Etiket: seramik

  • Seramik Bienali’nden Line TV’ye anlamlı teşekkür

    Seramik Bienali’nden Line TV’ye anlamlı teşekkür

    2. Uluslararası Seramik Bienali’nden Line TV’ye Teşekkür Ziyareti

    2. Uluslararası Seramik Bienali Koordinatörü Huri Aykut Ülker ve düzenleme kurulu üyesi gazeteci-yazar Canan Ekinci Yılmaz, Bienal’in medya sponsoru olan Line TV’ye anlamlı bir teşekkür ziyaretinde bulundu.
    Ziyaret sırasında, Line TV Genel Yayın Yönetmeni Dilek İlhan’a, Bienal’in bu yılki manifestosuna ilham kaynağı olan sinek kuşunun seramik bir çalışması hediye edildi. Bu yıl, saniyede 80 kanat çırpmasıyla doğanın mucizelerini temsil eden sinek kuşu, Bienal’in temasını simgeliyor.

    Koordinatör Huri Aykut Ülker, medya desteğinin Bienal’in geniş kitlelere ulaşmasındaki önemine dikkat çekerken, Canan Ekinci Yılmaz da sanata verilen destekten dolayı Line TV ailesine teşekkürlerini iletti.

    Bienal kapsamında sergilenecek eserlerin yerel ve uluslararası sanatseverlerle buluşması hedeflenirken, bu tür iş birlikleri sanatın toplumla daha güçlü bir bağ kurmasını sağlıyor.

  • Seramik kardeşliği Çin basınında

    Seramik kardeşliği Çin basınında

    Çin’in seramik şehri Jingdezhen ile Türkiye de Çini’nin başkenti İznik arasında kurulan bağlar her geçen gün meyvelerini vermeye devam ediyor. Bu kapsamda İznik’e gelen Çin Devlet Televizyonu ve basın mensupları ilçe genelinde çini üzerine çekimler yaparken, geçtiğimiz yıl Jingdezhen’e İznik Belediyesi adına davetli olarak giden Belediye Başkan Yardımcısı Ahmet Kaya ile de röportaj gerçekleştirdi.

    Gerçekleşen röportajda ikili ilişkilere değinen Başkan Yardımcısı Ahmet Kaya “Öncelikle herkesi Belediye Başkanımız Sayın Kağan Mehmet Usta adına selamlıyorum. İznik Belediyemizin kardeş şehri olan Jingdezhen’i seramik fuarı vesilesiyle Uludağ Üniversitesi İznik Meslek Yüksekokulu Öğretim Görevlisi Mehmet Aras hocamız ile ziyaret ederek Seramik Fuarı’na davetli olarak katıldık. İznik ile Jingdezhen arasında ortaya çıkan seramik kardeşliğini yerinde görmek, yaşamak ve hissetmek için heyecanlı bir süreç oldu bizler için. İki şehrin ortak noktası olarak gördüğümüz seramik bizleri bir çok noktada da buluşturdu. Çin Porseleninin yüzlerce yıl önce Türkiye’ye ipek yolu aracılığıyla girmesi bizlerin tarihten gelen kültürel bağlarımız olduğunu ortaya koyuyor. Muhakkak ki her iki ülkede birbirinden bu anlamda etkilenmiştir. Bugün de gerek üretim teknikleri gerek gerek kullanım amaçlarıyla iki şehir arasında etkileşim hala devam etmekte. İznik ve Jingdezhen’in seramikten doğan kardeşliği bugün ikili ilişkilerimiz ile güzel bir şekilde devam etmekte. Bu kardeşliği gerek pazarlama, kültürel ziyaretler, şehirlerin ve ürünlerin tanıtımı alanlarında devam ettirmeyi planlıyoruz. İznik Çinisi’nin gerek tanıtımı, gerek üretimi ve bu alanda çalışan sanatkârlarımıza katkı sağlamak için bir çok çalışmamız var. İznik Çinisi Coğrafi İşareti belediyemize ait. Bu alanda İznik Çinisi’nin geliştirmek amacıyla belediyemizin “İznik Çini Mükemmeliyet Merkezi” projesi bulunmakta. Bu merkez ile İznik Çinisi’nin günümüz standartlarını belirleyerek, alt yapı üretimi, tanıtımı gibi çalışmaları gerçekleştirmeyi planlıyoruz.

