiddetli yağmur ve karanlıktan dolayı bir şey yapamadık. Sabah olup hava aydınlandığında işin vahameti ortaya çıktı.

    Gördüğünüz gibi seramızın yarısına yakınını yerle bir etmiş durumda. Demir ve naylonun yanı sıra üründe de zarar büyük. TARSİM görevlileri gelip gerekli incelemelerini yaptılar. Havanın açmasının ardından hemen tadilata girişeceğiz” dedi.

  • Seralarda deprem hareketliliği

    Seralarda deprem hareketliliği

    Pandemi ile birlikte vatandaşların balkonları ve bahçelerinde sebze, meyve ve süs bitkisi yetiştiriciliği artış gösterirken, deprem felaketi ile birlikte bir kez daha doğaya ilgi arttı. Tarla, bahçe, bağ imkânı bulunan vatandaşlar, sebze fideleri ile süs bitkilerini şimdiden araştırmaya başladı.

    Tohumdan fideye dönüşecek olan ürünler ise 10-15 gün arasında dikime hazır hale gelecek. Girdi maliyetlerinin artması, bu yıl fiyatlara yansıyacak olsa da insanların hobi maksatlı bu üretimlerini etkilemesi beklenmiyor.


    Bursa’nın Yenişehir ilçesinde fide ve süs bitkileri yetiştiriciliği yapan Deniz Dörtkardeş, “Havaların ısınmasıyla beraber fide ve tohum üretimlerimiz başladı. Yaklaşık 10-15 gün sonra bu bitkiler bahçelere, balkonlara dikilebilir seviyeye gelecekler. Sebzelerden, domates, biber, salatalık, kavun, karpuz gibi bitkilerin fidelerini yetiştiriyoruz. Lavanta, gül, şimşir, sarmaşıklar gibi çok yıllık süs bitkileri de üretiyoruz. Bu bitkiler yaz-kış bahçelerde yetişebiliyor” dedi.


    Pandemiden sonra insanların kendi sebzelerini ve bitkilerini yetiştirerek ev ve bahçelerini renklendirdiklerini belirten Deniz Dörtkardeş, “Bitkilere sebzelere olan ilgi son yıllarda epey arttı. Son zamanlarda yaşanan depremden sonra da insanlar bağ evlerine, kırsal kesimlere yaşam alanı oluşturmaya başladılar. Bu vesile ile de bitkilere, sebzelere rağbet arttı. İnsanlar kendi sebzelerini az da olsa yetiştirip dalından kopartıp yemeyi tercih ediyorlar” diye konuştu.


    Girdi maliyetlerinin geçen yıla göre arttığını aktaran Dörtkardeş, vatandaşların kendi sebzesini yetiştirmenin pazardan alışverişe göre daha avantajlı olduğunun altını çizdi.

  • Antalya’da fırtına üreticiyi olumsuz etkiledi

    Antalya’da fırtına üreticiyi olumsuz etkiledi

    Antalya’da dün sabah başlayan yağmur gece şiddetini artırarak Aksu ilçesinde dolu yağışı ve fırtınaya çevirdi. 15 dakika yağan dolu, dönümlerce alanda zarara yol açtı. Kurşunlu Mahallesinde Kaliforniya biber seralarının plastik örtüleri yırtıldı, ürünler dolunun etkisiyle hasar gördü ve kullanılamaz hale geldi. Kundu Mahallesi’nde ise gece başlayan fırtına da bir çok seranın plastikleri ve demirleri uçtu.

    “Hasat zamanı böyle bir olay oldu”

    Kurşunlu Mahallesi’nde üreticilik yapan Bahattin Cihan, 15 dakika yağan dolunun seralarında büyük hasar meydana getirdiğini ve ürünlerin kullanılmaz hale geldiğini belirtti. Cihan, “Buradaki derenin dolmasından dolayı gece 21.00’de su seramıza hareket ederek seranın içine geldi. 3 dönümlük sera alanımıza zarar verdi. Burada ki dere temizlenirse bu olayda belki de önlenmiş olacak; ilgili kişilere seslenmek istiyorum, bu derenin yıllık temizlenmesi için gereken neyse yapılmasını istiyoruz. Sera alanımız toplam 13 dekar ve burada Kaliforniya biber ekiyoruz. Her sene bu dere taşmakta ve bu olay meydana geliyor. Dolu yağışı 15 dakika sürdü. Seranın olukları dahi doldu. Yan tarafımızda ki seranın oluklarının dolu ile birikmesi sonucu naylonlarını da yırttı, oluklarını göçertti. Şuan da tam olarak hasar tespit yapamadık ama 3 dönümlük yerimizi su bastı. Hasat zamanı böyle bir olay oldu” dedi.

