Türkiye bunaltıcı sıcakların etkisi altında kalmaya devam ederken, Eskişehir’de sıcaklık rekoru kırıldı. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Meteoroloji Genel Müdürlüğü verilerine göre, en yüksek sıcaklık 49,5 derece ile Eskişehir’in Sarıcakaya ilçesinde ölçüldü. Konuyla ilgili sosyal medya hesabından bir paylaşım yapan Bakan Özhaseki, “Ülkemizi etkisi altına alan sıcak hava dalgasının etkisiyle, bugün Türkiye’de sıcaklık rekoru kırıldı. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Meteoroloji Genel Müdürlüğümüz verilerine göre; en yüksek sıcaklık 49,5 C ile Eskişehir Sarıcakaya’da ölçüldü. Eski rekor 20 Temmuz 2021’de 49,1 C ile Şırnak Cizre’de ölçülmüştü. Bu anlamda iklim değişikliğiyle mücadele için; Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın ortaya koydukları 2053 Net Sıfır Emisyon ve Yeşil Kalkınma hedeflerimiz doğrultusunda herkesi duyarlı olmaya davet ediyorum.” ifadelerine yer verdi.
Etiket: sıcaklık
-
Adana Basra sıcaklıklarının etkisi altına girdi
Meteoloji’den alınan bilgiye göre, Türkiye geneli bugünden itibaren Basra’dan gelen sıcak hava dalgasının etkisine girdi. Eyyamıbahur sıcaklarının yeni terk ettiği Türkiye, yine bir sıcak hava dalgasının etkisine girdi. Sıcağı en fazla hisseden illerin başında da Adana geliyor. Adana’da Meteoroloji verilerine göre bugün hava sıcaklığı 45 dereceyi bulacak. Nem ile birlikte hissedilen sıcaklık ise 50 dereceyi geçecek.
Hal böyle olunca pazar günü Adana sokakları bomboş kaldı. Şehrin en işler caddelerinde, parklarda bile kimse yok. Bu sıcak havada sokakta nadir olarak görülen vatandaşlardan biri olan Burak Bağcı, ”Felaket sıcaklık var. Termometreler 45 dereceleri gösteriyor. Sokaklara baktığınızda bomboş olduğunu görebilirisiniz. Adanalı halkı hafta sonu burada durmak istemiyor. Kimileri yazlıklara, yaylalara veya denizlere gidiyorlar. Sonumuz ne olacak bilinmiyor. Allah yardımcımız olsun. Bu sıcaklıklardan tek kaçış yöntemimiz klimalardır. Başka çaremiz yok” dedi.
-
Uzmanlardan araç bakım uyarısı
Hava sıcaklıklarının 40 dereceye kadar yaklaştığı şu günlerde araç motor soğutma sıvılarının önemi artıyor. Özellikle şehir içinde motor ısısı daha da yükselmesi nedeniyle, sıvı aktarım hortumlarına da büyük rol düşüyor. Motorun hararetinin yükselmesindeki en büyük etkenlerden birisinin hortum yırtılması sonrası motor bölümünde yangının çıkabileceğini belirten oto tamirciler ise, periyodik bakımın önemli olduğuna dikkat çekti.
“Sürekli hortumları kontrol etmekte fayda var”
Sıcak havaların yaşandığı şu günlerde motordaki küçük sorunların büyük zararlı sonuçlara neden olabileceğini belirten oto tamirci Davut Değer, “Havaların sıcak olmasından dolayı araçların hararetli çalışmasıyla motor bölümünde bulunan hortum patlatabilir. Sıcaktan kaynaklı genellikle hortumlar bayatlar. O yüzden sürekli hortumları kontrol etmekte fayda var. Su radyatörlerinde çürümeler olabilir. Kesinlikle kontrol edilmesi gerekiyor. Eğer bunlarda su kaçağı varsa araçlarda motor bölümündeki conta yakar ve motora büyük zarar verebilir. Örnek vermek gerekirse de, 1 liralık iş 10 liraya kadar çıkabilir, bu da müşterimizin cebine zararı olur” dedi.
“Bakım denildiği zaman sadece, yağ bakımı olarak düşünmeyin”
Bakımların ihmal edilmemesi gerektiğine dikkat çeken tamirci Davut Değer, “Hava ve yağ filtresi yakıt için bir faydası olur. Ama havalar çok ısındığı için benzin hortumlarını kontrol ettirmek daha mantıklı. Sürücülerin ise bu tür sıcak havalarda, benzin kokusuna dikkat etmeleri gerekiyor. Aracın aşırı hararet yapmasından kaynaklı, yolda kalan müşterilerimiz oluyor. O nedenle yaz bakımları da çok önemli. Bazen büyük masraflar açabiliyor. Bakım denildiği zaman sadece yağ bakımı olarak düşünmeyin radyatör, antifriz, hortumlar olarak düşünün. Araç bakım fiyatları ise bin 500 liradan başlıyor, 7 bin liraya kadar yükseliyor” şeklinde konuştu.
