Etiket: sıcak

  • Sıcaktan bunalan İstanbullular soluğu denizde aldı

    Sıcaktan bunalan İstanbullular soluğu denizde aldı

    Türkiye genelinde günlerdir etkisini sürdüren ‘Eyyam-ı Bahur’ sıcakları nedeniyle vatandaşlar serinlemek için farklı yolları denemeye devam ediyor. İstanbul’da da pazar gününün tatil olmasını fırsat bilen vatandaşlar, serinlemek için Yedikule sahiline akın etti.

    “Burası gayet güzel ve sessiz”

    Serinlemek için denize giren İdris Karagöl, “Serinlemek ve kafa dinlemek için buraya geldim. Günümü sakin ve sessiz bir şekilde geçirmek istiyorum. Burası da gayet güzel ve sessiz. Buraya öğleden sonra geliyorum, ikindi vakti gidiyorum” dedi.

    “Sıcaklık 40 derecenin üstünde”

    Sıcaklıkların 40 derecenin üstünde olduğunu söyleyen Fırat Demir, “Buraya yüzmeye, serinlemeye geldik. Malum şartlar belli hava çok sıcak. Bir şekilde serinlemeye çalışıyoruz” şeklinde konuştu.

    “Burası bizim için daha uygun”

    Yüzdükten sonra güneşlenen Metin Dağlı ise, “Evde duramıyoruz, bunalım geçiriyoruz. Bu nedenle denize yüzmeye geldik. Deniz serin, hava da güzel. Maddi durum olmadığı için bu tarz yerlere gidemiyoruz. Sahillere de gitmeye vaktimiz olmuyor. Burası bizim için daha uygun” ifadelerini kullandı.

  • Antalya’da nem oranı yüzde 76’ya çıktı

    Antalya’da nem oranı yüzde 76’ya çıktı

    Türkiye’nin en önemli turizm kenti Antalya’da temmuz ayında etkili olan kavurucu ve sıcak hava ağustos ayının girmesiyle birlikte yerini yüksek neme bıraktı. Eyyamıbahur sıcaklarıyla birleşen yüksek nemde vatandaşlara zor anlar yaşatıyor. Yüzde 76’ya ulaşan nem hissedilen sıcaklığı 40 derecelere taşıyor. Yüksek nem nedeniyle deniz üzerinde görüş mesafesi azalırken, Antalya’yı çevreleyen Toroslar ise görünmez hale geldi. Kentte hava sıcaklığı 31 deniz suyu ise 30 derece ölçülürken, nemden bunalanların adresi dünyaca ünlü Konyaaltı Sahili oldu. Tatilciler denize girerek serinlemeye çalışırken, Antalyalılar ise gölge alanlarda dinlenmeyi tercih etti. Arkadaşıyla nem altında kalan sahilde fotoğraf çektiren Rus uyruklu Valeria Nagavitsna, Antalya’nın çok güzel olmasına rağmen son günlerde çok sıcak olduğunu söyledi.

    “Neme alıştık”

    Sahili izkeyen Şule Ağbağ, “Antalya’da yaşıyorum ve bu sıcaklıklara alışığız. Dışarıya güneşten koruyucu kremler sürüp çıkıyoruz. Bu neme de alıştık. Ama yeni gelenlere rahatsızlık veriyor. Yürürken bile terliyorsunuz. Sahili izledik, sonra işe gideceğim. Nem nedeniyle dağlar çok az görünüyor” dedi.

    “Serinlemek için denize geliyoruz”

    Hatay’dan geldiği Antalya’da kardeşiyle deniz keyfi yapan Demir Tutak, “Son günlerde çok zorlanıyoruz. Evde sürekli duşa giriyoruz. Serinlemek için denize geliyoruz. Hatay’dan daha fazla sıcak burası, yapış yapış terliyoruz. Dışarıda fön makinesi gibi sıcak hava esiyor. Tişört terle üstünüze yapışıyor. Antalya’da herkes denize gelmiş gibi, ben de kardeşimle oyun oynuyorum” ifadelerine yer verdi.