    Ayrıca vatandaşlarımıza bu alanda eğitimler veriyoruz. Sempozyumlarla bu alandaki akademisyenlerin çalışmalarını topluyoruz. Ulusal ve uluslararası fuarlarda İznik Çinisi’nin tanıtımını sağlıyoruz” diye belirtti.
    Xinhua Haber Ajansı tarafından hazırlanan haber ve klipte İznik Belediye Başkan Yardımcısı Ahmet Kaya’nın yanı sıra Uludağ Üniversitesi İznik Meslek Yüksekokulu Öğretim Görevlisi Mehmet Aras’a ve İznikli Çini Sanatçısı Adil Can Güven’e de yer verilirken İznik’in tanıtımına katkı sunacak görüntüler de yer aldı.

  • Evinde yaptığı seramiklerle yurt dışına açıldı

    Evinde yaptığı seramiklerle yurt dışına açıldı

    Hobi olarak başladığını ve daha sonra kendini geliştirerek çeşitli objeler yapan Aslı Nalbantoğlu, yurt içi ve yurt dışına e-ticaret üzerinden ürünlerini satarak gelir elde ediyor. Farklı sektörlerde ve farklı iş kollarında tasarım konusunda edindiği tecrübeyi evinde kurduğu seramik atölyesinde birleştirerek çeşitli eserler ortaya çıkardığını ifade eden Aslı Nalbantoğlu, “Seramik çamuruyla ilk temasımda hissettiğim şey büyük bir özgürlük oldu. Birlikte çalıştığım arkadaşlarımda da gözlemlediğim, çamura şekil verirken gideceğiniz yönü, tasarladığınız ürünü hayal etmek, sizi zihinsel olarak bağımsız hale getiriyor. Çamurla olan münasebetinizde mekan ve zaman kavramlarından uzaklaşarak, tasarladığınız ürün üzerindeki beceriniz kadar özgürleşip her tecrübenizde bunu artırarak gelişiyorsunuz. Benim hobi olarak başladığım bu şahsi gelişim sürecim de, bugüne kadar farklı sektörlerde farklı iş kollarında tasarım konusunda edindiğim tecrübe ile birleşti. Ve seramiğin hayatımın büyük bölümünü kapsamasıyla arayışımın nihayete erdiğini fark ettim. Ve bu süreç devamında yaşam alanımı atölyeye çevirme fikrini beraberinde getirdi. Üretimini yaptığım ürünlerin teknik ve tasarım olarak yeterliliğini sağlayabildiğime kendim de ikna olduğumda e-ticaret vasıtasıyla da gelir elde etmeye karar verdim. Ürünlerimi yurt içinde ve yurt dışında e-ticaret platformlarında satışa çıkarttım. Kişisel üretimlerim ve e-ticaret haricinde kurumlar, sivil toplum kuruluşları ve okullarla birlikte çalışmalar yapıyoruz.

    Seramiğin özellikle bu bölgede, yüzlerce ailenin geçimini sağladığı, ülke ekonomisinin ihracat gelirlerinde önemli bir payı olan endüstriyel bir ürün olmasından öte, bir sanat malzemesi olarak da tarihlerden beri malum önemli bir yeri var. Ancak bunların haricinde de bugün sanat terapisi yöntemlerinde, çamur, iyileşmeye, dinginleşmeye kendini ifade ederken özgürleşebilmeye yardımcı olan büyük bir destekçi olarak yer alıyor. Grup çalışmalarımda da seramik ile ilgili zevkli bir deneyim yaşayıp yaşatmak, bir ürün çıkartmak haricinde çamurun telkin eden, anda olma farkındalığı oluşturan, iyileştirici etkisinden faydalanıyorum. Yaptığımız tüm çalışmalar bu sebeple aslında bir workshop, bir grup çalışmasından ziyade karşılıklı paylaşımda bulunduğumuz, birlikte iyileştiğimiz bir seans niteliğinde geçiyor. Önüme baktığımda bireysel olarak yapabileceklerimden yapmak istediklerimden ziyade, seramik ile ilgili bölgemize yakışacak nitelikte projeler etkinlikler oluşumlar içerisinde bulunmak istiyorum. Çamurun evlerimizde bulundurabileceğimiz dekoratif veya fonksiyonel birer seramik ürün olarak üretilmesinin dışında, topluluklar halinde bizi bir araya getirip tasarlamaya sanat üretmeye yöneltecek bir birleştirici olduğuna inanıyorum” dedi.