“Sürücülerin yazlık bakımlarını aksatmamalarını öneriyorum”
Aracının bakımını aksatması sonucu aracında hasar meydana gelen Mustafa Yeşilaslan ise, “Sabah işe gitmek için aracın marşına bastığımda motorun yüksek sesle çalıştığını fark ettim. O nedenle ustamın iş yerine geldim. Serviste ön çalışmalar yapıldıktan sonra araçta yağ soğutucuların ve hararet müşürlerinin arızalı olduğu belirlendi. Bununla ilgili sonuç ise araçta yaz bakımlarının yapılmadığı oldu. Ben diğer sürücülerin yazlık bakımlarını aksatmamalarını öneriyorum” diye konuştu.
-
Artan sıcaklıklar lekeleri beraberinde getiriyor
Dermatoloji Uzmanı Dr. Gülbiye Güler, eğer lekeler çocukluk çağından itibaren varsa bunların çil olduğunu belirterek, “Kışın belli belirsiz olup baharla beraber renkleri koyulaşır. En sık yüz bölgesinde görülür. Sarışın ve kızıl saç yapısına sahip olanlarda görülür. Genetik özelliğe sahiptir. Melasma ise yetişkinlerde ve daha çok kadınlarda görülür, sebebi tam olarak bilinmemektedir. Yüzde yerleşir, alında, yanaklarda, üst dudakta ve burun sırtında görülür. Koyu tenli kişilerde, gebelikte, hormon ilacı alanlarda, demir eksikliği anemisi olanlarda görülme oranı daha yüksektir. Kuvvetli ışık yayan lambaların olduğu yerde çalışanlarda, bilgisayar karşısında çalışan ve uzun süre vakit geçirenlerde de olabilmekte. Lentigo ise 40 yaş üzeri yetişkinlerde görülen güneş lekelerine denir. Çilden daha büyüktürler, birkaç milimden birkaç santime kadar büyüklükte olabilirler. Keskin sınırlı olmaları ve daha koyu kahve renkli olmaları özelliğidir. Halk arasında yaşlılık lekesi de denmektedir. Bunlar her mevsimde kalıcıdır. Yaz aylarında renkleri biraz koyulaşabilir. Lentigo açık tenli insanların el sırtlarında, ön kollarda yüzde omuz ve sırtlarında olur. Uzun süre araç kullananlarda güneş alan tarafta daha bariz olur. Açık havada çalışan ve çok güneşlenen kişilerde yoğun olarak görülebilmekte” şeklinde konuştu.
“Mutlaka bir uzmana başvurun”
Güneş lekeleri dışında yaz aylarında benlerde sayıca artış olup renklerinde de koyulaşma olduğunu belirten Güler, “Cilt kanserlerinin de asıl sebebi UV ışınları olduğu için vücutta yeni oluşan ani büyüyen düzensiz rengi olan benlerimiz olursa mutlaka bir uzman hekime gösterilmelidir. Tedavi pigmentin derinliğine ve lekenin tipine göre farklı tedaviler uygulanabilir. Tedavi için güneşin olmadığı kış mevsimi tercih edilmelidir. Yeni oluşan lekeler kolay ve çabuk açılırken uzun süreli olan güneş lekeleri inatçı olabilmektedir. Tedavide renk açıcı kremler, kimyasal ve enzimatik peelingler, PRP, mezoterapi, dermapen ve çeşitli lazer yöntemleri uygulanabilir” dedi.
Güneşten nasıl korunulur
Dermatoloji Uzmanı Dr. Gülbiye Güler, güneşten korunmaya çocukluktan itibaren başlanılması gerektiğini ifade ederek, “Güneş ışınlarının yoğun olduğu saat 11.00 ile 16.00 arasında güneşlenmemelidir. Güneşe çıkılacağı zaman geniş kenarlı şapka, gözlük ve uzun kollu beyaz renkli keten kıyafetler giyilmelidir. Açık bölgelerinize cilt tipine uygun UV A-B’ye karşı 50 faktör güneş kremleri uygulanmalıdır. Bunlar 3-4 saatte bir yenilenmeli, dışarı çıkılmadan 20-30 dakika önce evde uygulanmalıdır. Güneş lekeleri tedaviden sonra dikkat edilmezse hızlı bir şekilde tekrar oluşabilmektedir” diye konuştu.