  • Serinlemek için yangın vanasını açıp duş aldılar

    Serinlemek için yangın vanasını açıp duş aldılar

    Bursa’da son bir haftadır etkisini artıran hava sıcaklıkları kent sakinlerine bunaltıcı günler yaşatıyor. Kent merkezinde 40 derece ölçülen sıcak havadan bunalan vatandaşlar, kendilerince çözüm arayışına girdi. Kimi vatandaş çeşmelerde ellerini ve yüzlerini yıkayarak serinlemeye çalışırken kimileri de ağaç gölgelerinde serinlemeye çalıştı.

    Yangın vanasını açıp altına girdiler

    Bursa’nın Yıldırım ilçesine bağlı Vakıfköy mahallesinde sıcaktan bunalan çocuklar sokaklarındaki yangın vanasını açıp altına girdi. Tazyikli akan su altında duş alan çocuklar hem eğlendi hem de serinledi. Sıcak havalar insanları olduğu kadar can dostları sokak hayvanlarını da bunalttı. Sıcak havada dolaşmaktan bunalan bir sokak köpeğinin su birikintisine yatarak serinlemeye çalışması, guguk kuşlarının cami bahçesine konup yerdeki sudan su içmeye çalışmaları dikkat çekti.

    Çarşıda esnaflık yapan Enver Koç, “Vatandaşlar şu anda gölge yerleri ve klimalı ortamları arıyor. Sıcaklar olunca insanlar alışverişe geç çıkıyor. Akşam saatlerini tercih ediyoruz. İşi olanlar sabah erken saatleri tercih ediyoruz. Kimisi gölgeye çekiliyor, serinlemek için dağlara gidiyorlar kimisi denize gidiyor. Herkes işini erken bitirmeye çalışıyor. İnsanlar mecburen dışarı çıkmak zorunda kalıyor. Biz sıcak ortamlarda klimanın altında durmaya çalışıyoruz. Kahvecilerimiz bazen erken gidiyor bizde müşterilerimize ikram etmek için buzdolabı aldık. Kediler sıcaktan çeşmeden su içmeye çalışıyor” dedi.

    Mevsim normallerinin üzerinde seyreden sıcaklıkların önümüzdeki günlerde de süreceği bildirildi. Uzmanlarda aşırı sıcak havanın beden sağlığı yanında ruh sağlığı üzerinde de olumsuz etkiler oluşturabileceğini söyleyerek uyarılarda bulundu.

  • Sıcaklarla birlikte ishal vakaları arttı

    Sıcaklarla birlikte ishal vakaları arttı

    Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Tıp Fakültesi Farabi Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Gürdal Yılmaz, bugünlerde Trabzon’da ishal vakalarında bir artışın olduğuna dikkat çekerek kirli yerlerde ve kaynağı bilinmeyen suların içilmemesi konusunda uyarılarda bulundu.

    İshal vakalarının Mayıs ayına oranla Temmuz ayında üç kat artığına dikkat çeken Yılmaz, “Trabzon’da ishal vakalarında bir artış var. Sağlık Müdürlüğünden aldığımız bilgiler doğrultusunda, şehir şebeke suyunda herhangi bir problem gözükmüyor. Deniz suyunda girilebilir denen yerlerden alınan örneklerde sorun yok ama insanımız girilebilir denen plajlarda değil de farklı farklı farklı yerlerde denize giriyorlar. Dolayısıyla pis olan yerlerde denize girince ishal vakaları söz konusu.

    Bunun yanı sıra köylerde, yaylalarda kaynağı bilinmeyen suların içilmesi, ölçüm yapılmamış suların içilmesiyle birlikte gelen ishal vakalarımız da var. Dolayısıyla ishal vakaları değişiyor sadece su kaynaklı değil özellikle yiyeceklerden kaynaklanan ishal vakaları da söz konusu. Geçen seneler de benzer rakamlar vardı, Mayıs ayına göre Temmuz ayında daha da arttı, üç katına kadar çıkmış durumda. Yaz aylarında sıcakla birlikte denize girmeler daha çok, sıcaktan dolayı yiyecekler daha erken bozulabiliyor bu nedenle dikkatli olmak gerekiyor. Bunun yanı sıra nüfus sayımız, turist sayımız da arttı bu nedenle biraz daha yüksek. Dolayısıyla gördüğümüz ishal sayıları daha fazla” dedi.