    Şiddetli fırtına sonrası serasını bulamadı

    Kundu Mahallesi’nde 16 dekar alanda çilek üreticiliği yapan Mahsun Eröz, gece başlayan fırtına sonrası dışarı çıkamadıklarını saat 22.00 ‘de çok fazla seslerin geldiğini söyledi. Sabah serasına geldiğinde gördüğü manzaraya inanamayan üretici Eröz o anları şöyle anlattı: “Sabahın ilk saatlerinde buraya geldik baktık seramızın demirleri ve plastik örtülerinin ortadan kaybolduğunu gördük. Etrafı gezdik, araçla aradık. Uçmuş bir yere düşmüştür düşüncesiyle her yere baktık. Ortada ne seralarımızın ne naylonu nede demiri var. çok mağdur durumdayız. Büyük zararımız var. Bugüne kadar hiç karşılaşmadığımız bir durum. Gören herkes şaşırıyor. Tam hasat zamanı bunu yaşadık”.

  • Bilecik’te seraları hortum vurdu

    Bilecik’te seraları hortum vurdu

    Söğüt ilçesinde, Sakarya Nehri havzasındaki Yakacık Köyü’ndeki seralarda salatalık üretimi tüm hızıyla devam ederken, bugün seraları hortum vurdu. Şiddetli hortum seraların örtüleri parçalarken, sırık diye tabir edilen demirler de koptu. Sırıklara bağlı olan ipler koparken, çoğu salatalık fidesi de hasar gördü.

  • Yemeğin fiyatını 50 euro artırıyor

    Yemeğin fiyatını 50 euro artırıyor

    Türkiye’nin yaş meyve ve sebze üretiminde önemli bir yere sahip olan Mersin’de doğal ortamda yetişen ancak kültürel olarak henüz hiç üretimi yapılmayan kuzugöbeği mantarının ekonomik değerinden üreticinin faydalanması için Tarım ve Orman Bakanlığı, Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü’ne bağlı Alata Bahçe Kültürleri Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü tarafından çalışma yapıldı.

    Daha önce küçük denemeler yapan enstitü ekibi, ‘Kuzugöbeğinin Kültüre Alınması’ projesini hazırlamak için seraya doğadan topladıkları kuzugöbeği mantarını ekti. Mart ayından itibaren kendini göstermeye başlayan mantarlar, bir ay sürede tamamen çıkarak bir kısmı hasat seviyesine geldi.

    Kilogramda fiyatı 400 TL olması nedeniyle yaklaşık bir dönümlük alanda 300 ile 700 kilogram arasında ürün alınabileceği bunun da üreticiye 120 ile 280 bin TL arasında kazanç sağlayacağı kaydedildi. Kurutulmuş halinin 3 bin TL olduğu mantarın enstitüdeki Ar-Ge çalışmalarının ardından projenin hayata geçirileceği ve üretimin süreceği ifade edildi.

    “Müthiş bir gelir elde ediliyor, Fransız mutfağının vazgeçilmezi”

    Kuzugöbeğinin birçok isimle anıldığını anımsatan Enstitü Müdürü  Doç. Dr. Keleş,” Çok değerli bir mantar, özellikle Fransız mutfağında vazgeçilmezlerden. Kuzugöbeğinin girdiği Fransız yemekleri 4-5 katına fiyatla satılmaktadır. Çünkü kuzugöbeği aynı zamanda şifa kaynağı olarak bilinmektedir. Dünya da birkaç ülkede yetiştiriciliği yapılıyor ama Türkiye’de bu bir ilktir” ifadelerini kullandı.

    “Çok sevilen mantar, yemeğin fiyatını 50 euro arttırıyor”

    Sebzecilik alanında çalışma yapan ve mantar denemesini takip eden Ziraat Yüksek Mühendisi Dr. Atilla Ata:

    “İşe başlarken ilk önce doğadan mantarları topladık. Daha sonra bunları laboratuvar ortamında çoğaltarak, araziye ekimini kasım ve aralık ayında gerçekleştirdik. İlk meyve görüntüsünü 11 Mart’ta elde ettik. Bugün bir ayı geçti. Şu an gördüğünüz gibi verimli bir alan. Artık belki üretilme söz konusu olabilecek verim potansiyeli gözükmekte. Çok sevilen bir mantar, özellikle finedining restoranlarda kullanılan pizzanın içine girdiği zaman bu mantar pizzanın fiyatını 50 euro artıyor, yurt dışında. Bir iki mantar doğranıyor, pizzanın fiyatı 50 euro artıyor.”