-
Deniz suyu sıcaklığında rekor seviye
Akdeniz’de geçen hafta ortalama yüzey sıcaklığının tüm zamanların en yüksek seviyesi olan 28,4 dereceye ulaştığı açıklandı.
Tüm zamanların rekoru olarak gösterilen bu ölçüme yönelik TÜRK Deniz Araştırmaları Vakfı (TÜDAV) ve European Greens uyarıda bulundu.
Geçen hafta yapılan ölçümlere ilişkin TÜDAV’dan yapılan açıklamada, “Akdeniz’in ortalama yüzey suyu sıcaklığı daha önce hiç görülmemiş bir seviye olan 28,4 dereceye çıktı. Bu durum, deniz yaşamını ciddi şekilde etkileyerek türlerin yok olmasına potansiyel olarak yol açabilir” denildi.
European Greens’den yapılan açıklamada ise “Bunun deniz yaşamı üzerinde önemli bir etkisi olacak ve türlerin kaybına yol açacaktır. Denizlerimizi ve okyanuslarımızı korumalıyız ve deniz biyoçeşitliliğini korumalıyız` ifadeleri kullandı.
TÜDAV Genel Sekreteri Dr. Sibel Sezer, Akdeniz havzasının iklim değişikliğinden en fazla etkilenen ve etkilenecek sıcak noktalardan biri olduğunu ifade ederek, “Akdeniz havzasında da Doğu Akdeniz en kırılgan niteliğe sahip. Dolayısıyla bunların hepsi ciddi risk, bu ısı artışı bize senaryolarda da gösterilen bir olaydı. Bunlara şaşırmıyoruz, her sene gittikçe bu rekor daha da kırılabilir” dedi.
“Derin denizi de etkiliyor”
İklim değişikliğiyle birlikte ekosistem üzerindeki etkilerinin azaltılması gerektiğini söyleyen Dr. Sibel Sezer, “İklim değişikliğinin ekosistem üzerindeki etkileri Akdeniz’de olumsuz çünkü bir kere Akdeniz’deki sorunlar iklim değişikliğinin yanı sıra bir sürü yerel baskı da var. Aşırı avcılık, atıklar, kıyı dolgu alanları, dip tarama gibi hem iklim değişikliği hem de bu yerel baskılarla denizlerimiz ciddi risk altında. İklim değişikliği, sadece deniz yüzeyinde değil, derin denizi de her şeyi de etkileyen bir husus” diye konuştu.
Küresel hesaplara göre daha da ısınacak
Akdeniz havzası için küresel hesaplar olduğundan bahseden Dr. Sezer, ısının bugünkü seviyelerin üstünde çok daha artacağını söyledi.
Dr. Sezer, “Dolayısıyla bizim hazır olmamız gerekiyor. İklim değişikliği ile birlikte yaz yağışlarında azalma görülecek. Göller ve rezervuarlardaki su seviyeleri düşebilir, kuraklık artabilir. İstilacı türler, doğal alanları dışındaki bir yere girip, oradaki biyoçeşitliliği olumsuz etkiliyor. Bunlar gelince tabi bizim kendi yerel türlerimiz risk altında. Bu sıcaklık artışında yerel türlerin coğrafi dağılımı değişiyor. Yerli olmayan türler Akdeniz’e geliyor ve yerli türler risk altında oluyor. Denizanaları, aslan balığı, balon balığı her yerde görülüyor artık” ifadelerini kullandı.
Turizm ve balıkçılık etkilenebilir
İstilacı türlerden denizanalarını örnek veren Dr. Sibel Sezer, şu uyarılarda bulundu:
“Denizanası zehirli olabilir, görülünce bize hemen resim çekilip, gönderilmesini istiyoruz. Daha çok araştırma yapılması gerekiyor ve bizim veriye ihtiyacımız var. Denizanası artarsa turistleri yakar, maalesef artık Akdeniz ve Ege’de görülüyor. Denizanası yakarsa doğru tedavi edilmesi gerekiyor. Sabunlu suyla yıkamak değil. Eğer bu yabancı türlerde çok artış olursa artık denizler turistlere belki de çok cazip olmayabilir. Turizm ve balıkçılık sektörleri etkilenebilir.