    Yılmaz, özellikle hijyen konusunda titizlikle uyulması uyarısında bulunarak, “Temizlik noktasına dikkat edilmesi el hijyenine, yemek yediği yerlerdeki hijyene dikkat etmesi gerekiyor. İçtiğimiz suların temizliğine dikkat etmeliyiz. Temizliğini bilmediğimiz suları kaynatarak tüketmeliyiz” diye konuştu.

  • Artık kendi asfaltını üretecek

    Artık kendi asfaltını üretecek

    Edirne’de köy yolarındaki asfaltlama çalışmalarını inceleyen Vali Yardımcısı ve İl Özel İdaresi Genel Sekreteri Eyyüp Batuhan Ciğerci, “İnşallah eylül ayı itibarıyla artık asfaltımızı Edirne İl Özel İdaresi olarak biz üreteceğiz ve köylerimizi sıcak asfaltla buluşturacağız” dedi. Asfaltlanan köy yolarını yerinde inceleyerek yetkililerden bilgi alan Edirne Vali Yardımcısı Eyyüp Batuhan Ciğerci, Edirne’de eylül ayından itibaren Havsa ilçesindeki şantiyede kendi asfaltlarını üretecekleri müjdesini paylaştı.

    Önümüzdeki senelerden itibaren yılda 100 kilometreden fazla sıcak asfalt yapmayı hedeflediklerini aktaran Ciğerci, KÖYDES programı çerçevesinde ise 8 ilçe ve 253 köyde 132 bin metrekare kilit parke taşı yaptıklarını belirtti. Edirne il merkezi ve Üyüklütatar ile Karakasım köylerini birbirine bağlayan 10 kilometrelik beton yol yapım çalışmalarında da sona doğru yaklaşıldığı ifade edildi. Çalışmaların tüm hızıyla sürdüğünü aktaran Ciğerci, hem kullanışı, hem konforu açısından beton yolun Edirne’ye önemli bir kazanım olacağını ifade etti.

    “Köylerimizi sıcak asfaltla buluşturacağız”
    Edirne Vali Yardımcısı Eyyüp Batuhan Ciğerci, “Üyüklütatar, Karakasım ve il merkez yolu bağlantı noktasında beton yol çalışmamızı inceliyoruz. Beton yolda bu yıl il özel idaresi yatırım programına 15 kilometre yola yer vermiştik. Bu son etaptan bir önceki etap. Bu yol yaklaşık toplamda Karakasım yolu bağlantısıyla birlikte 10 kilometre, geçen yıl 6 kilometresini tamamlamıştık. Bu yıl da 4 kilometresini tamamlayıp yolumuzu Karakasım ile il yolu bağlantısına tamamlamış olacağız.

    Gerçekten hem kullanışı hem konforu ve uzun yıllar dayanması yönünden beton yol Edirne’mize önemli bir kazanım olduğunu düşünüyoruz. İpsala’da Tevfikiye köyünde asfalt çalışmamıza devam ediyoruz. Toplamda yaklaşık 95 kilometre asfalt planladık bu yıl. Bu yıl yine keza stabilize programlarımız, yine bakım programlarımız, sahil yollarındaki bakım programlarımız devam ediyor. Geçen yıl biliyorsunuz yine sizlerle birlikte beton yolun avantajlarından bahsetmiştik. Bu yıl da yine yatırım programımıza beton yolu almış olduk.

    Edirne İl Özel İdaresi olarak Havsa şantiyemizde sıcak asfalt plenti kuruyoruz. İnşallah eylül ayı itibariyle artık asfaltımızı Edirne İl Özel İdaresi olarak biz üreteceğiz ve köylerimizi sıcak asfaltla buluşturacağız. Yaklaşık ilk etapta bu yıl içerisinde bir 35-40 kilometrelik bir planlama yapıp, sıcak asfaltla hemen eylül ayında köylerimizi buluşturmayı planlıyoruz. İnşallah önümüzdeki yıldan itibaren köylerimizin yol anlamında niteliğini arttırmaya, senede belki 100 kilometreden yukarıya bir sıcak asfalt planlamayı düşünüyoruz.

    KÖYDES programımızda bu yıl 8 ilçemiz ile merkez ilçemizdeki köylerimizin toplamda 253 köyümüze 132 bin metrekare kilit parke taş yapmış olduk. Keza 2023 KÖYDES programımız da yüzde 90 seviyelerinde, sona gelmiş bulunmakta. Özel İdare yatırım programımızdaki yol uygulamalarımız da yaklaşık yüzde 80’ler civarında. İnşallah bu ayın sonu itibariyle yatırım programımızı tamamlayıp vatandaşlarımızın kullanımına, hizmetine açmayı planlıyoruz” dedi.