  • Online ‘Seramik Sohbetleri’ programı

    Online ‘Seramik Sohbetleri’ programı

    Çevrim içi olarak NUZEM Perculus üzerinden herkese açık gerçekleştirilen programa ASEM Müdürü Doç. Dr. Betül Aytepe Serinsu, NEVÜ akademik personeli ve öğrencilerinin yanı sıra, farklı üniversitelerden katılımcılar ve sanatseverler katıldı.


    Moderatörlüğünü ASEM Müdürü Doç. Dr. Betül Aytepe Serinsu ve çevirmenliğini NEVÜ Uluslararası İlişkiler Ofisi personeli Eğitim Uzmanı Özlem Kalkan’ın üstlendiği Seramik Sohbetleri programının ilk konuğu Hint asıllı seramik sanatçısı Madhvi Subrahmanian oldu. Seramik Sanatçısı Madhvi, sunumunda sanat hayatı, sanat felsefesi ve eserleri hakkında detaylı bilgiler verdi. Program için NEVÜ yönetimine teşekkür eden Madhvi, bu güzel iletişimin devam etmesi yönünde dileklerini iletti.

    Söyleşi programı, katılımlarından dolayı seramik sanatçısı Madhvi Subrahmanian’a teşekkür belgesi ve çeşitli yöresel hediyelerin takdimi ile sona erdi.

  • Bursa’da üretiyor, Amerika’ya ihraç ediyor

    Bursa’da üretiyor, Amerika’ya ihraç ediyor

    Bursa’nın İznik ilçesinde çömlekçilik yapan Hasan Yaman ve ekibi atölyesinde ürettiği el yapımı seramik yemek takımlarını Amerika’ya ihraç ediyor. Almanya’ya yağdanlık, diğer ülkelere de yine el yapımı çini seramikler gönderen Yaman, iç piyasa için de testi, toprak tencere, saksılar, süs eşyaları, tabak, bardak, üretimini sürdürüyor.

    İznik’in Çakırca Mahallesi’nde baba mesleği olan çömlekçiliği uzun yıllardır sürdüren Hasan Yaman, Almanya’dan sonra Amerika pazarına giriş yaptıklarını anlatarak, “Yine Avrupa’da İsviçre pazarına biraz ürünler yolluyoruz. Yemek grupları ağırlıklı olmak üzere gıdaya uygun ürünler gönderiyoruz. Bunlar seramik tarzı, kırmızı topraktan yapılan astarlı tekniği ile çalışılan ürünlerdir. Bu tür şeylere dünya pazarından talep var. Bunlarda bizim buradaki iş sahasının genişlediğini gösteriyor. Taleplerin artacağını umuyorum” dedi.

    Yaptıkların şeylerin tamamı ile el işi ürünler olduğunun altını çizen Yaman, “Elde açma, şekillendirme, presle ya da kalıpla yapma ürünler değil. Kalıp tekniği ile yapılan ürünler olsa da ağırlıklı olarak geleneksel el işi ile çamuru şekillendiriyoruz. Üzerine kullanılan sırların, boyaların gıdaya uygun nitelikte olması gerekiyor. Bunların analiz raporları alınıyor. Yoksa ihracat yapamazsınız” diye konuştu.

    İç piyasaya da ürünler verdiklerini kaydeden Yaman, “Genç kızların kına gecelerinde kırması için kına testileri yapıyoruz. Restoranlarda kullanılan kebap testileri yapılıyor. Bahçe grubunda en küçükten en büyüğe kadar saksılar yapıyoruz. Yelpaze çok genişledi, eskisi gibi değil” ifadelerini kullandı.

    Almanya’ya zeytin yağı şişesi ağırlıklı çalıştıklarını sözlerine ekleyen Yaman, “Türkiye’de bir firma bunların yağın dolumunu yapıyor. Oraya şişesi ve zeytinyağı ile birlikte gönderiliyor” dedi.

    Son olarak bu alanda üniversitelerin kendilerini geliştirmesi gerektiğini dile getiren Yaman, bunun gibi meslek dallarına önem vererek, teorik anlamda gelişmesi için çaba sarf etmeleri gerektiğinin belirtti.