Dolayısıyla acilen veri toplama olayına başlanmalıdır. İzleme ağı kurulmalı ve veri toplanmalı. Bilimsel çalışmalar artırılmalı ki olabilecek değişikliklere hazırlıklı olalım. Bizi neler bekliyor, bunu anlamalı, çalışmalı ve ona göre de tedbir almalıyız ve bu çalışmaların sonucunda bir strateji belirlememiz gerekiyor. Bunlar zaten Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nca yapılan çalışmalar ama hızlandırılmalı ve denizlerin de içine katılması gerekiyor.”
-
Şapka satışı arttı
Batman’da yüksek sıcaklık nedeniyle vatandaşların şapkaya talebi arttı. Batman’da sıcak hava etkisini göstermeye devam ediyor. Kentin bazı ilçelerinde 50 dereceye kadar çıkan sıcaklık vatandaşlara zor anlar yaşatıyor. Dışarıya çıkan vatandaşlar, öğle sıcağında güneş çarpmasına karşı önlem almak için şapkaya ilgi gösteriyor. Hasankeyf Sokağında esnaflık yapan Uğur Tahiroğlu, sıcaklıkların artmasıyla şapkaya talebin arttığını söyledi.
Sıcak havalarda şapka takmanın önemini vurgulayan Tahiroğlu, “Bölgemizde artan sıcaklıklardan dolayı, şapka satışlarımızda yüksek derecede artış var. İnsanlarımız aksesuar olarak şapka, şemsiye ve güneş gözlüğünü kullanıyor. Talep olarak en çok şapkada talep var. Şapka insanları güneşten koruyor. Bizde şapka giymenizi öneriyoruz. Sıcaklıklar zaten bölgemizde şapka satışlarının artmasına neden oldu. Yaz aylarında şapka giymenizi öneriyoruz” dedi.
-
Eyyam-ı Bahur geliyor
Geçen hafta şiddetli sıcak hava dalgası yaşayan İstanbul ve diğer şehirler, şimdi yeni bir sıcak dalgasıyla başa çıkmak zorunda kalacak.
Meteoroloji raporlarına göre bu hafta, hava sıcaklıkları artacak.
Türkiye, çarşamba gününden itibaren “Eyyam-ı Bahur” olarak bilinen çöl sıcakları, cehennem sıcakları ve Afrika sıcaklarına maruz kalacak.”
-
“Küresel kaynama çağı başladı”
Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri António Guterres, bilim insanlarının Temmuz ayının dünyanın en sıcak ayı olacağını teyit etmelerinin ardından yaptığı açıklamada, küresel ısınma döneminin sona erdiğini ve “küresel kaynama döneminin geldiğini” söyledi.
Guterres, “Küresel ısınmanın etkilerini hali hazırda yaşıyoruz. Dehşet verici ve bu sadece bir başlangıç, Küresel sıcaklık artışını, sanayi öncesi seviyelerin 1,5 derece üzerinde ile sınırlamak ve iklim değişikliğinin en kötü sonuçlarından kaçınmak hala mümkün. Ancak bu sadece dramatik ve acil iklim eylemleriyle mümkün olabilir.” diye konuştu.
Guterres’in yorumları, bilim insanlarının son üç haftanın kayıtların tutulmaya başlamasından bu yana en sıcak haftalar olduğunu ve Temmuz ayının şimdiye kadar kaydedilen en sıcak ay olma yolunda ilerlediğini teyit etmelerinin ardından geldi.
Dünya Meteoroloji Örgütü (WMO) ve AB’nin Copernicus Dünya gözlem programına göre, fosil yakıtların yakılmasıyla artan ve şiddetli hava koşullarını teşvik eden küresel sıcaklıklar bu ay rekor kırdı.
Güneş ışığını hapseden ve Dünya’nın etrafında bir sera gibi hareket eden kirliliğin etkisiyle küresel ortalama sıcaklıklardaki istikrarlı artış, aşırı hava olaylarını daha da kötüleştirdi.
WMO Genel Sekreteri Petteri Taalas, “Sera gazı emisyonlarını azaltma ihtiyacı her zamankinden daha acil. İklim eylemi bir lüks değil, bir zorunluluktur.” dedi.
Diğer iklim bilimciler de bulguları doğruladı. Leipzig Üniversitesi’nden Karsten Haustein, 2023 Temmuz ayında dünyanın sanayileşme öncesi ortalama Temmuz ayına göre 1,5 derece daha sıcak olduğunu tespit etti.
Haustein, bu ayın sıcaklıklarının “son derece aşırı” olduğunu ve bilim insanlarının, henüz bu ay bitmeden bile kayıtlardaki en sıcak ay olacağını tahmin edebileceklerini söyledi.