  • Kronik hastalara sıcak hava uyarısı

    Kronik hastalara sıcak hava uyarısı

    Aşırı terleme ve nem sonrasında vücuttan sıvı ve tuz kaybı ortaya çıktığına dikkat çeken Hayat Hastanesi İç hastalıları Uzmanı Dr. Muhittin Pekuz, “Bunun neticesinde kişide halsizlik, yorgunluk, bitkinlik, baş dönmesi, baş ağrısı özellikle bulantı, ellerde ve kollarda uyuşma, kas ağrısı, şuur bozukluğu ve huzursuzluk meydana getirebilir. Sıcak hava ve güneşten korunmak için özellikle güneş ışınlarının dik geldiği saat 11.00 ve 16.00 aralığında dışarı çıkılmamasını şapka, gözlük ve şemsiye gibi koruyucu aletler kullanılmasını önermekteyiz. Kıyafet açısından özellikle terlemeye izin vermeyecek ya da teri emebilecek açık renkte ve pamuksu kıyafetlerin tercih edilmesini, koyu renkte kalın kıyafetlerden, naylonumsu ya da sentetik kıyafetlerden kaçınılmasını önermekteyiz. Sıvı kaybının telafisi için şekersiz ve asidik içeriği olmayan soda, ayran, su, açık çay veya limonlu çay gibi sıvı tüketimini arttırabiliriz” şeklinde konuştu.

    Aşırı sıcaklarda kronik hastaların da dikkatli olması gerektiği konusunda uyarılarda bulunan UzmanıDr. Muhittin Pekuz şu cümleleri kurdu;

    “Güneş çarpması etkileri sonucu gerekli özen gösterilmez, müdahalede bulunulmaz ve tedavinin geç kalındığı hastalarda ciddi komplikasyonlar görülebilir. Özellikle sıcak çarpmasının ve güneş çarpmasının yaşlı kişiler, çocuklar, gebeler ve kronik hastalığa sahip kişiler üzerinde ciddi yan etkileri vardır. Dahili gurubunda kronik hastalık dediğimiz kalp damar hastalıkları, hipertansiyon, şeker yani diyabet hastaları, böbrek yetmezliği, diyaliz hastaları, kronik akciğer ve solunum hastaları özellikle bu havada kendilerine mutlaka dikkat etmeleri gerekmektedir. İstenmeyen sonuçlar ile karşılaşmamak adına alınması gereken önlemlerin önemini arttırarak kendilerine daha güvenilir bir ortam oluşturabilirler. Güneş çarpmasını, sıcak çarpmasını hafife almayanız.”

  • Kimisi sıcağı kimisi soğuktan korunuyor

    Kimisi sıcağı kimisi soğuktan korunuyor

    Hava sıcaklıklarının 40 dereceye yaklaşması beklenen Eskişehir’de bazı vatandaşlar serinlemek için çeşitli yollar seçerken, hava şartlarından memnun olanlar da var. Türkiye en sıcak yaz dönemi yaşanırken, Eskişehir de bundan etkilenmeye devam ediyor. Meteoroloji 3. Bölge Müdürlüğü’nün verilerine göre, önümüzdeki günlerde sıcakların 4 ila 9 derece artması beklenirken, kentte bunaltıcı sıcaklıklar nedeniyle vatandaşların yoğun olarak geçtiği caddelerde seyreklik göze çarpıyor.

    Sokağa çıkan vatandaşlar çeşitli yöntemlerle serinlemeye çalışıyor. Bazı vatandaşlar ağaç gölgelerinde oturarak serinlemeyi, bazılarının dondurma yiyerek ve soğuk içeceklerle ferahlama yöntemini seçiyor. Güvercinlerin süs havuzunda su içmesi ve sokak köpeklerinin gölgelik alanlarda serinlemesi ise güzel görüntüler oluşturuyor.

    “Kendi yaşadığım yeri Eskişehir ile karşılaştırdığımda buradaki hava güzel”
    Bu hafta ortasından itibaren 40 dereceye yaklaşması tahmin edilen sıcaklıklardan korunmak için Hamamyolu Caddesi’nde dolaşan kimi vatandaş sıcaktan rahatsız olmadığını, kimisi ise güneşin altına çıkmadığını ifade etti. Ailesiyle birlikte dolaşan gurbetçi vatandaş Aslan Bayraktar, yaşadığı Almanya’daki havayla Eskişehir’deki havayı karşılaştırdı. Eskişehir’de İç Anadolu iklimi yaşandığı için yazın sıcak, kışın soğuk olduğunu söyleyen Bayraktar, “Eskişehir’e ziyaret hedefiyle geldik. Arkadaşlarımızı, eşimizi, dostumuzu ziyaret etmek için Eskişehir’deyiz.

    Eskişehir’e ilk kez dün geldik. İnsana dokunan bir hava yok. Çok rahatsız edici bir hava değil. Türkiye’nin diğer şehirleri ile kendi yaşadığım yeri Eskişehir ile karşılaştırdığımda buradaki hava güzel. Çarşıyı dolaştık. Yaşadığımız yerin havası günü birliktir. Akşam hava durumuna bakmadıysanız ertesi gün büyük bir ihtimalle sürprizler karşılaşabilirsiniz. Temmuz ayında kalorifer açtığımızı hatırlıyorum. Bir hafta sıcak olur, ertesi hafta mont giymek zorunda kalabilirsiniz. Genel havası böyle Almanya’nın. Burada yaz yaz gibi, kış kış gibi yaşanır. İç Anadolu iklimi böyle galiba Eskişehir’de. Birkaç gün önce İstanbul’daydım, bunaltıcı bir hava vardı” diye konuştu.

    “Güneşin altına çıkamıyoruz, arabanın altında simit satmaya çalışıyoruz”
    Feridun Yamaç ismindeki simitçi esnafı ise vatandaşların son günlerdeki yüksek seyreden hava sıcaklıklarına her zaman ağaç gölgelerine oturduğunu belirtti. Güneşe fazla çıkmamayı tercih ettiğini ve şapka giyip, bol su içtiğini dile getiren Yamaç, “Bu sıcak havada para kazanmaya çalışıyoruz. Çok sıcak. Güneşin altına çıkamıyoruz, arabanın altında simit satmaya çalışıyoruz. Bunaltıcı bir sıcaklık var. Burada oturanların hepsi emekli ya da yaşlı vatandaşlar. Gölgede oturuyorlar. Ağaçların altındalar, güneşe zaten hiçbiri çıkmıyor.

    Akşama kadar burası böyle dolu. Ben kendim burada oturacak yer bulamıyorum. Meteoroloji ne derse biz onu duyuyoruz. Sıcaklıkların artacağını söylüyorlar. Önlemim yok. Arabanın altından çıkmıyorum. Karaciğer hastasıyım. Güneşin altında fazla durmamaya gayret gösteriyorum. Şapka da aldım güneşten korunayım diye. Bol bol su içiyorum. İnsanlara en az 2,5 litre su içmeyi tavsiye ediyorum. Bu sıcak havada vücut ter attığı için suyla takviye yapıyoruz. Ama burada yeterince su içen yok. Bu havalarda su içilmeli” ifadelerini kullandı.

  • Güneş çarpmasını hayatınıza mal olabilir

    Güneş çarpmasını hayatınıza mal olabilir

    Dahiliye Uzmanı Dr. Mehmet Ali Çırnaz, güneş çarpmasının yaşamsal tehdit oluşturabileceğine dikkat çekerek; “Kırmızı, sıcak, kuru bir cilt, mide bulantısı, baş dönmesi, baş ağrısı, çarpıntı, zihinsel karmaşıklıkların eşlik ettiği sürekli bir sıcaklık artışında sıcak çarpması söz konusudur. Eğer acilen tedavi edilmezse yaşamı bile tehdit edebilir” dedi.