ABD’li kar amacı gütmeyen Berkeley Earth’te iklim bilimci olan Zeke Hausfather ise, “Bugün büyük bir asteroid çarpması yaşanmazsa, Temmuz 2023’ün büyük bir farkla kayıtlara geçen en sıcak ay olacağı neredeyse kesin. Ben şahsen bu rekorun büyüklüğünü biraz şaşırtıcı buluyorum. Temmuz ayı için tarihsel kayıtlarda benzer bir şey görmüyoruz.” ifadelerini kullandı.
World Weather Attribution ağının bir çalışmaya göre sera gazı kirliliği bu ay üç kıtada ölümcül sıcak hava dalgalarının sıcaklıklarını arttırdı.
-
Araba bakımlarına dikkat
Son yılların en yüksek hava sıcaklıklarının yaşandığı şu günlerde otomobillerin sıcaklıkla mücadele etmesi için eksiksiz bakımlardan geçmesi gerekiyor. Otomobil bakım servisleri, bunaltıcı sıcaklıklarda sürücüleri araç bakımını bir an önce yapmaları konusunda uyardı. Türkiye ve dünyada etkili olan sıcak hava dalgası insanları zorladığı gibi otomobiller üzerinde de etkili oluyor.
Rekor sıcaklıkların etkisini bir hayli gösterdiği son günlerde otomobillerde dikkat edilmesi gereken bazı noktalar bulunuyor. Bakımı yapılmamış otomobillerde hararet ve yakıt sistemindeki sorunlar büyük arızalara yol açarken, sıcaklıklara bağlı olarak muhtemel yangınlara da yol açabiliyor. Hava sıcaklıklarının 43 dereceye kadar çıktığı Kahramanmaraş’ta oto sanayi sitesi, bakımı yapılması gereken araçlarla dikkat çekti.
“Bakımların tam zamanında yapılmasını öneriyoruz”
Otomobil bakım servisinde çalışan Halil İbrahim Kır, “Öncelikle en kolay olarak araçlarına binmeden önce hızlı bir şekilde araç sularını kontrol etmeleri gerekiyor. Çünkü son yılların en yüksek sıcaklıklara ulaştığımız söyleniyor. Öncelikle araç sahipleri su seviyelerini kontrol etsinler ki, hararet seviyeleri yükselmesin.Daha sonra ise havalar sıcak olduğu için araçların klima gazlarının ve polen filtrelerinin uygun seviyede olması gerektiğini öneriyoruz ve araç bakımlarının tam zamanında yapılmasını öneriyoruz. Genelde bu sıcaklıklarda hortum patlamaları meydana gelmektedir. Hortum patlamalarında hızlı bir şekilde servislerine ulaşması gerekiyor. Çünkü kaynar sular patlattığı için kendilerinin herhangi bir müdahale etmeden aracın soğuması gerektiğini söylüyoruz” dedi.
Yüksek sıcaklıklarda otomobil sahiplerinin aksatmadan araçlarının bakım ve onarımını yapmaları konusunda uyaran sanayi esnafı Üzeyir Keçe, “Şu an zaten havalar sıcak. Yağ sıcaklıkları artacağı için motorda kalıcı hasarlara yol açabilir, bunları kontrol ettirmekte fayda var. Bu sıcaklıklarda yokuş aşağı inişlerde balatalar çok ısınıp aşırı eriyeceği için bunları sık kontrol ettirmekte fayda var. Ortalama bir bakım 2 bin 500 ila 5 bin TL’yi bulabiliyor” diye konuştu.
-
Termometreler 48’i gördü
Türkiye genelinde olduğu gibi sıcaklıklar deprem bölgesi Kahramanmaraş’ta da etkisini artırdı. Depremin merkez üssü Kahramanmaraş’ta vatandaşlar sıcaktan korunmak için ağaç gölgelerine sığındı. Güneşin etkisinden kaçmak isteyen vatandaşlar alışverişlerini tarihi çarşılarda yaptı.
Şehirdeki birçok noktada bulunan çeşmelerde vatandaşlar yüzlerini yıkayarak serinlemeye çalıştı. Öğleden sonra etkisini artıran kavurucu sıcak havalar sonrası termometreler şehrin plaka kodu olan 46’yı geçerek 48 derecelere dayandı.
Sıcak havada mısır satmak zorunda olduğunu ifade eden Mustafa Yılmaz, “Günlerimiz sıcak yerimiz de güneşli. Zor günler geçiriyoruz. Deprem alanındayız. Halimize şükrediyoruz” dedi.
Bir fırıncı esnafı ise sıcak havalardan bunaldığını ve sık sık çeşmede kafasını su ile serinlettiğini söyledi.