    Dahiliye Uzmanı Dr. Mehmet Ali Çırnaz, sıcak havalarda alınacak önemlerle ilgili tavsiyelerde bulundu. Çırnaz, “Sıcağa bağlı sağlık sorunlarının yoğunlaştığı günlerdeyiz. Her şeyden önce sıcağa bağlı sağlık sorunlarının önlenebilir şeyler olduğunu bilmek gerekir. Basit bir sıcak yorgunluğundan hayatı tehdit edici güneş çarpmasına kadar değişebilen bu sorunların neden oluştuğu, kimlerin, ne zaman daha fazla risk taşıdığı, önleyici yöntemlerin neler olduğu bilinirse sıcaktan etkilenme en az seviyeye düşecektir” diye konuştu

    Sıcak yorgunluğunun belirtileri
    Sıcak yorgunluğunun belirtilerine değinen Uzm. Dr. Mehmet Ali Çırnaz, “Sıcak yorgunluğu, aşırı sıcağa uzun süreli maruz kalmaların sonrasında, özellikle sıvı alımı da az olduğunda, birkaç gün sonra ortaya çıkan bir sorundur. Aşırı su ve tuz kaybı sonucu oluşan bu soruna yaşlılar, idrar söktürücü ilaç kullanan hipertansiyon veya kalp hastaları ile sıcakta egzersiz yapanlarda sık rastlanır. Uzunca süren kas krampları, aşırı terleme ve yorgunluk, baş ağrısı, baş dönmesi, bulantı, kusma gibi belirtiler ile birlikte aşırı güçsüzlük ve bitkinlik sorunu varsa sıcak yorgunluğundan kuşkulanmakta fayda var.

    Eğer sık sık nefes alıp vermek ihtiyacı, çarpıntı, fenalık-baygınlık hissi ve soğuk terleme gibi belirtiler ortaya çıkmışsa, sorunun sıcak çarpmasına bile dönüşebileceği unutulmamalı. Özellikle yaşlılarda, kalp veya şeker hastalığı, hipertansiyon sorunu olanlarda tıbbi yardımı erken almakta tereddüt etmemek gerekir. Tıbbi yardım gelene kadar; Dinlenmeli, sıvı almanın (en iyisi su içmektir, enerji içecekleri veya soğuk taze meyve suları da olabilir) iyi geldiği akılda tutulmalı. Bol şekerli sıvılar zararlı olabilir. Soğuk bir duş almak, soğuk su emdirilmiş süngerle ıslanmak Havalandırılmış, gölge, serin bir ortamda kalmak yararlıdır” ifadelerini kullandı.

    Güneş yanmalarına karşı soğuk kompres
    Hava sıcaklığının artması sonucu oluşan sağlık sorunlarının en sık görülenlerinin güneş yanmaları ve sıcak lekeleri olduğuna işaret eden Uzm. Dr. Mehmet Ali Çırnaz, şu bilgileri paylaştı:
    Uzunca bir güneşlenmenin sonrasında, ciltte ağrı, ateşlenme ve su toplamış kabarcıkların oluştuğu görülebilir.

    Böyle bir durumda o bölgeye hemen soğuk kompres uygulamak veya soğuk su ile ıslatılmış bir süngerle cildi ıslatmak gerekir. Bölgeye nemlendirici losyonlar veya aloe veralı sıvılar sürülebilir. Diş macunu, yemeklik yağ veya başka bir şeyden uzak durmalı, su kabarcıklarını sıkılmamalıdır. Sıcak etkisi ile oluşmuş küçük kırmızı sivilce veya su kabarcıkları varsa o bölgeleri kurutmaya çalışırken pudra, merhem, krem kullanmamaya dikkat edilmelidir

    En tehlikelisi güneş çarpması
    “Güneş çarpması tehlikeli bir durumdur” diyen Uzm. Dr. Mehmet Ali Çırnaz, “Sıcak çarpmasında vücut ısısında sürekli bir artış (10-15 dakikada 40-41 dereceye ulaşabilir) ve bilinç bulanıklığı vardır. Kırmızı, sıcak, kuru bir cilt, mide bulantısı, baş dönmesi, baş ağrısı, çarpıntı, zihinsel karmaşıklıkların eşlik ettiği sürekli bir sıcaklık artışında sıcak çarpması söz konusudur. Eğer acilen tedavi edilmezse yaşamı bile tehdit edebilir.

    Böyle bir durumda: Hasta hemen serin ve gölge bir yere alınmalı, en hızlı şekilde soğutulmalı; mesela soğuk suyun altına sokulmalı, soğuk kompresler uygulamalı. Soğuk bir küvete almak iyi olabilir. Bu işlemle beden ısısı 38 derecenin altına düşene kadar bırakılmamalıdır. En kısa sürede bir acil servise ulaşım sağlanmalıdır. İstemsiz kasılmalar varsa hastayı kendine zarar vermeyeceği bir konuma getirmek gerekir. Yiyecek bir şey vermemeli, solunum yolunu açık tutulmalıdır” ifadelerini kullandı.

    Güneş çarpmasını önleyici yöntemler
    Güneş çarpmasına karşı aşınabilecek önlemlere de değinen Uzm. Dr. Mehmet Ali Çırnaz, şu tavsiyelerde bulundu:
    Hava sıcaklığı aşırı yüksek derecelere ulaştığı, hızlı yükseldiği, uzunca süre yüksek kaldığı taktirde yeterli miktarda sıvı tüketmeli, su içmek için susamayı beklememeli ; özellikle yaşlılara sık aralıklarla su içirilmelidir. Aktiviteyi azaltmak sıcak ortamda egzersiz yapmamak, yapılırsa her saat başı 2-3 bardak su içmek gereklidir. Doktorunuz fazla sıvı almamanızı istediyse, sıcak havalarda ne miktarda ilave edebileceğinizi görüşmekte yarar vardır.

    Sıvı kaybını çoğaltan alkol, kafein ve fazla şeker içeren sıvılardan uzak durmalı; mide krampları yapabildiğinden, çok soğuk içeceklerden sakınmalıdır. Aşırı terleme durumunda, tuz kaybını telafi etmeli, tuz tüketimi sınırlandırılmışsa mutlaka takip eden doktora danışılmalıdır. Güneşten korunmak ,şapka, açık renkli ve ince giyecekler, şemsiye kullanmak ,güneşin etkilerinden koruyucu ürünlerden yararlanmak gereklidir.

    Bu ürünleri cilde, güneşe çıkmadan 30 dakika önce tatbik etmeli, en az 15 faktör içeren ürünleri seçmeli, ürünlerin etkilerinde ‘UVA/UVB koruyucu’ etkilerini görmelidir. Dışarı çıkmak için serin ve güneşi az saatleri kullanmalı: Sabah ve akşam saatleri en uygunudur. Çok gerekli değilse sıcakta dışarı çıkmamalıdır. Dışarı çıkıldığında aşırı efordan uzak durmalıdır. Sık duş almakta fayda vardır.”

    Risk grupları daha dikkatli olmalı
    Güneş çarpması riski yüksek olan kişileri daha dikkatli olması gerektiğinin altını çizen Uzm. Dr. Mehmet Ali Çırnaz, “Çocuklar, 65 yaş üzerinde olanlar, aşırı kilolu ve şişmanlar kalp ve solunum yetmezliği sorunu bulunanlar, hipertansiyonlular, depresyon ve uykusuzluk sorunu yaşayanlar, ağır bedensel güç sarf ederek hayatını kazananlar, bilinç bozukluğu olan hastalar riskli grubun içinde yer almaktadır.

    Sıcak krampları, özellikle güneş altında yapılan ağır fiziksel aktiviteler ve yoğun terlemeyi takiben oluşur. Sebebi tuz ve nem kaybıdır. Özellikle tuzsuz-az tuzlu bir beslenme uyguluyor veya tuz kaybettiren idrar söktürücü ilaçlar kullanılıyorsa daha tedbirli olmalıdır. Kramp oluştuğunda: Hemen istirahate çekilmek ve serin bir yerde dinlenmek, taze meyve suyu veya su içmek, en az 2-3 saat aktiviteden uzak durmak gerekir. Sıcak krampları, sıcak yorgunluğu veya sıcak çarpmasına dönüşebileceği için dikkatli olunmalıdır. Kramplar 1 saat içinde düzelmezse mutlaka tıbbi yardım almak gerekir” diye konuştu.

  • Kavurucu sıcakta salça yapımı

    Kavurucu sıcakta salça yapımı

    Kilis’te domates ve biber hasadının başlamasıyla birlikte evlerde salça telaşı başladı. Kilisliler kendi ürettikleri salçaları yaz kış yemeklerde kullanıyor. Sıcak havaların bunalttığı Kilis’te kadınlar topladıkları domates ve biberleri bin bir emekle salça haline getirerek sofralara ulaştırıyor. Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nin bereketli topraklarında sebze ve meyvelerin yoğun olarak yetiştiği yaz aylarında kadınları da salça telaşı sarıyor. Güneşin altında büyük emek harcayan kadınlar, salça sezonu geldiği için günün yarısını salça yapmakla geçiriyor.

    Kilis Merkeze bağlı (Tilhabeş) Yavuzlu köyünde yaşayan ve köylülerin ‘hanım ağa’ diye seslendiği Fidan Çekiç, her türlü tarla ve ev işini üstesinden gelebileceğini altının çizerek, “Ben bu evde her türlü işi yapıyorum. Ne ağa oldum ne de ağa gelini. Her zaman önüme bir iş geliyor şimdi de domates sezonu açıldı. İşimiz de çok aşımızda, biz bu evde her şeyi değerlendirmeye çalışıyoruz’’ dedi.

    “Gelin kaynana yok 42 derecede bana yardım ediyorlar”
    Gelinler ve kaynanaların arasında herhangi bir problem olmadan anne kız gibi geçindiklerini söyleyen Çekiç, “Gelinler ve çocuklar toplandık salça yapıyoruz hepimiz hep yerden boş durmadan çalışıyoruz. Köyün işi, özellikle bu sıcaklarda biraz daha da zorlaşıyor ama olsun işini hemen halletmen gerekiyor bizde işleri başka zamana bırakmadan hemen işimize koyulduk” dedi.

    “‘Okumayı öğrendiğim gibi köy hayatını da öğrenmeliyim”
    Köyü çok sevdiği için köyden şehre gitmek istemeyen 10 yaşındaki Sahra Çekiç, “Ben bu sene Dördüncü sınıfa geçtim. Parkta oynamak yerine köye gelip anneme nineme aileme ev işlerinde yardım ediyorum. Okumayı, yazmayı öğrendiğim gibi köy ve ev işlerini öğrenmek istiyorum” dedi.

    “Aradığın her şey köyde var”
    Şehirden çok sıkıldığını aktaran Ortaokul öğrencisi Mustafa Çekiç, “Ben köyü çok seviyorum şehirde hiç bir şey yok. Köy hayatı çok güzel her şeyi yapabiliyorum. Köyde kuzenlerim var arkadaşlarım var ninem, dedem, inekler tavuklar da var ben daha ne isteyeyim” diyerek sözlerini tamamladı.

  • Felçli kadını hem karanlıkta hem sıcakta bıraktı

    Felçli kadını hem karanlıkta hem sıcakta bıraktı

    Adıyaman’da, geçirdiği felçlikten dolayı 12 yıldır yatalak olan yaşlı kadın, hırsızların çaldığı elektrik kablosundan dolayı hem karanlıkta hem de sıcakta kaldı. Edinilen bilgilere göre, Mara Mahallesi Adıyaman Kilisesi yakınlarında ikamet eden ve geçirdiği felçlikten dolayı 12 yıldır yatalak olan Remziye Demir’in ikamet ettiği ev ile elektrik direği arasındaki elektrik kablosu çalındı. Elektrik kablosunun çalınmasından dolayı elektriksiz kalan Remziye Demir hem karanlıkta hem de yaşadığı toprak evde çalışmayan vantilatörden dolayı sıcakta kaldı.

    Oldukça bunaltıcı bir sıcak havanın hakim olduğu Adıyaman’da uzandığı yatağında sıcaktan dayanamadığını belirten Remziye Demir, olayı gerçekleştirenlerin yakalanıp cezalandırılmasını istedi.
    Belirli aralıklarla iki defa elektrik kablolarının çalındığını ve durumu polis ekiplerine bildirdiklerini söyleyen Remziye Demir, ilgililerden yardım istediğini vurguladı.

    Türkçe bilmeyen ve hastalıktan dolayı sadece Kürtçeyi de güçlükle konuşabilen Remziye Demir, “Ben hastayım ve çok sıcak. Kablo çalındı, çok ayıp. Elektrik yok ve çok sıcak” dedi.
    Remziye Demir’in eşi Mahmut Demir ise, “Bu iki defadır bizim kablo çalınıyor, çalınan kabloyu 500 TL’ye almıştık. Hava çok sıcak ve hasta var” diye konuştu.